Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Printable View
Temel doktora gitmiş:
- Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi...
- Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu
tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim.
fadime'yi yemek yaparken bulmuş:
Karıcuğum bugün yemekte ne var?
Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş:
- Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var?
- Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var...
Bir tilki ormanda dolaşırken bir tavuk görür. TAvuğu yemek üzere yaklaşır ve tavuğun üzerinde bomba olduğunu görür bunun üzerine kenarda beklemeye başlar. Biraz sonra bir kurt gelir ve o da tavuğu görür. Tilkiye sorar '' Ne oldu neden yemedin tavuğu? Yoksa görmedin mi?'' Tilki cevap verir '' Gördüm ama ben orucum'' der. Bu cevap üzerine kurt tavuktan bir ısırık almış ve bomba patlamış kurt yaralı bir şekilde kurtulmuş. Tilki ise tavuğun parçalarını yemeye başlamış. Kurt'' Hani sen oructun be!'' tilki hemen cevabı yapıştırır ''Biraz önce top patladı duymadın mı?
Konuşabiliyor mu?
Adam açık artırma sonunda iki yüz milyona bir papağan almıştı.
Parayı öderken:
-"Bari konuşabiliyor mu ?"
-"Elbette , karşı tarafta durmadan fiyatı artıran kimdi sanıyorsunuz
Temel Dursun'a sormuş:
-Ula Dursun cebimde kaç bilye olduğunu bilirsen ikisini de sana vereceğum. Dursun cevap vermiş:
-Üç. ahaha
Bir tane ajan alınacakmış. Sınavda, sorumlunun karşısına üç tane aday çıkmış. Bunlardan biri kim olabilir? Ah bildiniz tabiki Temel. Sorumlu kişi, adayların güvenilirliğini ölçmek için adaylara, "Size bir sır vereceğim ve daha sonra size işkence yapacağım, ne olursa olsun, o sırrı bana söylemeyeceksiniz" demiş. Alman aday, işkenceye bir hafta dayanabilmiş, verilen sırrı söylemiş. İngiliz aday da 3 hafta dayanmış, sonra o da dökülmüş. Sıra bizim Temel'de. Temel 1 hafta olmuş söylememiş, 2 hafta olmuş söylememiş, 1 ay olmuş, Temel'de hala tık yok. Sınavı yapanlar bizim Temel'e hayran olmuş. Akşam olmuş, bu kişiler, anahtar deliğinden Temel'i izlemeye başlamışlar.Temel kafayı duvara vuruyormuş: "hatırla oni, hatırla oni."
bir gün nasreddin hoca yağmur yağarken camdan bakıyormuş bir adamda koşarak yağmurdan kaçıyomuş hoca demişki ey falan neden allahın rahmetinden kaçıyorsun bunun üzerine adam yavaş yavaş yürümeye başlamış ve sırılsıklam olmuş başka bir gün ise hoca yağmurdan kaçıyor adam camdan bakıyormuş adam hemen atlamış hoca hoca neden allahın rahmetinden kaçıyorsun hoca koşarak cevap vermiş rahmete basmamak için
Newyork seferini yapmak için uçaga binen güzel sarışın firstclas koltuğa oturur, bilet kontrolünde hostes yerinin arkada ekonomik sınıfta olduğunu söyler.
Sarışın buna itiraz eder ve ben güzelim sarışınım istediğim yere otururum der.
Hostes başa çıkamayınca kaptana haber verir, kaptan gelir ve sarışının kulağına bişeyler fısıldar.
Bunun üzerine sarışın kalkar ve arkada bir yere oturur, hostes hayretle kaptana sorar: "Efendim ne söylediniz kulağına" kaptan, uçağın sadece arka tarafının newyorka gittiğini söyledim der
Temel'e araba çarpar bacağı kırılır.
Kazayı yapan şoför para vererek anlaşmak ister.
Temel istediği fiyatı söyler
- Yirmi milyar verirsen vazgeçeceğim davadan.
Adam şaşırır. - Beni milyarder mi sandın, der.
- Haçan milyarder değilsun da ben kırkayak mıyım...
Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım, diğerlerini almam.
Şampuan.
Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar :
- Oğlum kafanı ıslatmıyacak mısın ?..
Temel cevap verir :
- Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş !
Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
- "Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir." Teknik servis elemanı sorar:
- "Nasıl yapıyorsunuz?"
- "Senin anlattıgın kimi."
- "Hata ne?"
- "Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir."
- "İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?."
- "Tamam" diyor ve başlıyor, anlatmaya.
- "Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir: Kaydetmek ister misiniz? E / H yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee..."
Afacanlar
Mahallenin afacan kardeşleri herkesi hayatından bezdirmiş. Kırılan camların, lastiği indirilen arabaların, çıkan gürültünün haddi hesabı yokmuş. Mahalleli sürekli anne ve babaya şikayet ediyorlarmış. Anne ve baba bir gün durumu mahallenin papazına anlatmışlar, papaz çocukları görmek istemiş.
Papaz önce büyük olan kardeşi yanına çağırmış, "Söyle bakalım tanrı nerde?"
Çocuk cevap vermemiş.
Papaz tekrar sormuş, "Evladım söylesene tanrı nerde?"
Çocuk susmaya devam etmiş.
Papaz artık sinirlenmeye başlamış, "Neden söylemiyorun çocuğum?!"
Çocuk artık bu baskıya dayanamayıp küçük kardeşini de kolundan tuttuğu gibi koşarak kiliseden çıkmış ve eve doğru koşmaya başlamışlar.
Küçük oğlan yolda sormuş: "Neden kaçıyoruz?"
Büyük cevap vermiş: "İşte şimdi hapi yuttuk, Tanrı kaybolmuş bizden biliyorlar!!!
Belki Seni Götürür.
Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış.
-Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.
-Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?
-İyi ya Azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.
Temel ile Dursun kavgaya tutuşmuşlardı. Temel öfkeyle bağırdı.
- Sen beş para etmez bir adamsun !
- Öyle mi ? Ispat et pakayum ...
Temel bir taksi çevirir ve sorar :
- Beni taksim'e kaça götürürsün ?
- 15 milyona
- Peki, arkadaşımla olursam?
- Farketmez, gene 15 milyon.
Temel dursun'a döner :
- Gördun mü ? Seni hesaba bile katmadi
Fizik dersinde öğretmen öğrencilerden birini kaldırıp sormuş:
Öğretmen: - Otobüstesin hava çok sıcak ne yaparsın?
Öğrenci: - Camı açarım hocam!
...
Öğretmen: - Söyle giren havanın sürtünme katsayısını?
Öğrenci: - Bilmiyorum hocam!
Öğretmen: - Otur sıfır!
Bu böyle bir değil iki değil bütün sınıfta sürmüş herkes
dökülüyor... Öğretmen bir öğrenciyi daha kaldırmış:
Öğretmen: - Oğlum otobüstesin çok sıcak ne yaparsın?
Öğrenci: - Ceketimi çıkarırım.
Öğretmen: - Ama oğlum çok sıcak...
Öğrenci: - Gömleğimi çıkarırım...
Öğretmen: - Oğlum çok çok sıcak...
Öğrenci dayanamamış: - Hocam öleceğimi bilsem o camı açmam
Temel üniversite sınavına girmiş.
Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş.
İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş,
Temel hala yazı tura atıyor.
Öğretmen gelip başına dikilmiş: - "Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?"
Temel: - "Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!"
Ben Olgunlaştım...
Bir müfettiş akıl hastahanesini geziyormuş. Bahçeye gelince delilerin ağaçta asıldığını ama birinin yere yattığını görünce yatana sormuş .
-Neden ağaca çıktılar, demiş. o da :
-Armut sanıyorlar kendilerini, demiş.
Müfettiş :
-Sen armut değil misin?, demiş. o da hayır ben olgunlaşıp yere düştüm demiş.
Temel ile Dursun karanlık bir tepe üstünde birşey görmüşler.
Temel "bence bu bir keçi" demiş. Dursun ise "bence bu olsa olsa kartaldır" demiş.
Keçiydi kartaldı bir tartışmaya girmişler. Sonra o tepeye çıkarak havyanı görmeye gitmişler.
Tam yaklaşırken o hayvan uçarak kaybolmuş. Bunun üzerine Dursun:
-Ula temel ben sana demedimmi kartal diye. Temel şaşkın bir ifadeyle:
-Ula ömrümde ilk defa uçan bir keçi gördum demiş
İngiliz, Fransız, Alman ve Temel bilim adamıymış. Bir toplantıda İngiliz demiş ki ''Biz yerin 50-100-150 metre altını kazdık 150. metrede telefon kablolarına rastladık. Demek ki bizim atalarımız telefonu çok önceden kullanmaya başlamışlar.'' Fransız buna cevap olarak ''Biz de 100-150-200 metre kazdık 200. metrede telefon kabloları bulduk yani bizim atalarımız İngilizlerden daha önce telefon kullanmaya başlamış.'' Alman da söze karışmış '' Biz 100-200-300 metre kazdık 300. metrede telefon kabloları bulduk demek ki bizim atalarımız hepinizin atalarından önce telefonu kullanmaya başlamış.'' Temel ise '' Biz 100-200-300-400-500-600-700 metre kazdık da bir şey bulamadık demek ki bizim atalarımız CEP TELEFONU kullanıyormuş''
iki tavuk bir gün markete gezmeye gitmişler öndeki tavuk yumurta reyonuna geldiğinde bir bakmış iri boy yumurta tane 50 krş.arkadaki tavuğa hava atmış bak demiş bunu ben çıkarttım arkadaki tavuk hiç istifini bozmamış bak o zaman bunu da ben çıkartım demiş öndeki tavuk bir bakmış xxl yumurtalar tane 75 krş. altta kalmak istemeyen bizim ki 25krş.için kıçımı yırtmaya değmez demiş
Karısı adama sinirli bir şekilde söyleniyordu:
- Kafanda futboldan başka bir şey yok, futbol, futbol, futbol...
- Ne zaman evlendiğimizi bile hatırladığını sanmıyorum!
Adam sakin sakin cevap verdi:
- Tabii ki hatırlıyorum hayatım, Galatasaray'ın Neuchatel'i beş sıfır yendiği gün.
(hatırlamasan dahamı iyiydi ne
Çalı Tohumu Fıkrası
Nasreddin Hoca parasini geri istemek icin defalarca kapısını çalan
alacaklısına kapıyı açmış.
-Yakında, demiş, yakında paranı ödeyeceğim.
-Ne zaman?
-Dinle bak...Bizim duvar kenarına yol boyunca çalı tohumu ektim.
-Ve?
-Ve tohum ilkbaharda yeşerecek ve çok çalımız olacak...
-Evet, suphesiz! Sonra?
-Bu caddeden cok koyun sürüsü geçer. Geçerken, gecen koyunların yünleri
çalılara takılacak. Ben de yünleri toplayacagim. Bizim hanim bunlari
eğirip ip yapacak. Sonra gerisi kolay! Ben de pazara goturup satacagim ve
parani geri odeyeceğim.
Adam bu plan uzerine kahkahayı basar. O zaman Hoca, demişki;
-Parayi avucunda hazir hissedince nasıl da gülersin, degil mi, seni
köftehor seni..
(Alacaklının suratını görmek isterdim)
Okulda bi öğretmen öğrencilere soru sormuş ;
Öğretmen:Kalk Mehmet, bi arabadasın çok terledin ne yaparsın?
Mehmet:Camı açarım hocam.
Öğretmen:Otur sıfır.
Ahmete sorar...
Ahmet:Camı açarım hocam.
Öğretmen:Otur sana da sıfır.
Hasana sorar...
Hasan:Ceketi çıkarırım hocam.
Öğretmen: Daha sıcak oğlum daha sıcak !
Hasan:Gömleği çıkarırım hocam.
Öğretmen:Oğlum Hasan yanıyorsun yanıyorsun çok sıcak !
Hasan: Pantolonu çıkarırım hocam.
Öğretmen:Yav çocuğum yanıyosun cayır cayır !
Hasan:Hocam donumu indiririm yinede o camı açmam ...
uçak Karadenizin üzerinden geçerken adamı biri kapıyı açıp atlamış. yolcular panik yapmışlar ve hostes çağırıp olayları anlatmışlar
hostes hiç keyfini bozmadan:
-merak etmeyin, o hep burada iniyor
Anne ve babası ile uzun bir tartışmadan sonra bıyıkları yeni terleyen delikanlı, bavulunu toplamış.
'Sakın beni durdurmaya kalkmayın. Ben heyecan istiyorum, Aşk istiyorum.. Coşku istiyorum.. Bol para, güzel kızlar istiyorum. Bu evde bunların hiç biri mümkün değil!'
Sonra kapıya doğru yürümüş.
'Dur!' diye bağırmış, babası arkasından.
'Size söylemiştim, beni durdurmaya teşebbüs etmeyin!” diye geriye bağırmış delikanlı.
'Dur' diye yeniden bağırmış babası, oğlu bahçe kapısından çıkarken.
'Dur! Beni de bekle!'
Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastır.
Birgün Huriye ...Nuriye’ye telefon eder ve Düriye’ye gitmeye karar verirler ve giderler.
Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz sonra Düriye yine :
“Ay kusura bakmayın unuttum, birer kahve yapayım da içelim” der.
Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçer. Düriye yine :
“Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayımda içelim” der ve yapar getirir.
Bizimkilerde yine itiraz yok. Akşama doğru Huriye ve Nuriye kalkarlar, yola düşerler.
Yolda bastonları ile yavaş yavaş yürürken aralarında şu konuşma geçer;
Huriye :
“Kiz Nuriye, gördün mü Düriye’yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahve
bile ikram etmedi”
Nuriye :
“Kiizzz Düriye’yi ne zaman gördün??”
İş Telefonu..
Ev telefonu hayli yüksek gelince, ev halkı toplanmış ;
Baba : 'Yahu bu korkunç bir fatura. Ben bu telefonu asla kullanmıyorum,
hep çalıştığım şirketteki telefonu kullanıyorum. '
Anne : 'Aynen ben de... Akşama kadar çalıştığım bankada elimin altında
telefon. ne yapayım bunu.'
Oglan : 'Vallahi ben de Şirketimin bana verdiği cep telefonu ile bütün
görüşmelerimi yapıyorum.'
Kız : 'E benim de Şirket hattim var. Ev telefonunu hic kullanmam ki..'
Herkes aniden evdeki hizmetçiye döner ve cevap arar gözle bakarlar...
Hizmetçi : 'Eee... Problem ne o zaman?
Sanırım hepimiz iş telefonlarını kullanıyoruz.
Temel evde otururken çatıdan ses gelmiş Temel bağırmış
-kim var orda da
Çatıdan ses gelmiş
-Jean Claude Van Damme
Temel bağırmış
-Ula yukari gelirsem dördünüzü birden döverim da
Temel ilk kez uçağa binmiş Trabzona gidecekmiş.Rastgele bir koltuğa oturmuş.Koltuk sahibi gelmiş
-Lütfen kalkarmısınız orası benim yerim demiş
Temel aldırış etmemiş
Koltuk sahibi hostesi çağırmış.Hostes
-Beyfendi lütfen kalkarmısınız
Temel
-Kalkmam
Hostes kaldıramayınca kaptanı çağırır.
Kaptan Temel'in kulağına bir şeyler fısıldar Temel kalkar arka koltuğa oturur.
Herkes hayret eder merak edip kaptana sorarlar.
-Biz bu kadar uğraştık kaldıramadık siz nasıl ikna ettiniz?
Kaptan: Dedim ki bu koltuk Trabzon'a gitmez
(Arka koltuk gidiyormuş Trabzon'a
Temel, Dursun, Veysel arabayla bir caddede kırmızı ışıkta durmuşlar.Yanlarına trafik polisi gelmiş
Polis:
-Tebrikler!Bu yerde ilk defa siz kırmızı ışıkta durdunuz ödül olarak size para vereceğiz.Bu parayla ne yapacaksınız?"
Temel:
-Amirim ben ilk ehliyet alacağım
-Ne senin ehliyetin yok mu?
Dursun:
-Lan temel ben sana dedim çalıntı arabayla çıkmayalım yola!
-Ne sizin araba çalıntımı?
Veysel:
-Lan temel sınırı geçtik mi lan
bi gün köylünün biri eşeğini binmiş hastaneden evine gidiyomuş o sıra yollarda arama yapılıyomuş polisin biri bu adamı görmüş gel demiş arkadaşına şu amcayla biraz dalga geçelim gitmişler adamı durdurmuşlar
polis: dur amca
köylü:hayırdır evlat noldu
polis: az evvel kırmızı ışıkta geçtin
der ve bi eşşeğe bakar bi adama bi eşşeğe bakar bi adama
köylü:iyide evlat niye bi eşşeğe bi bana bakıyosun
polis: şimdi kırmızı ışıkta geçtinya ceza kesmeliyimde cezayı kime keseceğime karar veremedim sanamı kessem eşşeğe mi der
köylü:bana kes abisi yazık o büyüyünce polis olacak der
Kayseri'de yol çalışması yapılıyomuş. Köylüler eşeğin birini salıp geçtiği yerden yolu geçiriyolarmış. O sırada oradan geçmekte olan Amerikalı bir mühendis görmüş bunları.
Merak etmiş; gitmiş yanlarına.
-Merhaba dayı ne yapıyosunuz böyle? demiş.
Köylü
-Yol yapıyoz diye cevap vermiş.
-"E bu eşek ne" diye devam etmiş mühendis.
Köylü genel prosedürü şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nerden geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Bizim Amerikalı mühendis yerlere yatmış gülmekten, öyle şey mi olur diye.
Alaycı bir tonla:
- "Eee demiş, eşek bulamıyınca napıyonuz?"
Köylü:
- "O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoz.
Gerizekalı
Okula yeni gelen Öğretmen Öğrencilere çağrıda bulunur.
Kendini gerizekalı hisseden varsa ayağa kalksın.
Sınıftan çıt çıkmaz. Nihayet bir öğrenci ayağa kalkar.
Öğretmen: Sen kendini gerizekalı mı hissediyorsun evladım diye sorar.
Ayağa kalkan öğrenci: Hayır ama sizin tek başınıza ayakta kalmanıza gönlüm razım olmadı.
:8[1]:
Nah Vardur xD
Temel'in askerlik yaptığı bölükte bir gün Temel'in arkadaşının babası ölür.
Komutanları der bunu alıştıra alıştıra kim söler.
Birden Temel akılarına gelmiş.Temel'i çağırmışlar. Anlatmışlar durumu.
Temel hemen arkadaşı cemali yanına çağırır.
- Ula Cemal Senin Amcan Varmudur?
Vardur.
Dayin Varmudur?
Vardur.
Teyzen Varmudur?
Vardur.
Annen Varmudur?
Vardur.
Baban Varmudur?
Vardur.
Nah Vardur!