-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Sen onları, dehşetli bir korkuya kapılıp da kaçıp kurtulamayacakları ve yakın bir yerden yakalanacakları zaman bir görsen!
(Azabı görünce), "ona inandık derler" ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan)(3) iman elde etmek nasıl mümkün olur?
Dipnot : (3) İman etmenin gerekli ve geçerli olduğu yer dünya hayatıdır. Âyette, imansız olarak ölen bir kimsenin yeniden dünya hayatına dönerek iman etmesinin imkânsızlığı vurgulanmaktadır.
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
(Sebe 51-53 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hureyre´den:
"Dostum Allah Resûlü, bana şu üç şeyi (ısrarla) tavsiye etti:
- Her aydan üç gün oruç tutmak,
- Her gün iki rekat kuşluk namazı kılmak,
- Uykuya yatmadan önce, mutlaka vitir namazı kılmak..."
(Buhârî, Teheccüd 33; Müslim, Müsafirin 76)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar)."
Andolsun! Biz, Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de, onda ayrılığa düşmüşlerdi. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler.
Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.
(Fussılet 44-46 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
İmam Mâlik, Abdulkerim ibni Ebi´l-Muharik´in şöyle söylediğini işitmiştir:
"Peygamberlik amellerinden biri de iftarda acele edilmesi, sahurun da geciktirilmesidir."
(Muvatta, Kasr-ı Salât 46)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
"Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz."
Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı."
"Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim" diye de onlara yemin etti.
Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab'leri onlara, "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi.
Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."
(A'râf 19-23 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hazret-i Âişe vâlidemiz anlatıyor:
"Bir defa yanımda Ensâr kızlarından iki kız varken babam Ebû Bekir yanıma girdi. O kızlar Buas gününde, Ensâr´ın yekdiğeri hakkında söyledikleri şiirleri teganni ediyorlardı. Bu iki kız, teganniyi (şarkı söylemeyi) san´at edinmiş kızlar da değil idiler.
Babam Ebû Bekir:
'Resûlüllah´ın (sav) evinde şeytan mezmûru mu?' diyerek beni azarladı. Bu bir bayram günü idi. Resûlüllah (sav):
'Yâ Eba Bekir, her kavmin bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır. Bırak eğlensinler!..' buyurdu."
(Buhari, Îdeyn 3)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.
Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.
(Rûm 52-54 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Hazret-i Peygamber, bir gün, kadınları işâret ederek,
'Allah´ın kullarını dövmeyin!'
buyurmuşlardı. Bir müddet sonra Hazret-i Ömer gelerek, kadınlar kocalarına büsbütün kafa tutmaya başladılar, diye şikâyette bulundu. Bunun üzerine Resûlüllah (sav) erkeklere, hanımlarını yola getirmeye izin verdi. Bu sefer de Resûl-i Ekrem´e (sav) gelip kocalarından şikâyet eden kadınların sayısı çoğaldı. Nihayet Peygamber Efendimiz:
'Muhammed ailesine birçok kadın gelip gitmektedir, kocalarından şikâyet ediyorlar. Hanımlarını dövenler, sert davrananlar, şüphe yok ki sizin hayırlınız değildir.'
buyurdular."
(Tebrizî, Mişkâtü’l-Mesâbîh, II/204)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi.
Hani kavmine şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
"Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah'ı bırakarak "Ba'l'e mi tapıyorsunuz?"(9)
Dipnot (9) "Ba'l", o dönemde Şam bölgesinin "Bekk" yöresinde tapılan bir putun adıdır.
Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir.
Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka.
(Sâffât 123-128 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti".
Muvatta, Kader 3, (2, 899).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
De ki: "Onu bırakıp da ilâh diye ileri sürdüklerinizi çağırın. Onlar, başınızdaki sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler."
Onların yalvardıkları bu varlıklar, "hangimiz daha yakın olacağız" diye Rablerine vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkunçtur.
(İsrâ 56-57 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Bir kimse kardeşinin haysiyetine, yahut malına haksız olarak taarruz etmişse, iltimas olarak verilebilecek altın ve gümüşün bulunmadığı günden (kıyamet) önce helâlleşsin. Aksi halde, yaptığı haksızlık nisbetinde onun iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa, hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden adama verilir."
(Buhari, Mezalim, 10)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik."
"Yoksula yedirmezdik."
"Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık."
"Ceza gününü de yalanlıyorduk."
"Nihayet ölüm bize gelip çattı."
(Müddesir 40-47 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Bir zimmiyi (sorumluluk altına alınan kişi) haksız yere öldüren cennetin kokusunu duyamaz. Halbuki onun kokusunu kırk yıllık yoldan duyabilir."
(Buhari, Cizye, 5)
-
“İki şey vardır, asla reddedilmezler: Ezan esnasında yapılan dua ile, insanlar birbirine girdikleri savaş sırasında yapılan dua.”
[Muvatta, Nidâ 7, (1, 70); Ebû Dâvud, Cihâd 41, (2540)]
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.
Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.
Bir de Allah, iman edenleri arındırmak ve küfre sapanları mahvetmek için böyle yapar.
(Âl-i İmran 139-141 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Abdullah ibni Hars Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Oruç tutan insanın uykusu ibadettir, susması da tesbih sayılır. İyilik ve ibadetlerine kat kat sevap verilir. Duası kabul olunur, günahları da affedilerek silinir."
(Kenzü´l-Ummal, III / 327)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.(3)
Dipnot : (3) Bu âyette, Arapların "marh" ve "afar" adını verdikleri iki cins ağacı yaş hâlde iken birbirine sürterek ateş yakmalarına işaret edilmektedir.
Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.
(Yâsîn 80-82)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hureyre´den:
"Pazartesi ve perşembe günleri ameller Allah´a sunulur. Allah´a şirk koşmayan bütün kulları, Allah o gün affeder. Ancak kendisiyle, kardeşi arasında kin ve düşmanlık bulunan kimse affa uğramaz.
Ve meleklere:
'Bu iki kişiyi birbirleriyle barışıncaya kadar kendi hallerine bırakınız.' buyurur."
(Müslim, Birr 36; Ebu Davud, Edeb 55; Tirmizi, Birr 76)