Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah’ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.”
(Bakara, 110)
Printable View
Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah’ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.”
(Bakara, 110)
“ Münafığa ‘efendi’ demeyin. Zira eğer o, seyyid olursa ALLAH’ı kızdırırsınız.”
(Ebu Davud, Edeb 83)
Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kâfirler) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.
Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve: Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah’tan korkuyorum; Allah’ın azabı şiddetlidir, dedi.
O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), “Bunları, dinleri aldatmış” diyorlardı. Halbuki kim Allah’a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O’dur. Yoksa orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir).
(Enfâl, 47-49)
“Hiç şüphesiz Allah zâlime mühlet verir. Onu yakalayınca da kaçmasına fırsat vermez.” Sonra şu âyet-i kerîmeyi okudu:
“Rabbin, zâlim bir kasaba halkını yakalarken işte böyle yakalar. O’nun yakalaması gerçekten çok acı ve çetindir.” [Hûd sûresi (11), 102].
* Buhârî, Müslim, Tirmizî
İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan ibadet eder,
eğer kendisine bir hayır dokunursa,
bununla tatmin bulur ve
eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa
yüzü üstü dönüverir.
O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de.
İşte bu, apaçık bir kayıptır.
(Hac Suresinin 11. Ayeti)
“Onları bağışlasınlar, kusurlarına bakmasınlar. Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz?”
* Nûr sûresi (24), 22
“Ey îmân edenler! Allâh’tan ittikâ edin ve sâdıklarla berâber olun!” (Tevbe, 119)
İyi ar*ka*daş*la kö*tü ar*ka*da*şın mi*sâ*li; misk ta*şı*yan*la kö*rük çe*ken in*san*lar gi*bi*dir. Misk sahibi ya sa*na ko*ku*sun*dan ik*ram eder ve*ya sen on*dan sa*tın alır*sın. Kö*rük çe*ke*ne ge*lin*ce; o, ya se*nin el*bi*se*ni ya*kar, ya*hut da onun pis ko*ku*su sa*na si*râ*yet eder.” (Bu*hâ*rî, Bu*yû, 38)
“O gün, bazı yüzler ağarır, bazı yüzler de kararır.”
* * Âl-i İmrân sûresi (3), 106
…Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözetleyicidir.”
(Nisâ, 1)