Kredi kartı borçları 20 Milyarı aştı
BDDK'ya göre kredi kartı borçlarının 2. kez yeniden yapılandırılmasın rağmen yasal takibe dönüşüm oranı artıyor. Kredi kartlarında toplam borç miktarı 20 milyar YTL'yi aştı.
Mart ayında çıkarılan affa rağmen kredi kartlarında sorun büyüyor. 2004 yılında yüzde 4,4 olan takibe dönüşüm oranı 2005 yılında yüzde 7,8'e çıkınca kredi kartları yasası çıkarılarak, hem limitler kısıtlandı hem de sorunlu borçlarının yeniden yapılandırılmasına imkan sağlanarak bir çeşit af getirildi. Ancak 3 yılda çıkarılan ikinci affa rağmen bu yılın ilk yarısı itibariyle kredi kartı alacaklarında takibe dönüşüm oranı yüzde 8.3'e çıktı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Tevfik Bilgin, mart ayında çıkarılan "Kredi Kartları Kanunu" kapsamında kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına olanak sağlandığını ancak bunun ciddi bir talep görmediğini söyledi. Bu anlamda yeniden yapılandırmanın başarılı olmadığını belirten Bilgin, başvuru oranının yüzde 30'lar civarında kaldığının altını çizdi. Bilgin, "Bu oran, kalan kart müşterilerinin ne yaparsanız yapın borcunu ödeyemeyecek derecede mali durumu kötüleşmiş durumda olduklarını gösteriyor" dedi.
Sorunlu kredide tekstili solladı
BDDK'nın yayınladığı "Finansal Piyasalar" raporunda yer alan verilere göre, 2005'te 1.4 milyar YTL'ye yaklaşan brüt takipteki kredi kartı alacaklarının tutarı 300 milyon YTL artarak bu yılın ilk yarısı itibariyle 1.7 milyar YTL'ye yükseldi. Söz konusu raporda da kredi kartı borç bakiyesindeki hızlı artış ile takipteki kredi kartı alacaklarındaki yükselişin dikkatle izlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor. BDDK raporuna göre, 2006 yılının ilk yarısı itibariyle tahsili gecikmiş alacaklar içerisinde en yüksek paya kredi kartları sahip. Kredi kartlarının tahsili gecikmiş alacaklar içerisindeki payı geçen yılın sonuna göre 3,7 puan artarak yüzde 21,4'e yükseldi. Kredi kartları bu oranla yıllardır kredi sorunun en fazla yaşadığı tekstil sektörünü de solladı. BDDK verilerine göre, bu yılın ilk yarısı itibariyle tekstil sektöründeki tahsili gecikmiş alacakların oranı geçen yıla göre 1.6 puanlık düşüşle yüzde 17,6'ya geriledi.
Kart borcu 20 milyar YTL'yi geçti
Kredi katları asıl işlevi olan ödeme kolaylığının yanında zaman içerisinde borçlanma aracı niteliği de kazandı. BDDK raporunda, "Kredi kartları borç bakiyesinin haziran ayı itibariyle yaklaşık yüzde 38'inin taksitli kredi kartı borcu ve müşterilerce sonraki aya devredilen borç bakiyeleri olduğu göz önünde tutulduğunda, bankacılık sektöründe kredi kartlarının ödeme aracı olma işlevinin ötesinde önemli bir kredilendirme işlevini de yerine getirdiği görülmektedir" denilerek, bankacıların, "kredi kartları bir ödeme aracıdır, kredi değildir" iddiaları da çürütülüyor. Buradan hareketle 2001 yılında 2.6 milyar YTL olan kredi kartı borçları aradan geçen sürede hızlı bir yükselişle 2004 yılında 13.9 milyar YTL'ye çıktı. 2005 yılında 17.6 milyar YTL'ye çıkan kredi kartları borçları bu yılın ilk yarısı itibariyle 20.1 milyar YTL'ye yükseldi.
BDDK verilerine göre, 2001 yılında 2001 yılında yüzde 1,4 olan kredi kartları borç bakiyesinin Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı bu yılın ilk yarısı itibariyle yüzde 3,8'e yükseldi. Yine 2000'li yılların başında yüzde 7-8'ler civarında seyreden kredi kartı alacaklarının toplam krediler içerisindeki payı, 2004 yılında yüzde 14 ile son yıllardaki en yüksek değerine ulaştı. Özellikle dayanıksız tüketim mallarına uygulanan taksitlendirmenin sona erdirilmesi sonrasında hız kesen kredi kartı alacaklarının toplam krediler içerisindeki payı 2006 yılı Haziran ayı itibariyle yüzde 9,9'a geriledi.
Telefonuma kart mesajı geliyor
Özellikle 2004 ve 2005 yıllarında çok yaygın bir kredi kartı pazarlaması ve kullanım teşviki yaşandığına dikkat çeken BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, insanların ortalama olarak ceplerinde 2-3 kredi kartı taşıdıklarını hatırlattı. Bilgin, "Bankalarımızın zamanında yaptıkları pazarlama yanlışlıkları, halkımızın kredi kartının nasıl çalıştığını algılayamamamış ve kullanım yanlışlığı ile hatalar sorunların büyümesine neden oldu. Bazı insanlar maalesef hala kredi kartlarını bir şekilde hayatlarını devam ettirmek için kullanıyorlar. Bu durum bir noktadan sonra takılmaya başlıyor" diye konuştu. Kredi kartı kullanımı hızlı bir artış içerisinde olduğu için takibe dönüşüm oranının düşük kaldığını belirten Bilgin'e göre kredi kartı pazarlanması veya yeni kredi kartı kullandırımı bugün kesilse, yani bundan sonra hiçbir banka kredi kartı vermese alacakların takibe dönüşüm oranını hızla yükselir.
Yeniden yapılandırma sonrası da takipteki kredi kartı alacaklarında artışın sürdüğüne dikkat çeken Bilgin, "Eğer halkımız kredi kartı kullanımı konusunda bilinçlenmezse biz her yıl yeni bir kanun çıkarsak da bu sorunun önüne geçemeyiz" diye konuştu. Bilgin'e göre, kredi kartı sorununun çözülmesi için kullanıcıların bilinçlenmesinin yanı sıra bankaların da daha fazla sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri gerekiyor. Bankaların halkın zayıf yanlarını çok iyi yakaladıklarını ileri süren Bilgin, "Benim cep telefonuma bile devamlı mesaj geliyor. Bende kredi kartı olmayan bile olmayan bu bankalardan gelen mesajlarda, 24-36 ay vade olduğu belirtiliyor, avantajları anlatılıyor" dedi.
Tatlı kâr reklam yaptırıyor
Bankaların karları içerisinde kredi kartlarında aldıkları komisyonların çok önemli bir yet tuttuğuna işaret eden Bilgin, bankaların bu "tatlı" kârın devamı için de olmadık reklamlar yaptıklarını, olmadık girişimlerde bulunduklarını iddia etti. Bilgin, "2003'ten sonra kârlılıklarıyla övünen bazı bankalarımızın özellikle kredi kartlarına yatıp kalkıp şükretmesi lazım" dedi.
Faizlerin yüksek olmasının nedeninin de kredi kartı kullandırımındaki yanlışlıklardan kaynaklandığını belirten Bilgin, yaşanan sorunların ceremesini kartını zamanında ve düzenli ödeyenlerin çektiğini söyledi. Bilgin, "Faizlerdeki yüksekliğin en önemli nedeni kart borcunu ödemeyeceklerin varsayımı ile yapılan pazarlama. Bankalar; 100 kart verse bunun 10 tanesi batsa yine kârda olduğu hesabını yapıyor. Faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle bir şekilde batık 10 kartı telafi ediyor" diye konuştu.
Alacaklarda il sırada
BDDK'nın yayınladığı "Finansal Piyasalar" raporunda yer alan verilere göre, 2005'te 1.4 milyar YTL'ye yaklaşan brüt takipteki kredi kartı alacaklarının tutarı 300 milyon YTL artarak bu yılın ilk yarısı itibariyle 1.7 milyar YTL'ye yükseldi. Söz konusu raporda da kredi kartı borç bakiyesindeki hızlı artış ile takipteki kredi kartı alacaklarındaki yükselişin dikkatle izlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
BDDK raporuna göre, 2006 yılının ilk yarısı itibariyle tahsili gecikmiş alacaklar içerisinde en yüksek paya kredi kartları sahip. Kredi kartlarının tahsili gecikmiş alacaklar içerisindeki payı geçen yılın sonuna göre 3,7 puan artarak yüzde 21,4'e yükseldi. Raporda, nakit krediler içerisindeki payı yüzde 10 olan kredi kartlarının tahsili gecikmiş alacaklara dönüşüm oranının geçen yıl sonu itibariyle yüzde 7,2'den bu yılın ilk altı ayında yüzde 7,7'ye yükselmesinin, kredi riski açısından olumsuz bir gelişme olduğu belirtiliyor.
Kredi katları asıl işlevi olan ödeme kolaylığının yanında zaman içerisinde borçlanma aracı niteliği de kazandı. BDDK raporunda, "Kredi kartları borç bakiyesinin haziran ayı itibariyle yaklaşık yüzde 38'inin taksitli kredi kartı borcu ve müşterilerce sonraki aya devredilen borç bakiyeleri olduğu göz önünde tutulduğunda, bankacılık sektöründe kredi kartlarının ödeme aracı olma işlevinin ötesinde önemli bir kredilendirme işlevini de yerine getirdiği görülmektedir" denilerek, bankacıların, "kredi kartları bir ödeme aracıdır, kredi kartı değildir" iddiaları da çürütülüyor. Buradan hareketle 2001 yılında 2.6 milyar YTL olan kredi kartı borçları aradan geçen sürede hızlı bir yükselişle 2004 yılında 13.9 milyar YTL'ye çıktı. 2005 yılında 17.6 milyar YTL'ye çıkan kredi kartları borçları bu yılın ilk yarısı itibariyle 20.1 milyar YTL'ye yükseldi.
21-09-2006, 12:10
CABBARİ
Antalya'da fırtına hayatı felç etti
Antalya'da Fırtına ve yağmur nedeniyle bazı yerlerin çatısı çöktü. 1 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Şehirde bazı semtlerin elektriği kesildi. Rüzgarın hızı saate 70 kilometreye ulaştı.
Antalya'da saat 23.00 sularında aniden bastıran sağanak yağmur hayatı olumsuz yönde etkiledi.
ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN ÇATISI ÇÖKTÜ
Antalya'da yaklaşık iki saat etkili olan yağış ve fırtına nedeniyle bir alışveriş merkezinin tavanı çöktü. Olayda göçük altında kalan 5 kişi itfaiye ekiplerince kurtarılırken, 3 yaşındaki kız çocuğu hastanede hayatını kaybetti.
Antalya'da saat 23.00 sıralarında şiddetli yağmur ve saatte hızı 70 kilometreye ulaşan fırtına başladı. Yaklaşık iki saat süren fırtına ve yağış nedeniyle büyük bir alışveriş merkezinin tavanı çöktü.
Olayda kimliği henüz belirlenemeyen 2 kişi ile Mustafa Çelik (32), Fatoş Taş (35) ve kızı Merve Taş (3) göçük altında kaldı. Göçük altında kalan 5 kişi olay yerine çağırılan itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Olayda ağır yaralanan Fatoş Taş ve Merve Taş, Akdeniz Üniversitesi Hastanesine kaldırıldı. 3 yaşındaki Merve Taş, hastanede yaşamını yitirdi.
-12 YERDE SU BASKINI-
İtfaiye Daire Başkanı Ali Fuat Uslu, kendilerine ulaşan ilk bilgilere göre, 12 yerin su baskınına uğradığını bildirdi. Antalya otogarının çatısında hasar meydana geldiğini ifade eden Uslu, su basan bölgelerde boşaltma çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Uslu, yağış ve fırtınanın Antalya'nın ilçelerinde de etkili olduğunu, ancak bu bölgelerden kendilerine ulaşan bir sıkıntı bulunmadığını söyledi. Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, bu gece yağış beklendiğini ancak şiddetli olmayacağının tahmin edildiğini belirttiler. Yağışların Antalya'nın kuzeydoğusuna ilerlediğini ifade eden yetkililer, Serik ve Akseki ilçelerinde etkili olacağını da ifade ettiler.
METREKAREYE 3 KİLO YAĞMUR
Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, fırtına ve şiddetli yağmur nedeniyle çatısı çöken alışveriş merkezinde incelemelerde bulundu. Vali Alaaddin Yüksel, gece başlayan ve yaklaşık iki saat süren fırtına ve yağış nedeniyle çatısı çöken Fabrikalar Mahallesindeki alışveriş merkezine gelerek, yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Yüksel, bu gece kent merkezinde hızı saatte 70 kilometreye varan rüzgarla birlikte şiddetli yağış meydana geldiğini bildirdi.
Antalya kent merkezinde bu sırada metrekareye düşen yağış miktarının 3 kilogram olduğunu ifade eden Vali Yüksel, şunları söyledi: ''Bu yağış ve fırtına nedeniyle Antalya Kültür Merkezi'nde Altın Portakal Film Festivali için hazırlanan platformlardan biri vatandaşların üzerine düşmüş ve 4 vatandaşımız yaralanarak, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi altına alınmıştır. Ayrıca alışveriş merkezinin çatısı da çökmüştür. Burada 3 yaşında bir kız çocuğumuz hayatını kaybetmiş, 4 vatandaşımız ise yaralanmıştır. Yaralılar çeşitli hastanelerde tedavi altına alınmıştır. Olaydan son derece üzgünüm.''
Yağış nedeniyle kent merkezinde bir süre elektrik kesintisi yaşandığını, telefon görüşmelerinin yapılamadığını anlatan Vali Yüksel, trafolara yıldırım düşmesi sonucu kentin bir bölümünde elektrik kesintisi yaşandığını, şu an ise kentin büyük bölümüne elektrik verilmeye başlandığını kaydetti.
Vali Yüksel, haberleşmedeki kısmi kesintilerin de kısa sürede normale döndüğünü bildirdi. Vali Yüksel, alışveriş merkezindeki çökmenin nedeninin yapılacak teknik incelemenin ardından belirleneceğini söyledi.
FIRTINA ALTIN PORTAKALI DA VURDU
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin gala gösteriminin yapıldığı sırada çıkan fırtına nedeniyle dev ekranın bulunduğu platform devrildi. Olayda, 4 festival görevlisi genç yaralandı.
Yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın yazıp yönettiği ve başrolünü eşi Ebru Ceylan ile paylaştığı ''İklimler'' filminin gala gösterimi sırasında yoğun yağış ve şiddetli rüzgar başladı.
Gala gösteriminin ardından filmin ekibi ve seyirciler, Antalya Kültür Merkezi yanındaki cafede söyleşiye geçerken, fırtına ve yağışın etkisiyle burada dev ekranın bulunduğu platform devrildi.
Olay sırasında platform çevresinde bulunan, festivalin ulaşım ve transferini üstlenen şirketin görevlendirdiği gençler Musa Kısa, Zeynep Özfırıncı, Ümit Elit ve Enis Ulutaş kaçmaya çalışırken yaralandılar. 4 Genç için ambulans çağrılırken, çenesinden yaralanan ve kan kaybettiği bildirilen Musa Kısa'ya ilk müdahaleyi festivali izleyen bir doktor yaptı.
Olay yerine çağrılan ve 40 dakika sonra gelen ambulans, yaralı gençleri Tıp Fakültesi Hastanesine götürdü. Musa Kısa'nın travma geçirdiği, diğer gençlerin ise hafif yaralı oldukları bildirildi. Bu arada, yaralı gençlerin festivalde görevli arkadaşları, ambulans görevlileri, bazı yetkililer ve gazetecilere tepki gösterdiler.
DEV EKRANLAR DEVRİLDİ
Öte yandan, festival kapsamında film gösterilerinin yapıldığı Cumhuriyet Meydanı ve Karaalioğlu Parkı'nda da dev ekranların devrildiği, olayda yaralanan olmadığı öğrenildi
(Cihan / aa)
21-09-2006, 12:10
CABBARİ
Antalya'da fırtına hayatı felç etti
Antalya'da Fırtına ve yağmur nedeniyle bazı yerlerin çatısı çöktü. 1 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Şehirde bazı semtlerin elektriği kesildi. Rüzgarın hızı saate 70 kilometreye ulaştı.
Antalya'da saat 23.00 sularında aniden bastıran sağanak yağmur hayatı olumsuz yönde etkiledi.
ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN ÇATISI ÇÖKTÜ
Antalya'da yaklaşık iki saat etkili olan yağış ve fırtına nedeniyle bir alışveriş merkezinin tavanı çöktü. Olayda göçük altında kalan 5 kişi itfaiye ekiplerince kurtarılırken, 3 yaşındaki kız çocuğu hastanede hayatını kaybetti.
Antalya'da saat 23.00 sıralarında şiddetli yağmur ve saatte hızı 70 kilometreye ulaşan fırtına başladı. Yaklaşık iki saat süren fırtına ve yağış nedeniyle büyük bir alışveriş merkezinin tavanı çöktü.
Olayda kimliği henüz belirlenemeyen 2 kişi ile Mustafa Çelik (32), Fatoş Taş (35) ve kızı Merve Taş (3) göçük altında kaldı. Göçük altında kalan 5 kişi olay yerine çağırılan itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Olayda ağır yaralanan Fatoş Taş ve Merve Taş, Akdeniz Üniversitesi Hastanesine kaldırıldı. 3 yaşındaki Merve Taş, hastanede yaşamını yitirdi.
-12 YERDE SU BASKINI-
İtfaiye Daire Başkanı Ali Fuat Uslu, kendilerine ulaşan ilk bilgilere göre, 12 yerin su baskınına uğradığını bildirdi. Antalya otogarının çatısında hasar meydana geldiğini ifade eden Uslu, su basan bölgelerde boşaltma çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Uslu, yağış ve fırtınanın Antalya'nın ilçelerinde de etkili olduğunu, ancak bu bölgelerden kendilerine ulaşan bir sıkıntı bulunmadığını söyledi. Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, bu gece yağış beklendiğini ancak şiddetli olmayacağının tahmin edildiğini belirttiler. Yağışların Antalya'nın kuzeydoğusuna ilerlediğini ifade eden yetkililer, Serik ve Akseki ilçelerinde etkili olacağını da ifade ettiler.
METREKAREYE 3 KİLO YAĞMUR
Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, fırtına ve şiddetli yağmur nedeniyle çatısı çöken alışveriş merkezinde incelemelerde bulundu. Vali Alaaddin Yüksel, gece başlayan ve yaklaşık iki saat süren fırtına ve yağış nedeniyle çatısı çöken Fabrikalar Mahallesindeki alışveriş merkezine gelerek, yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Yüksel, bu gece kent merkezinde hızı saatte 70 kilometreye varan rüzgarla birlikte şiddetli yağış meydana geldiğini bildirdi.
Antalya kent merkezinde bu sırada metrekareye düşen yağış miktarının 3 kilogram olduğunu ifade eden Vali Yüksel, şunları söyledi: ''Bu yağış ve fırtına nedeniyle Antalya Kültür Merkezi'nde Altın Portakal Film Festivali için hazırlanan platformlardan biri vatandaşların üzerine düşmüş ve 4 vatandaşımız yaralanarak, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi altına alınmıştır. Ayrıca alışveriş merkezinin çatısı da çökmüştür. Burada 3 yaşında bir kız çocuğumuz hayatını kaybetmiş, 4 vatandaşımız ise yaralanmıştır. Yaralılar çeşitli hastanelerde tedavi altına alınmıştır. Olaydan son derece üzgünüm.''
Yağış nedeniyle kent merkezinde bir süre elektrik kesintisi yaşandığını, telefon görüşmelerinin yapılamadığını anlatan Vali Yüksel, trafolara yıldırım düşmesi sonucu kentin bir bölümünde elektrik kesintisi yaşandığını, şu an ise kentin büyük bölümüne elektrik verilmeye başlandığını kaydetti.
Vali Yüksel, haberleşmedeki kısmi kesintilerin de kısa sürede normale döndüğünü bildirdi. Vali Yüksel, alışveriş merkezindeki çökmenin nedeninin yapılacak teknik incelemenin ardından belirleneceğini söyledi.
FIRTINA ALTIN PORTAKALI DA VURDU
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin gala gösteriminin yapıldığı sırada çıkan fırtına nedeniyle dev ekranın bulunduğu platform devrildi. Olayda, 4 festival görevlisi genç yaralandı.
Yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın yazıp yönettiği ve başrolünü eşi Ebru Ceylan ile paylaştığı ''İklimler'' filminin gala gösterimi sırasında yoğun yağış ve şiddetli rüzgar başladı.
Gala gösteriminin ardından filmin ekibi ve seyirciler, Antalya Kültür Merkezi yanındaki cafede söyleşiye geçerken, fırtına ve yağışın etkisiyle burada dev ekranın bulunduğu platform devrildi.
Olay sırasında platform çevresinde bulunan, festivalin ulaşım ve transferini üstlenen şirketin görevlendirdiği gençler Musa Kısa, Zeynep Özfırıncı, Ümit Elit ve Enis Ulutaş kaçmaya çalışırken yaralandılar. 4 Genç için ambulans çağrılırken, çenesinden yaralanan ve kan kaybettiği bildirilen Musa Kısa'ya ilk müdahaleyi festivali izleyen bir doktor yaptı.
Olay yerine çağrılan ve 40 dakika sonra gelen ambulans, yaralı gençleri Tıp Fakültesi Hastanesine götürdü. Musa Kısa'nın travma geçirdiği, diğer gençlerin ise hafif yaralı oldukları bildirildi. Bu arada, yaralı gençlerin festivalde görevli arkadaşları, ambulans görevlileri, bazı yetkililer ve gazetecilere tepki gösterdiler.
DEV EKRANLAR DEVRİLDİ
Öte yandan, festival kapsamında film gösterilerinin yapıldığı Cumhuriyet Meydanı ve Karaalioğlu Parkı'nda da dev ekranların devrildiği, olayda yaralanan olmadığı öğrenildi
(Cihan / aa)
21-09-2006, 12:11
CABBARİ
Ağca’nın mektubu manşetlerde
Mehmet Ali Ağca’nın Papa’ya “Gelme, vurulursun” uyarısında bulunduğu mektup dünya basınında... Mektubu Alman Bild ile İtalyan Corriere Della Sera da manşetine taşıdı.. İşte Ağca'nın ilginç mektubu: Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Mehmet Ali Ağca, Papa'ya yazdığı mektupta "Bu işleri bilen biri olarak söylüyorum, can güvenliğin tehlikede, Türkiye'ye gelme" diye uyardı.
Mehmet Ali Ağca, Kartal-Maltepe Cezaevi'nden Papa 16. Benedict'e yazdığı mektupta "Ben bu işleri bilen birisi olarak diyorum ki can güvenliğin tehlikede, sakın Türkiye'ye gelme!" dedi. Mehmet Ali Ağca Papa 16. Benedict'e kendi el yazısı ile yazdığı mesajda bizzat karşılayamayacağı için mazeret de bildirdi ve "seni karşılayamam çünkü cezaevindeyim" dedi. Ağca'nın avukatı Mustafa Demirbağ tarafından SABAH gazetesine ulaştırılan 2 sayfalık metinde Ağca, Papa Benedict'in şantaj altında olduğunu öne sürerek, İslam dini hakkındaki Regensburg konuşmalarının affedilmesini istedi. Ağca, mektubunda "Papa'yı affedin. Papa şantaj kurbanı" dedi.
ŞANTAJ İDDİASI
Eski ülkücü Ağca, Papa'nın can güvenliğinin tehlikede olduğunu öne sürerek, Kasım ayı sonunda Türkiye'ye gelmemesini önerirken, Papa'nın Regensburg konuşmasınada ünlü yazar Dan Brown'ın bile cesaret edemeyeceği bir açıklama getirdi. Ağca'ya göre, bu ülke "global savaş" planlarına Papa'yı alet etmek için bu video kasetlerle şantaj yapıyor. Dün, SABAH'a bir açıklama yapan Ağca'nın avukatı Mustafa Demirbağ "Ağca yazdığı mektubun arkasında olduğunu özellikle vurguladı" dedi. Ağca, yabancı basına da gönderdiği mektubunda "1980-2000 yıllarında Vatikan ve Batılı istihbarat örgütleri ile ilişkisi olduğunu ve müthiş sırlara sahip olduğunu" öne sürdü.
'CAN GÜVENLİĞİ TEHLİKEDE'
Ağca'ya göre öldürülen Vatikan muhafızları komutanı Alois Esterman'ın da, Papa Benedict'e yapılan şantajla ilgisi var. Esterman'ın Papa Benedict'in rahibelerle ilişkilerini görüntüleyen kasetlerini bir özel tv şirketine satmak istediğini ve bu yüzden eşi ileöldürüldüğünü öne süren Ağca, şimdi bu video kayıtlarının "çok güçlü bir istihbarat örgütünün elinde olduğunu ve kendi dünya politikasını savunması için Papa'ya şantaj yaptığını" savunuyor.
DÜNYA BASININDA
Ağca, tüm bunlardan İtalyan askeri istihbarat örgütü Sismi'nin de haberli olduğunu ileri sürüyor. Ağca'nın Papa'yı istifaya davet edip, Kardinallerden Tettamanzi ve başbakan Bertone'yi yeni Papa'lığa aday gösterdiği fantazili mektuptaki en önemli nokta ise "Papa'nın can güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulaması". Almanya'nın en çok satan gazetelerinden Bild ile İtalyan Corriere Della Sera'nın da aralarında bulunduğu pek çok gazete Mehmet Ali Ağca'nın Papa Benedict'e yazdığı mektupta vurulacağını ima ettiği şeklinde haberlere yer verdi.
23-09-2006, 11:52
CABBARİ
Köpeğe tecavüz eden gence ceza
Adana'da, bir gence, köpeğe tecavüz ettiği iddiasıyla Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında 305 YTL para cezası verildi.
AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, Adana'nın Merkez ilçesi Yüreğir'e bağlı İncirlik beldesi yakınlarındaki bir tesisin büfesinde çalışanlar, M.H (25) adlı kişiyi, bir köpeğe tecavüz ettiği sırada yakaladı.
Bu kişiyi bir odaya kapatan görevliler daha sonra durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Jandarma tarafından hakkında tutanak tutulan ve Şanlıurfa'dan Adana'ya çalışmaya geldiği öğrenilen M.H'ya daha sonra Çevre ve Orman il Müdürlüğü tarafından Hayvanları Koruma Kanunu'u gereği ''Hayvanlarla Cinsel İlişkide'' bulunmak suçundan 305 YTL para cezası yazıldı.
İl Çevre ve Orman Müdürü Nebi Erol Metin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konunun kendilerine intikal etmesinin ardından bu kişiye ilgili kanun gereği 305 YTL para cezası yazdıklarını belirterek, cezayı onay için Adana Valiliği'ne gönderdiklerini ifade etti.
(aa)
23-09-2006, 11:53
CABBARİ
Erciyes'e mevsimin ilk karı düştü
Erciyes Dağının yüksek kesimlerine mevsimin ilk karı yağdı. AA muhabirinin, Erciyes Kayakevi yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Erciyes Dağının 2 bin 500 metreden yukarı kesimlerine gece kar yağdı. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri de kar yağışı nedeniyle hava sıcaklığının kayak merkezinde sıfırın altında 1 dereceye, Erciyes'in eteklerinde bulunan Hacılar ilçesi ile Kıranardı ve Hisarcık beldelerinde 5 dereceye, kent merkezinde ise 10 dereceye kadar düştüğünü kaydettiler.
23-09-2006, 11:54
CABBARİ
Türkiye'de tesettür düşüşe geçmiş!
TESEV'in 7 yıl aradan sonra yaptırdığı ankete göre Türkiye'de başını örten kadın sayısında azalma var. Türbanlı kadınların oranı yüzde 13'ten 11'e geriledi. Çarşaflı kadın ise...
TESEV araştırmasının sonuçlarına göre Türkiye'de çarşaf giyen kadın sayısının yüzde 3,5'tan yüzde 1'e gerilediği dikkat çekiyor.
Anket sonuçlarına göre türban sorunu halkın öncelikli sorunları arasında yer almıyor ve kendisine son sıralarda yer buluyor.
İşte Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün söz konusu araştırma sonuçlarını gündeme taşıyan köşe yazısı...
Yazarlar
23 Eylül 2006
Ertuğrul ÖZKÖK
Türbanlı kadınlar sürprizi
ÖNCEKİ akşam İstanbul Modern Müzesi’nde bir yemeğe davetliydim.
AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış ve eşi, görevi sona eren İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott onuruna bir veda yemeği verdi.
Westmacott, Türkiye’den sahici sevgi gösterileriyle uğurlanıyor.
Çok güzel ve zarif bir yemekti.
* * *
Yemekten önce Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Başkanı Can Paker ile sohbet ettim.
TESEV, Türkiye’nin belki de en ciddi çalışan think tank’i.
Bana, TESEV’in son kamuoyu anketinin sonuçlarından birini anlattı.
Dinlerken şaşkınlığımı gizleyemedim.
Anket sonuçlarını kasım ayı başında açıklayacaklarmış.
* * *
TESEV, 1999 yılında geniş çaplı bir anket yaptırmış ve bunun sonuçlarını 2000 yılında yayınlamıştı.
Bu anket çok yankı uyandırmıştı.
Anketin en çarpıcı sonuçlarından biri şuydu:
Türkiye’de kadınların yüzde 73’ü, sokağa çıkarken başını örtüyordu.
Ancak bunların sadece yüzde 13’ü türban şeklindeydi.
Yüzde 3.5’i de çarşaf giyiyordu.
Yani kadınların çok büyük bölümü, başını eşarp veya başörtüsü ile örtüyordu.
TESEV, 6 yıl aradan sonra aynı anketi tekrarlamış.
Anketi Doçent Ali Çarkoğlu ve arkadaşları yapmış.
İlk anketi yaptığı sırada Boğaziçi Üniversitesi’nde olan Çarkoğlu, şimdi Sabancı Üniversitesi’ne geçmiş.
* * *
Gelelim yeni anketin sonuçlarına.
Bizim çevremizdeki insanların çoğu, Türkiye’de başı örtülü kadın sayısının büyük hızla arttığını düşünüyor.
Ama TESEV anketi bunu söylemiyor.
Tam aksine, başını örten kadın sayısında 10 puana yakın düşme var.
1999’da yapılan ilk ankette sokağa çıkarken başını örten kadın oranı yüzde 73 iken, şimdi bu oran yüzde 63’e düşmüş.
Başörtüsüne dini veya siyasi anlam yüklemeyen insanların sayısında düşüş olabilir.
Asıl önemlisi, türbanlı ve çarşaflı kadınların oranı ne durumda sorusuydu.
Aynı dönem içinde türbanlı kadın oranı da yüzde 13’ten yüzde 11’e gerilemiş.
Çarşaf giyen kadın oranı ise yüzde 3.5’ten yüzde 1’ler seviyesine inmiş.
İtiraf edeyim, bu sonuç beni şaşırttı. Çünkü gözlemlerim tam aksini söylüyordu.
O nedenle hemen Doçent Ali Çarkoğlu’nu arayıp konuştum.
* * *
Aramızda şöyle bir konuşma geçti.
Soru: Acaba, örneklem konusunda bir yanlışlık olabilir mi?
Cevap: Hayır bu defa çok daha sağlam bir örneklemle çalıştık. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerini temel aldık. Gittiğimiz her adresi bulduk.
Soru: Peki bizim çevremiz neden türbanlı sayısındaki azalmayı göremiyor?
Cevap: Türbanda iki puan azalmayı gözle tespit etmek kolay değil. Ayrıca Türkiye ikiye bölünmüş durumda, Bir bölüm "kesin irtica tehlikesi var" diye düşünüyor. Bir bölüm ise "yok" diyor. Var diyenler, dünyayı hep bu tehlikeli gördükleri açıdan algılıyor.
Soru: Bu sonuçta yanılma payı olamaz mı?
Cevap: Hayır, bu sonuçlar yanılma payı dışındakiler.
* * *
Araştırmanın bir başka sonucu da şu:
Türkiye’nin sorunları sıralamasında türban çok altlarda yer alıyor.
Yani insanlar, türbanı en önemli sorunları arasında görmüyorlar.
Buna karşılık, "Türbanlı kızların üniversiteye girememesi sorun mudur" diye sorulunca, "Evet sorundur" diyenler çoğunlukta oluyor.
Öyle sanıyorum ki, bu anketin sonuçları uzun süre tartışılacak.
İslami kesimde, medya gerçeğini en iyi bilen ve gazetecilik zekásı en fazla yazarlardan biridir.
Yazısında çok önemli iki mesaj vardı:
Bir: Türbanlı kadın birey değildir.
İki: Türbanlı kadının "misyonu" vardır.
Misyon kelimesinin sözlük anlamı şu: "Bir kimseye veya kurula verilen özel görev."
"Misyoner"in tanımı ise şu: "Bir dini yaymakla görevli kimse." Bir de mecazi anlamı var:
"Bir düşünceye, bir ülküye kendini adamış kimse."
Hükümete yakın çevreler, bize yıllardır türbanı "masum bir inanç sembolü" olarak gösterdiler.
Şimdi şunu tartışmanın zamanı gelmedi mi:
"Üniversiteye ille de türbanla girmek isteyen kızların misyonu nedir?"
Sadece İslamcı çevreler değil, liberaller de bu soruyu tartışmalıdır.
(Hürriyet)
23-09-2006, 11:56
CABBARİ
Necdet Yakın'ın son yolculuğu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan 1997 yılında emekli olan oyuncu Necdet Yakın, 20 Eylül günü yaşamını yitirdi. Yakın bugün son yolculuğuna uğurlandı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan 1997 yılında emekli olan oyuncu Necdet Yakın, 20 Eylül günü yaşamını yitirdi. Yakın bugün son yolculuğuna uğurlandı.
Uzun süredir rahatsız olan 74 yaşındaki oyuncu için bugün saat 10.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde tören düzenlendi. Necdet Yakın'ın naaşı, Şişli Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ortaköy Mezarlığı’na defnedildi.
İBB Şehir Tiyatroları’nda en son Ahududu ve Lüküs Hayat’ta konuk oyuncu olarak sahneye çıkan Necdet Yakın, emekli olmasına rağmen oyunlarda rol alan bir oyuncuydu. En son Özkan Uğur’la birlikte rol aldığı fındık reklamında gündeme gelen Necdet Yakın, 1958 yılında Teknik Üniversite’de tiyatroya başladı. Yakın, daha sonra Haldun Dormen yönetimindeki Cep Tiyatrosu kurslarına devam etti ve 1960 yılında İBB Şehir Tiyatroları’nda rol almaya başlamıştı. 1962 yılında sinema ile tanışan Yakın, sinemadaki ilk rolünü Osman F. Seden’in yönettiği Fikret Hakan ve Fatma Girik ile oynadı. Sinemadaki son rolü ise Balalayka’daki “Gazi” rolüydü. Sakar Şakir, Avanak Apti, Japon İşi, Şabanoğlu Şaban, Çarıklı Milyoner, Vah Başımıza Gelenler ve Köşe Kapmaca Necdet Yakın’ın rol aldığı sinema filmlerinden sadece bir kaçı.
İBB Şehir Tiyatroları’na ilk girdiği günden itibaren sırasıyla Edebiyat Mükafatı, Mektep Arkadaşı, İyi Saatte Olsunlar, Lütfen Dokunmayın, İki Efendinin Uşağı, Sabır Ve Sebat, Atinalı Timon, Mum Söndü, Dilekçe, Otelci Kadın, Bir Frank Mükafat, Tepeden İnme, Küçük Şehir, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Romeo ve Jülyet, İspinozlar, Pazartesi-Perşembe, Coriolanus, Eşeğin Gölgesi gibi oyunlarda rol aldı.
09-11-2006, 13:08
CABBARİ
Otogazda iki kuruşluk indirim
Otogazın rafineri çıkış fiyatlarında bugünden geçerli yapılan indirimin ardından, perakende fiyatlar belli oldu. İllere göre otogazın pompa satış fiyatları şöyle oldu: Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Otogazın litre fiyatı 2 YKr düştü. Yeni ayarlamayla Ankara'da otogazın litre fiyatı 1,44 YTL'den 1,42 YTL'ye, İstanbul Anadolu yakasında 1,43 YTL'den 1,41 YTL'ye, Avrupa yakasında da 1,44 YTL'den 1,42 YTL'ye indi. İzmir'de ise otogazın litre fiyatı 1,43 YTL'den 1,41 YTL'ye düştü. Bu arada serbesti nedeniyle fiyatlar, otogaz dağıtım firmaları bazında küçük çaplı değişiklikler gösterebiliyor. Yeni fiyat ayarlaması sonrası, Ankara, İstanbul ve İzmir'de, eski ve yeni otogaz satış fiyatları, Yeni Türk Lirası (YTL) olarak şöyle:
İşte Atatürk'ün gizli vasiyeti!
'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik' ettiği iddiasıyla yargılanarak beraat eden Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk'ün, mezarıyla ilgili gizli bir vasiyeti açıkladı.
Kitabında ’halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği iddiasıyla yargılanarak beraat eden 92 yaşındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Kültür Üniversitesi Ataköy Kampusü’nde "Atatürk ve Türk Kültürü" konulu bir konferans verdi.
Çığ, Atatürk’ün mezarıyla ilgili ’gizli’ bir vasiyeti olduğunu savunarak, şunları söyledi: "Etrafı dört duvarla çevrili, fakat halkın seslerini ona getirecek rüzgarları engellemeyecek üstü açık bir mezar istiyor. Her geçenin okuyabilmesi için dört duvarında Gençliğe Hitap yazılı olacak. Ne yazık ki bunu hiç kaale almadılar. Hakikaten bu çok önemli bir istekmiş Atatürk için. Ben ne yazık ki bunu çok sonra buldum."