Sevgili Dostlar,bugün akşam haberlerini izlerken çok ama çok şaşırdım:Fenerbahçenin coşkulu töreni,bizzat Aziz Beyin konuşmasıyla gölgelendi,bir grup taraftar eski oyuncuları Alexe gönderme yapınca,Aziz Beyi tutana aşk olsun!..Bu ne hoşgörü,bu ne hiddet!..Sanırsınızki Fenerbahçe Stadı değilde,Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde kendinden geçmiş,özgüvenini yitirmiş Başbakan gibi ağzından çıkanı kulağı duymuyor...Kim bilir belki de Başbakanın yerine göz koymuştur!..:wave::nono::nono:
Kulübümüz ve Beşiktaş Kulübü, Soma'da meydana gelen, ülkemizi yasa boğan elim kazada hayatlarını kaybeden madencilerimizin aileleri için ortak bir karar almış bulunmaktadır.
Fenerbahçe ve Beşiktaş Yönetim Kurulları; Fenerbahçemiz ile Beşiktaş Futbol Takımının karşılaşacağı, geliri şehit madencilerimizin ailelerine bağışlanacak, özel bir maç organize edilmesi konusunda anlaşmaya varmışlardır.
Özel maça dair tüm ayrıntılar, ilerleyen günlerde yapılacak ortak bir basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Bu vesile ile maden faciasında yaşamını yitiren emekçilerimize bir kez daha Allah'tan rahmet; kederli ailelerine ve ülkemize sabır diliyoruz.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ YÖNETİM KURULU
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Fenerbahçe'nin, Trabzonspor'un önünde şampiyon tamamladığı 2010/11 sezonunun ardından, 3 Temmuz 2011'de başlayan ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın yanı sıra spor dünyasından birçok ismin ifade vermesine, tutuklu yargılanmasına yol açan 'şike davasıyla' ilgili yeni bir belge ortaya çıktı. Habertük gazetesinden Meriç Müldür'ün haberine göre, Sarı-Lacivertli kulübün eline, bu belgeyle önemli bir koz geçti. Başkan Aziz Yıldırım'ın hapis cezasının Yargıtay tarafından kesinleşmesinin ardından, cezanın infazından önce 'yeniden ve adil yargılanma' talebiyle beklemede olan Fenerbahçe, bu belgeyle 'şike davasının' siyasi bir dava olduğu tezini güçlendirebilir.
Söz konusu belge, 2009 yılında düzenlenmiş. Yani belge, Bursaspor'un şampiyon olduğu yıla ait. Belgeye göre, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, 7 Kasım 2009 tarihinde, yani şike operasyonundan 2 yıl önce İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruyor ve 4 kişinin telefonlarının dinlenmesini, teknik takibe alınmasını talep ediyor. Bu dört isimden ikisi, Devrimci Karargâh Örgütü ile bağlantılı Necip Kalan ve İbrahim Sağlam. Belgede yer alan diğer iki ismin üzeri ve bilgileri ise karalanmış. Fenerbahçeli yöneticilere göre, bu isimlerden biri Aziz Yıldırım ya da onun yakını.
Telefon dinleme ve teknik takip isteğinin gerekçesi ise, "Söz konusu şahısların ve kimliği bilinmeyen bir kısım organize suç örgütü mensuplarının takip edilmesi, suç faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve muhtemel eylemlerinin önceden tespit edilerek önlenmesi amacıyla talep edilmektedir" şeklinde ifade ediliyor.
Yazıda adı geçen kişilerin futbol camiasıyla da ilişki içinde oldukları belirtilerek, "Ekonomik anlamda büyük meblağların söz konusu olduğu futbol camiası içinde örgütlü bir şekilde gerektiğinde cebir ve tehdit kullanarak haksız kazanç sağlamak amacıyla faaliyet gösteren şahısların başta emniyet personeli olmak üzere farklı bürokratik çevrelerle ilişki arayışına girdikleri, ..... isimli polis memurunun bahsi geçen şahıslarla maddi menfaat temini temelinde ilişki geliştirerek kamu hizmetine tahsisli imkânları örgüt çıkarına kullandığı, olası soruşturma ve kovuşturma faaliyetlerine yönelik şahıslara bilgi desteği sağladığı istihbar edilmiştir" deniliyor.
Fenerbahçe soruyor
Şimdi Fenerbahçe yönetimi şunu soruyor: Acaba o sezon Fenerbahçe, şampiyonluğu son haftaa Bursaspor'a kaptırmasaydı 'şike operasyonu' o sezon mu yapılacaktı? Yani operasyon için Fenerbahçe'nin şampiyon olması mı bekleniyordu? 2009'daki soruşturmanın sonuçları ne oldu? Telefon dinlemeleri, teknik takiplerle elde edilen tapeler, belgeler, ifadeler şimdi nerede?
Fenerbahçe yönetiminin bir başka sorusu ise şu: Devrimci Karargâh örgütünün şike davasında ne işi var?
H.K:Fanatik.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Fenerbahçe Kulübü'nün olağanüstü genel kurul toplantısında konuşan Aziz Yıldırım, çok önemli bir çalışma yapıldığını söyledi.
Ülker Sports Arena’da gerçekleştirilen ve Fenerbahçe Kulübü’nün tüzük tadil tasarısının görüşülerek oya sunulacağı olağanüstü genel kurul toplantısında açılış konuşmasında üyelere hitap eden Başkan Aziz Yıldırım, ilk olarak Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasına değinerek, “Ülkemiz işçi ve emekçilerinin yaşamış olduğu büyük acıyı tüm kalbimle paylaşırken, şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum” dedi.
Kongreye gelerek Fenerbahçe’nin geleceğine sahip çıktıklarını gösteren üyelere teşekkür eden Yıldırım, “Bugün tarihi bir gün. Bu tüzük, Fenerbahçe’nin geleceği ve anayasasıdır. Fenerbahçe’nin kişilerden, gruplardan ya da belirli zümrelerin tahakkümünden kurtulup, kendi kendini yönetmesi demektir. Bu tüzük demokrasi demektir, bağımsızlık demektir” ifadelerini kullandı.
YENİ TÜZÜK KABUL EDİLDİ
Daha sonra yapılan Olağanüstü Genel Kurul’da Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği’nin kongre üyeleri, 89 ana, 10 geçici maddeden oluşan yeni tüzüğü kabul etti.
Maddelerin tek tek okunup oylanmasının ardından tüzüğün tamamı için yeniden oylama yapıldı. Tüzük, oy birliğiyle kabul edildi. Kulüp başkanı Aziz Yıldırım’ın üye sayısını artırmak için hedeflediği ‘Bir milyon üye’ projesi doğrultusunda, temsilci üyelik kavramı sarı-lacivertlilerin yeni tüzüğünde yer aldı.
Kulübe üye olmak isteyen, ancak giriş ücretinin tamamını ödemekte güçlük çekebilecek olanların kulüple üyelik bağı kurmasında kolaylık sağlanması ve üye sayısının arttırılması amacıyla tüzükte temsilci üyelik düzenlemesi yapıldı.
Şubeler hakkında düzenlemeler yapılarak hazırlanan yeni tüzükte, geçici maddelerde belirtilen şahıslara belirli bir süre ile sınırlı olarak üye olabilme imkanı veren düzenlemeler de bulunuyor.
YILDIRIM’IN BÜYÜK SEVİNCİ
Yapılan değişikliğin ardından açıklama yapan Aziz Yıldırım “Fenerbahçe Türkiye’nin en büyük sivil örgütlerinden birisiydi. Artık bu tüzükle beraber Fenerbahçe Türkiye’nin en büyük sivil örgütüdür. Bir milyon kişinin gücünü bir araya almış bir sivil örgüt. Herhalde neler yapabilir hayal edebiliyorsunuz. Ben ediyorum çünkü. Hep böyle düşünüyordum” diye konuştu.
Olağanüstü genel kurul toplantısı Aziz Yıldırım’ın konuşmasının ardından sona erdi.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Fenerbahçe Kulübü, Caner Erkin ile anlaştığını duyurdu.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Fenerbahçe'den yapılan açıklama şöyle:
"Futbolcumuz Caner Erkin ile Kulübümüz arasında yapılan sözleşme yenileme görüşmelerinde, karşılıklı olarak prensip anlaşmasına varılmıştır."
Borsaya yapılan açıklamada ise "Futbolcumuz Caner Erkin'in sözleşmesinin yenilenmesi konusunda prensipte anlaşmaya varılmış olup sözleşme detayları netleştiğinde gerekli açıklamalar yapılacaktır" ifadeleri yer aldı.
Fenerbahçe ile sözleşmesini sezon sonu biten Caner Erkin hakkında birçok söylenti çıkmıştı. Ancak sarı-lacivertli ekip bugün yıldız oyuncuyla masaya oturup anlaşmaya vardı.
25 yaşındaki sol kanat oyuncusu, 2010'dan bu yana Fenerbahçe formasını terletiyor.
Mahkemenin, “Trabzonspor’un Fenerbahçe-Ankaragücü maçına teşvik vermeye çalıştığı kesindir” dediğini biliyor musunuz?
Aşağıda yargılamayı yapan mahkemenin gerekçeli kararının 320.sayfasında geçen, “Trabzonsporlu yöneticilerinin Fenerbahçe-Ankaragücü maçına ilişkin teşvik vermeye çalıştığının kesin olduğunu” ifade eden bir bölüm okuyacaksınız.
3 Temmuz sürecinin kısa bir özetini yaparsak; Aziz Yıldırım’ın hedef seçilmesinin öncesi olsa da sadece 3 Temmuz olayına bakınca, süreç sırasında Galatasaray kongre üyesi olan Zekeriya Öz Fenerbahçe’yi hedef alıyor, Giresun’dan başlayan soruşturma sonunda Aziz Yıldırım ve Fenerbahçeli yöneticiler dinlemeye alınıyor, dinlemenin yanında fiziki takip başlatılıyor. Yani telefonlar dinlenirken, operasyondaki görevli polisler de yöneticilerin peşlerine takılıp fotoğraflarla kayıt altına alıyor. (Bu polislerin anılarını yazan şahıslara göre 8’i kişileri takipte, 6’sı Telegol’ü takip edip, orada kurulan komplolardan senaryo hazırlıyor. 3 Temmuz olayının nasıl rezil bir olay olduğunu buradan da anlayabilirsiniz:
[YOUTUBE]h75PJyFV0k8[/YOUTUBE]
Yani telefon dinlemesinin yanında fiziki takip de yapılıyor. Neden? Çünkü Yargıtay’ın ve Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kararlarına göre, tapeler yani konuşma kayıtları tek başına delil olarak kabul edilemez ve tapeler fiziki takip raporlarıyla desteklenmelidir.
Savcının içerik bakımında delil oluşturamadığını biliyorum, ancak savcı Fenerbahçe kısmında görevini kurallara uyduruyor.
Bu kısa açıklamadan sonra yazının konusu olan kısma gelince; 3 Temmuz operasyonunu başlatan Savcı Zekeriya Öz Nisan 2011’de görevinden alınıp, başka yere tayin ediliyor. Ardından soruşturmayı Savcı Mehmet Berk devralıyor. Mehmet Berk’in kendi beyanına göre; bakıyor ki şampiyonluk yarışında sadece Fenerbahçe dinlenmiş, Trabzonspor yöneticilerini de dinlemeye aldırıyor. ANCAK bu noktada Fenerbahçe için tapelerin hukuken geçerli sayılası için yapılan fiziki takip, Trabzonspor yöneticilerine uygulanmıyor. Yani konuşmalardaki fiili eylemlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine dair bir takip yapılmıyor.
Şimdi aşağıda yargılamayı yapan mahkemenin gerekçeli kararının 320.sayfasını okuyacaksınız. Özetle diyor ki, Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar ile yine Trabzonspor yöneticisi Recep Denizer arasındaki konuşmalar Fenerbahçe-Ankaragücü maçına ilişkin teşvik vermeye yönelik çalışmaya dairdir. Mahkeme bu durumu “izahtan varestedir” şeklindeki “açıklama gerektirmeyecek kadar net” anlamına gelen hukuki tabir ile belirlemekte.
(Gabric olayına, Nevzat Şakar’ın bazı Ankaragücü futbolcularının menajeri olan Mithat Halis ile görüşmesine vb. değinmeden sadece bu örnek kapsamında)
Mahkemenin gerekçeli kararı sayfa 320’den:
Sanık Nevzat ile Recep Denizer arasında bu görüşmenin 15.05.2011 tarihinde oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçı öncesine denk gelmesi, sanık Nevzat’ın savunmasında söz konusu görüşmelerin Trabzonspor Stadı’nın yenilenmesi sürecine ilişkin olduğunu beyan etmesine karşın, görüşme içeriklerinin bu savunmayı doğrulamadığı, Recep Denizer’e demir ve profil konusunda kendisinden yardım alınacak kişi olarak ilettiği şahsın, Makine Kimya’da çalışan Mehmet Hoca olduğunu söylemesinden açıkça anlaşılmaktadır. İnşaat mühendisliğinin alanına giren bir konuda, MKE’de çalışan bir şahıstan yardım istenilmesi olağan değildir. Esasen Makine Kimya ile kastedilenin, MKE Ankaragücü takımı olup Mehmet Hoca dinilen şahsın da bu takımda görev alan bir şahıs olduğu izahtan varestedir. (izahtan varestedir= açıklama gerektirmeyecek kadar nettir) Burada sanık Nevzat Şakar’ın, Recep Denizer üzerinden anılan tarihte Fenerbahçe’ye karşı forma giyecek olan Ankaragücü futbolcularına teşvik amacıyla ulaşmaya çalıştıkları anlaşılmakta ise de, sanık Nevzat ile Recep arasında geçen bu görüşmeyi destekleyen ve bu niyetin hayata geçirildiğine dair bir görüşme, para trafiği vs. başkaca bir faaliyet saptanamadığından şüphe sanıklar lehine yorumlanmış ve eylemin sübuta ermediği kabul edilmiştir.
Ancak görüldüğü gibi mahkeme Trabzonspor’un Fenerbahçe-Ankaragücü maçına ilişkin teşvik girişiminde bulunduğunun kesin olduğunu söylemesine rağmen, bu konuşma tapesinin fiziki takip ile desteklenmediğini söyleyerek “gerçekleşmemiş” kabul etmektedir. Yani savcının işini bilerek ya da bilmeyerek eksik yapması sonrası bu şahıslar yırtmaktadır. Daha doğrusu yırtmaları sağlanmaktadır. (Ayrıca Direniş’teki Fenerbahçe-Ankaragücü maçına ilişkin teşviğin nasıl verildiğine dair, ek klasörlerde olmasına rağmen mahkemede kullanılmayan delillerle anlatılan uzunca bir bölüm okuyabilirsiniz.)
Oysa Fenerbahçe tarafının Yargıtay’a, tapelerin tek başına delil olamayacağı, fiziki takip raporlarının da hiçbir şeyi kanıtlamadığı, suçüstü yapılmadığı, çatanlarda şu var, zarflarda bu var tespitinin sadece varsayım olduğunu iddia ederek yaptığı itiraz, Yargıtay tarafından, kararının 15.sayfasında şu şekilde bir açıklamayla tapelerin tek başına delil olarak kullanılabileceğini iddia edilmekte ve Fenerbahçe’nin itirazlarının geçersiz olduğunu söylemektedir:
Yargıtay kararı sayfa 15’ten:
Öğretide bazı yazarlar tarafından ifade edildiği ve Dairemizce de kabul edildiği üzere, 5271 sayılı CMK’nın ses ve görüntü kayıtlarına ayrı bir önem verdiği, teknolojik gelişmelere paralel olarak ses ve görüntü kayıtlarının da artık tek başına delil olarak değerlendirilmesi gerektiği, ses kayıtlarının kolayca tahrif edilmeye ve taklide müsait olması sebebiyle, sadece belirti delili sayılıp, tek başına mahkûmiyete esas teşkil edemeyeceğini kabul etmenin isabetsiz olacağı, zira her türlü delilin tahrif edilebileceği, açık suç ikrarını içeren ses kayıtlarının, hukuka uygun olarak elde edilmesi koşuluyla, başka delillerle desteklenmese dahi, tek başına mahkûmiyete dayanak oluşturabileceğini somut olayın özelliğine göre kabul etmek gerektiği, (Doç. Dr. Mustafa Taşkın, Adli ve İstihbari Amaçlı İletişimin Denetlenmesi, 4. Baskı, Sayfa : 189) nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05/10/2010 tarihli, 2010/8-125 Esas, 2010/189 sayılı Kararında da, tek başına olayı nitelendirmeye yarayacak bilgileri içermeyen iletişimin tespiti tutanakları dışında delil elde edilememesi hususuna vurgu yapıldığı, dava konusu somut olayda hukuka uygun olarak elde edilen iletişimin tespiti tutanaklarının tek başına olayı nitelendirmeye yarayacak bilgileri içerdiği…
Yargıtay’ın Fenerbahçe için yapılan adil olmayan ve hukuksuz yargılamayı kitabına uydurmak için savunduğu fikirlerin, Trabzonspor tarafına gelince nasıl işlediğini görüyorsunuz. Fenerbahçe’ye karşı tapeler tek başına delil olabilir diyenler, Trabzonspor’un teşvik vermeye çalıştığı kesindir, ancak buna dair konuşma tapeleri maddi delillerle desteklenmediği için olayın gerçekleşmediği varsayılmıştır diyebiliyor. ÜSTELİK TRABZONSPOR’A DAİR BİRÇOK TAPENİN SİLİNDİĞİNİ DE HATIRLAMAKTA FAYDA VAR.
Şimdi yazının asıl meselesi: Bugünlerde, yargılama sırasında yapılan onca kıyak ve kayırmayla mahallenin şımarık çocuğuna çevrilen Trabzonspor’un, en azından teşvik vermeye çalıştığına dair mahkemenin gerekçeli kararında “kesin” ifadesiyle bir hüküm bulunmaktadır. Hukuki kitaba uydurularak Trabzonspor’un beraat etmesi sağlanmış olsa da, bu ibarenin UEFA’NIN SIFIR TOLERANS kavramında yeri yoktur.
Mahkeme Trabzonspor yöneticilerinin Fenerbahçe-Ankaragücü maçına teşvik vermek için çalıştıklarının “açıklama gerektirmeyecek kadar net” olduğunu söylemiştir.
O HALDE “UEFA’NIN SIFIR TOLERANSINA” NE OLDUĞUNUN SORGULANMASI GEREKMEKTEDİR.
Gökhan Barlas
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İşte fenerbahçe aşkı,maç kuyruğu değil forma kuyruğu...
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yok canım ne şakası tabiiki gerçek farkımız bu bizim Fenerbahçe taraftarı olmak anlatılamaz sadece yaşanır...Alıntı: