Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Mâide Sûresi, 23)
Printable View
Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Mâide Sûresi, 23)
İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar var ya; işte onlar cehennemliklerdir. (Mâide Sûresi, 10)
“Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen ve iyiliği emredip/teşvik edip kötülükten sakındırmayan/uzaklaştırmayan bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15)
Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Mâide Sûresi, 23)
Andolsun, “Allah, Meryemoğlu Mesih’dir”, diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki: “Şâyet Allah, Meryemoğlu Mesih’i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah’a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Mâide Sûresi, 17)
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. (Mâide Sûresi, 67)
Allah onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir. (Mâide Sûresi, 16)
Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslümanın öldürülmesinden daha hafiftir.” (Tirmizî, Diyât, 7; Nesâî, Muhârebe, 2)
Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) kalkışmıştı da Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizden çekmişti. Allah’a karşı gelmekten sakının. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler. (Mâide Sûresi, 11)
Allah, iman edip salih ameller işleyenler hakkında, “Onlar için bir bağışlama ve büyük bir mükafat vardır” diye vaatte bulunmuştur. (Mâide Sûresi, 9)
“Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.” (Tirmizî, Birr, 58)
Kıyamet günü en şiddetli azap görecek kimseler, dünyada insanlara en çok işkence edenlerdir.” (Tayâlisî, Müsned, II, 11; İbn Hanbel, IV, 90)
Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslümanın öldürülmesinden daha hafiftir.” (Tirmizî, Diyât, 7; Nesâî, Muhârebe, 2)
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” (Buhârî, Tevhîd, 2; Müslim, Fedâil, 66)
İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar. (Mâide Sûresi, 52)
“Hz. Peygamber (s.a.s.) (Veda Haccı’nda) devesinin üstüne oturdu, bir adam da devenin yularını tutuyordu… Sonra insanlara şöyle hitap etti: “(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (arefe) gününüz nasıl mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde mukaddestir…” (Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30)
“Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen ve iyiliği emredip/teşvik edip kötülükten sakındırmayan/uzaklaştırmayan bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15)
Allah’a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise (Allah), kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir. (Nisâ Sûresi, 175)
“Komşusunun, kendisine kötülük yapabileceği kaygısından kurtulamadığı kimse cennete giremez.” (Müslim, Îmân, 73
şte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar. (Mâide Sûresi, 52)
“Kardeşinin başına gelen bir şeye sevinip gülme. Sonra Allah ona merhamet edip seni (o şeyle) imtihan eder.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 54)
Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslümanın din kardeşiyle üç günden fazla küs durması helâl olmaz!” (Buhârî, Edeb, 62)
Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Mâide Sûresi, 23)
Hani Mûsâ kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Allah’ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani içinizden peygamberler çıkarmıştı. Sizi hükümdarlar kılmıştır ve (diğer) toplumlardan hiçbirine vermediğini size vermişti.” (Mâide Sûresi, 20)
Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Mâide Sûresi, 8)
Kendisi cehennem ateşine ve cehennem ateşi de kendisine haram olan kişiyi size bildireyim mi? Cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı kimse.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 45)
Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Mâide Sûresi, 23)
Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) kalkışmıştı da Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizden çekmişti. Allah’a karşı gelmekten sakının. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler. (Mâide Sûresi, 11)
Geçmiş toplumların hastalığı size de bulaştı: Haset ve kin beslemek! İşte bunlar, kökten yok edicidir. Saçı tıraş eder demiyorum, aksine dini kökünden kazıyıp yok eder…” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 56)
“İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, Îmân, 2)
Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah’a mahsustur. Bütün işler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Hûd Sûresi, 123)
“Kendisi cehennem ateşine ve cehennem ateşi de kendisine haram olan kişiyi size bildireyim mi? Cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı kimse.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 45)
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. (Nisâ Sûresi, 42)
Resûlullah (s.a.s.), kızı Zeyneb ile Ebu’l-Âs b. Rebî’den olan (kız torunu) Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır,
secdeye vardığında bırakırdı. (Müslim, Mesâcid, 41; Buhârî, Salât, 106)
“…Namaz bir nurdur, sadaka bir burhandır, sabır bir ışıktır…” (Müslim, Tahâret, 1)
Resûlullah (s.a.s.), kızı Zeyneb ile Ebu’l-Âs b. Rebî’den olan (kız torunu) Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır,
secdeye vardığında bırakırdı. (Müslim, Mesâcid, 41; Buhârî, Salât, 106)
Her kim, ‘Şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur, O tektir, ortağı yoktur; Muhammed O’nun kulu ve elçisidir; İsa da Allah’ın kulu ve Allah’ın kullarından bir kadının oğlu, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve Allah tarafından (gelen) bir ruhtur. Cennet haktır, cehennem haktır.’ derse Allah onu, cennetin sekiz kapısından hangisini dilerse oradan cennetine koyar.” (Müslim, Îmân, 46)
Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Adem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı. ﴾A’râf Sûresi, 11﴿
“Kim kalbiyle tasdik ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü
olduğuna şehâdet ederse Allah ona cehennemi haram kılar.”
(Buhârî, İlim, 49)
“İmanın yetmiş küsur şubesi vardır. Bunların en üstünü ‘Lâ ilâhe illâllah’ (Allah’tan başka ilâh yoktur.) sözüdür. En alt derecesi ise, yoldaki eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Hayâ da
imanın bir şubesidir.” (Nesâî, Îmân, 16)
Müslümanın, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir. Onlar birbirleriyle karşılaştıklarında birisi yüzünü şu tarafa, diğeri ise öte tarafa çevirir. Onların en hayırlısı önce selam verendir.” (Tirmizî, Birr, 21)
Kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah’ı dört defa şahit getirmesi (Allah adına yemin etmesi), beşinci defada da eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah’ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından cezayı kaldırır. ﴾Nûr Sûresi, 8-9﴿
“Allah Teâlâ (kıyamet günü) şöyle buyurur: ‘Nerede benim rızam için birbirlerini sevenler! Gölgem dışında hiçbir gölgenin olmadığı bir günde onları kendi gölgemde gölgelendireceğim. (Benim himayemden başka hiçbir himayenin olmadığı bir günde onları, özel himayeme alacağım).” (İbn Hanbel, II, 338)
“Allah Teâlâ (kıyamet günü) şöyle buyurur: ‘Nerede benim rızam için birbirlerini sevenler! Gölgem dışında hiçbir gölgenin olmadığı bir günde onları kendi gölgemde gölgelendireceğim. (Benim himayemden başka hiçbir himayenin olmadığı bir günde onları, özel himayeme alacağım).” (İbn Hanbel, II, 338)
“Ey insanlar! Dikkat edin, Rabbiniz bir, atanız da birdir. Takva dışında ne Arap’ın Arap olmayana ne de Arap olmayanın Arap’a; ne beyazın siyaha, ne de siyahın beyaza bir üstünlüğü vardır …” (İbn Hanbel, 5/411)
Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! ﴾A’râf Sûresi, 3﴿
“İmanın yetmiş küsur şubesi vardır. Bunların en üstünü ‘Lâ ilâhe illâllah’ (Allah’tan başka ilâh yoktur.) sözüdür. En alt derecesi ise, yoldaki eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Hayâ da
imanın bir şubesidir.” (Nesâî, Îmân, 16)
Bu, sana, kendisiyle (insanları) uyarman için ve mü’minlere öğüt olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. ﴾A’râf Sûresi, 2﴿
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. (Nisâ Sûresi, 42)
Namaz bir nurdur
“…Namaz bir nurdur, sadaka bir burhandır, sabır bir ışıktır…” (Müslim, Tahâret, 1)
Ayet Hadis Logo
Previous Next
Sana iyi davranmalan senin çocukların üzerindeki hakkındır
“Sana iyi davranmalan senin çocukların üzerindeki hakkındır. Aynı şekilde çocuklar arasında adil davranman da onların senin üzerindeki hakkıdır.” (Ebu Ddviıd, Büyü’ (İcdre), 83)
Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah’a mahsustur. Bütün işler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Hûd Sûresi, 123)
Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi?
De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.” (Mâide Sûresi, 60)
Dinin başı İslam (Kelime-i şehadet getirerek Allah’a teslim olmak), direği ise namazdır.” (Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, 231)
Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yapmışızdır. ﴾İsrâ Sûresi, 8﴿
Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu kabul eden kimse cennete girer.” (İbn Hanbel, IV, 266)
İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.) ﴾İsrâ Sûresi, 7﴿
Namaz bir nurdur
“…Namaz bir nurdur, sadaka bir burhandır, sabır bir ışıktır…” (Müslim, Tahâret, 1)
İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.) ﴾İsrâ Sûresi, 7﴿
Kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah’ı dört defa şahit getirmesi (Allah adına yemin etmesi), beşinci defada da eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah’ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından cezayı kaldırır. ﴾Nûr Sûresi, 8-9﴿