-
Yalnız İnsan
Yalnız insan merdivendir
Hiçbiryere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan
Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır ne haz verir
Dokunduğu küldür uçar
Sunduğu tozdur silinir
Yalnız insan yokki yüzü
Yağmur çarpan bir camekan
Ve gözünden sızan yaşlar
Bir parçadır manzaradan
Yalnız insan kayıp mektup
Adresimi yanlış nedir
Sevgiler der fırlatılır
Kimbilir kim tarafından
-
Bırakıp Gittin Beni
bırakıp gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boş boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz
her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle
düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni
yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin
düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden
başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç
bana bakıp görmediğin için
ben yokken içini çektiğin için
ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen
-
Bir Yastıkta Olacağız Seninle..
bir yastıkta olacağız seninle..
Pazar da olsa pazartesi de
Aksamda ya da sabah geceyarısı öğle
İster cennette ister cehennemde
Aşk benziyor birbirine
Dün'dü bunu sana söylediğimde
bir yastıkta olacağız seninle..
Evet bu dün'dü bu ise yarın
Yolum olarak bir tek sen varsın
Kalbimi verdim avuçlarında kalsın
Ne güzel yol alıyor seninkisiyle
Ama hepsi ömrü kadar insanın
bir yastıkta olacağız seninle..
Sevgilim varolan olacak yeni
Gökyüzü bir çarşaf üzerimizde
Seni kollarımla kuşattım işte
Ve içim sevdanla pır pır etse de
Dilediğin istediğin sürece
bir yastıkta olacağız seninle..
-
Güller Ve Leylaklar
Sen ey o çiçekler ey o değişmeler ayı
Bulutsuz geçen mayıs bıçaklanmış haziran
Bir daha artık ne o gülleri ne o leylakları
Bir daha o ilk yazı unutamam hiçbir zaman
O korkunç kuruntuyu unutamam bir daha
Alayı çığlığı kalabalığı güneşi
Aşk arabalarını Belçika hediyelerini
Havayı o arı uğultulu yolu sonra da
O sakınmasız utkuyu kavgaları aşan
Öpüşmenin kızıla döndürdüğü o kanı
Çılgın halkın leylaklarla donattığı
O ölüme gidenleri unutamam artık dünyada
Kutsal o eski zaman betiklerine çalan
Fransa bahçelerini unutamam bir daha
O akşamları büyüsünü o sessizliğin
Gülleri yol boyunca ki gülleri sonra da
O bozgun yeline karşı duran çiçekleri
Alaycı topları o bisikletleri şaşkın
Korkunun kanadı üstünden geçen erleri
O perişan kılıklarını konaklıyanların
Ama neden bilmem bu benzetme kasırgası
Durmadan hep aynı noktaya getirir beni
Saint-Marth bir general kara bir dal yığını
Orman yanında bir köşk Normandiya biçimi
İşte tıs yok düşman karanlıkta dinleniyor
Birden bize Paris düştü diyorlar bu akşam
Dünya da ne o yitirdiğimiz aşkı bir daha
Ne o gülleri ne de o leylakları unutamam
Flandres leylaklarını demetlerini ilk günün
O tatlı izini yanakları söndüren ölümün
Sonra sizi kaçışın gülleri taze güller sizi
Yangın rengine çalan Anjou gülleri sizi
-
Bicare gönül
Bugün ayrılıgın yarım kalışları
Doldurdu hüzünle yüregimi
Sen baktıkca bende kalp
Daldı hüzünlere hayat acımazsız
Vurdukca vurdu sözleri yüzüme
Ben bekledim gelirsin diye
Ayrılık gider diye icimdeki
Bu yangın söner sandım
Ama sönmedi dinmedi acım
Bugün ayrılıklar doldurdu yüregimi
Sen sandıgım acılar sardı bedenimi
Ruhunu kaybetmiş yedi el yabancı gibi
Dolandım durdum ayrılık adın senin
Doldur satırları boş sözlerle kaldır kadehleri
Yürekten sevgilerle tokuştur kadehleri
Birgün göcüp gideceksin unutma bu günü
Yarım yamalakta olsa unutma bugünü
Ben sana bu boş günü hediye edi verdim
Adında saklı idi rabia güzellikler
Sana adadım yarım yamalak bütün sözleri
Sakla izlerini gizle adımlarını
Bulamasın kimse seni
En derinlerde bir yerde
Saklı acım gizli sensizlikte
Kandırdım kalbimi boş sözlerle
Senden kalanlarında vakti zamanı doldu
Belki de ömür coktan gelip geci verdi
Aşkın girdabında sensizlikle ölü verdim
Onca zaman sonra durup duruken
Ağladım bir hiç ken hayat zamansız vurdu
Kestiler sözleriyle yüregimin bir parcasını
Sen gidi verdin onca zaman sonra bir başka diyara
-
Rüya İçinde Rüya
Al bu buseyi kaşın üzre sen!
Ve işte şimdi ayrılıyorken,
İzin ver itiraf edeceğim-
Yanlış değildi söylediğin
Günlerin bir rüyaydı derken;
Uçup gittiyse umut yine de
Geceleyin ya da gündüz,
Hayalde, ya da hiçbirinde
Peki kaybımdan eksilen ne?
Rüya içinde bir rüyadır
Hep gördüğümüz, göründüğümüz.
Bir uğultunun ortasındayım
Dalgaların dövdüğü bir kıyıda,
Ve avucumda tuttuğum
Altın kum taneleri-
Azlar! Ama nasıl da kayıyorlar
Derinliğe parmaklarımdan,
Ağlarken - ben ağlarken!
Tanrım! Sıkıca tutamaz mıyım
Bırakmadan avucumdan?
Tanrım! Kurtaramaz mıyım
Birini acımasız dalgadan?
Yoksa rüya içinde bir rüya mı
Hep gördüğümüz, göründüğümüz?
-
Kuzu
Kim yarattı seni ey küçük kuzu?
Ey küçük kuzu,seni kim doğurdu?
Kim yaşam verdi sana
Irmak kıyılarında,çayırlarda;
Bu güzel giysiyi sana kim ördü?
Bu yumuşacık,bu bembeyaz yünü;
Kime borçlusun o tatlı sesini?
Sevince boğarsın bütün vadiyi
Kim yarattı seni ey küçük kuzu?
Ey küçük kuzu,seni kim doğurdu?
Ey küçük kuzu,söyleyeyim sana,
Ey küçük kuzu,söyleyeyim sana;
'Kuzu' senin gibi onun ismi de,
O da bu ismi vermiş kendisine.
O da sevgi dolu,o da mütevazı,
O da bizim gibi çocuk yürekli.
Ben bir çocuğum,sen de bir kuzu
Senin ismin kuzu,benim ismim kuzu
Kutsasın küçük kuzu seni tanrı!
Kutsasın küçük kuzu tanrı seni!
-
Kaplan
Kaplan,kaplan,ışl ışıll yanan
Gecenin ormanlarında.
Hangi ölümsüz el ya da göz
Senin biçiminin o korkunç düzenini kurabildi?
Hangi uzak derinliklerde ya da göklerde
Tutuştu gözlerinin ateşi
Hangi kanatla yükselmeyi göze aldı?
Hangi el ateşi yakalamaya cüret etti?
Ve hangi omuz ,hangi sanat,
Seninle yüreğinin kaslarını bükebildi?
Ve yüreğin atmaya başlayınca,
Hangi dehşetli el?Hangi dehşetli ayak?
Çekiç neydi?Zincir neydi?
Hangi fırındaydı senin beynin?
Örs neydi?Hangi güçlü el
Ölüm veren korkuları avucuna alabildi?
Yıldızlar mızraklarını aşağı atıp,
Gökyüzünü gözyaşlarıyla sulayınca
Yarattığına bakıp gülümsedi mi?
Kuzuyu yaratan mı yarattı seni?
Kaplan,kaplan,ışıll ışıl yanan
Gecenin ormanlarında.
Hangi ölümsüz el ya da göz
Senin biçiminin o korkunç düzenini kurabildi?
-
AYRILALI YILLAR OLDU
Ayrılalı yıllar oldu, şimdi sen kimbilir nerelerdesin?
Seni görebilmek için, sesini duyabilmek için neler vermezdim
Simsiyah gözlerini, dalga dalga saçlarını unutmak mümkün değil
Unutuldum sanma, her zaman aklımdasın unutulmuş değilsin.
Kalbimin bir köşesinde hatıran kalmış
O zalim yıllar seni benden çekip almış
Bana senden başkası seviyorum demedi
Aşkımızı bizden başka kimse bilmedi
Sensiz kaldım aşkımız bir şarkı oldu
Yıllardır ben bu şarkıyla seni anarım.
-
William Shakespeare' den Seçme Şiirler
115
Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani;
Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
Oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir,
Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
Nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda;
Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim;
Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim.
Aşk bir bebek olduğuna göre,
hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi,
büyümüş gibi göremem.