-
Menüm tek hîç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab
Gazel
Menüm tek hîç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab
Esîr-i derd-i ışk u dâğ-ı hicrân olmasun yâ Rab
Dem-â-dem cevrlerdür çekdügüm bî-rahm bütlerden
Bu kâfirler esîri bir müselmân olmasun yâ Rab
Görüp endîşe-i katlümde ol mâhı budur derdüm
Ki bu endîşeden ol meh peşîmân olmasun yâ Rab
Çıkarmak etseler tenden çeküp peykânın ol servün
Çıkan olsun dil-i mecrûh peykân olmasun yâ Rab
Demen kim adli yoh yâ zulmü çoh her hâl ile olsa
Gönül tahtına andan özge sultân olmasun yâ Rab
Cefâ vü cevr ile mu'tâdem anlarsuz n'olur hâlüm
Cefâsına had ü cevrine pâyân olmasun yâ Rab
Fuzûlî buldu genc-i âfiyet meyhâne küncinde
Mubârek mülkdür ol mülk vîrân olmasun yâ Rab
-
Murabba' 1
Gayr ile her dem nedir seyr-i gülistân ettiğin;
Bezm edip halvet kılıp yüz lütf-u ihsân ettiğin?
Ahd bünyadın mürüvvetdir mi virân ettiğin!
Hani ey zalim bizimle ahd-u peymân ettiğin?
Cürmümüz noldu ki bizden eyledin bizârlık
Biz gâmın çektik, sen ettin özgeye gâm-harlık
Sizde adet bu mudur, böyle olur mu yârlık!
Hani ey zalim, bizimle ahd-u peymân ettiğin?
-
Perişan halin oldum sormadın hal-i perişanım
Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgarım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Esir-i dam-ı aşkın olalı senden vefa görmem
Seni her kanda görsem ehl-i derde aşina görmem
Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Değer her dem vefasız çerh yayından bana bin ok
Kime şerh eyleyem kim mihnet ü enduh u derdim çok
Sana kaldı mürüvvet senden özge hiç kimsem yok
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Gözümden dembedem bağrım ezip yaşım gibi gitme
Seni terk eylemezem çün ben beni sen dahi terk eyleme
İgen hem zalim olma ben gibi mazlumu incitme
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Katı gönlün neden bu zulm ile bidade ragıbtır
Güzeller sen tegi olmaz cefa senden vaciptir
Senin tek nazenine nazenin işler münasiptir
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan seyle
Yamanlıktır işin uşşak ile yahşı mıdır böyle
Gel Allah'ı seversen bendene cevr eyleme lutf eyle
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Fuzuli şive-i ihsanın ister bir gedayındır
Dirildikçe seg-i kuyun ölende hak-i payındır
Gerek öldür gerek ko hükm hükmün ray rayındır
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım
Fuzuli
-
Mürde Cânım İltifâtundan Bulur Her Dem Hayât
Gazel
Mürde cânım iltifâtundan bulur her dem hayât
Ölürem ger kılmasan her dem mana bir iltifât
Yaza bilmez leblerün vasfın temâm-ı ömrde
Âb-ı Hayvân verse kilk-i Hızr'a zulmetden devât
Men fakîrem sen ganî vergil zekât-ı hüsn kim
Şer' içinde hem manadur hem sana vâcib zekât
Görmeyince ışkunı îmâna gelmez âşıkun
Yüz peygamber cem' olub gösterseler min mu'cizât
Mazhar-ı âsâr kudretdür vücûd-ı kâmilün
Feyz-i fıtratdan garaz sensen tufeylün kâ'inât
Cevher-i zâtundadur mecmu-ı evsâf-ı kemâl
Bu sıfât ile ki sensen kandadur bir pâk zât
Işka tâ düşdün Fuzûlî çekmedün dünya gamın
Bil ki kayd-ı ışk imiş dâm-ı ta'allûkdan necât
-
Ney kimi her dem ki bezm-i vaslunı yâd eylerem
Gazel
Ney kimi her dem ki bezm-i vaslunı yâd eylerem
Tâ nefes vardur kuru cismümde feryâd eylerem
Rûz-ı hicrândur sevin ey murg-ı rûhum kim bugün
Bu kafesden men seni elbette âzât eylerem
Vehm edüp tâ salmaya sen mâha mihrin hîç kim
Kime yetsem cevr ü zulmünden ana dâd eylerem
Kan yaşum kılmaz vefâ giryân gözüm isrâfına
Munca kim her dem ciger kanından imdâd eylerem
İncimen her nice kim ağyâr bî-dâd eylese
Yâr cevri içün gönül bî-dâda mu'tâd eylerem
Bilmişem bulman visâlin lîk bu ümmîd ile
Gâh gâh öz hâtır-ı nâ-şâdumı şâd eylerem
Levh-i âlemden yudum eşk ile Mecnûn adını
Ey Fuzûlî men dahi âlemde bir ad eylerem
-
Saçma Ey Göz Eşkden Gönlümdeki Odlara Su
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
Zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırakır rahneler dîvâre su
Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su
Suya versin bağban gülzarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su
Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına
Hâme tek bakmaktan inse sözlerine kare su
Ârızın yâdiyle nemnâk olsa müjgânım n'ola
Zayi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su
Gam günü etme dîl-i bîmardan tiğin diriğ
Hayrdır vermek karanû gecede bîmâre su
İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et
Susuzum bu sahrede benim içün are su
Ben lebin müştâkıyım zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huşyâre su
Ravza-yı kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr
Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş reftâre su
Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su
Destbûsi arzûsiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su
Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su
İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
Gül budağının mîzacına gire kurtâre su
Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su
Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yı durr-i istifâ
Kim sepiptir mu'cizâtı âteş-i eşrâre su
Kılmak için taze gülzâr-ı nübüvvet revnakın
Mu'cizinden eylemiş izhar seng-i hâre su
Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteşhâne-i küffâre su
Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima
Parmağında verdiği şiddet günü Ensâr'e su
Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su
Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevchîz
El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsâre su
Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl
Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su
Zerre zerre hâk-i dergâhına ister salar nûr
Dönmez ol dergâhtan ger olsa pâre su
Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humar için içer meyhâre su
Yâ Habîballah yâ Hayr'el-beşer müştâkınım
Eyle kim lebteşneler yanıb diler hemvâre su
Sensin ol bahr-i kerâmet kim Şeb-i Mi'rac'da
Şeb-nem-i feyzin yitirmiş sâbit ü seyyâre su
Çeşm-i hûrşidden her dem zülâl-ı feyz iner
Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi'mâre su
Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dîl-i sûzânıma
ebr-i ihsanın sepe ol nâre su
Yümn-i na'tınden güher olmuş Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şehvâre su
Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-i haşr
Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su
Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam
Çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
Saçma ey göz yaşından gönlümdeki ateşe su
Ki bu denli tutuşan ateşe olmaz çare su
Ya su rengindedir gökyüzü rengini göremiyorum
Ya da gözümden yayılmış hepten gökyüzüne su
Mızrağının zevkiyle tutuşarak yok olsa gönlüm
Ki geçerken yarıklar açar duvarda su
Yaralı gönlüm korkuyla söz eder kirpiğinden
Nitekim çekine çekine içer kimde olsa yara su
Suya versin bahçıvan gülzarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün gibi verse bin gülzara su
Hattat yazısıyla benzetemez yüzünün tüylerini
Kağıda bakmaktan inse gözlerine kara su
Sevgili anısıyla ıslansa kirpik ne olur
Boşa gitmez gül umuduyla vermek dikene su
Gam günü esirgeme hasta kalbe oklarını
Hayırdır vermek karanlık gecede hastaya su
Gönül yalnızlığında kirpiğinle özlemimi gider
Susuzum bu sahrada benim için ara su
Ben dudağı arzularım zahitler kevser ister
Nitekim meste mey içmek hoş gelir ayıka su
Her an yerinde durmayıp senin köyünden geçer
Aşık olmuş galiba o hoş huylu serviye su
Su yolunu o köyden toprak olup tutsam gerek
Rakibimdir diye bırakmam varsın o köye su
El öpme arzusu ile ölecek olsam dostlar
Testi yapın toprağım sunun onunla yara su
Servi dik başlı olur kumrunun yalvarmasına
Karşı, eteğini tutup ayağına düşse yalvarsa su
İçmek ister o bülbülün kanını hile ile
Gül budağının doğasına gire kurtara su
Tertemiz doğasını göstermiş dünyalılara
Uymuş seçilmiş Ahmed peygamberin izine su
İnsan türü efendisi af denizinin incisi
Serpmiş mucizesi kötülerin ateşine su
Peygamberlik bahçesini yeşertmek için
Çıkarmış mermer taşından mucizeleriyle su
Mucizesi dünyada engin bir denizmiş ki
Yetmiş ondan kafirlerin bin bir ateşevine su
Hayret ile parmağını dişler kim dinlese
Parmağından vermesi şiddet günü Ensar'a su
Dostu yılan zehiri içse hayat suyu olur
Düşmanı su içse döner yılan zehirine su
Var etmiş her damlada binlerce dalgalı deniz
Abdest alırken değdiğinde yanaklarına su
Ayağının toprağına varayım der çağlardır
Başını taştan taşa vurup gezer avare su
Zerre zerre dergahın toprağına salsın ister nur
Dönmez o dergahtan lime lime bile olsa su
Natının virdini hata işleyen ilaç bilir
İçkiden kurtulmak için içer ayyaş bile su
Ey peygamber ey en güzel insan seni özlerim
Nasıl ki susuzlar yanıp her an ister kendine su
Sensin keramet denizi ki miraç gecesinde
Feyzin şebnemi yetirmiş durana gezene su
Güneşten her zaman duru ışıklar saçılır ki
Gerekirse kabrini imar eden mimara su
Cehennem korkusu ateşi salmış yanık gönlüme
Rahmetinin bulutu serpsin o ateşe su
Natının kutuyla cevher olmuş Fuzûlî sözleri
Nisan bulutundan inen inci tanesi gibi yere su
Gaflet uykusundan uyandığında kıyamet günü
Hasret uykusundan döküldüğünde uyanık gözlere su
Umudum odur ki kıyamet günü mahrum kalmayayım
Kavuşma pınarın versin susuz dudağıma su
-
Vefasız Dünyanın Vefasız Sevgilisi
Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm
Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm
(Her kimden vefa istediysem ondan cefa gördüm; kimi gördüysem vefasız dünyada, onun vefasızlığını da gördüm)
Kime kim derdimi izhar kıldım isteyip derman
Özümden bin beter derd ü belaya mübtela gördüm
(Kime derman için derdimi açtıysam, onu benden bin beter dertli gördüm.)
Mükedder hatırımdan kılmadı bir kimse gam def'in
Safadan dem uran hemdemleri ehl-i riya gördüm
(Kederli gönlümden kimse üzüntülerimi gidermedi. Esenlikten dem vurarak beni teselli edecek dostlarımı iki yüzlü gördüm)
Ayak bastım reh-i ümmide, sergerdanlık el verdi
Emel serriştesin tuttum elimde ejderha gördüm
(Ne zaman umut yoluna ayak bastım, başım dönüp durdu. Emel ipinin ucuna yapıştım elimde ejderha gördüm)
Fuzuli ayb kılma yüz çevirsem ehl-i âlemden
Neden kim her kime yüz tuttum andan yüz bela gördüm
(Ey Fuzuli, artık insanlardan yüz çevirirsem beni ayıplama. Çünkü kime yaklaştıysam ondan belanın yüz türlüsünü gördüm)
-
Yâ Rab hemîşe et lutfunu reh-nümâ mana
Gazel
Yâ Rab hemîşe et lutfunu reh-nümâ mana
Gösterme ol tarîki ki gitmez sana mana
Kat'eyle âşinâluğum andan ki gayrdur
Ancak öz âşinâlarun et âşinâ mana
Bir yolda sâbit et kadem-i i'tibârumı
Kim reh-ber-i şerî'at ola muktedâ mana
Yok mende bir amel sana şâyeste ah eger
A'mâlüme göre vere adlün cezâ mana
Havf-i hatâda muztaribem var ümîd kim
Lutfun vere beşâret-i afv-i hatâ mana
Men bilmezem mana geregin sen hakîmsen
Men'eyle verme her ne gerekmez sana mana
Oldur mana murâd ki oldur sana murâd
Hâşâ ki senden özge ola müdde'â mana
Habs-i hevâda koyma Fuzûlî-sıfat esîr
Yâ Rab hidâyet eyle tarîk-i fenâ mana
-
Zeyde ile sitem mektubu.
Gayr ile her dem nedür seyr-i gülistân etdüğün
Bezm urup halvet kılup yüz lutf u ihsan etdüğün
Ahd bünyâdın mürüvvetdür mi virân etdüğün
Kanı ey zâlim bizümle ahd u peymân etdüğün
-
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Gazel
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bildi temâm-ı âlem kim derd-mend-i ışkam
Yâ Râb henûz hâlüm bilmez mi ola yârum
Vaslundan ayru n'ola kanun tökelse gül gül
Men gül-bün-i belâyem bu fasldur bahârum
Tasvîr eden vücûdum yazmış elümde sâğar
Ref' olmağa bu sûret yoh elde ihtiyârum
Dûr istemen zemânı mey neş'esin başumdan
Toprağ olanda yâ Râb dürd-i mey et gubârum
Rusvâlarından ol meh saymaz meni Fuzûlî