Kıbrıs Türk Ticaret Odası: Limanlar eş zamanlı açılmalı
Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Kıbrıs'ta limanların eş zamanlı olarak açılması konusunu Avrupa Birliği dönem başkanı Avusturya'nın gündemine getirdi.
KTTO'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Oda Başkanı Erdil Nami ve beraberindeki heyet, Avusturya'nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi Eva Hanger ile görüştü.
Görüşmede KTTO heyeti, Türkiye'nin deniz ve hava limanlarının Kıbrıs Rum gemi ve uçaklarına, Kıbrıs Türk deniz ve hava limanları üzerindeki izolasyon ve ambargoların kaldırılmasıyla eş zamanlı olarak açılması gerektiğini vurguladı.
KTTO Başkanı Erdil Nami, görüşmede, Mali Yardım Tüzüğü'nün ivedilikle ve koşulsuz olarak uygulanması gerektiğini de belirtti.
KTTO heyeti, AB Tüzükleri ve Kıbrıs Türk ekonomisini çok yakından ilgilendiren, Türkiye'nin limanlarını Rumlara açması konularıyla ilgili görüş ve önerilerini yazılı olarak da Büyükelçi Hanger'e iletti.
-KTTO'NUN GÖRÜŞLERİ-
KTTO'nun Avusturya büyükelçisine yazılı olarak verdiği görüş ve öneriler şöyle:
“KTTO'nun yeni meclis ve yönetim kurulu üyeleri Annan planı temelinde Kıbrıs'ta kapsamlı bir çözümü, AB üyeliğini, Kuzey Kıbrıs'ın dünyayla entegrasyonunu ve Kıbrıslı Türkler üzerinde bulunan tüm izolasyon ve ambargoların kaldırılması yönündeki tüm çabaları desteklemektedir.
Bilindiği üzere, geçen 1,5 yıllık süre zarfında direkt ticaret ve mali yardım tüzükleriyle ilgili olarak hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir ve Yeşil Hat Tüzüğü, AB'nin Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik kalkınmasını desteklemek için uygulamakta olduğu tek enstrümandır. Ancak Yeşil Hat Tüzüğü kapsamındaki ada içi ticaretin, Kıbrıslı Türklerin refahını artırmak için çok kısıtlı bir potansiyeli bulunmaktadır. Dolayısıyla AB, Yeşil Hat Tüzüğü'nün geliştirilmesi için, Gümrük Birliği Alanı'ndan gelen malların serbest dolaşımının sağlanması ve Kıbrıs Türk ticari araçlarının ada içi dolaşımındaki serbest dolaşımın sağlanması yönünde bazı adımlar atmalıdır.
Bizler, KTTO olarak Mali Yardım Tüzüğü'nün ivedilikle ve koşulsuz olarak uygulanması gerektiğine inanmaktayız. Bu yardımın Kıbrıs Türk ekonomisine olumlu yönde yansıması için söz konusu yardımın, AB müktesebatına uyum, gümrük ve liman altyapılarının iyileştirilmesi, enerji ve su kaynaklarının geliştirilmesi ve ekonomik büyümenin motorları olan hizmetler sektörü ve KOBİ'lerin rekabet edebilirliklerinin artırılması ve Kıbrıslı Türkleri AB'ye daha da yakınlaştırmak için kullanılması gerekmektedir.
Bizler, direkt ticaret ve finansal yardım tüzüklerine ilişkilendirilen taslak deklarasyona Kıbrıs sorununun zaten kalbi olan mülkiyet, Maraş'ın statüsü ve Mağusa limanı gibi konuları içerdiği için karşı çıktık. Kanımızca bu konular, sadece Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunmasıyla çözümlenecektir.
Direkt ticaret tüzüğü Kuzey Kıbrıs ile Avrupa Birliği gümrük bölgesi arasındaki ticareti kolaylaştıracak bir sistem ileriye süren çok önemli bir öneridir. Mevcut koşullarda, bizler bu tüzüğün uygulanmasının bir süre daha ertelenmesine karşı değiliz. Ancak bir kez daha vurgulamak isteriz ki, direkt ticaretin Kıbrıslı Rumların iddia ettiği gibi 'politik bir terfi' olarak değerlendirilmesi anlamsızdır. Direkt ticaret Kıbrıs Türk ekonomisinin gelişimi için çok önemli bir enstrümandır. Bu argümanımızın arkasındaki en önemli gerekçelerden biri ise güneyde bulunan limanların kullanılmasının iş insanlarının ticaret ve yatırım aktivitelerine fazladan risk ve maliyet getirecek olmasıdır. Dolayısıyla, AB'nin amacı Kuzey Kıbrıs ekonomisinin kalkınmasını ve Kıbrıslı Türklerin AB ile entegrasyonunu sağlamak olduğuna göre, direkt ticaret tezi uygulanmalıdır.
Bizler, Türkiye'nin deniz ve hava limanlarını Kıbrıs Rum gemi ve uçaklarına direkt ticaret tüzüğü uygulanmadan veya Kıbrıslı Türkler üzerindeki ambargo ve izolasyonların kaldırılması yönünde somut adımlar atılmadan açmasının, Kıbrıslı Türklerin ekonomik ve ticari aktivitelerine olumsuz yönde yansıyacağı cihetle, Kıbrıslı Türkler için adaletsiz ve haksız olduğuna inanmaktayız. Dolayısıyla Türkiye deniz ve hava limanları Kıbrıs Rum gemi ve uçaklarına, Kıbrıs Türk deniz ve hava limanları üzerindeki izolasyon ve ambargoların kaldırılmasıyla eş zamanlı olarak açılmalıdır. Bu durum Kıbrıslı Türklerin ekonomik kalkınmasına ve dünyayla entegrasyonuna önemli katkı yapacaktır.”
Bu arada AB Komisyonu Genişleme Genel Direktörlüğü Kıbrıs Türk Toplumu Masası şefi Leopold Maurer'in, 23 Ocak 2006 Pazartesi günü KTTO'yu ziyaret edeceği belirtildi.
KTTO Başkanı Erdil Nami ve oda yetkili kurullarının, Maurer ile yapacakları görüşmede, AB tüzükleri ve limanlar konusunu ele alacağı kaydedildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Matsakis: KKTC mahkemelerini tanımıyorum
KKTC'de birinci derecede askeri yasak bölgeyi ihlal ve Türk bayrağını çalma suçlarıyla mahkemeye çıkarılan, ancak son iki duruşmaya gelmeyen Avrupa Parlamentosu Rum milletvekili Marios Matsakis, Rum medya mensuplarını yanına alarak, “geçişlerdeki prosedürü incelemek” bahanesiyle Metehan Sınır Kapısı'nın Rum kontrol noktasına geldi.
KKTC'yi ve Metehan Sınır Kapısı Türk Kontrol Noktası'nı Rum bölgesinden izleyen Matsakis, konuyu haber alarak bölgeye giden Türk gazetecilerle de görüşerek, kuş gribi, Güney Kıbrıs'tan KKTC'ye
elektrik verilmesi ve Lefkoşa Kaza Mahkemesi'nde devam eden davasıyla
ilgili açıklamalarda bulundu.
Kuş gribi için endişelendiğini, bu yüzden Metehan Sınır Kapısı'ndaki geçişlerde izlenen prosedürü yerinde incelemek için geldiğini ileri süren Matsakis, tedbirleri yeterli bulmadığını, insanların gerekirse ilaçlı halılara basarak sınırı geçmesi gerektiğini söyledi.
Kıbrıs Rum yönetiminin KKTC'ye elektrik vermesine karşı olmadığını söyleyen Matsakis, kendisini vurmak istediğini iddia ettiği Türk askerlerine, yasadışı olduğunu öne sürdüğü Ercan Havaalanı'na ve ”casino”lara Rum tarafından alınan elektriğin verilmesine karşı olduğunu, “çünkü bunun parasını kendilerinin ödediğini” ifade etti. Matsakis, İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'un KKTC'de yakacağı elektriğin bile “Rum elektriği” olacağını ileri sürdü.
Bayrak çalma suçuyla ilgili olarak Lefkoşa Kaza Mahkemesi'ndeki davası 3 Şubat'a ertelenen Marios Matsakis, gazetecilerin, “Mahkemeye katılacak mısınız” sorusunu yanıtlarken, “Ben sözde mahkemeleri tanımam, sözde polisleri de tanımam” ifadesini kullandı. “Mahkemeye katılmıyorum. Çünkü mahkemelerinizi tanımıyorum” diyen Matsakis, kefalet imzalaması konusunda ise, “Ben sadece bir kağıdın üzerine, o kağıtta ne yazdığını anlamadığımı yazdım, imzamı atmadım” diye konuştu. Matsakis, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Onlar beni tutuklamanın da ne kadar büyük bir hata olduğunu anladılar. Benim bayrağı almaya gittiğimde yanımda silahım yoktu. Bayrağı yırtmadım, yakmadım, bayrağa saygısızlık etmedim. Sadece aldım ve Avrupa Parlamentosu'na götürmek istedim. Bunun ne gibi bir saygısız tarafı var? Bayrağı AP başkanına, sizin başbakanınıza (Recep Tayyip Erdoğan'a) vermesi için verecektim. Bu sadece 'Hey bakın, burada Türk işgali var' anlamına gelecek politik bir hareketti.”
Alıntı hurriyet.com.tr
Avrupa'da soğuk can alıyor
Rusya üzerinden Avrupa'yı etkisi altına alan soğuk hava dalgası, bazı yerlerde can alırken, bazı yerlerde trafiği felç ediyor.
Sıcaklığın eksi 23 dereceye kadar düştüğü Rusya'nın başkenti Moskova'da dün gece 5 kişinin daha donarak öldüğü ve ülkede bu hafta ölenlerin sayısının 76'ya yükseldiği belirtildi.
Polonya'nın şiddetli kar yağışı ve rüzgarın etkisine teslim olan kuzeydoğu bölgesindeki birçok köye, ağaçların elektrik telleri üzerine devrilmesi yüzünden elektrik verilemiyor. Meteoroloji yetkilileri, sıcaklığın Pazar gününden itibaren eksi 25'lere kadar düşeceği uyarısında bulundu.
Soğuk yüzünden Ekim ayından bu yana Polonya'da 123 kişi ölürken, sıcaklığın eksi 33'e düştüğü Estonya'da 4 kişi öldü. Letonya'da sıcaklık eksi 32'ye, Litvanya'da eksi 26 dereceye düştü. İskandinavya'nın kuzeyi ve Finlandiya'nın da soğuk dalgasına teslim olduğu ve Finlandiya'da sıcaklığın eksi 42 dereceye kadar indiği belirtildi.
Danimarka'nın başkenti Kopenhag'daki havaalanının 2 gündür hava trafiğine kapalı olduğu, yarından önce hava trafiğinin düzelmesinin beklenmediği bildirildi. Danimarka'da Cuma gününden bu yana trafiğe kapalı olan, ülkenin doğusuyla batısını birleştiren Grand Belt köprüsü ancak bu sabah trafiğe açıldı.
Almanya da Rusya üzerinden gelecek soğuk hava dalgasını karşılamaya hazırlanıyor. Sıcaklığın eksi 30'lara düştüğü Ukrayna'da Çarşamba gününden bu yana 8 kişi ölürken, doğudaki Harkiv havaalanının şiddetli kar yağışı yüzünden trafiğe kapandığı ve şiddetli rüzgarın yüksek gerilim hatlarına zarar vermesi yüzünden 670 yerleşim birimine elektrik verilemediği açıklandı.
Bu arada, son yılların en ağır kışını geçiren ve soğuklara teslim olan Japonya'da 1 kişinin daha öldüğü bildirildi. Son 20 yıldır en soğuk kışını geçiren Japonya'da ölü sayısının 103'e yükseldiği belirtildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Der Spiegel: İran yeni bir müzakere teklifi yaptı
İran'ın Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'e, nükleer kriz konusunda yeni bir müzakere teklifi sunduğu bildirildi.
Alman Der Spiegel dergisinin yarın yayımlanacak sayısında, İran'ın, “Rusya ile birlikte uranyum zenginleştirme” projesinin müzakere edilmesi için Dışişleri Bakanı Steinmeier'e bir teklif sunduğu açıklandı.
Haberde İran'ın, Çin'in de bu projeye dahil edilmesini, müzakerelerin yapılması için şart olarak öne sürdüğü belirtildi.
Spiegel dergisi, ayrıca Başbakan Angela Merkel'in, ABD Başkanı George Bush ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ile bir telefon görüşmesi yaparak, krizin çözülmesi için Rusya'nın da yardım etmesini istediğini yazdı.
Dergi, İran'ın yaptığı yeni teklif ve Merkel'in yaptığı telefon görüşmelerinin, hükümetin üst düzey yetkilileri tarafından doğrulandığını iddia etti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Susanne Osthoff hakkında şaşırtıcı iddia
Irak'ta kaçırıldıktan bir süre sonra serbest bırakılan Alman Arkeolog Susanne Osthoff'un üzerinde, Alman hükümetinin kendisini kaçıran kişilere fidye olarak ödediği paralardan bir kısmının bulunduğu iddia edildi.
Alman Focus dergisinde çıkan haberde, Osthoff'un serbest kaldıkdan sonra getirildiği Bağdat'taki Alman Büyükelçiliği'nde duş aldığı sırada, büyükelçilik çalışanlarının Osthoff'un elbiselerinde binlerce dolar bulduğu bildirildi.
Alman Kriminal Dairesi memurları tarafından yapılan incelemelerde bu paraların, Alman hükümetinin Osthoff'un serbest bırakılması için ödediği paraların seri numaralarıyla uyuştuğu kaydedildi.
Focus muhabiri Hubert Gude, Alman haber ajansı DPA'ya yaptığı açıklamada, haberi aldığı kaynakların “kesinlikle güvenilir” olduğunu söyledi.
Alman hükümeti, daha önce yaptığı açıklamalarda, Osthoff'un serbest bırakılması için kesinlikle para ödenmediğini belirtmişti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Kosovalı Sırplardan barış çağrısı
Kosova Başkanı İbrahim Rugova'nın akciğer kanserinden 61 yaşındaki ölümünün ardından, Kosovalı Sırp liderleri barış çağrısında bulundu.
Belgrad ile Priştine arasındaki müzakerelerin devam etmesi çağrısında bulunan Sırp liderleri, “Kosova'nın kurumlarının bölgede barışı korumasının hayati önemde olduğunu” kaydetti. Ilımlı Sırp lideri Oliver İvanoviç, Sırp azınlığını “ihtiyatlı olmaya”, uluslararası toplumu da olası şiddet eylemlerini engellemeye ve barışı korumaya çağırırken, bir başka lider Momçilo Traykoviç, Rugova'nın ailesine taziyelerini sunarak, Rugova'nın ölümünün “bağımsız bir Kosova'nın oluşturulması için fanatik bir eylemin sonunu temsil ettiği” yorumunda bulundu.
Milliyetçi Sırp lideri Milan İvanoviç ise, Rugova'nın ölümünün ”Arnavut liderleri arasında bir iktidar mücadelesine yol açacağı” uyarısında bulundu.
BM'nin arabulucusu Kosova için Finlandiyalı Martti Ahtisaari de Rugova'nın ölümünün ardından sükunet çağrısında bulundu. Ahtisaari, düzenlediği basın toplantısında, “Rugova'nın, Kosova'nın statüsüne ilişkin bir sonuca ulaşılması için müzakerelere devam ettiğimizi görmekten mutlu olacağından eminim” ifadesini kullandı ve durumun sakin kalacağını ve anayasaya uyulacağını umduğunu söyledi.
Hırvatistan Devlet Başkanı Stipe Mesiç, Rugova'nın “siyasi bilgeliğine” saygı duyduğunu belirttiği açıklamasında, “Rugova'nın ölümüyle Kosova ve Kosovalı Arnavutlar, bilgeliği ve kararlılığı Kosova'nın girdiği kilit dönem için çok yararlı olmuş olan bir siyasi lideri kaybetti” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy de birer taziye mesajı yayımladı.
Rugova'nın “tarihi rolünü ve siyasi cesaretini” saygıyla andığını belirten Chirac, “Nihai statüyle ilgili soruna ilişkin müzakerelerin devam ettiği bir döneme rastlayan ölümü trajikten öte” ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy de, “Onun mirasına herkesin sadık kalması gerektiğini” ifade etti.
İtalyan Dışişleri Bakanı Gianfranco Fini de, Kosovalılara ve Kosova yönetimine İtalyan hükümetinin taziyelerini iletti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Esad reformları hızlandırma sözü verdi
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, ülkede reformları hızlandırma, ancak aynı zamanda değişim için dış baskıya karşı koyma sözü verdi.
Esad, Şam'da milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, reformların öncelikle içteki ihtiyaçları karşılayacağını belirterek, bir reformun herhangi bir slogan veya vesileyle dışarıdan zorla kabul ettirilmesini kesinlikle reddettiklerini söyledi.
Uzun bir yolun hala başında olduklarını ifade eden Esad, bu sürecin belki yavaş olduğunu, ancak ellerinden geldiğince hızlandırdıklarını kaydetti. Beşşar Esad, Suriye'de demokratik hayatı zenginleştirmeye yardım edecek birçok projeye başladıklarını belirterek, siyasi yaşamı harekete geçirmek için adli bağımsızlığı ve kurumları güçlendirmek için çalıştıklarını sözlerine ekledi. Suriye'de iktidardaki Baas Partisi, geçen Haziran ayında, ülkede bağımsız siyasi partilere izin verecek yeni bir yasa tasarısı hazırlamak konusunda anlaşmaya varmıştı. Ülkede bu hafta ABD'nin salıverilmelerini talep ettiği cezaevindeki 5 muhalif serbest bırakılmıştı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Uluslararası Atom Enerji Ajansı'ndan iki denetçi İran'a gidiyor
Uluslararası Atom Enerji Ajansı'ndan iki denetçinin, önümüzdeki Pazartesi günü İran'a geleceği açıklandı.
Resmi Haber Ajansı İRNA'ya konuşan, ismi açıklanmayan bir kaynak, denetçilerin İran'a gelmesinin, İran İslam Cumhuriyeti'nin Uluslararası Atom Enerji Ajansı ile yaptığı işbirliğindeki ciddiyetini gösterdiğini ifade etti. İran'ın Rusya'nın önerisini incelediğini belirten kaynak, ayrıca İran'ın Avrupa ile müzakereye hazır olduğunu, ancak İran'ın nükleer araştırmalarının Ajans'ın yasaları çerçevesinde olduğu için, bu müzakerelere dahil edilemeyeceğini söyledi.
Öte yandan Fars Haber Ajansı tarafından yayınlanan başka bir haberde ise, Ajans'ın başka bir denetçi grubunun da 9 gündür İran'da olduğu belirtildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Pakistan'dan ABD'ye eşgüdüm çağrısı
Pakistan, ABD'ye, geçen hafta ülkede sivillerin ölümüne yol açan Amerikan hava saldırısının tekrarlanmaması için terörizmle mücadele daha fazla eşgüdüm çağrısında bulundu.
Pakistan Başbakanı Şevket Aziz, ABC News televizyonunun “Good Morning America” programında yayınlanan söyleşisinde, hava saldırısında hedef alınan bölgede El Kaide örgütü mensuplarının bulunduğunu yalanlarken, buna dair elle tutulur hiçbir fiziksel kanıtın olmadığını söyledi.
Konuyu gelecek hafta başında ABD Başkanı George Bush ile yapacağı görüşmede gündeme getireceğini belirten Aziz, “Her ülkenin bağımsızlığı korunmalıdır” dedi.
Aziz, El Kaide örgütü lideri Usame Bin Ladin'in Pakistan'da saklanabileceğine ilişkin iddiaları da reddetti.
Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref de ülkesini ziyaret eden ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns ile yaptığı görüşmede, Bajur'daki olayın tekrarlanmamasını istedi.
Pakistan'da yayın yapan özel GEO televizyonunun, Dışişleri Bakanlığı'ndan adının açıklanmasını istemeyen bir yetkilisine dayandırdığı haberinde, Müşerref'in Burns'e, ülkesinin sınırlarını korumaya tam anlamıyla gücü olduğunu ve tekrarlanan saldırıların terörizmle mücadelede yapılan işbirliğini etkileyebileceğini söylediği belirtildi.
Haberde, Burns'un Müşerref'in sözlerini nasıl yanıtladığına ilişkin bilgi verilmedi.
Alıntı hurriyet.com.tr