Taraftarlık nihayetinde bir tutulma halidir. Bağlanmaktır, kara sevdadır. Karşılık beklemeden sevmektir. Bu öyle bir sevgidir ki, son nefes verilene kadar devam eder. İnsan eşini, işini, fikirlerini, ideolojisini, dünya görüşünü, hayat felsefesini değiştirebilir, ama tuttuğu takımı değiştirmez. Taraftarlık bakidir. Takımına tutkun olanın içindeki ateş hiç sönmez. Taraftar, aldığı her nefeste delicesine sevdiği takımını hisseder. Takımıyla yatar, takımıyla kalkar. Ruhunda, bedeninde, rüyasında, hülyasındadır o sevgili. Adeta onun için yaşar. Eşi, benzeri olmayan bir sevgi ilişkisidir bu. Sağlıklı mıdır? Bilinmez. Hangi aşk sağlıklı ki? Sonuçta taraflardan birine zarar vermediği takdirde, bu gönül ilişkisi pozitif enerji üretir.
Bir de işin marazi boyutu vardır. Taraftarlık hastalıklı bir tutkuya dönüştüğü vakit yıkıcı olmaya başlar. Başta takımı olmak üzere çevresindeki her şeye zarar verir. Kendine dahi. Bu, sevginin nefrete dönüşmesi halidir. Burada söz konusu olan isteklerdir, tatmindir. Bu tip taraftarlar takımlarının hep kazanmasını isterler. Aşkları vermek değil, almak üzerinedir. Saplantılı aşıktırlar. Kendi arzu ve istekleri doyurulmadığı takdirde, saldırganlaşırlar. Gözü dönmüş bir halde önlerine gelen her şeyi yakıp yıkarlar. Ortada patolojik bir durum söz konusudur. Kısaca ruhsal bir bozukluk diyebileciğimiz bir vak'adır, sözünü ettiğimiz.
Ülkemizde hemen hemen her takımın bu tipte taraftarı mevcuttur. Pimi çekilmiş bomba gibidirler. Her an infilak etmeye hazırdırlar. İşlerin biraz ters gitmesi, kudurmaları için yeterli nedendir. Kaybedilen bir maç veya şampiyonluk, ya da küme düşmek infial etmeleri için kafidir. Vandallar gibidirler. Kırar dökerler, çevreyi tahrip ederler. Bu tür saldırganlığa en çarpıcı örnek Rüştü'nün dövülmesiydi. Aradan geçen yıllar içinde Aziz Yıldırım taraftar profilini büyük ölçüde değiştirdi. Ancak görülüyor ki, henüz işi bitmemiş. Canavar bu kez Samandıra'da hortladı. Gözü dönmüş bir güruh, takım otobüsünü taşladı, Alex'e, Kezman'a saldırdı. Fenerbahçe'nin bu çapulcuları bir an önce bünyesinden atması gerekmektedir. Azınlıktırlar, ama bünyeyi çürütmeye yeterler. Mikrop misali. Bu canavarı boğmadan Fenerbahçe dünya kulübü olamaz.
Hamit Turhan
29-04-2008, 21:41
sarıkanarya_41
Sıcağı sıcağına!
29.4.2008
Hiç vakit kaybetmiyor ve sıcağı sıcağına manüplasyona başlıyorlar. Fenerbahçe galibiyeti sevinci daha yaşanamadan, Galatasaraylılar hayretler içinde kaldı... Çünkü malum programcılar işbaşı yapmış ve Sivasspor maçı hazırlıklarına başlamıştı. Öncelik maç içinde kart görmesi gereken, tehlikeli (!) futbolculara verildi. Diğer detaylarla da müsabakayı yönetecek hakem kadrosuna, mesaj iletildi. Bravo! İyi çalışıyorlar.
Galatasaraylılar hafta boyunca, çok farklı yönlendirmelere (!) şahit olacak. ‘Galatasaray şampiyon oldu’ iltifatları kandırmacadır ve Fenerbahçe camiası bu işin peşini sonuna kadar bırakmayacaktır. Uyarıyorum! Sarı-Kırmızılılar son ana kadar ciddiyeti ve tedbiri bırakmamak zorunda. Polat, Sezgin ve futbolcular bu konuda teyakkuz halinde olmalı. Güler ve ekibi zaten işini mükemmel yapıyor ve başarıyor. Değişiklik eleştirilerine kanmayın, hepsi doğru önlemlerdi.
Hakan Şükür oyuna alındı diye kahrolanlar var. Vallahi yazık, billahi yazık. Düşmanlığın bu derecesine pes doğrusu. Pazar günü, Halil İbrahim ‘Oğuz abi kabahat bende, o demece ben zorladım ama sonra yanlışımı açıkladım’ dedi. Dedi de, iş çoktaaan bitti. Bir tane gazete ‘Bu işte yönlendirme var’ dedi mi? Çocuğun bunca yıpranmasına karşın, Zaman Gazetesi, meseleyi Halil İbrahim’in köşesinde bırakmamalı ve manşetine taşımalıydı. Yaptılar mı?
Şükür sağlam adammış ki, bugünlere tek parça halinde geldi. Kim tuttuysa parça kopardı yıllardır. Yöneticisi, cemaati, iş yaptıkları, bir kısım röportaj yapmadıkları, yaptıkları, hatta arkadaşları(!). Yazık, günah be. Hakan mı? Arnavut inadını dört dörtlük örnekliyor ve dostlarından (!) asla taviz vermiyor. Şükür’ün başına gelen Papa’nın ‘Burada genelev var mı?’ dediğinde, Amerika’da başına gelenden farksızdır. Adama ‘Genelevi de ziyaret edecek misin?’ diye sormuşlar ve işlerine gelen bölümü kullanmışlar ya! Bu mesele de öyle oldu. Yıpranan, yıpratılan kim? Hakan.
Halil İbrahim bu sorusunun sonuçlarını bilemeyecek kadar deneyimsiz değil. Yapmayacaktı. Hakan mı? Kanmayacaktı... Kazık yemeye doyamayan gördüm de, bunun gibisini görmedim.
Oğuz Dizer
29-04-2008, 21:42
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Dev harekat
1- Teknik direktör Zico ile sözleşme yenilenmeyecek. Zico'nun yerine Luxemburgo düşünülüyor
2- Bekleneni veremeyen Kezman ile yollar ayrılacak. Sırp futbolcunun yerine Vagner Love alınacak
3- Kritik maçlarda hata yapan kaleci Volkan'ın yerine, İnter'in file bekçisi Julio Cesar transfer edilecek
***
Dev harekat
F.Bahçe'nin önceki gün G.Saray karşısında son derece etkisiz bir futbol ortaya koyup yenilmesi geniş çaplı bir harekâta neden oldu. Öncelikle, derbide önemli hatalar yapan teknik direktör Zico ile sözleşme yenilenmeyecek. Zico'nun yerine ise vatandaşı Luxemburgo'nun getirilmesi için çalışmalara başlandı. Luxemburgo'nun F.Bahçe'ye Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
sıcak baktığı biliniyor. Şu anda Palmeiras'ı çalıştıran 56 yaşındaki teknik adamın gelmesiyle, eski öğrencisi Alex'in performansını daha da artıracağına kesin gözüyle bakılıyor.
SARI-lacivertli ekipte yaşanan golcü sorunu da kesin olarak çözülecek. Kezman ve Semih'in yetersizliğinin artık iyice ortaya çıkması üzerine kolları sıvayan F.Bahçe, CSKA Moskova'nın Brezilyalı forveti Vagner Love için düğmeye bastı. CSKA Moskova'da mutsuz olan Love'ün yanı sıra, F.Bahçe'nin transfer listesinde dünyaca ünlü golcüler Barcelona'lı Eto'o, Chelsea'li Shevchenko ile Milan'lı Ronaldo yer alıyor. F.Bahçe Kezman'ı elden çıkarırken, Semih'le de fazla para istemesi halinde sözleşme yenilemeyecek.
F.BAHÇE'de çok başarılı maçlar çıkarmasına rağmen kalede tam olarak güven vermeyen, yaptığı kritik hatalara G.Saray derbisinde bir yenisini daha ekleyen Volkan Demirel eldivenlerini kaybedecek. Volkan'ın yerine düşünülen isim ise İnter'in file bekçisi Julio Cesar. Aynı mahallede büyüdüğü Alex ile çocukluk arkadaşı olan Cesar'ın F.Bahçe'ye gelmeye hazır olduğu belirtiliyor. Brezilya Milli Takımı'nın kalesini de koruyan 29 yaşındaki Cesar'ın İnter'le 2012 yılı sonuna kadar sözleşmesi bulunuyor.
29-04-2008, 21:43
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Çin kumaşı!
Taraftar, aldığı her topu geriye ve yana oynayan Şilili futbolcuya, "Yan pas ustası" lakabını taktı.
Alex'in, "Türkiye'de onun gibi futbolcu yok" diyerek aldırdığı Maldonado derbide sınıfta kaldı. Aldığı her topu ya geriye atan ya da pas vermek için Alex'i arayan Şilili futbolcu, orta sahayı bile hemen hemen hiç geçmedi. F.Bahçeli bazı yöneticiler "Selçuk, Maldonado'dan çok daha iyi. Üstelik son maçlarda formdaydı. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Maldonado'nun oynatılması yanlış, çıkarılmaması daha büyük yanlıştı" diye konuştular.
"TEK KÖTÜ BEN MİYİM?"
Futbol otoriteleri de aldığı her topu ya geriye, ya yanındakine veren, hücuma hiç katsısı olmayan Maldonado'nun F.Bahçe'de oynayacak kapasitede bir oyuncu olmadığını dile getiriyorlar. Şilili futbolcunun ise "Sanki tüm yenilgi benim suçum. Takım olarak kötüydük ve yenildik. Her takımın kötü günü olur" diyerek kendini savunduğu belirtiliyor. Taraftar ise "Yan pas ustası" diyerek Maldonado ile dalga geçiyor.
29-04-2008, 21:44
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Ailesinin isteğiyle imzaladı
F.Bahçe'yle sözleşme yenilediği öğrenilen Aurelio'nun ailesinin isteği üzerine kaldığı vurgulandı. Tatillerini bile Türkiye'de geçirecek kadar ülkemize bağlı olan Aurelio ailesi "Burada mutluyuz, niye gidelim?" deyince Aurelio, F.Bahçe ile 3 yıllık sözleşmeyi imzaladı. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
29-04-2008, 21:45
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Tüm hata bizde
DERBİDE bekleneni veremeyen isimlerden Deivid, yenilginin sorumlusunun kendileri olduğunu söyledi. Deivid, "Biz futbolcular, gerçek performansımızı gösteremedik. Kötü oynadık ve yenildik. Tüm hata bizde. Çok üzgünüz" dedi. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
29-04-2008, 21:48
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Volkan'ın morali çok bozuk
SAKAT sakat oynamasının faturasını hatalı gol yiyerek ödeyen Volkan Demirel'in ağzını bıçak açmıyor. Tecrübeli kaleci yakın çevresine yediği golde sakatlığının etkili olmadığını belirtirken, Edu ile o pozisyonda anlaşamadıklarının altını çizdi. Teknik heyet ve arkadaşları ise Volkan'a moral vermeye çalışıyor. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
29-04-2008, 21:49
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yağmur denize ne yapar?
Galatasaray'ın bir maçlık görkemine gereken alkışları gönderelim. Ama bu yılın en görkemli takımı Fenerbahçe'yi de, bir maçla yok etmeyelim. Fenerbahçe'nin büyüklüğü olmasa, Galatasaray'ın galibiyeti hiçbir şeye benzemezdi inanın. Galatasaray koşarak çok maç kazandı.
***
Bir takımın büyüklüğüne ve parlak geleceğine bir yenilgi engel olamaz. Fenerbahçe, Ali Sami Yen'de Galatasaray yağmuruna tutuldu. Oysa yağmur denize ne yapar? Koskoca lacivert bir denize. En fazla 3 puanını alır... Ya da şampiyonluğunu...
***
Şimdi mücadele zamanıysa, Fenerbahçe taraftarı, kendilerine taraftar süsü veren zorbalarla da mücadele edecek. Takımdaki gerçeklerle de... Kazım'ı kazanmak için, Deivid'i solda 3 haftada eriten Zico'nun, Gençlerbirliği maçında uyanmasını bekleyecek. Aurelio'daki kaç maçlık tuhaflığın geçici olduğunu düşünecek. Kazım'daki rap şarkıcısı tavırların ona has olduğunu, böyle adamlara sorumluluk yüklemenin mümkün olmadığını anlayacak. İki ayda "balık etli" olmayı başaran Maldonado'nun, durduğu yerde yaprak dökmesine, acı acı gülümseyecek.
***
Kezman'a kızmayacak. Onun Ankaraspor maçındaki küstahlığının nelere mal olduğunu hesap etmesi için zaman geçti. Kezman'ın kalbini kırmamak için, milyonlarca Fenerbahçe taraftarının kalbini kıranları bir kenara yazacak. Semih'ten son iki maçta yine mucize bekleyecek. Ama Sivasspor maçından mucize beklemeyecek. Şampiyonlar Ligi için çelme takılmasına yönelik sistemde uyanık olacak. Burası Türkiye... Çok ortaklı şirketlerin futbolu ele geçirdiği ülke... Burası Türkiye... Ekranların ve sayfaların, parayla ve kanla beslendiği memleket. Şeytan cenneti.
***
Hiç aldırmayın, giden bir maç olsun, gerektiğinde şampiyonluk olsun... Kimse sonuna kadar kazanamaz zaten... Ama alınacak ders de, okkalı olsun. Yoksa yağmur denize ne yapar? Koskoca lacivert bir denize.
***
Denizli'deki Yunus Yıldırım'ı izledikten sonra, Fırat Aydınus'un omuzlara alınacak tek hakem olduğunu gördük. Rize'yi düşüren sistemin, Gençlerbirliği ve Konyaspor'u ligde tutmak için nasıl çalıştığını da çok yakında göreceksiniz. Kayserispor'u aklamak için Rizespor maçını örnek gösterenlere sorun bakalım. Sivasspor maçındaki Kayserispor'u nereye sakladılar?
***
Gelelim haftanın en dramatik görüntüsüne. Adana'daki Beşiktaş-Bursaspor maçında, küçük bir çocuk vardı. Olayların içindeki korkunun prensi... Kameralara, fotoğraf makinelerine "Beni çekmeyin" diyordu, suskunluk alfabesiyle.. "Gidin bikini giyen yorumcularınızı çekin!" "Ben sizlere kolay lokmayım, beni çekmeyin." Gözlerindeki korku her saniye büyüyordu da... "Beni büyüdüğüm zaman çekersiniz" diyordu. "Bu korkunun bedelini sizlere ödeteceğim gün..."
29-04-2008, 21:50
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yenilgi de aşka dahil
Ne hakem sorunu vardı ortada, ne tribün kıyameti... Varını yoğunu ortaya koyan Galatasaray oynadı ve kazandı.
***
Bir gol düşünün, boş bir kale, izleyen defans oyuncuları ve topun arkasından koşan bir kaleci... İki Fenerbahçeli futbolcunun aynı topa çıkıp, birbirleriyle tek kelime konuşmadan yarattıkları bu golün, tribündeki haykırışla yakın ilişkisi olması, dün gecenin en hazin komedisidir.
***
Fenerbahçe defansında bir iç kanama vardı dün gece... Alışılmadık biçimde kademesiz oynadılar. Ve birbirlerinden kopuk. Alışıldık imeceden eser yoktu.
***
Maçın bütününe bakarsanız, Galatasaray beklenen oyununu oynadı. Fenerbahçe beklenmeyen... İlk dakikalarda Fenerbahçe kısık sesliydi de, Galatasaray gol diye haykırıyordu sanki. Sarı-kırmızılıların baskısına karşılık, Fenerbahçe'nin sabır işçisi olduğunu düşündüm de, kanatlar çalışmıyordu. Kazım'ın umarsız bir hali vardı. Uğur Boral'ın kanadı işlek koridordu. Deivid ve Aurelio sahada yoktu. Alex'in ilk yarım saati atlatmakla görevli soğutucu olduğunu düşündüm, o maç boyu soğuk kaldı. Sadece Gökhan Gönül, kendine yakışan bir oyunun içindeydi.
***
Geceye ayna tutunca, gördüm ki, koşan hep Galatasaray'dı... Rakibini siperinden çıkartmayan kuşatmanın renkleri hep sarı-kırmızıydı. Ofsayt taktiğiyle oynayan Fenerbahçe defansından berbat sinyaller geliyordu. Maçın 26. dakikasında Lugano'nun davetinde Ümit Karan'ın vuruşunu direkler önledi. Ama 37. dakikada Edu ve Volkan arasındaki garip çelişkinin, Nonda için ikramiye olmasına kimse engel olamadı.
***
İkinci yarıda da roller değişmedi. Verilen mücadelenin kazanmaya yetmediği anlarda, Fenerbahçe'nin kendi rüzgarında savrulduğunu gördük. Zico'nun hamlelerinin geçersiz olduğunu Aurelio'nun gölgesini, Deivid'in siluetini, Maldonado'nun hiçliğini gördük. Son dakikalardaki yapay baskının bir şey getirmesi mümkün değildi zaten... Sadece biraz heyecan getirdi o kadar!
***
Galatasaray'a gelince... Onlar inançlıydı, militandı ve maçın her anında kazanmakla doluydu. Defans süper oynadı, Servet hatasızdı. Barış ve Sabri, sağ kanadın arılarıydı. Haklı bir galibiyet aldılar.
***
Ne diyebiliriz ki. Yenilgiler de aşka dahil. Fenerbahçe'yi sevebilmek için, böyle günleri de sevmek gerek. Taraftar dediğin ağaç gibi dimdik olmalı her daim. 90 dakika hangi sonuçla biterse bitsin, gözleri geleceğe açık olmalı... "Kazandığında sevmiyorum seni, kaybettiğinde sevdiğim kadar" demeli. Formasını, yastığının kenarına koyup... Öyle uyumalı..
***
Aşk her şeyden büyüktür... Fenerbahçe kimseye benzemez... Yenildiğinde bile...
***
Keşke futbolcular ve yöneticiler de bu aşka taraftarlar kadar sadık kalabilse... Keşke...
29-04-2008, 21:51
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Futbol ciddi iştir
F.Bahçe pekala Sami Yen'de G.Saray'a kaybedebilir. Rakibini son 6 lig maçında 6 kere yenmiş, son 2 sezonda hiç derbi kaybetmemiş, bu sezon şampiyonluk yolundaki rakipleriyle yaptığı 5 maçın 5'ini de kazanmış bir takımın ilelebet bu şekilde devam etmesi beklenemez. O yüzden, F.Bahçe eğer şampiyonluğu kaybettiyse bu maçta kaybetmedi. Sanki 10 puan farkla lidermiş hovardalığıyla 11 yedek futbolcu ile çıktığı Bursa maçında kaybetti şampiyonluğu. O yetmemiş gibi bir sonraki hafta Ankaragücü deplasmanında hâlâ yedek ağırlıklı kadroyla oynadığından kaybetti şampiyonluğu. Son dakika golleriyle puanlar kaybedebilirsiniz, penaltı da kaçırabilirsiniz... Bunların hepsi futbolun içerisinde var. Ama futbolda ciddiyetsizliğe yer yok. Bu hafta G.Birliği maçı var. Hadi bakalım 11 yedek futbolcuyla bu maça çıkabiliyormusunuz? Çıkamazsınız. O zaman Bursa maçının bu karşılaşmadan farkı neydi? O maçın da değeri üç puan, bu maçın da. O laubaliliğin faturası maalesef ağır oldu. Gelelim Maldonado konusuna. Transfer edildiği gün şunu söyledim, eğer Maldonado tıpkı Appiah gibi orta sahanın her bölgesinde oynayabiliyorsa sorun yok. Ama tipik bir ön liberoysa ve bu yüzden Selçuk ve Deniz yedek kulübesine mahkum olacaksa yanlış bir transfer olur. Kaldı ki yabancı statüsünde olması transferi daha da yanlış kılan bir faktör. Seneye F.Bahçe 11'inde Edu-Lugano- Carlos-Alex-Deivid ve yeni bir santrfor olmak üzere 6 yabancı olduğunu düşünün. Maldonado'ya yer açmak için bir de bu oyunculardan birini yedek oturtmanız gerekecek. Değil Maldonado, Makelele gelse bu oyunculardan birini kesmeye değmez.
Yaralar sarılmalı Son olarak, topu topu üç beş kişinin işi de olsa maç sonu Samandıra'da yaşanan görüntüler son derece yakışıksız. Şu iki hafta F.Bahçe camiası için önemli bir sınav. Artık bazı şeylerin hakikaten değiştiğini göstermek için bir fırsat. Bu sezon Avrupa'da bu gururu yaşatan futbolculara ve teknik kadroya sahip çıkmak, kötü günde de onların yanlarında olunduğunu hissettirmek şart. Denizli'de travmatik şekilde kaybedilen şampiyonluğun üzerinden daha iki sene geçmeden Devler Lig'inde çeyrek finale uzanabilmiş bir camia bunun da üstesinden gelir. Yeter ki son yıllarda yaşanan istikrarı ve bütünlüğü bozacak davranışlardan kaçınılsın.