-
Lazer yazıcı
Komutan emir erini çağırmış
- Bana çabuk bir lazer yazıcı bul getir.
- Emredersin komutanım.
Bir saat sonra emir eri yanında başka bir er ile gelmiş.
-Lazer yazıcıyı getirdim komutanım.
-Hani nerde lan?
-Komutanım bu arkadaş laz bir erdir ve bizim bölükte yazıcıdır!
-Ulan iyiki scanner istememişiz be
-
Amerikan Teknoloji
Amerikalı'lar yeni bir uçak geliştiriler ve bu uçağı denemek için Arabistan'a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilot uçağı kullanırken dört motordan biri patlar.
Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür.
Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergelerde yine aynı yazı görülür. Pilot da uçmaya devam eder.
Ne var ki az sonra iki motor birden patlar. Hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler.
Tam bu esnada göstergelerde yine aynı yazı görülür ve uçak kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir.
Araplar pilottan bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler.
Pilot biner uçağa, başlar uçmaya. Bir iki dakika sonra bir motor patlar. Göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür.
Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce Amerikalı pilot: "Ulan bizim uçağın aynısını taklit etmişler." der.
Derken iki motor birden patlayınca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen pilot göstergelerde şu yazıyı görür:
"Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me. Eşhe dü enla ilahe illallah...."
-
Ne Yaparsın
Güney Amerikalı bir subayla bir er konuşuyorlar.
-Savaşta bir düşmana rastlarsan ne yaparsın?
-Vururum.
-Doğru, peki bir düşman bölüğüne rastlarsan ne yaparsın?
-Vururum.
-Olmadı. Koşup karargaha haber verirsin. Peki savaş meydanında bir inek görürsen ne yaparsın?
-Vururum. -
Olmadı. -
-Koşup karargaha haber veririm.
-Yine olmadı.
-Boynuzlarından tutup karargaha sürüklersin. Şimdi beni görürsen ne yapacağını söyle.
-Vururum.
-Olur mu canım. Ben senin komutanınım.
-Döner karargaha haber veririm.
-Yahu ben düşman bölüğü değilim ki.
-Hah tamam. Boynuzlarından tutup karargaha sürüklerim
-
Gerçek Cesaret
Kara' cıların komutanı bir asker çağırmış. Asker
- "Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş.
Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek
-"İşte cesaret" demiş.
Havacıların komutanı bir asker çağırmış. Asker yine
- "Emret komutanım "diyerek komutanının yanına gitmiş.
Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yereçakılmış ve can vermiş. Komutan da diğeri gibi dönerek
- "İşte cesaret " demiş.
Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve
-"Emret komutanım" demiş. Komutan
- Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma demiş.
Asker;
- "Hadi lan" demiş.. Komutan diğer komutanlara dönerek
- "İşte asıl cesaret bu " demiş
-
Yeniçeriler
Osmanlının balkanlara doğru yeni yeni yayılmaya başladığı dönem. Yeniçeriler balkanların iç kısımlarına doğru yavaş yavaş ilerlerken balkan halkının Osmanlı hakkındaki düşünceleri ve korkuları değişip evlerinden dışarıya çıkmaya başlıyorlar. O zamana kadar böyle cengaverler görmemiş olan halkın dikkatini en çok yeniçerilerin göğüs kılları çekiyor ve bir yeniçeri ile halktan bir kişi arasında söyle bir diyalog geçiyor:
- Hiç böyle göğüs kılları görmemiştim, bir tane hatıra olarak alabilir miyim
Yeniçeri:
- Vitrini bozma bacım depodan verelim.
-
Yüzbaşı
Bir Astsubay'la bir gözü takma Yüzbaşı aynı bekar lojmanında birlikte kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan takma gözünü çıkartır su dolu bir bardağa koyar sabah tekrar yerine takardı.
Sıcak bir Yaz akşamı gece yarısı Astsubay susadı,el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı bir dikişte yuvarladı oda ne..suyla birlikte gözüde yutmuştu.
Astsubay farkına vardı ama artık iş işten geçmişti.
Ertasi gün sabah sporundan sonra Astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu . Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya fakat mümkün değildi bir türlü rahatlayamıyordu.
Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetcisi er telaşlandı nazikçe kapıyı tıklattı..
-Komutanım yardımcı olayım..
Astsubay can havliyle kapıyı açtı,
-Bak oğlum şurada ne var bir türlü
s...çamıyorum deyip er'e doğru döndü.
Er eğilip bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu. Bunu gören Astsubay sinirlendi,
- Ne selam durdun evladım diye bağırdı..
Asker yanıtladı;
-Nasıl selam durmayım Komutanım içeriden Yüzbaşım bakıyor......
-
Kırç
Tabura yeni bir komutan gelmis ve askerleri toplayarak bir konusma yapacagini belirtmis. Bütün askerler toplanmislar ve komutan baslamis konusmaya: "Bugün tanismak için sizleri buraya topladim. Benim adim Ahmet, soyadim Kirç. Yeniden
söylüyorum, Kirç. Arada R var. Sakin ola diliniz sürçmesin çok fena yaparim.
Herkes iyice ezberlesin hata istemem! Askerler dagilmislar ve herkes "Arada R var, arada R var," diye içinden ezbere koyulmus. Komutan ise bu konuda ne kadar hassas oldugunu göstermek için sagda solda gördügü askere soruyormus:
"Sen!"
"Emredin komutanim!"
"Soyadim ne benim?"
"Kirç komutanim!"
"Aferin! isinin basina!"
Komutan böyle böyle her gün bir kaç kere soyadini soruyor ancak kimse sasirmiyormus. Laz ise bu konuda çok sanciliymis. Ya bir gün piyango kendisine çikarsa ve sasirirsa diye daralip dururmus. Nihayet bir gün tören esnasinda komutan aniden arkasina dönmüs ve Laz'i isaret ederek "Sen! Soyadim ne benim?" diye sormus. Laz heyecandan konusamiyor, nutku tutulmus. Yaprak gibi sallanmaya baslamis. Komutan gayet sinirli: "Sana söylüyorum, yanit ver, asabimi bozma!"
Hemen arkasindaki arkadasi bakmis Laz'in basi belaya girecek hemen fisildamis:
"Arada R var, arada R var..."
Bunun üzerine Laz yanit vermis: "Gört!..."
-
Kurusıkı
]Bir general, komşu ülkeden gelen konuk Generale, hem hava atmak hem de erlerinin kendisine ve vatanına bağlarını göstermek için, üç
erini ve karılarını yanına çağırır.Erlere birer kurusıkı tabanca verir.Onları yan odaya alır,erlerden karılarını öldürmelerini ister.
Konuk generale " simdi bakiniz nasıl itaatli vatansever erlerimiz var"
der. Erler teker teker içeri girerler.Birinci er karısından özür dileyip
tüm şarjörü boşaltır.Tabii karisi ölmez kursunlar kurusıkıdır .İkinci, üçüncü, dördüncü hep böyle gitmektedir.Generalin gözleri yaşarmıştır En son Giren erin ardından iki general kursun seslerini dinlerken.
Dan dan dan dan dan dan Şangırrrr!!! diye bir ses duyarlar.İşini bitirip çıkan er'e merakla sorarlar, neydi o şangırrr sesi diye ? Er yanıtlar;
Komutanım bana kurusıkı kursun vermişsiniz , kari ölmeyince bende tuttum kariyi camdan attım
-
Kim daha cesur
Kimin askeri daha cesur yarışması varmış.
Karacının komutanı;
-"Oğlum su tankın altına atla!" demiş. Asker atlamış ölmüş.
Havacının komutanı;
-"Oğlum su uçaktan betona paraşütsüz atla!" demiş. Asker ölmüş.
Denizcinin komutanı;
-"Oğlum su geminin altına atla!" demiş.
Asker: "Naah atlarım" demiş.
Denizci komutanı dönüp;
-"Bakin, benim askerim daha cesur, komutanına nah çekiyor!"
-
Andrea Doria
Osmanlı donanmasıyla Venedik donanmasıı arasında savas çıkmış. Venedik donanmasının komutanı Andrea Doria imiş. Gözcü Osmanlı donanmasının yaklaştığın fark edince hemen Andrea Doria'ya haber vermiş :
-Osmanlı yaklaşıyor. Andrea Doria sormuş :
-Kaç gemi var? Gözcü:
-10-20 kadar. Komutan hemen emir erini çağırmış :
-Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir. Emir eri şaşırmış :
-Niçin komutanım? Andrea Doria :
-Savaşırken yaralanacağız. Kan izi belli olmasın ve de askerlerin cesareti kırılmasın diye. Bu arada gözcüden yine ses gelmiş :
-Efendim 50 kadar oldular. Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş :
-Gömleği boşver. Sen bana kahverengi pantolonumu getir.