-
Pozantı'da kaza 2 ölü 6 yaralı
Adana'nın Pozantı ilçesinde meydana gelen trafik kazasında, 2 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı
Alınan bilgiye göre, Adana-Pozantı otoyolunda Hasan Ertaş yönetimindeki 01 D 7898 plakalı karpuz yüklü kamyon, freninin patlaması sonucu, Ahmet Gündoğdu'nun kullandığı 51 DP 851 plakalı otomobile arkadan çarptı.
Ertaş yönetimindeki kamyon, kazaya karşın duramayarak, Zeki Eren'in kullandığı 26 PZ 791 plakalı kamyona da çarptıktan sonra, bariyerlere sürüklenerek takla atıp durdu.
Kazada, Türkan Kılıç (65) ve Esengül Kılıç (12) olay yerinde öldü, yaralılar Hasan Ertaş, Güler Polat ile Ahmet, Neslihan, Çetin ve Cumali Gündoğdu, Pozantı Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
-
Şehit askerlere korucu tuzağı mı?
Bitlis'in İçgeçit Köyü yakınındaki 5 askerin şehit, 4’ünün ise yaralanmasına ilişkin yürütülen soruşturmada patlamaya yol açan uzaktan kumandada korucunun parmak izi çıktı.
Bitlis merkeze bağlı İçgeçit Köyü yakınlarında askeri araç BTR’de 5 askerin şehit, 4’ünün ise yaralanmasına ilişkin yürütülen soruşturmada ilginç gelişmeler yaşandı.
Olayın daha önceden yerleştirilen bir mayınla gerçekleşmediği anlaşılırken, patlamanın uzaktan kumandalı bir düzenekle yapıldığı anlaşıldı. Olayla ilgili yapılan soruşturmada en korkunç nokta ise ele geçirilen uzaktan kumanda da bir korucunun parmak izinin çıkması oldu.
Geçtiğimiz hafta Bitlis’in Hizan Gölü yakınlarındaki İçgeçit Köyü’nün kırsalında meydana gelen patlama ilk çapta, daha önce yerleştirilen bir mayının neden olduğu sanılmıştı. Ancak olay yerinde yapılan incelemede Jandarma yetkilileri, ilginç tespitlere ulaştılar. Askeri araç BTR’nin paramparça olarak 5 askerin şehit, 4’ünün yaralanmasına neden olan kara mayının ekstra olarak C-4 patlayıcılarla desteklendiği ve bu yüzden büyük hasar verdiği anlaşıldı.
Bu arada çevrede yapılan incelemede ayrıca düzeneğin kablolu uzaktan kumandayla yakın bir tepeden gerçekleştirildiği anlaşıldı. Kontrol cihazını bulan askeri uzmanlar yaptıkları incelemede birde parmak izine rastladılar. Jandarma Kriminal laboratuarının yaptığı incelemede cihazın üzerindeki parmak izinin bir korucuya ait olduğu belirlendi.
Parmak izinin bulunduğu korucu ve bazı arkadaşları gözaltına alınarak Jandarma Komutanlığı’nda sorgulanırken, yetkililer, “Korucu patlamadan sonra bu civarda bulunduğunu ve cihazı ellediğini söylüyor. Ancak niye bildirmediğine yönelik sorulara verdiği (bir an için korktum) şeklindeki cevaplar çok tatmin edici bulunmadığı için soruşturma aynı yönde devam ediyor” dediler.
Patlamada askeri araçta bulunan Ankara doğumlu Kıdemli Üstçavuş Hakan Toydemir, Balıkesir doğumlu Jandarma Uzman Çavuş Hayrettin Karabıyık, Kahramanmaraş doğumlu er Nurdoğan Zorgün, Sivas Yıldızeli doğumlu er Erdal Kavallı ve Samsun Çarşamba doğumlu er Ramazan Okur şehit olmuştu.
Araçtaki uzman çavuş Osman Kaya ve erlerden Orhan Çetinkaya, Ahmet Salkım, İmdat Çelik ise Tatvan Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı.
-
Mezar arama için bilgisayar sistemi
Antalya'nın Alanya ilçesi belediye mezarlığında, mezarların yerini kolay bulabilmek için ''mezarlık bilgi sistemi''ne geçildi. Sistemin ayrıntıları şöyle:
Alanya Belediyesi tarafından oluşturulan ''Mezarlık Bilgi Sistemi'', düzenlenen törenle hizmete girdi. Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Akbaş, törende yaptığı konuşmada, sistem için 3 aydır çalışma yapıldığını söyledi.
Mezarlıkların daha önce içinden çıkılmaz bir durumda olduğunu belirten Akbaş, şunları kaydetti: ''Yaptığımız bu çalışma sayesinde mezarların yerini kolaylıkla bulabiliyoruz. Mezarların bulunduğu ara bölgeler adlandırıldı. Aynı bir şehir gibi her araya bir cadde adı verildi. Bu sayede, sistemden adres bilgilerini alan vatandaşlarımız, mezara olan uzaklıklarını ve yerini daha kısa sürede bulabilecekler.''
Akbaş, yabancılara ait mezar bilgilerinin de sistemde yüklü olduğunu, gelen yabancı ziyaretçilerin de sistemden yararlanabileceklerini bildirdi. Sistemi uygulayan firma yetkilisi Faruk Pehlivanlı da, ''Sistem sayesinde mezarlıklardaki birçok çilenin son bulacağını umuyoruz. Mezarlığa yeni defnedilen kişi bilgileri de aynı gün içinde sistemde yerini alacaktır'' diye konuştu.
Mezarlık Bilgi Sistemi'nde belediye mezarlığında bulunan 35 bin mezar hakkında ayrıntılı bilgi veriliyor. 60 bin YTL'ye malolan sistemde, ölen kişinin kimlik bilgileri, ekranda bulunan elektronik klavyeye yazıldığında, mezarın yeri ve uzaklığı ile ilgili bilgilerin olduğu bir döküman kullanıcıya sunuluyor. Sistemde, aynı zamanda kişinin ölüm nedeni hakkında da bilgi yer alıyor.
-
BAKANLAR KURULU TOPLANTISI HAKKINDA…
Hürriyet Gazetesi yazarı Fatih ÇEKİRGE Bakanlar Kurulu Toplantısını değerlendirdi : “Maliye Bakanı bu toplantıya giriyorsa bir kere bütçeyle ilgili önemli değişiklikler olacak. Yani bütçeyi ilgilendiren önemli gelişmeler yaşayacağız. Artık sabır çizgisi aşılmıştır. Aslında Türkiye Cumhuriyeti bir çelişkiye düştü burada. İsrail'e yapma derken kendisi teröre güç kullanacak. ABD Büyükelçisi’nin söylediği sözün çok ötesinde bir süreç yaşanıyor. Türkiye, ABD Büyükelçisi’nin söylediği söz ile duracak durumda değil. BM kararlarının ilgili maddesine dayanarak büyük bir sıcak takip bekliyorum. Bunun için ABD’den izin almaya gerek yok. Birincisi Türkiye içindeki dağlarda büyük bir harekat, ikincisi bu sıcak takip ile Kuzey Irak’a büyük bir operasyon var. Bu konuda hükümette de askerde de büyük bir kenetlenme var.
Türkiye Kuzey Irak politikasını yeniden gözden geçiriyor. 'Öcalan’ı elimizde tutarsak terörü önleriz' anlayışının geçerli olmadığı görüldü. Talabani ve Barzani’ye uygulanan ‘kırmızı pasaport’ uygulaması da gözden geçiriliyor. Bugün ben Ankara'da bir kenetlenme gördüm bir kararlılık var. Alınan kararlar hepimizin hayatını etkileyecek.”
Alıntıdır........
-
BAKANLAR KURULU TOPLANTISI SONRASI HÜKÜMET SÖZCÜSÜNÜN AÇIKLAMA METNİ ;
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin teröre karşı verdiği mücadele konusunda; ''Biz şimdi Irak hükümetinden ve müttefikimiz ABD'den uluslararası hukukun, anlaşmaların ikili taahhüt ve iyi niyet beyanlarının gereği olarak, bu fitnenin oradan bertaraf edilmesini istiyoruz'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Çiçek, toplantıda terörle ilgili gelişmeleri de değerlendirdiklerini söyledi.
Şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Çiçek, dün Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun toplandığını, bugün de geniş katılımlı bir toplantının ardından Bakanlar Kurulunda da konunun değerlendirildiğini belirtti. Geçen Eylül ayından bu yana Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun 7 toplantı gerçekleştirdiğini kaydeden Çiçek, bu konunun devlet ve hükümet olarak sürekli gündemlerinde olduğunu dile getirdi.
Çiçek, şöyle konuştu: ''Bazen güncel gelişmeler sebebiyle terörle mücadele gazetelerde ve toplumun gündeminde yer almıyor bazen de en öncelikli gündem maddesi oluyor. Ama şu bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve hükümetlerinin gündeminde terörle mücadele her zaman gündem konusu
olmuştur. Bunlardan biri Terörle Mücadele Yüksek Kuruludur... Terörle mücadelenin her zaman gündemde olduğu platform Milli Güvenlik Kuruludur. Milli Güvenlik Kurulunun hiç değişmeyen gündem maddelerinden bir tanesi güvenlik faaliyetleridir. Üçüncüsü de gelişen ve değişen ihtiyaçlara göre de konu Bakanlar Kurulunda görüşülmekte ve alınması gereken tedbirler ve verilmesi gereken kararlar burada verilmektedir. Dolayısıyla son günlerde meydana gelen gelişmeler sebebiyle bu konuları görüştük.''
Bugünkü konuyla ilgili toplantıları anımsatan Çiçek, ''Bugüne kadar terörle mücadelede edindiğimiz bilgi ve tecrübeler ışığında daha evvel alınmış olan kararlar, yapılan uygulamalar ve tedbirler çok yönlü olarak gözden geçirilmiş ve ilave tedbirler üzerinde durulmuştur'' dedi.
Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü : ''Daha Eylül 2005'te güvenlik güçlerimizin etkin bir mücadele için
talep ettiği tüm ihtiyaçları karşılanmış ve bu konuda hükümetimizin kararlılığı açıkça ortaya konmuştur. Bunun içine yasal düzenlemeler de dahil. Ondan sonraki her toplantıda da bu mücadelenin etkin bir biçimde yapılabilmesi için bütçe kaynakları gözetilmeksizin ihtiyaç duyulan ne varsa tereddütsüzce bunlar karşılanmış, aynı zamanda eğer uygulamalar açısından bir siyasi kararlılık, bir siyasi direktif
gerekiyorsa bu da açıkça bu toplantılarda ifade edilmiştir. Dolayısıyla dün ve bugünkü toplantılarda da bu ortaya konmuştur. Yani terörle mücadele açısından hükümetten istenen bir direktif var ise bir talep söz konusu olacaksa bunun kararlılıkla gereğinin yapılacağı çok açık ve seçik bir şekilde ifade edilmiştir. Çünkü
terörle mücadele bizim hükümetimizin birinci önceliğidir. Esas itibariyle tüm cumhuriyet hükümetlerinin en öncelikli meselesidir. Bu mücadelede en büyük güç kaynağımız aziz milletimiz, kahraman ve fedakar güvenlik kuvvetlerimiz, ordumuz, polisimiz, köy korucumuz ve onlara yardımcı olan devletin diğer birimleri, vatandaşlarımız ve milli imkanlarımızdır.''
-''MEVSİMLİK DEĞİL''
Bugün kadar terörle mücadelede elde edilen başarıda bunlara borçlu olunduğunu kaydeden Çiçek, ancak dün ve bugünkü toplantılarda terörle mücadelenin mevsimlik bir iş olmadığının teyit edildiğini vurguladı. Çiçek, ''Uzun soluklu, sabırla ve soğukkanlılıkla, birbirimize inanarak, güvenerek, terör konusunu iç politika ve istismar konusu yapmadan birlik içinde ve omuz omuza sürdürmemiz gereken bir
mücadeledir'' dedi.
Terörle mücadelenin hükümetler ve partiler üstü bir mücadele olduğuna vurgu yapan Çiçek, şöyle devam etti : ''Bu, bir devlet politikası olarak bugüne kadar sürdürülmüştür, bugün de sürdürülmektedir. Her tedbir ilgili kurum ve kuruluşlarca değerlendirilmekte ve uygulamaya ondan sonra konulmaktadır. Bunun
herkes tarafından iyi anlaşılması lazım. Çünkü zaman zaman siyasi beyan olarak bu gerçek göz ardı edilmek suretiyle vatandaşımızın kafası karıştırılmakta, devlete olan güven açısından da bir kısım
zaafların ortaya konmasına sebebiyet vermektedir. Şunun herkes tarafından iyi bilinmesi lazım: Bu mücadelenin hedefi hiçbir zaman sade vatandaşlarımız ya da masum insanlar değildir. Bu mücadelenin
hedefi doğrudan doğruya bölücü terör örgütüdür ve teröristlerdir. Ülkenin birliğine, dirliğine, huzuruna, barışına, anayasal düzenine kastedenlerdir. Bunun da iyi anlaşılması lazım. Bölücü terörün içerden kaynaklanan bir gerekçesi yoktur ve olamaz. Çünkü Türkiye demokratik bir ülkedir. Herkesin kendisini ifade etme özgürlüğü de var, imkanı da var. Türkiye'nin demokratik kanalları açıktır. Ve bu konuda da çok şey yapılmıştır. Hür seçim yapılmaktadır, parlamentosu vardır, basını vardır. Kim ne söyleyecekse bu imkanlardan istifade ederek taleplerini iletebilir. Demokratik haklarını kullanabilir.''
Ancak bugün gelinen noktada bölücü terörün Kuzey Irak'ta hayat bulduğunu dile getiren Çiçek, birçok terör örgütünün Irak'ta yaşanan istikrarsızlık sebebiyle barındığını, eğitim yaptığını ve eylem
koyduğunu anlattı. Bunu, değişik zamanlarda gündeme getirip ifade ettiklerini anımsatan Çiçek, konuyu her defasında muhataplarına da ilettiklerini kaydetti.
-''BEKLENTİMİZ, IRAK HÜKÜMETİNİN TEDBİR ALMASI''-
Çiçek, şöyle konuştu : ''Türkiye Irak'ın içinde bulunduğu sıkıntılardan bir an evvel kurtulması, barışın, istikrarın ve toprak bütünlüğünün korunması için en çok çaba gösteren bir ülkedir. Gerek Irak'ın seçilmiş hükümeti, gerekse koalisyon güçleriyle her kademede temaslarını sürdürmekte, gerekli katkıyı vermektedir. Çünkü Irak bizim hem komşumuzdur hem de Irak vatandaşlarıyla hiç ayırım yapmaksızın tarihi, kültürel ve kardeşlik ilişkilerimiz vardır. Ama bir gerçeği de göz ardı edemeyiz. Bütün bunlara rağmen Irak'ın kuzeyinde bölücü terör örgütünün yuvalandığı, hayat bulduğu ve oradan beslenerek Türkiye'yi rahatsız ettiği ve kan döktüğü bir gerçektir.
Biz şimdi Irak hükümetinden ve müttefikimiz ABD'den uluslararası hukukun, anlaşmaların ikili taahhüt ve iyi niyet beyanlarının gereği olarak, bu fitnenin oradan bertaraf edilmesini istiyoruz. Bu hususu defalarca Irak hükümetine ve ABD'ye anlattık. Irak'ın zor bir süreçten geçtiği bilinmektedir. Ancak yeni hükümet kurulmuş ve çalışmaya başlamıştır. Irak güvenlik güçlerinin eğitim ve müdahale kapasitesi yükselmektedir. Beklentimiz, Irak hükümetinin süratle komşusu Türkiye'ye yönelik bu terör tehdidinin ortadan kaldırılmasını amaçlayan tedbirleri almasıdır ve müttefikimiz ABD'nin de bu süreçte Irak hükümetine destek olmasıdır. Sadece komşu ve sınırdaş olmamız nedeniyle değil, özellikle 11 Eylül sonrası BM Güvenlik Konseyinin aldığı bağlayıcı kararlar çerçevesinde de Irak'ın PKK terörüyle mücadelede yerine getirmesi sorumlulukları vardır. PKK bir terör örgütüdür. PKK bugün Irak'a bir tehdit oluşturmasa da yarın oluşturacaktır. Irak bu tehlikeyi görmeli ve tedbirlerini bugünden almalıdır. Bu hususlar bugün de Dışişleri Bakanlığımız tarafından her iki ülkenin büyükelçileri davet edilmek suretiyle Türkiye'nin beklentileri ve bu konudaki endişeleri, hakları açıkça ifade edilecektir. Çünkü bu noktada sorumlulukları vardır ve bunun gereği yapılmalıdır.
Herkes bir şeyden emin olmalıdır. Devlet ve hükümet olarak terörle mücadeleyi ne pahasına olursa olsun sonuna kadar sürdüreceğiz. Bundan tüm dünyanın haberinin olması lazım. Uluslararası işbirliğinin ve
müttefiklerimizin destek ve samimiyetlerini de bu dönemde dikkatle gözlemleyeceğiz. Bu bizim en tabii hakkımızdır. Çünkü PKK kendilerinin de kabul ettiği gibi bir terör örgütüdür. Ve her ülkenin bununla mücadeleye hakkı da vardır, yetkisi de vardır.''
Çiçek, ''Devlet ve hükümet olarak, bilinen bilinmeyen ne tedbir varsa, 1984'ten bu tarafa terörle mücadelede edindiğimiz bütün tecrübeleri de değerlendirmek suretiyle devletin her kademesinde alınabilecek ne tedbir varsa bunları alıyoruz, almaktayız ve alacağız. Bu kararlılığın herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir''
-ORTADOĞU-
Ortadoğu'daki gelişmelere de değinen Çiçek, Ortadoğu'daki istikrarsızlık ve huzursuzluk devam ettiği sürece bundan en çok terör örgütlerinin istifade ettiğini kaydetti. Çiçek, özellikle İsrail-Filistin sorununun bölgede endişe verici boyutlara ulaştığını vurguladı. Hükümet olarak bu ihtilafın barış yoluyla çözülmesini arzu ettiklerini dile getiren Çiçek, iki tarafa yol haritası çerçevesinde sorunun barışçıl yollardan çözülmesini her defasında ifade ettiklerini söyledi. Çiçek, şöyle konuştu: ''Ancak, geldiğimiz nokta maalesef endişe vericidir. Herkesin, her ülkenin bu noktada gerekli imkanları kullanarak bu gidişi durdurması lazım, ateşkesin sağlanması lazım, sonra da barış sürecinin tekrar işletilmesi lazım diye düşünüyoruz. Beklentimiz ve çabamız budur.''
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, PKK'yı terör örgütü olarak kabul edenlerden, destek, samimiyet ve işbirliği beklediklerini belirterek, ''Türkiye'nin uluslararası ve iç hukuktan doğan hakları var. Terörle mücadele, uluslararası hukukta ilgili ülkeye hak veriyor'' dedi. Çiçek, olağanüstü hal uygulamasının (OHAL) gündemde olmadığını, bugün ve dün yapılan toplantılarda ya da daha önce bu konunun gündeme gelmediğini bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, açıklamalarda bulunarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yürürlükteki birçok yasanın değiştirildiğini, birçok yasanın uygulama alanı kalmadığını ifade eden Çiçek, imzaya açtıkları tasarıyla 118 yasanın yürürlükten kaldırılacağını bildirdi. Çiçek, 272 kanunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak, 46 tüzük ve 38 yönetmeliğin yürürlükten kaldırılacağını ifade etti. Çiçek, bunlarla ilgili yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu, bu nedenle tasarının imzaya açıldığını kaydetti.
- MERKEZ BANKASININ MEKTUBU -
Merkez Bankasının (MB) gazetelerde yer alan mektubuna işaret eden Çiçek, geçtiğimiz günlerde MB'nin hükümete brifing sunduğunu, para politikalarıyla ilgili hedeflerini açıkladığını anımsattı. Çiçek, bu hedeflerden sapma olduğunda, MB'nin, hükümete ve kamuoyuna bilgi vereceğini ifade ettiğini kaydederek, şöyle devam etti : ''Bununla ilgili mektup gelmiştir. Bu başka türlü değerlendiriliyor. Bu yasanın gereğidir, MB taahhüdünün gereğidir. Çünkü 1 Ocak 2006'dan itibaren, MB, para politikası rejimi olarak enflasyon hedeflemesi uygulamaya başlamıştır. Bunun gereği olarak MB, hükümetimize istinaden bir mektup yazıyor. Bu metin Bakanlar Kurulu üyelerine de dağıtılmıştır. Sapma olduğu takdirde bununla ilgili gerekçeleri açıklaması gerekmektedir. Bununla ilgili bir izahattır.''
Enflasyon ve para hedeflerini, MB'nin belirlediğine işaret eden Çiçek, hükümetin tam bir mutabakat halinde gerekli desteği verdiğini vurguladı. Çiçek, enflasyonla mücadelede kararlılıklarında, en ufak bir
gevşeme ve gerilemenin olmadığını ifade etti.
-DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ ÖDEMELERİ-
Çiçek, Bakanlar Kurulunda, 2005 yılı doğrudan gelir desteği ödemesinin dekar başına 10 YTL olarak tespit edildiğini açıkladı. Bakan Çiçek, 2006 yılına ait doğrudan gelir desteği ve ödemelerinin, mazot ve gübre desteğiyle birlikte 2007'de ödeneceğini kaydetti. ''Tarımsal destekler bağlamında bir çok destek yapıyoruz''
diyen Çiçek, doğrudan gelir desteğinin, kendilerinden önceki hükümet döneminde de sürdürüldüğünü ancak çok adil olmadığının uygulamada görüldüğünü söyledi. Çiçek, ''Doğrudan gelir desteği azaltılmakta ama
buna karşılık, ürüne daha fazla destek vermek suretiyle üretimi desteklemeye çalışıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde doğrudan gelir desteği azalacak ama ürün desteği her geçen gün artırılacaktır. Bu hükümetin, tarımda bir politika değişikliğidir'' diye konuştu.
Çiçek, tarım desteklemesinin sağlanması amacıyla bütçenin diğer kalemlerinden, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesine aktarma yapılacağını kaydetti. Doğrudan gelir desteğinin, 1.7 katrilyon lira
olduğunu belirten Çiçek, bütçe disiplinine önem verdiklerini, paket açıklarken, kaynağın mutlaka bütçe içinde gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ihtiyacı olan 850 milyon YTL ek kaynağın, diğer cari giderler, cari transfer, yedek ödenek ve yatırımlardan karşılanacağını kaydeden Çiçek, doğrudan gelir desteğinin 14 Ağustostan itibaren Ziraat Bankası şubelerinden ödenmeye başlanacağını vurguladı.
-SORULAR-
Sınır ötesi bir operasyon olup olmayacağına yönelik bir soru üzerine Çiçek, Türkiye'nin uluslararası ve iç hukuktan doğan hakları bulunduğunu söyledi. Terörle mücadelenin, uluslararası hukukta, ilgili ülkeye hak verdiğine işaret eden Çiçek, şöyle devam etti : ''Dünyanın gerçeği, bölgenin gerçeği, Türkiye'nin de gerçeğidir. Bu gerçekler dikkate alındığında terörle mücadelemizi sonuna kadar ve kendi imkanlarımızla bugüne kadar sürdürdük, bundan sonra da sürdüreceğiz. Ancak uluslararası çevrelerden beklediklerimiz var ve PKK'yı terör örgütü olarak kabul edenlerden de bu noktada destek, samimiyet ve işbirliği bekliyoruz. Bu da kendilerinin taahhütleridir ya da dünya kamuoyuna yaptıkları açıklamalarının bir gereğidir.''
Bir soru üzerine Çiçek, OHAL'in gündemde olmadığını, bugün ve dün yapılan toplantılarda ya da daha önce bu konunun gündeme gelmediğini bildirdi. Çiçek, başka bir soruyu yanıtlarken, acil bir ihtiyaç olarak yasal düzenlemeye gerek olmadığını, Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, Polis Vazife ve Selahiyeti Kanunu'nda düzenlemeler yapıldığını anımsattı. Bir gazetecinin, ''Başbakan Filistin'e gidecek mi?'' sorusu üzerine Çiçek, bunun, bugünkü toplantıda gündeme gelmediğini belirtti.
Alıntıdır......