-
Ebû Rukayye Temîm İbni Evs ed-Dârî radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem :
“Din nasihattır” buyurdu. Biz kendisine:
– Kimin için nasihattır? dedik. Peygamber Efendimiz:
– “Allah, Kitabı, Resûlü, mü’minlerin yöneticileri ve tüm müslümanlar için nasihattır” buyurdu.
(Müslim, Îmân 95)
-
Müşrikler Hz. Peygamber”e (sav), “Yâ Muhammed! Rabbini bize tanıt.” dediler
Übey b. Kâ”b”ın naklettiğine göre; müşrikler Hz. Peygamber”e (sav), “Yâ Muhammed! Rabbini bize tanıt.” dediler. Bunun üzerine Allah Tebâreke ve Teâlâ İhlâs sûresini indirdi:“De ki, O Allah tektir, Allah Samed”dir. (O hiçbir şeye muhtaç değildir ama bütün varlıklar O”na muhtaçtır.) O, doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O”na denk değildir.”(HM21538 İbn Hanbel, V, 133)
-
-
-
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu kat edemez. İsterseniz şu ayeti okuyun: (Mealen) “Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar” (Vâkı’a 30-31).
Tirmizi, Tefsir, Vakıa, (3289), Cennet 1, (2525).
-
Ebû Hüreyre”nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah buyuruyor ki: Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim. O beni anarken ben onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendim anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim.” (M6805 Müslim, Zikir, 2)
-
“Kim Allâh Teâlâ’nın rızâsı için bir derece tevâzû gösterirse, bu sebeple Allâh onu bir derece yükseltir. Kim de Allâh’a karşı bir derece kibir gösterirse, Allâh da onu bu sebeple bir derece alçaltır, netîcede onu esfel-i sâfilîne (aşağıların aşağısına) atar.”
(İbn-i Mâce, Zühd, 16)
-
Benim misalimle Cenab-ı Hakk’ın benimle göndermiş bulunduğu şeyin misâli şu adamın misali gibidir: “Bir adam kendi kavmine gelip: “Ben gözlerimle düşman ordusunu gördüm, tehlikeyi haber veriyorum, tedbir alın!” der. Kavminden bir kısmı tavsiyesine uyup, geceleyin, telaşa düşmeden oradan uzaklaşır. Bir kısmı da bu haberciyi yalanlar ve yerinden ayrılmaz. Ancak sabahleyin ordu onları yakalar ve imha eder. İşte bu temsil bana itaat edip getirdiklerime uyanlarla, bana isyan edip Cenab-ı Hakk’tan getirdiklerimi tekzip edip yalanlayanları göstermektedir.”
Buhârî, Rikak 26; Müslim, Fezâil 15, (2283).
-
Allah’ım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et.
Ebu Dâvûd, Salât,361
-
CÜMLETEN AMİN AMİN AMİN İNŞALLAH
-
“O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi.”
(Âl-i İmrân, 159)
-
Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. Kurtuluş var mı!
Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.
(Resûlüm!) Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.
Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O’nu tesbih et.
(Kaf 36-40 )
-
Her bir dinin kendine has bir ahlâkı vardır. İslâm´ın ahlâkı hayadır.”
[Muvatta, Hüsnü´l-Hulk 9, (2, 905); İbnu Mâce, Zühd 17, (4181, 4182).]
-
Allah’tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.
Şehirlerin anası (olan Mekke’de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur’an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.
(Şura 6-8)
-
Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sanasığınırım.
Ebû Hüreyre, Allah Resûlü’nün (sav) şöyle dua ettiğini söylemektedir: “Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sana sığınırım.” (D1546 Ebû Dâvûd, Vitr, 32; N5473 Nesâî, İstiâze, 21)
-
Bir gece Allah Resûlü’nü (sav) yatakta bulamadım
Hz. Âişe anlatıyor: “Bir gece Allah Resûlü’nü (sav) yatakta bulamadım, onu el yordamıyla aramaya başladım. O sırada elim ayaklarının tabanlarına değdi. Ayaklarını dikmiş vaziyette secde hâlindeydi ve ‘Allah’ım! Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana tüm övgüleri saysam yine de bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.’ diye dua ediyordu.” (M1090 Müslim, Salât, 222)
-
İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
Ey iman edenler! Kardeşleri sefere veya savaşa çıktığında onlar hakkında, “Onlar bizim yanımızda olsalardı, ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi” diyen inkârcılar gibi olmayın. Allah, bunu (bu düşünceyi) onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, yaşatır ve öldürür. Allah, yaptıklarınızı görmektedir.
Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah’ın bağışlaması ve rahmeti onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır.
( Âl-i İmrân, 155-157 )
-
Bir gece Allah Resûlü’nü (sav) yatakta bulamadım
Hz. Âişe anlatıyor: “Bir gece Allah Resûlü’nü (sav) yatakta bulamadım, onu el yordamıyla aramaya başladım. O sırada elim ayaklarının tabanlarına değdi. Ayaklarını dikmiş vaziyette secde hâlindeydi ve ‘Allah’ım! Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana tüm övgüleri saysam yine de bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.’ diye dua ediyordu.” (M1090 Müslim, Salât, 222)
Allah, iman edip dünya ve âhiret için
Allah, iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara söz vermiştir; onlar için bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır. {Mâide Suresi, 9}
Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sanasığınırım.
Ebû Hüreyre, Allah Resûlü’nün (sav) şöyle dua ettiğini söylemektedir: “Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sana sığınırım.” (D1546 Ebû Dâvûd, Vitr, 32; N5473 Nesâî, İstiâze, 21)
Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün
Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah’a mahsustur. ﴾Fâtiha Sûresi, 2-4﴿
Melekler nurdan, cinler alevli ateşten
Hz. Âişe”den nakledildiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Melekler nurdan, cinler alevli ateşten, Âdem ise size (Kur”an”da) tarif edildiği üzere (balçıktan) yaratılmıştır.”
(M7495 Müslim, Zühd, 60)
Müslüman olarak bizim canımızı al
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslüman olarak bizim canımızı al. (Araf Suresi,126)
(Ezelde) Allah vardı ve O”ndan başka hiçbir şey yoktu
İmrân b. Husayn (ra), (çevre kabilelerden görüşmek üzere bazı heyetler geldiğinde) Hz. Peygamber”in yanına girmiştim, Hz. Peygamber (sav), (yaratılışın başlangıcına ilişkin kendisine sorulan bir soru üzerine)… şöyle buyurmuştur:
“(Ezelde) Allah vardı ve O”ndan başka hiçbir şey yoktu…” (B3191 Buhârî, Bed”ü”l-halk, 1)
Rabbimiz! Şüphesiz biz iman ettik
Rabbimiz! Şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru! (Al-i İmran, 16)
Yüce Allah buyuruyor ki: Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim
Ebû Hüreyre”nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah buyuruyor ki: Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim. O beni anarken ben onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendim anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim.” (M6805 Müslim, Zikir, 2)
Bizlere dünyada ve ahirette güzellikler ihsan eyle
“Ey Rabbimiz! Bizlere dünyada ve ahirette güzellikler ihsan eyle azabından muhafaza eyle.” (Bakara, 201)
-
-
Bir gece Allah Resûlü’nü (sav) yatakta bulamadım
Hz. Âişe anlatıyor: “Bir gece Allah Resûlü’nü (sav) yatakta bulamadım, onu el yordamıyla aramaya başladım. O sırada elim ayaklarının tabanlarına değdi. Ayaklarını dikmiş vaziyette secde hâlindeydi ve ‘Allah’ım! Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana tüm övgüleri saysam yine de bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.’ diye dua ediyordu.” (M1090 Müslim, Salât, 222)
-
Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sanasığınırım.
Ebû Hüreyre, Allah Resûlü’nün (sav) şöyle dua ettiğini söylemektedir: “Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sana sığınırım.” (D1546 Ebû Dâvûd, Vitr, 32; N5473 Nesâî, İstiâze, 21)
-
“Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip söylemezse (Kıyamet günü) ateşten bir gem ile gemlenir.”
Ebu Davud, İlm 9, (3658); Tirmizi, İlim 3, (2651).
-
Birbiriyle karşılaşan iki mümin, birbirini yıkayan iki ele benzer. Birbiriyle karşılaşan iki müminden mutlaka biri diğerinden istifade eder.”
(Deylemî, hadis no: 6411)
-
Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.
Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.
Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.
(Âdiyât 1-11)
-
Yüce Allah buyuruyor ki: Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim
Ebû Hüreyre”nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah buyuruyor ki: Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim. O beni anarken ben onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendim anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim.” (M6805 Müslim, Zikir, 2)
-
(Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”
“Doğrusu Rabbimizin şanı çok yücedir; ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk.”
(Cin,1-3)
-
Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu abdestle namaz arasında işlediği (günahlar) o namazı kılıncaya kadar mutlaka bağışlanır.”
(Buhârî, Vudû’, 24; Müslim, Tahâret, 5)
-
Ebû Rukayye Temîm İbni Evs ed-Dârî radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem :
“Din nasihattır” buyurdu. Biz kendisine:
– Kimin için nasihattır? dedik. Peygamber Efendimiz:
– “Allah, Kitabı, Resûlü, mü’minlerin yöneticileri ve tüm müslümanlar için nasihattır” buyurdu.
(Müslim, Îmân 95)
-
Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
O gün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür.
Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir.
O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir.
Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur’an’la öğüt ver.
(Kaf 41-45 )
-
Gemide yolculuk yaparken boğulma tehlikesine düşünce bütün kalpleriyle yalnız Allah’a yalvarırlar.O da onları kurtarıp karaya çıkarınca bir de bakarsanız ki yine müşrik oluvermişler!
Neticede kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük edip, güya geçici bir zevk alırlar.Alsınlar bakalım, yakında öğrenirler!
(Ankebut Sûresinin 65-66. Ayetleri)
-
Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?
Onlara: Gelin, Allah’ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların, büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.
(MÜNÂFİKÛN 4-6)
-
AIIahu Teala nazarında, bir kulun Allah tarafından yasaklanan kebirelerden sonra, beraberinde getirebileceği en büyük günahlardan biri, kişinin ödenecek karşılık bırakmadan üzerinde borç olduğu halde ölmesidir. ”
Ebü Davud, Büyü 9, (3342).
-
(Ezelde) Allah vardı ve O”ndan başka hiçbir şey yoktu
İmrân b. Husayn (ra), (çevre kabilelerden görüşmek üzere bazı heyetler geldiğinde) Hz. Peygamber”in yanına girmiştim, Hz. Peygamber (sav), (yaratılışın başlangıcına ilişkin kendisine sorulan bir soru üzerine)… şöyle buyurmuştur:
“(Ezelde) Allah vardı ve O”ndan başka hiçbir şey yoktu…” (B3191 Buhârî, Bed”ü”l-halk, 1)
-
Büyük pişmanlık duyan Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler öğrenip onlara göre hareket etti. Rabbine yalvardı. Allah da tevbesini kabul etti. Zaten O tevbeyi kabul eder, merhameti boldur. [9,104; 25,71; 4,17-18].
* Bakara Sûresi
-
Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,
İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır.
Çünkü Rabbin ona (öyle) vahyetmiştir.
O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.
Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.
(Zilzâl 1-8)
-
“Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip söylemezse (Kıyamet günü) ateşten bir gem ile gemlenir.”
Ebu Davud, İlm 9, (3658); Tirmizi, İlim 3, (2651).
-
Allah, iman edip dünya ve âhiret için
Allah, iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara söz vermiştir; onlar için bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır. {Mâide Suresi, 9}
-
Allah, iman edip dünya ve âhiret için
Allah, iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara söz vermiştir; onlar için bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır. {Mâide Suresi, 9}
-
Melekler nurdan, cinler alevli ateşten
Hz. Âişe”den nakledildiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Melekler nurdan, cinler alevli ateşten, Âdem ise size (Kur”an”da) tarif edildiği üzere (balçıktan) yaratılmıştır.”
(M7495 Müslim, Zühd, 60)
-
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Bakara Suresi, 186. ayet:
- - - Mesaj Otomatik Olarak Birleştirilmiştir - - -
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Bakara Suresi, 186. ayet:
-
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Bakara Suresi, 186. ayet:
-
Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?
Onlara: Gelin, Allah’ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların, büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.
(MÜNÂFİKÛN 4-6)
-
Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün
Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah’a mahsustur. ﴾Fâtiha Sûresi, 2-4﴿
-
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Bakara Suresi, 186. ayet:
-
(Ezelde) Allah vardı ve O”ndan başka hiçbir şey yoktu
İmrân b. Husayn (ra), (çevre kabilelerden görüşmek üzere bazı heyetler geldiğinde) Hz. Peygamber”in yanına girmiştim, Hz. Peygamber (sav), (yaratılışın başlangıcına ilişkin kendisine sorulan bir soru üzerine)… şöyle buyurmuştur:
“(Ezelde) Allah vardı ve O”ndan başka hiçbir şey yoktu…” (B3191 Buhârî, Bed”ü”l-halk, 1)
-
Ay yirmi dokuz gündür. Dolayısıyla siz (Ramazan ayına ait) hilâli görmedikçe oruç tutmayın, yine (Şevval ayına ait) hilâli görmedikçe de bayram yapmayın. Eğer hava bulutlu olursa ayı takdir edin (otuza tamamlayın). (Müslim, Sıyâm, 6)
-
Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar,
güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve
insanlardan birçoğu Allah’a secde etmektedirler.
Birçoğu üzerine azap hak olmuştur.
Allah kimi aşağılık kılarsa,
artık onun için bir yüceltici yoktur.
Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
(Hac Suresinin 18. Ayeti) *
-
Onlardan her kim: “Tanrı O değil, benim!” derse, biz onu cehennemle cezalandırırız. İşte biz, zalimlere böyle ceza veririz!
İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı?
Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlar diktik. Orada geniş geniş yollar açtık; ta ki maksatlarına ulaşsınlar.
Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise, gökyüzünün âyetlerinden yüz çevirirler
(Enbiya 29-32)
-
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu kat edemez. İsterseniz şu ayeti okuyun: (Mealen) “Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar” (Vâkı’a 30-31).
Tirmizi, Tefsir, Vakıa, (3289), Cennet 1, (2525).
-
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ölmek üzere olan bir gencin yanına girmişti. Hemen sordu:
“Kendini nasıl buluyorsun?”
“Ey Allah’ın Resûlü, Allah’tan ümidim var, ancak günahlarımdan korkuyorum” diye cevap verdi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da şu açıklamayı yaptı: “Bu durumda olan bir kulun kalbinde (ümit ve korku) birleşti mi Allah o kulun ümid ettiği şeyi mutlak verir ve korktuğu şeyden de onu emin kılar.”
Tirmizî, Cenâiz 11, (983); İbnu Mâce, Zühd 31, (4261).
-
“Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip söylemezse (Kıyamet günü) ateşten bir gem ile gemlenir.”
Ebu Davud, İlm 9, (3658); Tirmizi, İlim 3, (2651).
-
Nerede yumuşaklık ve kolaylık varsa, orada güzellik vardır. Kolaylığın bulunmadığı her şey çirkindir.”
(Müslim, Birr, 78; Ebû Dâvûd, Edeb, 10)
-
“ Bir şeye karşı sevgin seni kör ve sağır eder (de onun eksiklerini görmez, kusurlarını işitmez olursun).”
(Ebu Davud, Edeb 125)
-
Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın”
* İsrâ sûresi (17),
-
Her bir dinin kendine has bir ahlâkı vardır. İslâm´ın ahlâkı hayadır.”
[Muvatta, Hüsnü´l-Hulk 9, (2, 905); İbnu Mâce, Zühd 17, (4181, 4182).]
-
Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar
“Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.” (İsrâ, 78 – 79)
-
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Bakara Suresi, 186. ayet:
-
“Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu kabul eden kimse cennete girer.” (İbn Hanbel, IV, 266)
-
-
“Îman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” (Hadîd, 16)