“ İnsanda bulunan en şerli şey aşırı cimrlik ve şiddetli korkudur.”
(Ebu Davud, 22)
Printable View
“ İnsanda bulunan en şerli şey aşırı cimrlik ve şiddetli korkudur.”
(Ebu Davud, 22)
“Mü’min alnının teriyle ölür.”
(Tirmizi, Cenâiz 10)
De ki: “Hamd Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”
{ Neml, 27 / 93 }
--------------------------------------------------------------------------------
Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin…”
(Bakara, 168)
Paylaş
Bu Yazıyı Paylaşın Twitter
Facebookta Paylaş
__________________
Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki sâlih kimselerin âdetidir. Şüphesiz gece ibadete kalkmak, Allah’a yakınlıktır. (Bu ibadet) günahlardan alıkoyar, hatalara keffâret olur ve bedenden dertleri giderir.”
(Tirmizî, Deavât, 101/3549)
Allah’ım! Sana teslim oldum, ben sana inandım, sana dayandım. Yüzümü gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücâdele ettim.
Allah’ım! Beni saptırmandan yine sana, senin büyüklüğüne sığınırım, -ki senden başka ilah yoktur-. Ölmeyecek diri yalnız sensin. Cinler ve insanlar ise, hep ölümlüdürler!”
(Müslim, Zikir 67
“Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip sığın
{Furkân, 25 / 58}
“Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harb ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdetâ) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum.”
(Buhârî, Rikak 38)
“Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harb ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdetâ) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum.”
(Buhârî, Rikak 38)
Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) elindeki iki çakıl (dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak:
“Şu ve şu neye delalet ediyor biliyor musunuz?” dedi. Cemaat: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler. Buyurdu ki: “Şu (uzağa düşen) emeldir, bu (yakına düşen) de eceldir. (Kişi emeline ulaşmak için gayret ederken ulaşmadan ölüverir)”.
[Tirmizî, Emsâl 7, (2874)]