Muhakkak ki mü’min, kendisine bir şey hatırlatılmasından hoşnut kalıcı bir yapıda yaratılmıştır.”
(Deylemî, hadis no: 718)
Printable View
Muhakkak ki mü’min, kendisine bir şey hatırlatılmasından hoşnut kalıcı bir yapıda yaratılmıştır.”
(Deylemî, hadis no: 718)
– Böylece dilediğini rahmetine alır. Zalimler için ise, gayet acı bir ceza hazırlamıştır.
* İnsân Sûresi
Mü’min saftır, kerimdir.
Fâcir, hilekardır, leimdir (alçaktır).”
(Ebu Davud, Edeb 6)
Senin komşuluğun, yakınlığın, azizliktir. (Sana mücavir olan, aziz olmuştur.) Senin senâ ve övülmen, yücedir. Senin ordun mağlup edilemez. Sen vaadettiğin şeyde, vaadinden dönmezsin. Senden başka ilâh, senden başka mâbud da yoktur.”[13]
[13]Tirmizî, daavât 90; Ebû Dâvûd, edeb 97; Heysemî, Mecmeu’z-zevâid, X /124.
Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allâh’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim (mârifet ilmi) öğreten âlim ve (Hakk’a lâyıkıyla kul olmak için) tahsil gören talebe bundan müstesnâdır.” (Tirmizî, Zühd, 14)
Ölüm sana erişinceye kadar Rabbine kulluk et!” (Hicr, 99)
Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle davet et, onlarla en güzel şekilde tartış!" (Nahl/125)
“Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir”(2
2) Ebu Davud, Savm:50; Tirmizi, Savm:59; Nesai, Menasik:195.
Ebu Hureyre’nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Zinakar kişi zina ettiği zaman (kâmil bir) mümin olduğu halde zina edemez. İçki içen de içtiği zamanda (kâmil bir) mümin olarak içemez. Hırsız da çaldığı zaman (kâmil bir) mümin olduğu halde çalamaz.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 86
avaşa katıldıklarında da size karşı pek cimri ve kıskanç davranırlar. Hücum eden düşmanın ortalığa saldığı büyük korku gelince, ölüm sekeratına düşmüş kimsenin bakışı gibi, gözleri dönmüş bir tarzda sana baktıklarını görürsün.
Korku hali geçince, Allah yolunda harcamada cimrice bir tavır içinde, keskin dilleriyle sizi incitirlerdi.
İşte onlar iman etmemişler, Allah da onların yaptıkları bütün işleri boşa çıkarmıştır. Bu, Allah’a göre kolaydır.
Münafıklar birleşik kuvvetlerin çekilip gitmediklerini sanıyorlardı.
Şayet birleşik kuvvetler tekrar gelecek olsa, çok isterler ki çöldeki göçebeler içinde bulunsunlar da sizin savaşınız hakkındaki haberleri uzaktan sorsunlar.
Esasen, yanınızda bulunsalardı dahi, onlardan pek azı savaşırlardı.
Hakikaten, Allah’ın Resulünde sizler için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı bekleyenler ve Allah’ı çok zikredenler için en mükemmel bir nümune vardır.
(Ahzab Sûresinin 19-21. Ayetleri)
O mecliste yapmış olduğu hataları bağışlanır
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim bir mecliste oturur ve orada bir sürü faydasız ve mânasız sözlerle vakit öldürür de, o meclisten kalkmadan önce, Sübhâneke Allahümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyke: Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığını kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim, derse, o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlanır.
* Tirmizî, Daavât 39