-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."
(A'râf 23 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Âdemoğlunun iki dere dolusu malı olsa bir üçüncüsünü ister. Ademoğlunun içini/karnını topraktan başka bir şey dolduramaz.”
(Buhârî, Rikâk, 10; Müslim, Zekât, 116)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.
Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: "Andolsun, siz, Allah'ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz."
O gün zulmedenlere mazeretleri fayda sağlamaz, Allah'ı razı edecek amelleri işleme istekleri de kabul edilmez.
Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer sen onlara bir âyet getirsen, inkâr edenler mutlaka, "Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız" derler.
Allah, bilmeyenlerin kalplerini işte böyle mühürler.
Sabret, Allah'ın va'di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler.
(Rûm 55-60 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem birinin evine gittiğinde kapının tam karşısında durmaz, kapının sağına veya soluna çekilerek,
"Esselâmü aleyküm, esselâmü aleyküm!.." diye izin isterdi. O zamanlar evlerin kapısında perde yoktu.
(Ebû Dâvûd, Edeb 127; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV/189)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık.
İlyas'a selâm olsun.
Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.
Çünkü o bizim mü'min kullarımızdandı.
Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi.
Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
Sonra da diğerlerini yok ettik.
Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?
(Sâffât 129-138 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Bir âlimin sadece ibadetle uğraşan bir kimseye üstünlüğü, on dördüncü gecesinde ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin mirasçılarıdır. Peygamberler altın gümüş değil, sadece ilmi miras bırakmışlardır. İşte bu ilim mirasına konan kimse, çok büyük bir kısmet kazanmış olur.”
(Ebû Dâvûd, İlim 1; Tirmizî, İlim 19)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Ne kadar memleket varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edeceğiz, ya da şiddetli bir azapla cezalandıracağız. İşte bu, Kitap'ta (Levh-i Mahfuz'da) yazılmış bulunuyor.(11)
Dipnot : (11) Toplumların tabiî ömürlerini tüketip yok olmaları da "helâk" kavramı içinde değerlendirilmelidir.
(İsrâ 58 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Sehl ibni Sa´d Radiyallâhu Anh anlatıyor: Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"İnsanlar iftarda acele ettikleri sürece hayır üzere devam ederler."
(Buhari, Savm: 45; Müslim, Sıyam: 48; Muvatta, Sıyâm: 6; Tirmizî, Savm: 13)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü'minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!
(Nur 31 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere sıkıntı ve eziyet veren şeyleri (çukurları, tümsekleri, yolu işgal eden lüzumsuz kalabalıkları, pislikleri) gidermen de senin için bir sadakadır."
(Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56)
-
Cennete girecek bir kısım insanlar vardır ki, onların kalpleri kuş kalbi gibi (rakîk ve güven içinde)dir.”
(Müslim, Cennet 27. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 331
-
“Ey insanlar! Kimin üzerine geçmiş bir hak varsa onu hemen ödesin, dünyada rezil rüsvâ olurum diye düşünmesin! İyi biliniz ki, dünya rüsvâlığı, âhirettekinin yanında pek hafif kalır.”
(İbn-i Esîr, el-Kâmil, II, 319)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin."
"Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir." Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.
(Nahl 68-69 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Enes ibni Mâlik Radiyallâhu Anh rivayet ediyor:
"Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Veselleme,
"Hangi oruç daha faziletlidir?" diye soruldu.
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem,
"Ramazan´a hürmeten Şaban ayında tutulan oruç." diye cevap verdiler. Yine soruldu:
"En faziletli sadaka ne zaman verilendir?"
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem,
"Ramazan ayı içinde verilen sadakadır." buyurdu."
(Beyhakî, IV / 305)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(39)
Dipnot (39) İslâm'da zaruretlerin mahzurları ortadan kaldırdığına en güzel delil bu âyette ifadesini bulur. Bir haramı helâl saymamak ve haddi aşmamak kaydiyle bazen zaruret miktarınca, yasak bir iş işlenebilir. Yenmesi haram olan şeyler ile ilgili olarak ayrıca bakınız: Nahl sûresi, âyet, 115.
(Bakara 173 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Abdullah İbnu Amr İbni'I-Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Mü'min kul, arz ahalisi içindeki has sevdiği (evladı) elinden alındığı zaman sabreder ve mükâfaat umarsa Allah o kulu için cennetten aşağı bir mükâfaata razı olmaz."
Nesai, Cenaiz 23, (4, 23).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
(Teğâbûn 4 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Günahlar rızkı azaltmaz. Sevaplar da rızkı çoğaltmaz. Ve duayı terketmek günahtır."
(Taberani, Mucemu's-Sağir, no: 491)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Sen onları, dehşetli bir korkuya kapılıp da kaçıp kurtulamayacakları ve yakın bir yerden yakalanacakları zaman bir görsen!
(Azabı görünce), "ona inandık derler" ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan)(3) iman elde etmek nasıl mümkün olur?
Dipnot : (3) İman etmenin gerekli ve geçerli olduğu yer dünya hayatıdır. Âyette, imansız olarak ölen bir kimsenin yeniden dünya hayatına dönerek iman etmesinin imkânsızlığı vurgulanmaktadır.
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
(Sebe 51-53 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hureyre´den:
"Dostum Allah Resûlü, bana şu üç şeyi (ısrarla) tavsiye etti:
- Her aydan üç gün oruç tutmak,
- Her gün iki rekat kuşluk namazı kılmak,
- Uykuya yatmadan önce, mutlaka vitir namazı kılmak..."
(Buhârî, Teheccüd 33; Müslim, Müsafirin 76)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar)."
Andolsun! Biz, Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de, onda ayrılığa düşmüşlerdi. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler.
Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.
(Fussılet 44-46 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
İmam Mâlik, Abdulkerim ibni Ebi´l-Muharik´in şöyle söylediğini işitmiştir:
"Peygamberlik amellerinden biri de iftarda acele edilmesi, sahurun da geciktirilmesidir."
(Muvatta, Kasr-ı Salât 46)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
"Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz."
Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı."
"Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim" diye de onlara yemin etti.
Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab'leri onlara, "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi.
Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."
(A'râf 19-23 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hazret-i Âişe vâlidemiz anlatıyor:
"Bir defa yanımda Ensâr kızlarından iki kız varken babam Ebû Bekir yanıma girdi. O kızlar Buas gününde, Ensâr´ın yekdiğeri hakkında söyledikleri şiirleri teganni ediyorlardı. Bu iki kız, teganniyi (şarkı söylemeyi) san´at edinmiş kızlar da değil idiler.
Babam Ebû Bekir:
'Resûlüllah´ın (sav) evinde şeytan mezmûru mu?' diyerek beni azarladı. Bu bir bayram günü idi. Resûlüllah (sav):
'Yâ Eba Bekir, her kavmin bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır. Bırak eğlensinler!..' buyurdu."
(Buhari, Îdeyn 3)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.
Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.
(Rûm 52-54 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Hazret-i Peygamber, bir gün, kadınları işâret ederek,
'Allah´ın kullarını dövmeyin!'
buyurmuşlardı. Bir müddet sonra Hazret-i Ömer gelerek, kadınlar kocalarına büsbütün kafa tutmaya başladılar, diye şikâyette bulundu. Bunun üzerine Resûlüllah (sav) erkeklere, hanımlarını yola getirmeye izin verdi. Bu sefer de Resûl-i Ekrem´e (sav) gelip kocalarından şikâyet eden kadınların sayısı çoğaldı. Nihayet Peygamber Efendimiz:
'Muhammed ailesine birçok kadın gelip gitmektedir, kocalarından şikâyet ediyorlar. Hanımlarını dövenler, sert davrananlar, şüphe yok ki sizin hayırlınız değildir.'
buyurdular."
(Tebrizî, Mişkâtü’l-Mesâbîh, II/204)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi.
Hani kavmine şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
"Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah'ı bırakarak "Ba'l'e mi tapıyorsunuz?"(9)
Dipnot (9) "Ba'l", o dönemde Şam bölgesinin "Bekk" yöresinde tapılan bir putun adıdır.
Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir.
Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka.
(Sâffât 123-128 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti".
Muvatta, Kader 3, (2, 899).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
De ki: "Onu bırakıp da ilâh diye ileri sürdüklerinizi çağırın. Onlar, başınızdaki sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler."
Onların yalvardıkları bu varlıklar, "hangimiz daha yakın olacağız" diye Rablerine vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkunçtur.
(İsrâ 56-57 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Bir kimse kardeşinin haysiyetine, yahut malına haksız olarak taarruz etmişse, iltimas olarak verilebilecek altın ve gümüşün bulunmadığı günden (kıyamet) önce helâlleşsin. Aksi halde, yaptığı haksızlık nisbetinde onun iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa, hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden adama verilir."
(Buhari, Mezalim, 10)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik."
"Yoksula yedirmezdik."
"Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık."
"Ceza gününü de yalanlıyorduk."
"Nihayet ölüm bize gelip çattı."
(Müddesir 40-47 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Bir zimmiyi (sorumluluk altına alınan kişi) haksız yere öldüren cennetin kokusunu duyamaz. Halbuki onun kokusunu kırk yıllık yoldan duyabilir."
(Buhari, Cizye, 5)
-
“İki şey vardır, asla reddedilmezler: Ezan esnasında yapılan dua ile, insanlar birbirine girdikleri savaş sırasında yapılan dua.”
[Muvatta, Nidâ 7, (1, 70); Ebû Dâvud, Cihâd 41, (2540)]
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.
Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.
Bir de Allah, iman edenleri arındırmak ve küfre sapanları mahvetmek için böyle yapar.
(Âl-i İmran 139-141 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Abdullah ibni Hars Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Oruç tutan insanın uykusu ibadettir, susması da tesbih sayılır. İyilik ve ibadetlerine kat kat sevap verilir. Duası kabul olunur, günahları da affedilerek silinir."
(Kenzü´l-Ummal, III / 327)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.(3)
Dipnot : (3) Bu âyette, Arapların "marh" ve "afar" adını verdikleri iki cins ağacı yaş hâlde iken birbirine sürterek ateş yakmalarına işaret edilmektedir.
Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.
(Yâsîn 80-82)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hureyre´den:
"Pazartesi ve perşembe günleri ameller Allah´a sunulur. Allah´a şirk koşmayan bütün kulları, Allah o gün affeder. Ancak kendisiyle, kardeşi arasında kin ve düşmanlık bulunan kimse affa uğramaz.
Ve meleklere:
'Bu iki kişiyi birbirleriyle barışıncaya kadar kendi hallerine bırakınız.' buyurur."
(Müslim, Birr 36; Ebu Davud, Edeb 55; Tirmizi, Birr 76)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Yoksa (gerçeği kabul etmeme konusunda) bir işe kesin karar mı verdiler? Şüphesiz biz de (onları cezalandırmakta) kararlıyız.
Yoksa onların sırlarını ve gizli konuşmalarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır öyle değil, yanlarındaki elçilerimiz (melekler) yazmaktadırlar.
(Ey Muhammed!) De ki: "Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki ben olurdum."
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah, onların nitelendirmelerinden uzaktır.
Bırak onları, tehdit edildikleri güne kavuşana kadar, (batıl inançlarına) dalsınlar ve (dünya hayatlarında) oynayadursunlar.
(Zuhruf 79-83)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Allah Teala, bir tek hac yüzünden üç grup insanı cennete koyar:
- Yerine haccedilen ölüyü,
- Bedel olarak hacca gideni,
- Bu haccın gerçekleşmesine sebep olan ölünün mirasçısını."
(Camiu's-Sağir, 2/300, Hadîs No: 1905)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah'tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O'na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."
(Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.
Kim Allah'a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkârcılar için alevli bir ateş hazırladık.
(Fetih 11-13 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Bana namaz*da olsun duadan sonra olsun, Allah ta*rafından âmîn demek nimeti verildi. Bu, Mûsâ müstesna benden önce kimseye verilmemişti; Mûsâ dua eder, Hârûn da âmîn derdi. Siz de duanızı âmîn ile biti*riniz! Bu suretle Allah onu kabul eder.”
(bk. el-Câmi’u’s-Sağîr, I/38)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse(4), (o gün) azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, "Kazandıklarınızı tadın" denir.
Dipnot (4) Âyette, azaba uğrayacak olanların azaptan sakınma konusunda çarelerinin bulunmadığı anlatılmaktadır. Bir tehlikeyle karşı karşıya kalan insan, her şeyden evvel tüm imkânlarıyla yüzünü sakınır. Yüzünü sakınmayacak bir duruma gelmişse çaresi tükenmiş demektir. Ahirette azaba uğrayacak kimsenin öncelikle koruyacağı yüzünü, korunma aracı olarak kullanacak olması, onun tüm çarelerinin tükenmiş olacağını ifade etmektedir.
Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi.
Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali verdik.
(Zümer 24-27 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"İki Müslüman birbiri ile karşılaşıp birisi diğerine selam verdiğinde, bunların Allah’a en çok sevimli olanı, arkadaşına daha çok güler yüz gösterendir. Birbirleri ile samimiyet içinde tokalaştıklarında ise, Allah, onların üzerine ilk elini uzatana doksan, diğerine de on rahmet olmak üzere yüz rahmet indirir."
(Hakim Tirmizî, Nevâdirü'l-Usûl, 245)
-
“Helâl belli, haram da bellidir. Fakat bu ikisinin arasında şüpheli şeyler vardır. Nasıl bir çoban, koruluğun kenarında koyun otlattığında, koyunlarının her an koruluğa girme ihtimali varsa, şüpheli şeylerden korunmayanın da harama düşme ihtimali öylece vardır.”
Hadis
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Hiç şüphesiz biz diriltir, biz öldürürüz ve biz (her şeye gerçek) varisleriz
Andolsun biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, sonraya kalanları da.
Şüphesiz senin Rabbin onları diriltip bir araya getirecektir. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.
Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.
Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.
(Hicr 23-27 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Allah'tan korkması, kişiye ilim olarak; kendini beğenmesi de cahillik olarak yeter."
(Beyhaki, Şuabü'l-iman, 1/472, No: 946)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.
(Bakara 107 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Hüreyre'nin yanından geçen Allah'ın Resulü ona şöyle buyurdu:
- Ne yapıyorsun Ya Ebu Hureyre?
- Nefsim için ağaç dikiyorum (Ya Resulallah!)
- Sana bu dikim işinden daha hayırlısını öğreteyim mi?
- Evet, (öğret tabîî) Ya Resulallah!
- "Subhanellahi ve'l-Hamdü lillahi ve La ilahe İllellahü Vellahu Ekber." diyerek zikir yap. Zira her bir söyleyişe karşılık cennette senin için bir ağaç dikilir.
(İbn Mace, Edeb 56)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Onu satın alan Mısırlı kişi, hanımına dedi ki: "Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." İşte böylece biz Yûsuf'u o yere (Mısır'a) yerleştirdik ve ona (rüyadaki) olayların yorumunu öğretelim diye böyle yaptık. Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
Olgunluk çağına erişince, ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle mükâfatlandırırız.
(Yusuf 21-22 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
"Allah'ım! Senden hep doğru yolda yürümeyi, emirlerine uyup, yasaklarından kaçmayı, iffetli olmayı ve gönül zenginliği kazanmayı isterim."
(Müslim, Zikir 72)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
"Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik."
Artık onlar o gün azapta ortaktırlar.
İşte biz suçlulara böyle yaparız.
Çünkü onlar, kendilerine, "Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur" denildiği zaman, inanmayıp büyüklük taslıyorlardı.
"Biz, deli bir şair için ilâhlarımızı mı terk edeceğiz?" diyorlardı.
Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.
Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.
Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.
(Sâffât 32-39 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Kadılar/ hakimler/ yargıçlar üç sınıftır. Birisi cennette, diğer ikisi ateştedir. Cennette olanı, hakkı bilip onunla hüküm verendir. İnsanlar arasında bilgisizce hüküm veren ile hakkı bilip hükümde haksızlık yapan ise ateştedir."
(Ebû Dâvud, Akdiye, 2; İbn Mâce, Ahkâm, 3)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Allah'a karşı gelmekten sakınan kimselere, "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde, "Hayr indirdi" derler. Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne güzeldir.
İçinden nehirler akan Adn cennetlerine gireceklerdir. Kendileri için orada diledikleri her şey vardır. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları böyle mükâfatlandırır.
Melekler, onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, "Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete" derler.
(Nahl 30-32)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“İnsanoğlunun her biri hatakârdır. Ancak hatakar insanların en hayırlısı tövbekâr olanıdır.”
(Tirmizi, Kıyamet, 50)
-
“Allâh’ım! Nefsime takvâsını ver ve onu tezkiye et! Sen onu en iyi tezkiye edensin. Sen onun velîsi ve Mevlâ’sısın.”
(Müslim, Zikir, 73)
-
Senden alâkayı kesenle sen ilgilen; iletişim ve irtibat ol. Sana haksızlık edeni affet. Sana kötülük edene iyilik et.”
(Ahmed, Müsned, 16999.)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?(38)
Dipnot : (38) Âyette, yaptıkları işin yanlışlığına ve çirkinliğine akıl erdiremeden, atalarının inançlarını körü körüne taklid eden müşrikler kınanmaktadır.
İnkâr edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah'a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah'a şükredin.
(Bakara 170-172 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Cennette siyah gözlülerin (hurilerin) toplanma yerleri vardır. Orada, benzerini mahlukâtın hiç işitmediği güzel bir sesle şarkı okurlar ve şöyle söylerler:
"Bizler ebedileriz, hiç ölmeyiz!
Bizler nimetlere mazharız, fakr bilmeyiz!
Rabbimizden razıyız, mükedder olmayız!
Kendisinin olduğumuz beylerimize ne mutlu!"
Tirmizi, Cennet 24, (2567).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih eder. Mülk yalnızca O'nundur, hamd de O'na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü'mindir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O'nadır.
(Teğâbûn 1-3 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Kul bir günah işler ve günahı sebebiyle cennete girer. Bu şöyle olur:
İşlediği günah devamlı hatırındadır. Bu günahtan dolayı Allah’tan utanır ve o günahtan tövbe edip kaçınır. Böylece cennete girer.”
(Câmiü’s-Sağir, II/554)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
De ki: "Şüphesiz Rabbim gerçeği ortaya koyar. O, gaybleri hakkıyla bilendir."
De ki: "Hak geldi. Artık batıl yeni bir şey ortaya çıkaramaz, eskiyi de geri getiremez."
De ki: "Ben eğer sapmışsam, ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer hidayete ermişsem, bu da Rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, kuluna çok yakındır."
(Sebe 48-50 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kim: Allah'ın rızasını talep ederek bir rnescid inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder."
Bir diğer rivayette: ".. Allah, onun için, cennette bir mislini inşa eder" buyrulmuştur.
Buhâri, Salât 65; Müslim, Mesâcid 25, (533); Tirmizî, Salât 237, (318).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Kur'an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler mutlaka cezalarını göreceklerdir. Şüphesiz o, çok değerli ve sağlam bir kitaptır.
Ona ne önünden ne de ardından batıl gelemez. O, hüküm ve hikmet sahibi, övülmeye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Sana ancak, senden önceki peygamberlere söylenenler söylenmektedir. Hiç şüphesiz senin Rabbin hem bağışlama sahibidir, hem de elem dolu bir azap sahibidir.
(Fussılet 41-43 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennet yolunu kolaylaştırır.”
(Tirmizî, İlim 2; Ebû Dâvûd, İlim 1)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü çırılçıplak göreceğin günü bir hatırla. Biz onları mahşerde toplarız da içlerinden hiçbirini bırakmayız.
Hepsi saf saf Rabbinin huzuruna çıkarılırlar. Onlara, "Andolsun, sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz. Oysa siz, sizin için hesaba çekileceğiniz bir zaman belirlemediğimizi sanmıştınız" denir.
Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. "Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!" derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez
(Kehf 47-49)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
(Tirmizi, Kıyame 26
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, "Âdem için saygı ile eğilin" dedik. İblis'ten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı.
Allah, "Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (O da) "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın" dedi.
Allah, "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi.
Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver."
Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi.
(A'râf 11-15 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Bir gün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem mescide girdi, bir köşeye oturdu. Biz de onun etrafında oturuyorduk. O sırada biri gelip namaz kılmaya başladı. Adam farkında değildi, ama Resûl-i Ekrem onu gözleriyle takip ediyordu. Namazını kılıp bitirdikten sonra Hz. Peygamberin yanına geldi, selâm verdi. Onun selâmını alan Hz. Peygamber,
"Dön, yeni baştan namaz kıl; çünkü sen namaz kılmış olmadın!.." buyurdu.
Adam geri döndü, önce kıldığı gibi namazı tekrar kıldı. Sonra Resûl-i Ekrem´in huzuruna gelip selâm verdi. Hz. Peygamber yine,
"Dön, yeni baştan kıl; çünkü sen namaz kılmış olmadın!.." buyurdu.
Bu durum üç defa tekrarlandı. Sonunda o adam dedi;
"Seni gerçekleri ortaya koymak üzere gönderen Allah´a yemin ederim ki, başka türlüsünü yapamıyorum. Bana doğrusunu öğret!.."
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem ona şunları söyledi:
"Namaza durduğun zaman tekbir al. Sonra Kur´an´dan kolayına geldiği kadar âyet oku. Ardından rükûa var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar öylece dur. Sonra başını kaldır, ayakta iyice doğruluncaya kadar dur. Ardından secdeye var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar secdede öylece kal. Sonra başını kaldır, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar otur. Namazın bütün rekâtlarında bunu böyle yap."
(Müslim, Salât 45; Tirmizî, Salât
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah, onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler.
Oysa onlar daha önce kendilerine yağmur yağdırılmadan evvel kesin bir ümitsizliğe kapılmışlardı.
Allah'ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki O, ölüleri de elbette diriltecektir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.
(Rûm 47-51 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Enes ibni Mâlik Radiyallâhu Anh rivayet ediyor:
"Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Veselleme,
"Hangi oruç daha faziletlidir?" diye soruldu.
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem,
"Ramazan´a hürmeten Şaban ayında tutulan oruç." diye cevap verdiler. Yine soruldu:
"En faziletli sadaka ne zaman verilendir?"
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem,
"Ramazan ayı içinde verilen sadakadır." buyurdu."
(Beyhakî, IV / 305)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Andolsun, biz Mûsâ'ya ve Hârûn'a da lütufta bulunduk.
Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular.
Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik.
Onları doğru yola ilettik.
Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık.
Mûsâ'ya ve Hârûn'a selâm olsun.
Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.
Çünkü onlar mü'min kullarımızdan idiler.
(Sâffât 114-122 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Cennete giren nimet görür fakirlik görmez, elbisesi eskimez, gençliği de tükenmez."
(Müslim, Cennet: 8)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Hem Rabbin göklerde ve yerde kim varsa daha iyi bilir. Andolsun, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Dâvûd'a da Zebûr'u verdik.(10)
Dipnot : (10) Peygamberler arasındaki bu üstünlük farkı maddî açıdan değil, manevî değerler ve yüce kabiliyetlere sahip olma yönündendir. Hatta, Hz. Dâvûd'un ulaştığı şeref, kendisine verilen mülk ve saltanatla olmayıp, Zebûr'un vahyedilmesiyledir.
(İsrâ 55 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Bir Müslümanın bir Müslümanı, şakadan bile olsa korkutması ve heyecana düşürmesi helal olmaz."
(Ebu Davud, Edeb, 93, H. No: 5004)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Herkes kazandığına karşılık bir rehindir.
Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka.(4)
Dipnot : (4) Bu âyet, "Ancak amel defterleri sağdan verilenler başka", şeklinde de tercüme edilebilir.
(Müddesir 38-39 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Size iyilik yapanlara karşı iyilik yapmak, fenâlık yapanlara da fenâlık yapmak meziyet değildir. Asıl meziyet, size fenâlık yapanlara karşı aynı şekilde mukâbelede bulunmayıp iyilik yapabilmektedir.”
(Tirmizî, Birr, 63)
-
Senden alâkayı kesenle sen ilgilen; iletişim ve irtibat ol. Sana haksızlık edeni affet. Sana kötülük edene iyilik et.”
(Ahmed, Müsned, 16999.)
-
Senden alâkayı kesenle sen ilgilen; iletişim ve irtibat ol. Sana haksızlık edeni affet. Sana kötülük edene iyilik et.”
(Ahmed, Müsned, 16999.)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.
O, size ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.
(Bakara 168-169 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Allah’ım! Kötü komşudan Sana sığınırım.”
İbn-i Hıbbân, İstiaze, No: 1033
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah'ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Herhangi birinize ölüm gelip de, "Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın.
Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
(Münâfikûn 9-12 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Abdullah İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, evimizde otururken, annem beni çağırdı ve:
"Hele bir gel sana ne vereceğim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam anneme:
"Çocuğa ne vermek istemiştin?" diye sordu.
"Ona bir hurma vermek istemiştim" deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Dikkat et! Eğer ona bir şey vermeyecek olursan, üzerine bir yalan yazılacak!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 88, (4991).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
(Ey Muhammed!) De ki: "Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum. Arkadaşınız Muhammed'de cinnetten eser yoktur. O, şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır."
De ki: "Sizden herhangi bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Benim ücretim ancak Allah'a aittir. O, her şeye hakkıyla şahittir."
(Sebe 46-47 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hz. Ebü Musâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İçerisinde Allah zikredilen evlerin misali ile içerisinde AIIah zikredilmeyen evlerin misâli, diri ile ölünün misali gibidir."
Buhâri, Daavât 66; Müslim, Salâtü'l-Müsâfırin 211, (779).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Allah'ın varlığının delillerinden biri de şudur: Sen yeryüzünü boynu bükük (kupkuru) görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır. Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz O, her şeye gücü hakkıyla yetendir.
Âyetlerimiz konusunda (yalanlama amacıyla) doğruluktan sapanlar bize gizli kalmaz. O hâlde kıyamet gününde ateşe atılan mı, yoksa güven içinde gelen kimse mi daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
(Fussılet 39-40 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hz. Enes (radıyallâhu anh): "Resülullah (aleyhissâlâtu vesselâm) ayakta içmeyi yasakladı" demişti. Kendisine:
"Ya yemek? (Bu husustaki hüküm nedir)" diye soruldu.
"Bu dâha şiddetle yâsâktır!" dedi veya şöyle dedi.
"Bu dâhâ şerli, dâhâ kötü!"
Müslim, Eşribe 113. (2024); Tirmizî, Eşribe 11, (1880); Ebü Dâvud, Eşribe 13, (3717).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Onlara dünya hayatının örneğini ver: (Dünya hayatı), gökten indirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar. Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgârın savurduğu kuru bir çer çöpe döner. Allah, her şey üzerinde kudret sahibidir.
Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise, Rabbinin katında, sevap olarak da ümit olarak da daha hayırlıdır.
(Kehf 45-46 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Cennette yüz derece vardır. Bütün alemler bunlardan birinin içinde toplansalar, hepsini de kuşatır, istiab eder."
Tirmizi, Cennet 4, (2534).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.
Orada hem sizin için, hem de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.
Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.(3)
Dipnot : (3) Bu âyet-i kerimede, rüzgârların hem bitkilerin tozlaşmasındaki oynadığı role hem de bulutları sürükleyerek meydana getirdiği aşılamaya işaret edilmektedir.
(Hicr 19-22 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Vail radıyallahu anh anlatıyor: "Urve İbnu Muhammed es-Sa'di'nin yanına girdik. Bir zat kendisine konuştu ve Urve'yi kızdırdı. Urve kalkıp abdest aldı ve:
"Babam, dedem Atiyye radıyallahu anh'tan anlattı ki, o, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söylediğini nakletmiştir:
"Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın."
Ebu Davud, Edeb 4, (4784).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Ne Kitab ehlinden inkâr edenler ve ne de Allah'a ortak koşanlar, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini isterler. Oysa Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf sahibidir.
(Bakara 105 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Gecede bir saat vardır ki, müslüman bir kimsenin Allah'tan, dünya veya ahirete müteallik bir hayır talebi, o saate rastlarsa, Allah dilediğini ona mutlaka verir. Bu saat her gecede vardır."
Müslim, Müsafirin 166, (757).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
(Dediler ki: ) "Bu bir büyüden başka bir şey değildir."
"Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?"
"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"
De ki: "Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz)."
O ancak şiddetli bir sesten ibarettir.(4) Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler.
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür."
Onlara, "İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür" denilir.
Dipnot : (4) Buradaki "şiddetli ses" ile ikinci sûr üfürülüşü kastedilmektedir.
(Sâffât 15-21)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Resulullah (asm) ordusunu savaşa gönderirken şöyle tembih ederdi:
"Allah adına çıkınız. Çünkü siz Allah yolunda savaşıyorsunuz, zulmetmeyiniz. İnsanların organlarını kesmek suretiyle işkence yapmayınız. Çocukları, manastırlarda oturan din adamlarını öldürmeyiniz."
(Ebu Davud, Cihad 120)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
"Ey babamız! Biz yarışa girmiştik. Yûsuf'u da eşyamızın yanında bırakmıştık. (Bir de ne görelim) onu kurt yemiş. Her ne kadar doğru söylesek de sen bize inanmazsın" dediler.
Bir de üzerine, sahte bir kan bulaştırılmış gömleğini getirdiler. Yakub dedi ki: "Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah'tır."
Bir kervan gelmiş, sucularını suya göndermişlerdi. Sucu kovasını kuyuya salınca, "Müjde! Müjde! İşte bir oğlan!" dedi. Onu alıp bir ticaret malı olarak sakladılar. Oysa Allah, onların yaptıklarını biliyordu.
Onu ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona değer vermiyorlardı.(4)
Dipnot : (4) Âyetin bu kısmı, "Zaten onu hemen elden çıkarmak istiyorlardı" şeklinde de tercüme edilebilir.
(Yusuf 17-20 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Doğru tâcir, kıyâmet günü Arş’ın gölgesindedir. Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tâcir, nebîler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir.”
(Tirmizî, Büyû, 4)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
O kâfirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" derler. (Melekler de şöyle diyecekler: ) "Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir."
"Haydi, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!"
(Nahl 28-29 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Mazlumun (bed)duâsından sakın. Çünkü mazlumun duası ile Allah arasında (kabule engel olan) hiçbir perde/engel yoktur.”
(Buhâri, Mezâlim 9)
-
Her kim insanlarla muâmelede bulunur haksızlık etmez, onlarla konuşur yalan söylemez, onlara vaatte bulunur sözünden dönmezse işte o, insanlığı kemâle ermiş, âdaleti ortaya çıkmış ve kendisiyle kardeş olunması vâcip olmuş kişidir.”
(Deylemî, Hadis No: 5546)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.
Eğer Allah dilerse, sizi giderir ve yeni bir halk getirir.
Bu, Allah'a göre zor bir şey değildir.
( Fâtır 15-17 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"Habeşistan hicretinden döndüğümüzde küçük bir çocuktum. Babamla birlikte Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´in yanına gittik."
"Üstümde sarı bir elbise vardı. Allah´ın Elçisi beni sevindirmek için 'sene, sene' buyurdu. Bu kelime Habeşçede 'güzel' anlamına geliyordu."
"Kalkıp Resûl-i Ekrem´in arkasına geçtim ve sırtında bulunan (et beni şeklindeki) 'Peygamberlik mührüyle' oynamaya başladım. Babam bana,
'Çekil oradan, oynama!' diye engel olmaya çalıştı. Hz. Peygamber ona,
'Çocuğu kendi haline bırak.' buyurdu. Sonra da bana, 'Elbiseni güle güle giy, onu eskit, yenisini giy.' buyurdu."
(Buhârî, Cihâd 188, Menâkıbü´l-ensâr 37, Libâs 22, Edeb 17)
-
“ Bir şeye karşı sevgin seni kör ve sağır eder (de onun eksiklerini görmez, kusurlarını işitmez olursun).”
(Ebu Davud, Edeb 125)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.
Orada hem sizin için, hem de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.
Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.(3)
Dipnot : (3) Bu âyet-i kerimede, rüzgârların hem bitkilerin tozlaşmasındaki oynadığı role hem de bulutları sürükleyerek meydana getirdiği aşılamaya işaret edilmektedir.
(Hicr 19-22 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Ebu Vail radıyallahu anh anlatıyor: "Urve İbnu Muhammed es-Sa'di'nin yanına girdik. Bir zat kendisine konuştu ve Urve'yi kızdırdı. Urve kalkıp abdest aldı ve:
"Babam, dedem Atiyye radıyallahu anh'tan anlattı ki, o, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söylediğini nakletmiştir:
"Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın."
Ebu Davud, Edeb 4, (4784).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Ne Kitab ehlinden inkâr edenler ve ne de Allah'a ortak koşanlar, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini isterler. Oysa Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf sahibidir.
(Bakara 105 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Gecede bir saat vardır ki, müslüman bir kimsenin Allah'tan, dünya veya ahirete müteallik bir hayır talebi, o saate rastlarsa, Allah dilediğini ona mutlaka verir. Bu saat her gecede vardır."
Müslim, Müsafirin 166, (757).
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
(Dediler ki: ) "Bu bir büyüden başka bir şey değildir."
"Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?"
"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"
De ki: "Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz)."
O ancak şiddetli bir sesten ibarettir.(4) Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler.
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür."
Onlara, "İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür" denilir.
Dipnot : (4) Buradaki "şiddetli ses" ile ikinci sûr üfürülüşü kastedilmektedir.
(Sâffât 15-21)
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Resulullah (asm) ordusunu savaşa gönderirken şöyle tembih ederdi:
"Allah adına çıkınız. Çünkü siz Allah yolunda savaşıyorsunuz, zulmetmeyiniz. İnsanların organlarını kesmek suretiyle işkence yapmayınız. Çocukları, manastırlarda oturan din adamlarını öldürmeyiniz."
(Ebu Davud, Cihad 120)
-
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN KURÂN ÂYETİ
:::::::::::::::::::::::::::::
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحِيم
"Ey babamız! Biz yarışa girmiştik. Yûsuf'u da eşyamızın yanında bırakmıştık. (Bir de ne görelim) onu kurt yemiş. Her ne kadar doğru söylesek de sen bize inanmazsın" dediler.
Bir de üzerine, sahte bir kan bulaştırılmış gömleğini getirdiler. Yakub dedi ki: "Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah'tır."
Bir kervan gelmiş, sucularını suya göndermişlerdi. Sucu kovasını kuyuya salınca, "Müjde! Müjde! İşte bir oğlan!" dedi. Onu alıp bir ticaret malı olarak sakladılar. Oysa Allah, onların yaptıklarını biliyordu.
Onu ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona değer vermiyorlardı.(4)
Dipnot : (4) Âyetin bu kısmı, "Zaten onu hemen elden çıkarmak istiyorlardı" şeklinde de tercüme edilebilir.
(Yusuf 17-20 )
:::::::::::::::::::::::::::::
BUGÜNÜN HADİSİ
:::::::::::::::::::::::::::::
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
“Doğru tâcir, kıyâmet günü Arş’ın gölgesindedir. Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tâcir, nebîler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir.”
(Tirmizî, Büyû, 4)