“Muhammed’in (aleyhissalatü vesselam) canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” (Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)
Printable View
“Muhammed’in (aleyhissalatü vesselam) canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” (Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)
İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
(Fussilet,34)
Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.
Hicr / 85
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.
(İsrâ, 37)
Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.”
(Buhârî, Savm, 8, Ebû Dâvûd, Savm, 25
Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.
Allah’ın rızasını kazanmak arzusuyla ve kalben mutmain olarak mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yüksekçe bir yerdeki güzel bir bahçenin durumu gibidir ki, bol yağmur alınca iki kat ürün verir. Bol yağmur almasa bile ona çiseleme yeter. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
(Bakara 264-265)
Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. Şüphesiz Allah her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.
(Nisâ, 86 )
Her kim duyulsun diye bir iş yaparsa, Allah onun kıymetsizliğini duyurur.
Her kim de gösteriş olsun diye bir iş yaparsa Allah da onun riyakarlığını, ikiyüzlülüğünü ve kıymetsizliğini teşhir eder.
İbni Mace, Zühd:21
“Bu (Kur’an), insanlar için basiret nurları, kesin olarak inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir. Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!” (Câsiye, 20-21
İyilik güzel ahlâktır, kötülük vicdânını rahatsız eden, duymasını istemediğin şeydir.” (Tirmizi, Zühd, 52; Müsned, IV, 182)
Îman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” (Hadîd, 16)
“Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allâh’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim (mârifet ilmi) öğreten âlim ve (Hakk’a lâyıkıyla kul olmak için) tahsil gören talebe bundan müstesnâdır.” (Tirmizî, Zühd, 14)
“Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allâh’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim (mârifet ilmi) öğreten âlim ve (Hakk’a lâyıkıyla kul olmak için) tahsil gören talebe bundan müstesnâdır.” (Tirmizî, Zühd, 14)
Ben sizi terkettikçe siz de beni bırakınız. Zîra, sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamberleri üzerindeki ihtilafları helâk etmiştir. Öyle ise sizi birşeyden nehiy mi ettim (niçin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman da onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın, (soru sormayın).”
Buhârî, İ’tisâm 2; Müslim, Hacc 412, (1337); Tirmizî, İlm 17, (2681); Nesâî, Hacc 1, (5,110).
Ebu Zerr radıyallahu anh demiştir ki: “Eğer kılıncı şuraya koysanız -eliyle ensesini göstermiştir- ben bu esnada, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’dan işitmiş bulunduğum bir hadisi, sizin işimi bitirmezden önce söyleyebileceğime kanaatim gelse onu mutlaka söylerim.”
Buhari, İlim 10.
“Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah’ın sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
(Lokmân, 31 / 27)
– “Sizden önde gidenlere yetişebileceğiniz, sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanlar dışında herkesten üstün olacağınız bir şeyi haber vereyim mi?” diye sordu.
– Evet, söyle yâ Resûlallah! dediler.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Her farz namazın peşinden otuz üçer defa sübhânallah, Allâhü ekber, elhamdülillah dersiniz.”
* Buhârî, Ezân 155; Daavât 18; Müslim, Mesâcid 142. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 24
Allah şöyle buyurdu:
‘İki ortaktan biri diğerine ihanet etmediği müddetçe,
onlardan üçüncüsü Benim -rahmetimle aralarında bulunurum-
Ancak biri diğerine ihanet ettiği zaman, aralarından çıkarım’
(Ebû Dâvud, Büyu:26)
Hiç şüphesiz ki, sözün en doğrusu Allah’ ın kitabı; yolun en güzeli de Muhammed’ in (SAV) yoludur.
Ve işlerin en kötüsü, dinde olmayıp da sonradan uydurulan şeylerdir.
Her uydurma şey bid’a, her bid’a sapıklık, her sapıklığın yeri de Cehennemdir.
(Buhari, Edeb: 70)
Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın”
* İsrâ sûresi (17),
“Kim bir ayıp görür ve onu örterse, diri diri gömülmüş bir kızı ihya etmiş gibi olur.”
[Ebû Dâvud, Edeb 45]
Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor. Eğer evde kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, “Geri dönün” denirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha nezih bir davranıştır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.
{ Nur, 24 / 27,28 }
“Kim, inanarak ve sevâbını Allâh’tan umarak Ramazan gecelerini ihyâ ederse, geçmiş günâhları affolunur.”
(Buhârî, Terâvih, 1; Muvatta’, es-Salât fi’r-Ramazân, 2)
✎
Yalnız bana kulluk edin
28 Jun 2014/in Ayet /by burakbakay
“Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.”
(Ankebût, 56)
✎
İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir
28 Jun 2014/in Hadis /by burakbakay
“Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim…” buyurmuştur.”
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)
✎
Oruç size farz kılındı
28 Jun 2014/in Ayet /by burakbakay
“Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir.”
(Bakara, 184)
✎
O iyi olursa bütün beden iyi olur
26 Jun 2014/in Hadis /by burakbakay
“Haberiniz olsun ki, bedende bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün beden iyi olur; o bozuk olursa bütün beden bozuk olur. İşte o kalptir.”
(Buhârî, Îmân, 39)
✎
(Allah) hikmeti dilediğine verir
26 Jun 2014/in Ayet /by burakbakay
“(Allah) hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.”
(Bakara, 269)
✎
Bundan fazlası sadakadır
25 Jun 2014/in Hadis /by burakbakay
“Misafirlik üç gündür. Bundan fazlası sadakadır.”
[Ebû Dâvud, Et’ime 5]
✎
Sen onların heva ve heveslerine uyarsan
25 Jun 2014/in Ayet /by burakbakay
Böylece biz onu (Kur’an’ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.
{Ra’d, 13 / 37}
Page 1 of 6123›»
Recent Posts
Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir
Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir
İyilik güzel ahlâktır, kötülük
İnsanlar için basiret nurları
Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir
O (Allah), size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür.
{ Hacc, 22 / 66 }
Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor. Eğer evde kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, “Geri dönün” denirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha nezih bir davranıştır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.
{ Nur, 24 / 27,28 }
Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned III, 198)
48 – Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda etmez.
49-51 – Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?
52 – Bu beyler, bu öğütle yetinmeyip üstelik her biri kendisine mahsus özel kitap, özel ferman isterler!
53 – Hayır! onlar aslında âhiret endişesi taşımazlar.
54 – Hayır! Gerçekten bu bir öğüttür, bir uyarıdır.
55 – Dileyen onu okur, düşünür ve ders alır.
56 – Ama Allah dilemedikçe onlar ders alamazlar. Saygı duyulup cezasından sakınmaya lâyık olan da, günahkârların günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız Odur.
* Müddessir Sûresi
Mümin mümine karşı birbirine kenetlenmiş binalar gibidir.
(Buhari, Salat, 88; Müslim, Birr, 65)
“Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allâh’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim (mârifet ilmi) öğreten âlim ve (Hakk’a lâyıkıyla kul olmak için) tahsil gören talebe bundan müstesnâdır.” (Tirmizî, Zühd, 14)
Ebu Cuheym’in naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) “Namaz kılanın önünden geçen kimse, ne kadar günah işlediğini bilse, önünden geçmektense kırk (…) durması daha hayırlıdır.” buyurmuştur. Hadisin ravilerinden Ebu’n Nadr kırk rakamıyla kastedilen gün mü, ay mı, yıl mı bilmiyorum demektedir.
* Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 785
“Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.”
(Ankebût, 56)
ah şöyle buyurdu:
‘İki ortaktan biri diğerine ihanet etmediği müddetçe,
onlardan üçüncüsü Benim -rahmetimle aralarında bulunurum-
Ancak biri diğerine ihanet ettiği zaman, aralarından çıkarım’
(Ebû Dâvud, Büyu:26)
Mal sadaka ile eksilmez.”
“Allah affı sebebiyle kulun izzetini artırır.”
“Allah için mütevazî olan bir kimseyi Allah yüceltir.”
[Müslim, Birr, 69; Tirmîzî, Birr 82; Muvatta, Sadaka 12]
Merhamet duygusu
ancak vicdansız ve zalim kimselerin kalbinden çıkarılmıştır.
(Tirmizi, Birr: 16)
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre bir gün Peygamber aleyhisselâm’a:
– Uhud Gazvesi’nin yapıldığı günden daha zor bir gün yaşadın mı? diye sordu.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:
– “Evet, senin kavminden çok kötülük gördüm. Bu kötülüklerin en fenası, onların bana Akabe günü yaptığıdır. Tâifli Abdükülâl’in oğlu İbni Abdüyâlîl’e sığınmak istemiştim de beni kabul etmemişti. Ben de geri dönmüş derin kederler içinde yürüyüp gidiyordum. Karnüsseâlib’e varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı kaldırıp baktığımda, bir bulutun beni gölgelediğini gördüm. Dikkatlice bakınca, bulutun içinde Cebrâil aleyhisselâm’ı farkettim. Cebrâil bana seslenerek:
– Allah Teâlâ kavminin sana ne söylediğini ve seni himâye etmeyi nasıl reddettiğini duymuştur. Onlara dilediğini yapması için de sana Dağlar Meleği’ni göndermiştir, dedi.
Bunun üzerine Dağlar Meleği bana seslenerek selâm verdi. Sonra da:
– Ey Muhammed! Kavminin sana ne dediğini Cenâb-ı Hak işitti. Ben Dağlar Meleği’yim. Ne emredersen yapmam için Allah Teâlâ beni sana gönderdi. Ne yapmamı istiyorsun? Eğer dilersen şu iki dağı onların başına geçireyim, dedi. O zaman:
– Hayır, ben Cenâb-ı Hakk’ın onların soylarından sadece Allah’a ibadet edecek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim, dedim.”
* Buhârî, Bed’ü’l-halk 7; Müslim, Cihâd 111
Allah’a teslim olan erkekler ve teslim olan kadınlar,
İslâm dinine iman eden erkekler ve iman eden kadınlar,
taate devam eden erkekler ve taate devam eden kadınlar,
dürüst erkekler ve dürüst kadınlar,
sabreden erkekler ve sabreden kadınlar,
mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar,
hayır yolunda infak eden erkekler ve infak eden kadınlar,
oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar,
ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar,
Allah’ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar var ya,
işte Allah onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
(Ahzab Sûresinin 35. Ayeti)
Savaşa katıldıklarında da size karşı pek cimri ve kıskanç davranırlar. Hücum eden düşmanın ortalığa saldığı büyük korku gelince, ölüm sekeratına düşmüş kimsenin bakışı gibi, gözleri dönmüş bir tarzda sana baktıklarını görürsün.
Korku hali geçince, Allah yolunda harcamada cimrice bir tavır içinde, keskin dilleriyle sizi incitirlerdi.
İşte onlar iman etmemişler, Allah da onların yaptıkları bütün işleri boşa çıkarmıştır. Bu, Allah’a göre kolaydır.
Münafıklar birleşik kuvvetlerin çekilip gitmediklerini sanıyorlardı.
Şayet birleşik kuvvetler tekrar gelecek olsa, çok isterler ki çöldeki göçebeler içinde bulunsunlar da sizin savaşınız hakkındaki haberleri uzaktan sorsunlar.
Esasen, yanınızda bulunsalardı dahi, onlardan pek azı savaşırlardı.
Hakikaten, Allah’ın Resulünde sizler için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı bekleyenler ve Allah’ı çok zikredenler için en mükemmel bir nümune vardır.
(Ahzab Sûresinin 19-21. Ayetleri)
İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah’ı bulur. (Allah da) Onun hesabını tam olarak verir. Allah, hesabı çok seri görendir.
(Nur Suresinin 39. Ayeti)
Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, peygamberlerden birinin halini anlatışı hâlâ gözümün önündedir. O peygamberi kavmi dövüp kanlar içinde bırakmışlardı. O bu haldeyken bile yüzündeki kanları silerken şöyle diyordu:
“Allah’ım kavmimi bağışla! Çünkü onlar doğruyu bilmiyorlar.”
* Buhârî, Enbiyâ 54, İstitâbetü’l-mürteddîn 5; Müslim, Cihâd 105. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 23
Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah’ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.”
(Bakara, 110)
“ Münafığa ‘efendi’ demeyin. Zira eğer o, seyyid olursa ALLAH’ı kızdırırsınız.”
(Ebu Davud, Edeb 83)
Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kâfirler) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.
Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve: Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah’tan korkuyorum; Allah’ın azabı şiddetlidir, dedi.
O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), “Bunları, dinleri aldatmış” diyorlardı. Halbuki kim Allah’a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O’dur. Yoksa orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir).
(Enfâl, 47-49)
“Hiç şüphesiz Allah zâlime mühlet verir. Onu yakalayınca da kaçmasına fırsat vermez.” Sonra şu âyet-i kerîmeyi okudu:
“Rabbin, zâlim bir kasaba halkını yakalarken işte böyle yakalar. O’nun yakalaması gerçekten çok acı ve çetindir.” [Hûd sûresi (11), 102].
* Buhârî, Müslim, Tirmizî
İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan ibadet eder,
eğer kendisine bir hayır dokunursa,
bununla tatmin bulur ve
eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa
yüzü üstü dönüverir.
O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de.
İşte bu, apaçık bir kayıptır.
(Hac Suresinin 11. Ayeti)
“Onları bağışlasınlar, kusurlarına bakmasınlar. Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz?”
* Nûr sûresi (24), 22
“Ey îmân edenler! Allâh’tan ittikâ edin ve sâdıklarla berâber olun!” (Tevbe, 119)
İyi ar*ka*daş*la kö*tü ar*ka*da*şın mi*sâ*li; misk ta*şı*yan*la kö*rük çe*ken in*san*lar gi*bi*dir. Misk sahibi ya sa*na ko*ku*sun*dan ik*ram eder ve*ya sen on*dan sa*tın alır*sın. Kö*rük çe*ke*ne ge*lin*ce; o, ya se*nin el*bi*se*ni ya*kar, ya*hut da onun pis ko*ku*su sa*na si*râ*yet eder.” (Bu*hâ*rî, Bu*yû, 38)
“O gün, bazı yüzler ağarır, bazı yüzler de kararır.”
* * Âl-i İmrân sûresi (3), 106
…Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözetleyicidir.”
(Nisâ, 1)
İman edip salih amellerde bulunanlar…
Firdevs cennetleri onlar için bir ‘konaklama yeridir.’
(Kehf Suresinin 107. Ayeti)
dsm 1000 tranporder lazım
Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
(Nur Suresinin 40. Ayeti)
Bir gün Peygamber’le birlikte bir tarlada yürüyordum. Kendisi bir hurma dalına dayanıyordu. Derken bir kaç Yahudiye tesadüf ettik. Birbirlerine: Ona ruhu sorun dediler ve şöyle konuştular: Neden O’na sorma gereği duyuyursunuz? Sizin karşınıza hoşunuza gitmeyen bir şeyle çıkmıyor ki. Fakat yine de O’na sorun dediler. Bunun üzerine biri kalktı ve Peygamber’e ruhu sordu. Peygamber sükut etti. Anladım ki kendisine vahy geliyor. Yerimde durdum. Vahy nazil olunca: “Sana ruh hakkında soruyorlar. Onlara de ki: Ruh, Rabbimin işidir. Sizlere ancak pek az bir bilgi verilmiştir” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 5002
24 – Yoksa senin hakkında: “Allah adına yalan uydurdu”mu diyorlar? (Bunun gerçekle hiçbir ilgisi olamaz. Zira buna ancak kalbi mühürlü bazı beyinsizler cür’et edebilir).
Halbuki Allah dilerse senin kalbini mühürler. Allah batılı imha eder, hakkı ise indirdiği kitapla kuvvetlendirir. Gerçekten O, kalblerin içinde ne varsa bilir. [69,40-47]
* Şûrâ Sûresi
Müslüman müslümanın kardeşidir.
Ona zulmemetmez ve onu yalnız bırakmaz.
Zulme teslim etmez.
(Buhari, Mezalim, 3; Müsli,m, Birr 58)
“Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken,
kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.”
(Kehf Suresinin 104. Ayeti)
“Adını anarak birbirinizden bir şeyler istediğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının ve akrabalık bağlarına saygı gösterin.”
* Nisâ sûresi (4), 1
“İnsanları bağışlarlar. Allah iyilik edenleri sever.”
* Âl-i İmrân sûresi (3), 134
“Kötülükten sakınan, malını hayıra sarfederek özünü temiz tutan kimse cehennemden uzak kalır. O şahıs yaptığı iyiliğe karşılık kimseden mükâfat beklemez. Ancak Yüce Rabbinin rızâsını kazanmaya çalışır. O kimse kavuşacağı nimetlerden hoşnut olacaktır.”
* Leyl sûresi (92), 17-21