UEFA Fener'i göklere çıkarttı!
Rekor artık Fenerbahçe'de
:yahoo: :yahoo: :yahoo: :common001: :common001: :common001:
Turkcell Süper Lig'de Galatasaray'ı yenen Fenerbahçe, ezeli rakibinin, Şampiyonlar Ligi'nde grup maçlarında en çok puan toplayan Türk takımı olma unvanına da aldı.
Gruptaki 6. maçlar sonunda 11 puan toplayan sarı-lacivertliler, daha önce 10 puanla Türk takımları arasında Şampiyonlar Ligi tarihinde grup maçlarında en çok puan toplayan takım olan Galatasaray'ı geçti.
Daha önce Şampiyonlar Ligi 1. turunda grupta en çok puanı toplayan Türk takımı olan Galatasaray, 2001-2002 sezonunda mücadele ettiği (D) Grubu'nu 10 puanla 2. sırada tamamlayarak, bir üst turdaki gruba yükselmişti. Sarı-kırmızılılar, bir üst turda (B) Grubu'nu ise 5 puanla son sırada tamamlamıştı.
2000-2001 sezonunda da ilk turdaki (D) Grubu'ndan 8 puanla 3. sırada yer alarak bir üst turdaki gruba kalma başarısı gösteren sarı-kırmızılı ekip, (B) Grubu'ndaki mücadelesini de 10 puanla 2. sırada tamamlayıp çeyrek finale yükselmişti.
rıdvan dilmen milliyet yola devam
13 Aralık 2007
Ne akılları, ne kulakları PSV - Inter maçında değildi. Sahaya çıktılar, sadece işlerini yaptılar ve kazandılar.
Fenerbahçe'yi Avrupa maçlarında uzun süredir hep beğenirim. Ama dün akşam önceki maçlardan, hatta daha iyi futbol oynadıkları PSV Eindhoven maçından bile daha fazla beğendim. Takımın en fazla beğendiğim tarafı hiçbir şekilde ne akılları ne kulakları Hollanda'da oynanan PSV - Inter maçında değildi.
Sahaya çıktılar, sadece işlerini yaptılar. Birinci dakikadan son dakikaya kadar sürekli saldırdılar. Bu arada Inter öne geçti, fakat Fenerbahçe'nin umrunda bile olmadı. Düşünün 89. dakikada takımın maç boyunca en fazla koşan orta saha oyuncularından Mehmet Aurelio orta yapıyor, bir başka orta saha oyuncusu Uğur Boral kendisinin ikinci, takımının üçüncü golünü ceza sahası içine girerek atıyor.
Rakip eksikmiş falan, anlamam ben bu işlerden. Oynanan oyuna, sahaya, futbola bakarım. Zico'nun doğru futbolcu değişiklikleri, Roberto Carlos'un maçın daha başında adalesi çekmesine rağmen oyuna devam etmek istemesi bunlar galibiyette önemli faktörlerdi. Tarihinde ilk kez, hem de Türkiye adına rekor bir puanla ikinci tura yükselen Fenerbahçe'yi tebrik ediyoruz.
Özetlersek Fenerbahçe'de istek, hırs, kazanma çabası, hücum futbolu, her şey vardı. Futbolda tüm bunları üst üste koymayı başarırsanız hedeflerinize ulaşmanız kolaylaşır. Fenerbahçe'yi ikinci turda oldukça zorlu rakipler bekliyor. Ancak bu takım şimdiye kadar ortaya koyduğu performansla rakip kim olursa olsun tur şansının yüksek olduğunu gösterdi.
gürcan bilgiç sabah Alex'ten hediye
13 Aralık 2007
Bu maçla birlikte Alex'in kantarı da değişti. Brezilyalı'nın tartışılan seneleri ve performanslarını geride bırakan bir sezon geçirmesi, gerçek bir kaptan olarak arkadaşlarına liderlik etmesi bir yana, dün tek başına oyuna ve sonuca hükmetmesini izledik.
Her sene bir takım bir Brezilyalı transfer ederek, "Alex kıyaslamasına" satırlar açarken, dün gördük ki, bu futbolcuyu kişilerle değil, artık takımlarla kıyaslamamız gerek. Çünkü tek başına bir takım olduğunu gösteren, istediğinde neler yapabileceğini bu kadar iyi bilen bir başkası, şu anda Türkiye'de yok.
Alex sadece Fenerbahçe'yi baştan yaratmıyor, yoktan var etmiyor, beraberinde Türkiye'yi sürüklüyor. Böylesine önemli oyuncuların bulunduğu bir takımda dümeni elinde tutmak ve herkesin önüne geçmek de kolay değil. Diğerleri Alex için çalışıyor, o da gereğini bir cerrah ustalığı ile yerine getiriyor.
Fenerbahçe, Avrupa'daki en iyi performansını sergilerken, Alex'in takımı olmanın avantajını ve kremasını sürüyor. Maçları keyif haline getiren, soğuk havayı ısıtan bir Fenerbahçe takımı var. İkinci tur için Inter'e bel bağlamak yerine, kendi işini kendi gören 100 yaşındaki "baba kurt" var. Üç gün önce ligin "ağabeyi" olurken, şimdi karşımızda Türkiye'nin "en iyi" takımı var.
TABLONUN RESSAMI ZİCO
Bu takımı hazırlayıp, organize eden, geçmişte çokça eleştirdiğimiz Zico'dur elbette. Semih'i oyundan alıp, Deivid'i neden tek forvete attığını anlayamadığımız Zico... Sahadaki kötüyü Brezilya pasaportlarında görmek istemiyor belki de. Ama geçen seneki felaketten sonra, bugünkü gurur tablosunun aynı isimli ressamıdır Zico.
Elbette kaliteli yedekleri ile bu kadroyu oluşturup, "Fenerbahçe'de eksik var" yorumunu yaptırmayan yönetimin de hakkını vermek hepimizin borcudur.
Fenerbahçe, her yıl artırdığı kalitesine uygun bir hedefte yürüyor. Bir gün Avrupa'dan finallerden biriyle dönecek. Önemli olan bu hedefi hep koruması ve istikrarını sürdürerek, büyük düşünmesidir. Bundan sonra olacaklar o kadar önemli değil. Kazanılan tecrübe ve güvenin iyi yönlendirilmesidir önemli olan.
Tebrikler F.Bahçe...ömer üründül sabah
13 Aralık 2007
Fenerbahçe, Edu'nun kendi kalesine attığı golle bir anda zora soktuğu maçı Alex'in üst üste iki müthiş parlaması ile ilk devre bitmeden kolaya çevirdi.
Şampiyonlar Ligi'nde grubundaki son maçına seyircisinin de büyük desteği ile atak, tempolu ve hırslı başladı sarılacivertli takım... Bu görüntü erken bir gol habercisiydi.
Ancak CSKA Moskova'nın hareketli ve iyi yerleşen alan savunması; önemli eksikleri olmasına rağmen, alışılmış ekolleri ile topla geriden kolektif çıkarak Fenerbahçe'yi bozdu. Sarılacivertliler ilerleyen dakikalarda bir durgunluk dönemine girdi. Üstelik rakibin hızlı bir atağında skor dezavantajına düşülünce maçın zorluk derecesi yükseldi.
ALEX İŞİ BİTİRDİ
Ama yenilen golden sadece iki dakika sonra Alex de Souza mükemmel bir vuruşla skora denge getirdi. Ardından da ilk yarının sonlarında aniden adam eksilterek sprinte kalkan Brezilyalı oyuncu, aradığı verkaç fırsatını Semih'le bulduktan sonra yaptığı asistle Uğur Boral'ın takımını öne geçirmesini sağladı.
Fenerbahçe ikinci yarıya kontrollu bir futbolla başladı. Daha dengeli hücuma çıkarken takım savunmasına da özen gösteriliyordu.
Bu gidişatta ilk yarıda attığı gole büyük moral depolayan Uğur Boral iki kere sahne aldı. İlkinde sol kanattan çok güzel götürdüğü topu arka direğe kesti, Semih boş kaleye golü atamadı. Ardından da nefis bir şutu direkten döndü.
ŞÖLEN GOLLE BİTTİ
İlerleyen bölümde Fenerbahçe doğal olarak garantili futboluna devam etti. Ciddi bir kale önü tehlikesi yaşanmadan son dakikalara gelindi... Inter'in de Eindhoven'da galip olduğu haberi gelince seyircide de stres kalktı ve şölen başladı. Bu şölen de gecenin en başarılı ismi Uğur Boral'ın 90. dakikada attığı golle noktalandı.
Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde grubundan çıkarak önemli bir başarıya imza attı. Teknik direktör Zico ve futbolcuları canı gönülden kutluyorum.
Aziz Başkan’a ithaftır osman tanburacı
13.12.2007
Fenerbahçe bu yıl Avrupa’da Türk takımlarının gururu oldu. Daha Galatasaray’ın ümidi var ama koz Bordeaux’nun elinde! Galatasaray rahat değil. Fenerbahçe son maça bileğinin hakkıyla girdi ve Şampiyonlar Ligi’nde ikinci tura geçti.
Bu başarının baş mimarı Aziz Yıldırım’dır.
52 bin kişilik stat,
Ekonomik rahatlık,
Mutlu taraftar….
Bu potansiyeli yaratan da Aziz Yıldırım.
Tebrikler Fenerbahçe; yolun sonuna kadar git…
Kuradan kim çıkarsa çıksın fark etmez; Fenerbahçe ilk 16’nın içinde.
Bundan sonrası şeref kürsüsü…
Gol bile yıldırmadı
Maç öncesi ibre Fenerbahçe’den yana. İtalyan hakemin düdüğü ile baskı kuran da Fenerbahçe. Atak üstüne atak yapıyor, her futbolcu golle burun buruna geliyor. Roberto Carlos kaleyi görür görmez çakıyor, Alex mükemmel, Uğur Boral her zamankinden de güçlü. Deivid, Gökhan Gönül hatta Aurellio ve Selçuk da gol için CSKA’nın kalesi dibinde…
Gol geldi gelecek.
Fenerbahçe rahat! Edu ve Lugano bile gol arıyor. Mümkün olsa kaleci Volkan da gole gidecek… CSKA kalecisi Akinfeev şans mans topu tutuyor, bir keresinde Semih mükemmel dalıyor rakibin yanından ‘yel’ gibi geçiyor kaleciden dönen şutunu Alex zerafetinden kaçırıyor. Seyir zevki güzel, Fenerbahçe ben bu maçı mutlaka alacağım diyor…
Üzerine bahis oynasan Fenerbahçe 1.05, CSKA 100 ytl verir!
Ama futbol bu;
CSKA bir kez geliyor ve golü de Edu’ya attırıyor!
Vallahi ben atmadım dese, golü Fener attı dese, yemin etse yeridir…
Dakika 30
Bu gol bile Fener’i durdurmuyor.
Zico üzgün ama Fener çıldırmış!
En çılgınları da Roberto Carlos ve Alex, bir de maçın uğuru Boral. Biz bu maçı alırız, diyorlar.
Alex ve ötesi…
Yenen golden iki dakika sonra Alex öyle olmaz böyle olur diyerek 20 metreden çatala takıyor.
Harika bir gol. Sanki Lincoln’e nazire…
İyi futbolcu takımını sırtlayandır. Alex Fenerbahçe’yi sırtlıyor.
Tribünler inliyor;
A-lex… A-lex… A-lex…
Devre biterken, hatta bitmişken yine Alex sahne alıyor ve Uğur Boral’a start veriyor. Bu pasın hakkı goldür! Uğur yerden köşeyi görüyor ve Fenerbahçe ‘bitti bu iş’ diyerek alkışlarla dinlenmeye çekiliyor. Dakika 45+1 durum; 2-1
Sistem sen kenara çekil!
Bu maçın yorumu şudur; takım isterse sistem yol verir!
Fenerbahçe defansından başlayan bir rahatlık içinde. Carlos ve Gökhan Gönül her atakta var. Edu ve Lugano da gol arıyor ama defans emniyeti yedekli. CSKA’dan Caner ve Zhirkov, biraz da Janczyk cılız ataklar başlatıyor ama nafile Fener defansı tehlikeyi daha başlamadan orta sahada kesiyor. Aurellio ve Selçuk bu kez forvetlerinin de geri gelmemesini sorun etmiyor. Sahada Fenerbahçe var bir de CSKA’nın sanal görüntüsü…
Fener bu maçı vermez!
Bir de haber geliyor ki PSV mağlup.
28’de PSV’li Mendez de atılmış!...
Yeme de yanında yat!
CSKA da 15 oyuncuyla sahaya çıkmış; 4’ü kenarda, kulübe bile SOS veriyor.
Bitti bu iş!
Fenerbahçe forvetleri gol kovalıyor ama CSKA direniyor.
Uğur Boral bu maçın yıldızı. Neden? Fizik gücü artmış da ondan. Sol kanadı talan ediyor. Bir şutu direkten dönüyor. Semih’in yerine giren Colin Kazım feyk atabilse rakip önünden tren gibi geçecek ve Kazım topla beraber kaleye girecek. Bu da kaçıyor.
Maç bitti derken Uğur Boral 90’da üçlüyor, tribünler coşuyor.
Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde ikinci turda…
Sonraki turu da geçmenizi isteriz…
Sonrakini de…
Sonrakini de…
Fenerbahçe Devrimi mehmet demirkol milliyet
Herkesi kutlamak lazım. Tabii önce Alex'i. Ondan önce Fenerbahçe'yle büyüyen Zico'yu...
13 / 12 / 2007 09:31
Herkesi kutlamak lazım. Tabii önce Alex'i. Ondan önce Fenerbahçe'yle büyüyen Zico'yu
CSKA'nın 2 maçta, Fenerbahçe'ye attığı 3 sayıda, 2 asist 1 golle Edu başrolde. Savunmaya yaptığı onca, hem de temel katkıya rağmen skora bu kadar ekside etki etmesi ne garip. Halbuki Fenerbahçe savunmasının aklı Edu.
Fenerbahçe'nin kader / dönüm/final maçında evinde geri düşmesine rağmen hemen kimsenin endişlenmeyişinde bulmak lazım Kadıköylülerin değişen kaderini.
Çok kısa bir sürede, 3-0 galipken bile endişe veren olmaktan kurtulup yenikken bile umut kırmayana dönüştüler. Gerçekte değişen kader bu aslında.
Şampiyonlar Ligi'nde hem de bayağı güçlü ve geleneği kuvvetli bir gruptan çıkabilmiş olması da buna bağlı zaten. Tonla alt başlık böyle bir sonuç çıkarıyor ortaya.
Misal kendisini işine veren bir Carlos'a sahip olmanın sadece ona sahip olmak olmadığını da artık idrak etmiş olduk hep birlikte. Uğur Boral'ın -nasıl bir oyundu dünkü. Nihayet yani Tuncay olma hayallerine çok yaklaştı- ve Gökhan'ın bu kadar sıradışı oynayabiliyor oluşu onun varlığından biraz da. Deniz'in yerine konmaz gibi duran performansının Selçuk'la dolmuş olması tesadüf mü? 4 gün içinde, son 8 yılda UEFA'yı kazanmış iki takımı rahat yenebilmenin ve liglerin kralından elini kolunu sallayarak çıkmanın Carlos'la, herkesin onu seviyesine çıkma çabasıyla ilgisi var. Fenerbahçe her yıl biraz daha üstüne koyarak ve evet biraz yavaş geldi buraya. Ama yavaş gelen hızlı gitmez.
Bu seviyeye ulaşmak bugünden yarına olmuyor. Bugünden yarına olursa da hemen düşülüyor oralardan. Ancak garip olan 10 yıl önce Avrupalı olmaya en uzak büyüğün bugün bu kadar büyük farkla en önde oluşu.
Dün, eksik noksan, önemli değil CSKA karşısında grup boyunca sergiledikleri standartı yine ortaya koydular. İşte önemli olan buraya gelmiş olmak. Herkesi kutlamak lazım. Tabii önce Alex'i. Ondan önce Fenerbahçe'yle büyüyen Zico'yu.
Bir de not düşmek gerek: Semih'in bu kadar övgü ve istek almasının sebebinin ne olduğunu sürekli kendisine hatırlatması gerekiyor. Basit ve alçakgönüllü, ama çok etkili bir oyun. Semih bunun dışına çıkarak başka bir şey oynayarak vazgeçilmez olamaz. Sahip olduğu özelliklerini geliştirip büyüterek vazgeçilmez olabilir. Yani daha da basit, alçakgönüllü ve dolayısyla çok daha etkili bir oyunla.
milliyet