Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
HAYATI
1946 yılında Eskipazar'da doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdikten sonra, çeşitli eğitim kuruluşlarında öğretmenlik yaptı.12 Eylül' den sonra uzunca bir süre tutuklu kaldı.
1960 sonrası toplumcu şiirimizin ikinci kuşağında yer alan özgün bir şairidir. Birinci kuşaktan, özellikle İsmet
Özel'den -ses tonu ve sözcük seçimi bakımından-, geniş ölçüde etkilenmiş olduğu gözlemleniyor. Romantik ve başkaldırıcı kişiliği, O'nu bir yanıyla da Attila İlhan şiirine bağlıyor.''
ESERLERİ
Şiir Kitapları: Yangın Yılları (1979) , Hüznün İsyan Olur (1979) , Dövüşen Anlatsın (1980) , Saklı Kalan (1982) , Su Çürüdü (1983) , Belki Yine Gelirim (1984) .
18-09-2008, 14:37
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
1953 yılında Elâzığ'da doğdu. İlk, orta ve liseyi Elâzığ'da bitirdi. Hacettepe ve Erciyes Üniversiteleri Tıp Fakültelerinde okudu. 1986'dan beri tıp doktoru olarak Kayseri'de çalışmaktadır. Şiir ve yazıları, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı.
ESERLERİ
Şairin, basılmış Dağlarardı Şiirleri, Kâinat Şiiristan ve Şeyma Ceylan Yüreği adlarında üç şiir kitabı bulunmaktadır.
18-09-2008, 14:38
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
1938 yılında Balıkesir’de doğdu. Savaştepe İlköğretmen Okulu’nu, Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümü’nü bitirdi. İlkokul, lise, eğitim enstitüsü öğretmeni olarak çalıştı. İlköğretim müfettişliğinden emekli oldu.
Edebiyat dünyasına şiirle giren Uysal, ilk ürünlerini 'Şairler Yaprağı, Demet, İmece, Çaltı, Türk Sanatı, Varlık' gibi dergilerde yayımlattı. Daha sonra çeşitli gazete ve dergilerde eğitim, edebiyat ve çocuk kitapları üzerine yazılar yazdı (Cumhuriyet, Politika, Akşam, Yeni Halkçı adlı gazetelerde; Yeni Toplum, Yeni Dönem, Dönemeç, Türk Dili, Sesimiz, Oluşum, Türkiye Yazıları gibi dergilerde.)
1975 yılından sonra çocuk edebiyatına yöneldi. Çocuklara Öykü (Bursa 1975, 4 sayı) adlı bir dergi çıkardı. Çocuklar için pek çok masal, öykü şiir ve roman yazdı. Kitaplarından bazılarının adları şöyle : Alaca Baykuş (öykü), Çöpçü Martı (öykü), Keloğlan’ın Diliyle (masal), Yaban Kedisi (öykü), Çöp Toplama Yarışı (öykü), Anası Bulut Babası Yağmur (roman), Mağara Gölünde Serüven (öykü), Ayda Yaz Uykusu (bilimkurgu roman), Keloğlan’ın Düşü (masal)... Yaban Kedisi adlı kitap, Almanya’da Türkçe/Almanca olarak iki dilde basıldı (1989).
Aldığı Ödüller:
12. Antalya Film Festivali Öykü Yarışmasında (Harç Kovası adlı öyküyle) mansiyon 1975
Damar Edebiyat Dergisi / Çankaya Belediyesi Çocuk Şiirleri Yarışmasında (Kuşgölü’nde Günler adlı dosyayla) ikincilik 1992
Kırmızı Fare Çocuk Dergisi Öykü Yarışmasında (çeşitli öykülerle) başarı 1992
Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü (Suyla Sınanmış Şiirler adlı dosyayla, sonradan Uzak Yazlarda adıyla kitaplaştı) 1998
Yunus Nadi Şiir Ödülü (Acının Gümüşü adlı dosyayla) 1999
Ahmet Uysal, edebiyat dergilerinden Ardıçkuşu, Bahçe, Damar, Kıyı, İnsan, Morca, Çağdaş Türk Dili, Pencere, Söylem, Yaşasın Edebiyat, Şiir-lik’te yazmayı sürdürüyor. Ayrıca Yaklaşım (Balıkesir), Düşlem (Bursa) adlı dergilerin de kurucuları arasında yer aldı.
18-09-2008, 14:38
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Ahmet YAMAN 10.09.1980 yılında Yozgat’ın Akdağmadeni İlçesi’nin Ortaköy Köyü’nde dünya ile tanıştı. Çiftçilikle uğraşan bir ailenin yedinci çocuğudur. Osmanlı kültürünün kalıntılarını içerisinde barındıran Ortaköy’ün sert ve mert ikliminde ailesi ve çevresinin içerisinde kültürünün temellerini atmaya başladı.
İlkokulu köyünde başarıyla tamamlayan Ahmet YAMAN Akdağmadeni’nde yaşayan ablasının yanında ortaokula başladı. Bir yıl içerisinde zorluklarla alıştığı ilçe ortamında fazla kalmadı. Ortaokula devam etmek üzere İstanbul’da bulunan ağabeyinin yanına yerleşti. Ortaokulu henüz yeni açılmış bir okul olan Evliya Çelebi Ortaokulu’nda tamamladı.
Hayata daha hızlı bir adım atmak düşüncesiyle Bayrampaşa Ticaret ve Meslek Lisesi’ne kaydoldu. Başlangıçtaki amacı bir muhasebeci olmaktı. Staj yaptığı dönemde muhasebecilik işinin kendisine uygun bir meslek olmadığını düşünerek üniversite okuması gerektiği kanaatine vardı.
Sene 1995: Ahmet YAMAN lise öğrenimini tamamlamış olarak köyüne döndü. Amacı, bir taraftan ailesine yardımcı olurken diğer yandan da üniversite sınavlarına hazırlanmak idi. İmkânlar elvermediği için herhangi bir dershaneye gidemedi. Sınava girdiği ikinci sene de istediği bir bölüme giremedi. Bu arada okumak istediği işletme ve ekonomi tarzı bölümlerin kendi karakterine uygun olup olmadığını etüt etmeye başladı. Bunun sebebi şuydu: Kendisi şiiri çok seviyordu ve şiirle uğraşmak istiyordu. Sırf bu sebepten dolayı tercihlerinin arasına bir tane edebiyat bölümü yazdı.
Kader bu ya: 1997’de Kırıkkale Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı okumaya başladı.Türkçeyi Türk kültürünü ve edebiyatına çok sevdiği için hiçbir zorluk çekmeden 2001 yılında üniversiteden mezun oldu.
Aynı yıl içerisinde Akdağmadeni İmam Hatip Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak göreve başladı. Bunun yanı sıra Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Eski Türk Edebiyatı alanında Yüksek Lisans öğrenimine başladı. 2004 yılında “Sûdi’nin Şerh-i Divan-ı Hafız’ının III. Cildinde Klasik Türk Edebiyatı İle İlgili Kavramlar” isimli tezi bitirerek Yüksek Lisans Öğrenimini Tamamladı.
31.07.2006 tarihinde askerlik hizmetini tamamlamak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katıldı. 29.06.2007 tarihinde askerlik hizmetini tamamladı ve memleketine döndü. Bu sitenin hazırlanmasında en büyük emeğe sahip olan Erkan AKKAYA’yı tanıması da askerlik dönemine rastlamaktadır.
Halen Akdağmadeni İmam Hatip Lisesi’nde öğretmenlik yapmakta olan Ahmet YAMAN evli ve bir çocuk babasıdır.
Şiir yazmaya küçük yaşlarda başlamasına rağmen yazdıklarının olgunlaşmamış olduğu düşüncesiyle şiirlerini yayınlamayı düşünmemiştir. Fakat üniversiteden mezun olduğu yıl yazmış oludğu “Affet Beni Süveyda” isimli şiirin insanlar tarafından beğenilmesi ona cesaret vermiş ve şiirlerini insanlarla paylaşmaya başlamıştır. Şiir konusunda kendisine cesaret ve şevk veren “süveyda” kelimesi adeta onun ilhamı olmuştur. Bu sebeple de kızına “Süveyda” ismini vermiştir. Bununla kalmayarak hazırlamış olduğu sitenin ismine bile bu kelimeyi koymaktan geri durmamıştır.
Şiirin, edebiyatın ve sanatın hak ettiği değeri bulamadığı günümüz dünyasında bu sitenin şiir, sanat ve edebiyat adına bir umut ışığı olacağı düşüncesiyle hareket eden Ahmet YAMAN tüm şiir severlere açık tuttuğu bu sitesinde kendi şiirlerini de yayınlamaktadır.
Kıymeti gönüllerin tacı durumunda bulunan tüm şairlerimize hayırlı olmasını diliyoruz
18-09-2008, 14:39
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Romancı ve tiyatro yazarı(1886-1958). Binbaşı Kadri Bey’in oğludur. Asıl adı Enis Avni’dir. Selânik’e bağlı Katerİn’de doğmuş, ilk öğrenimi Serez ve Selanik’te, orta öğrenimini Eğrikapı Sırp Rüştiyesi, Galatasaray, Edirne ve Kuleli Askerî idadilerinde yaptı. Harbiye Öğrencisi iken hastalanınca tahsiline ara verdi. Bir ara Paris’te hukuk ve güzel sanatlar öğrenimine devam etti ise de yanda bırakarak yurda döndü. Hâriciye gümrüğünde memur olarak çalışırken Abdülhamid yönetimince Selânik’e sürüldü. 31 Mart Vak’ası (1909) üzerine İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’na gönüllü olarak katıldı. İstanbul’un işgaline kadar (1919) gazetecilik yaptı. İşgal kuvvetleri onu Malta’ya sürdü. 1932-1946 yılları arasında milletvekilliği yaptı. Ankara’da Öldü.
Selanik’te yayımlanan Çocuk Bahçesi ile Genç kalemler dergilerinde çıkan yazılarıjle tanınmaya başladı. Millî Edebiyat akımı içinde yer aldı. Selanik, İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’da çıkan gazete ve dergilerde değişik takma isimler kullanarak yazılar neşretti. Daha çok sâde Türkçe ve samîmi bir üslûp İle yazdığı popüler romanları ile meşhur oldu. Romanlarında hem realizm hem de romantizm tesiri görülür. Aka Gündüz tiyatro eserleri, şiirler ve hikâyeler de yazmıştır.
18-09-2008, 14:39
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Şair ve yazar (D. 12 Temmuz 1940, Şanlıurfa - Ö. 6 Ocak 2000). İlk ve ortaokulu Urfa'da, liseyi Maraş'ta bitirdi. Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1972) mezunu. Öğrencilik yıllarında Hilal dergisi ve yayınlarını (1962-64) yönetti, Türk Ocakları Genel Merkezi'nde müdürlük yaptı (1964-69). Türk Taşıt Sendikası'nda sendikacılık faaliyetinde bulundu (1969-72). Gazi Eğitim Eğitim Enstitüsü'nde Türkçe-edebiyat öğretmenliği yaptı (1977-80). 1980 yılında Hacc görevini yerine getirdi. Kurucusu olduğu Eğitimciler Birliği Sendikası ve Memur-Sen Konfederasyonu'nun Genel Başkanlığını yaptı (1993-2000). 1999 yılının Haziran ayında kanser hastalığına yakalandığı anlaşılarak Ankara'da hastaneye yatırıldı. Tedavilerden ümit kesilince isteği üzerine Aralık ayında götürüldüğü Urfa'da 2000 yılının ilk günlerinde bir Ramazan gecesi vefat etti.
İlk ve yazı şiirleri 1957'den itibaren mahalli gazetelerde çıktı. 1959'da Derya adlı bir gazete yayımladı. 1969 yılında Nuri Pakdil, Rasim Özdenören ve Erdem Bayazıt'la birlikte Edebiyat dergisinin, 1976'da Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Alaeddin Özdenören ve Ersin Gürdoğan grubu ile Mavera dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Daha çok Edebiyat dergisinde çıkan yazıları ile, ayrıca 1977'de Yeni Devir gazetesinde Akif Reha imzası ve kendi adıyla yazdığı köşe yazılarıyla tanındı. 1998'de Kanal 7'de kültür ve sanat programı hazırlayıp sundu. Bazı ürünleri de Türk Ruhu, Türk Yurdu, Filiz, Yeni İstiklal, Hilal gibi gazete ve dergilerde yayımlandı. 1998'de Divan ve halk şiiri geleneğinden yararlandığı şiirleriyle kendi kuşağının usta şairleri arasında gösterildi. 1982'de KASD Deneme Ödülü'nü aldı. 1995'te Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta yapılan Türkçe'nin Üçüncü Uluslarası Şiir Şöleni'nde kendisine Türkmenistan'ın ünlü şairi Mahdum Kulu Şiir Ödülü verildi. Ölümünden sonra Urfa Belediyesi tarafından aynı yıl adına şiir yarışması düzenlendi.
' Akif İnan, Divan şiiri nazım biçimini, hece veznini ve halk şiirini bir arada kullanma başarısını göstermiştir. Onun şiiri, bu yönüyle klasik şiirin üslup hususiyetini ve ifade kudretini modern zamana taşıyan bir şiir özelliği taşımaktadır. (...) Akif İnan, Divan şiiri ile günümüz arasında bir köprü kurmuş ve Türk şiirine yeni bir duyarlık kazandırmıştır. O, şiirlerinde, sosyal konuları, aşkı, tabiatı, sade bir ifade biçimiyle yansıtabilme başarısını göstermiştir. O'nun şiiri, 'yerli düşüncenin ürünleri'dir. 'Zamanı aşıp çağı yenileyen' şiirlerdir. Akif İnan, modern çağda millî ve geleneksel bir ses olarak Türk şiirinde kendine has bir yer edinmiştir. '
18-09-2008, 14:40
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
1940 yılında Maraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Tunceli, Malatya ve İstanbul’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun oldu. Çeşitli okullarda öğretmenlik görevinde bulundu. 1991 yılında Kültür Bakanlığı’ndan müşavir olarak emekli oldu. Halen Balıkesir’de yaşamını sürdürmektedir.
ESERLERİ: Güneş Donanması (şiir), Batılılaşma Üzerine (deneme), Yakın Çağ Batı Dünyası ve Türkiye’deki Yansımaları (deneme), Devlet ve İnsan (deneme), Gide Gide Yalnızlık (şiir), Şiirin Geçitleri (şiir tahlili),Unutulmuşluklar,Şiirler (1975-1999)
18-09-2008, 14:41
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Şu anda 19 yaşında bir üniversite öğrencisi olan amatör şair 1988 yılında Aksaray'da doğdu.İlkokulu Emlak Kredi İlköğretim Okulu liseyi Özel Sema Lisesi'nde okudu.Şimdi ise Niğde Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği 3. sınıfta okumaktadır.Kendisini pek başarılı bulmasada şiir yazmayada zaman ayırmaktadır.Kendisine idol olarak Necip Fazıl ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ı almaktadır
18-09-2008, 14:41
sarıkanarya_41
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
1938 - 26 Nisan 2006. Erzincan’ın Ulalar köyünde doğdu. 1939’daki Erzincan depreminde babası öldü. Çok küçük yaşlarda bağlama öğrenmeye başladı. Potim İsmail Dede ve Emin Tabak Dede’den ilk bağlama dersleri aldı.
İlkokuldan sonra maddi olanaksızlıklar nedeniyle öğrenimi sürdüremedi. Yaşamını sağlayabilmek için değişik işlerde çalıştı. Ancak müzikle bağını hiç koparmadı.
İlk gençliğinde İstanbul’a giderek dönemin birçok ünlü halk müziği isimleriyle tanıştı ve kendini geliştirdi.
Askerlikten sonra müzik ve bağlama bilgisini pekiştiren Çiçek, 1954 yılında Muzaffer Sarısözen tarafından beğenilince Ankara Radyosuna girdi. Bir süre burada çalıştıktan sonra, görevini 1960’dan sonra da İstanbul Radyosunda sürdürdü.
Radyoda çalıştığı dönemde yaklaşık 400 türküyü seslendiren ve geniş dinleyici topluluklarına ulaşan Ali Ekber Çiçek, kendinden sonra birçok bağlama ve ses sanatçısını etkiledi. Derlediği ya da bestelediği türkülerin birçoğu halk müziğinin klasikleri arasında yeri aldı.
Hakkında bir de belgesel hazırlanan Ali Ekber Çiçek, Türkiye ve Türkiye dışında birçok konser ve seminere katıldı, birkaçı Amerika ve Fransa’da olmak üzere onlarca albüm hazırladı.
İstanbul'da öldü ve Edremit'te toprağa verildi.
18-09-2008, 14:42
sarıkanarya_41
» Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Osmanlı Devletinin son zamanlarında yetişen devlet adamı ve şair. İstanbul’da 1867 senesinde doğdu. Babası Namık Kemal’dir. Dört yaşında iken Hobyar Mahalle Mektebine başladı. İlk tahsilini tamamladıktan sonra bir sene kadar Fatih Askeri Rüşdiyesine devam etti. Özel derslerle idadi tahsilini tamamlayan Ali Ekrem, babası Rodos Mutasarrıfıyken Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. Oğlunu asker yapmak isteyen Namık Kemal, bir dilekçe ile Sultan İkinci Abdülhamid Hana müracaat etti ise de, dedesi buna mani olarak padişahtan Şura-yı Devlete veya Hariciye Nezaretine tayinini rica etti. Sultan bu iki teklifi kale almayıp, Ali Ekrem’i Mabeyn’e aldı.
Ali Ekrem, Mabeyndeki görevine başladığında 20 yaşındaydı. On sekiz sene bu vazifede çalıştı. 1906’da Kudüs Mutasarrıflığına, Meşrutiyetin ilanından sonra da Beyrut valiliğine tayin edildi. Bu vazifede üç gün bulunduktan sonra istifa etti. 1908 Eylülünde Cezayir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları) valisi oldu. Bir sene sonra görevden alınınca İstanbul’a döndü. 1910’da Darülfünunda Edebiyat Müderrisi oldu. 1912’de tekrar Akdeniz Adaları valiliğine tayin edildi. Balkan Savaşları sırasında Yunanlılara esir düştü ise de esareti kısa sürdü ve İstanbul’a döndü. Tekrar Darülfünun’a müderris oldu. 1919'da edebiyat dersi, Maarif Nazırı tarafından kaldırılınca, Galatasaray Lisesi Edebiyat Öğretmenliğine tayin edildi. Ancak bu vazifeyi kabul etmedi. Said Bey Maarif Nazırı olunca Galatasaray Lisesi Edebiyat Öğretmenliğini kabul etti. 1922’de Yahya Kemal’e vekaleten üçüncü defa Darülfünun'a tayin edildi. Birkaç ay sonra asil olarak ders vermeye başlayan Ali Ekrem, buranın üniversiteye çevrildiği tarihten 1933’e kadar bu vazifede kaldı. Diğer taraftan da Maltepe Askeri Lisesinde edebiyat dersleri veriyordu. Darülfünun'dan ayrıldıktan sonra bu vazifesine devam etti. Ali Ekrem 27 Ağustos 1937’de öldü ve Zincirlikuyu Asri Mezarlığına gömüldü.
Ali Ekrem, daha on yaşında iken şiirler söylemeye başlamıştı. Babası bazı mısralarını düzelterek ona yardımcı oldu. 17-18 yaşlarında iken düzgün manzumeler yazıyordu. İlk neşredilen eseri “Dağ” adlı mensuresidir. Önceleri İlham, sonra da Ayın Nadir takma isimlerini kullandı. Servet-i Fünun'da yazmaya başladıktan sonra asıl şahsiyetine kavuşan Ali Ekrem, bir süre sonra Tevfik Fikret’le aralarında ayrılık çıkınca Servet-i Fünun'u bırakarak Malumat’a geçti.
Ali Ekrem’in dili ihtişamlı olduğu için Türkçülük cereyanına katılmadı. Bazı manzumelerinde tekellüflü (ağır) bir dil kullanmış, tamlamalara bağlı kalmıştı. Dile hakim olan şair, 1908’den sonra hece vezni ile şiirler yazdı ise de bu vezni aruzdaki gibi başarıyla kullanamamıştır. Gerçekleri romantik bir tarzda ifade etmek onun bariz özelliklerindendir.
Ali Ekrem Bolayır’ın başlıca eserleri şunlardır: 1) Zilal-i İlham (1909): 1888-1908 seneleri arasında yazdığı şiirleri içine alan bir eserdir. 2) Kaside-i Askeriye (1908): Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi'ne nazire olarak yazılmış 41 beytlik bir kasidedir. 3) Ana Vatan (1921): Hece vezni ile yazılmış milli duyguyu işleyen şiirlerden meydana gelmiştir. 4) Şiir Demeti (1925): Küçük çocuklar için dini, milli ve eğitici mahiyette şiirlerin yer aldığı bir eserdir. 5) Ruh-ı Kemal (1908), 6) Kırmızı Fesler (1908), 7) Lisan-ı Osmani (1914), 8) Ordunun Defteri (1918), 9) Vicdan Alevleri, 10) Lisan-ı Nazm, 11) Lisan-ı Nesr, 12) Mesalik-i Edebiye, 13) Tair-i İlahi, 14) Barıa, 15) Engel, 16) Sükut, 17) Eğlenirken.