Böylece dilediğini rahmetine alır. Zalimler için ise, gayet acı bir ceza hazırlamıştır.
* İnsân Sûresi
Printable View
Böylece dilediğini rahmetine alır. Zalimler için ise, gayet acı bir ceza hazırlamıştır.
* İnsân Sûresi
“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.”
(Buhârî, Edeb 15. Ebû Dâvûd, Zekât 45; Tirmizî, Birr
Ey Âdemoğulları! İçinizden size benim âyetlerimi anlatan Peygamberler gelir de her kim Allah’a karşı gelmekten sakınır ve hâlini düzeltirse, artık onlara korku yoktur. Onlar üzülecek de değillerdir.
{A’râf, 7 /35}
“ Bir kimse bir atiyye de bulunur veya bir hibede bulunursa, sonradan atiyye ve hibesinden rücû etmesi ona helal olmaz, sadece baba çocuğuna yaptığı bağıştan dönebilir.”
“ Atiyye ve hibesinden dönen, kusmuğuna dönen köpek gibidir.”
(Ebu Davud, Büyû 83)
“ Benim beş ismim var: Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im, ben ALLAH’ın benimle küfrü mahvedeceği el-Mâhi (mahvedici)yim. Ben Hâşir (toplayıcı)yım, insanlar benim arkamda haşredilecektir. Ben Âkıb (sondan gelen)im, benden sonra peygamber gelmeyecektir.”
(Buhari, Menâkıb 17)
“ Bana bir koyunun inciğe kadar ayağı hediye edilse kabul ederim, böyle bir yemeğe çağrılsam icabet ederim.”
(Tirmizi, Ahkâm 10)
Onların hepsini bir araya toplayacağımız, sonra da Allah’a ortak koşanlara, “Siz de, ortaklarınız da yerinizde bekleyin” diyeceğimiz günü düşün. Artık onların (ortak koştuklarıyla) aralarını tamamen ayırırız ve ortak koştukları derler ki: “Siz bize ibadet etmiyordunuz.”
{Yûnus, 10 / 28}
Dediler ki: “Ey kendisine Zikir (Kur’an) indirilen kimse! Sen mutlaka delisin!”
“Eğer doğru söyleyenlerden isen bize melekleri getirsene!”
Biz, melekleri ancak hak ve hikmete uygun olarak indiririz. O zaman da onlara mühlet verilmez.
{ Hicr, 15 / 6,7,8 }
Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır…”
(En’âm, 38)
Medine’nin ilk Müslümanlarından, her sıkıntılı gününde en yakınında yer alanlarındandır Muaz oğlu Sa’d. Yahudilerle yapılan bir savaşta ölümcül bir yara alır. Günlerce can çekiştikten sonra nihayet ölüm anı gelir. Hz. Muhammed (asv) başucundadır. Sad’ın yarası açılır ve kan fışkırmaya başlar. Birbirlerine sarılmak için hamle yaparlar. Fışkıran kan Hz. Muhammed (asv)’in yüzünü, sakalını ve elbisesini kızıla boyamaktadır. Arkadaşları üstü başı leke olmasın diye onları birbirlerinden ayırmaya çalışırlarken Sad ve Hz. Muhammed (asv) birbirlerine kenetlenirler. Şimdi ikisi de gözyaşına boğulmuştur. Sa’d Hz. Muhammed (asv)’in kucağında son nefesini verir.[21]
[21]M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e., III/8.