Ben mescidlerin yükseltilmesiyle emrolunmadım!”
(Ebu Davud, Salât 12)
Printable View
Ben mescidlerin yükseltilmesiyle emrolunmadım!”
(Ebu Davud, Salât 12)
“Mescidler hakkında övünme olmadan kıyamet kopmaz.”
[Ebu Davud, Salat 12, (449); Nesai, Mesacid 2, (2, 32).]
Dünyaya karşı zâhid ol, ona rağbet gösterme ki, Allah seni sevsin. İnsanların ellerinde bulunan şeylere karşı zâhid ol, onları isteme ki, insanlar da seni sevsin.”
(İbn-i Mâce, Zühd, 1)
İsa İbnu Hamza (ra) anlatıyor: “ Abdullah İbnu Ukeym (ra)’in yanına girdim. Kendisinde kızıllık vardı.
“Temime (muska) takmıyor musun?” diye sordum. Bana şu cevabı verdi:
“ Bundan ALLAH’a sığınırım. Zira Resulullah (sav) şöyle buyurmuştu:”
“Kim bir şey takınırsa, ona havale edilir.”
(Tirmizi, Tıbb 24)
Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned III, 198)
“Resulullah’a:
“İslam’ın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sorulmuştu:
“ Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermen.” diye cevap verdi.”
(Ebu Davud, Edeb 142)
“Mü’minler kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını ıslâh ediniz!”
(Hucurât, 10)
Kim iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah’a varır.
Kur’an-ı Kerim Diyanet Meali Lokman Suresi 22. Ayet
En güzel sakada Gülümsemektir.
Bedir düzlüğünde İslam’ın ilk ciddi meydan sınavı verilmek üzeredir. Hz. Muhammed (asv) küçük ordusunu savaş düzeninde yerleştirmiş ve kendinden üç kat kalabalık düşman ordusunun harekete geçmesini beklemektedir. Bu sırada savaş düzenleri konusunda bir uzman sayılan arkadaşlarından Münzir oğlu Hubab yanına gelir ve sorar:
“Ey Allah’ın Elçisi! Orduyu bu şekilde yerleştirmeni Allah mı sana emretti?”
“Hayır, benim kendi önlemim.”
“Öyleyse ey Allah’ın Elçisi! Ordu yanlış yerleştirilmiş…”
Ve askerlik bilimi açısından doğrusunu anlatır. Hz. Muhammed (sav) hiçbir tepki ve kapris eseri göstermeksizin arkadaşının sözüne uyar. Ordunun savaş düzeni değiştirilir. Birkaç saat sonra da İslam ilk zaferini kazanmıştır.[13]
Hz. Peygamber (sav), devlet idaresi için çeşitli kademelerde görevli tayininde, ehliyet ve liyakat esasına riayet eder; layık olan kişileri yaşları küçük olsa da, soylu ailelerden olmasalar bile görevlendirirdi. Hak olan hususlarda kendisine ve görevlilerine itaat edilmesini ister; ancak hakka ve hakikate uymayan konularda halkın itaat sorumluluğunda olmadıklarını belirtirdi. Böylece hak sınırları içerisinde emîre itaati gerekli görmekle birlikte, halkı kendi hizmetine mecbur kişiler olarak görmez, kendini onların üstünde saymazdı; bilakis onların içinden, aralarından biri idi.
[13]Yrd. Doç. Dr. Abdullah Özbek, a.g.e., s..213
38-39 – Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır.
* Müddessir Sûresi
Hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir…”
(Sebe, 39)
Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır ki oradan sadece oruç tutanlar girebilir.
* İbni Mace Sıyam 1
Biz Hz. Peygamber (sav)`e kulak vermek ve itaat etmek şartıyla biat ederken “Gücünüzün yettiği şeylerde” diyordu.
Kütübü Sitte – Hadis No: 42
İsa İbnu Hamza (ra) anlatıyor: “ Abdullah İbnu Ukeym (ra)’in yanına girdim. Kendisinde kızıllık vardı.
“Temime (muska) takmıyor musun?” diye sordum. Bana şu cevabı verdi:
“ Bundan ALLAH’a sığınırım. Zira Resulullah (sav) şöyle buyurmuştu:”
“Kim bir şey takınırsa, ona havale edilir.”
(Tirmizi, Tıbb 24)
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
* Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16
“Cennet size ayakkabılarınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir.”
* * Buhârî, Rikak 29
O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever. (Ali İmran 134)
“Rasûlüllah bizi altını parayla veresiye satmaktan nehyetti.” (Buharî, 1993: Büyû 80),
“Size iki şey bıraktım. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece sapıklığa düşmezsiniz. Allah’ın Kitabı Kuran ve Resûlünün sünneti”
(Muvatta, Kader 3; Riyâzü’s Sâlihîn, Cilt 1, Erkam Yay.)
Ey îman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olduğunuz taktirde sapan kimse size zarar vermez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.”
(Mâide, 105)
O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı. Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir (ölçüp biçmesidir).”
{En’âm, 6 / 96}
Osman İbnu Ebi’l-Âs (ra) anlatıyor:
“ Resulullah (sav)’a Müslüman olduğum günden beri bedenimde çekmekte olduğum bir ağrımı söyledim. Bana:
“Elini, vücudunda ağrıyan yerin üzerine koy ve şu duayı oku!” buyurdu. Dua şu idi:
“Üç kere: “Bismillah”tan sonra yedi kere, “Eûzu bi-izzetillahi ve kudretihi min şerri mâ ecidu ve uhâziru.”
(Bedenimde çekmekte çekinmekte olduğum şu hastalığın şerrinden ALLAH’ın izzet ve kudretine sığınıyorum.” diyecektim.
Bunu birçok kereler yaptım. ALLAH Teâla Hazretleri benden hastalığı giderdi. Bunu ehlime ve başkalarına söylemekten hiç geri kalmadım.”
(Müslim, Selam 67)
Ben mescidlerin yükseltilmesiyle emrolunmadım!”
(Ebu Davud, Salât 12)
Hz. Selman (ra) anlatıyor: “ Tevrat’ta okudum:
“Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır.” diyordu. Bunu Resulullah (sav)’a söyledim:
“Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır!” buyurdular.”
(Ebu Davud, Et’ime 12)
Ve onu her kovulan şeytandan koruduk.
Ancak kulak hırsızlığı yapan olursa,
onu da parlak bir ateş izler.
(Hicr Suresinin 17. ve 18. Ayetleri)
“O gün, bazı yüzler ağarır, bazı yüzler de kararır.”
* * Âl-i İmrân sûresi (3), 106
1 – Fecre,
2 – O on geceye,
3 – Çifte ve teke,
4 – Akıp giden geceye yemin olsun ki:
Kıyamet gelecektir.
* FECR SÛRESİ
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30
İbnu Mes’ud (ra) anlatıyor: “ Resulullah (sav) (bir gün):
“ Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu. Ashab (ra):
“ Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah (sav):
“ Hayır, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir.” dedi.”
(Müslim, Birr 106)
İbn Ömer’in (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.), kardeşine utanma nasihati vermekte olan bir adamı duyunca “utanmak imandandır” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 52
Ve onu her kovulan şeytandan koruduk.
Ancak kulak hırsızlığı yapan olursa,
onu da parlak bir ateş izler.
(Hicr Suresinin 17. ve 18. Ayetleri)
“ Resulullah (sav) kişinin arkadaşlarından izin almadan iki hurmayı birlikte yemesini yasaklamıştır.”
(Buhari, Et’ime 44
Hz. Muhammed (asv), insanların en cömerdi ve en iyilik severi idi. Ramazan’da Cebrâil (as) ile beraber bulunduğu zamanlarda her şeyini verirdi. Cebrâil (as), her Ramazan gecesi Onun (asm) yanına gelir, ona Kur’an öğretirdi. Cebrâil (as) şöyle derdi:
“Allah’ın Râsulü, bereket getiren rüzgârlardan daha cömerttir.”
(Müslim, Fezâil, 12, 2308)
Bir gün yolda giderken açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deve görür. Yüzü bulutlanır ve devenin sahibine döner:
“Konuşamayan bu hayvana bakarken Allah’tan kork!”[2]
[2] Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi (l). s.47.
“Ey îman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olduğunuz taktirde sapan kimse size zarar vermez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.”
(Mâide, 105)
Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.
(Hicr Suresinin 16. Ayeti)
Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.
Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75
Hiçbir topluluk yoktur ki,
aralarında rüşvet yaygınlaşsın da
korkuya maruz kalmasınlar.
(Fethü-r Rabbani, 15.70: 232)
“Her kim müslüman olduğu halde babasından başkasına, babası olmadığını bilip dururken babalık nesebi iddia ederse, o kişiye Cennet haramdır” buyurduğunu duymuşumdur.
* Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 95
Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki ramazan, aralarında (işlenecek küçük) günahlara kefârettir.”
* Müslim
Hiç şüphesiz ki, sözün en doğrusu Allah’ ın kitabı; yolun en güzeli de Muhammed’ in (SAV) yoludur.
Ve işlerin en kötüsü, dinde olmayıp da sonradan uydurulan şeylerdir.
Her uydurma şey bid’a, her bid’a sapıklık, her sapıklığın yeri de Cehennemdir.
(Buhari, Edeb: 70)
Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.
(Hicr Suresinin 16. Ayeti)
Müslüman müslümanın kardeşidir.
Ona zulmemetmez ve onu yalnız bırakmaz.
Zulme teslim etmez.
(Buhari, Mezalim, 3; Müsli,m, Birr 58)
Kuzeni Cafer ve amcası Abbas’ın hemen hemen aynı yaşlarda olan çocuklarını karşısına alarak:
“Bana doğru koşun. Sizden kim önce yanıma varırsa, ona şunu şunu vereceğim.” der.
Onlar da, O’na (asm) doğru koşarak göğsüne ve sırtına kapanırlar. Hz. Muhammed (asv)’ de hepsini öperek kucaklar… Hayatı boyunca birçok defa…[7]
[7]M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e., III/339
Hz. Selman (ra) anlatıyor: “ Tevrat’ta okudum:
“Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır.” diyordu. Bunu Resulullah (sav)’a söyledim:
“Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır!” buyurdular.”
(Ebu Davud, Et’ime 12)
Ey îman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, anne babanız ve akrabanızın aleyhine bile olsa Allah için şahitlik eden kişiler olun! (Haklarında şahitlik yaptığınız kişilerin) zengin veya fakir olmasına bakmayın, zira Allah onlara (sizden) daha yakındır. Nefsin arzularına tâbî olmayın ki haktan dönmeyesiniz ve adâlet üzere hareket edebilesiniz! (Şahitliği) eğip büker yahut ondan tamamen yüz çevirirseniz, (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdârdır.”
(Nisâ, 135)
29 – O halde Bizi anmaktan, bu Yüce Kitabımızı dinlemekten uzak duran ve dünya zevkinden başka bir şey istemeyen kimseleri sen de bir tarafa bırak!
30 – Onların bilgi seviyesi ancak bu kadardır; bildikleri bilecekleri budur.
Senin Rabbin, kimin yolundan saptığını, kimin doğru yolda yürüdüğünü pek iyi bilir.
* Necm Sûresi
“Resulullah’a:
“İslam’ın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sorulmuştu:
“ Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermen.” diye cevap verdi.”
(Ebu Davud, Edeb 142)
“ Mü’min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, ALLAH onun sebebiyle mü’minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur.”
(Buhari, Marda 1)
Allahım! Gücüm yettiği kadar ahdine ve va’dine sadâkat gösteriyorum”
(Buhârî, Daavât, 16)
18 – O halde Rabbinizin hangi nimetlerini inkâr edebilirsiniz?
19 – O iki denizi salıverdi, birbirine kavuşurlar.
20 – Fakat aralarında bir engel bulunduğundan, birbirinin sınırını aşmazlar.
* Rahmân Sûresi
Kimin arzusu ahiret olursa, ALLAH onun kalbine zenginliğinden koyar ve işlerini derli toplu kılar, artık dünya ona hakir gelmeye başlar. Kimin hedefi de dünya olursa, ALLAH iki gözünün arasına (dünyanın) fakirliğini koyar, işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak, dünyadan da eline, kendisine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez.”
(Tirmizi, Kıyamet 31)
“O, sizden öncekilere ALLAH’ın gönderdiği azabtı. (Şimdi) ALLAH onu mü’minlere bir rahmet kıldı. Taun çıkan memlekette bulunan bir kul, kendisine ALLAH’ın takdir ettiği şeyin ulaşacağını bilip, sevap umuduyla sabredip orada kalır ve dışarı çıkmazsa, mutlaka ona şehid sevabının bir misli verilir.”
(Buhari, Tıbb 31)
11 – Ne zaman onlara: “Yeryüzüne fesat saçmayın!” denilse “Biz sadece barışçıyız, ortalığı düzeltmekten başka işimiz yok!” derler. [8,73; 47,11; 2,205]
12 – Gözünüzü açın, bunlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin şuurları yok, farkında değiller.
* Bakara Sûresi
“Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın. İnsanlara eşyalarını eksik vermeyin.”
* Hûd sûresi (11), 85
Kim oruçlu iken yalan konuşmaktan ve kötü hareketlerden vazgeçmezse bilsin ki Allah’ ın (cc) onun yemeyi ve içmeyi bırakmasına ihtiyacı yoktur.
* Buhari Savm 8
Oruç ve Kur’an Kıyamet Günü kula şefaat ederler. Oruç der: “Yâ Rabbi! Ben onun yemesine ve zevklerine engel oldum. Beni ona şefaatçi yap.” Kur’an der: “Ben onun gece uykusuna engel oldum. Beni ona şefaatçi yap!” Cenâb-ı Hak tarafından “Şefaatiniz kabul olunmuştur.” Buyurulur.
(Fethür Rabbani, c.18, s.4)
“Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, Kıyamet günü cezasını verir.”
Tirmizi, Zühd 57, (2398).