“De ki: “Siz, Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman bile, harcamakla tükenir endişesiyle elinizi sıkı tutardınız; insanoğlu zaten daima cimridir”
* İsrâ sûresi (17), 100
Printable View
“De ki: “Siz, Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman bile, harcamakla tükenir endişesiyle elinizi sıkı tutardınız; insanoğlu zaten daima cimridir”
* İsrâ sûresi (17), 100
Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı büyük bir azaptır. [61,5; 6,110; 4,155]
* Bakara Sûresi
“Kim Allah’ın rızasını talep ederek bir mescid inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder.”
[Buhârî, Salat 65; Müslim, Mesacid 25, (533); Tirmizî, Salat 237, (318
Kim iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah’a varır.
Kur’an-ı Kerim Diyanet Meali Lokman Suresi 22. Ayet
İşte bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun. Sizi Allah yolundan ayırıp, parçalayacak yollara uymayın.”
* En’âm sûresi (6), 153
Her kim on kere “Tek ve ortaksız olan Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur. O, her şeye kadirdir!” derse İsmail Peygamber’in neslinden dört kişi azat etmiş gibi olur.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4859,
“(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız Bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”
(Âl-i İmrân, 31)
İnsanın izzeti inancını hayatına yansıtmasında, kişiliği aklını hep hayra kanalize etmesinde, şeref ve asaleti de ahlakını güzelleştirmesindedir.
(Beyhakî, Sünen, 7/136, 10/195; Dârekutnî, 3/303)
Böylece dilediğini rahmetine alır. Zalimler için ise, gayet acı bir ceza hazırlamıştır.
* İnsân Sûresi
Feyâ Rabbî, yâ Hâlıkî, yâ Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetim, hâcetimdir. Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem, fıkdan-ı hile ve fakrimdir. Hazinem aczimdir. Re’sülmâlim, emellerimdir. Şefîim, Habîbin (aleyhissalâtü vesselâm) ve rahmetindir. Af eyle, mağfiret eyle ve merhamet eyle, yâ Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm! Âmin.
Mesnevi-i Nuriye / Hubâb / 91