İran, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na gönüllü olarak askıya aldığı nükleer faaliyetlerini 9 ocakta yeniden başlatacağını bildirdi.
UAEK sözcüsü Melisa Flemming, İran yönetiminden gelen yazılı bildirimden sonra UAEK Genel Direktörü Muhammed El Baradei'in yönetim kurulu üyesi 35 ülke temsilcisini bilgilendirdiğini ifade etti.
El Baradei, yönetim kurulu üyesi ülke temsilcilerine İran yönetiminin aldığı karar hakkında bilgi verirken, UAEK'nin İran yönetiminden nükleer faaliyetleri hakkında detaylı bilgi istediğini ve gelişmeleri yakından izlediğini belirtti.
UAEK Genel Direktörü, yönetim kurulunun İran'ın uranyum zenginleştirme programı başta olmak üzere tüm nükleer faaliyetlerini durdurmuş olmasını güven artırıcı önlemler olarak değerlendirdiğini açıkladı.
Nükleer yakıt üretim araştırması da başlıyor
İran, nükleer yakıt üretim araştırmalarına da çok yakın bir gelecekte başlayacağını belirtti.
ABD'DEN İRAN'A UYARI
ABD, nükleer yakıt üretim araştırmalarına çok yakın bir gelecekte başlayacağını açıklayan İran'ı uyardı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, bunun İran'ın nükleer silah geliştireceği yönündeki şüpheleri artıracağını belirterek, ''İran, uranyum zenginleştirmeyle ilgili herhangi bir adım daha atarsa uluslararası toplum İran'ın nükleer isteklerini dizginlemek için ilave tedbirler düşünmek zorunda kalacaktır'' dedi.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı Muhammed Saidi, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, nükleer yakıt üretim araştırmalarının kesin başlama tarihi konusunda bilgi vermedi.
Saidi, nükleer faaliyetlerin iki buçuk yıl önce gönüllü olarak askıya alınmasıyla nükleer yakıt üretim araştırmalarının da durdurulduğunu anımsattı. Saidi, ''maalesef bu dönemde ülkemiz bundan çok zarar gördü'' dedi.
Nükleer yakıt teknolojisi araştırmalarının nükleer yakıt üretmekle bir ilgisi olmadığını savunan Saidi, İran'da nükleer yakıt üretimi konusunda alınmış bir karar olmadığını belirtti.
Yeni bir kriz mi başlıyor?
Diplomatik kaynaklar, İran ile AB üçlüsü (Almanya, Fransa ve İngiltere) arasında geçtiğimiz aralık ayı sonunda görüşmelerin yeniden başlamasından hemen sonra alınan bu yeni kararın, İran ile AB arasında yeni bir krize yol açacağı öngörüsünde bulundular.
İran yönetimi, AB üçlüsü ile geçtiğimiz yıl ağustos ayında kopan görüşmelere 21 aralıkta yeniden başlamış ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerini gönüllü olarak askıya alacağını taahhüt etmişti.
Viyana'daki Fransa daimi temsilciliğinde yapılan İran-AB görüşmelerinin ilk turunda, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinin önerilerini dinledikleri belirtilmiş ve görüşmelerin ikinci turunun 18 ocak 2006'da yapılacağı bildirilmişti.
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na (NPT) taraf olan İran, nükleer tesislerinde UAEK müfettişlerinin ani denetimler yapmasını öngören NPT ek protokolünü de imzalamıştı.
Ek protokol parlamentoda onaylanmadığı için, İran yönetimi nükleer tesislerindeki ani denetimlere gönüllü olarak izin veriyordu.
Alıntı cnnturk.com
04-01-2006, 05:56
umsado
Atina'dan ihlal iddiası
Atina, Türk savaş uçaklarının, kuzey, orta ve güney Ege'de Yunan hava sahasını ihlal ettiklerini ve uluslararası hava trafik kurallarını çiğnediklerini öne sürdü.
Atina Haber Ajansı (ANA), Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı yetkililerine dayandırdığı haberinde, “Ege'de ihlallerde bulunan toplam 28 Türk uçağının, Yunan savaş uçaklarınca geri çevrildiklerini, bu arada zaman zaman Türk ve Yunan savaş uçakları arasında it dalaşı yaşandığını” iddia etti.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 05:57
umsado
İsrail'den ikinci güvenlik duvarı
İsrailli yetkililer, Lübnan ve Suriye sınırı yakınlarındaki Gacar köyünün merkezinde bir güvenlik duvarı inşa etmeyi planlıyor.
İsrail televizyonu 2. kanalının haberine göre, duvar inşaatı projesinin, yarın yapılacak ve iç güvenlik servisi Şin Bet'in de katılacağı bir görüşmede yetkililerce ele alınması bekleniyor.
Toplantıda, köyün Lübnanlıların yaşadığı bölümünde bulunan İsraillilere ait bazı evlerin tahliye edilmesi ve sahiplerine tazminat ödenmesi de gündeme gelecek.
İsrail'in 1967 haziranında Golan Tepeleri'ni işgal etmesinin ardından Gacar sakinlerinin büyük bölümü, İsraillilerden oluşuyor. Köy, Suriye ve Lübnan yakınlarındaki Hermon dağının eteklerinde bulunuyor.
Köyün bir kısmı Lübnan, diğer kısmı İsrail denetiminde. İsrail ordusu, köyün güneyini kontrol altında tutarken, Hizbullah militanları, köyün kuzey girişini elinde tutuyor. Lübnan istihbarat servislerinin de köye serbest şekilde girebildiği belirtiliyor.
İsrail ordusu, bölgedeki askerlerini, Hizbullah'ın kaçırma girişimlerine karşı sık sık uyarıyor.
2 ay önce bölgede Hizbullah gerillalarıyla İsrail askerleri arasında çıkan çatışmada 4 Hizbullah gerillası öldü, 11 İsrail askeri yaralandı.
LÜBNAN, DUVARI REDDEDİYOR
İsrail'in bu planına karşı çıkan Lübnan yönetimi, köyün, ortasına dikilecek duvarla ikiye bölünmesini reddettiğini açıkladı.
Lübnan Devlet Başkanlığı'nın açıklamasına göre, Devlet Başkanı Emil Lahud, Dışişleri Bakanı Fevzi Salluh'dan, “İsrail'in Lübnan'ın bağımsızlığına karşı tekrarladığı saldırganlıklarından biri” olan bu plana karşı harekete geçmesini istedi.
Gacar'da yaşayan ve İsrail televizyonunun haberini duyan yüzlerce kişi, köyün bölünmesini reddettiklerini yazdıkları pankartlarla sokaklara dökülerek gösteri yaptı.
Alıntı hurriyet.com.tr
04-01-2006, 09:38
muzo
uyarılar için teşekkürler
04-01-2006, 09:58
muzo
Zayiflamada Yenİ Moda
ZAYIFLAMADA YENİ MODA
Sağlıklı hayat için et, sebze ve meyveden oluşan "Taş devri diyeti" önerildi.
04 Ocak 2006 Çarşamba 00:05
Sağlıklı hayat için et, sebze ve meyveden oluşan "Taş devri diyeti" önerildi.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, Taş Devri'nden bugüne kadar genlerde çok az değişiklik olmasına mukâbil çevre şartları ve yiyeceklerin büyük oranda değiştiğini söyledi.
Aydın, özellikle son 50-100 yıl içinde doğal olmayan, işlenmiş ve katkı konulmuş gıdalar, margarin gibi kimyevî yolla katılaştırılmış, ayçiçeği, mısır gibi sıcak preslenmiş sıvı yağların aşırı şekilde kullanılmağa başlandığını vurguladı.
Buna karşılık taze sebze, meyve ve tencere yemeklerinin tüketiminde de belirgin bir azalma olduğunu ifade eden Aydın, şunları kaydetti:
"Gen yapımız ve buna bağlı vücudumuzda gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar doğal olmayan yiyeceklerin tamamı ile başa çıkacak yeteneğe sahip değiller. Genler ve yiyecekler arasındaki bu uyumsuzluk şişmanlık, diyabet, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, müzmin yorgunluk, kanser ve osteoporoz gibi çok sayıda kronik hastalığa sebeb oluyor. Bu hastalıklardan korunmak yaşam süresi ve kalitesini artırmak için mümkün olduğunca Taş Devri'nde olduğu gibi beslenmeliyiz.".
Aydın, milyonlarca yıl avcı ve toplayıcılıkla geçimini sağlayan kişilerde genler ve idare ettikleri enzimlerin sadece et, meyve ve sebze gibi doğal gıdalar ile baş edecek etkinliğe ve donanıma sahip olduğunu, günümüz insan genlerinin yüzde 99'unun 40 bin yıl önceki homo sapien genleri gibi çalıştığını söyledi.
YAPILACAKLAR VE YAPILMAYACAKLAR
Prof. Dr. Aydın, genel olarak tuz, şeker ve un kullanılmaması gerektiğini, her yiyeceğin doğal şekline en yakın olarak tüketilmesinin önemli olduğunu, yasaklar haricinde yeme sınırının olmadığını vurguladı.
Çiğ yiyeceklerin toplam diyetin en az yüzde 60'ını oluşturması gerektiğini belirten Aydın, kırmızı et kullanımının serbest olduğunu, ancak, katkı maddelerinden dolayı salam-sosis gibi et ürünlerinin tercih edilmemesi gerektiğini anlattı.
Aydın, beyaz etin de mönüde yerini alması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Ağır metal zehirlenmesi riskini azaltmak için küçük balıklar tercih edilmeli, çiftlik balıkları yenmemeli. Sakatatın yasaklanması doğru değil. Fakat sadece veteriner gözetiminde kesilmiş hayvanların sakatatı yenmeli. Et ve hayvani yağ, balık, tavuk, zeytinyağı, fındık yağı, yumurta, az şekerli meyveler, sebzeler, kabuklu kuru yemişler, süt ürünlerini istediğiniz kadar yiyin. Tahıllar ve unlu gıdalar, patates, şeker, tatlıları yemeyin. Baklagiller ve çok şekerli meyveleri ise az tüketin." Aydın'ın "taş devri diyet programı"na göre, sebzeler ve yeşil yapraklılar daha çok çiğ tüketilmeli, doğal yetiştikleri için ebegümeci, kuzukulağı, ısırgan otu, semizotu, labada gibi yabani otlar tercih edilmeli.
Diyet programında, kayısı, üzüm, muz, gibi şeker içeriği yüksek meyveler sınırlı yenilirken, üzüm çekirdeği ve kabuğu, çilek, yaban mersini, kızılcık gibi meyvelerin çok yüksek antioksidan etkilere sahip olması nedeniyle bolca tüketilmeli.
Diyet listesinde, sütten çok mayalanmış süt ürünlerinin tüketilmesi, günlük mandıra sütünün satın alınması gerektiği kaydediliyor. Nohut, fasulye, mercimek, bezelye, börülce gibi baklagillerin ise haftada en fazla 2-3 kez tüketilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Prof. Dr. Aydın, lokmaların iyice çiğnenmesi ve günde en az yarım saat hızlı yürüyüşe çıkılması veya yavaş koşulması, merdivenlerin çift çift çıkılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
04-01-2006, 09:58
muzo
Medyada Son Transferler
MEDYADA SON TRANSFERLER
Birgün'ün genel yayın yönetmenliğine 'insan hakları' çalışmalarıyla dikkat çeken bir gazeteci getirildi.
04 Ocak 2006 Çarşamba 00:07
Birgün'ün genel yayın yönetmenliğine 'insan hakları' çalışmalarıyla dikkat çeken bir gazeteci getirildi.Radikal'de yazan Murat Çelikkan, Birgün'ün başına gelen isim. Çelikkan, aynı zamanda Fransız Sokağı'ndaki Cezayir Restoran'ın sahiplerinden.
VATAN EKLERDEN İKİ YAZAR AYRILDI
Vatan eklerin kadrosunda değişiklikler oldu. Cem Mumcu ve Yaşar Kemal'in yazılarına son verildi. Ekler Yayın Müdürü Yeşim Akdoğan (Ergin) da Vatan'la yollarını ayırdı.
Z RAPORU, STAR'LA YOLLARINI AYIRDI
Mehmet Altan ve Ayşe Önal'ın hazırlayıp sunduğu haber program Z Raporu, Star'la yollarını ayırdı. Bir süredir haftalık olarak yayınlanan Z Raporu Star'la yollarını ayırdı. Programın pazar sabahına alınmak istenmesi üzerine görüş ayrılığına düşen kanal ve yapımcılar Z Raporu'nun yayınını durdurmaya karar verdi. Programın yeni yılda yeni bir kanalda ekrana gelmesi bekleniyor.
FLASH TV, DIGITURK 33. KANALDA
Flash TV yeni yılla birlikte atağa kalkmaya hazırlanıyor. Uydu ve kablodan yyaın yapan Flash TV, şubat ayından itibaren Digitürk 33. kanaldan da izlenebilecek.
AKŞAM'IN YENİ İSTİHBARAT MÜDÜRÜ BELLİ OLDU
Akşam'da Veysi Şahin'in geçen hafta Akşam'la yollarını ayrımasının ardından gazetenin yeni istihbarat müdürü belirlendi..Anadolu Ajansı eski İstanbul Bölge Müdürü Bayram Yaşlı Akşam'da istihbarat müdürü oldu
04-01-2006, 10:00
muzo
Paha BİÇİlemeyen Rus Çari'nin Bu MÜhrÜnÜ Ankara'da Polİse Satmaya Kalktilar
PAHA BİÇİLEMEYEN RUS ÇARI'NIN BU MÜHRÜNÜ ANKARA'DA POLİSE SATMAYA KALKTILAR
Rusya'da Çarlık dönemine ait olduğu sanılan ve değerli taşlarla süslü paha biçilemeyen bir mührü, polislere 3 milyon Sterlin'e satmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı.
04 Ocak 2006 Çarşamba 00:07
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Rusya'da Çarlık dönemine ait olduğu sanılan ve değerli taşlarla süslü paha biçilemeyen bir mührü, polislere 3 milyon Sterlin'e satmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı.
Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği ekipleri bir istihbaratı değerlendirerek, bazı kişilerin değerli taşlarla süslü bir mührü piyasaya sürmek istediklerini tespit ettiler.
Alıcı gibi davranan Mali Şube ekipleri, mührü elinde bulunduran kişilerle Ulus'ta bir otelde irtibata geçtiler. Mühüre, 3 milyon Sterlin isteyen söz konusu kişiler, pazarlığın ardından otele gelen bir başka polis ekibi tarafından gözaltına alındılar.
Gasp suçundan sabıkası bulunan Ahmet E., Sezai A., Abidin T., Serdar Ü., Turhan C. ve Fikret G., emniyette sorgulandıktan sonra çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.
Mali Büro tarafından el konulan mühür ise Etnografya Müzesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi uzmanları tarafından incelendi. Uzmanlar, mühürün 200-300 yıl öncesi Rusya'da çarlık dönemine ait olduğunun sanıldığını bildirdiler.
Üzerinde amatis, yakut, zümrüt ve elmas gibi taşlarla süslü olan mührün dört tarafında aslan figürü bulunuyor. Mührün üzerinde ayrıca küçük insan figürleri de yer alırken, alt tarafında ise değerli amatis taşı bulunuyor. Yetkililer, mührün üzerinde herhangi bir yazıya rastlanılmadığını da ifade ettiler.
04-01-2006, 10:57
CABBARİ
ahhhh neden bana getirmezlerki bunları:(:(:( iyi para ederdi vitrine koyup satardım:)
04-01-2006, 10:58
CABBARİ
eeee taş devri diyorsun ama bunların içinde aganiginaganigi yok:):):)
04-01-2006, 10:59
CABBARİ
vay be ahlaksız herifler neler yapmışlar..
bilgi için teşekkürler..