-
Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.
Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.
Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım.
O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.
Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.
(Leyl 11-18)
-
O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). (1)
Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.
Dipnot (1) Rivayete göre, Hz. Ebubekir, Bilâl-i Habeşî’yi efendisinden satın alıp hürriyetine kavuşturunca müşrikler, “Ebubekir, Bilâl’den gördüğü bir iyilik karşılığında onu âzâd etti” demişlerdi. Bu âyetler işte bu olay üzerine inmiştir.
(Leyl 19-21)
-
“Zenginlik mal çokluğuyla değildir. Bilakis zenginlik göz tokluğuyladır.”
Buhari, Rikak 15; Müslim, Zekât 120, (1051); Tirmizi, Zühd 40, (2374).
-
O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). (1)
Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.
Dipnot (1) Rivayete göre, Hz. Ebubekir, Bilâl-i Habeşî’yi efendisinden satın alıp hürriyetine kavuşturunca müşrikler, “Ebubekir, Bilâl’den gördüğü bir iyilik karşılığında onu âzâd etti” demişlerdi. Bu âyetler işte bu olay üzerine inmiştir.
(Leyl 19-21)
-
Ebu Hureyre (r.a.)’tan rivayet edilmiştir:
“Bir adam Resulullah (s.a.s.)’e
“Babam ölüp ardında mal bıraktı ve hiçbir vasiyette de bulunmadı. Yerine sadaka vermem ona kefaret olur mu?” diye sordu.
Resulullah (s.a.s.) “Evet olur” diye cevap verdi.”
[Müslim (5/73) Neseî (2/129) İbn Mâce (2/160)]
-
Gerçekten bu Kur’an (insanlara) en doğru olan yolu gösterir salih ameller işleyen mü’minlere de kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.
(İsra 9)
-
Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:
“Üç yerde lezzet ve haz duymakta ileri gidin:
Namazda
Kur’an okuma esnasında
Allah’ı anarken.”
(Salih b. Beflir el-Mürri)
-
Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tespih edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik.)
Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat etmiş olurlar.(2) Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
Dipnot (2) “Bîat”, el tutuşup söz vermek demektir. Âyette, Hudeybiye’de müslümanların, Hz. Peygamber’e bağlılık göstereceklerine, gerektiğinde onunla birlikte savaşacaklarına dair söz vermeleri kastedilmektedir. Bu olay, İslâm tarihinde “Bey’atu’r-Rıdvan” diye anılır.
(Fetih 8-10)
-
Hiçbir kul, ben kendisine ailesinden, malından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça tam manasıyla iman etmiş olamaz.
(Müslim, İman: 69)
-
Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
(Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.
Kim Allah’a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkârcılar için alevli bir ateş hazırladık.
(Fetih 11-13)