Bugün buraya
Printable View
Bugün buraya
Kahramanmaraş'ta bir bankanın ATM'sini kaynak makinesiyle açan hırsızlar, kasadaki 200 bin YTL'yi alarak kayıplara karıştılar.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Kahramanmaraş'ın Binevler Mahallesi 12 Şubat Parkı karşısında bulunan ATM'ye giren hırsızlar, öncelikle makinenin bankayla iletişimini sağlayan kabloları kestiler. Daha sonra ATM'nin kasasını kaynak makinasıyla açan hırsızlar, 200 bin YTL'yi alarak uzaklaştılar. Soygun öğlen saatlerinde ATM'yi kontrole giden banka görevlileri tarafından fark edildi. Olay yeri inceleme ekipleri soygunun gerçekleştirildiği ATM'de parmak izi çalışması yaptı. Polis, konuyla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Banka yetkilileri, maaş ödemesi nedeniyle ATM'ye yüklü miktarda para konulduğunu belirttiler.
Alıntı tgrthaber.com.tr
Türk vatandaşlığına geçen Rus uyruklu S.K. Taksim'deydi. Konseri önden izlemek istedi. Ancak, istediğine pişman oldu. Kısıldığı kapandan 1.5 saat çıkamadı... Sıkıştırıldı ve elle taciz edildi... Gençlere kendisini rahat bırakmalarını söyledi; dinletemedi... Güç bela tacizcilerin elinden kurtulan kadının hali perişandı...
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Taksim Meydanı'ndaki kutlamalara katılan Rus uyruklu Türk S.K. tam 1.5 saat boyunca taciz edildi. Korkuluklarla gençler arasında sıkışan S.K., altı kişilik bir grubun elle tacizine uğradı.
UTANIYORUZ..!
evet üzülmemek elde deyıl :( :( :( :( :( :( ama yapılan bu terbisizliğte onunda suç payı çok :stop2: :stop2:
insan kendine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmamalı herkesin mutlaka bir kadın yakını vardır en azından annesi ve kızkardeşi var o yüzden iyi düşünmek lazım hareket ederken
Alıntı:
umuter Nickli Üyeden Alıntı
Evet bu konuda haklısın kimse kimseye böyle davranmamalı. Üzgünüm ama malesef böyle olaylarla hala karşılaşmaktayız. :(
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “devlet adamları” kategorisinde Dünya Kalkınma Federasyonu (The World Development Federation) listesine seçildi.
Kalkınma alanında faaliyet gösteren uluslararası bir kuruluş olan Dünya Kalkınma Federasyonu tarafından hazırlanan listede, “dünyayı daha iyi yaşanacak bir yer haline getirmeye katkıda bulunan, insani kalkınmaya, insanların hayat kalitesini arttırmaya” yönelik program ve projelere imza atan devlet adamları ile profesyoneller bulunuyor.
Demirel'in yer aldığı listede, devlet adamları kategorisinde, Süleyman Demirel ile birlikte, ABD'nin eski başkanlarından Dwight Eisenhower, Suudi Arabistan eski Kralı Fahd bin Abdul Aziz, Almanya eski Başbakanlarından Helmut Kohl, Fransa'nın eski Cumhurbaşkanlarından Francois Mitterand, Libya Lideri Muammer Kaddafi, Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger ve İngiltere'nin eski Başbakanlarından Margaret Thatcher gibi isimler de bulunuyor.
Demirel'e ayrılan bölümde, 9. Cumhurbaşkanı'nın, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) geliştirilmesinin lideri olduğu, GAP'ın ise büyük ekonomik fırsatlar sunan çok önemli bir entegre kalkınma projesi olduğu vurgulanıyor.
LİSTEDEKİ DİĞER İSİM OLCAY ÜNVER
Bu arada Dünya Kalkınma Federasyonu tarafından hazırlanan listede, profesyoneller kısmında GAP eski Başkanı Dr. Olcay Ünver bulunuyor.
Dr. Olcay Ünver'in, GAP'ın eski başkanı olarak başarılı çalışmalar yaptığı ve GAP'ın ise bölgeye yeni bir ekonomik görünüm kazandırdığı kaydedildi.
TÜRKİYE'NİN ENERJİ POLİTİKASI VE GAP
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Dünya Kalkınma Federasyonu'nun ödülüne temel oluşturan “GAP ve Türkiye'nin enerji politikasına” ilişkin A.A muhabirinin sorularını yanıtlarken, GAP'ın dünyanın en büyük projelerinden biri olduğunun altını çizdi. Demirel, GAP'ın, eğitimden, sağlığa entegre bir proje olduğu ve Türkiye açısından büyük önemi bulunduğunu ifade etti.
GAP çerçevesinde, elektrik amaçlı barajların inşa edildiğini, bu amaçla Fırat ile Dicle nehirlerinin kapasitesini kullandıklarını hatırlatan Demirel, “Fırat Nehri'nden, aşağı yukarı verebileceği elektriğin yüzde 80'ini aldık, Dicle Nehri'nin de verebileceği enerjinin hemen hemen yarısını aldık” dedi.
GAP'ın tamamlanması için 16 milyar dolara daha ihtiyaç bulunduğunu hatırlatan Demirel, bu projenin, yıllık 1.5-2 milyar dolar kendi gelirinin bulunduğunu söyledi.
Demirel, GAP'ın kendi gelirinin olması nedeniyle başka hiçbir yerden finansman aranmasına gerek olmadığını belirterek, “Bu gelir bu projeye tahsis edilse, biz bu projeyi 10 sene içinde yapar çıkarız” diye konuştu.
DOĞALGAZ İHTİYACI VE TÜRKMEN DOĞALGAZI
Elektrik üretimindeki en önemli kaynağın gaz olduğuna vurgu yapan Demirel, Türkiye'nin, elektriğinin yüzde 44'ünü gazdan, yüzde 25'ini kömürden, yüzde 10'unu petrol ürünlerinden, yüzde 20-22 kadarını da sulardan elde ettiğini hatırlattı.
Nükleer santralleri yapamayan Türkiye'nin, doğalgaz santrallerine mecbur olduğunu belirten Demirel, Türkiye'nin kullandığı enerjinin yüzde 72'sini dışarıdan satın aldığını, bu seneki ithal enerji faturasının 14-15 milyar dolar olduğunu ifade etti. “Rusya'dan, bir başka ülkeden doğalgaz aldığınızda, riskini de düşünürsünüz' diyen Demirel, “Yalnız bir takım riskleri göze almak zaman zaman gereklidir” dedi.
Türkiye'nin bir talihinin, komşuları ve yakın çevresinde enerji memleketlerinin bulunması olarak gösteren Demirel, “Körfez var, Hazar var, Rusya, Mısır, Irak ve Orta Asya var. Türkiye doğalgaz üreten bu ülkelerden münasip bir şekilde gaz alacak. Bir risk olduğu zaman onu da göğüsleyeceksiniz. Eğer risk almayalım, doğalgaz almayalım derseniz, o zaman kalkınmayı gerçekleştiremezsiniz” dedi.
Bu arada Türkmen doğalgazının bir alternatif olarak önemine dikkati çeken Demirel, “Türkiye, eğer Türkmen Doğalgazını getirebilseydi, Rus doğalgazının karşısında önemli bir alternatif elde etmiş olurdu” tespitine de yer verdi.
NÜKLEER SANTRALLERİN MUTLAK GEREKLİLİĞİ
“Enerji, kalkınmanın olmazsa olmazıdır. Enerji uygarlık demektir” görüşünü de dile getiren Demirel, Türkiye'nin kalkınması için enerji ihtiyacını düzenli olarak sağlaması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'nin, enerji ithal eden bir ülke olarak nükleer santrallerin önemine işaret eden Demirel, “Nükleer santraller, elektrik ihtiyacının karşılanması için kaçınılmaz alternatiflerdir. Dünya, elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını nükleer santrallerden karşılıyor” dedi.
Türkiye'nin nükleer santrallerin yapımında geç kaldığının altını çizen Demirel, yapılamamasının birçok nedeninin bulunduğunu, halbuki Türkiye'ye yakın birçok ülkenin, Romanya'nın bile nükleer santrale sahip olduğunu kaydetti.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, enflasyonun yüzde 10'un altına düşmüş olmasının çok sevindirici bir gelişme olduğunu vurgularken, “Ve bu hükümet zamanında düşmüş, onlar da bununla övünebilirler. Gayet tabii övünecekler” dedi.
Demirel, ancak meselenin sadece bu hükümetin marifeti olmadığını ifade ederek, “arkalarında IMF var, zaten uygulanan bir program var. ve uygulanmaya devam eden bir programın hazırlattığı bir neticedir bu” yorumunu yaptı.
Demirel, Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarına ise bugünkü tarih itibariyle girmeyeceğini söyledi.
Devlet adamları kategorisinde “Dünya Kalkınma Federasyonu (The World Development Federation)” listesine seçilen 9. Cumhurbaşkanı Demirel, gündemdeki konulara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Demirel, ekonomideki gelişmeler, makro büyüklükler, enflasyondaki düşüş ve bugün gelinen noktaya ilişkin sorular üzerine, öncelikle ”Ekonomi sloganlar kaldırmaz. Ekonomi gerçekçiliktir” ifadesini kullandı.
Şimdiki hükümetin Türkiye'yi devraldığında enflasyonun yüzde 30'larda olduğunu hatırlatan Demirel, daha öncesinde enflasyon oranının yüzde 90'lara, yüzde 100'lere çıktığını, 1999 yılında yüzde 30'a düştüğünü, 2001 krizinde yeniden arttığını, 2002 yılından itibaren de düşmeye devam ettiğini bildirdi.
“Türkiye, 6-7 senedir bir IMF programı uyguluyor. Zaten 3 sene içerisinde mucize yaratacak ne bir kimse ne de bir hükümet vardır. Bu süregelen bir politikadır” diyen Demirel, 72 milyar dolara ulaşan ihracatın yüzde 92'sinin sanayi sektörünce yapıldığını ifade etti, ”Geçen 3 sene zarfında yapılmış bir tane fabrika gösteremezsiniz” dedi.
Demirel, otomobil sektörünün de 12 milyar dolarlık ihracata imza koyduğunu, bugün böylesine büyük rakamlarda ihracat yapan sektörün hepsinin temelini kendisinin attığını kaydetti.
İhracatta önemli yer tutan tekstil sektörünün de bugünün meselesi olmadığını belirten Demirel, şunları söyledi:
“Tekstil sektörünün ihracatı 20-30 milyar dolar. İhracatta beyaz eşya da önemli kalemler arasında. Beyaz eşya nedir? Arçelik'tir. Bugün mü yapıldı bunlar? Şimdi aslında Türkiye'nin makro ekonomisinde birtakım iyileşmelerin olması herkesi sevindirecek.”
"ELBİSENİN DÜĞMESİNİ DİKMEKLE OLMAZ”
Demirel, enflasyonun yüzde 10'un altına düşmüş olmasının sevindirici olduğuna işaret ederken, şöyle dedi:
“Ve bu hükümetin zamanında düşmüş, onlar da bununla övünebilirler. Gayet tabii övünecekler. Fakat mesele sadece bunların marifeti değil. Arkalarında IMF var, arkalarında zaten uygulanan bir program var. Ve uygulanmaya devam eden bir programın hazırlattığı bir neticedir bu... Şimdi bakın; elbise dikilmiş, düğmesi yok, dikilmemiş. Şu düğme... Geliyorsunuz bu düğmeyi dikiyorsunuz. (Elbiseyi ben diktim) diyorsunuz. Halbuki sadece elbisenin düğmesini diktiniz.
Bugün Türkiye'nin çalışan elektrik santralları olmasa, mevcut yollar, telekomünikasyon sistemi olmasa ve yetişmiş bu girişimci olmasa ve üniversiteler 330 bin mezun vermese, işçisi olmasa, 72 milyar dolar ihracatı neyle yaparsınız? Bunların hepsini Türkiye yapmıştır. Birçok hükümetlerin bunda payı var. Bunların da payı var. Ama Türkiye'deki bugünkü netice, bugünkü hükümetin eseri değildir. Bunların zamanında meydana gelmiş olması memnuniyet vericidir.”
Demirel, makro seviyedeki gelişmelerden mikro seviyeye inildiğinde, makro düzeydeki gelişmelerin halka inmediğini de savundu.
“TÜRKİYE BÜROKRASİYE BATIK”
Bu arada istihdam için yatırımdan başka çare olmadığını vurgulayan Demirel, Türkiye'ye 2.5 milyar dolar doğrudan yatırım geldi diye övünüldüğünü, ancak bu yatırımın daha çok portföy yatırımı olduğuna dikkati çekti.
“Portföy yatırımı şudur” diye izahatta bulunan Demirel, “Bunlar yeni bir iş yapmaya gelmiyor. Yapılmış işi satın almaya geliyor. Yeni iş imkanı yaratmıyor” diye konuştu.
Türkiye'de ne Türk girişimcisinin ne de yabancı girişimci de yatırım hevesi olmadığına işaret eden Demirel, herkesin bu konuda çırpındığını, ancak yatırım iklimi yaratılmadığını söyledi. “Yatırım iklimini yaratın” diyen Demirel, bu güvenin içerde ve dışarıda sağlanabilmesi için, Türkiye'nin bürokrasiden kurtarılması lazım geldiğini bildirdi. “Türkiye bürokrasiye batık. Bürokrasiye batık ülkeler arasında Türkiye 92. sırada. Bunları Türkiye'nin aşması lazım” dedi.
NİYETİ YOK
Cumhurbaşkanlığı seçiminin tartışmaya açılması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı konusundaki soruya da Demirel, “Bu tartışmalara bugün girmem. Çünkü daha vakit var. Bu kadar zaman içinde çok şey değişir. Şu anda çok doğru tahmin yapma imkanı hemen hemen yok gibidir. Çünkü siyasi iktidarlar 3. senesinde teklemeye başlarlar. Bakalım önümüzdeki günlerde siyasi iktidarın performansı nasıl olacak?. Ve birçok şey ona bağlıdır” diye cevapladı.
Cumhurbaşkanlığı'na yeniden aday gösterileceği yolunda çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine 9. Cumhurbaşkanı Demirel,” Böyle bir niyetim olsa, ben burada niye oturayım? Öyle bir niyetim olsa biraz gayret sarf ederim. Benim bir gayret sarf ettiğimi gören var mı? Hiç bir kimseye, Allah'ın bir tek kuluna dediğim bir şey var mı? Ben Türkiye meseleleriyle meşgulüm. Meşgul olmakta benim vicdani görevim” karşılığını verdi.
“PARTİLER KURUMSALLAŞMAYA VAKİT BULAMIYORLAR”
Türkiye'de partilerin ömürleri konusundaki soruya da Demirel, Türkiye'de siyasi partilerin kurumsallaşmaya vakit bulamadığını, Cumhuriyetten önce kurulmuş Halk Partisi'nin bile 1981'de kapatıldığını söyledi.
Demokrat Parti'nin 1946'da, Adalet Partisi'nin de 1961 yılında kurulup, sonrasında ikisinin de kapatıldığını vurgulayan Demirel, ”Kurumsallaşma, ülkenin şartlarına bağlı. Partilere ömür biçilmez. Onu seven insanların taşıdığı bir olaydır” dedi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde bulunan Ortodoks Kilisesi, astığı pankartla İslam aleminin Kurban Bayramı'nı kutladı.
Şehit Pamir Caddesi'ndeki Ortodoks Kilisesi'ne, “Tüm Müslüman aleminin Kurban Bayramı'nı kutlarız. Hıristiyan Ortodoks cemaati” yazılı pankart asıldı. Ortodoks Kilisesi yetkilileri, birlikte huzur içinde yaşadıkları Müslümanların bayramını aynı duygularla paylaştıklarını belirterek, geleneksel hale getirdikleri kutlama pankartını bu yıl da astıklarını söylediler.
Alıntı hurriyet.com.tr
Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, ”Çaycuma İlçesi'nin Çomranlı ve Akyamaç köylerinde kuş gribine rastlanıldı” dedi.
Erkmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün bir ihbarı değerlendiren İl Tarım Müdürlüğü ekiplerinin telef olan 7-8 tavuğu tahlil için İstanbul'a gönderdiğini, laboratuvar sonuçlarında bazı hayvanlarda kuş gribi görüldüğünün tespit edildiğini söyledi.
Çomranlı ve Akyamaç köylerinde tavukların kuş gribinden öldüğünün belirlenmesi üzerine gerekli önlemleri aldıklarını belirten Erkmen, şöyle konuştu:
“Kümes sahiplerinin hiçbir sağlık problemi olmamasına karşın koruyucu sağlık tedavilerine başladık. 4 kişiye gerekli ilaçlar verildi. Virüsün insanlara geçtiğine dair herhangi belirti yok. Ancak, hayvanlarda kuş gribi görülmesi bizi sağlık önlemi almaya sevk etti. Köylerdeki kümes hayvanlarını tespit ederek itlaf işlemelerini başlatıyoruz. Çomranlı'da yaklaşık 1000 hayvan, Akyamaç Köyü'nde de 500 civarında kümes hayvanı itlaf edilecek. Şu anda insanlara bulaşma yok.”
Alıntı hurriyet.com.tr
Kars'ta kanatlı hayvanlarından alınan numunelerin, kargo firmalarının kabul etmemesi nedeniyle Erzurum'a özel kuryeyle gönderildiği bildirildi.
Kars Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, kuş gribiyle ilgili çalışmaların sürdürüldüğü belirtilerek, 6 Ocak'ta şüpheli şekilde telef olan 3 tavuk ile 1 hasta tavuktan alınan numunelerin Erzurum Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü'ne gönderildiği ifade edildi.
Açıklamada, kuş gribi şüphesiyle alınan numunelerin, kargo firmaları tarafından kabul edilmemesi nedeniyle özel bir kuryeyle Erzurum'a ulaştırıldığı kaydedildi.
-“İTLAFLAR HİJYENİK ŞARTLARA UYGUN YAPILIYOR”-
Açıklamada, kuş gribi şüphesiyle gerçekleştirilen kanatlı hayvan itlaflarının, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın genelge ve talimatları doğrultusunda hijyenik şartlarda yapıldığı bildirildi.
Atatürk Mahallesi'nde 6 Ocak'ta kanatlı hayvanların benzin dökülerek itlaf edilmesiyle ilgili araştırma ve inceleme yapıldığı ifade edilen açıklamada, buradaki itlafta “medyatik görüntü olması için” bir kişinin izinsiz şekilde kanatlı hayvanların üzerine benzin dökerek yaktığı belirtildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Diyarbakır’da 75 kişinin yaşamının yitirdiği uçak kazası ile ilgili yürütülen soruşturmada, savcılığın takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı.
DİYARBAKIR - Diyarbakır’da üç yıl önce meydana gelen uçak kazası ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, pilotun öldüğü ve dava açılacak kimsenin kalmadığı gerekçesiyle, takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı.
Kazanın yıldönümünde, ölenlerin yakınları ve yaralı kurtulanlar, bir anma töreni düzenledi. Diyarbakır Havaalanı’nda yapılan törende, önce terminal binasının önüne siyah çelenk bırakıldı. Daha sonra kazada hayatını kaybeden Ercan Demirkol’un babası Süleyman Demirkol bir açıklama yaparak kazazede ailelerin yalnız bırakıldığını söyledi.
Demirkol, değişik çevrelerin hassasiyet göstermesi halinde, takipsizlik kararının verilmeyeceğini belirterek, kararın kendilerine resmen bildirilmemesine de tepki gösterdi. Anma töreni katılanlara karanfil dağıtılmasının ardından sona erdi.
Alıntı ntvmsnbc.com
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği önünde pek çok zorluk bulunduğunu ve bu zorlukların en önemlisinin Kıbrıs meselesi oluğunu söyledi. Türkiye’nin 50 yıldır Avrupa Birliği’ni hedeflediğini ancak bu engelin önceden görülmediğini belirten Gül, "Rumların Avrupa Birliği üyeliğini engellemek için elimizden geleni yapmalıydık" dedi.
CNN Türk’te yayınlanan Ankara Kulisi programına konuk olan Gül, "Rum yönetiminin AB’ye girişini engellemek için elimizden ne geliyorsa hepsini yapmamız gerekirdi. Bir taraftan AB bütün hükümetlerin 50 yıllık devlet politikasıdır, bunun için her şeyi yapmışız, diğer taraftan bu konuda önümüzde en büyük engelin bu olacağını adeta görmeyerek hamasi davranmışız, bunu önleyebilirdik" dedi.
Kıbrıs meselesinin olukça önemli olduğun vurgulayan Gül, "Çünkü tanımadığımız bir üyeyle birlikteyiz, şimdi burada o üye bu işi istismar etmek için uğraşacaktır, diğer 24 üye de AB’nin geleceğini, büyüklüğünü, Türkiye’nin stratejik önemini ve Türkiye’nin AB’ne katacağı gücü düşünerek, çünkü artık başlamıştır, geriye dönüşü yoktur, numaratör tam üyeliğe doğru dönmeye başlamıştır, farklı düşünecektir ve istismar imkanı vermeyecektir" diye konuştu.
'ÖNEMLİ OLAN 70 MİLYONUN GELECEĞİ'
Türkiye’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımamasına rağmen, Rumların masanın etrafındaki 25 ülkeden biri olduğunu hatırlatan Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin önünde 3 seçenek olduğunu söyledi. Gül, sözlerine şöyle devam etti:
"Ya Kıbrıs davasından vazgeçeceğiz, ya da AB’den vazgeçeceğiz. Diyeceğiz ki orada bizim tanımadığımız 600 bin kişilik bir üye var. Ben onunla tanışmıyorum dolayısıyla onun oturduğu masaya oturmam diyeceğiz ve 70 milyonun geleceğini 600 bin kişinin ipoteğine teslim edeceğiz ve bu süreci kıracağız. Biz her şeyden önce, 70 milyonun geleceğini düşünüyoruz açıkçası. 70 milyonun geleceği, Türkiye’nin çıkarları her şeyin başındadır. Üçüncü seçenek de şu, biz bir taraftan Kıbrıs davasına sımsıkı sarılacağız, diğer taraftan da AB sürecine sahip olacağız işte maharet de ikisini bir götürmektir. Biz ikisini bir, bu noktaya götürdük".
'REFERANDUM DOĞRU BİR KARARDI'
Annan Planı ile ilgili yapılan referandumda Rumların hayır demesine rağmen çoğunlukla evet oyu kullanan Kıbrıslı Türklerin de doğru yaptığını belirten Abdullah Gül, bunun sonunda sadece KKTC’nin değil Türkiye’nin de çok kazanımı olduğunu dile getirdi.
Gül, "Baştan bütün dünya Kıbrıs Türklerini, Türkiye’yi suçlarlardı ve bunun o kadar büyük faturaları kesilirdi ki 70 milyona. Bu referandumla Türkiye bütün bunlardan kurtulmuştur ve bütün dünyaya Kıbrıslı Rumların ne kadar uzlaşmaz ne kadar kötü niyetli olduğunu göstermiştir ve Rumların bütün dünyayı ne kadar kandırdığını ispatlamıştır. Referandumdan sonra da KKTC’ye karşı ayrı bir sempati oluşmuştur. Bu ekonomik gelişmelerin altında da o referandum yatmaktadır. AB, sözünde duramamanın ezikliğini yaşıyor" dedi.
'KARŞIMIZDA EZİLENLER SÖZÜNÜ TUTMAYANLARDIR'
"Şimdi bizim karşımızda ezilenler sözünü tutamayanlardır" diyen Gül, "Bunun da büyük avantajları vardır. Sözünü öyle tutamıyorsa sözünü başka türlü tutacaktır, onun için de gördüğünüz gibi bu kadar ziyaretler yapılmaktadır, bu kadar başka ülkelerden gidiş gelişler yapılmaktadır. Bu süreç kapsamlı bir çözüm olana kadar devam edecektir" diye konuştur.
'IRAK’IN BÖLÜNMESİ ORTADOĞU’YU KARIŞTIRIR'
Irak’ta yaşanan seçim hakkında da konuşan Gül, Irak’ın bölünmemesi gerektiğini söyledi. İsrail ve Filistin arasında yaklaşık 50 yıldır bir çözümsüzlük olduğunu hatırlatan Dışişleri Bakanı, Irak’ın bölünmesi halinde Ortadoğu’da kimsenin tahmin edemeyeceği yeni karışıklıkların ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye’nin Kerkük’teki gelişmeleri yakından takip ettiğini de söyleyen Abdullah Gül, Türkiye’nin kendini Kuzey Irak’tan tecrit edemeyeceğini de sözlerine ekledi.
Sınırlar ve ülkeler ayrı olsa da Irak’ın Türkiye’nin devamı gibi olduğunu söyleyen Gül, "Kuzey Irak’tan kalkan uçak Türkiye üzerinde değil de Rum Kesimi üzerinden mi, Rusya üzerinden mi gidecek" dedi. Gül, Türkiye’nin Irak’la ilgili oldukça aktif olacağını da belirtti.
'ZİYARETLER OPERASYONEL ZİYARETLER DEĞİLDİ'
Son dönemde Türkiye’ye artan ziyaretler ile ilgili sorulan bir soruya da yanıt veren Gül, bu ziyaretlerde tabi ki İran konusunun da gündeme geldiğini ancak ziyaretlerini amacının İran ya da Suriye’ye yönelik bir operasyonel ziyaretler olmadığının altını çizdi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Kocaeli TEM Otoyolu'nun Derince mevkiinde meydana gelen zincirleme trafik kazasında 12 kişi öldü, 4'ü ağır 44 kişi de yaralandı. TEM Otoyolu'nun İstanbul ve Ankara yönleri trafiğe kapatıldı.
Kocaeli Valisi Erdal Ata, TEM Otoyolu'nun Derince mevkiinde meydana gelen trafik kazasında 12 kişinin öldüğünü, 44 kişinin yaralandığını söyledi.
Kazayı duyar duymaz olay yerine gittiğini ifade eden Ata, ”Aldığım bilgilere göre 16 aracın karıştığı kazada 12 kişi öldü, 44 kişi yaralandı. Kazada ölenler ve yaralıların kimliklerinin belirlenme çalışmaları sürüyor” dedi.
Ata, yaralıların Derince, İzmit ve Kocaeli devlet hastanelerinde tedavi altına alındığını kaydetti.
Bu arada, kaza nedeniyle TEM Otoyolu'nun İstanbul ve Ankara yönleri trafiğe kapatıldı. Ulaşım D-100 Karayolu'ndan sağlanıyor.
Bu arada kazada hayatını kaybedenlerden 7'sinin kimliği belirlendi. TEM Otoyolu'nda İstanbul'dan Ankara yönüne giden ve henüz sürücüsünün kimliği tespit edilemeyen 16 ZK 934 plakalı TIR, Derince mevkiinde, önünde giden sürücüsünün kimliği tespit edilemeyen 34 US 6009 plakalı minibüsle çarpıştı. Çarpışmanın ardından minibüs, bariyerlerle TIR'ın arasına sıkıştı. Arkadan gelen 13 araç da kaza yapan araçlara çarptı. İstanbul yönüne giden bir yolcu otobüsü de karşı şeride geçip devrildi.
Kocaeli Derince Devlet Hastanesi’nde bulunan ölü ve yaralılardan isimleri belirlenenler şöyle:
Ölenler:
Şadi Gökçen
Naim Şentürk (29)
Mehmet Sait Erincik (33)
Muhteşem Özdemir (25)
Kadriye Aydoğan (41)
Hüseyin Aydoğan (12) - (Kadriye Aydoğan’ın oğlu)
Fatma Karakütük
5-6 yaşlarında üzerinden kimlik çıkmayan bir erkek çocuk
18-20 yaşlarında üzerinden kimlik çıkmayan bir kadın
Derince Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan yaralılar:
Emine Aydoğan (18)
Ali Uzuner (18)
Alaattin Demir (11)
Hatice Taşkaya (34)
Şahin Ökmen (15)
Hasan Karakütük (40) - Ölen Fatma Karakütük’ün eşi
Muhammet Karakütük (16) - Ölen Fatma Karakütük’ün oğlu
Ali Taşkaya (50)
Bilal Taşkaya (13)
Gülşen Gökçen
Selcan Gökçen
Emine Gökçen
Selen Gökçen
Mustafa Bostan (24)
Sadık Küçüköder (37)
Alıntı hurriyet.com.tr
Diyarbakır'da düzenlenen operasyonda yaklaşık 58 kilo 590 gram toz esrar ele geçirildi. Olayla ilgili 4 kişi tutuklandı.
Edinilen bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren İl Jandarma ekipleri, merkeze bağlı Alabal Köyü'nde N.T'nin evinde yaptıkları aramada, saman balyaları arasında bir çuval içerisine gizlenmiş 58 paket halinde 58 kilo 590 gram toz esrar ele geçirdi.
Olayla ilgi olarak yakalanarak gözaltına alınan N.T., Z.Ç. U.T ile M.C, sevk edildikleri adli mercilerce tutuklandı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Başbakanlık, kuş gribi konusunda gazete ve televizyonları "sorumlu yayıncılık" anlayışıyla hareket etmeye çağırdı.
Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, kuş gribi konusunda gazete ve televizyonların sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmeleri istenirken, şöyle denildi: "Kuş gribi konusunda gazete ve televizyonların sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmelerinin gerek halkın bilinçlendirilmesi ve doğru yönlendirilmesi, gerekse alının tedbirlerin uygulanmasını zorlaştıracak bir panik ortamına yol açılmaması bakımından ne derece önem arz ettiğini tekrar hatırlatmakta yarar görüyoruz."
Açıklamada ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçtiğimiz cuma günü kuş gribi konusunda halkın doğru bilgilendirilmesi için; konunun medya, öğretmenler ve Cuma hutbelerinde anlatılması yönündeki ifadelerinin sadece "cuma hutbelerine" indirgendiği öne sürülürken Erdoğan’ın demecinin çarpıtıldığı iddia edildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Türkiye - İran Sınırı'ndaki Esendere Sınır Kapısı İran tarafından günlük giriş çıkışlara kapatıldı.
Kuş gribi vakaları nedeniyle günlük giriş çıkışlara İran tarafından izin verilmeyen Hakkari'deki Esendere Sınır Kapısı'ndan sadece transit araçlar geçiş yapabiliyor.
Alıntı trt.net.tr
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri şimdiye kadar 2'si Van'da, 3'ü de Ankara'da olmak üzere 5 kişinin, h5N1 virüsü PCR testi ile "pozitif" bulunduğunu bildirdi.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Turan Buzgan, bugün saat 14.00 itibariyle Refik Saydam Hıfzıssıhha Viroloji Laboratuvarında 28 numunenin tetkikinin sonuçlandığını, bu tetkiklerden 2'si Van'da, 3'ü de Ankara'da olmak üzere 5 kişinin, h5N1 virüsü PCR testi ile "pozitif" bulunduğunu bildirdi.
Erzurum'dan Van'a giderken açıklamada bulunan Buzgan, Van'da yatan hastalardan 9 yaşındaki Ayşegül Özcan ile 3 yaşındaki Yusuf Özcan'ın pozitif bulunduğunu bildirdi. Buzgan, "Bu iki vakada, daha önce Doğu Beyazıt'dan müracaat edip Yüzüncüyıl Hastanesi Çocuk Bölümü'nde yatan hastalardır. Bu iki hastanın da daha önceki numuneleri negatif çıktığı halde Ayşegül Özcan'ın iki numunesinde pozitiflik var, Yusuf Özcan'ın ise bir örneğinde pozitiflik var" diye konuştu.
Ankara'da pozitif çıkan vakalarla ilgili de bilgi veren Turan Buzgan, Beypazarı'nda yaban ördekleriyle temas eden 5 yaşındaki Muharrem Çanal ile 2 yaşındaki İskender Çanal'ın pozitif bulunduğunu bildirdi.
Buzgan, 65 yaşındaki Mustafa Conkar'ın pozitif olduğunu kaydederek, "Bu kişi Sincan'da yaşıyor ve tavuk temasıyla bu virüsü kapmış" dedi.
Bu durumda toplam 9 vakanın bulunduğunu belirten Buzgan, bunlardan 5'inin Doğubeyazıt, birinin ise Van kökenli olduğunu kaydetti.
Buzgan, "Van'da dolayısıyla 6 tane vaka ortaya çıkmış oldu. Bunların ikisi de maalesef daha önce kaybettiğimiz hastalardı. 4'ü şu anda yaşıyor" dedi.
Pozitif çıkan vakaların birinin Sincan, diğer ikisinin de Beypazarı kökenli olduğunu kaydeden Buzgan, bunların hala hastanelerde müşahede altına alındığını söyledi.
Turan Buzgan, "Mustafa Conkar'ın Ankara Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği'nde, Muharrem ve İskender Çanal'ın ise Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavileri sürecek" dedi.
Hakkari Karayolları 114. Şube Şefliği yetkililerinden alınan bilgiye göre, dün akşamdan itibaren Hakkari-Van karayolunda farklı zamanlarda 20 yere çığ düştü.
Hakkari-Van karayolunda 20 ayrı yere çığ düştü. Ulaşıma kapanan yol, ekiplerin 17 saatlik çalışması sonucu açıldı.
Çığ düşmesi sonucu yolda çok sayıda araç mahsur kaldı.
Yola çığ düştüğü haberini alan ekiplerin 1 greyder, 1 loder ve 1 kar temizleme aracıyla 17 saat sürdürdüğü çalışma sonucu Hakkari-Van karayolu trafiğe açıldı.
Bu arada, karayolunda bazı noktalarda küçük çaplı çığların düşmeye devam ettiği ve ekiplerin sürekli hazır bulundurulduğu bildirildi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, geçmişte yaşanan acı tecrübelerden ders çıkardı ve sorumlu bir siyasetçi gibi konuştu: Kuş gribi hastalığını ciddiye alın ve korkun!
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Van'da tedavi altında olan hastalardan durumu ağırlaşan olmadığını söyledi.
Akdağ, karayoluyla Van'a gitmek üzere geldiği Erzurum Havaalanı'nda, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Beraberinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) heyeti, bilim adamları ve Sağlık Bakanlığı yetkililerin de bulunduğunu belirten Akdağ, bölgeye giderek incelemelere devam edeceklerini söyledi.
Doğubayazıt'ta çıkan kuş gribiyle ilgili vakalardan sonra kesin vakalar ve muhtemel vakaların yattığı ve tedavi edildiği tek ilin şu anda Van olduğunu söyleyen Akdağ, ''Kuş gribiyle ilgili hastalarımız şu anda Van'daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi'nde. Bunun dışında başka bir ilimizde insanda kuş gribi vakasına rastlamış değiliz'' dedi.
Konuyu yakından takip ettiklerini belirten Akdağ, şunları kaydetti:
''Van'da tedavi gören hasta sayısı, muhtemel ve kuvvetle muhtemel vakalar dahil olmak üzere 48 civarında. Bunun dışında Türkiye'nin birçok bölgesinden sesler çıktı. Yalova'dan İstanbul'a insanlar gönderildi. Şu anda Erzurum'da bazı vakalar var. Ancak bunların hiçbiri muhtemel vaka tanımlamasına uymuyor. Yalnızca kendilerinden şüphelenilen vakalardır. Van'da şu anda tedavi altında olan hastalardan durumu ağırlaşan olmadı. Yakinen takip ediyoruz.''
''KUŞ GRİBİNDEN KORKALIM, DOĞRUDUR''
Akdağ, kuş gribinden korkulması gerektiğini bunun doğru bir davranış olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Her fırsatta olduğu gibi şu mesajı bir kere daha vermek istiyorum. Kümes hayvanı yetiştirerek onlara dokunuyorsak, onların yanına çocuklarımızı yaklaştırıyorsak o zaman kuş gribinden korkalım. Bu korkunun sonucu bu hayvanlara dokunmamak, bunları beslememektir. Bakınız şu anda hayatını kaybeden yavrularımız ve muhtemel teşhis almış olan tüm vatandaşlarımız hep doğrudan doğruya bu kanatlı hayvanlarla temas eden kişiler. Halkımız artık işin bu tarafının iyice farkında olmalı. Hala bu kanatlılarla teması sürdüren vatandaşlarımız var. Çocuklarımız var. Dolayısıyla mümkünse vatandaşımız bu kümes hayvancılığından vazgeçmeli. Kendini buna göre hazırlamalı.'' Kuş gribi konusunda bir hassasiyet oluştuğunu ifade eden Akdağ, ''Hem halkımız açısından hem de sağlık görevlilerimiz, hekimlerimiz açısından bir hassasiyet oluştu. Dolayısıyla şüphelenilen bazı vakalar var. Ancak yapılmış olan tanımlamalara göre bunların hiç birinde hekim arkadaşlarımız kuş gribi düşünmüyorlar'' diye konuştu.
Akdağ ayrıca, küçük ev kümesçiliğine iltifat edilmemesi gerektiğini, bu konuyla ilgili gerekli çalışmaların yapılacağını ifade etti.
Kanatlı hayvan beslemeyen ve söz konusu hayvanlarla temas etmeyen kimselerin büyük bir tedirginlik içinde olmaması gerektiğini belirten Akdağ, hastalığın 38 dereceyi aşan ateş, öksürük, kas ve boğaz ağrısı gibi gribe benzer belirtilerinin olabileceğini kaydetti.
Karayoluyla Van'a hareket eden bakan Akdağ ile beraberindekileri taşıyan iki otobüs, Erzurum şehir çıkışındaki Nenehatun Kavşağı'nda Tarım İl Müdürlüğü elemanlarınca dezenfekte edildi.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar, Türkiye genelinde, 100 civarında kuş gribi vakası bulunduğunu, bunlardan 9' unun sonucunun pozitif çıktığını söyledi.
Ünüvar, Ankara Valisi Kemal Önal ile birlikte kuş gribi tespit edilen 2 çocuğun tedavi gördüğü Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde incelemelerde bulundu.
Ankara Valisi Önal, hastaların durumlarında endişe verici bir şey olmadığını öğrendiklerini belirtti.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ünüvar da 5 ve 2 yaşlarında 2 çocukta “H5N1” virüsünün pozitif çıktığını bildirdi. Çocukların genel durumunun çok iyi olduğunu ifade eden Ünüvar, “Şu anda hastalarımız stabil durumdalar. Birisi pozitif çıktığı için tedaviye başlanmıştır. Ayrıca yine değişik sebeplerle hastalıklı ördek veya tavuklarla teması bulunan 8 çocuğumuzun tetkikleri yapılmıştır. Onlardan bir tanesinin sonucu negatif çıktı, diğerlerinin sonuçlarını önümüzdeki saatler içerisinde alacağız” diye konuştu.
Ünüvar, şu an itibariyle Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde gözlem altında bulunan çocukların hiç birinde ciddi bir sağlık problemi olmadığını ve tedavilerinin devam ettiğini kaydetti.
Bazı çocukların ise sonuçlarını beklediklerini söyleyen Ünüvar, hastalığı pozitif çıkan çocukların isimlerinin Muharrem ve İskender Çanak olduğunu bildirdi.
Ankara Valisi Önal, bu çocukların babalarının, 2 gün önce Sarıyer Hasan Polatkan barajında göçmen kuşlardan üçünün ölmesi sonucu elinde eldivenle temas ettiğini söyledi.
Babanın, eldiveni paltosunun cebine koyarak eve getirdiğini, çocukların da bu eldivenle oynadıktan sonra virüsü kaptıklarını ifade eden Önal, “Bu inanılmayacak kadar sıkıntı verici bir şey. Babada negatif çıkan sonuç, maalesef bu iki yavruda pozitif” dedi.
7 KİŞİNİN SONUCU BEKLENİYOR
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Müsteşar Ünüvar, şu anda Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 8 çocuğun gözlem altında tutulduğunu ifade etti. Ünüvar, “Bu çocukların bir tanesinde virüs negatif çıktı. Diğerlerinin sonuçlarını bekliyoruz. Sanıyorum sonuçlar bugün çıkacak. İlerleyen saatlerde sonuç çıkar ve bir yazılı açıklamayla duyuracağız” dedi.
Sağlık Bakanlığı Koordinasyon Merkezi'nin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile yakın bir temas halinde 24 saat çalıştığını bildiren Ünüvar, çıkan sonuçları duyuracaklarını kaydetti.
Ünüvar, bir başka soru üzerine Numune Hastanesi'nde 1 vatandaşın sonucunun pozitif çıktığını anımsatarak, hastanın durumunun iyi olduğunu, tedavisinin devam ettiğini söyledi.
Ünüvar, bu hastanede şu anda 4 şüpheli vatandaşın bulunduğunu, bu kişilerin tetkiklerinin devam ettiğini bildirdi. Ünüvar, şöyle devam etti:
“Çok sayıda vatandaşımız biraz da hassasiyet göstererek ihbarda bulunuyor. Ölü veya hastalıklı olduğunu düşündüğü tavukla temas halinde olunca ihbarda bulunuyor ve tetkikler yapılıyor. Bu anlamda herhangi bir şekilde gerek bizim sağlık kuruluşlarımıza bireysel başvurular veya hastanelerimize başvuranların tetkiklerini yapıyoruz. Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Üroloji Laboratuvarımız'da 24 saat bu tetkikleri yapıyoruz. Bu anlamda 100 civarında şu anda tetkiki devam eden örneğimiz var. Örnekleri inceliyoruz ve sonuçları çıktıkça kamuoyu ile paylaşacağız.”
TÜRKİYE GENELİNDE POZİTİF ÇIKAN VAKA SAYISI 9
Kanatlı kümes hayvanlarıyla temas noktasında olan vatandaşların özellikle çocuklarını bu temastan korumalarını isteyen Ünüvar, bu kişilerin ellerini sabunlu suyla yıkamalarını önerdi.
Ünüvar, bir başka soru üzerine de Türkiye genelinde sonucu pozitif çıkan 9 vaka bulunduğunu, bunlardan ikisinin vefat ettiğini, bir tanesinin sonucunun negatif çıktığını, diğer vakaların tedavilerinin devam ettiğini anlattı.
İzmit merkeze bağlı Uzunçiflik Beldesi TEM Otoyolu kenarında 2 tavuk bulunduğu ihbarını alan jandarma ve Tarım İl Müdürlüğü ekipleri, kaçak tavukların peşine düştü.
Jandarma ve Tarım İl Müdürlüğü ekipleri, kuş gribi şüphesi ile kaçan tavukları yakalamaya çalışırken, uzun süren bir kovalamaca yaşandı.
Elleri eldivenli görevliler, poşetler ile tavukları yakalamaya çalışırken, jandarma ekipleri ise basın mensuplarını görünce kovalamayı bıraktı.
Tarım İl Müdürlüğü ekipleri olayla ilgili tutanak hazırlarken, kaçak tavuklar tüm uğraşlara rağmen yakalanamadı.
bu kuş girbi turkiyenin başına bela oldu en kısa zamanda dzüelir inşallah
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Kartal H Tipi Cezaevi'nde yaklaşık beş yıldır tutuklu bulunan Mehmet Ali Ağca tahliye oluyor.
Ağca'nın cezasını tamamladığı yönündeki yazı Kartal Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Tahliyesi onaylanan Mehmet Ali Ağca'nın 10-15 ocak 2006 tarihleri arasında tahliye edilmesi bekleniyor.
Ağca'nın askerlik sorunu nedeniyle, tahliyesinin ardından Pendik Askerlik Şubesi'ne gönderilebileceği ve buradan da sağlık kontrolü için Gata Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'ne sevk edilebileceği belirtiliyor.
Yeni Türk Ceza Kanunu'ndan yararlanarak tahliye olmak için Kadıköy Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuran Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'nın talebi 2004 kasım ayında mahkeme tarafından reddedilmişti.
Ağca, papa suikasti nedeniyle İtalya'da 19 yıl hapis yatmış, 13 haziran 2000 tarihinde Türkiye'ye iade edilmişti.
Alıntı cnnturk.com.tr