Bilim Ve Teknolojide Yaşanan İlginç Son Haberler bu konumuzda yer alacaktır.Özellikle ben gibi bilim ,uzay esrarengiz teknik gelişme haberlerine merak eden biri için bu konuyu takip edin. Sitelerde buldugum esrarengiz haberleri sizlerle paylaşacagım
Printable View
Bilim Ve Teknolojide Yaşanan İlginç Son Haberler bu konumuzda yer alacaktır.Özellikle ben gibi bilim ,uzay esrarengiz teknik gelişme haberlerine merak eden biri için bu konuyu takip edin. Sitelerde buldugum esrarengiz haberleri sizlerle paylaşacagım
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
NASA destekli başlatılan HI-SEAS adındaki simülasyon testi nihayet bitti. Bundan 1 yıl önce başlatılan test çerçevesinde 6 kişiden oluşan ekip, Mars üzerinde hayatın nasıl olacağını araştırmak üzere simülasyon içerisine konulmuştu.
Süreç esnasında hayatlarını belirli bir alanda sürdüren ekip, Kızıl Gezegen şartlarına ayak uydurdu ve ellerindeki teknoloji ile beraber 1 yıl hayatta kalmayı başardı.
Tüm ihtiyaçlarını çadır benzeri yapı içerisinde gideren ekibin bir nevi bu süre boyunca Mars’ta kalınabileceğinikanıtladığını söyleyebiliriz. Ayrıca Mars üzerinde olası bir yaşamın nasıl olacağı sorusu da simülasyon olacak şekilde de olsa yanıtlanmış oldu.
Ekip gönüllülerden oluşuyor
6 kişilik ekip içerisinde mühendis, astrobiyolojist, mimar, fizikçi, gazeteci ve toprak bilimci olarak çalışan gönüllüler bulunuyor. Kızıl Gezegen üzerinde yaşamanın nasıl olacağını deneyimleyen ekip, Hawaii bölgesinde bulunan bir volkanik arazi üzerinde konumlandırılmış çadır içerisinde kaldı.
Yeme-içme ve diğer temel ihtiyaçlarını bu yapı içerisinde gideren ekip, ayrıca edindikleri deneyimi raporlayıp büyük bir araştırmayı da başarılı bir şekilde tamamladı.
Belgesel yolda
Yapı içerisinde kaldıkları süreç boyunca önemli anlarını kaydeden gönüllü ekip, şimdilerde Kickstarter üzerinden yeni bir bağış kampanyası oluşturmuş durumda.
Eğer yeterli miktarda para toplanır ise ekibin kaydettikleri videolar aracılığıyla yeni bir belgesel oluşturulacak. Mars üzerinde yaşamanın nasıl olacağı konusunda sorulan birçok soru da bu belgeselde yanıtlanmış olacak.
NASA’dan Bir İlk Daha!
NASA‘nın ISS Uzay Gemisi Mürettebatı, uzaydaki mevcut yörüngelerinde daha güvenli bir laboratuvar yaratma yolunda ilk adımı attı.
NASA, ISS’yi Elden Çıkarıyor
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, ISS’i elden çıkarmaya hazırlanıyor. NASA, mevcut mali…
Dünya tarihinde ilk kez olmak üzere NASA Astronotları, uzayda mikrogravite DNA dizilerine sahip oldular.
MiniION DNA sekansörünün uzayda işlev görüp göremeyeceğini inceleyen astronotlar, başarıyla tamamlanan deneyin ardından, bu ilki bilim dünyasına armağan etmiş oldular.
Uzaydaki ISS Astronotlarının gerçekleştirdiği deneyi, yeryüzündeki astronomlar tarafından tekrar ederek çalışmanın doğruluk payını kanıtlamış oldular.
DNA sekansörü ne işe yarayacak?
NASA Astronotları, DNA sekansörünün uzaydaki işlevselliğini, mikropları inceleme alanında faydalanacak.
Uzayda geminin bulunduğu yörüngedeki mikropları inceleme fırsatı yakalayacak araştırmalar, bu doğrultuda uzaydaki canlı varlıklarına ilişkin daha net bilgileri ortaya koyabilecekler.
NASA‘nın söz konusu organizmalar için potansiyel bir üreme alanı meydana getirme yolunda çalışmalarda bulunacağı ifade ediliyor.
DNA sekansörünün ayrıca su ıslahının düzenlenmesinde kullanılabileceğini belirtilirken, çalışmalar sonucu elde edilecek analiz sonuçlarının sonraki süreçte uygulanacak deneylere örnek teşkil edebileceği dile getiriliyor.
DNA sekansörü, NASA Astronotlarının Mars görevini daha sağlıklı bir şekilde sürdürmelerine olanak tanıyacak.
DNA sekansörünün 2019 yılındaki Mars görevinde kullanılması bekleniyor.
Juno, Jüpiter’e hiç olmadığı kadar çok yakınlaşıyor
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
NASA’nın, Güneş Sistemi’ndeki en büyük gezegeni, yani Jüpiter’i incelemek üzere görevlendirdiği Juno isimli uzay aracı, gaz devini hiç olmadığı kadar yakından inceleyecek.
Juno, Jüpiter’in hırçın ve zehirli bulutlarının tam 4000 kilometre üstünden geçecek. NASA yetkilileri bu geçişin onlar için son derece zorlu olacağını, çünkü ilk hazırlanan programda uzay aracının Jüpiter’e bu kadar yakınlaşacağının planlanmadığını belirtti.
Juno, yapacağı tehlikeli dalış sırasında Jüpiter’in atmosferi ve bulutları hakkında bilgi toplamaya çalışacak. Bakalım bu bilgiler, gizemli gezegen hakkında neler öğrenmemizi sağlayacak.
Robot futbolcular insanların yerine maç yapacak
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Turnuvada 15-20 santimetre boydan başlayıp insan boyutlarına kadar robotlar yer alıyor. Robotların kontrolü değişkenlik gösterebiliyor. Örneğin bazı robotlar kumanda sistemine bağlıyken bazıları ise önceden tanımlanmış kodlara göre hareket ediyor. Bu nitelikler maça göre değişiyor. Robotlar tıpkı insanlar gibi bazen takım oyununu unutup bireysel oynayabiliyor. Durum böyle olunca bu maçlar başlı başına bilim dalı haline geliyor. Carnegie Mellon Üniversitesi Makine Öğrenimi Bölümü Başkanı Manuela Veloso bu bilimin araştırmacılarından biri. Manuela Veloso, bu oyunu kabile kültürüne benzetiyor. ‘Benden olanlar ve diğerleri diye kodlamak kabilelere çok benzer’ ifadelerini kullanıyor.
Kendisini yalnız bir takıma ait hisseden bazı robotlar karşı takıma şiddet bile uyguluyor. Buda insanın doğasındaki kazanma hırsına benziyor. Veloso, bazı maçlarda tüm robotların kırmızı kart gördüğünü fakat robotlara faul kodu yüklenmediğini ilginç buluyor. Bu robotlar sadece kazanmaya odalandıkları için karşı takımı görmezden gelebiliyor. Tıpkı insanlarında kazanma hırsıyla gözlerinin kararıp rakip oyuncuları sakatlaması gibi.
Ne dersiniz ilerde belkide futbolcular bile robotlardan oluşur. Hangi ülkenin robot futbolcusu iyiyse Dünya Kupasını kazanır.
KAYNAK : Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Güney Afrika’daki Rant en Dal Hayvan Hastanesi’nde bulunan Cullen ve Romulus isimli iki köpek yavrusunun bilimsel olarak ikiz olduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırmalar sayesinde insanların dışında birçok hayvan türünün ikiz olarak dünyaya gelebildiği biliniyor ancak bugüne kadar hiçbir köpek türünde bu olaya rastlanılmamıştı. Yani Cullen ve Romulus ikiz oldukları kanıtlanan ilk köpekler.
Bilim insanları ikiz doğan hayvanların oldukça ender olmasını doğanın zor koşullarına bağlıyorlar. Genellikle anne karnındaki ikizlerden birisi kardeşinden daha fazla gelişiyor. Bu nedenle doğum sırasında ikizlerden birisi daha zayıf olabiliyor. Teknolojinin gelişmesiyle bizler için sorun olmayan bu durum, vahşi doğada her an tetikte olan ve sıklıkla yer değiştiren canlılar için oldukça tehlikeli.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bilim insanları, insan ırkının günümüz konumu itibariyle yeni bir çağı meydana getirdiğini belirterek, yeni çağın resmi olarak ilan edilmesini istediler. Peki yeni çağın adı ne olacak?
Küresel iklim değişiklikleri, hava kirlilikleri, dengesiz nüfus artışları, su kıtlıkları, çarpık kentleşmeler gibi değişkenlerin varlığını sürdürdüğü günümüz dünyası, hiç şüphesiz daha önceki sürümlerinden çok daha farklı bir izlenim veriyor.
Gün geçtikçe değişimini ve gelişimini sürdüren Dünya, artık eskisine oranla farklı isimlerle anılıyor.
“Teknoloji Çağı, Bilim Çağı, İnternet Çağı” vb. isimlerle anılan yaşanılan devir, resmi bir ada kavuşuyor.
İnsanlığın, 11 bin 700 yıl önce gerçekleşen Buzul Çağı‘nın etkisinden çıktığını belirten bir grup bilim insanı, insanlığın yeni çağının isminin resmi olarak ilan edilmesine yönelik isteklerini dile getirdiler.
Bilim insanları “Antroposen” olarak adlandırılan “yeni insan- yeni zaman-insan zamanı” anlamında gelen çağa geçilmesi gerektiğini kaydettiler.
Küresel Isınma Bitti mi?
Uzun bir süredir dünyayı tehdit eden unsurların başında gelen küresel ısınma, son dönemlerde…
İnsanlığın yeni çağının ismi ne olacak?
Mainz Üniversitesi’nden Nobel ödüllü Atmosferbilimci Paul Crutzen, Leicester Üniversitesi’nden yerbilimciler Jan Zalasiewicz ve Mark Williams, Avustralya Ulusal Üniversitesi İklim Değişimi Enstitüsü Başkanı Will Steffen, Amerikan Kimya Derneği tarafından çıkarılan dergideki makalelerinde, yeni çağ başlangıcının dünyanın en büyük altıncı kitlesel yok oluşuna tanıklık edeceğinin altını çizdiler.
Dün itibariyle Cape Town‘da gerçekleştirilen Güney Afrika Uluslararası Jeoloji Kongresi‘ndeki müzakerede yer alan 35 kişiden 30‘u yeni isim üzerinde karar kılarken, üç üye ret, iki üye çekimser oy kullandı.
Leicester Üniversitesi’nden yerbilimci Jan Zalasiewicz; çalışma modellerinin 20.Yüzyıl’ın ortalarından bu yana süre geldiğini ifade ederken bilim camiasında kabul gördüğü takdirde yakın bir süreçte dünyanın yeni çağ adına kavuşacağını belirtti.
Kongre tarafından yürütülecek onay süreci 3 yıl sürerken yeni çağ isminin kabul şartı 3 üyenin olumlu yönde oy vermesi olarak belirlenmiş durumda.
Antroposen adının yanına Jura, Kambriyen, Trias, Tersiyer gibi isimlerin eklenebileceği vurgulanıyor.
SDN – ShiftDelete.Net
NASA, Dünya’daki yaşamın kaynağını bulmak adına asteroide araç gönderecek
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
NASA, Dünya’daki yaşamın kaynağını bulmak, yaşam hakkında daha fazla şey öğrenebilmek ve diğer sorulara cevap bulabilmek adına yeni bir görev başlatacak. OSIRIS-REx isimli bu uzay görevi tam 7 sene sürecek ve başarılı olduğu takdirde Dünya’ya yakın olan bir asteroidden şu ana kadar alınmış en büyük örneğin gezegenimize getirilmesiyle sonuçlanacak.
Asteroidler, Güneş Sistemi’nin en sakin üyelerinden birisi. Milyonlarca yıldır konumlarını ve şekillerini koruyan bu cisimler, bilim adamlarının söylediğine göre Güneş Sistemi’nin ilk formu hakkında birçok bilgiyi barındırıyor olabilirler. Bu bilgilerden yola çıkarak Dünya’daki yaşamın sırrının çözülebileceği düşünülüyor.
Çin Stratosfer’e Turist Gönderiyor!
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
ABD merkezli Virgin Galactic şirketi, gelecek süreçte uzaya yapılacak 20 milyon dolarlık turistik geziler için çalışmalarını sürdürüyor.
Stephen Hawking Uzay Turisti Olacak!
Dünya’nın en ünlü kozmoloğu olarak gösterilen Stephen Hawking, Virgin Galactic aracılığıyla…
İnsanların daha ucuz fiyat seçenekleri ile uzaya gitme yönündeki tercihlerine odaklanan diğer şirketler ise çeşitli kampanyalarını şimdiden oluşturuyorlar.
Birkaç yıl içerisinde gerçekleşmesi beklenen uzay uçuşları öncesinde, Çin‘de yer alan uzay tema parkı, yüksek irtifa balon uçuşlarına hazırlanıyor.
Projenin başarıyla tamamlanması halinde birkaç yıl içerisinde Çin‘den uzaya balonuyla turistik geziler yapılabilecek.
Çin Uzaya Roket Gönderiyor!
Çin, “Long March 7” adlı roketini 2020 yılına kadar Tiangong-3 Uzay İstasyonu’na kazandırarak,…
Engadget’ın haberine göre Çin’in yüksek irtifa balon uçuşlarının ilk etapta yolcuları stratosfer seviyesine çıkaracağı ifade ediliyor.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, kayaç örnekleri toplama amacıyla oluşturduğu görevin ilk aşamasını tamamladı. OSIRIS-REx adlı araç Bennu göktaşına doğru fırlatıldı.
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, uzaydan kayaç örnekleri toplamak amacıyla başlattığı görevinin ilk aşamasını başarıyla tamamladı.
NASA’nın Capa Canaveral üssünden kalkan OSIRIS-REx adlı uzay aracının, Bennu asteroidine inişini 2 yıl sonra gerçekleştirmesi bekleniyor.
NASA osırıs-rex kayaç örnekleri toplayacak
OSIRIS-REx ABD‘nin Florida Eyaleti‘ndeki Capa Canaveral üssünden ABD saatiyle 19.05′te fırlatıldı.
NASA Jüpiter’de!
NASA’nın Juno adlı Uzay Gemisi, Jüpiter odaklı görev kapsamında, Jüpiter’in yörüngesine yerleşti….
NASA‘nın OSIRIS-REx uzay aracı, Bennu göktaşının haritasını çıkarmasının ardından kayaç örnekleri toplamaya başlayacağı ifade ediliyor.
NASA’nın OSIRIS-REx uzay aracının 2018 yılında Bennu göktaşının zeminine iniş yapması bekleniyor.
3 yıl boyunca görevini sürdürecek uzay aracı, 2021 yılında göktaşında ayrılarak dünyaya yolculuğuna başlayacak.
Uzay aracının 2023 yılında Dünya’ya geri dönerek göktaşından topladığı kayaç örneklerini NASA’ya sunması bekleniyor.
Dünya’ya yakın konumda bulunan 500 bin göktaşı içerisinden seçilen Bennu göktaşı 500 metre çapına sahip durumda.
Tech Crunch’taki habere göre NASA’nın ilk göktaşı görevinin bundan önceki görevlere oranla, en zor ve zahmetli görevlerinden biri olacağı ifade ediliyor.
NASA’dan Bir İlk Daha!
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, bilim dünyasına bir ilk daha hediye etti. NASA…
Nitekim araç, göktaşından kayaç örnekleri toplamak için daima belirli bir hızda olacak ve mikrogravitenin zorlu etkilerine karşı dayanmaya çalışacak.
Ayrıca uzay aracının kayaç örneklerini dünyaya temiz bir şekilde ulaştırmasının oldukça zorlu olacağının altı çiziliyor.
NASA, uzaydaki göktaşlarından numune toplamak adına göreve çıkan ilk uzay ajansı değil.
2003 yılında Japon Uzay Araştırma Ajansı, ilk asteroid görevini başlatmış; fakat göktaşlarından numune toplayamadan başarısız bir şekilde görevini sonlandırmıştı.
Çin, Yörüngede İkinci İstasyonu Kuruyor
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Çin’in ikinci uzay istasyonu yarın yörüngeye fırlatılacak ve yakında çalışmaya başlayacak. 2011 sonbaharında Tiangong-1 uzay istasyonunu yörüngeye yerleşti 15 Eylül 2016
Çin’in ikinci uzay istasyonu yarın yörüngeye fırlatılacak ve yakında çalışmaya başlayacak.
2011 sonbaharında Tiangong-1 uzay istasyonunu yörüngeye yerleştiren Çin, böylece uzay araştırmalarında yeni bir döneme girmişti. Uzay çalışmalarını uzun vadede bir Ay kolonisi kurmaya odaklayan Çin, bunun için önce yörüngedeki yerini sağlamlaştırmayı planlıyor.
Bu bağlamda daha büyük ve kalıcı bir yörünge istasyonu kurmayı hedefleyen Çin, yarın Tiangong-2 uzay istasyonunu yörüngeye fırlatacak. İnşaatı tamamlandığında 60 tonluk bir yapı haline gelecek olan Tiangong-2 istasyonu, hem bilimsel çalışmalar için kullanılacak, hem de derin uzay görevleri için başlangıç noktası olacak.
Halen yörüngede bulunan Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) yaklaşık 420 ton ağırlığında ve çok daha fazla modülden oluşuyor. Ancak ISS yaşlanıyor ve maliyeti de artıyor. Amerika ve Rusya gibi katılımcı ülkeler arasındaki siyasal sürtüşmeler de istasyonun geleceğini iyice belirsiz kılıyor. 2024 sonrasında ISS kaderine terk edilebilir, bu durumda Tiangong-2 yörüngedeki tek istasyon olacaktır.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Dünyanın en büyük radyo teleskopu Çin’de faaliyete geçti.
00 metrelik çapı olan FAST radyo teleskopunun uzayda yaşam arama çalışmalarına katkı sağlaması bekleniyor.
EN BÜYÜK TEK ÇANAKLI TELESKOP
Çin’in resmi Xinhua haber ajansı, inşasına 2011 yılında başlanan ve 180 milyon dolara mal olan FAST’ın, daha önce dünyanın en büyük tek çanaklı teleskopu olarak kabul edilen Puerto Rico’daki Arecibo Gözlemevi’ni geride bıraktığını ifade etti.
UZAYDA AKILLI YAŞAM ARAYACAK
Çin Astronomi Topluluğu Genel Direktörü Wu Xiangping, 4 bin 450 panelden oluşan teleskopun yüksek dereceli hassaslığı sayesinde uzayda akıllı yaşam aramanın yanı sıra süpernova patlamalara yol açan nötron yıldızların hareketlerini de inceleyeceğini belirtti.
Çin, uzay çalışmaları kapsamında milyarlarca dolarlık bir program yürütüyor. 2020 yılına kadar yörüngede kalıcı bir uzay istasyonu kurmayı hedefleyen Çin, Ay’a insan yollamayı planlıyor.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Gladstone Observer'ın haberine göre, yerel saatle 08.30 sularında gökyüzünde beliren ve hızla dünyaya yaklaşan parlak ışığı gören Gladstone'lular sahile akın etti.
Dev ışık kütlesi Gladstone sahili açıklarını adeta güneş gibi aydınlattıktan sonra büyük bir gürültüyle denize düştü.
Işık kütlesinin denize düşmesiyle birlikte kentte şiddetli bir sarsıntı meydana gelirken, bazı binaların camları kırılması korkuya yol açtı.
Meteoroloji yetkilileri düşen cismin ne olduğu konusunda bir tahminleri olmadığını belirtirken, Harvard Üniversitesi'nden astrofizikçi Prof. Jonathan McDowell, ışık kütlesinin büyük bir meteor olduğunu bildirdi.
Prof. McDowell, denize çarparken yüzlerce kilometre mesafeden görülebilecek kadar büyük bir ışık parıltısı oluşturan cismin muhtemelen 1 metre çapında bir meteor olduğunu belirterek, bunun son yıllarda dünyaya çarpan en büyük meteor olduğunu kaydetti.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İnsanlık tarihinin en büyük merak unsurlarından biri olmuştur uzay. Yıldızların arasında olabilecekler yüzyıllar boyu ancak hayaller ve tahminlerle açıklanmaya çalışılmıştı. Şimdiyse uzay çağına doğru emin adımlarla gidiyoruz. Dünyanın en büyük girişimcilerinden biri olan Elon Musk ve SpaceX şirketi Mars yerleşimi için düğmeye bastı.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
SpaceX, insanlığı Mars’a taşıyacak
Elon Musk, Meksika‘da düzenlenen konferansta hepimizi heyecanladıran bir konuşma yaptı. “İnsanlığı çok gezegenli bir tür haline getirme” başlıyla yaptığı bu konuşma, gelecek ve Mars kolonileşmesine dair önemli ipuçları verdi.
SpaceX’in Mars hedefi aslında büyük bir sürpriz değil, çünkü Musk, 2012‘den beri Mars yerleşiminin nasıl mümkün olacağı yönünde konuşmalar yapıyor. Kızıl gezegene başlayacak yolculuk ilk başta 10 kişiden oluşacak ve koloni hazırlıkları bittikten sonra bu sayı 80 bine yükselecek.
Bunu sağlayacak sistemin adıysa Gezegenler Arası Taşıma Sistemi olacak. İlginç bir videoyla duyurulan bu teknoloji, henüz hayata geçebilmiş değil ama bir gün hazır olduğunda insanları Dünya’dan Mars’a taşıyacak. Güneş enerjisinden yararlanan sistemler aracığıyla gerçekleşecek yolculukla yakıt olarak oksijen/metan kullanılacağı belirtildi. Bunun dışında normalde milyar dolarlar olan bir uzay yolcuğu, SpaceX projesi sayesinde 200 bin dolara kadar düşecek.
Yine Elon Musk bu idealin 40 ile 100 yıl arasında başarılabileceğini söylüyor. Yani Mars’a yerleşmemiz için gerçekten uzun bir süreç olacak.
NASA Jüpiter’de su buldu!
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
NASA‘nın Hubble Uzay Teleskobu’ndan görüntüler alan astronom ekibi, Jüpiter‘in uydularından biri olan Europa‘nın buzlu yüzeyi üzerinde yüksek irtifa su buhar bulutlarına rastladıklarını açıkladı.
Uzun zamandır, Europa‘nın kalın buz tabakasının altında potansiyel suyun varlığına inanan araştırmacılar, böylece söz konusu tezlerine bir dayanak oluşturmuş oldular.
NASA Jüpiter’de!
NASA’nın Juno adlı Uzay Gemisi, Jüpiter odaklı görev kapsamında, Jüpiter’in yörüngesine yerleşti….
Jüpiter’de su bulutlarına rastlandı!
Engadget‘ta yer alan habere göre, Hubble Uzay Teleskobu‘nun, Jüpiter uydusu Europa‘nın yüzeyinde sondaj çalışmaları gerçekleştirmeden, gözlem yoluyla tespit ettiği durum Dünya haricindeki bir gök cisminde suyun varlığına ilişkin ümitleri arttırdı.
İki Gezegende Yaşam Formu Tespit Edildi!
Kepler Uzay Teleskobu, Dünya’dan yalnızca 181 ışık yılı uzaklıkta, iki gezegende yaşam formu…
NASA Yöneticisi Geoff Yoder konuyla ilgili yaptığı açıklamada; keşfin, Europa’nın okyanus sisteminde potansiyel yaşam olanaklarına ilişkin umutları arttırdığını söyledi.
NASA‘nın bundan sonraki süreçte araştırmalarının odağına Europa‘daki mevcut su potansiyelini alacağı ifade ediliyor.
NASA‘ya göre 125 mil(200 kilometre) yükseklikte yer alan su buharı bulutları, uygun atmosfer koşullarının bulunmasını sağlıyor.
Baltimore Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü(STScl)‘den William Sparks tarafından keşfedilen görüntüler YouTube üzerinden yayınlandı.
15 ay boyunca çekilen 10 farklı görüntünün, Jüpiter‘in uydusu Europa‘daki su varlığına ilişkin önemli kanıtları ortaya koyabileceği ifade ediliyor.
2012 yılında, San Antonio araştırmacılarından oluşan bir ekip, Hubble Uzay Teleskobu‘nu spektrografla kullanarak Europa‘da su buhar bulutları varlığına ilişkin kanıtların ilkini vermişti.
NASA, 9 Gezegende Hayat Buldu!
NASA, Kepler Teleskobu’nun uzaydaki görevinde yaşanılabilir gezegenlere dair çok önemli veriler…
NASA, henüz kesin bir karar için erken olduğunu, gelecek süreçteki ayrıntılı çalışmalarının konuyla ilgili daha derin bilgileri ortaya koyacağını belirtiyor.
:: Jüpiter’in Europa uydusunda suyun varlığının kanıtlanmasının ardından, gök cisminde yaşam formlarının oluşturulabileceğini düşünüyor musunuz?
SDN – ShiftDelete.Net
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Her ne kadar bilim adamları bu konuda farklı görüşlere ayrılsa da, Stephen Hawking’in kara delikler hakkında başka fikirleri de var. Peki bir kara delik gerçekten yok olur mu?
Evrende kaçmanın mümkün olmadığı bazı şeyler var. Ölüm, vergiler ve tabii ki de kara delikler. Eğer doğru zamanda yaşıyorsanız, tüm bu üçünü aynı anda deneyimleyebilirsiniz.
Kara delikleri yenmek mümkün mü?
‘İnatçı yaratıklar’ olarak da adlandırabileceğimiz kara delikler, galaksiler arasında amaçsızca geziniyorlar ve önlerine çıkan her şeyi iştah içinde tüketiyorlar. Üstelik isimlerini de sonuna kadar hak ediyorlar ve bir kere içine düştüğünüzde, bir daha çıkmanız mümkün olmuyor. Hatta öyle ki, ışık bile bir kara deliğin pençesinden kurtulamıyor.
Devasa kara delik bulundu
Fakat her korku filminde, her korkunç canavarın bir zayıf noktası vardır ve kara delikler de galaksilerin canavarları olarak kabul edilirse, onların da bir zayıflığı olması gerekmez mi?
1970’li yıllarda teorik fizikçi Stephen Hawking, yerçekimi kavramı ve kuantum mekaniği kesişiminde önemli, unutulmaz bir keşfe imza atmıştı. Buna göre, kara delikler yavaş da olsa yanıyordu ve yeterli zamanın ardından, sonunda da yok oluyorlardı.
Yani ünlü bilim insanı Hawking’e göre bu ‘korkunç canavarlar’ yenilebiliyor fakat nasıl? İzafiyet teorisine göre bu fazlasıyla karmaşık bir matematik teorisi. Aynı şekilde kuantum mekanikleri de böyle. Tabii ki tüm bu ‘Nasıl’ sorularına kafa karıştırıcı matematiksel terimlerle cevap vermek pek hoş değil. Basit bir açıklama yapmak gerekirse, uzay boşluğunda sınırsız sayıda sanal parçacıklar yer alıyor ve bu parçacıklar uzay boşluğunda çok kısa anlarda enerji çalıyorlar, birbirleriyle çarpışıyorlar ve ardından buharlaşarak hiçliğe karışıyorlar.
Stephen Hawking’in yeni teorisi! Her şeyin ömrü sınırlıysa, ya kara delikler?
Yani kara deliklerin sonsuz bir ömrü var mı? Her şey yaşar ve ölür. Kara delikler de bu sınıfa dahil mi? Evet, bir kara deliğin dahi sınırlı bir ömrü var. Stephen Hawking 1974’te bu araştırmaları yaptı ve ardından bilimsel jargona ‘Hawking radyasyonu’ terimini kattı.
Ünlü bilim adamına göre bu kara delikler kuantum mekanikleri nedeniyle bir enerji yayıyordu ve bu da giderek küçülüyordu, sonunda da buharlaşıyordu. Buna rağmen, bu işlemin oluşumu bizim hayal edebileceğimiz bir zaman aralığının çok daha ötesinde. Yani bir kara deliğin yok olması işlemi, astrofizik durumunda bizim gözle görebileceğimiz etkiler yaratmıyor.
Şu anda elimizde yer alan bilgilere göre kara delikler zaman içinde Hawking radyasyonunu yayıyor ve böylece kütlelelerini de yavaşça kaybediyorlar. Daha büyük kara delikler, daha az ısılarda radyasyon sıcaklığı yayıyor ve yok olmaları da haliyle fazla vakit alıyorlar.
Yine de tüm bu dediklerimiz biraz fazla akıl karıştırıcılar ve bir kara deliğin yok oluş süreci, kolay kolay gerçekleşmiyor. Bilimkurgu filmlerinin en büyük konularından birisi olan bu kara delikler konusunda Hawking’e katılmayanlar da var. Her ne olursa olsun, Paris’teki meşhur Eyfel Kulesi‘nin bir kara deliğe dönüşmesi hâlinde, bir gün içinde buharlaşacağı şimdilik bildiklerimiz arasında.
Alıntı:
SDN – ShiftDelete.Net
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Mars açıklamalarından sonra bu sefer de Barack Obama iddialı konuştu ve çok yakın bir gelecekte Mars’a insanların ayak basabileceğini dile getirdi.
Amerikan Başkanı Barack Obama, insanların Mars’a gitmesi konusunda iyice hevesli ve CNN üzerinden yaptığı açıklamalar da bunu gösteriyor.
2030 yılında NASA Mars’ta olabilir
Bu hafta bilim ve Teknoloji odaklı Beyaz Saray Sınır Konferansı için Pittsburgh’a seyahat edecek olan Obama, uzaya olan aşkını bir kez daha ilan etmiş oldu ve devletle ortak çalışan özel şirketlerin, 2030 yılına kadar insanları Mars‘a ulaştıracağını dile getirdi.
‘Ortaklarımızla uzun süreli bir uzay görevinde yeni doğal ortamlar inşa edeceğimiz ve astronotları uzayın derinliklerine yollayacağımız için heyecanlıyım. Bu görevler, insanoğlunun Dünya’dan ne kadar uzakta yaşayabileceğini gösterecek’ şeklinde konuşan Barack Obama, açıklamasıyla bilim tutkunlarını bir kez daha heyecanlandırdı.
Ortaklığın ayrıntıları her ne kadar şu anda muallakta olsa da, Obama henüz herhangi bir para konuşması yapmış değil fakat muhtemelen Beyaz Saray söz konusu ortaklığa dair bu hafta bir açıklama yapacaktır.
Amerikan Başkanı Obama, bir süredir insanların Mars’ gitmesi konusunda görüşlerini dile getiriyordu fakat hiç bu kadar ileri gitmemişti.
Tarihi Mars yolculuğu haftaya başlıyor
ExoMars adı verilen görevde iki büyük uzay ajansı bir araya geldi ve haftaya Mars yolculuğu…
NASA, şu sıralar Mars’a 2020 yılında daha gelişmiş bir gemiyle gitmenin planlarını yaparken, 2012’den beri Kızıl Gezegen Mars etrafında gezen Curiosity aracı muazzam bir başarı yakalamıştı. Son olarak da Avrupa Uzay Ajansı ve Rus Uzay Ajansı, Mars’a araç yollayacaklarını dün açıklamışlardı.
İlginç bir dipnot olarak da söylemeliyiz ki, Obama bu görevin ardından astronotların güvenle Dünya‘ya geri dönmesini istiyor. Her ne kadar politika zaman zaman sıkıcı olsa da, bir başkandan bu tarz açıklamalar da her zaman duyulmuyor.
Alıntı:
SDN – ShiftDelete.Net
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
234 yıldızdan 'normal olmayan' sinyaller saptandı
1 2.5 milyon yıldızı izleyen bilim insanları, bilim dünyasını heyecanlandıran bir açıklama yaptı.
2 Rus milyarder Yuri Milner ve Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'in maddi destek verdiği İngiliz fizik profesörü Stephen Hawking'in "uzaylı medeniyetleri keşfetmek" için başlattığı proje kapsamında ilk sonuçlar yayınlandı.
3 Yapılan açıklamaya göre, 2.5 milyon yıldızın 234'ünden 'normal olmayan' sinyaller saptandı.
4 Aynı açıklamada söz konusu sinyallerin uzaydaki gelişmiş medeniyetlerden gelebileceğinin altı çizildi.
5 Matematiksel olarak dünya dışı varlıkların var olduğunu kabul etmenin oldukça olası bir teori olduğunu her fırsatta dile getiren Hawking, dünya dışı varlıkların gezegenimizi keşfetmesinin pek iyi bir şekilde sonlanmayacağı görüşünde.
6 Bu nedenle onları bulanın ilk bizim olmamız gerektiğini belirten İngiliz fizikçi, daha önce yaptığı açıklamalarda dünya dışı varlıkların başka bir deyişle uzaylıların insanlığın sonunu getirebileceği uyarısında bulunmuştu.
7 Bu varlıkların göçebe bir kültüre sahip olma olasılıklarının altını çizen Hawking, bu canlıların kendi gezegenlerindeki kaynakları tüketmiş ve yaşama uygun başka gezegen arayışı içinde olma olasılıklarının bulunduğunu da sözlerine eklemişti.
Japonlar uzay çöpünü toplayacak
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Uzay çöpleri astronotlar ve uzaydaki araçlar için ölümcül derecede büyük bir tehlike oluşturuyor.
Oscar ödülü alan Gravity filminde de basit bir uzay çöpünün ne kadar büyük bir yıkıma neden olabileceğine dair bir senaryo işlenmiş ve bütün dünya filmi heyecanla izlemişti.
Japonlar şimdi geliştirdikleri yeni bir Teknolojiyle, bu soruna çözüm bulmak için yörüngede teste başladı.
Mermi hızıyla dönen 100 milyon parça çöp!
Dünya yörüngesinde mermi hızında dönüp duran 100 milyon parça uzay çöpünü temizlemek için kolları sıvayan Japonya, özel bir uydu geliştirip yörüngeye yerleştirdi.
Test amacını taşıyan bu ilk denemede kullanılan uydu, ahtapot benzeri ince, tel kollara sahip ve bu tellerde manyetik alan oluşturacak şekilde elektrik bulunuyor.
Uzay çöpleri ile aynı yörüngeye oturarak yanlarından geçtiği çöplerin tellere takılmasını sağlayan uydu, işi bittikten sonra ise atmosfere girerek yanacak.
Böylece sayısız uzay çöpünü de beraberinde atmosferde yakmış olacak.
NASA küçük uydu programını duyurdu
NASA, dünya yörüngesine pahalı ve dev uydular yerleştirmek yerine, ekonomik ve küçük uydular…
Deneme başarılı olursa, Japonya fırlatacağı bu küçük ve düşük maliyetleri uydular sayesinde yörüngede dolaşan çöplerin büyük kısmını temizlemeyi planlıyor.
Alıntı:
SDN – ShiftDelete.Net
Yapay güneş enerji vermeye başladı
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Dünyada, yapay bir güneş oluşturma fikri, fizikçilerin aklını onlarca yıldır meşgul ediyordu. Alman bilim insanları bu hayali gerçekleştirmek için geçtiğimiz yıl hareket geçtiler ve özel bir reaktör kurdular.
İşte bu reaktör şimdi çalışmaya başladı ve ilk sonuçlar ortaya çıkıyor.
Kavanozda güneş üretiyoruz
Bilim dünyasının “kavanozdaki güneş” ismini taktığı projede reaktör ilk hidrojen plazmayı üretmeye başladı.
Sonsuz ve temiz enerji üretmesi beklenen reaktörün durumunu analiz eden bilim insanları, projenin yolunda gittiğini ve reaktörün ikinci adıma geçmeye hazır olduğuna karar verdiler.
Wendelstein 7-X isimli reaktör, hem tasarımıyla hem de amacıyla, geçen yıl medyada büyük ilgi görmüştü.
Wendelstein 7-X’in asıl amacı enerji sağlamaktan çok, tamamen güneş yüzeyinde oluşan nükleer füzyon tepkimelerinin dünya yüzeyinde de kontrollü halde oluşturulabileceğini ispatlamak.
Bu amaç gerçekleştirilebilirse, insanlık tarihinde bir devrim yaşanmış olacak ve insanoğlu artık “yapay güneş yaratabilme yeteneğine sahip olacak.
Elektrik faturasız günler geliyor mu?
Dünyanın çok uzun yıllar boyunca “geliştirmeyi unuttuğu” güneş enerjisi panelleri için nihayet…
Daha büyük reaktörlerle, tüm dünyaya sonsuz ve temiz enerji sağlamak da mümkün olacak.
W7-X olarak bilinen reaktör, içinde bulunan sıcak hidrojen plazmasını, reaktörün yüzeyine dokunmadan, manyetik şekilde havada asılı tutacak şekilde saklıyor.
Hidrojen plazması o kadar sıcak bri materyal ki, reaktörün metal yüzeyine değecek olursa, reaktörü eriterek yok edeceğinden, bu deney son derece zor ve tehlikeli bir süreç olarak kabul ediliyor.
Alıntı:
SDN – ShiftDelete.Net