Bloomberg verilerine göre, dolar/TL kuru 4,99'ı geçti ve rekor kırdı.
Amerikan Doları Türk Lirası karşısında bugün yüzde 1,5 değer kazandı.
Dolar güne 4,93 seviyesinden başlamıştı.
Printable View
Bloomberg verilerine göre, dolar/TL kuru 4,99'ı geçti ve rekor kırdı.
Amerikan Doları Türk Lirası karşısında bugün yüzde 1,5 değer kazandı.
Dolar güne 4,93 seviyesinden başlamıştı.
Geldi, geçiyor bile...
Ama biz tozpembe dünyamızda yaşamaya devam ediyoruz.
“Ekmek elden, su gölden” misali…
Çalışmadan, üretmeden, aldığımız borç paraları “har vurup harman savurarak”, beyler paşalar gibi yaşamayı sürdürüyoruz.
Yok böyle bir dünya!
Hepimiz için söylüyorum…
Yaşadığımız hayat, hak ettiğimiz bir hayat değil.
Cebimizdeki para, bizim paramız değil.
Devletin kasasındaki para da, devletin değil.
Bankadan aldığı borç para ile hemen lüks bir villa satın alan ve altına lüks bir otomobil çeken “müflis tüccar” dan farkımız yok.
“Borçla zenginlik”, zenginlik sayılır mı?
İşte Türkiye’nin kalkınmışlığı da, buna kalkınma denirse…
Türkiye’nin zenginliği de…
Borçla kalkınma, borçla zenginleşme!
Yolun sonuna geldik
Yıllar önce…
AKP’den de önce…
Türkiye “üretim ekonomisini” bıraktı, “borç ekonomisine” geçti.
“Siz ne uğraşıyorsunuz, siz üretmeyi bırakın biz size ucuza hatta bedavaya verelim…”
Hep böyle kandırdılar bizi.
“Kandırdılar” derken, suç kandıranlarda değil, bizi yönetenlerde.
Ve bizi yönetenlerin her söylediğine kanan, bizlerde…
Çalışmayı bıraktık, üretmeyi bıraktık, borçla yaşamaya başladık.
Başkaları çalıştı, başkaları üretti; biz onlardan aldığımız borç paralarla yine onların ürünlerini satın alıp yaşar hale geldik.
İşte, geldiğimiz noktada, sadece bilimde, teknolojide ve sanayide değil, tarımda da dışa bağımlıyız artık.
Sofranıza şöyle bir göz atın, yüzde 90’nını satın alabilmek için dışarıya döviz ödüyoruz.
Çektiğimiz sıkıntıların nedeni
Ekonomi, eşittir “üretim”dir.
Bilgi üretimi…
Bilim üretimi…
Teknoloji ürerimi…
Bunlar olacak ki, sanayi üretiminde söz sahibi olacaksın.
Tarım üretimini adam gibi yapacaksın.
Biz, yıllar önce bütün bunlardan koptuk.
Koparıldık…
Yeterli gelişmeyi sağlayamadık…
Toplumumuz bilinçli bir şekilde “cahil” ve “yoksul” bırakıldı.
Kolay yönetebilmek için…
Şimdi çaresizlik içinde debelenip duruyoruz.
Dolar neden artıyor, bu şok zamlar neden?
Artıyor, eksiliyor, yuvarlak 500 milyar dolar civarında dış borcumuz var.
Bu yılın sonuna kadar bu borçların 180 milyar dolarını geri ödemek durumundayız.
“Cari açık” için de 60 milyar dolar gerekli.
Etti mi, 240 milyar dolar.
Türkiye, aralık sonuna kadar bu parayı bulmak zorunda!
Para, ülkemizi “riskli” buluyor, gelmiyor.
“Çok faiz vereceğiz” diyorsun, yine gelmiyor.
En büyük sıkıntı burada!
Bir de…
Sen, borç para istediğin ülkelerle kavgalısın.
Açıkça söylemeseler bile, muslukları kıstılar.
İşte döviz bundan yükseliyor.
Talep var, arz yok!
240 milyar dolara acilen ihtiyacımız var, geçenlerde Çin’den 3.5 milyar dolar borç bulduk diye seviniyoruz.
Gerisi?
Gerisi ne olacak, bilmiyoruz.
Bir taraftan döviz, bir taraftan faiz…
Piyasalar iyice bunalmış durumda.
Şirketlerin ya döviz, ya Türk Lirası borcu var.
Bazı şirketler ise her iki para cinsinden borçlu.
Döviz artıyor, döviz borcu olanlar bağırıyor…
Faiz artıyor, Türk Lirası borcu bulunanlar “Yandım Allah” çekiyor…
Faiz ve döviz de birbirine bağlı.
Faizi artırmazsan, döviz yükseliyor…
Faizi artırırsan, döviz düşüyor…
Ateş yandı, herkesi yakmaya başladı, kurtuluş yok.
İlla, bir taraf yanıyor.
Gerçeklerimizi konuşalım, gerçeklerimizle yüzleşelim
Kaçsak kaçsak nereye kadar kaçacağız?
Görmemezlikten gele gele nereye kadar gideceğiz?
Gerçekleri konuşmaktan…
Gerçeklerimizle yüzleşmekten başka çaremiz yok.
Özetle…
Topluma “lay lay lay döneminin bittiğini” anlatmalıyız.
Uzun bir konu, kısaca anlatmaya çalıştım.
MÜSİAD Genel Başkanı’nın gafına bakın!
Adı, MÜSİAD…
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği…
Bu derneğin genel başkanı Abdurrahman Kaan, geçenlerde öyle bir gaf yaptı ki, akıllara durgunluk verir.
Dedi ki:
“Şu anda elinde 40 milyar doları bulunan bir grup gelse, Türkiye’deki şirketlerin dörtte birini satın alabilir.”
Aklı sıra, bunu söylerken ülkemizdeki “yatırım fırsatlarını” anlatmak istiyordu.
Ama düpedüz “Türk ekonomisi batık durumda” mesajını verdi.
Demek istedi ki, “Türkiye’de çok derin ekonomik kriz var… Şirketler batık durumda… Çok ucuza kapatabilirsiniz…”
Ben böyle anladım, sizi bilmem.
alıntıdır
Kocaeli gazetesi
Yazar. M.Tanzer Ünal
İthal eden değil üreten bir ülke olursak dolar rezervimiz merkez bankası bile almaz.. et.buğday.. mısır.. tohum. ama bu şekilde herşeyi ithal etmeye kalkarsak ağaçları kesip hep dolar bassak yine yetmez tüketen değil üreten bir ülke olmalıyız TEK ÇARE BU saygılarımla....:nono:
Dolar 5.05 malesef.bu abd gibi adi bir ulke yok
SM-G610F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
SAAT 11.17 itibariyle
ALTIN
198,9239
DOLAR
5,0850
EURO
5,9144
BITCOIN
$7.684
Saat 20.30 itibariyle:
1 Dolar = 5,0715 TL
1 Euro = 5,8889 TL
1 Sterlin = 6,6158 TL
1 Gram Altın = 197,7362 TL
doları,altını,faizi,enflasyonu ne yapacaksınız yahu... 30 bin km bölünmüş yol ve nice köprüler yapıldı sizin için... üzerinden gece gündüz geçerek şükredin...samana kadar her türlü zirai ürün ithal ediliyorsa bilin ki sizin için ithal ediliyor.enflasyonu da 2123 yılında yüzde 5 e düşerse hep birlikte köşeyi dönmüş oluruz.
yetkililer karpuz büyütüyor herhalde. yılbaşına 6 lirayı çok rahat bulacak. yazıklar olsun. utanıyorum.
Dahada yükselir Kanitindeyim Arkadaşlar
Sizden ve benden önce utanması gerekenler var!...Osmanlı Devleti,kuruluş-Yükseliş,Duraklama ve Gerileme evrelerini 800 yıllık bir zaman dilimi içinde yaşadı...Ama birinin "Ustalık Devri" yönetiminde çağ atladığımız için maaşallah 16 yılda dibe vurmak üzereyiz...Doğu-Batı,Kuzey ve Güneyde bir tek dost komşu kalmadı.Dolar bu sabah 5.11! biraz geçti.Ama "bizim dolarla işimiz olmaz" diyen fetvacı prof.larımız türedi.Hatta eski bir başbakan da "Dolar bu,dolar da,boşalır da demişti."Ama hep doluyor da bir türlü boşalmıyor..Birileri bu milletin "aklını kiraya verenlerin" sayesinde hem aklıyla,hem de varlığıyla alay ediyor...Alıntı:
Eğer yönetimde ustalık buysa....Bugünleri de arayacağız demektir...:49857458::nono::
@resulturk Size sonuna kadar katılıyorum durum öğle bir hal aldıki. sistemi sadece kendi şahsi çıkarları içinde döndürüp, vatandaşla alay edercesine hareket ediyorlar. dolarlarla işleri yok ama. sadece dolar biriktiriyorlar. sen dolarla çalışma derler. ama hiç kimse hiç kimseyi düşünmeden ne bizleri korumayı nede ülkeyi düşünürler. yeterki onların istekleri olsun. kimse kimseye fetva vermesin. herkes işini doğru adam akıllı yapsın. durum ortada. nereye gittiyide önemli. vatandaşın durumu ne olacak. umurlarındamı. HAYIR. selametle. Nötig. osmanlı imparatorluğu yaşasaydı bunlarda utanırdı diye düşünüyorum.
Dolar şu an 5.18 euro 5.99
Piyasa allak bullak oldu. doların bu kadar fırlaması, hiç hayre alamet olmadı.
ALTIN
202,3935
DOLAR
5,1980
EURO
6,0098
Guncelleme 06.08.2018
Kaç defa başlık düzelttim dolar şu an 5.28 euro 6.10a cıkmış durumda valla kötü gunler sanırım bizi bekliyorum merkez bankasının yıl sonu tahmini tutmadı 5.25 diyorlardı max olarak
Şu an dolar 5.31 euro 6.13 nereye gidecek bakalım dolar ve euro
ALTIN
207,6797
DOLAR
5,3560
EURO
6,1851
Dolarda zirve bitmiyor su an 5.43 e cıktı euro 6.30
Bu konunun dış borç yada iç borçla alakası yok artık. Alenen Türkiye ekonomisine Amerika ve İngiltere tarafında müdahale ediliyor.
ALTIN
214,3491
DOLAR
5,4850
EURO
6,3662
Valla durum böyle
ALTIN
214,3491
DOLAR
5,4850
EURO
6,3662
Valla durum böyle
Dolar 6 tl gördü
Dolar 4.80 küsür iken 2 bankadan toplamda 80bin lira alıp dolara basacaktım. Yok yav muhakkak düşer dedim. ve dolar 5.70'lerde. Şayet o dolarları alıp bugün satsaydım 15.bin tl kar edecektim.
Acaba yatırım için henüz geç değil mi, 5.70'ten alsam 7-8i bulur mu? Daha doğrusu müdahale edilir mi? Düşünceleriniz nedir? Yatırım yapan var mı?
ABD den yapılan son acıklama : papazın eve dönüşünü bekliyoruz. Ne zaman dönerse o zaman ekonomik baskıyı azaltırız
Sabah 6.26 ya cikmis bir ara allah.kahretsin.senin.abd.pisligi insallah trump kisa.zamanda helak.olur ölür gider bu adam abd ye baskan.olunca zaten.milletler.bitmisti.o baskan.oldugundan.beri.dolar.surekli.cikiyo
durum hiç iyi değil. bu rezalete bir son vermeli. akşama 7 lirada kapanmasında..
Dun 500 tl.lik.dolar al sabah 50.tl.kar yapiyorsun o hale.geldik.valla billa
Benim gibi düşünenler dolara abandı böyle yükseldi galiba. Hükümet dolar alışını yasaklayıp satışı serbest bırakırsa o zaman görürüm ben o dolarcıları :D
düzeltme: benim gibiler yüzünde değil. yarım saat önce trump türkiye hakkında açıklama yapmış. dolar 6.50'yi zorluyor şu an.
valla bende birşeyler yazayım dedim, körfez ustanın alıntısı türkiye gerçeğini ortaya koymuş,hala tribüne oynuyorlar.metin şentürkün dediği gibi,gidiş değil bu gidiş,aklıma kötü şeyler geliyor.Allah bize yardım etsin..
dün almanya kanalında ben izledim. TÜRKİYE'de ekonomi battı dedi. yabancı parayla herkes işini yaparsa olacağı bu. dolarla çalışmamak gerek.
Doları yükselten asıl sebepler sürekli yönetim demeyin boyun bükmeye razı geleceksek şartları kabul edelim herşey güllük gülistanlık olsun. Yıllardır üretmemeizi istemeyenler bazı adımlar attığımız için iş başındalar.
ABD, Türkiye'ye 8 şart koştu
Yaptırım konulmaması için İran'a 3 şart dayatan ABD'nin NATO müttefiki Türkiye'ye 8 şart dayatması dikkat çekiyor.
İşte Washington adeta Türkiye'nin tapusunu istediği o şartlar:
1. Papaz Brunson dahil 15 Temmuz darbe girişiminde rol alan 20 ajanın ivedi serbest bırakılması. ABD, Özellikle Brunson'ın tahliyesi için 15 Ağustos Çarşamba gününe kadar Ankara'ya süre verdi.
2. Türkiye'nin İran'a kapsamlı ambargo uygulaması.
3. Rusya'dan S400 satın alınmaması.
4. Ankara'nın Kudüs politikasını gözden geçirmesi.
5. Kıbrıs Adası etrafında doğalgaz ve petrol aramaktan vazgeçmesi.
6. Halkbank'a kesilecek cezaya razı olunması.
7. Ankara'nın Fetullah Gülen'in iadesini talep eden dosyayı kapatması.
8. Türkiye'nin sahip olduğu kritik madenlerde ruhsatların Amerikan şirketlerine verilmesi...
Bu arada tabi sözcü gazeteisinin yazarlarından bir tanesinin isteğide kanal istanbulu yapmayalaım. Galiba bu talimatıda ona verdiler.
Şimdi volkan kardeş, şimdiki halimiz için biraz tarihe bakmak gerek. 1974 Kıbrıs Harekatına kadar TR kendi halinde bir ülkeydi. 1974'te elini masaya vurduğunda AB ve ABD yapma dedi. Ecevit durmadı, girdi Kıbırısa. TR öyle bir ambargo yedi ki toparlanması 10 yıllar aldı. Şu meşhur tüp ekmek sırası o ambargo nedeniyleydi. İlginçtir ki, mevcut hükümet hep o ekmek tüp sıralarını örnek veriyordu. Şimdi sen de gelmiş diyorsun ki, elimizi masaya vuralım. Vur ama ambargoya da razı ol.
"Yıllardır üretmemeizi istemeyenler bazı adımlar attığımız için iş başındalar."
Hangi üretimden bahsediyorsun. Şayet üretim dediğin motor ise, üretmek o kadar kolay değildir. Kolay olsaydı bağımsız devletler Çin ve Rusya piyasaya araba pompalardı. Eğer %100 milli askeri araçlardan bahsedeceksen galiba o kadar %100 milli değilmiş. Pakistan'a sözde %100 milli Atak helikopterinden satacaktık, ABD hooop dedi. Hele o helikopterdeki ABD motorunu çıkart önce, sonra neyi satıyorsan sat dedi. Aynısını geçen yıllarda Almanya da yaptı. Sözde %100 milli tank üretip Arabistan'a satacaktık Almanya da hoop'u çekti bize.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yanlış anlaşılmasın. Üretim yapacak Türk Beyin var ama o beyinler Türkiye'de değil çoğu dışarıda.
Alıntı:
Ecevit nerde masaya vurmuş.Kıbırısa girdiği gibi 24 saat emrini alan basiretsizin tekidir. Ülkenin bankalarını kemal dervişe pardon onun hanımına hortumlatan basiretsizdir.
Yüzde yüz yerli üretimden bahsediyorsunuz da bu zaman kadar bırakın yerli bir milli piyade tüfeği üretilmedi ürettilmedi her üretilen g3 için para ödendi. atak helikopterinin motoru yerli olmayabilir ama motor hariç bir çok parçası üretildi. Bunlar daha önce yapılıyormuydu. Hep bu ülkede yapılan kötülenir neymiş efendim yüzde yüz değilmiş. Bugün yüzde elli olur yarın yüzde seksen olur. Yarın da yüzde yüz olur sadece eleştirmek için eleştirenler gölge etmesin yeter. Artivinde yapılan baraj galiba keyiften yapılıyor. Bu arada amerkianın istediği maden altın yataklarından en önemlside artvinde aç kurt gibi bekliyorlar. Enerji alanında yapılan yarıtırmlar. Herkz takmış kafaya nükleer enerji hata asıl bu zaman kadar yapılmaması hata. Amerika almanya rusya çin artık ömrü dolan santrallerinşi kapayıp yensini yapıyor biz daha halen yapıcaz. Yapıcazda türkiyedeki yaygarıcılar izin verirse araştırmadan daha dünya ülkeleri nükleer enerjiyi bırakıyor diye bilip bilemden sallamaya devam ediyorlar. Nükleer enerji olamadan dünayada enerji olmaz. Nükleer enerjin yoksa nüfüsun çoksa tüketimin çoksa bağımlı olursun. Batmanda yıllardır varolan petrol yeni çıkarılıyor. Sınırındaki tehditi azaltabilsen petrolü kendinde çıkaracaksın.
Bu ülke hiç bir zaman kendi halinde olmadı olsaydı darbeler olmazdı adnan menderes asılmazdı. Ülkenin tarihi darbeden ibaret siz kendi halinde diyorsunuz. Bakın mısırda darbe yapıldı darbeye yapan kimin yardımı ile yaptı kimin önünde elpençe divan duruyor.
Size göre papazı verelimde adamların papaz falan umrunda değil. Aslı isteklerine bakmak lazım.
Burada yönetimin hatası yokmu tabiki var. Bugün ihracatımız ithalatımızdan fazla olsaydı doların 100 Tl olması bile farrketmezdi. Ama dolara gelesiye kadar bu ilkeyi gezi parkı eylemleri-Hendek olayları-15 temmuz -ypgye verilen silahlar terör kordioru ile kaç defa ele geçirmek istediler olmadı. Şimdi diyorsunuzki amborga yemeyelimde razı olalım. Siz razı olabilirsiniz.
Bu arada dolar 6.40 ama bugün halen buraya internetten yazabiliyorsunuz. Bugün çarşıyı dolaştım her yer yeme içme eğlenme yerleri full. Tur otobüsleri full.2002de yaşanan devalsyonda ertesi gün sokakta çalışan hariç insan yoktu. Bugün bakıyorsun esnaf bir yerden harıl karıl çalışıyor bir yandanda banka üzerinde dolar alıp satıyor.
Konu yine siyasete döndü.
bahane papaz eve dönerse dolar inecekmi?. kimi kandırıyorsunuz. biz o kandırdığınız zavallı insanlardan değiliz. papapzın evde olmadığı ne malum. saman şithal etmeye devam ederlerse daha kötüsüde olacak. üretmek gerekir üretmek.. her şeyi dışardan alısan böyle boğulursun işte.
Konu siyasete dönsün sıkıntı yok. Konuşma dilimizde sıkıntı olmadıkça forumda her konu tartışılabilir. Şimdilik Konu içinde seviyeli tartışma var. Devam edelim.Alıntı:
------------------------------------
Önceki mesajda yazdım, Üretecek Türk Beyin var ama Türkiye'de değil.
+ ve - üzerinden örnek vereyim. +'larımız var ama -'lerimiz çok sıkıntılı. -'lerimizin yaptığı +'larımızı da öldürüyor. Yahu tüp gaz kaçırıyor mu diye tüpe çakmak tutan bir milletiz. Gelmiş böyle ülkede nükleer tesisten bahsediyorsun :) Ülkede liyakat yok. Cem Yılmaz'ın bu konuda mükemmel bir skeci var. Radyasyon yayan Uranyum'u paspasla uzaklaştırmak:D
[YOUTUBE]69FlmkZ23zM[/YOUTUBE]
Amerikanın istediği olduğu sürece sıkıntı yok. tek önemli ülke amerika. ve koşullu şart var ortada. TC. bu koşulları uygulasa bir türlü uygulamasa bir türlü. hayır yanii amerikayı bu kadar geren ne. tamam çıkar ama iş fetullah hocaya kadar varmış demek. dosya kapatılsın. ya işin özü varya amerika müspettesi TC. ilerlemesini istemiyor. bu kadar. he bu arada geçmiş liderlerden bahsetmişken, geçmişte hangi lider ülke için ne yaptı?. al birini ötekine vur. şimdi ise ülke satıldı. yerli üretim durdu. herşeyi ithal alıyor olduk. bu durum önceden bağ eğemenin getirdiği baş belası. doları ülkede yasakla bak bakalım amerika ne yapacak. onun parasını kullndığımız sürece, sorun var olacaktır.
Alıntı:
Sıkıntı zaten üretememek üretim için yapılan çabalarda illaki birilerin ortaya çıkıp önünü kesmesi. Düşünün sınrımız olan ırak-suriye-iran hepsinde petrol var ama türkiyede yok sınırımız mayın tarlası. Bu mayın tarlası birilerinin zorlaması ile az daha temizleme karşılığı kaç yıl kiraya verilecekti. Nükleer enerji için yapılan eylemler madenler için yapılan eylemler.
Tüp gaza çakmak tutuyoruz ama bu basiti liyakat liyakat diyoruz dürüstlük diyoruz ama kimsede dürüstlük kalmadı herkez cebini düşünüyor rahatını düşünüyor.
Ülke olarak üretelim diyoruz bu üretimin en başında olması gereken şey enerjdir. Enerjide tamamen dışa bağımlıyız. İlk sırada olması gereken en önemli nokta bu. Tabiki tarım ve hayvancılık önemli ama en önemlisi enerjidir. Bugün dolarla yapamayınca belkide ilk yapacakları şey enerji hatlarında kesintiler yada amborga olacaktır. Nükleer enerji santrallerini yaptırmayalım diye halkın arasına karışan provakatörleri görmek gerekiyor. Yanı başımızdaki Ermenistan ve iranda bile 1 adet nükleer santral var.
Dünyada küresel güç olmak için nükleer enerjide birinci olmanız gerekiyor. ABD de 99 adet şu an reaktör var sonrasında fransada 58. Bu ülkeler yeni reaktörleri devreye sokmak için hergün çalışıyorlar ömrü dolmuş olanları üretim kapasitesi düşük olanları yenilemeye çalışıyorlar.
Biz ülke olarak ne yapıyoruz Mersinde sinopta yapılmasın oraya yapma buraya yapma nereye yapılacak.
Ülkenin durumu millet kıraaathanesi - Apolet sökme-TRT kapatma- Flaşh tv- Bir grupta biz Mustafa Kemalin askeriyiz diye gaza gelip sadece içip içip yatma küfür etmek. Cemaatler vs.
İhracat denince sadece aklımıza buğday saman geliyorda en önemlisi enerji. Bugün hiç bir şeyiniz olmasa keşke 10 tane nükleer enerji satralimiz olsaydı.
Neden gerçeklerimizden kaçıyoruz…
Neden gerçeklerimizle yüzleşmiyoruz…
Neden “hastalığımızı” kabul etmeyip, “sağlıklı” numarası yapıyoruz…
Neden halkımıza “dürüst” davranmıyoruz…
Anlayabilmiş değilim.
Hâlâ rahip de, rahip!
Hâlâ ABD de, ABD!
Hâlâ sürekli lanetlediğimiz dış güçler!
Yahu suçu başkalarının üstüne atmaktan vazgeçelim.
Sürekli “şeytan taşlama” huyunu bırakalım.
Artık kabullenelim.
Ekonomimiz hastaydı…
Bu hastalığı biz hep görmemezlikten geliyorduk…
Görüyorduk, millete göstermiyorduk…
Sonunda bardak doldu doldu, haa belki rahip bardağı taşıran son damla oldu…
Ve sonunda Türk Lirası tepetaklak gitti.
Biz güçlü olsaydık…
********
Lütfen şu soruların cevabını hep birlikte düşünelim!
*Biz, “borç ekonomisi” değil de “üretim ekonomisi”ni tercih etseydik…
*Biz, dünyada paranın bol olduğu dönemlerde aldığımız kredileri “inşaata” değil de, “gelir getirici yatırımlara” yönlendirseydik…
*Biz, yıllarca kazandığımızdan daha fazla harcamasaydık…
*Yani biz, ayağımızı yorganımıza göre uzatsaydık…
*Biz, hava atmak için lüks içinde yaşamasaydık, sağa sola para harcamasaydık…
*Biz, “çalışarak yaşamayı” aptallık, “çalışmadan yaşamayı” uyanıklık olarak topluma aşılamasaydık…
*Biz, devleti 543 milyar dolar, özel sektörü 245 milyar dolar borçlandırmasaydık…
*Biz, aldığımız borçlarla “gereksiz yatırımlara” yönelmeseydik…
*Biz, köylümüzü topraktan koparmasaydık, “tarım ülkesi” özelliğimizi koruyabilseydik…
*Biz, enerjiden sonra “gıda”da da dışa bağımlı hale gelmeseydik…
*Özetle biz; “çalışan, üreten, artı değer yaratan, ihracat yapan, tüketimi ölçülü, bilime ve teknolojiye önem veren” bir ülke olabilseydik…
Böyle bir ekonomik kriz yaşar mıydık?
Paramız “pul” olur muydu?
Yani biz şimdi, yukarıda saydığım bütün gerekleri yerine getirdik de, o hain dış güçler mi bizim paramızı tepetaklak etti?
Yapmayın, etmeyin, ne olur!
Bugün bu haldeysek, suçlu biziz!
Şu halimize bakın, “hastalığını kabul etmeyen hastadan” hiç farkımız yok!
Hastayız, iyileşmek de bizim elimizde.
Gerçekleri kabul etmekten başka çaremiz yok
******
Gerçekler, acıdır.
Gerçekler, istesek de istemesek de acıtır.
İtiraz etmeyelim, suçu başkasının üstüne atmayalım, oturalım gerçekleri kabul edelim.
Kabul edelim ve kendimize yeni bir sayfa açalım.
“Laylaylom yaşamak” devrinin bittiğini…
Çok çalışıp borçlarımızı ödemek zorunda olduğumuzu…
Çok tüketmek alışkanlığımızı bırakmamız gerektiğini…
Rant peşinde koşma devrinin sona erdiğini…
Millete anlatalım.
Kendimize inandırıcı programlar yapıp, yola çıkalım.
Ah vah çekmenin anlamı yok!
Ah vah çekmek, bizi sorunlarımız ve sorumluluklarımızdan kurtarmaz.
Tabii çok acı çekeceğiz…
Aileler, şirketler, kurumlar, hepimiz ama hepimiz “bedel” ödeyeceğiz…
Ancak çare yok!
Bu ülke hepimizin.
Bu ülke ekonomik krize girdiyse, bunda senin, benim, hepimizin kusuru var.
Türkiye, “bolluk içinde yüzen bir dönem” geçirdi…
Maalesef çoğumuz bu bolluğu “iktidarın becerisi” olarak değerlendirdi.
Oysa o bolluk, “yurt dışından devletin aldığı 453 milyar dolar ve özel sektörün aldığı 245 milyar dolar borcun” bolluğu idi.
Yani bizim olmayan paralarla biz sefa sürdük.
Lüks otomobiller aldık, lüks konutlar yaptık, AVM’ler, rezidanslar…
Özetle, yıllarca “hak etmediğimiz” bir hayat yaşadık.
Aldığımız borç paraları yedik içtik, kendimizi “zenginleşmiş” kabul ettik.
Yaşadığımız hayatın “sürdürülebilir” bir tarafı yoktu.
Eninde sonunda foyamız ortaya çıkacaktı.
Erteledik erteledik, nihayet bu yıl “krize” yakalandık.
Neden bu yıl?
**********
Siz, genel seçimlerin neden bir yıl öne alındığını sanıyorsunuz?
Kriz bağıra bağıra geliyordu, tam seçim sürecinde yakalanmamak için, seçimler 1.5 yıl öne çekildi.
Seçimlerde yine “yalancı cennet” yaratıldı, her kesime olmayan paralar bol keseden dağıtıldı, seçim kazanıldı, artık kriz gelebilirdi.
Geldi de…
Yılın sonuna kadar ödememiz gereken 240 milyar dolar borcumuz var.
Aşağı yukarı 55-60 milyar dolar da “cari açık” finansmanı için para lazım.
Bu kadar paramız var mı?
Yok!
Yine dışarıdan bulmamız gerekiyor.
Bu arada değişik nedenlerle risk primimiz yüksek, kolay para bulamıyoruz, bulsak bile “tefeci faizi”yle…
Bizim dövize talebimiz fazla, yeteri kadar “arz” da olmayınca, dövizin değeri arttı.
Olup biten bu!
Birlikte başaracağız
*********
Tekrar söylüyorum…
Ah vah ederek zaman kaybetmenin anlamı yok!
Ortada bir cenaze varsa, bu cenaze hepimizin.
Birlikte sırtlayacağız, bu cenazeyi birlikte kaldıracağız.
Bu saatten sonra sürekli birilerini suçlayarak “olumsuz hava” yaratmanın anlamı da yok.
Bir olacağız, beraber olacağız…
Hatalarımızla yüzleşeceğiz…
Ülkemiz için yeniden yola çıkacağız.
Başka yapılacak bir şey yok!
Tabii, yeter ki iktidar, ülkemizin gerçeklerini halkla samimiyetle paylaşsın.
Bundan sonra doğru yol çizsin, toplumu doğru yönlendirsin.
Yola çıkmak için birinci şart bu!
ALINTIDIR
Kocaeli gazetesi
M.Tanzer Ünal
İşte bu zihniyet var ya bu zihniyet, defalarca AKP'yi son dakikada kurtaran zihniyet budur?Alıntı:
Olup biten bu!
Birlikte başaracağız
*********
Tekrar söylüyorum…
Ah vah ederek zaman kaybetmenin anlamı yok!
Ortada bir cenaze varsa, bu cenaze hepimizin.
Birlikte sırtlayacağız, bu cenazeyi birlikte kaldıracağız.
Bu saatten sonra sürekli birilerini suçlayarak “olumsuz hava” yaratmanın anlamı da yok.
Bir olacağız, beraber olacağız…
Hatalarımızla yüzleşeceğiz…
Ülkemiz için yeniden yola çıkacağız.
Başka yapılacak bir şey yok!
Tabii, yeter ki iktidar, ülkemizin gerçeklerini halkla samimiyetle paylaşsın.
Bundan sonra doğru yol çizsin, toplumu doğru yönlendirsin.
Yola çıkmak için birinci şart bu!
Bu zihniyet hep kendini merkez muhalefet yapar.
Hep yolsuzluklardan bahseder.
Hep demokrasiden bahseder..
Hep çözüm önerileri getirir..
Lakin ne zaman ki AKP artık nefes alamaz gitme raddesine geldiğinde hep son dakikada AKP'nin elinden tutar.
Şimdi de "aynı gemideyiz"ciler türedi. Neymiş sorun hükümet değil sorun devlet bekasıymış. Neymiş cenaze hepimizin imiş.
Bu dolar sürecini, merakla takip ettim "acaba muhalefet yine AKP!nin elinden tutar mı" diye bekledim ve senaryo değişmedi: önce AKşener yardıma koştu, sonra sözde baş muhalif gazeteci Uğur Dündar sonra halay başı Muharrem geldi.
Yahu Türkiye Devleti artık Parti Devlettir. Devlet partiye endekslidir. Bırakın batsın, bırakın rezil olsunlar. 1920'lerde nasıl doğduysak yine doğarız.
Lakin siz ellerinden tuttuğunuz sürece bu devlet 20 yılda bir devasa krizler geçirir. Tanzer Ünal gibiler de hep böyle yazılar yazar. Körfer41 gibileri de bu yazıları buraya çok taşır.
Alıntı:
Peki yıllardır Atatürkün arkasına gizlenip nemalanan zihniyeti ne yapmamız gerekiyor. Ülkede üretilmek istenen herşeye karşı çıkan zihiniyeti ne yapmak lazım. Gezi parkı eylemlerinde ülkeyi kaosa sürüklemek için ortalığı ververeye veren ekonomi anlamında zora sokan bu zihniyet ne olacak. DHPKC li teröristlerin avukatıyım diyen zihniyeti bu ülkede elde tutuyorlar.
oncelıkle hayırlı geceler bu aksam yerel gazeteden alıntı paylaştım sizde bu alıntının bir parçasını benim nickinin pesine kabaca bir kelime kulanmanızı kınıyorum onun için bende size alıntının tamamını okumanızı rica edıyorum.Alıntı:
Neden gerçeklerimizden kaçıyoruz…
Neden gerçeklerimizle yüzleşmiyoruz…
Neden “hastalığımızı” kabul etmeyip, “sağlıklı” numarası yapıyoruz…
Neden halkımıza “dürüst” davranmıyoruz…
Anlayabilmiş değilim.
Hâlâ rahip de, rahip!
Hâlâ ABD de, ABD!
Hâlâ sürekli lanetlediğimiz dış güçler!
Yahu suçu başkalarının üstüne atmaktan vazgeçelim.
Sürekli “şeytan taşlama” huyunu bırakalım.
Artık kabullenelim.
Ekonomimiz hastaydı…
Bu hastalığı biz hep görmemezlikten geliyorduk…
Görüyorduk, millete göstermiyorduk…
Sonunda bardak doldu doldu, haa belki rahip bardağı taşıran son damla oldu…
Ve sonunda Türk Lirası tepetaklak gitti.
Biz güçlü olsaydık…
********
Lütfen şu soruların cevabını hep birlikte düşünelim!
*Biz, “borç ekonomisi” değil de “üretim ekonomisi”ni tercih etseydik…
*Biz, dünyada paranın bol olduğu dönemlerde aldığımız kredileri “inşaata” değil de, “gelir getirici yatırımlara” yönlendirseydik…
*Biz, yıllarca kazandığımızdan daha fazla harcamasaydık…
*Yani biz, ayağımızı yorganımıza göre uzatsaydık…
*Biz, hava atmak için lüks içinde yaşamasaydık, sağa sola para harcamasaydık…
*Biz, “çalışarak yaşamayı” aptallık, “çalışmadan yaşamayı” uyanıklık olarak topluma aşılamasaydık…
*Biz, devleti 543 milyar dolar, özel sektörü 245 milyar dolar borçlandırmasaydık…
*Biz, aldığımız borçlarla “gereksiz yatırımlara” yönelmeseydik…
*Biz, köylümüzü topraktan koparmasaydık, “tarım ülkesi” özelliğimizi koruyabilseydik…
*Biz, enerjiden sonra “gıda”da da dışa bağımlı hale gelmeseydik…
*Özetle biz; “çalışan, üreten, artı değer yaratan, ihracat yapan, tüketimi ölçülü, bilime ve teknolojiye önem veren” bir ülke olabilseydik…
Böyle bir ekonomik kriz yaşar mıydık?
Paramız “pul” olur muydu?
Yani biz şimdi, yukarıda saydığım bütün gerekleri yerine getirdik de, o hain dış güçler mi bizim paramızı tepetaklak etti?
Yapmayın, etmeyin, ne olur!
Bugün bu haldeysek, suçlu biziz!
Şu halimize bakın, “hastalığını kabul etmeyen hastadan” hiç farkımız yok!
Hastayız, iyileşmek de bizim elimizde.
Gerçekleri kabul etmekten başka çaremiz yok
******
Gerçekler, acıdır.
Gerçekler, istesek de istemesek de acıtır.
İtiraz etmeyelim, suçu başkasının üstüne atmayalım, oturalım gerçekleri kabul edelim.
Kabul edelim ve kendimize yeni bir sayfa açalım.
“Laylaylom yaşamak” devrinin bittiğini…
Çok çalışıp borçlarımızı ödemek zorunda olduğumuzu…
Çok tüketmek alışkanlığımızı bırakmamız gerektiğini…
Rant peşinde koşma devrinin sona erdiğini…
Millete anlatalım.
Kendimize inandırıcı programlar yapıp, yola çıkalım.
Ah vah çekmenin anlamı yok!
Ah vah çekmek, bizi sorunlarımız ve sorumluluklarımızdan kurtarmaz.
Tabii çok acı çekeceğiz…
Aileler, şirketler, kurumlar, hepimiz ama hepimiz “bedel” ödeyeceğiz…
Ancak çare yok!
Bu ülke hepimizin.
Bu ülke ekonomik krize girdiyse, bunda senin, benim, hepimizin kusuru var.
Türkiye, “bolluk içinde yüzen bir dönem” geçirdi…
Maalesef çoğumuz bu bolluğu “iktidarın becerisi” olarak değerlendirdi.
Oysa o bolluk, “yurt dışından devletin aldığı 453 milyar dolar ve özel sektörün aldığı 245 milyar dolar borcun” bolluğu idi.
Yani bizim olmayan paralarla biz sefa sürdük.
Lüks otomobiller aldık, lüks konutlar yaptık, AVM’ler, rezidanslar…
Özetle, yıllarca “hak etmediğimiz” bir hayat yaşadık.
Aldığımız borç paraları yedik içtik, kendimizi “zenginleşmiş” kabul ettik.
Yaşadığımız hayatın “sürdürülebilir” bir tarafı yoktu.
Eninde sonunda foyamız ortaya çıkacaktı.
Erteledik erteledik, nihayet bu yıl “krize” yakalandık.
Neden bu yıl?
**********
Siz, genel seçimlerin neden bir yıl öne alındığını sanıyorsunuz?
Kriz bağıra bağıra geliyordu, tam seçim sürecinde yakalanmamak için, seçimler 1.5 yıl öne çekildi.
Seçimlerde yine “yalancı cennet” yaratıldı, her kesime olmayan paralar bol keseden dağıtıldı, seçim kazanıldı, artık kriz gelebilirdi.
Geldi de…
Yılın sonuna kadar ödememiz gereken 240 milyar dolar borcumuz var.
Aşağı yukarı 55-60 milyar dolar da “cari açık” finansmanı için para lazım.
Bu kadar paramız var mı?
Yok!
Yine dışarıdan bulmamız gerekiyor.
Bu arada değişik nedenlerle risk primimiz yüksek, kolay para bulamıyoruz, bulsak bile “tefeci faizi”yle…
Bizim dövize talebimiz fazla, yeteri kadar “arz” da olmayınca, dövizin değeri arttı.
Olup biten bu!
Birlikte başaracağız
1994'te çiller herkeze 2 anahtar dağıtırken nisan ayının bir sabahı dolar o zamanda mart kedisi gibi azıp yukarılarda dolaşmaya başladı....2000 krizinde zaten yanlız dolar artışı deyil bir ülkenin ekonomi olarak başına gelebilecek bütün beterlikleri yaşayıp milyarlarca dolar hazinenin kasasından çıkıp birilerinin cebine girdi.......her iki kriz esnasında ve sonraki süreçte ülkemizin çokbilmiş ordünolüs profesörleri her halttı bilen duayen gazetecileri vede evindeki mutfak masrafının hesabını yapmaktan aciz ekonomistler tv kanallarında ahkam kesip, bu krizlerin birinci nedeni olarak koalisyon hükümetlerinden dolayı her liderin farklı ekenomi tarzının olup,uyum sorununu neden olarak gösteriyorlardı...yani suçlu koalisyon du....geldik 2018 yılına dolar bir hafta veya on günde 4.50 civarı idi şuan 7 lira....hükümet 1950 yılı öncesi olduğu gibi tek parti hükümeti...o zaman inönü şimdi ise 16 yıldır erdogan yönetti ve yönetiyor...iğnesi bozuk plak gibi tekrarlanan fakat bizim olmayan yollar hava alanları köprülere hastanelere bu dolarlar gitmedi ise nerede bu dolar...ağızda sakız edilen hazinenin kasasında yüz milyar dolardan fazla olduğu her mitingte tekrarlanan bu para ile şuanda neden müdahale edilmez.... herşeyi kontrol altında tutan erdoğan doların yükselmesini nasıl kontrol edemiyor yoksa çılgın projelerin devamı için finans yaratmanın bir başka yolumudur doların bu kadar zıplaması....nereden bakarsan bak soru işareti dolu bir süreçten geçiyor ülke...bakalım önümüzdeki günler hangi süprizlere gebe göreceğiz....
Düşme aşamasına geçiyor şu an. Ne kadar böyle gider bilinmez.
1 Dolar 6.38 TL -1 Euro 7.45 TL Tarih:29 Ağustos 2018
tarafsız ekonomi uzmanları bundan haftalar önce bağıra çağıra,eğer alınması gereken asıl tedbirlerin alınmaması durumunda bayram sonrası dövizin artışının devam edeceğini daha da kötüsü eylül ayında korkutucu gelişmelerin olacağını söylediler.Bu söylenenlerin haklılığı şimdi ortaya çıkıyor.ül***i yönetenler ise dış odakları suçlamaya ve komaya girecek hastaya pansuman yapmaya devam ediyorlar.
şu an itibarıyla dolar % 2 daha attı..! 1dolar=6.59 tl oldu. bayram sonrasında p.tesi'den bugüne hergün % 2 artıyor. bu işin sonu nereye varacak..? yangına dur denmeye kimsenin niyeti yok anlaşılan..! bu arada birileri de malı götürüyor..!
ben bu konuyu 30 gun önce actım su an da 50 bin tl olsaydı 4.99 dan aldıgım dolar su an 68 bin tl param olacaktı 1 ayda 18 bin tl kar elde etmiş olacaktım veya en kötü 5000 tl lik dolar alsaydım 1800 tl kar elde edecektim vurgun bunu bilenlerin işine yaradı benc e
malesef ülkemizin ekonomik gidişatı. berbat. birileri buna dur demeli ve bu durumu acilen düzeltmeli.
He VALLAH
Dolar : 5,99 Euro :7,01 Kaynak Halk Tv