Bugün buraya arkadaşlar.
Printable View
Bugün buraya arkadaşlar.
Ölen Türk hacıların isimleri belli oldu
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Mekke Mina'da şeytan taşlama sırasında çıkan ölen iki Türk hacının isimleri açıklandı. Faciada yaralanan ve taburcu olan Türk hacıların isimleri de şöyle:
Mekke'de şeytan taşlama bölgesinde çıkan izdihamda ölen 2 Türk hacının kimlikleri belirlendi. AA muhabirinin Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerinden aldığı
bilgiye göre, Mina'da şeytan taşlama sırasında Cemerat Köprüsü'nde yaşanan izdihamda, İstanbul 15. kafileden Aysun Şen ile Gülendam Kurt yaşamını yitirdi. Olayda 3 Türk hacının da hafif şekilde yaralandığı kaydedildi.
Yaralılar: Ümmiye Turan, Ahmet Eren, Ümmühan İleri..
Taburcu olanlar: Asiye Bulay, Ayşe Akbaş, Fidan Gülsoy
Kurban Bayramı'nın üçüncü günü, Mina'da şeytan taşlama alanında meydana gelen izdihamda 345 kişi öldü, yaralı sayısının da 200 olduğu çok sayıda kişi yaralandı
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw, İran'a BM'nin yaptırım uygulayabileceğini ancak harekatın gündemde olmadığını söyledi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, İran'ın nükleer yakıt çalışmalarına yeniden başlaması nedeniyle bu ülkeye BM'nin yaptırımlar uygulayabileceğini, ancak askeri harekatın gündemde olmadığını söyledi.
İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye demeç veren Straw, "Açıktır ki İran taahhütlerine uymazsa BM Güvenlik Konseyi yaptırımları hesaba katacaktır" dedi.
Straw, "İran'a askeri saldırı olasılığı" ile ilgili bir soruya ise "Hiç kimse İran ile ilgili işgali ya da askeri harekatı konuşmuyor" yanıtını verdi.
(alıntı trt.net.tr)
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Ağca'nın Tahliyesine İnceleme
bakan Çiçek: Ağca'nın tahliyesi kararına Yargıtay incelemesi başlatacağım.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Mehmet Ali Ağca'nın tahliye kararının bütün yönleriyle bir kez daha incelenmesi için önümüzdeki hafta yazılı emir vermek suretiyle Yargıtay incelemesi başlatacağını söyledi.
Cemil Çiçek "İşlerin bu kadar karmaşık hale gelmesindeki en önemli faktörlerin başında sık sık çıkarılmış olan aflar gelmektedir" şeklinde konuştu.
Çiçek şu açıklamaları yaptı:
"Olayın karmaşıklığı yurtdışındaki geçtiği sürenin yeni baştan hesaplanması, Türkiye'deki tüm dosyalar ve aradan geçen süre içerisindeki mevzuattaki değişiklikler de hesaba katılarak bir defa daha bu hesaplamanın, mevzuat açısından, yattığı süreler açısından, şahsen bir defa daha gözden geçirilmesinde adalet bakanı olarak elimde bir tek imkan var o da yazılı emir yoluna gitmektir. Ben şimdi savcı arkadaşlarımızla da konuştum. Onlar dosyayı bir defa daha bu açıdan inceleyip bana gönderecekler. Ben de en kısa süre içinde önümüzdeki hafta içinde yazılı emir yoluna gitmek suretiyle konunun bütün yönleriyle ve bütün mevzuat açısından infaz hukuk ile ilgili olarak yazılı emir yoluyla Yargıtay incelemesine sunmak üzere bu yola da başvuracağım. Bunu da belirtmek istiyorum."
(alıntı trt.net.tr)
Avrupa Birliği'nin (AB) desteğiyle yürütülen Temel Eğitime Destek Programı (TEDP) kapsamında Diyarbakır'a 7 milyon Avro'ya mal olacak 12 okul yapılacak.
TEDP Diyarbakır Sorumlusu Ahmet Özmen, yaptığı açıklamada, AB'nin temel eğitimi desteklemek üzere Akdeniz Fonu'ndan 100 milyon Avro'luk hibeyi Türkiye'ye aktardığını, fonun TEDP için kullanıldığını söyledi.
Yaklaşık 3 yıl önce başlayan TEDP'in amacının örgün ve yaygın eğitime devamlılığın sağlanması ile okullaşma oranının ve eğitim kalitesinin artırılması için ulusal düzeydeki eğitim reformlarının desteklenmesi olduğunu kaydeden Özmen, temel eğitimin dışında kalmış kız çocukları, yetişkinler ve risk altındaki çocukları eğitime kazandırmak ve toplumu eğitimin gerekliliği konusunda bilinçlendirmenin programın hedefleri arasında bulunduğunu vurguladı.
Programın uygulandığı 9 il arasında Diyarbakır'ın da yer aldığını, program kapsamında eğitimin kalitesinin yükseltilmesi için çeşitli etkinliklerin düzenlendiğini aktaran Özmen, ayrıca program uyarınca kente 12 okul yapılacağını bildirdi.
Okulların ilçe ve köylerde ihtiyaç olan yerlerde yapılacağını ifade eden Özmen, şöyle dedi:
“AB'nin desteğiyle yürütülen 'Temel Eğitime Destek Programı' kapsamında Diyarbakır'a 7 milyon Avro'ya mal olacak 12 okul yapılacak. Okulların yapımı için ihale yapıldı. Mart ayında bu 12 okulun temeli atılacak. 12 okul toplam 149 derslikli olacak. Okullarda yaklaşık 7 bin öğrenci eğitim görecek. Okullar temeli atıldıktan 300 gün sonra bitecek. Bu okullar kentteki derslik sorununun çözümüne katkıda bulunacak.”
Alıntı hurriyet.com.tr
Mekke'de dün şeytan taşlama sırasında meydana gelen izdihamın ardından kayıp olduğu açıklanan 14 Türk hacıdan 6'sına sağ olarak ulaşıldı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman, yaptığı açıklamada, dün meydana gelen izdihamın ardından 14 Türk hacının kayıp olduğunu tespit ettiklerini ifade ederek, ancak bugün itibariyle söz konusu hacılardan 6'sına sağ olarak ulaştıklarını bildirdi.
Bu hacıların sağlık yönünden herhangi problemleri olmadığını ifade eden Karaman, şunları kaydetti:
“Şu anda hastane morgunda olayda ölen hacıların kimliklerinin tespit çalışmaları devam ediyor. Şu ana kadar olayda hayatını kaybedenler arasında 5 Türk hacının kimliği tespit edildi. Halen kendilerine ulaşılamayan 8 hacımıza da ulaşmak için çalışmalarımız devam ediyor. Umarım bu hacılarımıza da sağ salim ulaşırız”
Mina'da şeytan taşlama bölgesinde dün öğle saatlerinde meydana gelen izdihamda şu ana kadar ölenlerin sayısının 369 olduğu ve bunların arasında 5 Türk hacının da bulunduğu açıklanmıştı.
Alıntı hurriyet.com.tr
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, tarihi yarımadada çevre kirliliğine neden olan atölyeler, toptancılar ve depoların taşınmasıyla ilgili tebligatlar yapıldığını ve belli süreler verildiğini belirterek, “Bir müddet sonra oraya araç girişlerine müdahale etmek durumundayız” dedi.
Topbaş, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, her dönem tarihi yarımadayı tekrar ihya etmek, eski hale getirmek ve buradan sanayiden çok daha fazla girdisi olabilecek turizm girdisi sağlayabilmek için çalışmalar yapıldığını, ancak ciddi anlamda uygulamaya geçilmediğini söyledi.
Bölgeye olumsuz etki yapan birçok atölye ve büyük depolar bulunduğunu, bunun ciddi problem yarattığını kaydeden Topbaş, taşınma sonrasında büyük kamyonların artık buralara girmemesi sağlanarak, ticaret yapanların çalışmalarını başka yerlerde yürütüp, burada sadece ofis mantığı güdebileceklerini ifade etti.
Kadir Topbaş, şu anda büyük depo ve toptancı olarak kullanılan hanların turizme katkı getirecek şekilde farklı fonksiyonlara dönüştürülmesinin daha doğru olacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bazı imalathaneler, özellikle kuyumcu atölyeleri, atıklar nedeniyle ciddi kirlilik arzeden konumdalar. Bunların daha doğru, çağdaş ve disipline edilmiş yerlere taşınması buranın daha çok hizmet ve turizm ağırlıklı yerlere dönüşmesi şart. Bununla ilgili yapılmış tebligatlar var.
"BU KENT KENDİ DEĞERİNİ HEDER EDİYOR"
Bir müddet bu tebligatlar için süreler verildi. Bundan sonra bu süreler daraltıldı. Bir müddet sonra oraya araç girişlerine müdahale etmek durumundayız. Tarihi kurtarmak durumundayız. Çünkü turizmden ciddi girdi sağlayacak bu kent, kendi değerlerini heder etmekte. Bu ticaret yine bir şekliyle olabilir ama artık büyük nakliyeler oluşturan, büyük kamyonların yüklendiği, boşaltıldığı depolar değil, daha çok ofis ve irtibat yeri niteliğinde olmalı.”
Topbaş, bölgede imalatın artık ortadan kalkması gerektiğine dikkat çekerek, “Özellikle Kuyumcukent devreye girmeli. Arıtma tesisi bulunan ve çağdaş mekansal bütünlüğe sahip mekanlara taşınmalarını arzu ediyoruz. Onlara gereken baskılar yapılacaktır” dedi.
GİYİMKENT'E TAŞINMA
Giyimkent Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Çınar da, Eminönü'nde yoğunlaşan ve tarihi dokuya zarar veren toptancıların artık, bugünkü yatırım değeri 750 milyon dolara ulaşan Giyimkent'e taşınması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Eskiden zorlayıcı tedbirleri almak çok haklı zemine oturmuyordu. Şimdi haklı zemine oturuyor. Bu tedbirleri kullanma hakkı var. Dolayısıyla adama 'şimdiye kadar yerini bulaydın' derler. Toptan ticaretin ihtiyaç duyduğu lojistik imkanlardan mahrum kalınca insanların burada yapacağı birşey kalmayacak.”
TEKSTİLKENT
Çınar, İTO'nun 45 bin tekstilci üyesi bulunduğunu, ancak gelecekte sektörde ciddi bir eleme yaşanacağını ve bunun sonucunda 10 bin civarında kişinin bu işi sürdüreceğini tahmin ettiklerini belirterek, ”Dolayısıyla tekstilin tamamını tekstil vadisi olarak adlandırabileceğimiz Tekstilkent ve Giyimkent'de barındırabiliriz diye iddiamız var. Çünkü bu iki yerde de 7 bin 200 ünite mevcut. Zaten 10 binlik yapı hedeflenmiş durumda” diye konuştu.
Tarihi yarımadadaki toptancı esnafın, Giyimkent ve Tekstilkent'in henüz pazar olmadığını düşünmeleri nedeniyle taşınmaya sıcak bakmadığını dile getiren Çınar, bu noktada kamyonların bölgeye sokulmaması ve yüklemenin imkansız hale getirilmesi gibi birtakım zorlayıcı tedbirlerin devreye girmesinin şart olduğunu söyledi.
KUYUMCULAR ODASI NE DİYOR?
İstanbul Kuyumcular Odası Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Kameroğlu da sektör olarak yüzyıllardır tarihi yarımadada bulunduklarını ifade ederek, “Sektörün kalbi, herşeyi burada konuşlanmış. Ticaret burada yoğunlaşmış” dedi.
Kameroğlu, Eminönü'nde fabrikasyon çapta büyük imalat yapan kuyumcuların bir kısmının Kuyumcukent ve Marmara Sanayi Sitesi'ne taşındığını kaydederek, “İmalat yapıp da çevreyi kirletenlere biz de karşıyız. Ancak Kuyumcukent'te yeri olmayan küçük esnaf, sanatkarlarımız var. Sapla samanı ayırt etmek lazım. Burada kalması gerekenleri kalabilme ölçeklerine getirmemiz gerekir” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Van'da kuş gribi nedeniyle toplanan kanatlı hayvanların itlafı yine vicdanları sızlattı. Poşetlere konulan kanatlı hayvanlar diri diri toprağa gömüldü.
Van'da bugüne kadar 146 bin 729 kanatlı hayvan itlaf edildi. Ancak kentte yapılan son itlaf çalışmalarından birinde uygun yöntemler kullanılacağına, hayvanlar canlı canlı gömüldü.
Poşetlere konulduktan sonra çukura atılan çok sayıda tavuğun canlı olduğu görüldü. İtlaf sırasında ekipler, kaçan havyanları yakalamaya çalıştı. Hayvanların yakalanmasıyla, çukur iş makineleri yardımıyla dolduruldu.
Usulüne uygun olarak yapılması gereken bir itlaftan çok, vahşeti andıran görüntüler daha önce de Kars'ta yaşanmıştı. Burada kanatlı hayvanlar canlı canlı yakılmış, Kayseri'de ise canlı canlı gömülmüştü.
Kars'ta usulüne uygun olarak yapılmayan itlaf çalışması üzerine Kars Cumhuriyet Savcılığı, sorumlular hakkında uygun itlaf yöntemi kullanmadıkları ve hayvanlara eziyet ettikleri için soruşturma başlatmıştı.
Bolu'da üç şüpheli hasta kaçtı
Bu arada Bolu'da kuş gribi şüphesiyle tedavi altına alınan aynı aileden üç kişi hastaneden kaçtı.
Tavuk üreticiliği yapan Yüksel Çelik, eşi Hacer ve oğlu Göksel, dün akşam saatlerinde yüksek ateş ve halsizlik şikayeti ile Köroğlu Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Kan örnekleri alınan üç hasta, acil servisteki bir odada karantina altına alındı.
Hastaların şikayetlerinin kuş gribi belirtileri ile örtüştüğünü tespit eden doktorlar, hastaların İzzet Baysal Devlet Hastanesi'ne sevkine karar verdi. Bu sırada sevk işlemleri yapılan üç hasta karantina altında tutuldukları odadan kaçtı.
Polis, kaçak hastaları bulmaya çalışıyor. Doktorlara, bir ay önce yaban ördeği yediklerini ve tavuk yetiştiriciliği yaptıklarını belirten Çelik ailesinden alınan kan örnekleri de tahlil için İstanbul'a gönderilecek.
Son gelişmeler:
Hasta sayısı 13: Kuş gribi teşhişi konulan hasta sayısı 18'e yükseldi. Bu kişilerden 3'ü hayatını kaybetti, 2'si de tedavilerinin ardından taburcu edildi. Hala 13 kişi çeşitli hastanelerde tedavi görüyor.
Son olarak Diyarbakır'da tedavi gören ve Siirt'in Baykan ilçesinden getirilen altı yaşındaki Serpil Baysal ile Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde oturan dört yaşındaki Selami Baş'ın test sonuçları pozitif çıktı.
Tavukla temas öyküsü bulunan bu kişilerin sağlık durumunun 'stabil' seyrettiği belirtildi.
Isparta: Senirkent ilçesine bağlı Gencali, Akkeçili, Garip köyleri ve Kayaağzı mevkiinde kuş gribi şüphesiyle kümes hayvanlardan alınan numunelerin pozitif çıktığı belirtiliyor. Dün başlatılan ve bu sabaha kadar devam eden çalışmayla 7 bin kanatlı kümes hayvanı itlaf edildi.
Şanlıurfa: Çocuk Hastalıkları Hastanesi İntaniye Servisi karantinaya alındı.
Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kuş gribi teşhisiyle tedavi altında olan Sümeyye Mamuk ile Samsun'da kuş gribi virüsü tespit edilen 12 yaşındaki Osman Şenmemiş taburcu edildi. Hastalığı zatürreye dönüşmeyen Mamuk'un hızla iyileştiği belirtildi.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 11.01.2006 saat 17.00 itibariyle açıkladığı kuş gribinin kesinleştiği ve şüpheli olan iller şöyle:
Kuş gribinin kesinleştiği iller:
* Iğdır
* Erzurum
* Ağrı
* Bursa
* İstanbul
* Şanlıurfa
* Erzincan
* Bitlis
* Yozgat
* Van
* Ankara
Kuş gribi şüphesi bulunan iller:
* Muş
* Rize
* Kars
* Ardahan
* Aydın
* Isparta
* İzmir
* Osmaniye
* Elazığ
* Diyarbakır
* Karaman
* Sivas
* Konya
Şu ana kadar üç kişi öldü
Ölümcül kuş gribi virüsü H5N1, ilk olarak geçtiğimiz yılın ekim ayında Balıkesir'in Manyas ilçesine bağlı Kızıksa beldesinde bir hindi çiftliğinde ortaya çıktı.
Bölgede 21 gün süren karantinanın ardından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, kuş gribinin tamamen bittiğini açıkladı, ancak 2006'nın ilk günlerinde gelen ölüm haberleriyle kuş gribi tekrar Türkiye'nin gündemine oturdu.
Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinden Van'a sevkedilen ve ölü tavuklarla temasta bulundukları belirlenen üç kardeş tedavi gördükleri YYÜ Tıp Fakültesi hastanesinde hayatını kaybetti:
1 ocak: Muhammet Ali Koçyiğit (14)
5 ocak: Fatma Koçyiğit (15)
6 ocak: Hülya Koçyiğit (11)
Koçyiğit ailesinin hayatta kalan son çocuğu olan Ali Hasan ise 9 ocakta taburcu edildi.
Ölümlerin ardından kuş gribi virüsü Doğu bölgeler başta olmak üzere hızla yayıldı ve birçok bölgede kanatlı hayvanlarda görülmeye başlandı. Hastalıklı hayvanlarla temas eden 10'u aşkın kişi kuş gribi tanısıyla tedavi altına alınırken, panik içindeki yüzlerce kişi de hastanelere akın ediyor.
Kuş gribi virüsü yılbaşından bu yana Batı bölgelere doğru yayılışını sürdürdü ve Ankara'nın ardından, İstanbul'da da ortaya çıktı.
Bugüne kadarki gelişmeler:
İran, Gürbulak ve Esendere Sınır Kapısı'ndan araç ve insan geçişini yasakladı.
AB, Türkiye'de kuş gribi nedeniyle ölümlerin yaşanması üzerine komşu ülkelere de ithalat yasağı uygulama kararı aldı.
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ülke genelinde avı yasakladı.
Türkiye'nin sipariş ettiği bir milyon kutu ilaçtan 100 bini geldi. 3 bin kutu ilaç acil ihtiyaç duyulan Van'a gönderildi.
Alıntı cnnturk.com.tr
Yunanistan bandıralı 'Anangel Dynasty' adlı yük gemisi, Çanakkale Boğazı Nara Burnu Feneri önlerinde karaya oturdu.
288 metre uzunluğundaki yük gemisi, Brezilya'nın Tubarao Limanı'ndan Romanya'nın Constanza Limanı'na 164 bin 993 ton demir cevheri taşıyor.
Gemi, Çanakkale Boğazı'nın manevra yapılması en güç noktalarından biri olan Nara Feneri önlerinde karaya oturdu.
Kılavuz kaptanının durumu telsizle Gemi Trafik Hizmetleri'ne (VTS) bildirmesinin ardından, 'Söndüren-4' ve 'Kurtarma- 4' adlı römorkörler ile Kıyı Emniyeti ve Gemi İşletmeleri'ne ait bir bot olay yerine sevk edildi.
Yetkililer, gemi kaptanının henüz yardım talebinde bulunmadığını, kendi imkanlarıyla kurtulmaya çalıştığını belirterek, ilk incelemelerde geminin gövdesinde yırtık bulunmadığını ve çevre kirliliği yaratmadığını kaydetti.
Alıntı cnnturk.com.tr
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
stanbul Deniz Otobüsleri (İDO), Çengelköy - Eminönü arasında 16 ocaktan itibaren hızlı motor seferleri başlatacak.
İDO'dan yapılan açıklamada, "mevcut Çengelköy - Beylerbeyi - Kuzguncuk - Beşiktaş - Eminönü hattının seferleri artırılarak, 16 ocak pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün dokuz deneme ilave seferi yapılacak. Özellikle yoğun köprü trafiğinin rahatlatılmasına yönelik başlatılacak uygulamayla İstanbullular, Avrupa ile Asya kıtaları arasında zahmetsiz yolculuk yapabilecek'' denildi.
İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy, Çengelköy - Eminönü - Çengelköy seferleriyle İstanbul'un Boğaz trafiğinin rahatlayacağını ve önemli bir alternatif oluşturacağını bildirdi.
Paksoy, ''özellikle son günlerde kangren halini alan kara trafiğinin çözüm yolu denizden geçiyor. Deniz ulaşımının yaygınlaşması için ısrarlarımız sürüyor, sürecek'' dedi.
Hızlı motorların kullanılacağı Çengelköy - Eminönü arasında başlatılacak deneme seferlerinin saatleri şöyle:
Çengelköy'den Eminönü'ye:
09.20, 10.15, 11.15, 12.00, 13.00, 13.35, 14.35, 15.20, 16.20.
Eminönü'den Çengelköy'e:
10.10, 11.05, 12.05, 12.50, 13.50, 14.30, 15.30, 16.10, 17.10.
Alıntı cnnturk.com.tr
İzmir'in Buca ilçesine bağlı Kaynaklar beldesiyle Kırıklar ve Karacaağaç köylerindeki 85 minibüs şoförünü haraca bağlayıp, tehditle para toplayan çete, jandarmanın operasyonuyla çökertildi. Şoförlerin haraç vermeyi reddetmesi üzerine kahvehane basıp bir kişiyi yaralayan 4 çete üyesi adliyeye sevk edildi.
Kaynaklar Beldesi, Kırıklar ve Karacaağaç köylerinden Buca ilçe merkeziyle otogar hattında çalışan minibüs şoförlerinden günlük haraç toplandığı ihbarını alan jandarma ekipleri, çalışma başlattı. Jandarmanın takibi sırasında çete elemanları, dolmuş şoförlerinin bazılarının haraç vermeyi reddetmesi üzerine, Kaynaklar Belediye Başkanı Mustafa Karagülmez'in de oturduğu kahvehanayi bastı. Ellerindeki tabanca ve bıçaklarla girdikleri kahvehanedekileri tehdit edip para isteyen çete elemanları, isteklerine olumsuz yanıt veren kişilerle tartışmaya başladı.
BİR KİŞİ YARALANDI
Bir anda büyüyüp tabanca ve bıçakların kullanıldığı kavgaya dönüşen olay sırasında Çiftçi Mallarını Koruma Derneği'nde bekçilik yapan 31 yaşındaki üç çocuk babası Abdurrahman Tatar, çete elemanlarının bıçak darbeleriyle yaralandı. Ağır yaralı olarak İzmir Eğitim Hastanesi'ne kaldırılan Tatar'ın tedavisine devam edildiği sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi.
Kahvehane baskınının ardından operasyon başlatan Buca İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, çete üyesi olduğu iddia edilen 31 yaşındaki Barış: Ö, uyuşturucu madde bulundurmak, hırsızlık ve gasptan suç kaydı bulunan 21 yaşındaki Fatih Ö. 33 yaşındaki Ahmet S., hırsızlık suçundan kaydı bulunan 39 laşındaki Levent Ö. ile hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından kaydı bulunan 20 yaşındaki Yusuf T.'yi gözaltına aldı.
50 ŞOFÖR ŞİKAYETCİ OLDU
Çete üyelerinin Kaynaklar Jandarma Karakolu'na götürülmesinin ardından üç yıldır çeteye haraç ödemek zorunda kalan ve korkularından şikayetci olamayan 50 minibüs şoförü jandarmaya başvurdu. Gözaltındaki zanlılardan şikayetci olan minibüs şoförlerininin ifadelerinde, eşlerinin ve çocuklarının öldürülmesinden korktukları için para vermeyi kabul ettiklerini söyledikleri belirtildi.
Olaylara karıştığı belirlenen ve çetenin lideri olduğu öne sürülen 35 yaşındaki Ekrem A.'nın yakalanması için çalışmalarını sürdüren jandarma, 5 çete üyesini de yapılan işlemlerin ardından adliyeye sevketti. Çete elemanları, karakol çıkışında görüntü almaya çalışan basın mensuplarına da tehditler savurdu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Kızılay'da F tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla toplanan bir grup, Adalet Bakanlığı önüne yürümek isteyince polis tarafından gözaltına alındı.
Kendilerine “Haklar ve Özgürlükler Cephesi” adı veren küçük bir grup, saat 13.00 sıralarında YKM önünde toplandı. Burada, “Tecrit AKP ile devam ediyor” yazılı pankart açan eylemciler, “Tecridi kaldırın, ölümleri durdurun” şeklinde slogan attılar.
F tipi cezaevlerini protestolarını yaklaşık 3 yıldır “ölüm orucu” adı verdikleri eylemle devam ettirdiklerini belirten gruba mensup bir kişi, Sincan F tipi Cezaevi'nde yatmaktayken bir süre önce kendisini yakan ve Numune Hastanesi'nde tedavi gören Serhat Demirel'in bayramdan iki gün önce öldüğünü bildirdi.
Eylemci grup, daha sonra YKM önünden Adalet Bakanlığı'na doğru yürüyüşe geçti. Bu sırada, YKM önünde geniş güvenlik önlemi alan Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne mensup polisler, söz konusu kişileri çember altına aldı.
Eylemcilerin, barikatı aşmak için ellerindeki döviz ve pankart sopalarıyla polislere vurması üzerine kısa süreli bir arbede yaşandı. Çevik Kuvvet mensupları, bu sırada biber gazı sıkarak eylemcileri etkisiz hale getirdi.
Emniyet yetkililerinin, “Basın açıklamanızı burada yapın, ısrar ederseniz göz altına alacağız” şeklindeki uyarılarına rağmen barikatı aşmak için tekrar harekete geçen eylemciler, gözaltına alınarak çevik kuvvet otobüsüne bindirildi.
Gözaltına alınan 19 kişi, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
Alıntı hurriyet.com.tr
Terör örgütü PKK'nın yöneticilerinden Murat Karayılan, geçen Ekim ayında yol kesen teröristlerin kaçırdığı polis memuru Hakan Açıl’ı bayram nedeniyle serbest bırakmak istediklerini ancak teslim alacak bir kurum veya aracı bulmadıklarını öne sürdü.
PKK'nın yayın organı konumundaki 'Fırat Haber Ajansı'na konuşan Karayılan, polis memuru Hakan Açıl’ın serbest bırakılması için çağrılar yapıldığı halde bu görevliyi teslim almaya dönük şimdiye kadar bir girişim olmadığını söyledi. Kurban bayramı nedeniyle bu konuda etkili bir girişim olmasını beklediklerini iddia eden Murat Karayılan, “Böyle bir girişim halinde bu polis memurunun salıverilmesi ve ailesine sağ salim ulaştırılması için elimizden gelini esirgemeyeceğiz” dedi.
Polis memuru Hakan Açıl’ı ‘sağlam kişi’ ve kuruluşlar olmadan dağ başına bırakamayacağını iddia eden terör örgütünün önde gelen isimlerinden Murat Karayılan, “Güvenilecek kişi ve aracıların olması gerekir. Daha önce er Kırandi’nin bırakılmasına aracılık edenler şimdi yargılanıyorlar. Bu yargılama insanları çekinir pozisyona koymaktadır. Polis memurunu bırakmak istiyoruz, ancak teslim alacak kimse yok” dedi.
Şırnak’ın Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru Hakan Açıl, Mardin’in Midyat ile Şırnak’ın İdil ilçesi arasındaki Mağara Köyü yakınlarında 9 Ekim’de karayolunu kesen bir grup terörist tarafından kaçırıldı. Açıl’ın ailesi, Hakan Açıl’ın serbest bırakılması için İHD’den yardım istmişti. Hakan Açıl, babası ile telefonla görüştürülürken sağlığının iyi olduğunu bildirmişti. Hakan Açıl, son olarak 2 gün önce Roj TV’ye telefonla bağlanarak ailesinin bayramını kutlamıştı.
Alıntı hurriyet.com.tr