Bugün buraya...
Printable View
Bugün buraya...
ABD'nin Florida eyaletinde, okulunda silah taşıyan bir lise öğrencisi, polis tarafından vurularak öldürüldü.
Polis yetkilileri, Orlando yakınlarındaki Milwee Lisesi'nde 15 yaşındaki bir öğrencinin silah bulundurduğunu tespit ettiklerini ve öğrencinin polisle konuşurken silahını çektiğini söylediler.
Çocuğun Beretta tipi silahını kendi boğazına dayadığını ve intihar edecek gibi göründüğünü belirten yetkililer, öğrencinin polisin ateş açması sonucu yaralandığını kaydetti.
Polise göre, öğrenci kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Mehmet Ali Ağca'nın İtalya'da cezaevinde bulunduğu dönemde, geçen yıl 16. Benediktus adını alarak papalık tahtına oturan Joseph Ratzinger ile kardinal olduğu dönemde mektuplaştığı ortaya çıktı.
İtalya'da halen parlamenterlik yapan emekli sorgu yargıcı Ferdinando Imposimato, Adnkronos adlı özel haber ajansına yaptığı açıklamada, Ağca ile Ratzinger arasındaki yazışmaya bizzat şahit olduğunu söyledi.
Imposimato, “Ben, Ağca ile o dönemde Vatikan'daki Dinsel Öğretiler Kurulu'nun başkanı olan Ratzinger arasındaki mektuplaşmaya şahidim. Mektupları bana bizzat Ağca göstermişti. Ratzinger'e gönderdiği mektuplarda, Fatima'nın sırrından ve yaşamını değiştirmek üzere koyulduğu yoldan söz ediyordu” dedi.
Ferdinando Imposimato, Ağca'nın bugün Çamçeşme Polis Merkezi'ne imza atmaya gitmemesinin ise muhtemelen “hayatını tehlikede görmüş olmasından” kaynaklandığını söyledi.
13 Mayıs 1983'teki suikast girişimine ilişkin davalarda, geçmişte Ağca'nın ifadesini alan soruşturma yargıçlarından biri olan Imposimato, daha sonra avukat sıfatıyla Ancona Cezaevi'ne giderek Ağca ile görüşmeler yaptı.
Imposimato, halihazırda parlamenterlik görevinin yanı sıra 1983'te henüz 15 yaşındayken esrarengiz biçimde ortadan kaybolan ve Ağca ile takas için kaçırıldığı da iddia edilen Vatikan vatandaşı Emanuela Orlandi ailesinin de avukatlığını yapıyor.
Ferdinando Imposimato, Ağca hakkındaki tahliye kararıyla ilgili olarak geçen Pazar günü yaptığı açıklamada, “Artık Ağca'nın hayatı ciddi biçimde tehlikede. Tahliyeden sonra Ağca'nın yaşamının ciddi bir tehditle yüz yüze kalacağı kanaatindeyim. Zira o, İkinci Jean Paul'e karşı düzenlenen komploya, ayrıca bu komployla bağlantılı olarak daha sonra Emanuela Orlandi'nin kaçırılması hadisesine ilişkin pek çok bilgiye sahip birisi” diye konuşmuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
El Kaide terör örgütünün iki numaralı lideri Eymen El Zevahiri'nin bulunduğu ileri sürülen Afganistan sınırındaki bir Pakistan köyüne ABD tarafından düzenlendiği belirtilen hava saldırısında en az 17 kişinin öldüğü bildirilirken, El Zevahiri'nin akıbeti belli olmadı.
Amerikan televizyonları, Damadola adlı köye El Zevahiri'nin geldiği yönünde istihbarat alınmasının ardından Merkezi Haberalma Teşkilatı'na (CIA) ait pilotsuz uçaklardan köye füze fırlatıldığını duyurdu.
ABC televizyonu, Pakistanlı askeri yetkililere dayanarak, saldırıda öldürülenler arasında El Kaide'nin beş üst düzey yöneticisinin bulunduğu haberini verdi. Ancak Pakistanlı yetkililer yaptıkları resmi açılamalarda bu iddiayı doğrulamadı.
Pakistan Enformasyon Bakanı Şeyh Raşid Ahmed, olayı araştırdıklarını söylemekle yetindi.
NBC televizyonu, CIA'in kullandığı Predator tipi pilotsuz uçakların, Damadola köyüne yaklaşık 10 füze attığını duyurdu.
ABD ise saldırıyı resmen üstlenmedi. Yetkililerin açıklamalarında olaya ilişkin herhangi bir bilgi verilmedi. Bölgeden sorumlu Amerikan Merkez Komutanlığı'nın sözcüsü Binbaşı Chris Karns, resmi olarak böyle bir saldırıyı doğrulayamayacağını söyledi. CIA yetkilileri de resmi bir açıklama yapmadı.
Bütün önemli Amerikan televizyonları ise istihbarat kaynaklarına dayanarak, saldırıda El Zevahiri'nin hedef alındığını belirtti.
Olay yerinden haber veren AP ajansı, doktorlara dayanarak, saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 17 kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Aynı haberde sözlerine yer verilen Damadola köyünün bir sakini ise, saldırıda 24 akrabasını kaybettiğini söyledi. Sami Ullah adlı bu kişi, “Bütün ailem öldü. Kimi suçlayacağımı bilemiyorum” dedi.
Reuters ajansına konuşan Pakistan güvenlik yetkilileri ise 18 kişinin öldüğünü belirttiler. Saldırıda üç evin yerle bir olduğu kaydedildi.
AP'nin haberinde ölenlerin çoğunun toprağa verildiği belirtilirken CNN televizyonunun terör uzmanı Peter Gergen, yaşamını yitirenler arasında El Zevahiri'nin bulunup bulunmadığının DNA testleriyle belirlenebileceğini, ancak bunun için yeni hazırlanan mezarların açılmasının gerekeceğini söyledi.
El Kaide lideri Usame bin Ladin'in yardımcısı olan Mısırlı El Zevahiri, son aylarda zaman zaman Arap medya kuruluşlarına verilen video açıklamalarıyla dikkati çekiyordu.
El Zevahiri, 6 Ocak'ta yayımlanan son video açıklamasında, Irak'ta ABD'nin yenilgiye uğradığını savunmuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
ABD'nin Florida eyaletinde etkili olan şiddetli fırtınalar sonucu Alabama kentinde 1 kadının öldüğü, Baker kentindeki bir okulun çatısının uçması sonucu ise 13 çocuğun yaralandığı bildirildi.
Alabama kenti Conecuh ilçesi şerif bürosundan yapılan açıklamada, 58 yaşındaki Betty Williams'ın, dışarıda olduğu sırada evinin bacasının şiddetli fırtına nedeniyle üstüne çökmesi sonucu öldüğü belirtildi.
Yetkililer, Baker Okulu'nun çatısının şiddetli fırtınada uçması sonucu 13 çocuğun hafif yaralandığını kaydettiler. Ulusal Meteoroloji Servisi, okulun yakınındaki bir postane ile onlarca karavan evin hasar gördüğünü duyururken, Florida eyaleti Olağanüstü Hal Yönetimi Ajansı Direktörü Bruce Baughman, Alabama kentine bağlı küçük bir yerleşim birimi olan Belleville'de en az 18 ev ile itfaiyeye ait bir binanın hasar gördüğünü veya tamamen yıkıldığını söyledi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Irak'ın devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in yargılandığı mahkemenin başkanı Hakim Rizgar Muhammed Emin'in çekilmeyi düşünmediği açıklandı.
Basında, çekileceğine dair haberlerin yer almasının ardından konuya açıklık getiren iki hakim, iddiaların doğru olmadığını, Emin'in, dava sonuçlanıncaya kadar görevine devam edeceğini söyledi.
Emin'in duruşmalardan çekilmeyi planladığı, konuyla ilgili düşüncesini, 24 Ocak'ta yapılacak duruşmanın ardından açıklayacağı iddia edilmişti.
Saddam ve beraberinde yargılananların avukatlarından ikisinin öldürülmesi, mahkemede yasal prosedürün uygulanması üzerinde güçlükler yaratmıştı. Emin de, Saddam ve diğer yargılananlara çok uzun süreli konuşma hakkı vermekle eleştiriliyordu.
Alıntı hurriyet.com.tr
İran'ın güneydoğusundaki Zahedan kentinde üç Türk yamaç paraşütçüsü kaçırıldı.
24 aralıkta turistik amaçlı başlattıkları 'İpek Yolu' gezilerinin İran etabında kaçırılan paraşütçülerin isimleri Serdar Durna, Yurdaer Etike ve Avni Ozan.
İran, Pakistan, Hindistan üzerinden Nepal'e gitmek üzere 7 aralık 2005'te yola çıkan üç sporcunun, İran'ın güneydoğusundaki Sistan-Belucistan eyaletinin başkenti Zahedan'dan ayrılıp Pakistan'a geçmek istedikleri sırada İran-Pakistan sınırına yakın bölgede kaçırıldıkları belirtildi.
Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Halit Bozkurt Aran, Türk sporcularının kaçırıldığını doğruladı.
İran makamlarını olaydan haberdar ettiklerini ve alarma geçirdiklerini söyleyen Aran, kaçırılan Türk sporcuların kurtarılması için Türkiye, İran ve Pakistan makamlarının gerekli çalışmayı yürüttüklerini kaydetti.
Türk sporcuların kaçırıldığı bölgede, dokuz İran askeri de Cundullah (Allah'ın Ordusu) adlı örgüt tarafından kaçırılmış, İran İçişleri Bakanı Mustafa Purmuhammedi askerleri kaçıranların Taliban üyesi olduklarını açıklamıştı.
Alıntı cnnturk.com.tr
Nepal'de askerlerle Maocu gerillalar arasında çıkan çatışmada 16 gerilla ve 1 asker öldü.
Ordunun açıklamasında, başkent Katmandu'nun 225 kilometre batısında gerillaların kalelerinden sayılan Syangja'da meydana gelen çatışmalardan sonra bölgede arama çalışmalarının sürdüğü belirtildi.
Nepal'de gerillaların 4 aydır tek taraflı olarak sürdürdükleri ateşkesi ay başında sona erdirmelerinin ardından ilk defa bu kadar büyük çatışma olduğu bildiriliyor.
Syangja'da iki gün önce çıkan çatışmada 10 militan ölmüştü.
Alıntı hurriyet.com.tr
Portekiz'de bir gazetenin ortaya attığı “Cumhurbaşkanı dahil birçok üst düzey devlet yöneticisinin telefonlarının dinlendiği” iddiası ortalığı karıştırdı.
“24 Horas” gazetesi, geçmişte önemli krize yol açan “Casa Pia” adlı devlet yetimhanesinde yaşları 12 ile 13 arasında değişen 32 erkek çocuğa cinsel tacizde bulunmakla suçlanan, aralarında büyükelçi, iki televizyon sunucusu ve eski bir bakanın da bulunduğu 9 kişinin yargılandığı dava çerçevesinde, Savcılığın yasal talimat olmadan 208 sabit telefon hattını dinlediğini iddia etti.
Mayıs 2000 ile Aralık 2001 arasında Savcılığın 80 bin telefon görüşmesini dinlediğini yazan gazeteye göre, telefon konuşmaları kaydedilenler arasında Cumhurbaşkanı Jorge Sampaio, Anayasa Mahkemesi Başkanı Artur Mauricio, Başbakan Jose Socrates ve Sayıştay Başkanı Alfredo Jose de Sousa gibi isimler de bulunuyor.
Gazetenin haberi üzerine acil bir toplantı yapan Cumhurbaşkanı Sampaio, Başsavcı Jose Souto Moura'ya, telefonların iddialarıyla ilgili soruşturma açılması talimatını verdi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Eski film yıldızı olan California Valisi Arnold Schwarzenegger, gelecek hafta idam edilmesine karar verilen 75 yaşındaki hasta ve görme özürlü bir mahkumun affedilmesi talebini reddetti.
Geçen ay idam edilen eski çete lideri Stanley “Tookie” Williams'ın af talebini de reddeden ve bu kararıyla özellikle doğum yeri Avusturya'da tepki çeken Schwarzenegger, California eyaletinin en yaşlı idam mahkumu Clarence Ray Allen'ın af talebini de reddetti.
Gözleri görmeyen, kalp rahatsızlığı bulunan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan Allen, 1980'de cezaevinde bulunduğu sırada, 3 kişinin öldürülmesi emri verdiği gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmıştı.
Schwarzenegger, yaptığı açıklamada, kararına gerekçe olarak, ”Allen'ın cezaevinde bulunduğu dönemde, tanıkları susturma planı yaptığını ve işlediği suçun en tehlikeli suçlardan biri olduğunu, çünkü doğrudan yargı sistemine saldırıda bulunulduğunu” söyledi.
Allen'ın Salı günü zehirli iğneyle idam edilmesi planlanıyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
CIA'in Avrupa'da gizli cezaevleri olduğu iddialarına ilişkin Avrupa Konseyi'nin başlattığı soruşturmayı yürüten İsviçreli Senatör Dick Marty, ABD'yi insan hakları ihlaliyle suçladı.
Marty, Avrupa ülkelerinin de bu konuda sessiz kaldıkları için suçlu olduklarını söyledi.
İsviçreli Senatör Marty habercilere yaptığı açıklamada, CIA'in Avrupa'da gizli cezaevlerinin bütün Avrupa ülkelerini ilgilendirdiğini söyledi.
Marty, gizli cezaevleri ile ilgili Avrupa ülkelerinin bilgisi olduğunu ve bu duruma göz yumdukları için Avrupa'nın da suçlu olduğunu öne sürdü.
Kişisel olarak ABD'nin Avrupa'da gizli cezaevleri bulundurduğuna ikna olduğunu belirten Marty, yeterince kanıt elde etmek için soruşturmanın bir yıl daha süreceğini söyledi.
Marty'nin, CIA'in avrupa'daki gizli cezaevleriyle ilgili raporunu, 23 ocakta Avrupa Konseyi'ne sunması bekleniyor.
İddialar 2005 yılı kasım ayında ortaya atıldı
Washington Post gazetesi, geçtiğimiz yıl kasım ayında CIA'in teröre destek verdikleri iddiasıyla yakaladığı kişileri Doğu Avrupa'daki gizli cezaevlerinde sorguladığını duyurmuştu.
CIA'in zanlıları uçakla gizli cezaevlerine götürürken, Avrupa ülkelerinin hava sahasını kullandığı haberleri de tepkilere yol açmıştı. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis, üye ülkelerden iddiaların araştırılmasını ve sonuçların şubat ayı sonuna kadar açıklamalarını istemişti.
İddialar bütün Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de tartışılmıştı. Tartışma, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'na inen bir uçağın CIA'e bağlı olduğunun ortaya çıkmasıyla alevlenmişti.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, CIA uçaklarının Avrupa ülkelerinin hava sahasını kullandığı iddialarının ardından, 2 aralık 2005'te yaptığı açıklamada Amerikan İstihbarat Örgütü CIA'e ait uçağın Sabiha Gökçen Havaalanı'na iki kez indiğini doğrulamıştı.
Alıntı cnnturk.com.tr
Afganistan'da silahlı kişilerin eski Taliban yönetiminin içişleri bakan yardımcısı Muhammed Haksar'ı öldürdüğü bildirildi.
Görgü tanıkları, güneydeki Kandahar kentinde motosikletteki iki kişinin iki çocuğuyla yolda yürüyen Haksar'ı öldürdüğünü söyledi.
Haksar, 2001 yılında ABD ordusunun Afganistan'a girmesinden sonra Taliban hareketinden ayrılmış ve Amerikan yanlısı hükümete destek vermişti.
Bu arada doğudaki Paktia eyaletinde Afgan ordusu askerleriyle Taliban militanları arasında çıkan çatışmada 1 asker ve 2 militan öldü.
Alıntı hurriyet.com.tr
AB dönem başkanı Avusturya'nın ev sahipliğinde Viyana'da düzenlenen AB Adalet ve İçişleri Bakanları Toplantısının bugünkü son oturumunda, AB'nin iç güvenliğini sağlamak üzere EUROPOL adlı Avrupa polis teşkilatının görev ve yetkileri tartışmaya açıldı.
Avusturya'nın gündeme getirdiği, “EUROPOL'e Avrupa'nın iç güvenliğini ve sınır güvenliğini sağlamak üzere üye ülkelerde operasyon düzenleme yetkisi verilmesi” önerisinin, AB üyesi 25 ülke ile aralarında Türkiye'nin de bulunduğu aday ülkelerin bakanları arasında çeşitli boyutlarıyla tartışıldığı öğrenildi.
Basına kapalı yapılan toplantıda, katılımcı ülkelerin adalet ve içişleri bakanları arasında varılan mutabakatın, AB dönem başkanı Avusturya'nın İçişleri Bakanı Lisee Prokop ile EUROPOL Direktörü Max Peter Ratzel tarafından bugün yapılacak ortak basın toplantısıyla duyurulması bekleniyor.
MÜLTECİLERE KAYNAĞINDA YARDIM
Bu arada, az gelişmiş ülkeler ile gelişme yolundaki ülkelerden Avrupa'ya yönelik yoğun göç hareketini önlemek amacıyla, “mültecilere bulundukları ülkelerde kurulacak koruma merkezleri aracılığıyla yardım edilmesi” önerisinin, katılımcı ülkelerce desteklendiği bildirildi.
Avusturya'nın toplantıya sunduğu öneriye göre, özellikle Tanzanya, Beyaz Rusya, Moldova ve Ukrayna gibi ülkelerdeki mültecilerin Avrupa ülkelerine yönelmelerine engel olmak üzere, bu ülkelerde “koruma merkezleri” kurularak sosyal ve hukuki yardım sunulacak.
AB Komisyonu'nun adalet, güvenlik ve özgürlüklerden sorumlu üyesi Franco Frattini, basına yaptığı açıklamada, bazı basın organlarında sözü edilen ülkelerde mülteci kampları kurulacağı yolunda yanlış haberler yayımlandığını belirterek, “geleneksel mülteci ülkelerinde koruma merkezleri kurularak mültecilere gıda yardımı ile sosyal ve hukuki konularda yardım sunulmasının planlandığını, koruma merkezlerinde hukuk danışmanları ve tercümanlar da görevlendirilerek, ihtiyaç duyacak mültecilerin bulundukları ülkelerde iltica başvurularını yapmalarının sağlanacağını” söyledi.
ÇİÇEK VE AKSU'NUN İKİLİ TEMASLARI
AB Adalet ve İçişleri Bakanları Toplantısına katılan Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, bazı Avrupalı meslektaşlarıyla ikili görüşmelerde bulundular.
Çiçek, Yunanistan, Hollanda ve Lüksemburg adalet bakanları ile AB Komisyonu'nun adalet, güvenlik ve özgürlüklerden sorumlu üyesi Franco Frattini ile ayrı ayrı görüştü. İkili temasları hakkında AA muhabirine bilgi veren Çiçek, Yunanistan Adalet Bakanı Anastasis Papaliguras ile görüşmesinde iki ülke arasında süregelen ombudsman projesi ile hakim ve savcıların eğitimine ilişkin işbirliği konularını ele aldıklarını, Fratti'nin de bu projeye destek vaadinde bulunduğunu söyledi.
Çiçek, Hollanda Adalet Bakanı Piet Hein Donner ve Lüksemburg Adalet Bakanı Luc Frieden ile de birer görüşme yaptığını, Hollandalı Bakanın Mayıs ayında Türkiye'ye resmi ziyarette bulunacağını kaydetti.
İçişleri Bakanı Aksu da, toplantı çerçevesinde Avusturya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Makedonya ve Almanya'nın Bavyera Eyaleti İçişleri bakanlarıyla birer görüşme yaptı. Aksu'nun davetini “memnuniyetle kabul ettiğini” belirten Avusturya İçişleri Bakanı Lisee Prokop, Mart veya Mayıs ayında Türkiye'ye resmi ziyarette bulunmak istediğini bildirdi.
Yunanistan heyeti başkanı, Adalet ve İçişleri bakanlıkları dış ilişkiler koordinatörü Mara Marinaki ile de görüşen Aksu, Türkiye, Yunanistan, Pakistan ve İran arasında devam eden göç ve güvenlik için işbirliği toplantıları konusunda görüş alışverişinde bulunduğunu bildirdi.
Bundan sonraki toplantı için yakın zamanda Yunanistan'a resmi ziyarette bulunacağını kaydeden Aksu, Türkiye ve Yunanistan'ın göç konusunda hem hedef, hem de transit ülkeler olduğunu belirterek, ”Ülkelerimizin yoğun bir şekilde etkilendiği göç akınına karşı işbirliği yapıyoruz” dedi.
Aksu, Viyana'daki ikili temaslarında Balkan ülkeleri içişleri bakanları toplantısı yapılması konusunda da görüş birliğine vardığını kaydetti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Venezuela'da kasım ayında kaçırılan İtalyan işkadını ile 3 yaşındaki oğlunun serbest bırakıldığı bildirildi.
İtalya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, 15 Kasım 2005'te kaçırılan Giorgina Frigo ile oğlu Giorgio'nun serbest bırakıldığı belirtildi.
Bakanlık, İtalyan kadın ve oğlunun ne zaman ve nerede serbest bırakıldığı hakkında bilgi vermedi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Almanya'nın Hessen eyaletinin, Baden Württemberg eyaletinde uygulanan “vicdan testi” benzeri bir testi, Alman vatandaşlığına geçmek isteyen yabancılara uygulamayı planladığı bildirildi.
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine açıklamalarda bulanan Hessen İçişleri Bakanı Volker Bouffier, Alman vatandaşı olmak isteyen yabancılara yönelik “Bilgiler ve Değerler” adı altında bir testi bir ay içinde uygulamayı planladıklarını söyledi.
Bouffier, “Bilgiler ve Değerler” isimli testle gelecekte vatandaş olmak isteyen yabancıların Almanya ve değerleriyle kaynaştığını ispatlaması gerektiğini ifade etti.
Alman vatandaşı olmak isteyen herkesten temel vatandaşlık bilgileri beklediğini vurgulayan Bouffier, “Göç yasasında talep edilen Almanya'ya içsel bağlılık şartı, başvuru sahiplerinin bu zamana kadar yaptığı yazılı beyanla yeteri kadar sağlanmıyor. Uyum, belli bir sürenin geçmesi ve bir imzadan daha fazla bir şey” dedi.
Hazırlayacakları testte Baden Württemberg'i örnek alacaklarını söyleyen Bouffier, “Ancak bu eyaletin testine yapılan eleştirileri de göz önünde bulunduracağız. Örneğin başvuru sahiplerinin eşcinsellik konusunda neler düşündüğünü sormayacağız” dedi.
Bouffier, Hessen eyaletinin hazırlayacağı testte Alman tarihi ve devlet organlarına yönelik bilgiler, kadın ve erkeklerin toplumdaki rolüne ilişkin düşünceler, devletin güç tekelini elinde tutması ile seçim sistemi hakkında soruların olacağını söyledi.
Bu arada, Yeşiler Partisi'nden Omid Nouripour, Hessen eyaletinin uygulamak istediği testi “kötü niyetle çıkarılan bir güçlük ve gereksiz” olarak niteleyerek, “Bouffier'in planladığı test hiçbir şeye yaramıyor ve bir hedefe götürmüyor. Bu, sadece güç gösterisi. Herhalde Baden-Württemberg İçişleri Bakanı Heribert Rech'in kendisinden en gerici CDU'lu Eyalet İçişleri Bakanı sıfatını almasından korkuyor” dedi.
Baden-Württemberg eyaleti, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren Alman vatandaşlığına geçmek isteyen yabancıları, özellikle de “Müslüman kültür çevresinden” gelen yabancıları “vicdan testine” tabi tutmaya başlamıştı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Almanya'nın Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanı ve Eyalet İçişleri Bakanları Konferansı Başkanı Günter Bekstein, “tehlikeli” ve “sınırdışı edilemeyen” yabancılara ya elektronik kelepçe takılmasını ya da bu kişilerin cezaevine konulmalarını istedi.
Alman Focus dergisinde yayımlanan haberde, Beckstein'in göç yasasını da bu yönde değiştirmeyi arzuladığı belirtildi.
Göç yasasında halen “aşırı hoşnutsuzluk yaratan” bir boşluk olduğunu savunan Beckstein, “Güvenlik güçleri tarafından aşırı tehlikeli olarak nitelendirilen ve mahkemeler tarafından sınır dışı edilmesi onaylanmış bir yabancı, ülkesinde kendisini işkence veya ölüm cezası bekliyorsa sınır dışı edilemiyor. Böylece Almanya'da özgür bir kişi olarak geziyor. Bunu kabul edilemez bir durum olarak görüyorum” dedi.
Beckstein, “tehlikeli” ve “sınır dışı edilemeyen” kişilerin ya cezaevine konularak ya da ayağına elektronik kelepçe takılarak, kaldıkları yerlerin sürekli tespit edilebileceğini ve böylece gönüllü olarak ülkeyi terketmelerinin sağlanabileceğini savundu.
Federal hükümetin zoraki ve görücü usulüyle evliliklerin sayısını azaltma planlarını desteklediğini bildiren Beckstein, “Almanya, yabancılar tarafından eşlerden birinin veya ikisinin kabul etmediği ve üçüncü kişilerin eşler yerine karar verdiği evlilikleri daha fazla kabul edemez” dedi.
Bu arada, Federal Meclis İnsan Hakları ve İnsani Yardımlar Komisyonu Başkanı Herta Daeubler-Gmelin, Bekstein'ı eleştirerek, ”Şüpheli bir kişinin suçlu olduğunu ispatlamak gibi temel bir ilke ihlal ediliyor. Bu basit ilke ihmal edilirse ve yerine Guantanamo gelirse kimse şaşırmasın” dedi.
Federal Meclis Yeşiller milletvekili Volker Beck de, Beckstein'ın Guantanamo'yu Almanya'ya getirmek istediğini savunarak, “Beckstein'ın göç yasasını daha da sertleştirmek istemesi başka şekilde izah edilemez” dedi.
Alıntı hurriyet.com.tr
El Arabiya televizyonu, El Kaide terör örgütü lideri Usame Bin Ladin'in sağ kolu Eymen El Zevahiri'nin hayatta olduğunu duyurdu.
El Arabiya, yayımladığı haberde, “El Kaide ile bağlantıları olduğunu söyleyen bir kaynak Zevahiri'nin hayatta olduğunu teyit etti” dedi.
Kimliği açıklanmayan kaynakların “Zevahiri'nin ölüm haberleri hayal” sözlerine yer veren kanal, bu haberle ilgili başka ayrıntı vermedi.
Pakistan-Afganistan sınırındaki Damadola köyüne düzenlenen saldırıda Zevahiri'nin hedef alındığı; Zevahiri'nin ise saldırı sırasında köyde bulunmadığı öne sürülmüştü.
ABD, Afganistan-Pakistan sınırında bir yerde gizlendikleri tahmin edilen Zevahiri ile Bin Ladin'in başına 25'er milyon dolar ödül koymuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr