Bugün buraya...
Printable View
Bugün buraya...
YOL KENARINDA FUHUŞ PAZARLIĞI YAPANIN EHLİYETİNE EL KONULACAK
İngiliz hükümetinin, fuhuşu önlemek için sert önlemler almaya hazırlandığı bildirildi.
18 Ocak 2006 Çarşamba 00:39
İngiliz hükümetinin, fuhuşu önlemek için sert önlemler almaya hazırlandığı bildirildi.
Genelevlerin yasak olduğu ve tüm hayat kadınlarının yasadışı olarak faaliyet gösterdiği İngiltere'de, hükümetin öncelikle para karşılığı cinsel ilişki kuran erkeklere yeni cezalar getireceği belirtildi.
Yetkililer, erkek sürücülerin, yol kenarında müşteri bekleyen hayat kadınlarıyla pazarlık yapmak üzere durması halinde bile ehliyetlerine el konulması da dahil çeşitli cezalara çarptırılmasını planlıyor.
Ayrıca, hayat kadınlarını fuhuştan vazgeçirmek için yeni destek programlarının uygulanacağı kaydedildi. Geçimini fuhuştan sağlayan kadınlara ücretsiz barınma ve uyuşturucu tedavisi imkanı sağlanması ve maddi yardımda bulunulması öngörülüyor.
Öte yandan, İngiltere'de hayat kadınlarını koruma amacıyla faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, hayat kadınlarını korumanın en etkili yolunu, fuhuşun suç olmaktan çıkarılması olarak görüyor.
Bu örgütler, genelevlerin açılmasıyla hayat kadınlarının sokaklardaki tehlikelerden korunmuş olacağını belirtiyor.
İngiltere'de İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalar, yaklaşık 80 bin hayat kadınının bulunduğunu, bunların yarısının 25 yaşın altında olduğunu gösteriyor.
İngiliz hükümeti, ABD Başkanı George Bush ile İngiltere Başbakanı Tony Blair arasında geçen çok gizli bir konuşmada El Cezire televizyonunun Katar'daki merkezinin bombalanması ihtimaline atıfta bulunulduğu iddialarını yalanladı.
Downing Street sözcüsü, dün gece yaptığı açıklamada, “Gizli konuşmada Katar'da El Cezire televizyon kanalını bombalanmasına atıfta bulunmadığını doğrulayabiliriz” dedi.
Sözcü, “konuşmada El Cezire'nin bir başka bürosunun bombalanmasına atıfta bulunulup bulunulmadığının” sorulması üzerine de, “Bu sorunun da cevabı hayır” diye yanıt verdi ve El Cezire'nin herhangi bir bürosunun bombalanmasına ilişkin bir konudan haberdar olmadığını kaydetti.
İngiliz Daily Mirror gazetesi, Kasım ayındaki bir haberinde, “ABD Başkanı George Bush'un 2004 yılında, uydudan yayın yapan El Cezire televizyonunu bombalamak istediğini” yazmıştı. Irak'taki savaşa karşı tutumuyla bilinen gazetenin haberinde, Blair'in, ABD'nin başkenti Washington'a 16 Nisan 2004'te yaptığı bir ziyaret sırasında Bush ile yaptığı konuşma kayıtlarında, “Bush'un, muhabirleri sürekli olarak ABD'yi eleştiren bu uydu kanalının merkezine saldırılmasını istediği, Blair'in ise Körfez ülkeleri arasında önemli bir müttefik olan Katar'ın başkenti Doha'da bulunan El Cezire merkezine yönelik böyle bir eyleme sert bir yanıt verilmesinden çekindiğini ifade ettiği” kaydedilmişti.
İngiltere hükümetinin konuya ilişkin yalanlamasının, El Cezire'nin, İngiltere'de Ocak 2005'te yürürlüğe giren bilgi edinme özgürlüğüne ilişkin kanuna dayanarak bu belgeye ulaşmak için resmi bir talepte bulunduğu sırada yapıldığına dikkat çekiliyor.
Downing Street sözcüsü, bu durumun hatırlatılması üzerine, Başbakanlık makamının bu dilekçeye 20 iş günü içinde yanıt verileceğini belirtti, ancak Bush ile Blair'in konuşmalarının ya da başka liderlerin konuşmalarının ayrıntılarının kamuya açıklanmasının pek rastlanır bir uygulama olmadığını sözlerine ekledi.
Beyaz Saray'dan habere ilişkin yalanlama, Kasım ayında yapılmıştı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Kazakistan'da Başbakan Danial Ahmetov yeniden Başbakanlığa getirildi.
Parlamentonun bugünkü ortak oturumuna başkanlık eden Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, başbakanlığa yeniden Danial Ahmetov'un başbakan yardımcılığına da yardımcısı Karim Masimov'un atanmasını teklif etti. Parlamento da Nazarbayev'in teklifini kabul etti.
Ahmetov'un mevcut kabinesinde değişiklik yapılıp yapılmayacağı konusunda açıklama yapılmadı. Anayasaya göre, yeni devlet başkanı ant içerek göreve başladığında mevcut hükümet istifa etmiş sayılıyor ve devlet başkanının da yeni hükümeti kurmak için yeni başbakan ataması gerekiyor.
Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, 11 Ocak'ta yemin ederek yeni görev dönemine başlamış ve 12 Ocak'ta, mevcut hükümetin yenisi kuruluncaya kadar görevine devam etmesini istemişti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Japonya Tarım Bakanı Şoiçi Nakagava, ”Çin ve Kuzey Kore'nin Japonya'ya karşı askeri birer tehdit olduğunu” söyledi.
Nakagava, bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Japonya'ya karşı askeri tehditler mevcut. ABD ile aramızda mevcut ve Japonya-ABD ittifakını esas alan ilişkilerle birlikte, savunmamızı sağlıyoruz. Bu tehdit, özellikle Kuzey Kore ve Çin'dir” dedi.
Nakagava, zaman zaman Çin ve Kuzey Kore'ye yönelik sert açıklamalar yapmasıyla biliniyor.
Reuters'a göre Japonya Dışişleri Bakanlığı'nın bir yetkilisi, Nakagava'nın bu son ifadeleriyle ilgili bir soru üzerine, “Çin'i doğrudan tehdit, Japonya'yı askeri işgali altına almaya çalışacak bir ülke olarak görmediklerini” belirtti.
Alıntı hurriyet.com.tr
İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un beyin kanaması geçirmesinin ardından başbakanlığa vekalet eden Ehud Olmert'in kabinede değişiklik yapacağı bildirildi.
Başbakanlık'tan yapılan yazılı açıklamada, bugün yerel saatle 10.00'da bir toplantı yapılmasının öngörüldüğünü, toplantıda yeni bakanların göreve atanması konusunun ele alınacağı belirtildi. İsrail'de 28 Mart'ta yapılacak seçimler öncesinde üst üste gelen istifalar nedeniyle kabinede 4 bakanlık boş bulunuyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
İtalya'da, Doğu Avrupa'dan gelen savaş silahlarını soygunlarda ve cinayetlerde kullanan bir çete çökertildi.
Polisten yapılan açıklamada, cinayet, cinayete teşebbüs ve soygun yapmakla suçlanan grubun 33 üyesinin tutuklandığı kaydedildi.
Açıklamada, bu grubun, ülkenin kuzeydoğusundaki Veneto bölgesinde 1980'li yıllarda terör estiren Mal del Brenta adlı çeteyi yeniden kurmayı planladığı belirtildi.
Polis, gruptan ele geçirilen silahlar arasında 4 roket fırlatıcısı, 7 roket, 6 kilogram patlayıcı ve 16 el bombasının bulunduğunu bildirdi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos, "Avrupa Birliği’ni etkileyen çok ciddi bir neden olmadıkça hiçbir ülkenin Türkiye ile müzakereleri durdurma hazırlığında olmadığını" söyledi.
Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos, Rum kesiminde görev yapan yabancı gazetecilerle öğle yemeğinde biraraya geldi. Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin müzakereleri sürdürmesi arzusunda olduğunu söyleyen Papadopulos, "Avrupa Birliği’ni etkileyen çok ciddi bir neden olmadıkça hiçbir ülke Türkiye ile müzakereleri durdurma hazırlığında değil" diye konuştu.
'ANNAN ÇAĞIRSIN YARIN MÜZAKERE MASASINA DÖNERİM'
Papadopulos, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın da kendisini "yarın çağırması" halinde müzakere masasına dönmeye hazır olduğunu dile getirdi. Çözümden yana olduğunu söyleye Papadopulos, kendisinin çözüm istemediğini iddia etmenin garip olduğunu ifade etti.
Kıbrıs’ın önünde iki eçenek olduğunu da belirten Rum Kesimi Cumhurbaşkanı, "Bu seçeneklere göre Kıbrıs sorunu ya Birleşmiş Milletler’in altında bir sorun olacak ya da başka bir şemsiye altına sığınacak. Ben BM’yi elimine etmek isteyen çok fazla insan olduğuna inanmıyorum. Türkiye durumun böyle kalmasını istiyor, Avrupa Birliği de BM’yi saf dışı bırakma arzusunda değil" dedi.
Ancak Rum lider, AB’nin Kıbrıs ile ilgili gelecekte yapılacak müzakerelerde aktif rol alacağını söyledi.
Papadopulos, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde kendisi için daha çok çıkar sağlayacak bölgelerin olduğunu anlamasını umduğunu söylerken de "Türkiye’nin ’Kıbrıs’tan daha yeşil çayırların olduğunu’ farketmesini umuyorum" deyimini kullandı.
Alıntı hurriyet.com
İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili dosyanın BM Güvenlik Konseyi'ne gönderilme riskinin “zayıf” olduğunu söyledi.
Resmi İRNA ajansının haberine göre, Mutteki, “Şartların bütünü göz önüne alındığında, İran dosyasının Güvenlik Konseyi'ne gönderilmesi riski zayıf” dedi.
Haberde, Mutteki'nin, “Bütün Avrupalıların İran'ın çok açık ve çok doğrudan olan mesajını anladığını ve bütün taraflar için durumu karışık hale getirecek acele bir karar almamalarını umuyorum” ifadesini kullandığı belirtildi.
İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Ali Asker Sultani, dün, “ülkesinin nükleer dosyasının BM Güvenlik Konseyi'ne havale edilmesi halinde UAEK ile işbirliğini sona erdireceklerini” söylemiş, bu açıklamasının “çok açık ve anlaşılır bir mesaj olduğunu” kaydetmişti. BM Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisine sahip 5 daimi üyesi Çin, Rusya, Fransa, ABD ve İngiltere ile Almanya'nın diplomatlarının, Londra'da İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak yaptıkları toplantıda ise konunun konseye taşınması üzerinde görüş birliğine varamadığı bildirilmişti.
İran yönetimi, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na (NPT) taraf olduktan sonra, nükleer tesislerinde ani denetimleri öngören ek protokolü de imzalamıştı. Ancak ek protokol İran parlamentosunca onaylanmadığı için, Tahran yönetimi ek protokolün gereklerini gönüllü olarak yerine getiriyordu.
İran parlamentosunun geçen yıl aralık ayında, “ek protokolün gereklerinin gönüllü olarak yerine getirilmesine son verilmesi” için bir yasa çıkardığını anımsatan diplomatik gözlemciler, “yeni yasanın uygulanmasının, UAEK denetçilerinin ülkedeki denetimlerini imkansız hale getireceğini” belirtiyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
İspanya'da Kara Kuvvetleri Komutanı General Jose Mena Aguado'nun “darbe” imasında bulunan açıklamalarından sonra yaşanan tartışma devam ediyor.
Fas topraklarında İspanya egemenliği altında bulunan Melilla'da Lejyoner Piyade Yüzbaşı olarak görev yapan ve eski faşist lider Franco'nun düşüncelerini savunan askeri bir derneğin başkanlığını yapan Roberto Gonzalez Calderon adlı yüzbaşı, “Melilla Hoy” gazetesinde yayımlanan mektubunda, silahlı kuvvetlerde huzursuzluk olduğunu iddia etti.
Mektubu, başkanlığını yaptığı dernek adına Savunma Bakanı Jose Bono'nun karşısına çıkarak vermek yerine, bir gazetede yayınlanmasını tercih ettiğini kaydeden Yüzbaşı Calderon, “İspanya'da sosyal ve siyasi durumdan dolayı çok güçlü bir rahatsızlık olduğunu” savundu. Calderon, “Silahlı kuvvetlerde huzursuzluk var. Eğer önlem alınmazsa Savunma Bakanlığı'nın karşısında dimdik duracağım” ifadelerine yer verdi.
“İspanya'nın bölünmekte olduğunu” öne süren Yüzbaşı Calderon, ”İspanyamız bölünüyor. Kamu gösterilerinde ulusal bayrağımız yakılıyor. Terör örgütü ETA için faaliyetler düzenleniyor ve İspanya'yı kendi vatanı gibi tanımayan yeni bir İspanyol nesli bulunuyor” görüşünü savundu.
Katalonya Özerk Yönetimi'nin İspanya Parlamentosu'na sunduğu yeni özerklik statüsüne karşı çıkarak, “Herhangi bir statü anayasal sınırları aşarsa silahlı kuvvetler müdahale etmek zorunda olur” şeklindeki açıklamalarından dolayı 8 gün ev hapsi alan ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki görevinden alınan General Mena'nın bu sözlerinden sonra Başbakan Jose Luis Rodriguez Zapatero, “Silahlı Kuvvetler içinde hiçbir endişe ve huzursuzluk yoktur” demişti.
Öte yandan, General Mena'yı “sözlerinin arkasında durmadığı” için ABC adlı gazetede çıkan yazısında eleştiren NATO'nun Brüksel'deki bürosunda görev yapan Albay Fernando Abalo'yu tutuklayan İspanya Genelkurmay Başkanlığı, yüzbaşının mektubuyla ilgili şimdilik bir açıklama yapmadı.
Albay Abalo, ABC gazetesindeki yazısında, “General Mena'nın, emeklililiğinin yakın olması ve Kral'ın temsilcisi olmasından dolayı çevresindekiler tarafından kullanıldığını” öne sürmüştü.
Alıntı hurriyet.com.tr
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, dünyanın baskılarının İran'ı nükleer programından caydıramayacağını söyledi.
İran televizyonunun haberine göre Hamaney, “İslam Cumhuriyeti, ilkelerine göre, koparılan yaygaradan korkmadan kendi bilimsel gelişme yoluna devam edecektir ve dünya, İran milletinin iradesini etkileyemez” dedi. “Biz nükleer silah peşinde değiliz ve Batı bunu biliyor, çünkü nükleer silah sahibi olmak ülkemizin siyasi ve ekonomik çıkarlarına ve İslam'ın ilkelerine aykırıdır” ifadesini kullanan Hamaney, ”Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bizim atom kulübünün bir üyesi olduğumuzu kabul etti” diye konuştu.
Haberde, Hamaney'in bu açıklamayı nerede yaptığı konusunda bilgi verilmedi. İngiltere, Almanya ve Fransa, İran'ın nükleer programı konusunun BM Güvenlik Konseyi'ne gönderilmesini öngören bir karar tasarısı hazırlamıştı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Fransa Genelkurmay Başkanı Henri Bentegeat, nükleer enerji programını engellemek için İran'a askeri müdahale önermenin “kesinlikle çılgınlık” olacağını söyledi.
Europe-1 radyo kanalına konuşan Fransız general, “İran ile ilgili müzakere yollarının hala kapanmadığını düşünüyorum. İran'a askeri müdahale yapmayı düşünmek mantıklı değil. Bu tür bir olasılık, Ortadoğu'da ölümcül bir drama neden olur”dedi.
General Bentegeat, Fildişi Sahilleri ile ilgili bir soruya verdiği yanıtta ise, “Bu ülkeye uluslararası müeyyide uygulamak için zamanın geldiğini” savundu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Federal Meclis (Bundestag) Grubu, Baden-Württemberg eyaletindeki ”vicdan testi” uygulamasının sona erdirilmesi için meclise önerge verdi.
Önergede, Baden-Württemberg eyaletinde 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren Alman vatandaşı olmak isteyen yabancılara uygulanan “vicdan testi”nin, başvuru sahiplerinin özel yaşantılarını irdelediği, bunun da Alman
Anayasası'nın vatandaşlıkla ilgili maddelerinin ihlal edilmesi anlamına geldiği ifade edildi. Önergede ayrıca, Federal Meclis'in bu uygulamaya son verilmesi yönünde karar alması ve federal hükümetin Baden-Württemberg'deki vicdan testinin durdurulmasını sağlaması talep edildi.
Yeşiller meclis grubu eş başkanları Renate Künast ve Fritz Kuhn imzasıyla verilen önergede, devletin tüm vatandaşlardan ve vatandaş olmak isteyen kişilerden anayasanın özgürlükçü ve demokratik temel değerlerini kabullenmelerini talep edebileceği, ancak vatandaş olmak isteyenlerin şahsi görüşleri ve ahlaki düşüncelerinin bu kapsamda olmadığı belirtildi.
Bu tür soruların anayasanın liberal ruhuna aykırı olduğuna işaret edilen önergede, “vicdan testi”nin Müslümanları dışladığı için anayasanın bazı maddelerini ihlal ettiği kaydedildi. Alman vatandaşı olmak isteyen yabancıların temel değerlere bağlılığının dışlayıcı bir testle sağlanamayacağı ifade edilen önergede, “Bunun yerine herkesin toplumda yer almasını sağlayacak kapsamlı bir uyum politikasına ihtiyaç var” denildi.
Önerge yarın Federal Meclis'te görüşülecek.
Alıntı hurriyet.com.tr
Suudi yetkililer, bir istisna yaparak, ülkede yaşayan İsveçli kadın futbol taraftarlarının bu akşam İsveç ile Suudi Arabistan arasında oynanacak dostluk maçını stadyumda izlemesine izin verdi.
Suudi futbol federasyonu yetkilisi Faysal Abdülhadi, İsveçli kadınların maçı stadyumdaki ayrı bir bölümden izlemesine izin verdiklerini, ancak kadınların Suudi taraftarlara karışmasına müsaade etmeyeceklerini söyledi.
Suudi Arabistan'da kadınlarla erkeklerin kamuya açık alanlarda bir arada bulunması yasak.
Alıntı hurriyet.com.tr
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs'taki BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Michael Moller'i kabul etti.
Kıbrıs'taki görevlerine bir süre önce başlayan Moller'in Cumhurbaşkanı Talat'ı ilk ziyaretine ilişkin açıklama yapılmadı.
Alıntı hurriyet.com.tr
İsrail'de başbakanlığı vekaleten yürüten Ehud Olmert, Batı Şeria'nın El Halil kentinde bazı binaları işgal eden Yahudileri derhal tahliye etmesi için orduya emir verdi.
Ordu radyosu, Olmert'in askeri yetkililer ve Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile yaptığı müzakereler sonunda tahliye emri verdiğini bildirdi.
İsrail ordusu, El Halil'de Arapların yaşadığı “eski pazaryeri”ndeki bazı evlere el koyan Yahudi ailelerinin tahliye edilmelerini önlemek için güvenlik güçleriyle çatışan aşırı sağcı Yahudi gençlerine engel olmak amacıyla El Halil'in Yahudi bölgesini ”kapalı askeri bölge” ilan etmişti.
Alıntı hurriyet.com.tr
NATO yetkilileri, ittifak üyesi 26 ülke arasında istihbarat alışverişini geliştirmek amacıyla ”İstihbarat İletişim Merkezi” (Intelligence Fusion Centre-IFC) kurulacağını açıkladı.
NATO Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (SHAPE) kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, bu yıl içinde operasyonel hale getirilecek merkez, İngiltere'de Amerikan ordusunun Analiz Merkezi'nin (JAC) bulunduğu Molesworth üssünde kurulacak.
SHAPE açıklamasında, IFC'nin, askeri istihbarat alanında işbirliğini geliştireceği ve özellikle NATO Acil Mukabele Gücü'nün (NATO Response Force-NRF) planlama ve icra ihtiyaçlarında değerlendirileceği ifade edildi.
SHAPE, IFC'nin, “NATO istihbarat analiz gücünü önemli oranda artıracağını” belirtti. NATO'nun en yüksek askeri karar organı olan Askeri Komite'nin onayıyla oluşturulan IFC'ye ittifak üyesi 26 ülkenin tamamı katkıda bulunacak.
ABD'nin Avrupa Kuvvetleri'ne (USEUCOM) bağlı olan JAC bünyesinde, uydu, casus uçak, elektronik dinleme ve insan katkılarıyla elde edilen istihbarat değerlendiriliyor ve analiz ediliyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
Avrupa Birliği dönem başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel, tarama sürecinin ardından, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin bu yılın ilk altı ayı içinde başlayabileceğini söyledi.
Avrupa Birliği dönem başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel, Avrupa Parlamentosu'nda ülkesinin dönem başkanlığına ilişkin konuşma yaptıktan sonra basın toplantısı düzenledi. Bir gazetecinin, AB'nin yeni bir üye almadan önce kendi içindeki ”hazmetme kapasitesine” ilişkin sorusunu yanıtlayan Schüssel, bunun yeni bir kural olmadığını, Kopenhag kriterleri arasında da bu kuralın bulunduğunu söyledi.
Avusturya Başbakanı, dönem başkanı olarak hazmetme kapasitesi kurallarının daha iyi anlaşılması için AB Komisyonu ile yakın çalışmalarda bulunacaklarını kaydetti. Schüssel, “AB Komisyonu'nun olumlu rapor vermesiyle Türkiye ve Hırvatistan'la müzakerelerin ilk altı ay içinde başlayacağını” söyledi. Kıbrıs sorununa ilişkin bir soruyu yanıtlayan Avusturya Başbakanı, dönem başkanı olarak sorunun çözümü için BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın girişimlerini desteklemeye devam edeceklerini bildirdi. Schüssel, Türkiye ve AB arasındaki Gümrük Birliği'nin birliğe üye bütün ülkeleri kapsayacak şekilde uygulanmasına ve Kıbrıslı Türklere verilen yardım sözünün yerine getirilmesine dönem başkanlığı sırasında önem vereceklerini söyledi.
ANAYASA TARTIŞMASINA HERKES KATILSIN
Avusturya Başbakanı, AP genel kurulunda yaptığı konuşmada ise ülkesinin AB Anayasası ile ilgili tartışmaya toplumun bütün kesimlerinin dahil edilmesi için yoğun çaba göstereceğini belirtti. Temmuz ayında düzenlenecek AB zirvesine kadar AB Anayasası'na ilişin tartışmaların devam edeceğini ifade eden Schüssel, “Bu tartışma elit bir tartışma olmamalı, herkes bu tartışmaya katılmalı. Avrupa vatandaşlarının AB kurumlarına ilişkin güvenini güçlendirmek zorundayız” dedi.
Schüssel, AB içinde işsizlik sorunu çözmek ve ekonomik büyümeyi artırmak için yapılacak tartışmaya da işçi sınıfı temsilcilerinin aktif bir biçimde katılmasını istediklerini kaydetti. Avusturya Başbakanı, 2007 ve 2013 yılları arası için öngörülen AB bütçesinde, yapılacak müzakerelerle 1 ila 4 milyar euro tutarında artışa gidilebileceğini bildirdi.
AB liderleri, geçen ay yapılan zirvede, gelecek yedi yıl için AB bütçesinin 862.3 milyar euro olarak belirlenmesini kararlaştırmışlardı.
Avrupa Parlamentosu'nun bütçenin artırılması yolundaki taleplerine atıfta bulunan Schüssel, “Bütçede 1 veya 4 milyar euro tutarında bir artış yapmak için manevra alanımız var” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Irak İçişleri Bakanı Beyan Cabr Solag'ın 15 gün önce kaçırılan kız kardeşi Bağdat'ta serbest bırakıldı.
Irak İçişleri Bakanlığı kaynakları, bakanlığın, rehinenin yerini tespit ettiğini ve bakanın kız kardeşi serbest bırakıldığında kaçıranlara ulaşmak üzere olduklarını belirttiler. Aynı kaynaklar, İçişleri Bakanı'nın kız kardeşinin çatışma olmadan serbest bırakıldığını kaydettiler.
Kaçıranların kimler olduğunu bildiklerini söyleyen kaynaklar, bu kişileri halen yakalamaya çalıştıklarını ifade ettiler.
İçişleri Bakanı Solag'ın kız kardeşi, 3 Ocak'ta Bağdat'ta silahlı kişilerce kaçırılmıştı. Şii bakan Solag'ın erkek kardeşi de üç ay önce kaçırılmış, ancak Şii lideri Mukteda Es Sadr'ın araya girmesiyle kaçırıldıktan bir gün sonra serbest bırakılmıştı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile İran'ın nükleer programı konusunu telefon görüşmesinde ele aldığı bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, İtar-TASS ajansına yaptığı açıklamada, Lavrov ve Rice'ın dün yaptıkları telefon görüşmesinde İran'ın nükleer programı konusundaki mevcut durumu ele aldıklarını söyledi.
Yetkili, iki bakanın, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın Londra'daki toplantısının sonuçlarını da dikkate alarak, İran'ın nükleer sorununa ilişkin çözüm yollarını görüştüklerini sözlerine ekledi.
Alıntı hurriyet.com.tr
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Türkiye'de geçen yılın en büyük başarısının, polis karakollarında kötü muameleyle ilgili bildirimlerde düşüş olması ve işkenceyle mücadele alanında ilerleme sağlanması olduğunu belirtti.
Merkezi New York'ta bulunan örgütün yayınladığı 2005 yılı raporunda, buna karşın dil ve ifade özgürlüklerinin garanti altına alınması konusunda çok az ilerleme olduğu, ayrıca polisin sokak eylemleri sırasında gereksiz yere şiddete başvurduğu görüşü dile getirildi.
Terör örgütü PKK tarafından alevlendirilen şiddetin Türkiye'de gerilimi artırdığı kaydedilen raporda, bu şiddetin, güvenlik güçlerinin insan hakları ihlallerini de içeren ağır müdahalelerini tahrik ettiği savunuldu.
Raporun ifade ve inanç özgürlüğüyle ilgili bölümünde, “İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2005 Kasım ayı itibariyle, şiddet yanlısı olmayan görüşleri nedeniyle hapis cezası çeken hiçkimseyle ilgili bilgiye sahip değildi” denildi. Bununla birlikte raporda, çok sayıda kişinin konuşmalarından dolayı suçlandığı, bu suçlamaların çoğunun cumhurbaşkanına, bayrağa ve devlet kurumlarına saldırıyı suç sayan maddelerle ilgili olduğu belirtildi. Raporda, yazar Cemal Tokpınar ve Orhan Pamuk örneklerine yer verildi.
Örgütün raporunda, dini sebeplerden dolayı başörtüsü takan kadınların yüksek öğrenim, kamu hizmeti ve siyasi hayattan yasaklanmaya devam edildikleri kaydedildi.
Azınlık haklarına saygıyla ilgili olarak da raporda, mahkemelerin ve devlet görevlilerinin dil özgürlüklerini kısıtlamayı sürdürdükleri öne sürüldü ve bazı örneklere yer verildi.
Raporun “Yasadışı İnfaz” bölümünde, Şemdinli'deki kitapçı dükkanına bomba atılması olayı anlatıldı. Toplanma özgürlüğüyle ilgili olarak da, polisin 2005 yılında barışçıl gösterileri dağıtmak için sürekli olarak gereksiz yere güç kullandığı iddia edildi.
Karakollarda muameleyle ilgili olarak raporda, “gözaltının ilk anlarından itibaren bir avukatla görüşme hakkı da dahil olmak üzere, alınan önlemler sayesinde, kötü muameleye ilişkin bildirimlerin azalmaya devam ettiği” kaydedildi.
“Zorunlu İç Göç” başlıklı bölümde, Güneydoğu Anadolu'da göçe zorlanan köylülerin büyük bölümünün hala köylerine dönemedikleri, köy korucularının şiddet tehditlerinin dönüşün önünde önemli bir engel oluşturduğu görüşü dile getirildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, Türkiye'nin AB üyeliğinin, şartları yerine getirmesine bağlı olduğunu söyledi.
De Villepin, bugün Almanya'nın başkenti Berlin'deki Humboldt Üniversitesi'nde “Almanya, Fransa ve AB'nin Geleceği” konulu konuşmasında, “Türkiye'nin müzakerelere başlaması AB tarafından verilmiş siyasi bir karardır. Türkiye'nin AB üyeliği, şartları yerine getirmesine bağlı” dedi.
Müzakere sürecinde her aşamanın dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini belirten Fransa Başbakanı, “Müzakerelerin her aşamasından AB vatandaşlarını bilgilendirmeliyiz” diye konuştu.De Villepin, AB'nin üye alma kapasitesinin de tam üyelik için bir kriter olduğunu savundu.
AB'YE GİRMENİN 3 ANA KRİTERİ
İstikrar adına AB'nin sonsuz bir şekilde genişlemesine karşı olduğunu kaydeden De Villepin, “AB'ye girmenin 3 ana kriteri var. Avrupa'ya dahil olmak, Avrupa değerlerinin kabul edilmesi ve AB'nin üye kabul etme kapasitesi” dedi.
AB'nin önünde ekonomik, sosyal ve kültürel büyük görevler olduğunu belirten De Villepin, Almanya ve Fransa'nın bu görevlerin yerine getirilmesinde önemli rol oynayacağını ifade etti.
De Villepin, AB'nin başarılı olabilmesi için vatandaşların beklentilerini de yerine getirebilmesi gerektiğini kaydetti.
Başbakan De Villepin'in konuşmasını, eski Almanya Federal İçişleri Bakanı Otto Schily ve eski Almanya Maliye Bakanı Hans Eichel de izledi.
De Villepin daha sonra başbakanlıkta Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüştü.
Alıntı hurriyet.com.tr
İtalya'nın, Irak'taki askeri gücünü, tedrici çekilme planı çerçevesinde mayısa kadar yarıya indireceği bildirildi.
Savunma Bakanı Antonio Martino, Diva e Donna dergisine yaptığı açıklamada, Irak'ta güvenlik durumunda ilerleme kaydedildikçe askeri varlıklarını azaltma yoluna gittiklerini belirterek, “geçen ağustosta 3,200 askerimiz, eylülde 2,900 askerimiz vardı. Ocak itibarıyla ise 2,600 askerimiz var” dedi.
Martino, yıl boyunca bu stratejiyi uygulamaya devam edeceklerini belirterek “Mayısta birliğin yarıya ineceğini umuyorum” dedi.
Savunma Bakanı Martino'nun tedrici çekilme planını yarın parlamentoya sunması bekleniyor.
Yakında genel seçimlere gidecek olan İtalya'da gerek halkın büyük bölümü gerekse muhalefet partileri asker gönderilmesine karşı çıkıyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
İngiltere'de bir işadamı, evini hemen satmak için “pahalı” bir yöntem bularak, evini satın alan kişiye Ferrari marka arabasına hediye olarak vermeyi teklif etti.
İngiltere'nin kuzeydoğusundaki Durham kentinde yaşayan Mike Odysseas adlı işadamı, bir an önce evini satmak için kendisine bir internet sitesi açtı.
Sitede, Odysseas, Durham'ın iyi bir mahallesinde bulunan 4 odalı evine 535 bin avro isteyerek, 23 bin 335 kilometrede 1998 yapımı kırmızı 355 F1 model Ferari'sini de evi satın alana hediye edeceğini duyurdu.
Odysseas'in iş yerine daha yakında bulunan yeni bir ev satın almak bu evi satılığa çıkardığı, eşinin kendisine arabadan artık kurtulması gerektiğini söylemesi üzerine de Ferrari'sini evi satan alan kişiye hediye etmek istediği belirtildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Almanya Başbakanı Angela Merkel, İran'a karşı kararlı adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Merkel, bugün başkent Berlin'de Fransa Başbakanı Dominique de Villepin ile biraraya geldi. Merkel ve Villepin, Başbakanlık'ta görüşmeden önce yaptıkları basın toplantısında, İran'a karşı kararlı bir tutum izlenmesi konusunda İngiltere ile tam bir görüşbirliği içinde olduklarını belirttiler.
İran'la görüşmeleri kestiklerine ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun bu konuda olağanüstü bir toplantı yapacağına dikkat çeken Merkel, bu toplantıda İran'a karşı gelecekte alınacak önlemlerin kararlaştırılacağını, konunun BM Güvenlik Konseyi'ne taşınması konusunda karar alınabileceğini kaydetti.
Merkel, “İran, sorumluluklarını yerine getirmez ve verdiği sözlerde durmazsa neler olabileceğini hissetmeli. Bu konuda kararlı adımlar atmalıyız” dedi.
Merkel ayrıca, Villepin ile enerji, Avrupa'nın iç ve dış güvenlik konularıyla uluslararası konuları görüşeceğini söyledi.
Villepin de, Merkel'in görüşlerini paylaştığını ve İran'ın, aldığı kararları gözden geçirmesi için her türlü çabayı harcamaları gerektiğini söyledi.
“İran, sınırın nerede olduğunu bilmeli” diyen Villepin, uluslararası kuralların çiğnenemeyeceğini, bu nedenle devletler topluluğunun da birlik sergilemesi gerektiğini kaydetti.
Villepin ayrıca, Fransa'yla Almanya'nın AB içinde lokomotif rolü üstlendiklerini belirterek, Merkel ile Avrupa'nın genişlemesi ve AB'nin yeni üye ülkeleri kabul edebilme kapasitesi ile İran'daki gelişmeleri ele alacaklarını ifade etti.
Alıntı hurriyet.com.tr