-
Aşk Şiirleri-2
ANLAR MISIN?
Gökyüzünde parlayan yıldız,
Derdim desem anlar mısın ?
Kalbim O'nun için yanar,
Yanar desem anlar mısın ?
Yoksa sen de benim gibi
Bir hayırsız yar elinden
Gece-gündüz ağlar mısın ?
Neye baksam,karşımda "O"
Ekmeğimde Aşımda "O"
Dertli,garip başımda "O"
Sevdim desem anlar mısın ?
Yoksa sen de benim gibi
Bir hayırsız yar elinden
Gece-gündüz ağlar mısın ?
Gündüzlerim,gece oldu,
Gülen yüzüm,yaşla doldu,
Görmeyeli aylar oldu,
Hasretimi anlar mısın ?
Ahmet Ünal Çam
-
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
Attila İlhan
-
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
Attila İlhan
-
Hani...yeşillikler içinde mulu,
Gül yorgunu bahçeler vardır!...
Bahçe bana,
Gül sana benzer....
Çiçekler sevdalıdır dallara,
Dallar ışıl ışıl baharlara...
Bahar bana,
Çiçek sana benzer...
Bu şehri terk-i diyar ederim;
Alır başımı giderim...
Gurbet bana,
Düş sana benzer....
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin...
Seninle Olmak Vardı...
Şimdi seninle olmak vardı gülüm
Seninle demlemek zamanı,
Geçen günlerin inadına
Seninle yaşamak bugünü, yarını...
Başkaldırmak bakışlarımla kör bir vakit,
Bin hınç ile sarılmak boğazına çaresizliğin
Boğmak,
Parçalamak
'Cızz' etmeden yüreğim...
Ve bütün engellere rağmen
Döküp ortaya ne varsa,
Ne varsa yakmak sensizliğe ait...
Çekip aralamak zaman perdesini
Umutların gözlerinden yol geçirmek,
Bir adıma indirmek mesafeleri
Son bir şansımı denemek
Önümde ateşten barikat,
Arkamda kulak asmadığım 'Dur' ihtarı.
Soluk soluğa koşmak sana
Beni sana getirmek...
Simdi seninle olmak vardı gülüm...
-
BEN AŞKIM
Ben aşkım
fitarihinde muhtelif cömertlikler doğurdu beni
hayatın kıpırtısıdır yüreğimi kancalayan atılgan düşlerime
hiçbir kalemin çizemediği bir yeryüzüm var –saklıdır–
iyi hal üzre yoğunlaştıkça kalbim
ayın rahminde rahmana açılan eller benim elimse
aşkımı söylemeye bu can az gelir.
Ben aşkım
şair körfezime tabiat imge taşır ben ceylan adım
şiirim yılan kabuğunca soyunur suya nakşeder kuytulardan
usandıkça girerim kemik köprülerimin kıl besleyen evine
düşe-kalka tozuturum gövdemi sana karşı
okurum yastığıma yazılmış gül cengini kâlû belâdan beri
çavdar ekmeğine varınca bir sarı anka
çaprazlanmış bir aşkı yürürlüğe sokarım.
Ben aşkım
gümrah gözlerimde harfi harfine sen varsın
kıyamet arşivinde yağmurlanmış bu gözlerimde
çok muhacir olmuş süryani ilinde kıyama durmuş
utanmış arınmış yanmış velhasıl
ve benim kükremiş zamanımda ölçmüş kendini
bir nişan almış azrail örtülü namus gelincik
evcil tutmuş isyanları kendinde şahan kıymış
esmiş yemenlere eşkiya rüzgârlarla ve bana doğru
üç usul devenin ümmi çobanı aşkımın selâmı
veysel karani.
Ben aşkım
kimse dolduramaz bu fukara isteğimi karşılanmış sevdayla
zenci bir çocuğun göz aydınlığında kokar dururum
kokar dururum eğrelti kalmış yontulmamış zamanda
uçtukça havalandıkça bütün bu kuşlar ve aramakla sözlü ben
hamd ü senalarımı göklere düğümlerim
sevgilim bozdikenler içinde rüya yollayan hür ağzımla
bir akkuşun uçuşundan inanç emerim.
Ben aşkım
işte böyle bir tutam köz koyarken kalbime serinkanlı
ferah kentler adına hicretlerim gitgide çoğaldıkça
yakup bir gözde anneler anneleri hep bekledikçe varım
ve bütün yollarım hakka çıktıkça çekingen kırlangıçlar örneği
filintam elimde namlu kaldıkça
ben aşkım.
Ben aşkım
kardeşim söz atmış mercan benzerliklerle
çemrenmiş gömleğimde açık ve gerili pazım
bu uyanık göbeğim alanlarda attıkça
öpüşler kovalarken sizi inci kızlarım
demir atacağım bulutların ardından menekşeler kentine
umuda yakı yaktım
ben aşkım yavrum.
ISSIZ OZAN
-
KAR DİLİYLE SEVİYORUM SENİ
şimdi sokaklar kar diliyle konuşuyor;şairler de
farkındayım aşksız yaşadığımın,fotoğraflarım
bir kez daha sıyırıyor alnımı;şarkıların diline düşmüş
gençliğim
bazan yağmurun adını çağırıyor içimdeki mahpusluk
bazan hayra yoruyorum hayatımı
usta bir karanfil yakalıyor saçlarımdan-şehri gözetleyen
dikbaşlı çocuklar
sonra kar diliyle çorap söken kadınlar-hazan abla
bir çay içimi molasında
elma! elma!
elma!
benim de şakaklarımda bir çapkınlık
günün ortasında mahşer sevinci-babam
ve sanki sinema biletimdeki koltuk
akşama heryer yarılmış
düşlerin ve karıncaların yolu ayrılmış
ve biliyorum şahlar da ölüyor-dişlerinin kısmetinde
memleket havaları
sevgilim bize kar diliyle bu yalnızlık ayrılmış
bir yanı yaşamak biryanı
senin de adın kar diliyle çağrılmalı
gecenin yüreği büyüsün diye,sevgilim
saçlarına kardan meç yapılmalı,gözlerin gözlerin...gözlerin....
bakarken sürgün günlerimin erkekliğinden
birşeyler hatırlatmalı....
ISSIZ OZAN
-
KESKİN KILIÇ YARALARI VAR YÜREĞİMDE
Bağışla beni sevdalım
Seni incitmek istemezdim
Keskin kılıç yaraları var yüreğimde
Avuçlarımda sayısızca nasırlar
Dermansız kalmışım ülkemde
Bir o kadar sahipsiz
Sabrında bir sınırı var elbet
Prangaların uyuduğu bir gecede
Çıkmak isterdim gökyüzüne
Haykırmak isterdim Sevdamı Sevgiliye
Bulutlarla ağlamak kuşlarla gülmek isterdim.
Ve yıldızların sinesine yaslanıp uyumak...
ISSIZ OZAN
-
KESKİN KILIÇ YARALARI VAR YÜREĞİMDE
Bağışla beni sevdalım
Seni incitmek istemezdim
Keskin kılıç yaraları var yüreğimde
Avuçlarımda sayısızca nasırlar
Dermansız kalmışım ülkemde
Bir o kadar sahipsiz
Sabrında bir sınırı var elbet
Prangaların uyuduğu bir gecede
Çıkmak isterdim gökyüzüne
Haykırmak isterdim Sevdamı Sevgiliye
Bulutlarla ağlamak kuşlarla gülmek isterdim.
Ve yıldızların sinesine yaslanıp uyumak...
ISSIZ OZAN
-
kırılan bir çocuk
KIRILGAN BİR ÇOCUĞUM BEN...
YÜREĞİM CAM KIRIĞI...
BÜTÜN DUYGULARDAN ÖNCE
ÖĞRENDİM AYRILIĞI...
SALDIRGAN DİYORLAR BANA..
OYSA KIRILGANIM BEN..
GÖZYAŞLARIM MÜCEVHER...
SAKLIYORUM HERKESTEN...
ÜRKÜYORLAR GÖZÜMDEKİ ATEŞTEN...
ÜRKÜYORLAR DİLİMDEKİ ZEHİRDEN...
ÜRKÜYORLAR O DUR DURAK BİLMEYEN
GÖZÜ KARA CESARETİMDEN...
DİYORLAR: BİR YANI SARP UÇURUM
BİR YANI ÇILGIN DAĞ DORUĞU..
OYSA BÖYLE YAPMASAM BEN
NASIL KORURUM İÇİMDEKİ ÇOCUĞU...
BİR YANIM ÇILGIN NAR AĞACI...
BİR YANIM BUZ SARAYI...
MURATHAN MUNGAN
-
BELKİ DE YAKINIMDA HİSSETMEK SENİ
Herşeye yeniden başlamak istiyorum istiyorum,
Benim için üzülmeni, "Sigarayı bırak" demeni.
Eskisi gibi sana yakın olmak istiyorum,
Tekrar yaşamak istiyorum o güzel günleri.
Çok sevdiğin o filmi izlemek istiyorum.
Ama yine eskisi gibi hiç izlememeyi.
Önce başını omzuma koymanı istiyorum,
Yavaş yavaş yaklaşmayı eskisi gibi.
Kolumu yine omzuna atmak istiyorum,
Bir süre birlikte sessizce beklemeyi.
Yanağına kocaman bir öpücük kondurmak istiyorum,
Koklamak istiyorum o güzel tenini.
Birbirimize iyice yaklaşmamızı istiyorum,
Hissetmek dudaklarını, eskisi gibi.
Engeller olmadan her şeyi yapmak istiyorum,
Belki de yakınımda hissetmek seni.
-
O YATAĞIN DİĞER UCUNDA
Eski bir dosttun benim için sen
Yalnızlığımı paylaştığım telefonda
Hiç bir zaman bıkmazdım senden
Yerin doldurulamazdı hayatımda
Benim için her şeye katlandın
Hep fazlasını verdin bana
Çekip gitmekte bile haklıydın
Ben hiç layık olamadım sana
Herşeyi paylaştık sen ve ben
Dost da olduk seninle düşman da
Güzel bir anısın artık sen
O yatağın diğer ucunda
-
BAKIŞLARIN
Gecelerce aklımdan çıkmadı
Sanki rüyalarımda bir parçaydı
Sen artık yanımda olmasan da
Bakışların hep aklımda
Yanımda olmandı hayatın anlamı
Kim unutabilir ki yaşadıklarımızı
Gözyaşlarımın tuzu dudağımda
Bakışların şimdi bile aklımda
Sessizliği bozar bir aşk şarkısı
Der ki: "O hiç unutulmamalı"
Yaşamaya çalışırken yokluğunda
Bakışların hala aklımda
-
ESKİ SEVGİLİYE
Şehirlerarası bir yol ve çalan ayrılık şarkıları
Yıllardır bana seni çağrıştırıyor seni hatırlatıyor
Ne yapsam bakışların bir türlü aklımdan çıkmıyor
Sen oluveriyor uzaktan gözüken köy ışıkları
Sonu gelmeyen bir yol gibisin sen benim için
Sevgini de istemiyorum artık iki sene önceki
Unutmalıyız senin de dediğin gibi maziyi
Çıkmalı aklımdan o bir kaç günkü güzel sözlerin
Uzun bir dönem hayatıma hep sen yön verdin
İlk senin tenine dokundum dokunulmuş olsa da
Verdiğin tadı vermedi başkaları hayatıma
Önce bana yüz verdin ama sonra çektin gittin
Artık ne tenine dokunmak istiyorum senin
Ne de dudaklarını hissetmek dudağımda
Artık sadece görmek istiyorum karşımda
Unuttun ama müptelasıyım ben muhabbetinin
-
Bekleyenler İçin
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesine görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir
Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karsısında güzelliğini seyretmeni
Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada
Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.
Bir çocuk dogmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi
Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, Nerdesin?
Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Butun bu bekleyişimi ve olduğumu unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlıyacağım.
Ümit Yaşar Oğuzcan
-
yeniden denemelere gebe
kutsal bir şans gibi
bırakmaktansa
açık
tüm yollarımı
sana çıkan..
birden
bir sonu seçtim
ben
içinde
seni bulundurmayan..
ben
ki yani şimdi o gitti senle,
sessiz bir vedayı
seçtim
karanlığında bir gecenin
hiç mahal vermeden
öksüz bir vuslata...
ben...
senle,
senden gittim...
sayıklamalardayım
saklanmalardayım
sensizlikten..
yorgun bir çığlık yankılanır
eski bir şarkının nakaratı mırıldanılır
kaldırmlarında ölü kentimin
hastalıklı bir sevda
gönlümde debelenir durur
sayıklamalardayım ismini
saklanmalardayım sensizlikten
gel bul beni
oku aklımda geçenleri
konuşmaya vaktim kalmadı
anlatmaya takatim..
gel hadi
yeniden
sev beni..
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
tekkede manastırda eremezsin
Bir kere gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin Cehennemin üstündesin
direnmekte
sevdam
tüm
barikatlarında
ölümüne direnmekte..
olanca sosyal yapısını
alaşağı etmekte
devrimler bitmekte beynimde
taptaze rejimler
sonra..
sonra
sımsıcak bir gülüş
deli gibi
çekelemekte
delmekte
öksüz kabuğunu yaramın..
mutsuz bir adam
tek kağıtlık
sigarasından
sonsuz bir nefes çekmekte
can çekişmekte
sağda solda
saadetler..
ve hergün biraz daha
hergün bir daha
ölmekte
bu adam
sendeki sensizlikte
-
AŞK HAYATI
sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
"bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu!
Yılmaz Erdoğan
-
ASK
Simdi sen kalkip gidiyorsun. Git.
Gozlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gozlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugun iyi uyanmistik
Sevgiyeydi ilk acilisi gozlerimizin sirf onaydi
Bir kus konmus parmaklarima uzun uzun otmustu
Bir sevismek gelmis bir daha gitmemisti
Yoktu dunlerde evvelsi gunlerdeki yoksullugumuz
Sanki hic olmamisti
Oysa kalbim iste suracikta carpiyordu
Surda senin gozlerindeki bakimsiz mavi, guzel lafli Istanbullar
Surda da etin cogaliyordu dokundukca laflarin dunyalarin
Oyle duzeltici oyle yerine getiriciydi ki sevmek
Ki Karakoy koprusune yagmur yagarken
Biraksalar gokyuzu kendini ikiye bolecekti
Cunku iki kisiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saclarini islatmaya
Bir dilim ekmegin bir iki zeytinin basinaydi doymamiz
Seni bir kere opsem ikinin hatiri kaliyordu
Iki kere opeyim desem ucun boynu bukuk
Yuzunun bitip vucudunun basladigi yerde
Memelerin vardi memelerin kahramandi sonra
Sonrasi iyilik guzellik.
Cemal SÜREYYA
-
Vefasızmışsın
--------------------------------------------------------------------------------
Ne kadar ağladım geceleri senin için
yinede sana göre ben bir hicim
ne istedin de yapmadim?
senin dayanilmaz kahrina katlandim...
canimi iste, verirdim sana
bir tek seni seviyorum desen bana.
gururumu serefimi cignettirdim seni sevdigimden
sen ise kurtarmadin beni kederimden
dünyam basima yikildi, gercegi ögrenince
bunlarda mi basima gelirmis, birini sevince?
ne yaptimda sana, beni böyle cezalandiriyorsun?
seviyormus gibi yapip aldatiyorsun
felegi suclayamam, kendi kaderimi kendim cizdim
bile bile senin gibi vefasizi sectim
kalbime degilde aklima uysaydim sanki, ne olurdu?
Bari hikayem güzel son bulurdu...
delisiyim;
ölgün gecelerin,
sebepsiz susmaların,
kaynağı sen olan
acıların...
köşebaşına
sanki daha bir inatla
daha bir bardaktan boşalırcasına
ağlarcasına
yağan yağmurun.
öksüz bir çocuğun delisiyim
hiç ağlamayan
ve mesken tutmayan
köprüaltlarını.
düşünmeyen
bir kızın
delisiyim yarınını...
bir bakışı
en halsiz külleri
bile yeniden
alevlendirecek
bir kızın delisiyim..
yüreğim.
ah yüreğim..
nerdesin?
-
nerelerdeysen
çık gel artık
bir lodostur
ki eser
üşütür
kalbimin
en sensiz köşelerini,
bir suçsuz adam
vurulur
düşer olduğu yere
yatar
ve adı yazılır
gazetelere..
belli saatler
sonrası kent yasak
ama sen neredeysen
çık gel
yeter
bir adam bekler
sukutlar da vurulur
yere düşer
temyize kapalı olsun bu dava
vuslatlara beraatler
senden
daha da güzel
birşey olma ihtimalini
baştan
yoksaydım ben
tüm önyargımla seviyorum
seni
ve birtakım sesler
duyuyorum
öksüz bir kentinden kalbimin..:
yanıyorum..
bütün rejimleri devriliyor
beynimin
devrimler çaresiz kalıyor
yasak bir şarkı çalıyor
sen susuyorsun
aydınlatacakken bir kelimen
içimdeki bu iflah olmaz karanlığı
susuyorsun
sallıyorsun hançerini
ve hiç acımadan
açıyorsun en derin yaramı
ne var ki faydasız
ben seni koşulsuz sevdim
önyargısız
bilmiyorsun..
Eğer
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
okadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
o büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
o kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
ıssız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
inanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
evet Sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!
CAN YÜCEL
-
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ
Gözlerin gözlerime degince,
felaketim olurdu aglardim.
beni sevmiyordun bilirdim,
bir sevdigin vardi duyardim.
çöp gibi bir oglan ipince,
hayirsizin biriydi fikrimce.
ne vakit karsimda görsem,
öldürecegimden korkardim,
felaketim olurdu aglardim.
Ne vakit ada'dan geçsem,
limanda hep gemiler olurdu.
agaçlar kus gibi gülerdi,
bir rüzgar aklimi alirdi
sessizce bir cigara yakardin,
parmaklarimin ucunu yakardin,
kirpiklerini egerdin bakardin.
üşürdüm içim ürperirdi,
felaketim olurdu aglardim.
Aksamlar bir roman gibi biterdi.
jezabel kan içinde yatardi.
limandan bir gemi giderdi,
sen kalkip ona giderdin.
sabaha kadar kalirdin.
hayirsizin biriydi fikrimce,
güldü mü cenazeye benzerdi.
hele seni kollarina aldi mi;
felaketim olurdu aglardim.
atilla ilhan
-
Yangınlar yaraladı ruhumu,
Çok acılar biriktirdim...
Ama bu sitem SANADIR!
Aklımı firara vermişim zaten,
Öyle bir küsüp gidişin vardı ki,
Umarsız.. vefasız.. insafsız!
Sen şimdi gülüp eğlenmekte mutlu bir bayramdasın nasıl olsa,
Hani her bende sen vardın da,
Meğer hiçbir sende ben yokmuşum ya işte öyle bir şey...
Bende de biten sevdanın son elvedasıdır bu satırlar..
Her bitiş yeni bir şiire gebe..
Nerden baksan kocaman bir hüzün bulutu,
Nerden baksan yabancılık...
Nasıl yorumlarsan yorumla,
Her dilde aynı sızıyı hatırlatır yalnızlık,
Ve evlat acısı kadar koyar insana ‘aşkım’ sözcüğünden ayrılmak!
Neyse...
Sitemlerim mübaladır,
Yanılgımsa aşina..
Ne ilktin nede son...
-
NE SENİNLE,NE SENSİZ
Bak gülüm,söylemiştim sana
Ne seninle ne sensiz olmuyor işte
Duymadan gözlerimden anlasana
Sevginin ateşi sönmüyor işte
Yanımda olsan yakıyor tenin
Uzağa gitsem,dinmiyor hasretin
Her an kulağımda,gitmiyor sesin
Anlatmaya dilim varmıyor işte
Kimi zaman alevlenir küçük yüreğim
Bazen de tutup nehirleri serperim
Bu kararsızlık da,bu umut ta benim
Gözlerim başkasını görmüyor işte
Sende başlayanlar,sende bitecek
Ruhum hep seninle,bedenim ölecek
Bu coşku sonsuzlukta sürüp gidecek
Senin sevgin olmadan ölünmüyor işte
-
BEKLEYEN
Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!
Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.
Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!
Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü,
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
Bana kalacaksın yine son günü.
Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye,
Toprağında bir taş olur, beklerim...
üstad necip fazıl
-
Her sabah guller acar penceremde
Ve gunes hep neseli dogar
Uzaktasin ama yuregim seninle!
Guller bana senin yuzunu
Gunesin ýsýklarý tenini
Yagmurun yagisi gozlerini anlatýr hep
Sakin mutluluðgu martilarin kanatlarýna takma
Zaten mutluluk yureginden ucamaz
Martýnýn kanadina taktigin olsa olsa yuregindir
Ve insan yureksiz yasayamaz
UNUTMA;
En acili ve en zor aninda hatirla
Uzaklarda ama yuregi seninle olan bir insan var
Dedim ya insanlar yüreksiz yaþayamaz
Yüregim yanindaysa
Bilki bende
ORDAYIM!...
-
--Kaybetmek var
--Vazgecmek alsa,
--Onurum var
--Gururum alsa,
--Özür vardir
--Yalvarmak alsa,
--Yemin var
--Yalan alsa
--Sevmek vardir ama
--Ihanet asla !!!!
--Bakarsan uzaktayim,
--düsünürsen aklindayim,
--hissedersen kalbindeyim,
--uyuyorsan tenindeyim,
--özlüyorsan yanina geleyim
--SEVIYORSAN ÖMÜR BOYU SENINLEYIM
Eger ölürsem beni yakip bir kavanoza koysunlar.
O kavanozu basucuna koy.
Anliyorsun degil mi fedakarligimi
vazgeçtim toprak olmaktan
vazgeçtim çiçek olmaktan.
Sirf senin yaninda kalabilmek için..
ellerin vardi sicacik dokunan.
dudaklarin vardi.askla öpen.
simdi ne yapsam olmuyor.
yerin dolmuyor.
sen baska ben baska.seni çok seviyorum.
sakin düsmesin içine bir endise,
gidecek gelmiycek gelecek sevmiycek,
sözlerime kulak ver askim sadece,
bu can ölecek aski ancak ozaman bitecek
O kadar güzelsinki yüzüne bakamiyorum
Titriyor ellerim ellerini tutamiyorum
Dolanip sarmak geliyor saramiyorum
Ölesiye baglanmisim ki sensiz duramiyorum...
Sen havada ucan kuslar gibi.
Ruyalirimi susleyen melekler gibi.
Gok deki bulutlar gibi.
Beni kimse sevmedi senin gibi.
Gurbet elde bir basima
Kimim var ki senden baska
Öldüm desem bir damla su
Veren mi var senden baska
Kekik kokan daglarim yok
Bülbül öten baglarim yok
Tutunacak dallarim yok
Neyim kaldi senden baska
Bana candan bir kez askim
Diyen mi var senden baska
Semaverde çayim sensin
Her çiçekte balim sensin
Ne gelirse senden gelsin
Canim mi var senden baska
Bu aksam çok efkarliyim
Kalbim neden kan agliyor
Bunu bir bilsen sevgilim
Günes solgun gündüz gece
içimde sen bir bilmece
Izdirabi heceliyor
Sensiz yalniz sensiz içim
Gözyaslarim yagmur gibi
Yanagimi islatiyor
Kollarim bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini TUTSAM
Yine de sana hasretim
Dudaklarim da bir ates
Avuçlarimda alevsin
Sensiz yalniz sensiz içim
Ilahimsin sevgilim
Sen benim herseyimsin
Hayatim anlamsiz simdi
Sendin bana nese veren
"Seviyorum, sevdim" diyen
Sen benim sicak günesim
Güzel tatli tek
Kara sevdam sevgilimdin
Unutamam asla seni
Hergün aniyorum yasla seni
Kollarim bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini tutsam
Yine de sana hasretim
ISTE BEN SENI BU SEKILDE SEVERIMMMMM
BENIM GIBI ICTEN SEVEN BIRINI TANIYORMUSUN.???
BEN SENI GOZYASI GIBI ICTEN SEVIYORUM BE CANIMMMM!!
BEN ICTEN SEVENLERDENIM
-
Hayat benim anlami sensin,
yildiz benim dilek sensin,
bulut benim yagmur sensin,
günes benim isigim sensin,
kor benim alev sensin,
ben sendeki benim,
sen bendeki sensin : ömür denilen meçhul bizimle tükensin...
Seni tahmin edemeyecegin kadar degil, tahammül edemeyecegin kadar çok seviyorum..
Seviyorum your eyes,
cünkü onlar very nice,
birkerecik Look et me,
ondan sonra dont forget me,
Kalbim tik tak four you,
cünkü I LOVE YOU!!!
(((NASIL AMA.??)))
Sen Yalnizlik Nedir Bilirmisin?
Hani o Kapkaranligi Nefesini Daraltir.
Icindeki Bosluga Atilirsin Ciglik Cigliga,
Ne Duyan Olur Ne De Goren.
Hani Olum Fermani Almis Zanlilar Gibi Asilirsin Ya,
Can Ceke Ceke Feryat Figan ILe Aci Cekersin.
Iste Ben o Aciyi Tadiyorum Sensiz Her Nefes ALisimda...
HABERÝN OLSUN:Seni görmeyince inanki caným. içim sýkýlýr yüreðim yanar......
gözlerim baktýkça hep seni arar...
seni özlüyor haberin olsun..
uzun oldu tanýdým seni.
uðruna adadým inan kendimi.
herkese kapattým aþkýmý sevgimi.
sana açýk kalbim haberin olsun.
zamanla kaybolur terk edilmiþ hisler.
gönül alýþmýþ hep seni ister.
bu sözlerim sana unutma sakýn.
her zaman kalbimdesin haberin olsun.
seviyorum. senden saklamak niye. yazdýðým bu þiir olsun benden hediye.
kimdemiþ BEN aGlamaz diye MAZLUMDA AGLADI HYABERÝN OLSUN...
BÝRTANEM:Gözlerim gülmeyi unttu sanki.
Gülmüyor birtanem gülmüyor sensiz.
Yokluðun güneþi küstürdü sanki.Doðmuyor bitanem doðmuyor sensiz.
Özlemin kanayan yara inan.Faydasýz kadere bendeeki isyan.
Kýrdýðým kadehler derdime derman.Olmuyor birtanem olmuyor sensiz.
Bir ruzgar esti savurdu sanki.Bir bhar gününde dallar çiçeksiz.
Güller bile sitem ediyor sanki.Açmýyor birtanem açmýyor sensiz......
----------------------
Seninle Olmak Vardı...
Şimdi seninle olmak vardı gülüm
Seninle demlemek zamanı,
Geçen günlerin inadına
Seninle yaşamak bugünü, yarını...
Başkaldırmak bakışlarımla kör bir vakit,
Bin hınç ile sarılmak boğazına çaresizliğin
Boğmak,
Parçalamak
'Cızz' etmeden yüreğim...
Ve bütün engellere rağmen
Döküp ortaya ne varsa,
Ne varsa yakmak sensizliğe ait...
BAKIŞLARIN
Gecelerce aklımdan çıkmadı
Sanki rüyalarımda bir parçaydı
Sen artık yanımda olmasan da
Bakışların hep aklımda
Yanımda olmandı hayatın anlamı
Kim unutabilir ki yaşadıklarımızı
Gözyaşlarımın tuzu dudağımda
Bakışların şimdi bile aklımda
Sessizliği bozar bir aşk şarkısı
Der ki: "O hiç unutulmamalı"
Yaşamaya çalışırken yokluğunda
Bakışların hala aklımda
-
Uykunda Öpüyorum Seni
Uykunda ağlıyorsun...
Uykunda öpüyorum seni... Korkmadan ağlıyorum
seninle...
Senin için bir şey yapamayışıma, seni bu dünyada
yapayalnız, kimsesiz bırakışıma ağlıyorum...
Senin için gerçeklik yok, bu hayat, bu hayatın
kuralları yok... Kendine nasıl derinden ve katıksız
inanıyorsan, bu hayata, bu insanlara da öyle
inanıyorsun... Bunu sana ben anlatamam. Bak bu sensin,
bak bu da hayat, bu da kuralları; bak, insanlar seni
aslında nasıl görüyor, yok bu hayatta duygularının
karşılığı, diyemem. Seni sevginden uyandıramam...
Yıllar önce senin olduğun yerdeydim ben de. Tam orta
yerde. Benim de saçlarım sevecen bir kardeşlik
kokardı.
Herkese koşarken açıkta kalırdı öldürülmeye en açık,
en savunmasız yanlarım. Nereme bıçak saplanırdı
bilmezdim, ama hep yersiz kanayan o zavallı saçlarıma
dostluklara gölge düşürüyor, diye kızardım...Umudu
ürkütüyor diye yaralarıma kızardım... Ben en çok beni
yaralayanlara koşar; bir suç, bir yanılgı varsa,
çoğunu omuzlamak için kendimden vazgeçerdim...
Sırf sevgiler bitmesin, sırf hayatın sevinci
gölgelenmesin, dostlukların son günü gelmesin diye
üstüme alırdım bütün günahları, bütün yanılgıları,
geçmiş ve gelecek bütün kötülükleri... Sevginin
umutları sürsün diye, göze alırdım kalbime akıtılacak
zehirleri... Göze alırdım eksik yaşanmış bütün
sevgilerin tanığı ve sürgünü olmayı...
Sonra baktım kimsesiz ve tesellisiz ölüyorum... Gördüm
kendimi nasılsa. Gördüm anısız ve habersiz öldüğümü...
Son kez baktım etrafıma, bir yakın, bir içten ses, bir
kardeş kokusu aradım kendime. Bağlanmak istedikçe
öylesine kopmuştum ki insanlardan, öylesine çok
sevmiş, öylesine çok inanmıştım ki, nasıl oldu
bilmiyorum, içimden bir kötülük, bir acımasızlık;
içimden zavallı bir intikam duygusu çıkartıp, o yaralı
kendimi, beni ben yapan o kimsesiz sevgimi o boşluktan
çekip aldım... Aldım onu ve korumaya başladım.. O
yaralı, o parçalanmış, o kimsesiz sevgimi, kötülükle,
acımasızlıkla, hırsla, kıskançlıkla korumaya
başladım... O da yetmedi, yazmaya başladım sevgili.
Yazmaya... Ne hissedersem, ne hissedeceksem, hayatımda
ne varsa, her şeyi yazmaya başladım...
Yazmak, acılardan, aşklardan, yitirişlerden, itilip
kakılmalardan kurtulmanın en geçerli yolu oldu benim
için...
Kimse elimden söküp almasın diye o yaralı, o kimsesiz
sevgimi ve bir daha o karanlık boşluğa düşmemek için
yazmaya başladım...
Yıllar sonra şimdi sen o boşluktasın. O yaralı, o
kimsesiz sevginle bir zamanlar benim olduğum yerdesin.
Saçlarındaki kan kokusunu buradan duyabiliyorum. Bu
kokuyu iyi bilirim. Çünkü yıllarca, sevginin peşinden
koşulsuzca koştuğum o yıllar boyunca hep kendi kanımı,
hep bu kokuyu koklamak zorunda kalmıştım...
Arzuladığım ne varsa her şey karşılıksız kaldı bu
hayatta. Saçlarımdaki kan kokusu şimdi içimde sahipsiz
bir nefrete dönüştü...
Kin öyle bir şeydir ki sevgili, her şeyi; yaşanmış ve
yaşanan bütün sevgileri, gerçek adına ne varsa her
şeyi çamurunda gizler.. Gün gelir, artık hiçbir şey
anlaşılmaz olur. Haklılar haksızlara, kurbanlar
cellatlara, sevgiler nefretlere karışır... Ve bir
bakarsın, sen de bu acımasız hayatın hakemliğini kabul
etmişsin. O kanlı nehrin kenarına gider ve günlerce,
hatta yıllarca oradan düşmanının cesedinin geçmesini
beklersin... Bu bekleyişin sonu yoktur. Çünkü
düşmanlarının sonu yoktur... Biri biter, diğeri gelir
ardından. Ve sen düşmanlarınla uğraşmaktan bezgin ve
kimsesiz sevginle uğraşmaya dayanamaz, öylece
kalırsın...
Yalnızlığınla birlikte düşersiniz boşluğa. O çok
korktuğun boşluğa... Öyle kirletirsin ki yalnızlığını,
o kirlettiğin yalnızlığını sevsinler diye, dünyanın en
samimiyetsiz insanlarına, kardeşim, diye sarılırsın...
Biliyor musun, sen benim o çok eski halimsin... Sana
bakıyorum yazılarımı yazdığım bu soğuk, bu uzak
odadan. Bana umutsuzca sevdalanmanı seyrediyorum.
Bende hiç umut yokken, beni vazgeçilmezin yapmanı
seyrediyorum... Seni seyrediyorum sevgili, seni...
Saçlarındaki kan kokusunu içime çekiyorum. Yıllar
önceki kendi kokumu içime çekiyorum... Hayır,
acımıyorum sana, sendeki kendimi özlüyorum en çok.
Sendeki o çocuk cesaretini, o çıplak sevgiyi
özlüyorum. Sendeki o kanayan, o kimsesiz, ama saf, o
tepeden tırnağa sevgiye inanan kendimi özlüyorum...
Bedelsiz, acıtmayan, hesap sormayan ve çok savunmasız
bir güzelliğin vardı senin... Duygusuzlara göre çok
kolaydın. Kurbanın o doyumsuz şehveti vardı sende. En
kırgın, en yaralı insanları bile bir cellat yapardı o
saf, o gerçeküstü sevgin...
Seyrederdim seni o uzak odamda, bir şey yapamadan
seyrederdim seni yazarken...
Buruk bir sevinçle izlerdim cellatlarınla sevişirken
aldığın hazzı. Nasıl da kıskanırlardı seni,
kendilerine duyduğun sevgiyi bile kıskanırlardı...
Seninle sevişirken aldığın o inanılmaz hazzı
kıskandıkları gibi... Sen o çıplak, o bedelsiz
sevginle bütün dengelerini bozardın onların. Aldığın o
hazla kendilerine duydukları o bütün sahte güvenlerini
derinden sarsardın... Senin bu sınırsız hazzı, bu
çıplak sevgiyi, bu derin ve çılgın bağlanışı onca
yitirişler, onca göze alışların sonucunda kazandığını
anlamazlıktan gelirlerdi... Ne kadar zevk alsalar da
bu kimsesiz sevginden, her yakınlığa hazır oluşundan,
çabucak bağışlamandan, yine de seni kendilerine
benzetmek, dahası yorulmanı, güce ve gerçeğe teslim
olmanı, onları bütün o kayboluşlarında,
tükenişlerinde, yani her durumda, her şekilde
kabullenmeni isterlerdi...
Onları her halleriyle kabul ettiğinde ise senden
korkmaya başlarlardı... Çünkü öylesine korunaklı,
öylesine derinlerde saklıydı ki sevgileri, seni
anlaşılmaz, tuhaf, hatta bulaşıcı bir hastalığa
yakalanmış, tehlikeli biri gibi görmeye başlarlardı...
O çıplak, o sahipsiz sevgin yıllar önce terk ettikleri
kalplerini, düşlerini, inançlarını hatırlatırdı
onlara. Çekiciliğine kapılıp yanına geldikleri anda ve
seni anlar anlamaz ölümcül bir ürküntüye kapılmaları
bu yüzdendi...
Çünkü bugünün insanı kimden korkuyorsa, kim ona yok
ettiği kendisini hatırlatıyorsa onu öldürmek ister
sevgili.
Safı, çıplağı, koşulsuz seveni, kendisine yitirdiği
insanlığını hatırlatanı öldürmek ister...
Kabul et artık, kimi sevsen, kimin özgürlüğünü istesen
ölümünü istemedi mi senden. İstemedi mi... Kabul et
artık...
Ben onlardan hiç olmadım. Ben gözümü senden hiç
ayırmadım. Çünkü sen benim saf çocukluğumdun. Sen
benim o yaralı, o kimsesiz gençliğimdin...
Hayatı bitirdiğim yerde sen yeniden başlıyorsun..
Dokunurken içimi acıtan başında benim kanım var...
Anla artık, seni değil, en çok kendimi yalnız
bırakıyorum o rutubetli evde... Senin o affedemediğin
kalbinde yatıyor benim tek ve gerçek sevgim...
Tek umudum senin bu savunmasız halin. Senin bu
kimsesizliğin... Uyumsuzluğun. Tek çıkışım senin bu
deli, bu çıplak sevdan...
Kötülüklerin yok muydu, yok muydu hırsların... Vardı
elbet. Ama öylesine acemiydi ki hırsların;
kötülüklerin bu hayat karşısında öylesine çaresiz ve
öylesine masum kalırdı ki, sonunda yine sana dokunurdu
zararı; karşındakileri değil seni engellerdi o
kimsesiz öfken... Kötülüklerinin zararı sonunda sana
dokunmasaydı, yenseydin karşına çıkanları, yenseydin
kalbini, hayat senin için hiçbir zaman böyle
olmayacaktı... O kutsal, o hiç sönmeyen ışık nereye
gitsen ardından gelmeyecekti... O sevinçli ıstırap
kalbini hiçbir zaman böylesine içtenlikle
ısıtmayacaktı.
Bu şehri ebediyen terk edip giderken, bana söylediğin
o son sözde saklı olmayacaktı hayatımızın gerçeği:
'Hayatın kuralları derdin hep, biliyor musun, bu
hayatta hiçbir şeyi başaramadım ben...'
Cezmi Ersöz
biraz uzun ama okursanız pişman olmazsınız.........
-
küskünüm geçen yıllara
yapayalnız tek başına
küskünüm gençliğime
dönülmez boran yollara
küskünüm gelmeyen geleceğe
bağlayıp körpe umutları
küskünüm ufukta sızlayan ışığa
güneşi tanımayan soğuk yıldızlara
küskünüm sevdalara
dinmeden yürekte yangın
küskünüm kor gibi ateşlere
kapılan nisan yağmurlarına
küskünüm aşklara sevdiğim
doyamayan kalbime
küskünüm diyemediğim
bebek tenli narinime değil
küskünüm kendi kendime
küskünüm işte! ...
Esma Özdemir
-
SENi COK SEViYORUM
seni seviyorum demek,
hiçbir zaman bu kadar güzel olmamıştı.
hiçbir zaman böylesine,
sevip sevilmemişti bu yürek.
yüreğinde bana ve sevgime yer varmı?
yer var mı aşka ve umuda?
o zaman yukarıya bak,
ben ordayım her zaman yanındayım.
gündüz güneşi'mle gece ay'ımla,
kimsenin kucaklayamayacağı kadar
kucakladım seni.
bazen bir umut olmalıyım yüreğinde
güzel yarınlarda gerçekleşmeyi bekleyen.
sonra bir hayal düşüncelerinde,
seni başka alemlere görüren.
karanlık düşüncelerinde ki
son yaprak olmalıyım ben,
hiç solmayan bir yaprak.
seni yaşamalıyım duygularda,
seni hissetmeliyim her nefes alışında.
yağmur olup üstüne yağmalıyım,
her damla benim sana olan sevgimdir.
ıslanmalısın sevgi yağmurlarında.
aydınlığın olmalıyım sonra,
buğday sarısı güneşimle.
kar'a kartanesi'ne ne dersin
bembeyaz saf aşklar yaşamak için.
ben senin vazgeçemediğin
gökyüzün olmalıyım.
ne sen beni unutmalısın,
ne de ben ben sensiz evreni kucaklamalıyım.
seni seviyorum demek
hiçbir zaman bu kadar güzel olmamıştı.
hiçbir zaman böylesine
sevip sevilmemişti bu yürek.
şimdi ben o güzeli seninle yaşıyorum,
ve
seni çok seviyorum..
Tüm kalbimle sevdim ben seni,
Düşler adadım yarınlarına,
Kavuşmalar ekledim gitmelerine,
Masmavi bir gök düşledim aydınlığında,
Karanlığını ise yıldızlarımla bezedim...
Oysa;
Bir kırık kilit şimdi yüreğimde,
Anahtarını fi tarihinde yitirdiğim.
Bilirim de söyleyemem ki,
Önceden sevda dolu nakaratlarla vals yapan bu kalp
Şu anda ölü toprağıyla can çekişmelerde
Bende kalan yarısıyla sevmişti kalbim seni,
Büyük dünyalar çizdi senli resimlerinde,
Büyük adımlar attı gönlünün peşinde,
Büyük hüzünleri sakladı en karanlığında,
Küçük mutlulukları büyüttü en aydınlığında.
Şimdi ise;
Bir yarımı bende diğeri ise sende,
Bir yarım eskilerde,
Ne kaldı bak sonunda ellerimde,
Koskoca bir "hiç" ancak kendime gizleyebildiğim,
Yarım aşklar peşinde.
-
Seni saklayacagim inan
Yazdiklarimda, çizdiklerimde
Sarkilarimda, sözlerimde.
Sen kalacaksin kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yasayacaksin gözlerimde.
Sen göreceksin duyacaksin
Parildayan bir sevi sicakligi,
Uyuyacak, uyanacaksin.
Bakacaksin, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksin.
Bir seviyi anlamak
Bir yasam harcamaktir,
Harcayacaksin.
Seni yasayacagim, anlatilmaz,
Yasayacagim gözlerimde;
Gözlerimde saklayacagim.
Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksin,
Gözlerimi kapayacagim...
Anlayacaksin.
sen
sen....
Sen nefesimsin benim…
Damarlarımda akan…
Kan değil aslında…
Sen…
Sen huzurumsun benim…
Duyduğum ve hissettiğim…
Ve yaşadığım…
Sen…
Sen geleceğim benim…
Geçmişten gelen…
Şuanda yaşadığım…
Sen…
Sen canımsın benim…
Yaşama sevincim…
Varlık nedenim…
Sen…
Sen adımımsın benim…
Her hareketimde…
Bana yol gösteren…
Sen…
Sen hikayemsin benim…
Eskimeyen…
Bir ömür boyu sürecek…
Sen…
Sen sevdiğimsin benim…
Uğrunda can vereceğim…
İçimde hissettiğim…
Sen…
Sen bir tanemsin benim…
Yüreğimsin…
Ben seninim…
Sen benim...
Bir tek farklı yanımız var; Oda şu aşkınla beslenen ruhum sevgilim
Hiç unutma ki senin kadar yaklaşırım sana,...
Senin kadar çiçekleri koklar
Senin kadar maç izler
Senin kadar yürürüm yollarda
Ve senin kadar severim
Senin kadar atlar ilgimi çeker
Senin kadar duygusalım
Senin kadar arzular başıma vurur
Ve senin kadar bir çılgın köstebeğim, yaşamı hiç bıkmadan eşeler dururum
Senin kadar tat alırım şekerden
Senin kadar yemek yerim
Senin kadar su içer
Ve bazen senin kadar yellenirim
Senin kadar yaşarım hayatı
Senin kadar nefes alır
Senin kadar uyurum
Ne bir eksik ne bir fazla, her şeyim senin kadar güzelim
BİR TEK FARKLI YANIMIZ VAR, ODA ŞU AŞKINLA BESLENEN TUTKULAR DERYASI RUHUM SEVGİLİM
Kibar Tavasav
ben şahsen bu şiire bayıldım
-
Seninim
Dudaklarının;
Serin kıyılarını sevdim.
Seninim ben;
Utangaçlığım kadar.
Kararsızlığım kadar;
Seninim.
Ufuk Nazım
-
Sen.…Sen....Sen….
Sen benim şarkılardaki sesim
Sen benim yaşam sevincim
Sen benim gözlerimin gülen yarısı
Sen benim perdemdeki gün ışığı
Sen benim hiç vazgeçemediğim
Sen benim benden habersiz sevdiğimsin
Sen………
Sen………
Sen………
Hiç benim olamadın
Ve hiç bilemedin
Ne derece sevildiğini
Ve hiç bilemeyeceksin………
Ölene dek görmesem de
Hiç eksilmeden
Ve hatta gün geçtikçe
Bir çığ gibi büyüyen
Bir sevgiyle sevileceksin.
Sen kanımın ateşi
Sen korkularımın fitili
Sen geceleri uykularımın katili
Sen arkadaşı, kalemimin sırdaşı
Kağıtlarımla muhatap her daim
Okusan da……….okumasan da
Şiirlerimin sahibi
Sen benim hazanda sarı yaprağım
Sen benim baharda yeşil dallarım
Görmediğimde kalbime yağan kar
Gördüğümde gözlerime doğan güneşimsin
Sen…………
Sen…………
Sen…………
Hiç benim olamadın
Ve hiç bilemedin
Ne derece sevildiğini
Ve hiç bilemeyeceksin.
Seneler birbirini kovalasa da, gözlerime güneş doğmasa da, üzerime karlar yağsa da,
Korkmam……………..
Üşümem ki…………….
Bedenim cansız nasıl olsa…………..
Dilek Çınar
Aşksız Olmaz
Sana aşk diliyorum bebek
Aşk yalandır derler,
Gelip geçicidir derler
Ortalama yetmiş yıl insan ömrü
Aşk dediğin bazen iki gün en çok da üç yıl sürer
Yine de sana aşk diliyorum bebek
Ömründen o iki günü çıkardığında
Kalanlar sayabilecek kadar çoksa
Seni fena kandırmışlar bebek
Bin kere daha gelsen dünyaya
Sana hep aşk dileyeceğim
Kalbin aşka kapanmışsa
Ve umutların çok uzaksa
Otur şurada dinlen biraz
Isıtalım ayazlarını kalbinin
Ama sakın vazgeçme aramaktan
İnsansın sen de bebek
Yanmadan varamazsın aslına
howdeepisocean
Kaybolan Aşklara
Hatırlıyorum bir zamanlar aşıktım
Tüm anlamlarımı bulduğumu zannedip
Kırmıştım tüm zincirleri
Hayat bir başka güzel
Zaman, zaman değil
sarhoştu saatler
Ve gece şarap gibi kokardı
Sıcaktı tüm köşeler
Ve sözler ne kadar şefkatliydi
Bakışlar bir başka anlamlı
Ne kadar mahcuptum tutarken
Bir dost elini
Kalbim çocuk
Eller el değildi
Ya şarkılar? Ah o şarkılar...
Her şarkı bir bahaneydi
Elimde kalanların en kötüsü
Şimdi boş bir kalple hatırlamak
Sadece...
Ve bir aşk şiiri okurken
Hiçbir şey anlamamak.
-
Sen...Sen...Ah..Sen..
Beni yollara bağlayan...
Sen...sen...Ah sen...
Bir benimle olan
Sen...sen..ah sen...
Gündüzümle gecemle
Sen...sen..ah sen...
İlkbaharım yazım
Sen...sen..ah sen...
Sonbaharım kışım
Sen...sen..ah sen...
Sen sabahla doğan...
Sen akşamla batan...
Bir yudum nefes sen....
Bir bahar kokusu sen...
Bir hoş nağme sen...
Bir su şırıltısı sen...
Her an sen...sen...sen...
Sensiz neylerim ben...
Mahmut Tekin
-
Sendendir
Bühtan etme yaradana,
Başına gelen sendendir.
Ortak arama gadana,
Dermanı bil ki fendendir.
Diyorsun muradım çoktur,
Tembellik var, gayret yoktur.
Amellerin sana haktır,
Her oluş bir nedendendir.
İbadet insana hizmet,
Hak kuluna vermez zulmet.
Tembelce beklenen himmet,
Ne alırsan o sendendir.
Düşünürsen İnce ince,
Nefsin kendini bilince.
Etler kemiğe girince,
Yokoluş bu bedendendir.
Sabit İnce
-
Senin için
Senin için söylenmemiş yalanları söylerim
Senin için diyar, diyar gezerim
Senin için delinmemiş dağları delerim
Senin için kum olur elekten geçerim
Senin için yaş olur gözden düşerim
Senin için kan olur akar giderim
Senin için gururumu ayaklar altında ezerim
Senin için içim ağlasa da yüzden gülerim
Kısaca bir tanem
Senin için canımı veririm
Senin için ölürüm ben
Ölürüm ben
Senin için bunları yaparım ben
Hicabi Ceylan
-
SEN CANIMSIN!
sen damarlarımda kanımsın,
sen bedenimde canımsın.
sen gözlerimin ışığısın,
sen hayatımın anlamısın.
sen gönlümün baharısın,
sen kardelen çiçeğimsin.
sen endeğerli varlığımsın,
sen hayatımın anlamısın.
-
BİR GÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne de yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
Onun unutamadığının hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın ne işe yaradığının ellerinin
Niçin yaratıldığını
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Dolar gözlerin için burkulur
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarır atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet ederdin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın….
-
ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden,
bilmem bu gönül ne biçim korla tutuştu.
pervane olan kendini gizler mi alevden,
sen istedin onadan bu gönül zorla tutuştu.
gün senden ışık alsa da bir renge bürünse,
ay secde edip çehrene yerlerde sürünse,
herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse.
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince,
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince,
içimdeki azgın devi rüzgarlara attım,
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin,
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ
-
Ben bir dünyayım
Sen benim sönen umutlarım
Çöken omuzlarım
Yitik savaşlarım
Bitik hayatım
Ben masum değilim
Sen yalnız değilsin
Buraya ait değilsin
Çünkü burası benim
Ve sen bende değilsin
Bense seni bende yaşıyorum sen olmadan
Çünkü seni sensiz seviyorum
-
Ruhumda Aşk Var!
Ne mahpushane yıkar beni,
Ne de ölüm düşleri...
Kahpeymiş insanlar,
Bozukmuş düzen,
Ne yazar..?
Yaşama sevinci var yüreğimde,
Sevgi var..
Sevda var..
Kısacası dostlar...
Ruhumda...
Tüketemediğim aşk var..!
-
ANNABEL LEE
Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.
O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.
Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,_
Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.
Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.
Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni .
Edgar Allan POE
Çeviren : Melih Cevdet ANDAY
-
MÜJGAN'A AŞK ŞARKILARI
dinlerdim telaşlı kanunlardan sarışın türkçeyi
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
ürkek bir çilenti usulca yoklardı bahçeyi
nerde tavus kuşları nerde müjgan'ın geçliği
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
okşamak kumrallığını içimden uysal lambaların
beyhude ıslıklarını yakınlaşan sonbaharın
akşam tenhalığında birlikte duygulanmaların
saklı mutluluğuyla dalgından çok daha fazla dalgın
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
bir parça son yalnızlığa öbürküler hazırlıktır
insan bırakmaz sevdiğini sevmek insanı bırakır
kalırsa gözlerinin elinde yaldızı belki kalır
ney üşür kanun parıldar udlar oldukça karanlıktır
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
-
Bir Aşk Bulsam
Bir aşk bulsam, yağmurunda ıslansam
Bir dost bulsam, irfanında beslensem
Bir dağ bulsam, sinesine yaslansam
Yalnızlığım bitermola, bilmem ki?
Abdurrahim Karakoç
-
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gozlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı Istanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dunyaların
Öyle duzeltici öyle yerine getiriciydi ki sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmegin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
Iki kere opeyim desem ucun boynu bükük
Yüzünün bitip vucudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.
-
İki Kalp
Iki kalp arasinda en kisa yol:
Birbirine uzanmis ve zaman zaman
Ancak parmak uclariyla degebilen
Iki kol.
Merdivenlerin oraya kosuyorum,
Beklemek govde gosterisi zamanin;
Cok erken gelmisim seni bulamiyorum,
Bir seyin provasi yapiliyor sanki.
Kuslar toplanmislar gocuyorlar
Keske yalniz bunun icin sevseydim seni
-
Bu da Öyle Bir Aşk
Sırtımda çıplak ıslak nefesin bi gidip bi geliyor
Biz senlen yatmıyoruz ki
Yaşamıyoruz da
Hep yarışıyoruz
Sen mi ben mi
Önce kim ölümü öldürecek diye
-
Bir Gece
gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen
uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.
ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.
seni yitiriyorum,
çok karanlık bir anda...
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda,
güzelce.......