Bugün buraya...
Printable View
Bugün buraya...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin, muhtemelen gelecek aylık döneminde hem vergi iadelerini hem de zamlı aylıklarını alma imkanına kavuşacaklarını söyledi.
Başesgioğlu, emeklilerin zamlarını ve vergi iadelerini bu ay alamadıklarını belirtti. Emekli aylıklarına ilişkin yasa tasarısının, TBMM'de bulunduğuna işaret eden Başesgioğlu, şunları kaydetti: “Emekli aylıklarının artışı ve vergi iadesinin yüzde 4 oranında aylıklara yansıtılması nedeniyle bir değişiklik söz konusu. Kurban Bayramı'nın araya girmesi dolayısıyla, yasayı emekli aylıklarının ödeme zamanına yetiştiremedik. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, muhtemelen önümüzdeki aylık döneminde hem vergi iadelerini hem zamlı aylıklarını alma imkanına kavuşacaklar.”
SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
Bakan Başesgioğlu, hükümetin sosyal güvenlik reformu çerçevesinde hazırlanan ve halen TBMM'de bulunan yasa tasarılarını çıkarma konusundaki kararlılığının da devam ettiğini vurguladı.
Emeklilik Sigortaları ve Genel Sağlık Sigortası ile üç sosyal güvenlik kurumunun kaldırılarak, yerine yeni bir kurum oluşturulmasını öngören Sosyal Güvenlik Kurumu yasa tasarılarının parlamentoda bulunduğuna işaret eden Başesgioğlu, şöyle devam etti: “Tasarıların komisyondaki görüşmelerini izliyoruz. Meclis'teki yasalaşma süreci, tamamen komisyonların inisiyatifinde. Buradaki herhangi bir gecikme bizden kaynaklanmaz. Komisyonumuz, tasarının alt komisyona sevk edilerek, ayrıntılı görüşülmesini arzu ediyor. Ayrıca sadece parlamento düzeyinde değil, sosyal taraflardan herkesin de alt komisyonda dinlenilmesi gerekiyor. Katılımcı bir anlayışla bu yasama prosedürünü tamamlamak istiyoruz.”
Sosyal Güvenlik Kurumu'na ilişkin tasarının alt komisyonda bulunduğunu belirten Başesgioğlu, komisyonun, gelecek hafta çalışmalarını bitireceğini tahmin ettiğini söyledi.
“GELECEK AY SONU İTİBARİYLE”
Bakan Başesgioğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bulunan Emeklilik Sigortaları ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı'nın, sosyal tarafların görüşlerinin tasarıya eklenebilmesi için bir kez daha alt komisyona gönderilmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Gelecek ay sonu itibariyle üç tasarıyı da TBMM Genel Kurulu'ndan geçirmeyi hedeflediklerini dile getiren Başesgioğlu, “Ama, yasaların parlamentodaki görüşme süreci önemli” dedi.
Başesgioğlu, sosyal güvenlik reformu çerçevesinde hazırlanan 4 yasa taslağından biri olan Sosyal Yardımlar ve Primsiz Ödemeler Kanunu Tasarısı Taslağı üzerinde, ilgili bakanlık ve kurumlarla birlikte çalışmalara devam ettiklerini bildirerek, “Bu taslak da reformun önemli bir parçası. Onu da bütünden ayırmadan gönderip, bu süreci tamamlayacağız” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Maliye Bakanlığı, kaçak akaryakıt ile çok daha etkin şekilde mücade etmek amacıyla pompalara yazarkasa uygulamasını tamamlamak üzere taşıtlara tanıma sistemini de devreye sokuyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı, taşıt tanıma sistemi konusunda bir tebliğ hazırlıyor. Tebliğle, motorlu kara taşıtlarına elektronik aygıtlar aracılığı ile otomatik tanıma getiriliyor. Sistem, taşıtın pompaya monte edilmiş tabancadan akaryakıt alması ile çalışmaya başlıyor. Tabancanın taşıtın deposuna sokulmasının ardından, taşıta ait bilgiler istasyon kontrol ünitesine aktarılıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, taşıt tanıma sistemi için 3 alternatif üzerinde duruyor.
İlk alternatifi, depo kapaklarının etrafına takılacak olan çipli aygıt oluşturuyor. Aygıt, plaka, ait olduğu kişi ya da kuruluş gibi bilgileri üzerindeki küçük mikroçipte saklıyor. Bu aygıt sayesinde, akaryakıt pompası, benzin deposunun kapağına değdiği anda, bütün bilgiler pompadaki yazarkasa hafızasına iletiliyor. Akaryakıt alımı bittiğinde de, taşıt bilgilerinin yanı sıra akaryakıtın cinsi ve miktarı ile tutarının da yeraldığı bilgiler, akaryakıt fişi olarak yazarkasadan çıkıyor.
Taşıt tanıtım sistemindeki ikinci alternatif ise taşıt anahtarlığına takılan küçük aygıt olarak ifade ediliyor. Küçük aygıt, taşıt ve kayıtlı olduğu kişiye ait bilgileri hafızasında saklıyor. Aygıt, pompa veya yazarkasa üzerindeki okutma sistemine yaklaştırıldığında ya da değdirildiğinde bütün bilgileri hafızaya aktarıyor. Gelir İdaresi, işlemin kredi kartı şeklindeki tanıtım kartı ile yapılıp yapılamayacağını da araştırıyor. Bu modelde taşıtla ilgili bütün bilgiler, çipli karta yükleniyor. Kartın, pompaların yanında yeralacak POS makinası benzeri aykıttan geçirilmesiyle, otomatik tanıma işlemi gerçekleştiriliyor.
SİSTEM NE ZAMAN DEVREYE GİRECEK?
Yürütülen çalışmalarda, taşıt tanıma işleminin daha çok depo kapağına takılacak sabit aygıtla yapılması üzerinde duruluyor. Bu alternatifte, aygıtın motorlu taşıtlara ne şekilde takılacağı konusu Maliyecileri düşündürüyor. Taşıt sahiplerini sıkıntıya sokmayacak bir yöntemin bulunması halinde, depo kapaklarına takılacak aygıtlar yardımıyla taşıt tanıma uygulamasına geçilmesi düşünülüyor. Taşıt tanıma sisteminin yaz aylarından itibaren devreye sokulması planlanıyor. İlk aşamada, yeni üretilen taşıtlarda tanıma sistemine yer verilmesi, daha sonra da mevcut taşıtların, modellerine göre aşamalı olarak sisteme dahil edilmesi düşünülüyor. Taşıt tanıma sistemine dahil edilecek araç sayısı, şu aşamada 8 milyon olarak belirleniyor.
POMPALARA YAZARKASALAR TAKILIYOR
Öte yandan Gelir İdaresi yetkilileri, akaryakıt pompalarına yazarkasa takma işleminin devam ettiğini bildirdiler.
Pompalara yazarkasa takılan istasyon sayısı günümüzde 3 bine yaklaşırken, servis istasyonlarının verdiği takvim çerçevesinde, bu sayının Şubat sonunda 8 bine ulaşacağı belirtiliyor. Yetkililer, 2004 yılı satışları 1 trilyon TL'nin (1 milyon YTL) üstünde olan akaryakıt istasyonlarının, pompalara yazarkasa takma işleminin sona ermesinin ardından, Mart ayı başından itibaren akaryakıt fişi vermeye başlayacağını ifade ediyorlar.
Taşıt tanıma sisteminin yazarkasa fişiyle ilgili işlemleri hızlandıracağını kaydeden Gelir İdaresi yetkilileri, “birbirini tamamlayacak bu iki uygulama, kaçak akaryakıt ile çok daha etkin şekilde mücadeleyi de sağlayacak” değerlendirmesinde bulundular.
Alıntı hurriyet.com.tr
Tüketicilerin ekonomik duruma dair değerlendirmelerinin kötüleşmesi nedeniyle Tüketici Güven Endeksi, bu yılın Aralık ayında, bir önceki aya göre 0.08 puan azalarak 99,45'e indi. Endeks, Kasım ayında 99,53 düzeyindeydi.
Güven endeksindeki azalış, tüketicilerin “mevcut dönem ve gelecek dönem satın alma güçleri ile gelecek dönem genel ekonomik duruma dair değerlendirmelerinin kötüleşmesinden” kaynaklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Merkez Bankası tarafından her ay ortaklaşa düzenlenen ve tüketicilerin harcama davranış ve beklentilerinin değerlendirildiği “Tüketici Eğilim Anketi”nin, Aralık ayı sonuçları açıklandı.
Endeksin alt kalemleri ve değişim oranlarına bakıldığında ise mevcut dönemde satınalma gücü endeksi, Kasım ayına göre azalarak 88,77'den 87,48'e indi.
Gelecek dönem satın alma gücü endeksi ise 92,46'dan 91,75'e, gelecek dönem genel ekonomik duruma 95,69'dan 94,82'ye gerilerken, mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın alma için uygunluğu endeksi 131,04'den 132,53'e, gelecek dönem iş bulma olanakları endeksi de 89,72'den 90,69'a çıktı.
Endeksin 100'den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
M.V Holding, Turkcell'deki hisse payını azalttı.
Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş ile ilgili, M.V. Holding A.Ş'den Borsa'ya gönderilen açıklamada, şirketin hissedarı bulunduğu Turkcell hisse senetleri ile ilgili, İMKB'de 20 Ocak Cuma günü, 1.0 YTL nominal bedelli hisse için 9,20 fiyattan, toplam 500 bin YTL nominal bedelli hisse senedi satış işleminin (tamamı İMKB'de ve özel emir olarak) gerçekleştirildiği bildirildi.
Açıklamaya göre, işlem sonrası sahip olunan hisse senetlerinin şirket sermayesindeki payı yüzde 4,3257 oldu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Koçbank'ın, Yapı Kredi Yatırım Ortaklığı ve Yapı Kredi Koray ortaklarına çağrıda bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için yaptığı başvuruyu olumlu karşıladı.
Yapı ve Kredi Bankası ile ilgili olarak Koçbank'tan İMKB'ye gönderilen açıklamada, şirketin Koçbank'ın Yapı ve Kredi Bankası hisse senetlerinin yüzde 58,22'sini iktisap etmesi nedeniyle ortaya çıkan, halka açık anonim ortaklıkların genel kurullarında vekaleten oy kullanılmasına ve çağrı yoluyla vekalet veya hisse senedi toplanmasına ilişkin esaslar tebliği hükümleri çerçevesinde, Yapı Kredi Yatırım Ortaklığı ortaklarına 1,08 YTL ve Yapı Kredi
Koray Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ortaklarına 3,03 YTL birim pay fiyatı üzerinden çağrıda bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için yapılan başvurunun, SPK tarafından olumlu karşılandığı bildirildi.
Açıklamaya göre, çağrı işlemi, 24 Ocak 2006 ile 7 Şubat 2006 tarihleri arasında 15 gün süreyle gerçekleştirilecek.
Çağrı süresince 1,00 YTL nominal değerli Yapı Kredi Yatırım Ortaklığı A.Ş. payları/hisseleri için geçerli olacak nihai çağrı fiyatı 1,08 YTL ve 1,00 YTL nominal değerli Yapı Kredi Koray Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı payları/hisseleri için geçerli olacak nihai çağrı fiyatı 3,03 YTL olarak belirlendi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, önceki yıllarda Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelere giden Türk yatırımcıların, yatırım ortamındaki iyileşme nedeniyle, yatırımlarını artık Türkiye'ye kaydırmaya başladıklarını söyledi.
Vorkink, Türkiye'deki yatırım ortamının iyileşmesiyle, yeni yatırımların artmasının yanı sıra daha önce yurtdışına giden yatırımcıların bile Türkiye'ye dönmeye başladıklarına dikkati çekti. Vorkink, Türk yatırımcıların yatırımlarını Türkiye'ye kaydırmalarında, Avrupa Birliği (AB) ile gerçekleştirilen müzakerelerin de önemi olduğunu vurguladı. AB ile müzakerelerin, Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasi istikrarını güçlendirdiğinin altını çizen Vorkink, “2006'nın zor bir yıl olacağı ifade ediliyor, ancak AB ile müzakereler devam ettiği sürece, ben aynı başarının devam edeceğine inanıyorum. Çünkü AB katılım müzekeleri Türkiye ekonomisinde ve siyasette istikrarı güçlendirdi” dedi.
YABANCI SERMAYE YATIRIMI
Ekonomik ve siyasi istikrar nedeniyle, Türkiye'nin daha öngörülebilir bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Vorkink, bunun da uzun vadeli yatırımları arttıracağını kaydetti. Türkiye'ye, özellikle Avrupa'dan yabancı sermaye ilgisinin devam edeceğini belirten Vorkink, “Avrupa ortalama yüzde 2 büyüyecek. Türkiye ise en az iki buçuk kat büyüyeceği için daha cazip bir yatırım ortamı oluşturacak” dedi. Vorkink, bu yıl Türkiye'ye, geçen yılla aynı düzeyde bir doğrudan yabancı sermaye girişi gerçekleşebileceğini vurguladı.
SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
Sosyal güvenlik reformunun, Türkiye'nin yapısal dönüşümü açısından çok önemli olduğunu ve ne geç kalınması ne de aceleye getirilmemesi gerektiğini vurgulayan Vorkink, şöyle devam etti: “Sosyal güvenlik reformu, Türkiye'nin en önemli reformlarından birisi. Bu reformun çok fazla gecikmeden ancak toplumun tüm kesimleriyle, üzerinde tam bir uzlaşmayla çıkarılması büyük önem taşıyor. Belirli bir süre gecikmesi, üzerinde daha çok tartışılmasına imkan vermesi açısından herhangi bir sakınca oluşturmuyor.”
Vorkink, Sosyal Güvenlik Reformu'nun yasalaşmasının, emeklilik sistemini daha etkin ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturacağını, kaynakların daha etkin kullanılmasıyla, sağlık sigortasından daha fazla Türk vatandaşının istifade etmesine imkan vereceğini kaydetti.
2006 BEKLENTİLERİ
2006 yılına ilişkin enflasyon ve büyüme hedeflerinin, gerçekçi hedefler olduğunu belirten Vorkink, özellikle yüzde 5'lik ekonomik büyüme rakamının, çok makul bir hedef olduğunu ifade etti. Cari İşlemler Açığı'na da değinen Vorkink, “Cari İşlemler Açığı'nın, 2006 yılında da yönetilebilir bir açık olacağı düşüncesindeyim. Çünkü 2005'te Türkiye, yüksek petrol faturasına rağmen bunu yönetmeyi başarabildi” şeklinde konuştu. Enflasyonun düşmesinin, faizlerin istikarlı şekilde düşmesine katkıda bulunacağını ifade eden Vorkink, “enflasyon düşmeye devam edecektir. Burada en önemli unsur, güçlü maliye politikasıyla, Merkez Bankası'nın başarılı politikasının sürdürülmesidir” dedi.
İSTİHDAM POLİTİKASI VE İŞSİZLİK
Türkiye'deki işsizlik konusunun önemine de işaret eden Vorkink, ekonomideki büyümeye ve yabancı sermaye girişine rağmen işsizliğin yeterince azalmamasına neden olarak, “nitelikli işgücünün” yetersizliğini gösterdi. Vorkink, şöyle devam etti: “Türkiye'de teknoloji, sermaye ve işletme verimliliği artarken, işgücü verimliliği düşüyor. Bunun için istihdamın eğitimi, okullarda başlayıp işyerinde devam etmeli, Türkiye'nin sıradan işgücüne değil, AB ülkeleriyle rekabet edebilecek işgücüne ihtiyacına ihtiyacı var. Mortgage sistemi istihdamı arttıracak, ancak işsizliğin kalıcı olarak çözülebilmesi, nitelikli işgücüne bağlıdır. İşgücü piyasasının esnekliğini artıracak ve kayıtdışılığı azaltacak, KOBİ'ler dahil olmak üzere özel sektör gelişiminin önünde bulunan engelleri kaldıracak, özel sektörün finans olanaklarına erişimi artıracak, doğrudan yatırımlar önündeki bariyerleri kaldıracak ve işgücünün bilgi ve beceri düzeyini artıracak bir dizi reforma ihtiyaç var.”
ENERJİ SEKTÖRÜ
Türkiye'nin büyüyen bir ülke olarak enerji politikasına da ağırlık vermesi gerektiğini belirten Vorkink, enerji sektöründe üretimi arttırmak için Enerji Serbestleşme Projesi'nin önemine dikkat çekti. Türkiye'nin kış aylarında artan gaz talebini karşılamak ve arzda tedarikçilerden kaynaklı kesintilere cevap olması amacıyla, önemli bir gaz depolama tesisini hayata geçirmesinin önemli olduğunu vurgulayan Vorkink, Gaz Sektörü Kalkınma Projesi çerçevesinde Türkiye'ye mali ve teknik destçek verdiklerini hatırlattı.
Türkiye'nin doğalgaz açısından en önde gelen eksikliğinin doğalgaz depolama imkanının olmamasını gösteren Vorkink şöyle devam etti: “Birçok ülke, yıllık doğalgaz tüketiminin yüzde 10-20'sini depodan karşılıyor. Türkiye'de ise bu oran sıfır. Tuz gölü yeraltı doğalgaz depolama projesi, Türkiye'nin ihtiyacının yüzde 20'isini depolamasına imkan verecek. Tuz Gölü depolama projesi, doğalgazda arz güvenliğinin yanısıra, ani fiyat dalgalanmalarına karşı da Türkiye'yi koruyacak. Tuz gölü yeraltı doğalgaz depolama projesi'ni hızlandırarak daha erken bitirilmesi konusunda katkıda bulunabiliriz. Ayrıca Türkiye'nin enerji temin ettiği kaynakları çeşitlendirmesi de enerji güvenliği açısından önem taşıyor.”
TÜRKİYE VE BREZİLYA-ARJANTİN
Brezilya ve Arjantin'in, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) olan borçlarını erken ödemesi konusuna da değinen Vorkink, Türkiye'nin böyle bir erken ödemede bulunmasının ekonomik yararının olmadığını ve Hükümet'in bu konudaki kararının da doğru olduğunu vurguladı. Vorkink, Brezilya ve Arjantin'in IMF'ye olan borçlarını erken ödemesine ilişkin, “Türkiye, Brezilya ve Arjantin değil. Bu ülkeler AB'ye üye olmayacaklar, o nedenle artık Türkiye'yi farklı kategoride, AB yolundaki Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle kıyaslamak gerekiyor” şeklinde konuştu. Özellikle Brezilya'nın dış ticaret ve Cari İşlemler fazlası nedeniyle dışarıdan finansman ihtiyacı duymadığını belirten Vorkink, Türkiye'nin ise IMF'den aldığı kredinin, uluslararası piyasalardan borçlanma maliyetinin çok altında ve daha cazip olduğunu kaydetti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Türkiye'de kanatlı hayvanlarda kuş gribi hastalığı görülmesinin, kırmızı ete olan talebi ve fiyatları artırdığı bildirildi.
Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Ünlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genellikle Kurban Bayramı sonrasında bir süre kırmızı et talebi ve fiyatının gerilediğini ancak, bu yıl tersi olduğunu kaydetti.
Türkiye'de kanatlı hayvanlarda kuş gribi hastalığının görülmesi nedeniyle kırmızı ete olan talebi artırdığını ifade eden Ünlü, şunları söyledi:
“Kurban Bayramı dolayısıyla hemen herkesin evinde et olduğu için kırmızı et talebi azalır ve fiyatlar da düşerdi. Ancak, ülkemizde görülen kuş gribi hastalığı nedeniyle, Kurban Bayramı döneminde de olsa kırmızı ete olan talebi artırdı. Çünkü, özellikle lokantalar ve fabrikalar, kuş gribi nedeniyle yemek mönülerinden tavuk etini çıkardılar. Bu gibi yerlerde et tüketiminin yüzde 60-70'ini tavuk eti oluşturuyordu. Daha önce 150 kilo civarında tavuk eti işleyen bir lokanta, bugünlerde ancak 2-3 kilo işleyemez duruma geldi. Kırmızı et talebinin artmasıyla birlikte fiyatı da yüzde 10'un üzerinde arttı. Daha önce toptan kilosu 7,80-8,00 YTL civarında olan kemikli etin fiyatı, 9,00 YTL'ye yükseldi.”
Ünlü, tedbir alınmadığı takdirde kırmızı et fiyatlarının daha da artacağını öne sürerek, şöyle devam etti:
“Tavuk etinin sağlıklı olduğunu vatandaşa ispatlanmazsa, kırmızı et fiyatları daha da artar. Bugünlerde kurban nedeniyle hemen herkesin evinde et var. Kurban etleri tükenince talep daha da artacaktır. Bu nedenle fiyatlar da 10,00 YTL'nin üzerine çıkar. Vatandaşı inandırmak zor alacak ama bunu başarmak gerekir. Hükümetimizin vatandaşı inandırmanın yanında, kırmızı et ithalatını da açması gerekir.”
Alıntı hurriyet.com.tr
Dünyanın önde gelen spor ayakkabısı üreticisi Nike'ın üst yöneticisi (CEO) William Perez, görevinden ayrıldı. Perez, Nike'nın kurucusu ve başkanı Philip Knight ile uzun zamandır yönetim konusunda görüş ayrılığı içinde bulunuyordu.
Perez, ancak 13 ay koruyabildiği koltuğunu, Nike Eşbaşkanı Mark Parker'a bıraktı.
Nike'ın, spor ayakkabıları sektöründe önderliğini korumasına rağmen, yakında gerçekleşmesi beklenen Adidas-Salomon ile Rebook birleşmesinden sonra, sektörde sert bir rekabetle karşılaşması bekleniyor.
Knight ile Perez'in, Nike'ın uzun dönemli büyüme stratejisinin ne olması gerektiği konusunda anlaşamadıkları belirtiliyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Brezilya ziyareti sırasında Türkiye-Brezilya İş Konseyi'nin kurulması için Niyet Anlaşması imzalandı.
Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi'nden (DEİK) yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Brasilia, Sao Paulo ve Rio De Janeiro'yu kapsayan ziyaret programı çerçevesinde 20 Ocak 2006 tarihinde Sao Paulo Sanayi Odası (FIESP) ile DEİK arasında Türkiye-Brezilya İş Konseyi'nin kurulmasına ilişkin Niyet Anlaşması imzalandığı bildirildi.
Açıklamaya göre, anlaşmayı DEİK'i temsilen İş Konseyi Kurucu Başkanı Aykut Eken, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ni (TOBB) temsilen Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Metin Kalkavan ve FIESP'i temsilen Başkan Yardımcısı Elias Miguel Haddad imzaladı. Dışişleri Bakanlığı'nın 2006 yılını Latin Amerika yılı ilan etmesine paralel olarak kurulacak olan Brezilya İş Konseyi ile beraber, iki ülke arasında ekonomik, ticari ve doğrudan yatırımlar gerçekleştirilmesi amaçlandığı belirtildi. Açıklamada, ziyarete katılan işadamlarının, FIESP tarafından düzenlenen Sao Paulo'daki iş yemeğinde Brezilyalı işadamları ile tanışma fırsatı buldukları da kaydedildi.
Alıntı hurriyet.com.tr
Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci, özelleştirme kapsamında yerli sermayeye yapılacak satışların, katma değer etkisi yaratmayacağını söyledi. Kilci, özelleştirmelerin ekonomiye net katkı sağlayabilmesinin satışların yabancı sermayeye yapılmasından geçtiğini ileri sürdü.
Metin Kilci, CNN Türk’te katıldığı programda özelleştirme uygulamalarına ilişkin soruları yanıtladı. Özelleştirmenin ekonomiye net bir katkı sağlayabilmesinin en temel yanının özelleştirme yoluyla yabancı sermaye girişinin sağlanabilmesi olduğunu ifade eden Kilci, "Aksi takdirde yerli sermayeye yapılacak özelleştirme yerli yatırımların bir çeşit ikamesi niteliğinde olacağı için çok fazla katma değer etkisi olmayacaktır diye düşünüyorum" dedi. Kilci, bu nedenle yabancı sermayenin özelleştirmelere yönlendirilebilmesinin hem yabancı sermaye yoluyla yeni yatırımların ve yeni teknolojilerin Türkiye’ye gelmesinde hem de ekonominin ihtiyaç duyduğu mali kaynakların ekonomiye kazandırılmasında önemli rol oynayacağını söyledi.
2006 YILI ÖZELLEŞTİRME ÇALIŞMALARI
Metin Kilci, Hazine’nin önderliğinde özelleştirilmesine ilişkin strateji belirleme çalışmaları devam eden Halk Bankası’nın zaman planı ve nasıl özelleştirileceği konusunda henüz bir netlik bulunmadığını kaydetti.
Kilci, Başak Sigorta’nın özelleştirilmesine ilişkin teklifleri aldıklarını ve değerlendirdiklerini, gelecek hafta içinde de ihalesinin tamamlanacağını söyledi.
ELEKTRİK DAĞITIM ÖZELLEŞTİRMELERİ
ÖİB Başkanı Kilci, elektrik dağıtım özelleştirmeleri konusunda çok önemli aşamalar katettiklerin ve altyapı çalışmalarını tamamladıklarını belirtirken, TBMM gündeminde bulunan ve özelleştirmeden sonra piyasayı düzenleyici bir takım kuralların yer aldığı yasa tasarısının kabulünden hemen sonra özelleştirme çalışmalarının başlayabileceğini söyledi.
ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ KAMUYA
Kilci, özelleştirme gelirlerinin kamunun borçluluğunun azaltılmasında kullanıldığını anımsatarak, "Özelleştirmeden elde ettiğimiz her bir kuruşu kamunun borçlarının azaltılmasında kullanmaya çalışıyoruz. Bunu Hazineye transfer ediyoruz. 2005 yılında Telekom özelleştirmesinden elde ettiğimiz gelir dahil 3 milyar dolar civarında Hazine’ye nakit girişi sağladık. 2006 yılında bu rakamın çok daha yukarılarda olacağını düşünüyoruz. Bunun kamu finansmanı konusunda çok önemli etkisi olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
TÜPRAŞ SATIŞI
Kilci, TÜPRAŞ’ın yüzde 14.76 hissesinin geçen yıl İMKB Toptan Satışlar Pazarı’nda satılmasından sonra ortaya çıkan ve yargıya intikal eden işlemin kendisiyle ilgili olmadığını, işleme esas oluşturan ÖYK kararının kamuoyuna bildirilip bildirilmemesiyle ilgili bir durum olduğunu anımsattı. Kilci, "Yoksa işlem İMKB ve SPK mevzuatına uygun bir şekilde yapılmış bir işlem. İşlemle ilgili bir iddia da söz konusu değil. Söz konusu olan ÖYK kararıdır. Zaten yargıya intikal eden de bu yanıyla. Bu kadar çok özelleştirme işleminin yapıldığı bir ortamda bazı konuların tartışma konusu haline getirilmesi son derce normal. Şuanda bu konu da yargıya intikal etmiş durumda" dedi.
"VİCDANIM RAHAT"
Kilci, söz konusu işlemle ilgili olarak vicdanının "rahat" olduğunu belirterek, "Her iş yapıldığı şartlara, zamana, ortama göre değerlendirilmesi gerekiyor. Biz bu işlemi gerçekleştirdiğimizde, 2004 yılı Borsa şartlarında gerçekleştirdik. O günün şartlarında son derece başarılı bir işlemdi. Alınmış karar son derece isabetli bir karardı" dedi. Kilci, o günkü işlemin bugünün şartlarında değerlendirildiğinde farklı sonuçlar ortaya çıkabileceğini belirterek, "Bugünün şartları çok farklı da olabilirdi. Kimse istemez ama Borsa tam tersine de gitmiş olabilirdi" diye konuştu.
Kilci, Oyak ve Arcelor’un Erdemir için talep ettiği çağrı muafiyetiyle ilgili olarak, bu sorunun muhatabının ÖİB olmadığını ve bunun SPK tarafından çözümlenmesi gereketiğini belirterek, "Bu konuda benim bir değerlendirme yapmam doğru olmaz" diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
Standard and Poor's, Türkiye'nin ekonomik görünümünü durağan'dan pozitif'e çevirirken, kredi notlarını aynen teyit etti.
Alıntı hurriyet.com.tr
Ekspres kurye taşımacılığı, uluslararası gönderi ve lojistik alanlarında faaliyet gösteren TNT, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'nın önde gelen gece dağıtım hizmetleri şirketi ISH Nocni Expres'i satın aldı.
TNT'den yapılan açıklamada, bu satın almanın TNT'nin “Avrupa Gece Ağı”nı (European Innigt Network) ve Doğu Avrupa'daki çalışmalarını daha da güçlendireceği bildirildi.
Açıklamada, otomotiv ve makine/ekipman sektöründeki müşterilerinin yanı sıra elektronik tedarikçilerine de hizmet veren ISH'nin 10 yılı aşkın süredir TNT'nin innight ortağı olduğu belirtildi.
ISH'nin Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da günde 1.500 gönderi teslim eden 3 depodan oluşan bir ağa ve 90 araçlık bir filoya sahip olduğu kaydedilen açıklamada, şirketin adının TNT Innight olarak değişeceği ifade edildi.
Açıklamaya göre TNT innight ağı, başta Hollanda, Avusturya, Belçika, Danimarka, Almanya, Macaristan, İsviçre olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde müşterilerine gece dağıtım hizmeti veriyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
İran'dan Türkiye'ye gelen doğalgaz miktarının 5-6 milyon metreküpten 8 milyon metreküpe yükseldiği, ancak bu rakamın da normalde gelmesi gerekenin altında olduğu bildirildi. Rus gazında Bakı hattında yaşanan azalma, Mavi Akım'dan sağglanan artışla dengelendi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan aldığı bilgiye göre, günlük 26 milyon metreküp olması gereken doğalgaz akışı geçen hafta 5-6 milyon metreküpe kadar düşünce, 18 otoprodüktörün doğalgazı kesilerek hafta sonu atlatıldı.
Aynı şekilde Rusya'dan batıdan gelen boru hattından alınan doğalgaz miktarı günlük 42 milyon metreküpten 37 milyon metreküpe gerilerken, mavi akımdan alınan miktar 24 milyon metreküpten 29 milyon metreküpe yükseltilerek dengelendi. Hafta sonu konutlardaki gaz tüketiminin arttığına dikkati çeken yetkililere göre, Elektrik Üretim A.Ş'ye verilen gazın asgariye indirilmesi ve alternatif yakıt kullanabilen “kesintili aboneler”e verilen gazın kesilmesi sayesinde, hafta sonu, kriz yaşanmadan ve biraz da borulara gaz doldurularak atlatıldı.
İran'dan gelen gazda, kış aylarında sık aralıklarla sorun yaşınıyor. İran kış aylarında, çeşitli bahanelerle Türkiye'ye gelen gaz miktarını azaltıyor. Türkiye ayrıca İran gazının fiyatının düşürülmesi yönünde uluslararası tahkime gitmiş durumda. Ancak hakem belirlemede bir mutabakat sağlanamadığından, yaklaşık 1 yıldır bu konuda bir ilerleme sağlanamadı. Türkiye, istenen miktar ve standartta gaz veremeyen İran ile sözleşmeyi feshetme hakkını da geçen yıl elde etti. Ancak doğalgaz talebi hızla artan Türkiye, alternatif kaynaklara ulaşmadaki zorluk nedeniyle sözleşmeyi feshetmedi.
UMUT AZERİ GAZI VE DEPOLARDA
Yetkililer, en azından mevcut doğalgaz girişinin devam etmesi halinde bu kışın atlatılacağını belirtirken, gelecek yıl Türkiye'nin önemli ölçüde rahatlayacağını söylediler. Gelinen noktada, bu yıl sonunda Azerbaycan doğalgazının Türkiye ulaşması, yeraltı depolama tesislerinden ilkinin 3-4 aya kadar tamamlanması nedeniyle, Türkiye'nin eli güçlenecek.
Ayrıca 2007 yılında Mısır'dan doğalgaz getirilmesi ve SDG (sıvılaştırılmış doğalgaz) alımının artırılması da, yine alternatif enerji kaynaklarına yönelmede önemli adımlar olarak görülüyor. Türkmenistan'dan doğalgaz alımına dönük arayışlar da sürerken, geçiş ülkeleri Azerbaycan ve İran'ı ikna etme çabaları da devam ediyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
Petrol Ofisi A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Vural Akışık atandı.
Petrol Ofisi'nden Borsa'ya yapılan açıklamada, şirket Yönetim Kurulu'nun bugünkü Yönetim Kurulu toplantısında Yener Şenok'un Yönetim Kurulu üyeliğinden istifasının kabul edildiği, boşalan Yönetim Kurulu üyeliğine Ali İhsan Karacan'ın seçilmesine karar verildiği bildirildi.
Açıklamaya göre, Vural Akışık Yönetim Kurulu Başkanlığı, Mevlut Tufan Darbaz da Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerine atandı.
Alıntı hurriyet.com.tr
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Chevron (Unocal Türkiye) ve işletici konumundaki BP Exploration Türkiye'nin (BP), Doğu Karadeniz'de Trabzon'un kuzeyinde 3534 nolu ruhsat alanında yürüttükleri arama-sondaj çalışmalarını tamamladıkları bildirildi.
BP'den yapılan yazılı açıklamada, 18 Temmuz 2005 tarihinde, Hopa HPX-1 adı verilen arama kuyusunda sondaj çalışmalarına başlandığı belirtildi.
Sondaj sırasında deniz yüzeyinden yaklaşık 4 bin 700 metre derinliğe ulaşılarak, arama sondaj operasyonunun başarılı şekilde tamamlandığının ifade edildiği açıklamada, arama sondaj çalışmaları sırasında elde edilen verilerin önümüzdeki aylarda ortaklık tarafından değerlendirileceği vurgulandı.
Açıklamada, Global Santa Fe (GSF) firmasına ait “Explorer” adlı dinamik pozisyonlu sondaj gemisinin, Doğu Karadeniz'de arama sondaj çalışmalarını tamamlayarak Meksika Körfezi'ne geri döndüğü kaydedildi.
-TPAO-CHEVRON-BP KARADENİZ ARAMA SONDAJ PROGRAMI-
TPAO'nun yüzde 50, işletici konumundaki BP'nin yüzde 25 hissesi bulunurken, Unicol'ü satın alan Chevron firmasının da Ağustos 2005'te yüzde 25 oranında paya sahip olduğunun anımsatıldığı açıklamada, 2002-2005 yılları arasında yürütülen programla ilgili şu bilgiler verildi:
“2002 - Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün onayı ve lisans başvurusu 8.500 kilometrelik alanda 2 boyutlu sismik incelemeler 2 boyutlu sismik incelemelerin yorumlanması.
2003 - 1.200 kilometrekarelik alanda 3 boyutlu sismik incelemeler 3 boyutlu sismik incelemelerin yorumlanması. Kuyu planlamasının başlaması.
2004 - 3 boyutlu sismik incelemelerin yorumlanmasına devam edildi. Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi çalışması. Nihai kuyu yerlerinin belirlenmesi. Sondaj kulesinin belirlenmesi. Ön kuyu dizaynı.
2005 - Kuyu planlamasının sonuçlanması. Trabzon'da kurulacak üs için gerekli olan ekipmanların temini. Kuyunun sondajı. Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi çalışmasının tamamlanması.”
Alıntı hurriyet.com.tr
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "genel merkez inşaatı süren bir partinin genel başkanının hesabında muazzam para bulunduğu ve aynı partinin 150 milyon YTL’si olduğu"na yönelik bir beyanının olmadığını bildirdi.
Unakıtan yaptığı yazılı açıklamada, kendisinin bu şekilde herhangi bir açıklama ya da beyanatının bulunmadığını belirterek, bu tür haberlerin maksatlı bir biçimde gündeme getirilerek "suni gündem oluşturulmaya çalışıldığını" savundu.
Unakıtan, Vergi Usul Kanunu çerçevesinde vergi mahremiyeti sayılan böyle bir konunun zaten açıklanamayacağını kaydetti.
"BAYKAL’IN AÇIKLAMASINI YADIRGADIM"
Unakıtan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı de konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklama nedeniyle eleştirdi. Unakıtan, "sadece bir gazetenin asılsız haberine dayalı olarak, böyle bir açıklamanın olup olmadığını teyid etmeden, alelacele bir açıklama yapılmasını" ve bu arada olayın başka bir siyasi tartışma zeminine çekilmek istenmesini de yadırgadığını belirterek, bir siyasi parti genel başkanının gazete haberlerine dayalı siyaset yapmasını da üzücü bulduğunu söyledi.
Alıntı hurriyet.com.tr