“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz söyleyen) kimse yalancı sayılmaz.”
(Buhârî, Sulh, 2; Müslim, Birr, 101)
Printable View
“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz söyleyen) kimse yalancı sayılmaz.”
(Buhârî, Sulh, 2; Müslim, Birr, 101)
“Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, Kıyamet günü cezasını verir.”
Tirmizi, Zühd 57, (2398).
Şahitliği gizlemeyin. Her kim şahit olduğu gerçeği gizlerse, şüphesiz ki onun kalbi günahkârdır
Bakara, 283.
Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır. (Nisâ Sûresi, 101)
Her can ölümü tadacaktır.Sonunda Bizim huzurumuza getirileceksiniz.
İman edip güzel ve makbul işler yapanları, cennetin yüksek köşklerine yerleştireceğiz.İçinden ırmaklar akan o cennetlere, onlar devamlı kalmak üzere gireceklerdir.İyi iş yapanların mükâfatları ne güzel!
Onlar, sabreden ve yalnız Rab’lerine dayanıp güvenen müminlerdir.
(Ankebut Sûresinin 57-59. Ayetleri)
Şahitliği gizlemeyin. Her kim şahit olduğu gerçeği gizlerse, şüphesiz ki onun kalbi günahkârdır
Bakara, 283.
Hz. Âişe”den nakledildiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Melekler nurdan, cinler alevli ateşten, Âdem ise size (Kur”an”da) tarif edildiği üzere (balçıktan) yaratılmıştır.”
(M7495 Müslim, Zühd, 60)
Kim oruçlu iken yalan konuşmaktan ve kötü hareketlerden vazgeçmezse bilsin ki Allah’ ın (cc) onun yemeyi ve içmeyi bırakmasına ihtiyacı yoktur.
* Buhari Savm 8
Müslüman müslümanın kardeşidir.
Ona zulmemetmez ve onu yalnız bırakmaz.
Zulme teslim etmez.
(Buhari, Mezalim, 3; Müsli,m, Birr 58)
Oruç ve Kur’an Kıyamet Günü kula şefaat ederler. Oruç der: “Yâ Rabbi! Ben onun yemesine ve zevklerine engel oldum. Beni ona şefaatçi yap.” Kur’an der: “Ben onun gece uykusuna engel oldum. Beni ona şefaatçi yap!” Cenâb-ı Hak tarafından “Şefaatiniz kabul olunmuştur.” Buyurulur.
(Fethür Rabbani, c.18, s.4)