Bir başka arkadaş, destek konusunda bazı Laz politikacılar ve bazı Laz işadamlarının adlarını anarak, onların desteklerinin aranabileceğine dikkat çekti. Doğrusu; ben, bunları söyleyen arkadaşla aynı fikirde değilim. Mesela; o arkadaşın adını andığı, o Laz politikacıları ele alalım. Yalnızca onları değil, anadilleri Lazca olan ve geçmişte ve şu anda, iktidar veya muhalefet partilerinden milletvekili olanları hatırlayalım. Onlar Lazca konusunda ne yaptılar ki?! Bunu sorgulayalım! Tabi, bu sorgulamayı yaparken kendimizi de sorgulayalım. Biz Laz aydınları, biraraya gelebildik mi?! Kendi kişisel hırslarımızı aşabildik mi? Bir arada durabildik mi?! Şereflerine o kokteyli düzenlediğimiz “Daçxuri” ve “Si Giçkin” gibi Lazca kitapları nitel ve nicel olarak çok önceden gün ışığına çıkartabildik mi?! Hayır! Öyleyse, anadilleri Lazca olan politikacıları bu konuda adım atmamakta eleştirirken vicdanlı davranalım! Örnek vermek gerekirse; 7 Haziran 2004 Pazartesi günü TRT’nin beş anadilde kısıtlı da olsa yayına başladığı zaman, biz bir arada durabiliyor olsaydık, böyle Lazca kitapları önceden yayınlamış olabilseydik; TRT, Lazcayı görmezlikten gelebilir miydi? Kendi dil ve kimliğine sahip çıkmayana, bir arada duramayanlara kimse saygı duymaz ve ciddiye de almaz! Öyle de oldu!
Ancak; hala ümitvar olmamız için çok sebep var. Biz Lazca yazmaya, yayınlamaya devam edelim, gereğini yapalım. Bakalım, o zaman Lazcayı görmeyenler, görmek istemeyenler aynı şekilde davranabilecekler mi?! Burada unutulmaması gereken en önemli konu; dil ve kimlik mücadelesinde birlikte durmanın öncelikle öğrenilmesidir. Böyle olunca, kitap da yayınlanır, kitaplar okuyucusuna da kavuşur, dil ve kimlik mücadelesi de başarılı olur.
Daha fazlası
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yer imleri