Babacan: Türkiye, OECD Konseyinin 2012 yılı başkanlığına aday... Türkiye ekonomik göstergeleriyle OECD'de farklı bir gezegen gibi değerlendiriliyor

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin OECD konseyinin 2102 yılı başkanlığı için aday olduğunu açıkladı.

G-20 maliye ve ekonomi bakanları toplantısı için Paris'te bulunan Babacan, kaldığı otelde Türk gazetecilerle sohbet toplantısında biraraya geldi.

OECD konseyinde dün Türkiye ekonomisi ve dünyadaki ekonomik gelişmelerle ilgili bir sunum yaptığını hatırlatan Babacan, bu toplantı vesilesiyle Türkiye'nin OECD başkanlığına adaylığını da resmen açıkladığını söyledi.

Babacan, yakın bir süre içinde OECD'nin kararını vermesini beklediklerini bildirdi.

OECD'de yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinde Türkiye olarak gördükleri sorunları ve çözümleri anlattığını ifade eden Babacan, ''Bu toplantıda, ekonomi alanında elde ettiğimiz başarıları, 2012-2014 orta vadeli programımızı anlatma imkanı buldum. Elde ettiğimiz sonuçların reçetesi soruldu. Türkiye'nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki aktif politikası da gündeme geldi. Bu konudaki görüşlerimizi anlattım ''dedi.

Türkiye'nin ekonomik başarısıyla OECD'de örnek ülke olarak gösterildiğini ifade eden Babacan, ''Türkiye ekonomik göstergeleriyle, OECD'de farklı bir gezegen gibi değerlendiriliyor'' dedi.

Babacan, Türkiye'nin bankacılık sektörüne müdahale etmek zorunda kalmayan ender OECD ülkelerinden birisi olduğunu söyledi.

-G-20 bakanlar toplantısı-

Bu akşam Paris'te başlayacak olan G-20 maliye ve ekonomi bakanları toplantısına değinen Babacan, dünya ekonomisinin bir türbülülanstan geçtiği bir dönemde, G-20 bakanlarının yoğun bir gündemle toplanacaklarını ve öncelikle kasım ayı başında düzenlenecek zirvede kabul edilecek eylem planına son şeklin verileceğini hatırlattı.

Babacan, gıda ve enerji ham madde fiyatları, bankacılık sektörünün denetlenmesi ve düzenlenmesi konusununu iki günlük toplantılarını öncelikle gündem maddelerini oluşturacağını söyledi.

G-20 ülkelerinin özellikle bankacılık sektöründe izledikleri gevşek politikaların bedelini şimdi ödediklerini ifade eden Babacan, ''önlemler işler iyi gittiği dönemde etkili oluyor, işlerin kötü gittiği dönemde etkili sonuçlar almak zor oluyor. İşlerin kötüye gittiği dönemde bankacılık sektörü için alınacak tedbirler bazen bankaları daha da zor durumuma sokuyor'' ifadesini kullandı.

Türkiye'nin daha önce aldığı tedbirler ve önlemlerle bankacılık sektörünü güçlü kıldığını ve küresel ekonomik krizin bu sektörü çok fazla etkilemediğini kaydeden Babacan, siyasi istikrar, kararlılık ve güven faktörünün bu alanda oynadığı rolün altını çizdi.

Türkiye'nin 2009, 2020 ve 2011 yılı için ortaya koyduğu hedefleri başarıyla tutturduğunu kaydeden Babacan, ABD ve Avrupa ülkelerinin orta dönem programlardan ziyade günü kurtarmaya yönelik tedbirlere başvurduklarını söyledi.

Avrupa'daki ekonomik krizin altında siyasi irade sorununun yattığını savunan Babacan, bir çok Avrupa ülkesinde koalisyon hükümetlerinin ve seçime endeksli mali ve ekonomik politikaların ekonomik alanda başarısızlığını nedeni olarak ortaya çıktığını söyledi.

Babacan, ''Avrupa ciddi bir vizyon eksikliği içinde. Bizim bir çok değerlerini örnek aldığımız Avupa'nın bu vizyon eksikliği üzücü, ama tarihin akışı içinde bunlar oluyor''dedi.

Devlet Bakanı Babacan, Avrupa'da yönetim zafiyetlerinin, güçlü hükümetlerinin olmamasının da ekonomi yönetimlerinde ciddi sorunlar yarattığına dikkat çekti.

Türkiye'nin izlediği politikalarla, bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranının düştüğünü hatırlatan Babacan, burada mali disipline sıkı sıkıya bağlı kalmanın oynadığı rolün önemli olduğunu vurguladı..

Babacan, Avro bölgesi ülkelerini kendi belirledikleri kuralları kendileri ihlal etmesi ve gerektiği zamanda buna yönelik yaptım uygulamamasının da, şimdiki krizin nedenlerinden birisi olduğunu söyledi.

Türkiye'den dün açıklanan ve bazı lüks tüketim vergilerine yönelik vergi artışıyla ilgili bir soru üzerine Babacan, hükümet olarak cari açığı düşürmek istediklerini ve bunun içinde ithalatı aşağıya çekmek istediklerini belirterek, lüks ithal ürünlerine konan vergilerin hem bütçeye bir ek gelir sağlanmasına hem de ithalatı bir miktar indirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Babacan, bir soru üzerine, kurun tek başına cari açığı düşürmek için bir araç olamayacağına dikkat çekti.

AA