Teþekkur Teþekkur:  0
Beðeni Beðeni:  0
Sayfa 2/3 ÝlkÝlk 123 SonSon
26 sonuçtan 11 ile 20 arasý

Konu: ATATÜRK diyor ki.... Geniþ Arþiv

  1. #11

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Kültür



    Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. Bu sözü burada ayrýca izaha lüzum görmüyorum. Çünkü bu, Türkiye Cumhuriyetinin okullarýnda birçok vesilelerle eser halinde tesbit edilmiþtir.
    1936

    Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiðinden mâna çýkarmak, uyanýk davranmak, düþünmek, zekâyý terbiye etmektir.
    1936

    Türkiye Cumhuriyeti çocuklarý, kültürel insanlardýr. Yani hem kendileri kültür sahibidirler, hem de bu özelliði muhitlerine ve bütün Türk milletine yaymakta olduklarýna kanidirler.
    1936

    Millî kültürün her çýðýrda açýlarak yükselmesini Türk Cumhuriyetinin temel dileði olarak temin edeceðiz.
    1932

    Bir millî terbiye programýndan bahsederken, millî karakter ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyoruz.
    Temmuz 1924

    Þimdiye kadar takibolunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin gerilemesinde en mühim etken olduðu kanaatindeyim. Onun için millî terbiye programýndan bahsederken eski devrin hurafatýndan ve yaradýlýþýmýzla hiç de münasebetli olmayan yabancý fikirlerden, Doðudan ve Batýdan gelen tesirlerden tamamen uzak millî seciye ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyorum. Çünkü millî dâvamýzýn inkiþafý ancak böyle bir kültür ile temin olunabilir. Lâlettayin bir yabancý kültürü þimdiye kadar izlenen yabancý kültürlerin neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle mütenasiptir. O zemin milletin seciyesidir.
    15 Temmuz 1921

    Asýl uðraþmaya mecbur olduðumuz þey, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliðini tutmaktýr.
    3.8.1932

    Sanatsýz kalan bir milletin hayat damarlarýndan biri kopmuþ demektir.
    1923

    Dünyanýn bellibaþlý milletlerini esaretten kurtararak, hâkimiyetlerine kavuþturan büyük fikir cereyanlarý; köhne müesseselere ümit baðlayanlarýn, çürümüþ idare usullerinde kurtuluþ kuvveti arayanlarýn amansýz düþmanýdýr.
    1923

    Biz cahil dediðimiz zaman mektepte okumamýþ olanlarý kasdetmiyoruz. Kastettiðimiz ilim, hakikatý bilmektir. Yoksa okumuþ olanlardan en büyük cahiller çýktýðý gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatý gören hakiki âlimler çýkabilir.
    22.3.1923

    Geçen Kurultaydan bugüne kadar kültürel ve sosyal alanda baþardýðýmýz iþler Türkiye Cumhuriyetinin millî çehresini kesin çizgilerle ortaya çýkarmýþtýr.
    1935

    Yeni harfleri, millî tarihi, öz dili, sanatý, ilmi, müziði, teknik kurumlarýyla kadýný erkeðe her hakta eþit, modern Türk sosyetesi bu son yýllarýn eseridir.
    1935

    Türk Milleti, ancak varlýðýný derin ve saðlam kültür sýnýrlarýyla çizdikten sonradýr ki onun yüksek kapasitesi ve fazileti milletlerarasýnda tanýnýr. Türk Milletine fýtrî rengini veren bu inkýlâplardan herbiri çok geniþ tarihi devirlerin öðünebileceði büyük iþlerden sayýlsa yerindedir.
    1935

    Kültür dediðimiz zaman bir insan cemiyetinin, devlet hayatýnda fikrî hayatýnda, iktisat hayatýnda yapabilecekleri þeylerin muhassalasýný (toplamýný) kastediyoruz ki, medeniyet de bundan baþka bir þey deðildir.
    1929

  2. #12

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Medeniyet


    Biz her görüþ açýsýndan medenî insan olmalýyýz. Çok acýlar gördük. Bunun sebebi dünyanýn vaziyetinin anlamayýþýmýzdýr. Fikrimiz, düþüncemiz, tepeden týrnaða kadar medenî olacaktýr. Þunun bunun sözüne ehemmiyet vermeyeceðiz. Bütün Türk ve Ýslâm âlemine bakýn; düþüncelerini, fikirlerini medeniyetin emrettiði deðiþiklik ve yükselmeye uydurmadýklarýndan ne büyük felâket ve ýstýrap içindedirler. Bizim de þimdiye kadar geri kalmamýz, en nihayet son felâket çamuruna batýþýmýz bundandýr. 5-6 sene içinde kendimizi kurtarmýþsak zihniyetlerimizdeki deðiþmedendir. Artýk duramayýz. Mutlaka ileri gideceðiz; çünkü mecburuz. Millet açýkça bilmelidir, medeniyet öyle kuvvetli bir ateþtir ki, ona kayýtsýz olanlarý yakar, mahveder. Ýçinde bulunduðumuz medeniyet ailesinde lâyýk olduðumuz yeri bulacak ve onu koruyacak ve yükselteceðiz. Refah, mutluluk ve insanlýk bundadýr.
    1925

    Ýnkýlâbýn temellerini her gün derinleþtirmek, desteklemek lâzýmdýr. Birbirimizi aldatmayalým. Medenî dünya çok ilerdedir. Buna yetiþmek, o medeniyet dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz. Bütün boþ ve temelsiz sözleri ortadan kaldýrmak lâzýmdýr. Þapka giyelim mi, giymeyelim mi gibi sözler mânasýzdýr. Þapka da giyeceðiz, Batýnýn her türlü medenî eserlerini de alacaðýz. Medenî olmayan insanlar, medenî olanlarýn ayaklarý altýnda kalmaða maruzdurlar.
    1925

    Ben, þimdiye kadar millet ve memleket iyiliðine ne gibi hamleler, inkýlâplar yapmýþ isem hep böyle halkýmýzla temas ederek, onlarýn ilgi ve sevgilerinden gösterdikleri samimiyetten kuvvet ve ilham alarak yaptým. Hedefimiz, gayemiz hep millet ve memleketimizin kurtuluþu, mutluluðu ve geliþmesidir.
    1925

    Þimdiye kadar yaptýðýmýz iþlerde ve aldýðýmýz kararlarda bizi aldatan ve millet aleyhine neticelenen hiçbir þeyimiz yoktur ve gösterilemez. Milletimizi en kýsa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuþturmaya, mesut ve refahlý kýlmaya çalýþacaðýz ve bunu yapmaða mecburuz.
    1925

    Þu bilinsin ki, biz yabancýlara karþý herhangi hasmane bir his beslemediðimiz gibi, onlarla samimâne münasebetlerde bulunmak arzusundayýz. Türkler bütün medenî milletlerin dostlarýdýr. Yabancýlar memleketimize gelsinler; bize zarar vermemek, hürriyetlerimize güçlükler çýkarmaya çalýþmamak þartiyle burada daima iyi kabul göreceklerdir. Maksadýmýz yeniden yakýnlýk meydana getirmek, bizi baþka milletlere baðlýyan ilgileri arttýrmaktýr. Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin geliþmesi için de bu yegâne medeniyete iþtirak etmesi lâzýmdýr. Osmanlý Ýmparatorluðunu çöküþü, Batýya karþý elde ettiði zaferlerden çok maðrur olarak, kendisini Avrupa milletlerine baðlayan iliþkileri kestiði gün baþlamýþtýr. Bu bir hatâ idi, bunu tekrar etmeyeceðiz.
    1923

    Biz, Batý medeniyetini bir taklitçilik yapalým diye almýyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduðumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz.

    Medeniyetin ne olduðunu baþka baþka tarif edenler vardýr. Bence medeniyeti harstan ayýrmak güçtür ve lüzumsuzdur. Bu noktai nazarýmý izah için hars ne demektir tarif edeyim:

    Bir insan cemiyetinin a- Devlet hayatýnda; b- Fikir hayatýnda yani ilimde, içtimaiyatta ve güzel sanatlarda; c- Ýktisadî hayatta yani ziraatte, sanatta, ticarette, kara, deniz ve hava'ya ait ulaþtýrma iþlerinde yapabildiði þeylerin sonucudur.
    1930

    Bir milletin medeniyeti denildiði zaman hars namý altýnda saydýðýmýz üç nevi faaliyet sonucundan hariç ve baþka bir þey olamýyacaðýný zannederim. Þüphesiz her insan cemiyetinin harsý, yani medeniyet derecesi bir olamaz. Bu farklar, devlet, fikir, iktisadî hayatlarýn her birinde ayrý ayrý göze çarptýðý gibi bu fark üçünün sonucu üzerinde de görünür. Mühim olan sonuçlar üzerindeki farktýr. Yüksek bir hars, onun sahibi olan millette kalmaz, diðer milletlerde de tesirini gösterir, büyük kýt'alara þamil olur. Belki bu itibarla olacak, bazý milletler yüksek ve þamil harsa medeniyet diyorlar. Avrupa medeniyeti, þimdiki çað medeniyeti gibi.
    1930

    Zulüm medeniyetle uyuþamaz. Ýstidatsýzlýk taaffa lâyýk bir þey olamaz. Çünkü milletler iþgal ettikleri arazinin hakikî sahibi olmakla beraber beþeriyetin vekilleri olarak ta o arazide bulunurlar. O arazinin servet kaynaklarýndan hem kendileri istifade eder ve dolayýsiyle bütün beþeriyeti istifade ettirmekle görevlidirler. Bu prensibe göre bundan âciz olan milletler yaþama ve baðýmsýzlýk hakkýnda lâyýk olamamak lâzým gelir.
    1920

    Medeniyetin coþkun seli karþýsýnda mukavemet boþunadýr ve o, gafil ve itaatsizler hakkýnda çok amansýzdýr. Daðlarý delen, göklerde uçan, göze görünmeyen zerrelerden yýldýzlara kadar herþeyi gören, aydýnlatan, tetkik eden medeniyetin kudret ve yüksekliði karþýsýnda ortaçaða ait zihniyetle, iptidaî uydurma hikâyelerle yürümeye çalýþan milletler mahvolmaða veya hiç olmazsa esir ve aþaðý olmaða mahkûmdurlar. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti halký, yenileþen ve olgun bir kütle olarak ilelebet yaþamaða karar vermiþ, esaret zincirlerini ise tarihte görülmemiþ kahramanlýklarla parça parça etmiþtir.
    1925

    Benim kanaatim o idi ki, ve daima o oldu ki dünyada insan diye yaþamak istiyenler, insan olmak vasýflarýný ve kudretini kendilerinde görmelidirler... Bu uðurda her türlü fedakârlýða razý olmalýdýrlar. Yoksa hiçbir medenî millet, onlarý kendi sýrasýnda ve safýnda görmek istemez.
    1926

    Bilirsiniz ki dünyada her kavmin, varlýðý kýymeti, hürriyet ve baðýmsýzlýk hakký, sahip olduðu ve yapacaðý medenî eserlerle orantýlýdýr. Medenî eser vücuda getirmek kabiliyetinden mahrum olan kavimler hürriyet ve baðýmsýzlýklarýndan soyunmaya mahkûmdurlar. Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak hayatýn þartýdýr. Bu yol üzerinde ileri deðil, geriye bakmak bilgisizliði ve ihtiyatsýzlýðý gösterenler, umumî medeniyetin coþkun seli altýnda boðulmaða mahkûmdurlar.
    1924

    Medeniyet yolunda muvaffakiyet yenileþmeðe baðlýdýr. Sosyal hayatta, iktisadî hayatta, ilim ve fen sahasýnda muvaffak olmak için yegâne olgunlaþma ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaþayýþa hâkim olan hükümlerin zaman ile deðiþme, geliþme ve yenileþmesi zaruridir. Medeniyetin ihtiraslarý, fennin harikalarý, cihaný deðiþiklikten deðiþikliðe sürüklediði bir devirde asýrlýk köhne zihniyetlerle, maziye düþkünlükle mevcudiyetin muhafazasý mümkün deðildir. Medeniyetten bahsederken þunu da kesinlikle söylemeliyim ki medeniyetin esasý, ilerleme ve kuvvetin temeli aile hayatýndadýr. Bu hayatta fenalýk, muhakkak sosyal, iktisadî siyasî acze sebep olur. Aileyi teþkil eden kadýn ve erkek unsurlarýnýn tabiî haklarýna malik olmalarý, aile vazifelerini idareye yetenekli bulunmalarý lâzýmdýr.
    1924

    Baðýmsýzlýðýný ve deðerini dünyaya tanýtmak özellikleri, liyakatý ve kudreti taþýyan milletleri, medeniyet yolunda da hýzlý ve baþarýlý adýmlarla ilerlemek istidatlarý, kabul olunmak lâzýmdýr. Gerçi bir toplumun zamanla kökleþmiþ örf ve âdetleri, hisleri ve inanýþlarý mühimdir. Bu itibarla, toplumlar, önayak olacak fertler üzerinde, âdeta âmir ve hâkim bir tesir gösterirler. Fakat, yaradýlýþtaki istidat ve liyakati, geliþme ve yükselmeðe eriþmiþ milletler; medeniyetin bugünkü geliþmelerinden feyiz ve ilham almýþ aydýn evlâtlarýnýn sevk ve rehberliðiyle, mazide kaçýrdýklarý fýrsatlarýn doðurduðu gecikmeleri, telâfi çaresini bulmakta gecikmezler.
    1928

    Bugünkü Türk milleti, mâzinin en derin medeniyetlerinde kuruculuk iddia eden bu Türk kavminin bugünkü çocuklarý açýk ve saðlam yolu bulmuþlardýr.
    1930

    Memleket mutlaka asrî, medenî ve yepyeni olacaktýr. Bizim için bu, hayat dâvasýdýr. Bütün fedakârlýðýmýzýn faydalý bir sonuç vermesi buna baðlýdýr. Türkiye, ya yeni fikirle donatýlmýþ, namuslu bir idare olacaktýr, veyahut olamýyacaktýr. Halk ile çok temasým vardýr. O saf kitle, bilmezsiniz, ne kadar yenilik taraftarýdýr.
    1923

    Memleketimizi asrileþtirmek istiyoruz. Bütün mesaimiz Türkiye'de asrî, binaenaleyh batýlý bir hükûmet vücude getirmektir. Medeniyete girmek arzu edip de, batýya yönelmemiþ, millet hangisidir? Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin ayaðýnda baðlý zincirlerle güçleþtirildiðini gören insan ne yapar? Zincirleri kýrar, yürür.
    1923

  3. #13

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Milli Eðitim

    En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eðitim iþleridir. Millî eðitim iþlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzýmdýr. Bir milletin hakikî kurtuluþu ancak bu suretle olur.
    1922

    Ýlim ve teknikle ilgili teþebbüslerin faaliyet merkezi mekteptir. Bu sebeple lâzýmdýr... Mektep adýný hep beraber hürmetle, saygýyla analým: Mektep genç beyinlere, insanlýða hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, þerefi baðýmsýzlýðý öðretir... Baðýmsýzlýk tehlikeye düþtüðü zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doðru yolu belletir... Memleket ve milleti kurtarmaða çalýþanlarýn ayný zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer çalýþkan bilgin olmalarý lâzýmdýr. Bunu temin eden mekteptir. Ancak bu þekilde her türlü teþebbüslerin mantýkî neticelere eriþmesi mümkün olur.
    1922

    Milletimizin siyasî, toplumsal hayatýnda, milletimizin fikrî terbiyesinde rehberimiz ilim ve teknik olacaktýr. Mektep sayesinde, mektebin vereceði ilim ve teknik sayesindedir ki Türk milleti, Türk sanatý, ekonomisi, Türk þiir ve edebiyatý, bütün güzelliðiyle geliþir.
    1922

    Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluða eriþtirmek için iki orduya ihtiyaç vardýr. Biri vatanýn hayatýný kurtaran asker ordusu, diðeri milletin istikbalinin yoðuran kültür ordusu. Bu iki ordunun her ikisi de kýymetlidir, yücedir, verimlidir, saygýdeðerdir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kýymetlidir, hangisi diðerine üstün tutulur? Þüphesiz böyle bir tercih yapýlamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatîdir.
    1923

    Yalnýz siz, kültür ordusu mensuplarý, sizleri baðlý olduðunuz ordunun kýymet ve kutsiyetini anlatmak için þunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya niçin öldürüp niçin öldüðünü öðreten bir ordunun fertlerisiniz.
    1923

    Bir millet kültür ordusuna malik olmadýkça, muharebe meydanlarýnda ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin sürekli neticeler vermesi ancak kültür ordusunun varlýðýna baðlýdýr. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun verimli sonuçlarý kaybolur.
    1923

    Milletleri kurtaranlar yalnýz ve ancak öðretmenlerdir. Öðretmenden, eðiticiden mahrum bir millet henüz millet adýný almak istidadýný kazanmamýþtýr. Ona alelâde bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eðiticilere, öðretmenlere muhtaçtýr.
    1925

    Memleketi ilim, kültür, iktisat ve bayýndýrlýk sahasýnda da yükseltmek, milletimizin her hususta pek verimli olan kabiliyetlerini geliþtirmek, gelecek nesillere saðlam, deðiþmez ve olumlu bir karakter vermek lâzýmdýr. Bu kutsal amaçlarý elde etmek için savaþan aydýn kuvvetlerin arasýnda öðretmenler en mühim ve nazik yeri almaktadýrlar.
    1923

    Mekteplerde öðretim vazifesinin itimada þayan ellere teslimini, memleket evlâdýnýn, o vazifeyi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak, üstün ve saygýdeðer öðretmenler tarafýndan yetiþtirilmesini temin için öðretmenlik, diðer serbest ve yüksek meslekler gibi, derece derece ilerlemeye ve her halde refah teminine müsait bir meslek haline konulmalýdýr. Dünyanýn her tarafýnda öðretmenler, toplumun en fedakâr ve saygýdeðer unsurlarýdýr.
    1923

    Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öðretmenler topluluðundan ve onlarýn yetiþtirecekleri öðretmenlerden alacaktýr.
    1924

    Öðretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öðretmen ve eðitimcileri, sizler yetiþtireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktýr. Eserin kýymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlýðýnýz derecesiyle orantýlý bulunacaktýr. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiþtirmek sizin elinizdedir.
    1924

    Ýlk ve orta öðretim mutlaka insanlýðýn ve medeniyetin gerektirdiði ilmi ve tekniði versin, fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki çocuk okuldan çýktýðý zaman aç kalmaða mahkûm olmadýðýna emin olun.
    1931

    Eðitimdir ki, bir milleti hür, baðýmsýz, þanlý, yüksek bir toplum halinde yaþatýr, veya bir milleti kölelik ve yoksulluða terkeder.
    1925

    Çocuklarýmýza ve gençlerimize vereceðimiz tahsilin hududu ne olursa olsun, onlara esaslý olarak þunlarý öðreteceðiz: 1- Milliyetine, 2- Türkiye Devletine, 3- Türkiye Büyük Millet Meclisine; düþman olanlarla mücadele lüzumu. Fertleri bu mücadele gerekleri ve vasýtalariyle donanmayan milletler için yaþama hakký yoktur. Mücadele, mücadele lâzýmdýr.
    1922

    Gelecek için hazýrlanan vatan evlâdýna, hiçbir güçlük karþýsýnda baþeðmeyerek tam sabýr ve dayanma ile çalýþmalarýný ve öðrenimdeki çocuklarýmýzýn anne ve babalarýna yavrularýnýn tahsillerinin tamamlanmasý için her fedakârlýðý göze almaktan çekinmemelerini tavsiye ederim.
    1921

    Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar kararlý olduklarýný tarih doðrulamaktadýr. Silâhiyle olduðu gibi kafasýyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin, birincisinde gösterdiði kudreti ikincisinde de göstereceðine asla þüphem yoktur.
    1921

    Çocuklarýmýz ve gençlerimiz yetiþtirilirken onlara bilhassa varlýðý ile, hakký ile, birliði ile çeliþen bütün yabancý unsurlarla mücadele lüzumu ve millî düþünceleri tam bir imanla her mukabil fikre karþý þiddetle ve fedakârâne müdafaa zorunluluðu aþýlanmalýdýr. Yeni neslin bütün ruhsal kuvvetlerine bu özellik ve kabiliyetin zerki mühimdir. Daimî ve müthiþ bir savaþ þeklinde beliren milletler hayatýnýn felsefesi, baðýmsýz ve mesut kalmak isteyen her millet için bu yüksek özellikleri þiddetle istemektedir.
    1921

  4. #14

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Milli Egemenlik
    Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir þekil ve hiçbir renkte ve iþarette ortaklýk kabul etmez.
    1922

    Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eþitlik ve adaletin devamlý þekilde saðlanmasý ve korunmasý ancak ve ancak tam ve kat'î mânasiyle millî egemenliðin kurulmuþ bulunmasýna baðlýdýr. Bundan ötürü hürriyetin de, eþitliðin de, adaletin de dayanak noktasý millî egemenliktir. Toplumumuzda, devletimizde hürriyet sonsuzdur. Ancak onun hududu, onu sonsuz yapan esasýn korunmasýyla mevcut ve çevrilidir.
    1923

    Bir insan, belki kendi arzusiyle þahsî hürriyetini yok etmek ister, fakat bu teþebbüs koca bir milletin hayatýna ve hürriyetine zarar verecekse, muazzam ve þerefle dolu bir millet hayatý, bu yüzden sönecekse ve o milletin çocuklarý ve torunlarý bu yüzden yok olacaksa bu teþebbüsler hiçbir vakit meþru ve kabule deðer olamaz. Ve hele böyle bir hareket hiçbir vakit hürriyet namýna müsamaha ile telâkki edilemez.
    1923

    Hiç þüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaþamasý için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluðu için hayatýmýz, namusumuz, þerefimiz, geleceðimiz için ve bütün kutsal kavramlarýmýz ve nihayet her þeyimiz için mutlaka en kýskanç hislerimizle, bütün uyanýklýðýmýzla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliðimizi muhafaza ve müdafaa edeceðiz.
    1923

    Millî emeller, millî irade yalnýz bir þahsýn düþünmesinden deðil bütün millet fertlerinin arzularýnýn, emellerinin bileþkesinden ibarettir.
    1923

    Egemenlik kayýtsýz ve þartsýz milletindir.
    1923

    Kuvvet birdir ve o milletindir.
    1937

    Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuþ müesseseler her tarafta yýkýlmaða mahkûmdurlar.
    1929

    Bir millet, varlýðý ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlýðýný ve baðýmsýzlýðýný temin etmezse þunun, bunun oyuncaðý olmaktan kurtulamaz. Millî hayatýmýz, tarihimiz ve son devirde idare tarzýmýz, buna pek güzel delildir. Bu sebeple teþkilâtýmýzda millî güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olmasý esasý kabul edilmiþtir. Bugün bütün cihanýn milletleri yalnýz bir egemenlik tanýrlar: Millî egemenlik...
    1920

    Dünyanýn belli baþlý milletlerini esaretten kurtarmak için egemenliklerine kavuþturan büyük fikir akýmlarý, köhne müesseselere ümit baðlayanlarýn, çürümüþ idare usullerinde kurtuluþ kuvveti arayanlarýn amansýz düþmanýdýr.
    1923

    Arkadaþlar! Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkýnda tacidar yoktur, diktatör yoktur! Tacidar yoktur ve olmayacaktýr. Çünkü olamaz.
    1923

    Bütün cihan bilmelidir ki artýk bu devletin ve bu milletin baþýnda hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnýz bir kuvvet vardýr. O da millî egemenliktir. Yalnýz bir makam vardýr. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir.
    1923

    Egemenliðine doðrudan doðruya sahip olmanýn kýymetini pek iyi anlayan ve pek iyi bilen millet, bu mukaddes egemenliðine karþý baþgösterecek her tehlikeyi kahredecektir.
    1923

    Millî egemenlik uðrunda canýmý vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.
    1923

    Kendilerine bir milletin tahili býrakýlan adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnýz ve ancak yine milletin hakikî ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla görevli olduklarýný bir an hatýrlarýndan çýkarmamalýdýrlar. Bu adamlar düþünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve iþgal etmek o memleketin sahiplerine hâkim olmak için kâfi deðildir. Bir milletin ruhu zabtolunmadýkça, bir milletin azim ve iradesi kýrýlmadýkça, o millete hâkim olmanýn imkâný yoktur. Halbuki asýrlarýn getirdiði bir millî ruha, hiçbir kuvvet mukavemet edemez.
    1924

    Mahkûm olmak istemeyen bir milleti, esareti altýnda tutmaða gücü yetecek kadar kuvvetli müstebitler artýk dünya yüzünde kalmamýþtýr.
    1924

    Büyük Millet Meclisi Türk milletinin asýrlar süren aramalarýnýn özeti ve onun bizzat kendisini idare etmek þuurunun canlý bir timsalidir.
    1923

    Türk milleti mukadderatýný Büyük Millet Meclisinin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiði günden itibaren karanlýklarý sýyýrýp kaldýrmýþ ve ümitle istikbale yönelmiþtir.
    1923

    Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri millî hâkimiyettir. Milletin kayýtsýz ve þartsýz hâkimiyetidir.
    1923

    Gerek askerlik, gerekse siyaset hayatýmýn bütün devir ve safhalarýný dolduran mücadelelerimde daima hareket düsturum millî iradeye dayanarak milletin, vatanýn muhtaç olduðu gayelere yürümek olmuþtur.
    1920

  5. #15

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Millî Mücadele


    Millî mücadelenin maksat ve gayesi tam istiklâlini ve kayýtsýz-þartsýz egemenliðini saðlamak ve sürdürmektir. Millet, dýþ istiklâlini kazanmak için, lâzým gelen hattý hareketini misaký millî ile ifa etmiþtir. Millî hakimiyetini elde edebilmek için, takibi lâzým gelen hareket hattýný da Teþkilâtý Esasiye Kanunu ile tesbit etmiþtir.
    1923

    Esas Türk milletinin haysiyetli ve þerefli bir millet olarak yaþamasýdýr. Bu esas ancak tam baðýmsýzlýk edinilmesiyle saðlanabilir. Ne kadar zengin ve bayýndýr olursa olsun baðýmsýzlýktan yoksun bir millet, uygar insanlýk karþýsýnda uþak olmak durumunda yüksek bir iþlem için deðer taþýyamaz. Yabancý bir devletin koruma ve esirgemesini benimsemek insanlýk niteliklerinden yoksunluðu, güçyetmezliði ve uyuþukluðu benimsemekten baþka bir þey deðildir. Gerçekten bu aþaðýlýða düþmemiþ olanlarýn, isteyerek baþlarýna bir yabancý getirmeleri asla düþünülemez.
    1920

    Oysa, Türk'ün haysiyet ve kendine inaný ve yeteneði çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaþamaktansa yok olsun daha iyidir!
    1920

    Dolayýsýyla ya istiklâl, ya ölüm!
    1920

    Biz haklarýmýzý ve baðýmsýzlýðýmýzý savunmak için giriþtiðimiz çarpýþmanýn kutsallýðý düþüncesinde ve hiçbir gücün bir milleti yaþamak hakkýndan yoksun kýlýnmayacaðý inancýndayým.
    1920

    Memleketin ellide biri deðil, her tarafý tahribedilse, her tarafý ateþler içinde býrakýlsa, biz bu topraklarýn üstünde bir tepeye çýkacaðýz ve oradan savunma ile meþgul olacaðýz.
    1920

    Ben, 1919 senesi mayýs içinde Samsun'a çýktýðým gün elimde, maddî hiçbir kuvvet yoktu. Yalnýz büyük Türk Milleti'nin asaletinden doðan ve benim vicdanýmý dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardý. Ýþte ben bu millî kuvvete, bu Türk Milleti'ne güvenerek iþe baþladým.
    1937

    Ben, Türk ufuklarýndan bir gün mutlaka bir güneþ doðacaðýna, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ýsýtacaðýna, bundan bize bir güç çýkacaðýna o kadar emindim ki, bunu âdeta gözlerimle görüyordum.
    1937

    Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalým. O, esaret ve aþaðýlýðý kabul etmez.
    1919

    Ben ve benim gibi birçok vatandaþlar, kardeþler, milletin asýl vataný, ümitsiz felâkete düþtüðü zaman görevli olduklarý, vicdanen, namusen, haysiyeten yükümlü bulunduklarý vazifeyi yapmak mevkiinde kaldýlar. Bunu elbette yapacaklardýr. Yapmalarý mecburi idi, vicdani idi, insani idi, millî namus gereði idi. Ben bu mukaddes esaslarýn dýþýnda hareket edebilir mi idim? Efendiler; elbette edemezdim. Türk Milleti'nin hakiki hiçbir ferdi bu gereklerin haricinde hareket edemezdi. Ben elbette bu elim manzara karþýsýnda vicdanýmýn emirlerine muhalif, millî namusumuza aykýrý hareket edemezdim.
    1925

    Baðýmsýzlýk gayesinin elde ediliþine kadar, tamamiyle milletle birlikte, fedakârane çalýþacaðýma mukaddesatým namýna yemin ettim. Artýk benim için Anadolu'dan hiçbir yere gitmemek katidir.
    1919

    Millî irade kendi istikametinde bir nehir gibi coþup taþacaktýr. Mücadeleyi her noktasýndan düþünerek uyanýþ ve coþkunluk hasýl olmuþtur. Sadece dayanýklý olmak ve vazifede kusur etmemek temel þarttýr.
    1919

    Millî dava ancak bu inan, bu irade ve azimle gerçekleþtirilecektir. Yaþamasý ve muzaffer olmasý gereken deðersiz þahýslarýmýz deðil, millî kurtuluþu temin edecek olan fikirlerdir.
    1919

    Aziz ve mübarek vatanýmýzý kurtarmak için bütün aydýnlarýn, herkesin hazýr olmasý lâzýmdýr. Ýstanbul'a gitmeyeceðiz. Anadolu, en büyük hazinedir. Vatanýn sinesinde kurtuluþ çarelerini beraberce ölünceye kadar aramaya, temin etmeye çalýþacaðýz.
    1919

    Bazý arkadaþlarýn yoksulluk içinde bu büyük dâvanýn baþarýlamayacaðýný zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarýný duydum. Arkadaþlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhým yoktur. Dilediðiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat þunu biliniz ki, bütün arkadaþlarým beni yalnýz býrakýp gitseler, ben bu Meclis-i Âli'de tek baþýma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düþman adým adým her tarafý iþgal ederek Ankara'ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhýmý, bir elime de Türk bayraðýný alýp Elma Daðý'na çýkacaðým. Burada tek baþýma son kurþunuma kadar düþmanla çarpýþacaðým. Sonra da bu mukaddes bayraðý göðsüme sarýp þehit olacaðým. Bu bayrak kanýmý sindire sindire emerken, ben de milletim uðruna hayata veda edeceðim. Huzurunuzda buna and içiyorum.
    1920

    Millî müdafaamýzý; düþmanlarýn bayraklarý, babalarýmýzýn ocaklarý üstünden çekilinceye kadar terkedemeyiz. Ýstanbul mabedleri etrafýnda düþman askerleri gezdikçe, öz vatan topraklarý üstünden yabancý adamlarýn ayaklarý çekilmedikçe biz mücadelemize devam etmeye mecburuz. Kendi hükûmetimizin idaresi altýnda bedbaht ve fakir yaþamak, yabancý esareti bahasýna nail olacaðýmýz huzur ve mutluluktan bin kere üstündür.
    1920

    Osmanlý Devleti'nin temelleri çökmüþ, ömrü tamam olmuþtu. Osmanlý memleketleri tamamen parçalanmýþtý. Ortada bir avuç Türk'ün barýndýðý bir ata yurdu kalmýþtý. Son mesele bunun da taksimini teminle uðraþýlmaktan ibaretti. Osmanlý Devleti, onun baðýmsýzlýðý, padiþah, halife, hükûmet, bunlar hepsi anlamý kalmamýþ birtakým mânasýz sözlerden ibarettir. O halde ciddi ve hakiki karar ne olabilirdi?
    1927

    Bu vaziyet karþýsýnda bir tek karar vardý. O da millî egemenliðe dayanan, kayýtsýz ve þartsýz müstakil yeni bir Türk Devleti tesis etmek!
    1927

    Ýþte, daha Ýstanbul'dan çýkmadan evvel düþündüðümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarýna ayak basar basmaz uygulamaya baþladýðýmýz karar, bu karar olmuþtur.
    1927

    Harcici siyasetimizde baþka bir devletin hukukuna tecavüz yoktur. Ancak, hakkýmýzý, hayatýmýzý, memleketimizi, namusumuzu müdafaa ediyoruz ve edeceðiz. Þimdiki medeniyetin devletler arasý münasebetlerde ortaya attýðý ve en yüce, temiz emel ve düþüncelerin bir özeti demek olan "her milletin kendi mukadderatýna kendisinin hâkim olmasý" hakkýný biz yeryüzünde yaþayan milletlerin hepsi için tanýyoruz, bizim de bu hakkýmýzýn kayýtsýz þartsýz talebimizi tanýmamak yüzünden akan ve akacak olan kanlarýn mesuliyeti þüphesiz sebep olanlara aittir. Bizi, millî davamýzý takipten yýldýracak hiçbir vasýta, hiçbir kuvvet düþünülmüþ deðildir. Millî davamýz, bizim hayatýmýzdýr. Hayatýna suikast edilen en zayýf yaratýklarýn bile bu isteðe karþý isyan ve nefretle son nefese kadar kendisini müdaafaya çalýþmasýndan daha tabii bir þey yoktur.
    1921

    Bizi imha etmek görüþü karþýsýnda mevcudiyetimizi silahla muhafaza ve müdafaa etmek pek tabiîdir. Bundan daha tabiî ve daha meþru bir hareket olamaz.
    1921

    Düþmanýn mükemmel ve kuvvetli ordularýný maðlup etmek için kendimizde bulduðumuz kuvvet ve kudret, dâvamýzýn meþruluðundandýr. Gerçekten, biz millî hududumuz dahilinde hür ve müstakil yaþamaktan baþka bir þey istemiyoruz. Biz Avrupa'nýn diðer milletlerinden esirgenmeyen, haklarýmýza tecavüz edilmemesini istiyoruz.
    1921

    Biz bir amaç takibediyoruz. Bu amacýmýz öteden beri muhtelif vesilelerle ifade edilmiþtir. Ben þimdi de onu tekrar ediyorum: Milletin, devletin baðýmsýzlýðýný muhafaza etmek. Bunun içinde namus ve þeref tamamen yer alacaktýr. Müstakil olarak milletimizin muayyen hudutlar dâhilindeki tamamiyetini muhafaza etmektir. Bunun için muharebe ediyoruz. Efendiler; memleketimizin ellide biri deðil, her tarafý tahribedilse, her tarafý ateþler içinde býrakýlsa, biz bu topraklar üstünde bir tepeye çýkacaðýz ve oradan savunma ile meþgul olacaðýz. Bundan dolayý iki karýþ yer iþgal edilmiþ, üç beþ köy tahrip edilmiþ diye burada feryada lüzum yoktur. Ben size açýk söyliyeyim; efendiler bazý yerler iþgal edilmiþtir bunun üç misli daha iþgal edilmiþ olunabilir. Fakat bu iþgal hiçbir vakitte bizim imanýmýzý sarsmayacaktýr.
    1920

    Millî mücadeleyi yapan, doðrudan doðruya milletin kendisidir, milletin evlâtlarýdýr. Millet, analarýyla, babalarýyla, hemþireleriyle mücadeleyi kendisine ülkü edindi. Millî mücadelede þahsî hýrs deðil, millî ülkü, milli izzetinefis hakiki etken olmuþtur.
    1925

    Ben, memleket ve milleti düþtüðü felâketten çýkarabileceðim inancýyla Anadolu'ya geçtiðim ve amacýn gerektirdiði teþebbüslere giriþtiðim zaman cebimde, emrimde beþ para olmadýðýný söyleyebilirim. Fakat parasýzlýk benim milletle beraber atmaya muvaffak olduðum hedefe yönelmiþ adýmlarý durdurmaya deðil, zerre kadar azaltmaya dahi sebep teþkil edememiþtir. Yürüdük, muvaffak olduk, yürüdükçe, muvaffak oldukça maddi güçlükler kendiliðinden ortadan kalktý.
    1926

    Türk Milleti, kendisi için, kendi geleceði ve kurtuluþu için çalýþan müteþebbisleri, heyetleri güçlükler karþýsýnda býrakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek þeref hisleriyle donanmýþtýr.
    1926

    Hattý müdafaa yoktur, sathý müdafaa vardýr. O satýh, bütün vatandýr. Vatanýn her karýþ topraðý, vatandaþýn kanýyla ýslanmadýkça, terk olunamaz. Onun için küçük, büyük her cüzütamý, bulunduðu mevziden atýlabilir. Fakat küçük, büyük her cüzütam ilk durabildiði noktada, tekrar düþmana karþý cephe teþkil edip muharebeye devam eder. Yanýndaki cüzütamýn çekilmeye mecbur olduðunu gören cüzütamlar, ona tabi olamaz. Bulunduðu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur.
    Nisan 1922

    Vatan mutlaka selâmet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktýr. Çünkü kendi selâmetini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti ve selâmeti için feda edebilen vatan evlâtlarý çoktur.
    Nisan 1922

    Birinci Ýnönü Meydan Muharebesi, inkýlâp tarihimizin çok mühim, çok verimli bir sayfasýdýr. Gelecek nesiller ve bütün dünya bu sayfayý araþtýrýp inceledikçe Türk inkýlâbýný yapan bugünkü Türk ordusunu ve bu orduyu baðrýndan çýkaran bugünkü Türk Topluluðunu, elbette saygý ile anacak ve takdir edecektir.
    1925

    Birinci Ýnönü, muharebe meydanýnýn ufuklarýnda yükselen zafer güneþi, Türk milletinin yüksek fazilet ve mâneviyatýnýn belirtisidir. Bu doðuþ karþýsýnda büyük bozgunlar oldu...
    1925

    Birinci Ýnönü Zaferi, Ýkinci Ýnönü Zaferinin, Sakarya büyük kanlý savaþýnýn ve en nihayet Türk vatanýnýn; Türk baðýmsýzlýðýnýn ilk zafer müjdecisi olmuþtur. Bu sebeple Birinci Ýnönü Meydan muharebesini kazanan Türk ordusunun bütün mensuplarý, dünya tarihinde unutulmaz þanlý bir menkibe sahibi olarak ebediyen yaþayacaklardýr.
    1925

    Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusunun Sakaryada kazanmýþ olduðu meydan muharebesi pek büyük bir meydan muharebesidir. Harb tarihinde benzeri belki olmýyan bir meydan muharebesidir. Büyük meydan muharebelerinden biri olan Mukden Meydan Muharebesi dahi yirmibir gün devam etmemiþtir.
    1921

    Subaylarýmýzýn kahramanlýklarý hakkýnda söyliyecek söz bulamam, yalnýz ifadede isabet edebilmek için diyebilirim ki, bu muharebe subay muharebesi olmuþtur. Bu sebeple subay arkadaþlarýmýn en ufak rütbelisinden en büyük rütbelisine kadar kýymet ve fedakârlýklarýný bütün kalb ve vicdanýmla ve takdirlerle yadeylerim. Fertlerimizi methüsenadan çok yüksek görürüm. Zaten bu milletin evlâdý baþka türlü tasavvur edilemez. Bu milletin evlâtlarýnýn fedakârlýklarý, kahramanlýklarý için ölçü bulunamaz. Askerlerimiz hakkýnda yeni bir þey ilâve etmek isterim: Kahraman Türk askeri, Anadolu muharebelerinin mânasýný anlamýþ, yeni bir ülkü ile muharebe etmiþtir.
    1921

    Böyle evlâtlara ve böyle evlâtlardan mürekkep ordulara malik bir millet elbette hakkýný ve baðýmsýzlýðýný bütün mânasiyle muhafaza etmeðe muvaffak olacaktýr. Böyle bir milleti baðýmsýzlýðýndan mahrum etmeðe kalkýþmak hayal ile vakit geçirmektir.
    1921

    Afyonkarahisar-Dumlupýnar meydan muharebesi ve onun son devresi olan 30 Aðustos Türk tarihinin en büyük bir dönüm noktasýný teþkil eder. Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle doludur. Fakat Türk milletinin burada kazandýðý zafer kadar keskin neticeli ve bütün tarihte, yalnýz bizim tarihimizde deðil, dünya tarihinde yeni yön vermekte kesin tesirli böyle bir meydan muharebesi hatýrlamýyorum.
    1924

    Bu Anadolu zaferi tarih arasýnda, bir millet tarafýndan tamamen benimsenen bir fikrin ne kadar kadir ve ne kadar zinde bir kuvvet olduðunun en güzel bir misali olarak, kalacaktýr.
    1922

    Biz, bu harekâtý, neticesini tamamen bilerek yaptýk. Bütün bunlar belki bütün dünyaya hayret verecek niteliktedir. Onun için ordumuzun kudretini anlamayan ve anlamaktan âciz olanlar bu muazzam eseri beklenmedik bir tesadüf eseri gibi göstermek istiyorlar. Fakat; hiçbir vakit öyle deðildir. Hareket bütün teferruatýna kadar tamamen düþünülmüþ, tespit olunmuþ, hazýrlanmýþ, idare edilmiþ ve neticelendirilmiþtir.
    1922

    Milletin mukadderatýný doðrudan doðruya üzerine alarak karamsarlýk yerine ümit, periþanlýk yerine düzen, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskaca bir varlýk çýkaran meclisimizin, yiðit ve kahraman ordularýnýn baþýnda bir asker sadakat ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiþ olduðumdan dolayý, bir insan kalbinin nadiren duyabileceði bir memnuniyet içindeyim. Kalbim bu sevinçle dolu olarak, pek aziz ve muhterem arkadaþlarýmý, bütün dünyaya karþý temsil ettikleri hürriyet ve baðýmsýzlýk fikrinin zaferinden dolayý tebrik ediyorum.
    1922

    Afyonkarahisar-Dumlupýnar Meydan Muharebesi ve ondan sonra düþman ordusunu tamamen imha veya esir eden ve kýlýçtan kurtulanlarý Akdenize, Marmaraya döken harekâtýmýzý izah ve tavsif için söz söylemekten kendimi müstaðni sayarým.
    1927

    Her safhasiyle düþünülmüþ, hazýrlanmýþ, idare edilmiþ ve zaferle neticelendirilmiþ olan bu harekât, Türk ordusunun, Türk subay ve kumanda heyetinin, yüksek kudret ve kahramanlýðýný tarihte bir daha tesbit eden muazzam bir eserdir.
    1927

    Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve baðýmsýzlýk fikrinin ölmez âbidesidir. Bu eseri meydana getiren bir milletin evlâdý, bir ordunun Baþkumandaný olduðumdan daima mesut ve bahtiyarým.
    1927

    30 Aðustos Bayramýnda tebrikleri kabul ederken:

    Bu zaferi kazanan ben deðilim. Bunu, asýl, tel örgüleri hiçe sayarak atlayan, savaþ meydanýnda can veren, yaralanan, kendini esirgemeden düþmanýn üzerine atýlarak Akdeniz yolunu Türk süngülerine açan kahraman askerler kazanmýþtýr. Ne yazýk ki onlarýn herbirinin adýný Kocatepe'nin sýrtlarýna yazmak mümkün deðildir. Fakat hepsinin ortak bir adý vardýr: Türk askeri... Tebriklerinizi onlarýn namýna kabul ediyorum!...
    1928

    Bütün arkadaþlarýmýn Anadolu'da daha baþka meydan muharebeleri verileceðini gözönüne alarak ilerlemesini ve herkesin fikri güçlerini ve kahramanlýk ve vatanseverlik kaynaklarýný yarýþýrcasýna göstermeye devam etmesini isterim.
    1922

    Ordular; ilk hedefiniz Akdenizdir. Ýleri!
    1922

    Türk kumandanlarý, kumanda etmesini, Türk askeri ölmesini bildi. Harbi kazanýþýmýzýn sýrrý bundan ibarettir.
    1922

    Vatanýn kurtuluþu, milletin görüþ ve idaresi kendi alýnyazýsý üzerinde kayýtsýz þartsýz hâkim olduðu zaman baþlamýþ ve ancak milletin vicdanýndan doðan ordularla olumlu ve kesin neticelere ermiþ.
    1922

    Memleketimizi hiçbir hak ve adalete dayanmayarak çiðnemek ve çiðnetmek teþebbüsü, muzaffer ordumuzun fedakârane ve cansiperane gayretiyle lâyýk olduðu baþarýsýzlýða uðratýlmýþ ve milletimiz, tarihin nadir kaydettiði bir zafer kazanarak sevgili yurdumuzu kurtarmýþtýr.
    1923

    Þunu bir gerçek olarak biliniz ki, þeref hiçbir vakit bir adamýn deðil, bütün milletindir. Eðer yapýlan iþler mühimse, gösterilen muvaffakiyetler belli ise, inkýlâplar dikkati çekici ise her fert kendini tebrik etmelidir. Çünkü böyle büyük þeyleri ancak çok kabiliyetli olan büyük milletler yapabilir ve bu milletin her ferdi, böyle en kabiliyetli ve büyük bir millete mensup olduðunu düþünerek kendini tebrik etsin.
    1923

    Bütün bu muvaffakiyet yalnýz benim eserim deðildir ve olamaz. Bütün muvaffakiyet, bütün milletin azim ve imanýyla çalýþmasýný birleþtirmesi neticesidir. Kahraman milletimizin ve seçkin ordumuzun kazandýðý baþarý ve zaferlerdir.
    1928

    Kahraman Türk ordularýnýn kazandýklarý büyük zaferlerde þahsýma düþmüþ olan vazifeleri yapabilmiþsem çok bahtiyarým. Yalnýz bu noktada bir gerçeði açýklamak için söyliyeyim ki; benim, ordularýmýzý yönelttiðim hedefler, esasen ordularýmýn her erinin, bütün subaylarýnýn ve kumandanlarýnýn görüþlerinin, vicdanlarýnýn, azimlerinin, ülkülerinin yönelmiþ olduðu hedefler idi.
    1928

    Her safhasý vatan için, evlâtlarýmýzýn torunlarý için þerefli hâdiselerle dolu büyük bir kahramanlýk menkýbesi teþkil eden Anadolu muharebelerinin heyecan veren tafsilâtýný tarihin diline terkediyorum. Millet; milletin ruh sanatý, musikisi, edebiyatý ve bütün estetiði, bu kutsal mücadelenin ilâhî naðmelerini sonsuz bir vatan aþkýnýn coþkun heyecanlarýyla daima þakýmalýdýr.
    1923

    Geçirdiðimiz buhranlý günlerin þerefli kahramanlarýný hep beraber kutlayalým. Onlar arasýnda muharebe meydanlarýnda düþman silâhiyle göðüsleri delinmiþ bahtiyarlar olduðu gibi yangýnlarda, ateþlerde yakýlmýþ bedbaht çocuklar, kadýnlar ve ihtiyarlar vardýr. Onlar arasýnda namuslarýna tecavüz edilmiþ, ebediyen aðlamaða mahkûm genç kýzlar da vardýr. Onlar arasýnda yurtlarýný kaybetmiþ aileler, evlatlarýný gömmüþ analar vardýr ve yine onlar arasýnda muharebedeki namus vazifesini þerefle yaparak bugün memleketlerine dönmüþ gaziler vardýr. Onlardan þehitlik þarabýný içmiþ olanlarýn ruhlarýna fatihalar sunalým.
    1923

  6. #16

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Milliyetçilik


    Türk milletinin kuruluþunda etkili olduðu görülen tabiî gerçekler þunlardýr: a) Siyasî varlýkta birlik. B) Dil birliði. C) Yurt birliði. D) Irk ve menþe birliði. E) Tarihî karabet. F) Ahlâkî karabet.
    1930

    Türk milletinin teþekkülünde mevcut olan bu þartlar diðer milletlerde hepsi birden yok gibidir. Daha umumî bir tarif yapabilmek için diyelim ki; bir topluma millet diyebilmek için bu þartlar, ayný zamanda bütün olarak veya kýsmen, bir arada bulunmak lâzýmdýr. Bütün milletler tamamen ayný þartlar altýnda teþekkül etmemiþ olduklarýna göre Türk milletinde yaptýðýmýz gibi, diðer her millet ayrý olarak mütalâa edilmedikçe, milliyet fikrini umumî ve ilmî olarak tarif etmek güçtür.
    1930

    Türk milliyetçiliði, ilerleme ve geliþme yolunda ve beynelmilel temas ve münasebetlerde, bütün muasýr milletlere muvazi ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber, Türk içtimaî heyetinin hususî seciyelerini ve baþlý baþýna müstakil hüviyetini mahfuz tutmaktýr.
    1930

    Memleketin, fikrî ve ekonomik geliþmede, yüksek ilerleme sahasý olmasýna çalýþmak, idealimizdir. Fakat bu geliþmenin, medenî ve millî sýnýrlar haricinde cereyan almasýný prensiplerimize uygun bulamayýz.
    1929

    Biz doðrudan doðruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanaðý Türk topluluðudur. Bu topluluðun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluða dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
    1930

    Milliyetin çok bariz vasýflarýndan biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, herþeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuþmalýdýr. Türkçe konuþmayan bir insan Türk kültürüne, topluluðuna baðlýlýðýný iddia ederse buna inanmak doðru olmaz.
    1930

    Türk milleti, millî hissi; dinî hisle deðil, fakat insanî hisle yanyana düþünmekten zevk alýr. Vicdanýnda millî hissin yanýnda, insanî hissin þerefli yerini daima muhafaza etmekle övünür. Çünkü Türk milleti bilir ki, bugün medeniyetin yolunda baðýmsýz ve fakat kendileriyle paralel yürüdüðü umum medenî milletlerle karþýlýklý insanî ve medenî münasebet, elbette geliþmemize devam için lâzýmdýr ve yine malûmdur ki; Türk milleti, her medenî millet gibi, mazinin bütün devirlerinde keþifleriyle, yeni buluþlariyle medeniyet âlemine hizmet etmiþ insanlarýn, milletlerin kýymetini takdir ve hâtýralarýný hürmetle muhafaza eder. Türk milleti, insaniyet âleminin samimî bir alisedir.
    1930

    Türklerin vatan sevgisiyle dolu olan göðüsleri düþmanlarýn melun ihtiraslarýna karþý daima demirden bir duvar gibi yükselecektir.
    1921

    Gerektiði zaman vatan için bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile çalýþmasýný bilen bir millet elbette büyük istikbale lâyýk ve namzet olan bir millettir.
    1927

    Yurt topraðý! Sana herþey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk milletini ebedî hayatta yaþatmak için feyizli kalacaksýn. Türk topraðý! Sen, seni seven Türk milletinin mezarý deðilsin. Türk milleti için yaratýcýlýðýný göster.
    1930

    Millet için ve milletçe yapýlan iþlerin hâtýrasý her türlü hâtýralarýn üstünde tutulmazsa millî tarih mefhumunun kýymetini takdir etmek mümkün olamaz.
    1931

    Millî seciyeyi derin tarihimizin ilham ettiði yüksek derecelere çýkarmak heyecanla takip ettiðimiz büyük emellerimizdendir.
    1931

    Ne mutlu Türküm diyene
    1933

    Bizim yolumuzu çizen, içinde yaþadýðýmýz yurt, baðrýndan çýktýðýmýz Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ýstýrap kaydeden yapraklarýndan çýkardýðýmýz neticelerdir.
    1920

    Bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle iþbirliði eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onlarýn milliyetlerinin bütün icaplarýný tanýrýz. Bizim milliyetçiliðimiz herhalde hodbince ve maðrurca bir milliyetçilik deðildir.
    1920

    Bir milletin ruhu zaptolunmadýkça, bir milletin azim ve iradesi kýrýlmadýkça o millete hâkim olmanýn imkâný yoktur. Halbuki asýrlarýn yarattýðý millî bir ruha, kuvvetli ve daimi bir millî iradeye hiçbir kuvvet karþý koyamaz.
    1.9.1924

    Yetiþecek çocuklarýmýza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herþeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliðine, millî an'anelerine düþman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öðretilmelidir.
    1922

    Milletin varlýðýný devam ettirmek için fertleri arasýnda düþündüðü müþterek bað, asýrlardan beri gelen þekil ve mahiyetini deðiþtirmiþ, yani millet, dinî ve mezhebî baðlar yerine Türk milliyeti baðý ile fertlerini toplamýþtýr.
    Kasým 1925

    Bir fert için olduðu gibi, millet için de kudret ve kabiliyetini fiilî eseriyle gösterip ispat etmedikçe, itibar ve ehemmiyet beklemek beyhudedir. Kudret ve kabiliyetten mahrum olanlara iltifat olunmaz. Ýnsanlýk, adalet, mürüvet icaplarýný, bütün bu vasýflarý haiz olduðunu gösterenler talep edebilir.

    Esas kýymeti kendine veren ve mensup olduðu millet ve memleketi ancak þahsiyeti ile kaim gören adamlar, milletlerinin saadetine hizmet etmiþ sayýlmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düþünebilenler, milletlerini yaþamak ve ilerlemek imkânlarýna nail ederler. Kendi gidince ilerleme ve hareket durur zannetmek bir gaflettir.
    17 Mart 1937

    Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasýta ve tedbirlerle besleyerek geliþtirmek millî ülkümüzdür.
    Ekim 1933

    Baþarýlarda gururu yenmek, felâketlerde ümitsizliðe karþý gelmek lâzýmdýr.
    1930

    Türk... Öðün, çalýþ, güven.

    Tarihi, vukuat, hâdisat ve müþahadat hep insanlar ve milletler arasýnda, hep milletin hâkim olduðunu göstermiþtir. Milliyet prensibi aleyhindeki büyük mikyasta fiilî tecrübelere raðmen, yine milliyet hissinin öldürülemediði ve gene kuvvetle yaþadýðý görülmektedir. Tarih, bir milletin kanýný, hakkýný, varlýðýný hiçbir zaman inkâr edemez.
    Temmuz 1919

    (Türk) Tarih tezi olgunlaþtý. Onun üzerinde yürümek, durmadan çalýþmak lâzýmdýr. Bazý imansýzlar olabilir. Bunlar yol kesenlere benzeyebilir, aldýrmayýnýz.
    1938

    Türk çocuðu ecdadýný tanýdýkça, daha büyük iþler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktýr.
    1924

    Milletimiz, kuvvetli karakter, sarsýlmaz sistem, ateþli milliyetçilik, iktisadî muvaffakiyetlerden doðup çoðalacak imkânlarla da kuvvetlendirilmelidir.
    1924

    Milletin toplumsal düzen ve sükûnu, hal ve istikbalde refahý, saadeti, selâmeti ve masumiyeti, medeniyette ilerleme ve yükselmesi için insanlardan, her hususta alâka, gayret, nefsin feragatini ve icabettiði zaman seve seve nefsinin fedasýný talep eden, millî ahlâktýr. Mükemmel bir millette, millî ahlâkiyet icaplarý, o millet fertleri tarafýndan âdeta muhakeme edilmeksizin vicdanî, hissî bir þevkle yapýlýr. En büyük millî heyecan iþte budur.

    Millî ahlâkýmýz, medenî esaslarla ve hür fikirlerle beslenmeli ve takviye olunmalýdýr. Bu çok mühimdir; bilhassa dikkatinizi çekerim. Tehdit esasýna dayanan ahlâk, bir fazilet olmadýktan baþka itimada da lâyýk deðildir.
    1924

    Türk milleti kurtuluþ savaþýndan beri, hattâ bu savaþa atýlýrken bile mahkûm milletlerin hürriyet ve baðýmsýzlýk dâvalariyle ilgilenmeyi, o dâvalara yardým etmeyi benimsemiþtir. Böyle olunca kendi soydaþlarýnýn hürriyet ve baðýmsýzlýklarýna kayýtsýz davranmasý elbette uygun görülemez. Fakat milliyet dâvasý þuursuz ve ölçüsüz bir dâva þeklinde mütalâa ve müdafaa edilmemelidir. Milliyet dâvasý siyasî bir mücadele konusu olmadan önce þuurlu bir ülkü meselesidir. Þuurlu ülkü demek, müsbet ilme, ilmî usullere dayandýrýlmýþ bir hedef ve gaye demektir. O halde propagandalarda müsbet usullere müracaat etmek þarttýr. Hareketlerin imkân sýnýrlarý ve sýralarý mutlaka hesaba katýlmalýdýr. Türkiye dýþýnda kalmýþ olan Türkler, ilkin kültür meseleleriyle ilgilenmelidirler. Nitekim biz Türklük dâvasýný böyle bir müsbet ölçüde ele almýþ bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarýna, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz.
    Konu SAFRAN tarafýndan (04-01-2006 Saat 02:51 ) deðiþtirilmiþtir.

  7. #17

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Ordu


    Ordu, Türk ordusu. Ýþte bütün milletin göðsünü itimat, gurur duygularýyla kabartan þanlý ad.
    1937

    Ordumuz, Türk birliðinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliðinin çelikleþmiþ bir ifadesidir.
    1937

    Ordumuz; Türk topraklarýnýn ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduðumuz sistemli çalýþmalarýn, yenilmesi imkânsýz teminatýdýr.
    1937

    Büyük milli disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaþlarýmýzda bize ayný zamanda en lüzumlu elemanlarý da yetiþtiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayrýca itina ve himmet edileceðine þüphem yoktur.
    1937

    Islah olunacak þeyler iktisat ve maariftir. Bu sayede memleket imar edilecek, millet refah sahibi olacaktýr. Hiçbir millet ve memlekete karþý tecavüz fikri beslemeyiz. Fakat varlýðýmýzý ve istiklâlimizi korumak için, emniyet içinde çalýþarak müreffeh ve mesut olmasýný temin için her vakit memleket ve milletimizi müdafaaya gücü yeten bir orduya sahip olmak da emelimizidir.
    10.12.1922

    Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ordusu, istilâlar yapmak veya saltanatlar kurmak için þunun, bunun elinde ihtiras aleti olmaktan münezzehtir. Ýnsanca ve müstakil yaþamaktan baþka gayesi olmayan milletin ayný ideale baðlý ve yalnýz onun emrine tabi ve sadýk öz evlâtlarýndan mürekkep muhterem ve kuvvetli bir heyettir.
    1930

    Kumandanlýk vazife ve mesuliyeti yüklenecek kadar omuzlarýnda ve dimaðýnda kuvvet bulamayanlarýn feci âkýbetlerle karþýlaþmasý mukadderdir.
    16.8.1930

    Harp zaruri ve hayati olmalýdýr. Milletin hayatý tehlikeye maruz kalmadýkça harp bir cinayettir.
    1924

    En yüksek askerlik budur: Muhtelif ihtimalleri çok iyi hesap etmeli, en iyi görüneni cüret ve katiyetle tatbik etmelidir.
    1924

    Benim için ordumuzun kýymetini ifade ölçü þudur: Türk Ordusunun bir kýtasý, muadilini behemahal maðlup eder, iki mislini durdurur ve tespit eder.
    25.2.1924

    Yarým hazýrlýkla, yarým tedbirle, yapýlacak taaruz, hiç taaruz etmemekten daha fenadýr.

    Arkadaþlar, milletimizi yabancýlarýn ellerinde köle olmuþ görmemek için giriþtiðimiz bu muharebe de Sakarya Zaferi gibi adý daima anýlacak yeni ve büyük bir zafer kazandýnýz. Benim gibi ömrünü senelerden beri saflarýnýz yanýnda geçirmiþ olan bir silah arkadaþýnýz; ezilmiþ, kahredilmiþ düþmanýn çekiliþinden sonra hakkýnýzda duyduðumuz takdir ve hayreti, minnet ve þükraný ordunun her ferdi ve memleketin her tarafýnda duyulacak kadar yüksek sesle söylemeye lüzum gördüm.
    1925

    Sakarya boyunda biz bütün memleket, bütün varlýðýmýz ve istiklâlimiz pahasýna denecek kadar ehemmiyetli büyük bir muharebeye giriþtik. 21 gün, 21 gece bir milletin istilâ ve yaðma fikri birbiriyle boðuþtu.
    1925

    Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zamanýnda yeniden ýþýða ve necata kavuþturan bu muharebede sizin baþkumandanýnýz olmaktan dolayý bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharý duydum. Dünyanýn hiçbir tarafýnda ve ordusunda yüreði seninkinden daha temiz ve daha saðlam bir askere rasgelinmemiþtir. Her zaferin mayasý sendedir. Her zaferin en büyük payý senindir. Hayatýnla, imanýnla, itaatinle, hiçbir korkunun yýldýrmadýðý demir gibi pâk kalbinle düþmaný nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve þükranýmý söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim.
    1925

    Sizin gibi kumandanlarý, subaylarý ve erleri olan bir millet için yâd elleri altýnda köle olmak mümkün deðildir.
    1925

    Bu defa Büyük Millet Meclisi'nin, hakkýmda yeni bir rütbe ve unvanýyla tecelli eden iltifat ve teveccühü doðrudan doðruya size râcidir. Milletin verdiði bu rütbe ile yükselen ordu, en ulu bir gazâ ile mümtaz olan yeni bir ordudur. Sizin kahramanlýðýnýzla sizin gösterdiðiniz nihayetsiz fedakârlýk pahasýna kazanýlan büyük muvaffakiyetin millet tarafýndan takdirine delâlet eden bu rütbe ve unvaný, ancak izafe ederek büyük askerlik hayatýmýn en büyük iftihar sermayesi olarak taþýyacaðým. Cenabý Hak, giriþtiðimiz kurtuluþ mücadelesinde þerefli silah arkadaþlarýma kendilerini temyiz eden asaletin, civanmertliðin, kahramanlýðýn hakký olan kati kurtuluþu nasip etsin.
    1925

    Size Bombasýrtý vakasýný anlatmadan geçemeyeceðim. Karþýlýklý siperlerimiz arasýnda mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperlerdekiler hiçbiri kurtulamamacasýna tamamen düþüyor, ikincidekiler onlarýn yerine gidiyor. Fakat ne kadar gýptaþayan bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceðini biliyor, en ufak bir fütur bile göstermiyor, sarsýlmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kur'aný Kerim, Cennete girmeye hazýrlanýyorlar. Bilmeyenler, Kelime-i Þahadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren þaþýlacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalýsýnýz ki, Çanakkale Muharebesini kazandýran bu yüksek ruhtur.
    1925

    Millet, kemal-i azimle içtimai ve fikrî tekâmülle çalýþýrken onu bundan alýkoyacak dahilî ve haricî manialarýn karþýsýnda kuvvetli, kudretli ve büyük görevini müdrik kahraman ordumuzun hazýr bulunduðunu düþünerek müsterih olabilir.
    14 T. Evvel 1925

    Memleketin genel hayatýnda orduyu siyasetten tecrit etmek ilkesi, Cumhuriyetin daima söz ettiði bir esas noktadýr. Þimdiye kadar takip olunan bu yolda, Cumhuriyet ordularý, vatanýn emin ve metin hâmisi olarak hürmet ve kuvvet mevkiinde kalmýþlardýr.
    1 Mart 1924

  8. #18

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Siyaset ve Barýþ

    Milletimizin, güçlü, mutlu ve güvenlik içinde yaþayabilmesi için, devletin tamamen milli bir siyaset izlemesi ve bu siyasetin, iç kuruluþlarýmýza tamamen uygun ve dayalý olmasý lâzýmdýr. Millî siyaset dediðim zaman, kastettiðim mâna ve anlam þudur: Millî sýnýrlarýmýz içinde, her þeyden evvel kendi kuvvetimize dayanýp varlýðýmýzý koruyarak millet ve memleketin gerçek mutluluðuna ve bayýndýrlýðýna çalýþmak... Genel olarak eriþilemeyecek hayalî emeller peþinde milleti uðraþtýrmamak ve zarara sokmamak... Medenî dünyadan, medenî ve insanî davranýþ ve karþýlýklý dostluk beklemektir.
    1920

    Dýþ siyaset bir toplumun iç kuruluþu ile sýký þekilde ilgilidir. Çünkü iç kuruluþa dayanmýyan dýþ siyasetler daima mahkûm kalýrlar. Bir toplumun iç kuruluþu ne kadar kuvvetli, saðlam olursa, dýþ siyaseti de o nisbette güçlü ve dayanýklý olur.
    1923

    Dýþ siyaset, iç kuruluþ ve iç siyasete dayandýrýlmak zaruretindedir, yani iç kuruluþun tahammül edemeyeceði geniþlikte olmamalýdýr. Yoksa hayalî dýþ siyasetler peþinde dolaþanlar, dayanak noktalarýný kendiliðinden kaybederler.
    1923

    Türkiye'nin güvenliðini gaye tutan, hiçbir milletin aleyhinde olmayan bir barýþ istikameti bizim daima prensibimiz olacaktýr.
    1931

    Türk Cumhuriyetinin en esaslý prensiplerinden biri olan yurtta barýþ, dünyada barýþ gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve ilerlemesinden en esaslý etken olsa gerektir. Buna elimizden geldiði kadar hizmet etmiþ ve etmekte bulunmuþ olmak bizim için övünülecek bir harekettir.
    1933

    Yurtta barýþ, dünyada barýþ için çalýþýyoruz.
    1931

    Barýþ yolunda nereden bir çaðrý geliyorsa, Türkiye onu gönülden karþýladý ve yardýmlarýný esirgemedi.
    1937

    Biz, milletlerarasý münasebetlerde karþýlýklý emniyet ve riayeti hedef tutan açýk ve samimi politikanýn en ateþli taraftarýyýz. Hassasiyetimiz, bu yolda kendisini gösteren hazýrlýklara ve uðraþmalara karþý, bunlarýn bizim için de fiilî ve hakiki bir güven vücuda getirip getiremeyeceði noktasýndadýr.
    1926

    Dýþ iþlerinde dürüst ve açýk olan siyasetimiz bilhassa barýþ fikrine dayalýdýr. Beynelmilel herhangi bir meselemizi barýþ vasýtalarýyla çözümlemeyi aramak bizim menfaat ve anlayýþýmýza uyan bir yoldur. Bu yol dýþýnda bir teklif karþýsýnda kalmamak içindir ki, güvenlik prensibine onun vasýtalarýna çok ehemmiyet veriyoruz.
    1929

    Barýþ, milletleri refah ve mutluluða eriþtiren en iyi yoldur. Fakat bu kavram bir defa ele geçirilince daimî bir dikkat ve itina ve her milletin ayrý ayrý hazýrlýðýný ister.
    1938

    Bizim kanaatimizce beynelmilel siyasî güvenliðin geliþmesi için, ilk ve en mühim þart, milletlerin hiç olmazsa barýþý koruma fikrinde, samimî olarak birleþmesidir.
    1932

    Þuna da inanýyorum ki, eðer devamlý barýþ isteniyorsa, kütlelerin vaziyetlerini iyileþtirecek beynelmilel tedbirler alýnmalýdýr. Ýnsanlýðýn bütününün refahý, açlýk ve baskýnýn yerine geçmelidir. Dünya vatandaþlarý, kýskançlýk, aç gözlülük ve kinden uzaklaþacak þekilde eðitilmelidir.
    1935

    Askerî hareket, siyasî faaliyetin ümitsiz olduðu noktada baþar. Ümidin güven verici bir þekilde geri gelmesi ordularýn hareketinden daha hýzlý, hedeflere varýþý temin edebilir.
    1922

    Bu sözler, Fransýz Büyük Elçisine sohbet esnasýnda söylenmiþtir:

    Ben toprak büyütme dileklisi deðilim; barýþ bozma alýþkanlýðým yoktur; ancak antlaþmaya dayanan hakkýmýzýn isteyicisiyim. Onu almasam, edemem. Büyük Meclisin kürsüsünden milletime söz verdim: Hatay'ý alacaðým... Milletim benim dediðime inanýr. Sözümü yerine getirmezsem onun huzuruna çýkamam, yerimde kalamam. Ben þimdiye kadar yenilmedim, yenilemem; yenilirsem bir dakika yaþayamam. Bunu bilerek ve sözümü mutlaka yerine getireceðimi düþünerek benim dostluðumu lûtfen bildiriniz ve doðrulayýnýz, ekselâns Ambasadör...
    1937

  9. #19

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Spor ve Saðlýk

    Muvaffak olmak için her türlü yardýmdan ziyade bütün milletçe sporun mahiyeti, kýymeti anlaþýlmak ve ona kalbten sevgi göstermek, onu vatanî vazife sayma lâzýmdýr.
    1926

    Her çeþit spor faaliyetlerini, Türk gençliðinin millî terbiyesinin ana unsurlarýndan saymak lâzýmdýr.
    1937

    Bir toplum yalnýz spor ile rengini ve kuvvetini deðiþtiremez. Orada hâkim olan sýhhî, sosyal, medenî birçok gerek ve þartlarýn teminine yönelen teþebbüs ve tedbirlerin uygulanmasý lâzýmdýr.
    1926

    Türk milleti anadan doðma sportmendir. Henüz yürümeye baþlayan köy çocuklarýný bile harman yerlerinde güreþirlerken görürsünüz. Ata en çok ve en iyi binen yalnýz Türk erkekler deðildir; Türk kadýný da bu iþi bilir.

    Benim en çok sevdiðim spor, serbest güreþtir. Hangi Türk askerini, köylüsünü isterseniz soyup meydana çýkarýnýz. Dik omuzlarý, iyi, kusursuz teþekkül etmiþ adaleleri, keskin yüz çizgileri, yanýk tatlý renkleri, kafa yapýlarý, insanýn ruhuna itimat ve neþe veren bir eser olarak canlanýr.

    Kurtdereli Mehmet Pehlivan'a yazdýðý mektup:

    Kudretli Mehmet Pehlivan,

    Seni cihanda büyük ün almýþ bir Türk pehlivan tanýdým. Parlak baþarýlarýn sýrrýný þu sözlerle izah ettiðini de öðrendim:

    "Ben her güreþte arkamda Türk milletinin bulunduðunu ve millet þerefini düþünürüm."

    Bu dediðini, en az, yaptýklarýn kadar beðendim. Onun için senin bu deðerli sözünü Türk sporcularýna bir meslek prensibi olarak kaydediyorum. Bununla senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduðumu anlarsýn.
    1931

    Spor, yalnýz beden kabiliyetinin bir üstünlüðü sayýlamaz. Ýdrak ve zekâ, ahlâk da bu iþe yardým eder. Zekâ ve kavrayýþý kýsa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayýþý yerinde olan daha az kuvvetlilerle baþa çýkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve ayný zamanda ahlâklýsýný severim.

    Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarýnýn spor hayatýný yükseltmeyi düþünürken, sadece gösteriþ için herhangi bir yarýþmada kazanmak emeliyle bir spor çizmezler. Esas olan, bütün her yaþtaki Türkler için beden eðitimini saðlamaktýr. "Saðlam kafa, saðlam vücutta bulunur" sözünü atalarýmýz boþuna söylememiþlerdir.
    1937

    Saðlýk ve sosyal yardým hususlarýnda takibettiðimiz gaye þudur: Milletimizin sýhhatinin korunmasý ve takviyesi, ölümün azaltýlmasý, nüfusun arttýrýlmasý, bulaþýcý ve salgýn hastalýklarýn etkisiz hale getirilmesi, bu suretle millet fertlerinin dinç ve çalýþmaya kabiliyetli bir halde sýhhatli vücutlar olarak yetiþtirilmesi...
    1922

  10. #20

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    T. B. M. M.

    Karþýmýzdaki düþmanlýk ve büyük kötülük dünyasýna karþý seslenmeli ve cevap vermelidir. Milletin en yetkili aðzý ancak millet olabilir. Bir kez meclis açýlsýn, olacak þey deðil ya olaylarýn etkisiyle Ankara'yý býrakmak zorunda bile kalsak, yerimizi deðiþtireceðimiz her yöreden daha büyük bir yetki ve güçle baðýrabiliriz. Milletimizin kurtuluþunu ve geleceðini vatanýmýzýn son kaya parçasý üzerinde dahi savunacaðýz ve kesinlikle baþarýlý olacaðýz.
    Mart 1920

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti, millîdir; tamamiyle maddidir, gerçekçidir. Var sanýlan ülküler arkasýnda, o ülkülere ulaþmak için deðil, fakat ulaþtýrmak hülyasiyle milleti kayalara çarparak, bataklýklara batýrarak, en sonunda kurban ederek mahvetmek gibi cinayetten kaçýnan bir hükûmettir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bütün programlarýnýn ilkesi þu iki esastýr: Tam baðýmsýzlýk, kayýtsýz ve þartsýz millî egemenlik!
    Ocak 1921

    Her halde millet hükûmetin bekçisi olmak gerekir. Çünkü, hükûmetin yaptýðý iþler olumsuz olup da millet itiraz etmez ve düþürmezse bütün kusur ve kabahatlara katýlmýþ demektir.
    Aralýk 1920

    Millet bizi buraya gönderdi. Fakat, ömür boyunca biz burada ve bu milletin yönetimini ve egemenliðini mirasa konmuþ gibi temsil etmek için toplanmýþ deðiliz.
    Aralýk 1921

    Efendiler, bizim hükûmetimiz demokratik bir hükûmet deðildir, sosyalist bir hükûmet deðildir ve gerçekten kitaplardaki hükûmetlerin, islâmî niteliði bakýmýndan, hiç birine benzemeyen bir hükûmettir. Fakat, millî egemenliði, millî iradeyi belirten bir hükûmettir, bu nitelikte bir hükûmettir. Sosyal bilim bakýmýndan bizim hükûmetimizi ifade etmek gerekirse (halk hükûmeti) deriz. Efendiler, biz hakkýmýzý koruyup gözetmek, baðýmsýzlýðýmýzý emin bulundurmak için genel kurulumuzca, milletin bütünlüðümüzce bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karþý ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karþý milletin tümüyle savaþmayý caiz gören bir mesleði izleyen insanlarýz. O halde bu ve bu gibi teþviklerle ve izahlarla hükûmetimizin dayandýðý esasýn toplum bilime dayanan bir esas olduðunu açýk bir surette görürüz. Fakat ne yapalým ki demokrasiye benzemiyormuþ, sosyalizme benzemiyormuþ, hiçbir þeye benzemiyormuþ! Efendiler, biz benzememekle ve benzememekle öðünmeliyiz! Çünkü, biz bize benziyoruz, efendiler!
    Aralýk 1921

    Arkadaþlar, bir hükûmet iyi midir, fena mýdýr? Hangi hükûmetin iyi veya fena olduðunu anlamak için, hükûmetten amaç nedir, bunu düþünmek gerekir. Hükûmetin iki amacý vardýr. Biri milletin korunup gözetilmesi, ikincisi milletin refahýný saðlamak. Bu iki þeyi saðlayan hükûmeti iyi, saðlamayan fenadýr.
    Mart 1923

    Saltanat devrinden Cumhuriyet devrine geçebilmek için herkesin bildiði gibi, bir geçiþ devresi yaþadýk. Bu devirde, iki fikir ve görüþ, birbiriyle mütemadiyen mücadele etti. O fikirlerden biri, saltanat devrinin devam ettirilmesiydi. Bu fikrin taraftarlarý belli idi. Diðer fikir, saltanat idaresine son vererek cumhuriyet idaresi kurmaktý. Bu bizim fikrimizdi. Biz fikrimizi, açýk söylemekte mahzur görüyorduk. Ancak görüþümüzün uygulanma kabiliyetini saklý tutup münasip zamanýnda tatbik edebilmek için, saltanat taraftarlarýnýn fikirlerini tatbik sahasýndan uzaklaþtýrmak mecburiyetinde idik. Yeni kanunlar yapýldýkça, bilhassa Anayasa yapýlýrken, saltanat taraftarlarý, padiþahýn ve halifenin hak ve yetkilerinin belirtilmesinde ýsrar ederlerdi. Biz, bunun zamaný gelmediðini veya lüzum olmadýðýný bildirerek o ciheti söylemeden geçmekte fayda görüyorduk.

    Devlet idaresini, cumhuriyetten bahsetmeksizin, millî hakimiyet esaslarý dairesinde, her an cumhuriyete doðru yürüyen biçimde þekillendirmeye çalýþýyorduk.

    Büyük Millet Meclisi'nden daha büyük makam olmadýðýný aþýlamada ýsrar ederek saltanat ve hilâfet makamlarý olmaksýzýn, devleti idare etmek mümkün olduðunu ispat etmek lüzumlu idi.

    Devlet reisliðinden bahsetmeksizin, onun vazifesini fiilen Meclis reisine gördürüyorduk.

    Fiiliyatta, Meclisin reisi, ikinci reis idi. Hükûmet vardý. Fakat "Büyük Millet Meclisi"ni taþýrdý. Kabine sistemine geçmekten kaçýnýyorduk; çünkü hemencecik saltanatçýlar, padiþahýn yetkisini kullanma lüzumunu ortaya atacaklardý.

    Ýþte, geçiþ devresinin bu mücadele safhalarýnda, bizim kabul ettirmek mecburiyetinde bulunduðumuz, aracý þekli, Büyük Millet Meclisi Hükûmeti sistemini, haklý olarak eksik bulan, meþrutiyet þeklinin açýkca ifadesini temine çalýþan mualiflerimiz, bize itiraz ediyorlar, diyorlardý ki, bu yapmak istediðiniz hükûmet þekli neye, hangi idareye benzer? Maksat ve hedefimizi söyletmek için yöneltilen bu nevi suallere, bizde, zamanýn gereðine göre cevaplar vererek saltanatçýlarý susturmak zaruretinde idik.
    1927

    Biz dahi, uygulanamayacak fikirleri, nazarî bir takým teferruatý yaldýzlayarak, bir kitap yazabilirdik. Öyle yapmadýk. Milletin, maddî ve manevî yenileþme ve geliþmesi yolunda yaptýðýmýz iþlerle, söz ve nazariyattan önce davranmayý tercih ettik. Bununla beraber "Egemenlik milletindir.", "Türkiye Büyük Millet Meclisinin haricinde hiçbir makam, millî mukadderata hâkim olamaz.", "Bütün kanunlarýn düzenlenmesinde, her nevi teþkilatta, idarenin bütün teferruatýnda, genel eðitimde, iktisadî iþlerde, millî egemenlik esaslarý dahilinde hareket olunacaktýr", "Saltanatýn ilgasý hakkýndaki karar deðiþmez kuraldýr." Gibi bilinmesi lâzým gelen mühim noktalar ve... gibi acele ihtiyaçlar prensiplerden hariç kalmamýþtý.
    1927

    Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafýndan hiç kimseye, ilim icabýdýr diye; görüþme ile, münakaþa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alýnýr. Osmanoðullarý, zorla Türk milleti'nin egemenlik ve saltanatýna el koymuþlardý; bu musallat olmalarýný altý asýrdan beri devam ettirmiþlerdi. Þimdi de, Türk Milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, egemenlik ve saltanatýný, isyan ederek kendi eline açýkça almýþ bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan; millete saltanatýný, egemenliðini býrakacak mýyýz, býrakmýyacak mýyýz? Meselesi deðildir. Mesele zaten olupbitti haline gelmiþ bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, mutlaka olacaktýr. Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek gerektiði þekilde ifade olunacaktýr. Fakat ihtimal bazý kafalar kesilecektir.
    1922

    Bugün maziden kuvvetliyiz. Bugün maziye nisbetle daha büyük bir kabiliyet ve yaþama kudretine malikiz. Bu üstünlüðü yapan nedir? Bunun gerçek sebepleri iki kuralýn kavramýnda saklýdýr. Bu kurallardan birisi Misaký Millî, ikincisi egemenliði kayýtsýz þartsýz milletin elinde tutan anayasamýzdýr. Zorlayýcý hadiselerin sevk ve tesiri altýnda toplanan yüksek Meclisiniz, bu devlet ve milletin þekil ve niteliðin en kesin bir tarzda tesbit etmiþ ve anayasa ile onun kesin hükümlerini teyit ve takviye eden 1 Kasým 1922 kararýný çoðunlukla kabul ederek yeni Türkiye Devletinin esaslarýný ortaya koymuþtur.
    1922

    Misaký Millî ismi altýnda tanýyarak gerçekleþmesi uðrunda bütün milletin ömrünü tüketmeyi göze aldýðý kurtuluþ beratýmýzýn kudret, kuvvet ve niteliði ne ise 1 Kasým kararýnýn da kýymet ve ehemmiyeti odur. Misaký Millî vatanýn dýþ düþman karþýsýndaki vaziyet ve yerini tesbit eden bir kural olduðu gibi, 1 Kasým 1922 kararý da asýrlardan beri cahillik ve þaþkýnlýðýn koruyucusu, düþkünlük ve uðursuzluðun babasý bulunan ve milletimiz için dahilî ve daimî bir düþman olan, ferdî saltanata ve onun temsil ettiði uðursuz bir idare þekline yönelmiþ bir mukaddes silâhtýr. Asýrlarca ve asýrlarca müddet mert ve kahraman bir azme belirti sahasý olmuþ bir vataný düþmana teslim etmek cüretini gösterenler, o cüreti ancak o idarenin ruhunda, þeklinde ve mahiyetinde bulmuþlardý.
    1922

    Asla þüphem yoktur ki; Türklüðün unutulmuþ büyük medenî vastý ve büyük medenî kabiliyeti bundan sonraki inkiþafiyle âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneþ gibi doðacaktýr.

Sayfa 2/3 ÝlkÝlk 123 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Þu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanýcý var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •