Medya sağlığıma değil cinselliğime bakıyor
Patrona tarafından akıl almaz işkencelere maruz kalan Meryem Sak, patrondundan kurtarıldı ama medyanın elinden kurtarılamadı ve tahihsiz kızcağız sonunda isyan etti.
07 Eylül 2006 12:59



Antalya'da patronu Mustafa Kıvrık'ın yıllar süren işkencesine maruz kalan Meryem Sak (24), basında çıkan haberlerin abartılı bularak, "Medya sürekli sağlığım yerine sürekli cinsellikle ilgilenerek, ifadelerimi dinle bağdaştırdı. Bu da beni rahatsız ediyor." dedi.

Meryem Sak'ın sağlık durumu her geçen gün iyiye gidiyor. Psikolojik tedavisinin ardından dikişleri alınarak yürümeye başlayan Sak, kendi ihtiyaçlarını da karşılayabiliyor. Sak'ın bir süre daha tedavisinin devam edeceği öğrenildi. Sak, özellikle medyanın kendisiyle ilgili haberleri çarpıtmasından ve abartmasından rahatsızlık duyuyor.

CİHAN muhabirine konuşan Sak, "Ben bir şeyler söylüyorum fakat ertesi günü alakası olmayan çok abartılı haberler çıkıyor. Bunlar benim psikolojimi bozuyor. Benim sağlım yerine, cinsellikle ilgili konuların ön plana çıkartılması moralimi bozuyor. Konunun baştan beri dinle ilişkilendirilerek medya tarafından işlenmesini de oldukça yanlış buluyorum." diye konuştu.

Patronun akıl almaz işkencelerini daha önce de basına açıklayan Meryem Sak, psikolojisinin düzelmesinin ardından avukatları aracılığıyla polise ifade verdi. Bir gazete (Hürriyet Gazetesi) ise bu ifadelere dayandırarak verdiği haberde Sak'ın, 14 yaşında patronu tarafından tecavüze uğradığını duyurdu. Haberde, patronun birtakım dinsel güçlere sahip olduğunu ve bazı aileleri zengin etmek için vaatte bulunduğu görüşlerine yer verildi.

Haberi gören Sak, polise benzer ifadeler verdiğini saklamıyor ancak, röportaj havasında yayımlanan haberde kendisinin 14 yaşında tecavüze uğramasının ön plana çıkartılmasının moralini alt üst ettiğini söylüyor. Sak, babasıyla Kütahya'da mobilya işi üzerine ortaklık yapan patronu Mustafa Kıvrık'ın, "Bende insanüstü dinsel güçler var." diyerek insanları etrafında toplamaya çalıştığı yönündeki açıklamasının medyada çarpıtıldığını ve buna çok üzüldüğünü ifade etti.

Sak, şunları söylüyor: "Patronum böyle söylüyordu, bu onun iddialarıydı. Medya her yaptığı haberde bu ifadelerimi dinle bağdaştırarak çarpıttı. Hatta daha da ileri giderek Meryem Ana Evi'nin yanmaktan kurtulması ile benim işkenceden kurtulmamı mucize gibi gösterdi. Çektiğim işkenceleri de, Hz. Meryem'in oğlu Hz. İsa'nın çektiği bedensel acıların aynısı diye yazdılar. Bu yakıştırmalarla ne yapılmak istendiğini anlayamıyorum."

Meryem Sak, bu tür ifadelerin hem kendisini üzdüğünü, hem de dava sürecini etkilediğini ifade etti. Psikolojik tedavinin ardından ilk defa yürüyen Meryem Sak, ailesiyle birlikte olmasının dışında, en çok yürümeyi, havayı doyasıya ciğerlerine çekmenin özlemini duyduğunu söylüyor. Sak, yaşadığı duyguları şöyle dile getiriyor: "Pencereden bakıyorum ağaçlar bana çok değişik geliyor. Etrafa doya doya bakacağım. Koşmak, yürümek beni çok mutlu edecek."

İlk geldiğinde her şeyden umudumu kestiğini anlatan Sak, yürüyebildiği için çok mutlu olduğunu, yavaş yavaş yürümeye başlamasına ise hala inanamıyor. Sak, kardeşinin üniversiteyi kazanmasının ardından geldikleri Antalya'da olayların bu noktaya gelmesini ise, "Ne yapalım yaşayacağımız, göreceğimiz şeyler varmış" diye açıklıyor. Ve devam ediyor: "Ama hepsi geride kaldı. Annem ve erkek kardeşimin hiçbir suçu yok. Hiçbir şekilde de katkıda bulunmadılar işkence olayına. İnşallah onlar da ceza almaktan kurtulabilirse, hayatımın geri kalan kısmını onlarla yaşamak istiyorum."

(Cihan)