ÝKÝ SIR’RIN DOST KAHVESÝ
Âlem-i Sýr içerisinde bulunan bazý sýrlar, sanal âlemin içinde tanýþýp dost olmuþlar. O sanal âlemde tanýþmak, yaþam âleminde tanýþmak gibi olmadýðý için henüz karþý karþýya gelip, yüz yüze görüþüp tanýþamamýþlar. Sadece sanal âlemde, sanal mektuplaþmak gibi birbirleriyle yazýþmýþlar. Bu dostlarýn, o sanal âlemdeki adlarý; “Alem-i Sýr” diðerinin adý ise, SIR” dýr.
Âlem-i Sýr içerisinde ve onun içinde bulunan, insanoðlunun yaptýðý ve meydana getirdiði bir sanal âlem var ki, orada güvenilir bir dost veya arkadaþ bulmak, nerdeyse imkânsýzdýr. Ama bazý insanlar, lutf-i ilâhî den kaynaklanan ve onlarýn þansýna sunulan bu imkândan yararlanarak, dost veya samimi arkadaþ olabiliyorlar. Bu iki sýr olan arkadaþlarda, bundan dolayý tanýþarak dost olmuþlar. Arada bir sanal âlemdeki kendi özel (msn) lerin de karþýlýklý sohbetleriyle konuþarak dertleþip, muhabbet ederdiler. Bir gün yine konuþlarken, sohbetleri içerisinde Alem-i Sýr karþýsýndaki dostu olan SIR’a derki; “Dostum SIR hadi gel Âlem-i Gönül dünyamýzda, seninle dost mekânýnda oturup bir dost kahvesi içelim ve sohbet-i muhabbet eyleyelim. Ne dersin?” SIR da, dostunun davetini kabul eder ve Âlem-i Gönül dünyasýndaki, o dost mekânýna gelmek ister. Bu davet, manevi bir davet ve mekân olduðu için oraya ancak; sevgi, güven ve hoþgörü ile manevi bedenler gelir. O mekânda, birçok seven ve sevilenler sohbet-i muhabbet eylemektedirler.
SIR ile Alem-i Sýr bir süre sonra, bu davet üzerine birden kendilerini çok güzel ve deðiþik bir manevi âlemde bulurlar. Yani, Âlem-i Gönül dünyasýndaki o sohbet edecekleri, dost mekânýnda bir masada karþýlýklý otururken buluþurlar. Selâmlaþarak, orada deðiþik bir tanýþmayla sohbetlerine baþlarlar. Sohbetleri esnasýnda, dost kahvesini içmek isterler ve anýnda birer tane kahve önlerinde var olur. Onlarda bu dost kahvesini hem içerler, hem de sohbet etmeye devam ederler. Sanki uzun zaman öncesinden, bu iki dost tanýþýktýr ve hiç þaþýrmadan oradaki buluþmalarýnda, bundan söz açmazlar. Sohbetleri esnasýnda konuþtuklarý, sadece bugüne kadarki hayatlarýnda yaþadýklarý ilginç konulardýr. Bu dost mekânýndaki, sohbet-i muhabbetlerini kendilerinden baþka hiç kimse bilemez. Evet, bir süre sonra dost kahvelerini içerken, yaptýklarý sohbet-i muhabbetleri biter. Bu her iki dost, birden kendilerine gelir ve gerçek âlemde, yani bu yaþadýklarý dünyada birden kendilerini bulurlar. Her ikisi de ayrý, ayrý yerlerde ve þehirlerde yaþamaktadýrlar. Sanki o an uyur gibi bir dalgýnlýk içerisine girmiþler ve uyanýp kendilerine gelmiþler. Kendilerine geldiklerinde birde ne görsünler, odalarýnda ve üzerinde bilgisayarlarýnýn olduðu masalarýnda ve önlerinde birer boþ içilmiþ kahve fincanlarý var. Bilgisayarlarý açýk fakat sadece çalýþýr görüntüde bulunuyor. Baþka hiçbir þey aktif deðil ve durgundur. Biraz þaþkýnlýk ve þok geçirdikten sonra, Âlem-i Gönül dünyasýndaki o dost mekânýnda oturup karþýlýklý dost kahvelerini, sohbet-i muhabbetlerinde içtiklerini anlarlar.
YAZAR
Alem-i Sýr
BEKLEMEK YORDU!
Evet, beklemek yordu bizleri
Duygularýmýz ile olan hisleri
Yavaþ, yavaþ yok ediyor bizleri
Hani nerede o dostluk kahveleri
Beklemek yordu bir hayat boyu!
Bir dost elinden kahve içiliyor mu?
Dostluk ve sohbet kahvelerini
Ýçmek dost elinden, olsa bizi..
Muhabbetin tadýyla alsa bizleri
Âlem-i Gönül dünyamýzda misafir!
Beklemek yordu bir hayat boyu!
Bir dost elinden kahve içiliyor mu?
Bu dünyada beklemek neden?
Durakta beklemek gibimi bilmem!
Bilet hazýr zamanýný bekliyorum
Bu arada bir dost kahvesi içelim!
Beklemek yordu bir hayat boyu!
Bir dost elinden kahve içiliyor mu?
Neyse artýk kahvelerimiz olsun
Fincanlarýmýz kahveyle dolsun
Ýçelim köpüðünden huzur bulsun
Gönülden sevgiyle sohbet olsun!
Alem-i Sýr
* * *
Ehlî: Munis, alýþýk. Yabancý olmayan. Kendisi ile ünsiyet edilen.
***f: Afiyet, saðlýk, sýhhat. Memnunluk, hoþlanma. Neþ'e, sevinç, sürur. Mizaç, tabiat. Ýstek, taleb, arzu, heves. Gönül açýklýðý.
Ünsiyet: Alýþkanlýk, dostluk. Birlikte düþüp kalkmak. Ahbablýk.
Lutf-i ilâhî: Allah'ýn ihsaný.
Ýhsân: 1. Ýyilik etme. 2 : Baðýþ, baðýþlama. 3. Saðlamlaþtýrma.
Yer imleri