Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 10/27 İlkİlk 1234567891011121314151617181920 ... SonSon
262 sonuçtan 91 ile 100 arası

Konu: FenerBahçe Taraftarı Buraya (Haberler,Gelişmeler VE Transferler)

  1. #91

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Adam gİbİ adam



    MAÇ ÖNCESİ ÜŞÜYEN ÇOCUĞA MONTUNU VEREN ADAM

    ADAM GİBİ ADAM GÖKHAN GÖNÜL..


    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  2. #92

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Veysel Sarı'dan büyük itiraf!



    Eskişehirsporlu Veysel Sarı, Fenerbahçe maçında Caner Erkin'in kırmızı kart gördüğü pozisyonla ilgili konuştu. Veysel, hakem Fırat Aydınus'un raporuna yazdığı kelimeyi Caner'in değil kendisinin söylediğini açıkladı.

    Hakem Fırat Aydınus'un Fenerbahçeli Caner Erkin'e gösterdiği kırmızı kart konuşulmaya devam ediyor. Fenerbahçe'den büyük tepki alan Aydınus'un "Caner'i ‘lan’ dediği için attım" şeklinde rapor yazdığının ortaya çıkmasının ardından, pozisyonun kahramanlarından Veysel Sarı da telefon aracılığıyla NTV Spor muhabiri Aykut Yıldırım'ın sorularını yanıtladı.

    Veysel'in açıklamaları Fenerbahçe cephesinden yükselen tepki daha da artıracak cinsten. Zira Eskişehirsporlu futbolcu "Caner o pozisyonda kambura yattığı için hakeme 'hangisini vereceksin lan' şeklinde serzenişte bulundum. Faulu vermeyince dönüp görev yerime gittim. Bir anda Caner'in kırmızı kart gördüğünü farkettim, fakat sebebini anlamadım. Kimse de gelip bana sebebini söylemedi. Sonra Fırat Aydınus'un raporunda 'lan' yazdığını duyunca bu açıklamayı yapma gereği hissettim" ifadelerini kullandı.

    CANER BANA KÜFÜR ETTİ

    Veysel Sarı, Caner Erkin ile ise yaptığı görüşmeyi de açıklarken sarı-lacivertli oyuncunun kendisine küfür ettiğini söyledi; "Karşılaşmada kırmızı kart gören Caner Erkin'i Fenerbahçe kalecisi Mert aracılığıyla aradım. Caner bana küfür etti. Haklısın ağabey, ne diyeyim diyerek kapattım. Çok fazla üstüne gitmek istemedim. Mert de daha sonra Caner bana benimle konuşmak istemediğimi söyledi.




    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  3. #93

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İptal baŞvuruŞu



    F.Bahçe Yönetimi, Caner Erkin’in gördüğü kırmızı kartın geçerli sayılmaması için Futbol Federasyonu’na itirazda bulunacak. NTV?Spor muhabirine dün “Lan kelimesini ben kullandım, Caner değil” diyen Veysel Sarı’nın itirafı delil olarak dosyaya konulacak. Disiplin Kurulu’nun, karar öncesi hem Fırat Aydınus’un raporunu inceleyeceği, hem de Veysel’in savunmasını alacağı öğrenildi.

    Futbol Federasyonu’na itirazda bulunmaya hazırlanan sarı-lacivertli kulüp, hem televizyon görüntülerini, hem de Eskişehirsporlu Veysel Sarı’nın, “Caner’in küfür ettiğini duymadım” beyanını delil olarak sunacak. Fenerbahçe daha önce 2005-2006 sezonunda yaşanan bir olayı da dosyada kullanacak. O sezon Samsunspor ile Fenerbahçe arasında oynanan maçta Nobre, Kerem ile karşı karşıya kaldığı bir pozisyonda kendini yere bırakınca hakem Serdar Tatlı, hem penaltı vermiş, hem de Kerem’i oyundan atmıştı. Daha sonra yapılan itirazlarda Kerem’in Nobre’ye bir müdahalesi olmadığı kamera görüntülerinden tespit edilmiş, hakem Serdar Tatlı’nın da yanlış karar verdiğini belirtmesi üzerine Kerem’in kartı iptal edilmişti. İşte bu örnekten yola çıkacak olan yönetim Caner’in kırmızı kartının da geçersiz sayılmasını isteyecek.

    Hakem Fırat Aydınus’un raporu da Caner’in durumunda belirleyici olacak. Aydınus’un “Yeter artık ulan” sözü üzerine Caner’i attığını belirttiği, ancak “kararım yanlış” veya “yanlış duydum” demesi halinde milli oyuncunun cezadan kurtulabileceği kaydedildi.

    Veysel çağrılabilir
    Bu arada Eskişehirsporlu Veysel’in bir televizyon kanalı muhabiri ile yaptığı telefon görüşmesinde kırmızı karta neden olan “Yeter artık ulan” cümlesini kendisinin kullandığını itiraf ettiği bildirildi. Disiplin Kurulu’nun da olayı çözmek için gerekirse Veysel’den savunma isteyebileceği öğrenildi. MHK’nin ise gözlemcisinden kötü bir not alan Aydınus’u 4-6 hafta dinlendirmesi bekleniyor.

    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  4. #94

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Önceliğimiz Gruptan Lider Çıkmak..



    Sportif Direktör ve Teknik Sorumlumuz Aykut Kocaman ile oyuncumuz Gökhan Gönül, Olimpik Marsilya karşısında alınacak galibiyetin, UEFA Avrupa Ligi’nde bir üst tura çıkma adına önem taşıdığını belirterek, iyi bir skor elde etmek için sahaya çıkacaklarını söyledi.




    Aykut Kocaman ile oyuncularımızdan Gökhan Gönül, Olimpik Marsilya ile oynayacağımız UEFA Avrupa Ligi C grubu 5.hafta maçı öncesinde karşılaşmanın oynanacağı Velodrome Stadı’nda bir basın toplantısı düzenledi.

    "Avrupa Ligi’ne yakışan bir maç olmalı"
    Fenerbahçemizin, yarın Olimpik Marsilya ile oynayacağı maçın her şeyden önce kalitesi sürekli artan ve artmaya devam edecek olan UEFA Avrupa Ligi’ne yakışan bir maç olması gerektiğini söyleyen Sportif Direktör ve Teknik Sorumlumuz Aykut Kocaman, "Öncelikli hedefimiz turu geçecek ve grubu ilk sırada bitirmemizi sağlayacak skoru hedeflemek olacak. Yarın da bunun için sahada olacağız. İlk oynadığımız maçta alınan sonuçlarla durum sıkıntılı gözüküyordu. Gerek fizik olarak gerekse mantalite olarak. Marsilya iyi seviyeye gelmişti. Bugüne gelecek olursak da biz daha toparlanmış ve oturmuş bir takımla buradayız. Yarın Marsilya’nın avantajlı olması kendi sahasında oymayacak olması. Avantajların birbirine yakın olduğu bir maç. Skorun da yakın olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce kalitesi sürekli artan ve artacak olan Avrupa Ligi’ne yakışan bir maç olsun" dedi.

    "Hem fizik olarak hem de zihinsel olarak hazırlandık"
    Spor Toto Süper Lig’de oynadığımız Eskişehirspor maçı sonrası, Avrupa Ligi’ndeki Marsilya karşılaşmasına hazırlanmak için yeterince zaman bulduklarını belirten Aykut Kocaman, "Oyuncularımız yorgun mu değil mi vs.gibi bunu yarın gözlemleyeceğiz. Şu an için tahmin yapma imkanımız var. Ben Eskişehir maçının etki etmeyeceğini düşünüyorum. Hem zihinsel, hem de fiziksel olarak zaman vardı. Bir sorun olacağını düşünmüyorum. Hazırlanmak için yeterince zaman vardı " açıklamasında bulundu.

    "Var olan standardın da üzerine çıkabiliriz"
    Fenerbahçe’nin yeni sezona kadrosuna çok önemli isimleri katarak yola çıktığını ve Avrupa Kupalarındaki standardı yakalayacaklarını dile getiren Aykut Hoca, "Daha önce de olumsuz geçen maçlardan sonra söylediğim bir şey vardı. Fenerbahçe’nin kendi içinde standardı var. Avrupa Kupalarındaki standardı vardı ve bunu bir şekilde yakalayacaktık. Ancak bu kadarla kalmamalı. Bu sene güçlü bir kadro kurduk. Çalkantıları biraz daha dindirebilirsek biz bu standardın da üzerine çıkabiliriz" ifadelerini kullandı.

    "Büyük tepkiler oldu"
    Eskişehirspor maçında yaşananlarla ilgili de konuşan Sportif Direktör ve Teknik Sorumlumuz Aykut Kocaman, "Eskişehir’de büyük tepkiler oldu malum konuyla ilgili. Zaman zaman itirazlarınızı devam ettirmeniz gerekiyor, haklıysanız. Kural dışı bir şey yapıldıysa ceza çekilir. Her ne kadar orada itirazda söylenen şeyler doğru da olsa bunu kabul etmeliyiz. Bu olayların çıkış nedeni de ilgili kişiler tarafından da değerlendirilecektir. Bundan eminim" diye konuştu.

    "Tepkim kartın sebebini öğrendikten sonrası içindi"
    Caner Erkin’in kırmızı kartı görmesinin sebebini öğrendikten sonra tepkisini ortaya koyduğunu belirten Sportif Direktör ve Teknik Sorumlumuz Aykut Kocaman, "Ben orada o tepkiyi koyarken oyuncunun atıldığı gerekçe benim için sıkıntı yarattı. ’Lan’ kelimesi hakaret kelimesi küfür olarak kabul edilen bir şey değil. Kabul etmiyorum, doğru değil. Kaba bir kelime. Bu sözcükten dolayı bir futbolcu atılamaz, atılmamalı. Benim oradaki refleksimin nedeni buydu. Ancak olayın ikinci kısmı var. Bunu daha sonradan öğrendik. Oyuncu böyle bir şey söylememiş. Bu sözcük yüzünden hiçbir oyuncunun atılmaması gerekir. Olayın atlanan kısmı da burası. Doktorlar, hakemler, öğretmenler kutsal meslekler yapıyorlar. Hakemleri de bunun içine katmalıyız bence. Futbol ölüm sınırında oynanan bir oyun. Açıkçası ben bilmiyordum Caner’in böyle bir kelime etmediğini. Bunu da sonradan öğrendim. Bu da bizi etkiledi açıkçası" şeklinde konuştu.

    Fırat Aydınus’un hakemliği bırakmasının istenmesi ile ilgili ise Aykut Kocaman, "Önyargının oluşturduğu bir yanlışlık var. Onu isteyecek taraf biz değiliz. Bardağı taşıran bir hareket olarak değerlendirdik. Dediğim gibi bunları maçtan sonra konuşuruz." dedi.

    Gökhan Gönül: "Her şey istediğimiz gibi"
    Toplantıda konuşan oyuncumuz Gökhan Gönül, şu ana kadar her şeyin istedikleri gibi gittiğini belirterek, "Grubumuzda ikinci veya üçüncü sıradaki takımlara 5’er puan fark atmamıza rağmen hala kazanılmış bir şey yok. Bunun farkındayız. Üst tura çıkmak için elimizde bir fırsat var, bunu değerlendirmek istiyoruz. Galibiyet alarak turu garantilemek istiyoruz. Biz hiçbir şekilde puan hesabı yapmadık. Sadece bu gruptan nasıl çıkarız diye hesap yaptık. Marsilya’yı yenerek gruptan çıkmayı garantileriz, bunu konuştuk hep. Gruptan çıkmak için de var gücümüzle çalışıyoruz" dedi.

    Maçlarda sık sık ileri çıkması konusunda ise Gökhan Gönül, "Dünya futbolu bunu gerektiriyor. Beklerin çıkması gerekiyor. Hocam da bundan memnun olacak ki, bu yönümü tercih ediyor ki, beni oynatıyor" şeklinde konuştu.





    FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  5. #95

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Fenerbahçemiz Marsilyada



    UEFA Avrupa Ligi C Grubu 5.hafta maçında, 22 Kasım Perşembe günü deplasmanda Olimpik Marsilya ile karşılaşacak olan Fenerbahçemiz, maçın oynanacağı şehre ulaştı.


    Takımımız, bugün saat 12.00’de Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan kalkan özel bir uçakla Marsilya’ya vardı.

    Taraftarlarımız tarafından çiçeklerle karşılanan Fenerbahçemiz, kamp yapacağı otele yerleşerek maçın oynanacağı Vélodrome Stadı’nda TSİ 21.00’de son antrenmanını yapacak, bu antrenman öncesi TSİ 20.30’da Sportif Direktör ve Teknik Sorumlumuz Sayın Aykut Kocaman ve bir futbolcumuz Vélodrome Stadı’nda bir basın toplantısı düzenleyecek.

    Fenerbahçemizin 20 kişilik Olimpik Marsilya kadrosunda ise şu oyuncularımız yer alıyor:
    Volkan Demirel, Mert Günok, Serkan Kırıntılı, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Joseph Yobo, Egemen Korkmaz, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, Cristian Baroni, Selçuk Şahin, Miroslav Stoch, Caner Erkin, Mehmet Topuz, Raul Meireles, Milos Krasiç, Moussa Sow, Dirk Kuyt, Semih Şentürk ve Recep Niyaz.



    FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  6. #96

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Fenerbahçe (Oyuncularımız)

    Kalecilerimiz



    Defans Oyuncularımız



    Orta Saha Oyuncularımız



    Forvet Oyuncularımız



    Kaleciler:Volkan Demirel-Mert Günok-Ertan Ersu-Serkan Kirintili...

    Defans: Orhan Şam-Bekir İrtegün-Gökhan Gönül-Hasan Erbey-Serdar Kesimal-Caner Erkin...

    Orta Saha: Salih Uçan-Sezer Öztürk-Miroslav Stoch-Recep Niyaz-Cristian Baroni-Özer Hurmacı-Mehmet Topuz-Özgür Çek-Selçuk Şahin...

    Forvet Oyuncularımız: Moussa Sow-Henri Bienvenu-Semih Şentürk-Berk Elitez-Dirk Kuyt...


    Konu Hilmi tarafından (22-11-2012 Saat 11:24 ) değiştirilmiştir.
    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  7. #97

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Soccerball 2 futbolcumuz Puskas Ödülü’ne aday



    FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği) tarafından her yıl düzenlenen ve atılan en iyi gole verilen "Puskas Ödülü"nün bu seneki adayları arasında Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımımızın iki oyuncusu Moussa Sow ve Miroslav Stoch da bulunuyor.

    2010 yılında Hamit Altıntop’un milli forma ile Kazakistan’a attığı golle kazandığı en iyi gol ödülünde Moussa Sow, geçtiğimiz sezon Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu’nda oynanan Galatasaray maçında attığı rövaşata golüyle adaylar arasına girmeyi başardı. Miroslav Stoch ise Gençlerbirliği maçında kaydettiği golle listeye girdi.

    FIFA’nın estetik, maç önemi, şans faktörünün olup olmaması ve fair play kıstaslarına göre belirlediği adayları FIFA internet sitesi kullanıcıları oylayacak ve birinci seçilecek.

    2009 yılında Cristiano Ronaldo, 2010’da Hamit Altıntop, 2011’de ise Neymar ödüle layık görülmüştü. Geçtiğimiz sene yapılan oylamada FIFA internet sitesinde 1.3 milyon oy kullanılmıştı.



    Oy Kullanmak İçin Tıklayınız:

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  8. #98

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Soccerball Olimpik Marsilya 0-1 Fenerbahçe



    Fenerbahçemiz UEFA Avrupa Ligi C Grubu 5.hafta müsabakasında, Olimpik Marsilya ile karşılaştı. Fenerbahçemiz, Velodrome Stadı’nda oynanan karşılaşmadan 0-1 galip ayrıldı. Takımımıza galibiyeti getiren golü; 41.dakikada Bekir İrtegün kaydetti.

    Hepinize hela olsun..





    Konu Hilmi tarafından (23-11-2012 Saat 01:08 ) değiştirilmiştir.
    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  9. #99

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Yeni Fenerbahçe: Eksiler ve Artılar



    Yeni Fenerbahçe: Eksiler ve Artılar

    Fenerbahçe futbol takımı değişiyor.
    Aykut Kocaman'ın deyimiyle, bir "Teknik direktör takımı" na dönüşüyor.
    Salt şablon ve oyun yapısı olarak değil; saha içi ve saha dışıyla birlikte, bir sistem takımı olma yolunda adımlar atıyor.

    Konuya Aykut Kocaman özelinde bakmak yanlış olur.
    Bir sistem takımı yaratma yolunda büyük bedeller ödeyerek mücadele eden "Don Kişot" olsa da Aykut Hoca; bunu kendi koltuğu/menfaati için değil, Fenerbahçe'nin geleceği için yapıyor.

    Bugün çekilen cefaların ve ama bolca atılan tohumların meyvesini -inşallah- Aykut Kocaman döneminde de, bayrağı ondan devralan Hoca ve Hocalar döneminde de toplayacağız.

    İşte bu yüzden hikayemize isimlerden bağımsız, modern futbolun gereklilikleri ekseninde bakmalıyız artık.

    Öyle ki; değişim/dönüşüm ve modern futbol sepetine atılan doğruların mükafatını -şimdilik- UEFA Avrupa Ligi maçlarında aldık.

    Avrupa'da -hangi platform olursa olsun- üst üste 4 maç kazanmak her babayiğidin harcı değil. Üstelik 3 deplasman galibiyeti asla azımsanacak bir olay değil.
    Ki; kim ne derse desin, Gladbach ve Marsilya deplasmanlarından galibiyetle dönmek, önemli bir eşik göstergesi.
    Daha iyilerini yapabileceğimizin işareti.

    ***

    Girizgahı bir kenara bırakalım ve işin tekniğine gelelim isterseniz.

    Önce, geleceğe ışık tutan, tek oyuncu değişikliğinin Stoch-Caner olduğu, Bekir-Yobo tandemiyle mevcut form düzeyinde ideal kadromuzla çıktığımız son 4 resmi maçımızın MatchStudy'de yayınlanan sahaya yayılma grafiklerine göz atabilirsiniz.

    Bunun adı tam anlamıyla "Esnek 4-2-3-1". Zira yukarıdaki 4 grafikte de gördüğünüz gibi, maç içinde hücum ve savunmada 4-5-1, 4-3-3 ve 4-4-2'ye evrilen bir yapısı var. Savunma iskeleti sabit. Orta saha ve hücum hattı ise sabit savunma rollerine, değişken hücum görevleri ekliyor.

    Geri dörtlü ve orta ikili takımın iskeleti, mümkün mertebe değişmezleri. Ancak daha çok hücum rolü üstlenen ilerideki 4 oyuncu maç, form ve taktik nedenlerden ötürü zaman zaman değişecektir. Örneğin Krasic sağ kanadı mutlaka teslim alacak, Stoch'un Caner'den daha fazla oynadığı dönemler olacak, Kuyt ile Sow zaman zaman birbirlerini dinlendireceklerdir. Özetle; Aykut Hoca'nın en çok rotasyon uygulayacağı bölge, 4 oyuncudan oluşan hücum hattı.

    Bu sistemin mevcut haliyle birtakım eksileri ve artıları var. Takımın muhtemel ideal dizilişiyle yaptığı maç sayısı arttıkça; artıların daha belirgin ve keskin, eksilerin azalan bir trende sahip olacağına eminim.

    Şimdi gelelim madde madde beraberinde kaygı ve umutlar taşıyan eksiler ve artıları yazmaya:


    Önce eksiler:

    1- Ritim ve tempo: Başta Aykut Hoca olmak üzere herkesin malumu. İlacı, muhtemel ideal kadronun maç sayısının ve buna bağlı olarak kordinasyonun artması. Ancak mevcut şekliyle, savunmada oldukça iyi kademe yapan bu takım, topu ayağına aldığında daha seri/çabuk/hızlı oynamalı. Aksi halde geri koşan ve kapanan rakiplere karşı set hücumuna kalıyor iş.

    2- Set hücumu: Oyun sistemimiz rakibi 90 dakika boğan, ablukaya alan, topu rakibe vermeyen bir yapıda değil. Daha çok rakibi geride karşılayan, alan daraltıp çabuk/hızlı/dikine hücumlarla pozisyona girmeyi hedefleyen bir oyun kurgusuna sahibiz. Ancak bilhassa küçük ya da kapanan takımlara karşı oynarken set hücumunda üretken olmanız şart. Henüz yaratılan suni krizler sebebiyle kaybettiğimiz zaman bu aşamaya geçme şansı tanımadı bize. İlk aşamadayız. Rakibi karşılama ve süratle topu ileri taşıma merhalesine yeni geldik. Ancak tez zamanda set hücumunda cepheden ve kanatlardan rakip savunmayı delmek için gerekli varyeteleri geliştirmemiz gerek. Bilhassa Spor Toto Süper Lig'in anahtarı burada.

    3- Statik hücum: Yukarıdaki 2 madde ile ilintili. Bilhassa beklerin ve ilerideki 4 hücum oyuncunun daha mobil olmaları, pas alışverişine daha fazla katılmaları gerekir. Ve hatta Topal'ın sigorta olduğu düşünülürse Meireles'in. Son 4 maç bu eksikliğimiz azalıyor ancak hala maç içinde zaman zaman langırt izliyor hissiyatına kapılıyoruz tribünde/ekranda.

    4- Cristian/Orta ön oyuncu: Dün, bir başka yazıda şunları yazmıştım Cristian için:
    "Beğenmeyeni, beğeneninden fazla olabilir. İyiyken çok iyi, kötüyken çok kötü. Bir maç 10 üzerinden 9 puan alırken, bir sonraki maç 1 puanı zor hak ediyor. Ancak ne olursa olsun; oynadığı dönem süresince, bilhassa kritik maçlardaki katkısı yadsınamaz. Alex sonrası orta ikilinin önünde, hücum bölgesinde görev alıyor. Duran topların, kornerlerin başına o geçiyor. Hakkını verelim; Alex sonrası en muhtemel eksik olarak gördüğümüz duran toplar konusunda bizi mahçup etti. Kaleyi bulan ve hatta gol olan frikikleri, adresini bulan kornerleri skora katkısını da artırdı. Velhasıl kelam; Aykut Kocaman ona, eksileri-artıları paralelinde, takım için daha faydalı olabileceği bir rol biçti. O da; istikrarı dışında, bu rolün hakkını veriyor. Bence."
    Takım muhtemel ideal kadro ile oynadıkça, eksiklikler daha belirgin olmaya başladı. Bunlardan biri de Cristian ve oynadığı bölgenin gereklilikleri. Öncelikle Aykut Hoca'nın, bilhassa konsantrasyon konusunda istikrarsız olan Cristian'ı; savunma görevlerinden azad edip hücuma sevketmesi, eldeki imkanları en verimli şekilde kullanmak anlamında doğru ve faydalı oldu. Ancak bazı maçlarda hücumda çok iyi işler yapsa da, genel olarak Fenerbahçe'nin hücum 4'lüsünde en zayıf halka bu haliyle. Yerine başka oyuncu düşünmeden önce; Cristian'dan, orta alan ve hücumda daha fazla top kazanmasını, daha agresif, ısıran futbol oynamasını isteyebilir Aykut Hoca. Böylece defansif orta saha oyuncusundan ofansif orta saha yaratmanın, hücum alanında yapılan savunma ve günümüz futbolunun en çok golle sonuçlanan 3. bölgede kapılan toplara daha çok faydası olacaktır. Zira Cristian çalım atıp, ara pası yapan bir futbolcu değil.

    O bölgeye Sezer ve Mehmet Topuz da aday olabilir. İkisi de daha önceki takımlarında o bölgede başarılı olmuşlar ve Fenerbahçe'ye o bölgede sergiledikleri performans sonucu transfer olmuşlardı. Tabii ikisinin de -Cristian gibi- eksileri ve artıları var hem ideal 11, hem de görev alanları için. Ancak kesinlikle denemeye değer, Sezer'in yetenekleri ve Topuz'un enerjisini.

    Hakeza Meireles. İngiltere'de birkaç maç oynadığı o bölgede, 5-6 gol de atmıştı üst üste yanılmıyorsam. Cristian'dan daha tahmin edilebilir/hesaplanabilir bir performans göstereceği ve ön alanda daha iyi savunma yapacağı kesin.

    Cristian, Topuz, Sezer ve hatta Meireles varken o bölgeye transfer gerekir mi emin değilim. Ama Rıdvan Dilmen'in; Wolfsburg'dan Diego ve Güntekin Onay'ın pasıyla Fernandes örneklerini doğru buluyorum. Enerji, yetenek ve dikine pas/dribling stilleriyle, mevcut oyun şablonumuz için biçilmiş kaftan olurlar/dı.

    5- Savunma tandemi / Sağ stoper / Bekir: Aykut Kocaman dönemi yükselen değerlerden. Sezon başı bocalama dönemi sonrası son 4 maçın belki de en formda oyuncusu. Markaj ve top kapma refleksleri oldukça iyi. Topu oyuna pas ve driblingle sokma konusunda ise kendini bir hayli geliştirdi. Yobo ile birbirlerini hem daha iyi tanıyorlar, hem de tamamlıyorlar. Zaten görüldü ki; Bekir-Yobo, Bekir-Egemen ve Yobo-Egemen'den çok daha verimli. Ve zaten Yobo; alıştığı sol stoperde, sağ stoperden çok daha başarılı.

    Ancak ben geçen sezondan beri emin değilim Bekir-Yobo ikilisinden. Türkiye için, bilhassa yabancı sınırlaması olduğu düşünülürse bir yerli bir yabancıdan kurmak mantıklı ve bu konuda Aykut Hoca haklı; fakat yükselen Avrupa hedeflerinde savunma tandeminin havadan ve yerden çok daha sert olması gerektiğini düşünüyorum. Bekir topu oyuna daha iyi soksa da; bir Kjaer-Yobo tandemi mesela.

    Tabii yeni bir transferin uyum süreci vs. derken Bekir'den fazla katkı yapacağını düşünmek de hayalcilik olabilir. Bu belki de gelecek sezonun planlamasında yer alacaktır.

    6- Sol bek alternatifi: Şahsen Hasan Ali'den çok ama çok memnunum. Dayanıklılığı ve sürekliliği her futbolcuda rastlanmayan bir özellik. [Maşallah] Kademe, pozisyon alma konularında her maç üstüne koyuyor. Koşu mesafelerinde neredeyse her maç takımın ilk 3'üne giriyor. Ancak Gökhan kadar olmasa da, hücuma biraz daha katkı yapması lazım Hasan Ali'nin. Ama asıl sorun bu değil, mevcut haliyle Hasan Ali, öğrenme yeteneği ve isteğiyle o mevkide uzun yıllar hizmet edecek Fenerbahçe'ye. Sorun alternatifsizliği. Caner ancak idare edebilir orada. Özgür Çek hakeza. Yabancı kontenjanı kullanılacak bölge değil bence. Türkiye'den kim ile yedeklenebilir bilmiyorum ama beni en çok korkutan konu, Hasan Ali'nin alternatifsizliği şu anda.

    7- Forvet alternatifi: Sow tam isabet. Yokluğunda [mazallah] Kuyt görev alabilir o bölgede. Ancak Semih ve Henri'den artık yararlan(a)madığımıza göre, Sow ve Kuyt'ın yanında bir 3. alternatif alma zorunluluğumuz var. Bu ancak takım dışından, transferle çözülebilecek bir konu. Ki sanırım bu konuda çalışma olacak.


    Gelelim artılara:

    1- Duran toplar: Daum dönemi sonrası zayıfladığımız bir alandı. Bir duran top ustası da aramızdan ayrıldı. Ancak görüyoruz ki takımda cevher çokmuş bu konuda. Cristian ve Caner topa iyi vuruyor frikiklerde. Gökhan ile yaptığımız korner organizasyonu ise patentlik. Dahası da mutlaka vardır, eminim çalışılıyordur Samandıra'da. İnşallah onları da görürüz yakın zamanda.

    2- İleri 3'lü rotasyonu / Swap: Bardağın boş tarafına bakmayı şiar edinmiş ulamalarımız çok tantana yaptılar Sow'u sağda/solda, Kuyt'ı uçta/solda görünce ama sanırım artık anlaşılmıştır Aykut Hoca'nın ne yapmak istediği.

    Öncelikle; elbette mevkilerinde başarılı olmaları muhtemeldir kanat ve forvet oyuncularının, ancak bir o kadar da tahmin edilebilir olurlar her zaman bulundukları noktalarda. Bunun yanında; -ki bence Aykut Hoca'nın asıl amacı- ileri uca zaman zaman Kuyt'ı çekip, Sow'u sağa veya sola alarak, öndeki baskının kuvvet/enerjisini daima en yukarıda tutmaya çalışıyoruz. Örneğin; yorulan Sow kenara, kademeye geliyor ve Kuyt önde baskı bayrağını devralıyor zaman zaman. Hem Sow'u markajda ezdirmiyor bu şekilde, hem de oyunu zenginleştiriyor Aykut Hoca. Bence dahiyane.

    3- Orta 3'lü rotasyonu / Swap: Göbekteki Topal-Meireles ikilisi ve bazen Cristian'ın da katılımıyla ileride Caner-Kuyt-Sow'un yaptığı yer/görev değişikliklerinin benzeri orta sahada oluyor zaman zaman.

    Hücum hattında yapılan rotasyonun sebepleriyle benzer özellikleri var. Bazen Topal tutuyor, Meireles kuruyor, bazen de tersi oluyor. Zaman zaman Cristian Meireles'in görev alanını doldururken, Meireles öne çıkıyor.

    Bu anlamda Fenerbahçe; orta saha ve hücumda, iki "Dönen üçgeni" matkap ucu gibi kullanıyor.

    4- Dinamizm: Fenerbahçe artık en az rakibi kadar koşuyor. Depar/sprint mesafeleri arttı. Toplu/topsuz koşular ve hücum/savunma hızları gelişti. Fenerbahçe artık çok daha dinamik.

    Hadsiz ve utanmaz futbol ulemaları, muteber bir Alman teknik direktörün aynı söylem ve duruşuna "Koşan Takım heyo heyo" derken/diyecekken ve mesela Löw'ü modern futbolun ideal temsilcisi ilan ederken; aynı yoldan ve ama içine farklı renkler/zenginlikler de katan Aykut Kocaman ile -sebebi nedendir bilinir de bilinmez- akıllarınca dalga geçtiler. Elbette zaman, futbolun tartışmasız doğrularını söyleyen Aykut Kocaman'ı haklı çıkardı. Bunu kendisi de çok iyi ifade etti. "Futbol koşmak değildir, ama önce koşmak gerekir."

    Antremanda ve maçta ölçülen değerler/istatistikler bir işe yaramaz/yaramıyor diye düşünenler olabilir. Ancak rakiplerle, bilhassa Avrupa futboluyla kıyaslamalar yaparken ve daha çok; futbolculara iyi ve kötü maçlar arasındaki farkı gösterir/izah ederken çok ikna edici ve faydalı olur/oluyor bu değerler.

    Sadece futbolda değil; hayatınızın her alanında, ölçemediğiniz birşey hakkında yorum yapamaz ve arpa boyu yol gidemezsiniz, unutmayın.

    5- Kalite Dengesi: Yıllarca yıldız futbolcularımızın yokluğunda organizasyon sıkıntısı yaşadık. Kaderimiz çoğunlukla birkaç oyuncunun ayaklarının ucundaydı.

    Peki şimdi nasıl?

    Bursaspor maçında olduğu gibi ilk 11'den 6 oyuncu eksik olmadığı sürece; çok dengeli bir takım kadrosuna sahibiz. Oyuncularımızın neredeyse tamamı takım oyuncusu, asker. Defansta Yobo, orta sahada Meireles, hücumda Kuyt da generaller. Ama Yobo, Meireles ve Kuyt; 3'ü de "askerlikten gelme generaller."

    Solda Caner / Stoch.
    Sağda Kuyt / Krasic / Topuz.
    Stoperde Yobo / Serdar / Egemen / Bekir.
    Sağ bekte Gökhan / Orhan / Topuz.
    İleri uçta Sow / Kuyt.
    Orta ikili/üçlüde Meireles / Topal / Cristian / Topuz / Sezer / Salih alternatifleri, kalitenin planlı bir şekilde ne kadar homojen dağıldığının göstergesi. Sol bek istisnasıyla.

    6- Genç/Yaşlı - Yerli/Yabancı Denge ve Kalitesi: A Milli Takım'ın iskeletini oluşturan yerli futbolcularımız, her biri ülkesinde milli olan yabancı futbolcularımız, genci yaşlısıyla tecrübe ve umut aşılıyorlar Fenerbahçe'ye.

    7- Kolej değil "Anadolu Lisesi" Takımı: Bilhassa yaratılan suni kriz sonrası, takım havasını yeni yeni buluyor. Ancak en zor günlerde dahi, bazı yabancı oyuncular ve ama çoğunlukla yerlilerin soyunma odasından başlayarak sorumluluk almaları takdire şayandı.

    Şimdi, takım kazanma alışkanlığını hatırladı ve yüzler gülüyor. Zor günlerde gösterilen karakter ve duruşun kıymeti, iyi günlerde daha bir belirgin oluyor.

    Bugün; takım kazandıkça yerlisi yabancısı, genci yaşlısı tek bir amaç doğrultusunda, bireysel performans ve menfaatleri değil, takım ve Fenerbahçe için mücadele ediyor.

    Onca teknik ve taktiğin içinde, bence en önemli ve etkin faktör de bu zaten.
    Birbirine güvenen, inanan, sahip çıkan bir takım, ortalama üstü bir kaliteye de sahipse, kalıcı ve daimi başarının ilk adımını atmış demektir.

    Eminim ki; Aykut Kocaman önderliğinde Fenerbahçe'nin attığı bu adımların kıymeti, taçlanan başarılarda daha belirgin olacak.


    ***


    Yıllarca, Türkiye'de hasbelkader ilerlerken, her Avrupa'ya çıktığında morali ve dengesi bozulan Fenerbahçe; bu sene tersine, Türkiye'de arzuladığı zemini bulamamışken, Avrupa'da aldığı seri galibiyetler ile rehabilite oldu. Bunu irdelemek gerek. Çıtayı/eşiği Avrupa arenasına koyduğumuz gün, istediğimiz yere olan yolu kısaltmış olacağız. Türkiye Ligi peşinden gelecek.

    14 Şubat'ta başlayan Avrupa Ligi ikinci turuna kadar çok vaktimiz var.
    Ben, şablon/diziliş/oyuncu yapısı olarak modern Avrupa futbolu mertebesine adım atmış Fenerbahçe'nin; bilhassa ilk maçı deplasmanda oynayacağı her takımı eleyebileceği kanaatindeyim.

    Artılar artacak.
    Eksiler eksilecek.
    Fenerbahçe yükselecek.

    Gerisi kura şansı.
    Ya nasip.

    "Road to Amsterdam!" mı?
    Neden olmasın?

    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




  10. #100

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Fenerbahçe 4-1 Gençlerbirliği



    UEFA Avrupa Ligi'nde Marsilya'yı yenerek grubunu lider tamamlamayı garantileyen ve üst tura çıkan Fenerbahçe, ligde sahasında ağırladığı Gençlerbirliği'ni 1-0 geriye düştüğü maçta 4-1 mağlup etti. Bu sonuçla Fenerbahçe yükselişini sürdürürken zirve yarışında da çok önemli bir galibiyet aldı.












    Fenerbahçemize galibiyeti getiren golleri; 44.dakikada Moussa Sow, 64.dakikada Raul Meireles, 69.dakikada Dirk Kuyt ve 78.dakikada Sezer Öztürk kaydetti. Gençlerbirliği’nin tek golü ise Aykut’tan geldi.
    Biz Yurt Diye Anadolu'yu
    Yol Diye Cumhuriyet'i
    Onur Diye Bağımsızlığı
    Önder Diye ATATÜRK'ü Seçtik.




Sayfa 10/27 İlkİlk 1234567891011121314151617181920 ... SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •