Yazıyı uzun görüpte okumamazlık yapmayın Arkadaşlar..
2 yıl geçmesine rağmen gözlerden kaybolan gerçeği MAHKEME GEREKÇELİ KARARI üzerinden ortaya çıkartıyoruz. Şike davası denilerek insanlarımızın nasıl kandırıldığını, yapılan operasyonda aslında hangi yolların izlendiğini ortaya koyuyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü, gelinen noktada maçlarda şike yaptığı algısı ile UEFA nezdinde yargılanmış, Avrupa Kamuoyu tarafından saha sonuçlarına göre şike yapmakla itham edilmiş olarak algılanmaktadır.
Aşağıda gerekçeli karardan aldığımız alıntılarla aslında olayın ne kadar vahim bir tablo ile ortaya çıktığını göreceksiniz.
Fenerbahçe Spor Kulübü; kendisi için hazırlanmış olan bir operasyon ile ilgili kobay olarak seçilmiş ve her türlü yeni uygulama bizzat kendisi üzerinden hayata geçirilmiştir.
Fenerbahçe'yi ele geçirmek için her platformu kullanan bu kişiler, bakın bizlerden neleri gizleyerek MEDYA YOLUYLA FENERBAHÇE'YE ŞİKECİ DAMGASI vurmuşlardır.
"Hamide Zafer’in makalesinden:
Önce bir kişi belirli bir müsabakanın sonucunu etkilemeye karar verir. Bu kararının arkadaşları ile paylaşır ve birden fazla kişi, kendi aralarında harekete geçmek konusunda anlaşır. Yani teklifi yapacak veya yapılmasını isteyen kişi bu teklifin ayrıntılarını örneğin kime teklif götürüleceği, kazanç veya menfaatin nereden ve nasıl temin edileceği konusunda kendi çevresiyle görüşür. Eğer bu bir spor kulübü adına yapılıyorsa yönetimden birçok kişi bu konuda anlaşmaya varmış olabilir. Kendi içinde anlaşma bir araya gelinerek yüz yüze konuşmalarla gerçekleştirilmiş olabileceği gibi, iletişim araçları kullanılarak da gerçekleştirilmiş olabilir. Olgunlaştırılan teklif, müsabakanın sonucunu etkileyebilecek fiillerde bulanabilecek kişiye ulaştırılır. Teklifin, müsabakanın sonucunu etkileyebilecek fiillerde bulunabilecek kişi veya kişilere ulaştırılması ile karşılaşma gerçekleşmiş olur. Karşı taraf bu teklifi kabul ettiğinde suç, sona ermiş gibi cezalandırılabilir hale gelir. Teklifi götürenin kazanç veya menfaati sağlayıp sağlamamasının, bu kazanç veya menfaatin anlaşma ile birlikte veya anlaşmadan sonra tevdi edilmesinin cezalandırma bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Anlaşma için tarafların bir araya gelmesi veya bu anlaşmanın yazılı bir şekle bağlı olması gerekmez. Belirtelim ki, anlaşma olmadan bir müsabaka sonucunun etkilenmesi halinde, örneğin oyuncunun bunu yaptıktan sonra karşı taraftan menfaat istemesi halinde suç oluşmaz.
Yargıtay’ın normal bir işlemini “şike iftirası”na payanda yapanlar eğlenmekte haklı. Prosedür gereği yazılan tebliğname bombaya dönüşmüştür.
Bizim yukarıda paylaştığımız metin “İki yıldır bize yaşatılan kabusun formülü” olarak ekranlarımızda duruyor. Okumuyoruz. Onlar da gülüyor.
Bazı renkdaşlarımızın “çocukça” bile bulduğu metin Prof Dr. Hamide Zafer’in “Şike ve teşvik primi verme suçu” konulu makalesinden bir bölümdür.
Prof. Hamide Zafer hem bilim insanı, hem de Türkiye Futbol Federasyonu PFDK Üyesidir. (Temmuz 2011-27 Şubat 2012) Tam da o dönemde. Dosyaya hakim.
16 Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Şike” kararının hukuki mantığını bu kadar güzel özetleyen, formüle eden başka metin zor bulunur.
Prof. Hamide Zafer, makalesiyle Fenerbahçelilerin onlarca sorusuna toptan yanıt veriyor. Amacı bu değil elbette. Kanunu değerlendirmiş.
16 Ağır Ceza Mahkemesi’nin yüzlerce sayfalık GEREKÇELİ KARARINI okumaya zamanı, sabrı, tahammülü olmayanlar şu kısacık metne bakmalıdır.
Gözlerine inanmayan birkaç kez daha okumalıdır. “Olamaz. Böyle şike kararı mı verilir?” diyenler gerekçeli kararı bir daha okumalıdır. Aynı cümlelerin orada da olduğunu göreceksiniz. Tesadüf!
16 Ağır Ceza Mahkemesi’nin milyonlarca Fenerbahçeliye kabus yaşatan “Gerekçeli Karar”ında bu cümleleri bulmaya üşenenler için alıntı yaptık;
Milyonlarca Fenerbahçelinin işkence çekmesine yol açan mahkeme kararı ve bağlı tebliğnamenin formülünü yazacağız. Ancak bir ricamız var?
Lütfen artık “Biz kiminle şike yaptık”, “Parayı kime verdik?”, “Maçları terle, kanla kazandık” demeyin. Çünkü yargıyı bu hiç ilgilendirmiyor.
“Şike” hükmü veren yargı nasıl olur da şike denince en sıradan insanın bile sıralayacağı unsurlara (rakip futbolcu, menfaat vs) hiç bakmaz.
Bunları sık sık yazdık. İlk defa okuyanlar inanmakta zorluk çekebilir. ŞİKE KARARLARINA İMZA ATANLAR DİYOR Kİ “BİZ SAHAYA BAKMADIK”
HAKİMİN “ŞİKE” KARARI VERMESİ İÇİN SAHAYA YANSIMASI, PARA ALIŞVERİŞİ GEREKMİYOR. OLMASA DA OLUR. ANLAŞMA VARSA SUÇ TAMAMLANMIŞ SAYILIYOR.
“ŞİKE ANLAŞMASI” VARSA (MEDYA SÖZLEŞME DİYE YAZIYOR) SUÇ İŞLENMİŞ GİBİ KABUL EDİLİYOR. (inanılır gibi değil.)
“ŞİKE ANLAŞMASI” ŞİKE KANITI. TÜM ŞİKE DOSYASININ TEMEL ÇIKIŞ NOKTASI. PEKİ NASIL BİR ANLAŞMA BU? KONUŞMA. BİLDİĞİMİZ TAPE YANİ.
PEK ÇOK TARAFTARIMIZ DİYECEK Kİ “TAPELERDE AÇIK ŞİKE TALİMATI YOK?” O DA ARANMIYOR. SÜREKLİ KONUŞMA BİR NİYET VE İRADE KANITI. ŞAKA YAPMIYORUZ, BU KONUDA CİDDİLER.
PROF. ZAFER’İN AÇIKLAMASINA LÜTFEN DİKKATLE BAKIN. YÜZYÜZE GÖRÜŞME DAHİ GEREKMİYOR. TEKLİFİ SÖYLEMEK DİNLEYENİN DE KABULÜ YETERLİ.
“Teklifin, müsabakanın sonucunu etkileyebilecek fiillerde bulunabilecek kişi veya kişilere ulaştırılması ile karşılaşma gerçekleşmiş olur”
Prof Hamide Zafer “Karşı taraf bu teklifi kabul ettiğinde suç, sona ermiş gibi cezalandırılabilir hale gelir” Kabul ettiğini nasıl anlıyoruz.
KABUL ETTİĞİNE DAİR BİR AÇIK BEYAN GEREKMİYOR. BİR KİŞİ ŞİKE OLABİLECEĞİ VARSAYILAN KONUDA KONUŞMAYA DEVAM EDİYORSA KABUL ETMİŞ SAYILIYOR.
GEREKÇELİ KARAR SAYFA 277
ŞİKE ve TEŞVİK SUÇUNDA ANLAŞMA
Savunmalarda çokça dile getirilen, “sahanın içinde şike yoksa dışında da yoktur”, “şikenin sahaya yansımamış olması”, gibi sübjektif/göreceli tespitlerin, ceza yargılaması yönüyle bir anlam ifade etmediğinin öncelikle bilinmesi gerekmektedir.
Şöyleki:
Yasa koyucu; 6222 SY’nın 11. Maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde, belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden ya da kendisine menfaat temin edilen kişi için suçun, kazanç veya menfaatin temin edildiği anda oluşacağını kabul etmiştir.
Suçun oluşması için faillerin bu amaçla hareket etmeleri yeterli olup, müsabakanın sonucunun anlaşma doğrultusunda gerçekleşmesi şart değildir. Bir başka ifadeyle, şike suçunun oluşması için, faillerin amacına ulaşmaları gerekmez. Önemli olan müsabakanın sonucunu etkilemek amacıyla menfaatin sağlanması veya bu hususta anlaşmaya varılmış olmasıdır.(Prof. Dr Mahmut Koca; 6222 Sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Düzenlenen Suçlar Ve Kabahatler)
MANTIK BU!!! EĞER BİR KİŞİ SÜREKLİ KONUŞUYORSA TEKLİFİ KABUL ETMİŞTİR. ETMESE NEDEN KONUŞSUN. ARADAKİ KONUŞMALARI KANITLAMAYA GEREK YOK!
AZİZ YILDIRIM “BENİM ŞİKE TALİMATI VERDİĞİM BİR TANE TAPE GÖSTERİN” DİYE İSYAN EDİYOR. GEREK YOK Kİ. GEREKÇELİ KARARDA HEPSİNİN YANITI VAR!
DİYOR Kİ “AZİZ YILDIRIM BİR TAKIM İNSANLARI YANINA ÇAĞIRIYOR. BU İNSANLAR NORMALDE KONUŞACAĞI KİŞİLER DEĞİL. DEMEK Kİ BUNLAR ÖRGÜT ÜYESİ”.
MAHKEME HEYETİ ÖRGÜT ÜYESİ OLDUKLARINI NASIL ANLIYOR? AZİZ YILDIRIM BİR TV KANALINDA “GİZLİ KAHRAMANLAR VAR” DEMİŞ. TABİİ Kİ KANIT BU DEĞİL.
AZİZ YILDIRIM’IN TV’DE “GİZLİ KAHRAMANLAR VAR” DEDİĞİ GECE İKİ KİŞİ KONUŞUYOR. BİRİ DİĞERİNE “BİZDEN BAHSETTİ” DİYOR. KANIT BU.
YANİ AZİZ YILDIRIM BU KİŞLERİ NE ZAMAN YANINA ÇAĞIRSA “ÖRGÜT ÜYELERİNE TALİMAT VERMEK ÜZERE” EYLEME GEÇMİŞ KABUL EDİLİYOR.
AZİZ YILDIRIM’IN YANINA ÇAĞIRDIĞI KİŞİLERLE NE KONUŞTUĞU ÖNEMLİ DEĞİL. O NEDENLE TAPEYE İHTİYAÇ YOK. KANIT, GÖRÜŞENLERİN GÖRÜŞMELERİ…
AZİZ YILDIRIMLA GÖRÜŞENLERİN (ŞİKE KONUŞMUŞLARDIR BAŞKA NE KONUŞACAKLAR MANTIĞI) SONRAKİ KONUŞMALARI ŞİKE ANLAŞMASI SAYILIYOR.
“ŞİKE ANLAŞMASI”, TEŞEBBÜS KABUL EDİLİYOR VE BİR BAŞKA KİŞİYLE DAHA O KONUDA GÖRÜŞÜLÜNCE SUÇ TAMAMLANMIŞ SAYILIYOR. BU KADAR BASİT.
GEREKÇELİ KARARDAN:
Ancak; 6222 SY’nın 11. Maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde “kazanç veya sair menfaatin temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezalandırılır” diyerek, esasen şike ve teşvik suçu bir nevi teşebbüs suçu olarak düzenlenmiştir. Ancak yasa koyucu suç siyaseti gereği bu halde de failin, suçun tamamlanmış şekliyle cezalandırılması esasını kabul etmiştir
Şike ya da teşvik suçunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için tarafların mutlaka bir araya gelmeleri gerekmediği gibi bu anlaşmanın bir şekil şartına bağlı olduğu da düşünülemez. Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkileme noktasında etkin olabilecek aktörlerden birisi ile bu amaca yönelik kazanç veya sair menfaat temin/vaat eden kişi/kişilerin şike ya da teşvik konusunda fikir birliği içinde olmaları anlaşmanın yapılmış sayılması için yeterlidir. Zira hukuka aykırı ve kanunun suç olarak tanımlayıp ağır yaptırıma bağladığı bir fiilin (şike/teşvik anlaşmasının), hukuken korunan bir şekil şartına bağlanması, izahı kabil bir düşünce değildir. (277. Sayfa)
16 AĞIR CEZA’NIN GEREKÇELİ KARARINI OKUYANLAR BİLİR. GÖRÜŞENLER ÇIKIP BAŞKASIYLA KONUŞUYOR. O GÜRÜŞÜLEN DE BAŞKASIYLA. AMA KISA CÜMLELERLE.
KISA CÜMLELERLE KONUŞMAK ÇOK DAHA FENA. KISA VE İMALI KONUŞMALAR HEM ŞİKE HEM ÖRGÜT KANITI. ÖRGÜT ÜYESİ OLMASALAR NEDEN İMALI KONUŞSUNLAR?!
ORTAYA ÇIKAN MANZARA ŞUDUR; MAHKEME KARARIYLA SAHAYA YANSIMAYAN, PARA HARCAMADAN, KONUŞMALARIN NİYET OKUMAYLA TAMAMLANDIĞI ŞİKE YAPMIŞIZ.
- SAHAYA TERTEMİZ AMA ŞİKE VAR…
- RAKİP FUTBOLCUYA ZATEN GEREK YOK…
- PARA YOK AMA MENFAAT VAR.
- YAZILI BELGELİ OLMASA DA ŞİKE ANLAŞMASI VAR..
DAHA İLGİNÇ BİR ŞEY SÖYLEYELİM. “ANLAŞMA KANITI KABUL EDİLEN KUNUŞMALAR VARSA MAÇ BAŞLAMASA DA ŞİKE KARARI VERİLEBİLİR.” DENİYOR.
GEREKÇELİ KARARDAN
Bir diğer husus; Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin bir örgüt olarak gösterilip kabul edildiği iddiaları, tamamen gerçek dışı, oluş ile bağdaşmayan, bir kısım sanıkların spor kulübünün temsil ettiği büyük toplumsal kitlenin desteğini almaya ve tümüyle kendilerini suçtan kurtarmaya dönük çaba olarak değerlendirilmiştir.
Nitekim Fenerbahçe Spor Kulübü'nde 15 asil ve 5 yedek olmak üzere toplam 20 yönetici bulunmasına rağmen bu yöneticilerden yalnızca, suçla ilişkili oldukları belirlenen sanıklar Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Şekip Mosturoğlu ile Alaeddin Yıldırım hakkında kamu davası açılmış, mahkememizce yapılan yargılama sonunda eylemleri sabit görülerek cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Gerek soruşturma ve gerekse kovuşturma aşamasında anılan sanıklar dışında Fenerbahçe Spor Kulubü Yönetim Kurulu Üyesi olan kişilerin suç örgütü kurma ve üye olma ile şike ve teşvik suçlarını işlediklerine dair herhangi bir delil ve emare elde edilemediği gibi suçla ilgisi olmayan bu yöneticilerin, adları geçen sanıklar tarafından yürütülen şike ve teşvik faaliyetlerinden haberdar olduklarına dair de herhangi bir bulgu tespit edilememiştir. Bu durum dahi sanıkların, Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun yargılandığı yönündeki savunmalarını çürüttüğü gibi suç işleyen birkısım sanıkların, özellikle sanık Aziz Yıldırım'ın suçlarını perdelemek amacıyla diğer savunmalar yanında bu yöndeki savunmaları da dile getirdiklerini göstermektedir.
Demokratik bir hukuk devletinde suç isnadı altında bulunan bir kişinin, işgal ettiği makamlar ile temsilcisi olduğunu iddia ettiği toplumsal yapıların büyüklüğünün, adeta suçsuzluğuna karine olması gerektiğini savunması kabul edilebilir bir durum değildir.
MAHKEME HEYETİ DİYOR Kİ “FENERBAHÇE YARGILANMADI”. PEKİ TÜRKİYE VE DÜNYA ALINAN KARARI NASIL ALGILADI?
- MAÇLAR SATIN ALINDI! ŞAMPİYON OLUNDU! -
ŞİKE BİR MAÇIN SONUCUNUN MADDİ MENFAAT KARŞILIĞINDA ÖNCEDEN BELİRLENMESİ OLARAK TANIMLANIYOR. “ŞİKE VAR” DİYE İMZA ATINCA BUNU DİYORSUNUZ.
GEREKÇELİ KARARDAN
Yukarıda değinildiği üzere, 765 sayılı mülga TCK döneminde, 5237 sayılı TCK’nın 252. maddesindeki gibi kesin ve net bir düzenleme olmamasına karşın, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve bu suçlara bakmakla görevli 5. CD’nin özetlenen içtihatları anlaşma ile suçun oluştuğunu kabul ettiğine göre, söz konusu içtihatların, ilk kez bir ceza yargılamasına konu olan 6222 Yasa’nın 11. maddesindeki “kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur” düzenlemesi bağlamında yol gösterici olduğunu ve suçun sübutuna dair hukukçu olmayanların dahi kolayca anlayabileceklerini, izaha gerek dahi bulunmamaktadır.
Şike ya da teşvik suçunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için tarafların mutlaka bir araya gelmeleri gerekmediği gibi bu anlaşmanın bir şekil şartına bağlı olduğu da düşünülemez. Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkileme noktasında etkin olabilecek aktörlerden birisi ile bu amaca yönelik kazanç veya sair menfaat temin/vaat eden kişi/kişilerin şike ya da teşvik konusunda fikir birliği içinde olmaları anlaşmanın yapılmış sayılması için yeterlidir. Zira hukuka aykırı ve kanunun suç olarak tanımlayıp ağır yaptırıma bağladığı bir fiilin (şike/teşvik anlaşmasının), hukuken korunan bir şekil şartına bağlanması, izahı kabil bir düşünce değildir.
Yasa koyucu yukarıda değinildiği üzere teşebbüs hükümleri içerisinde değerlendirilmesi gereken fiili, suç siyaseti gereği tamamlanmış gibi kabul ettikten sonra, maddenin üçüncü fıkrası ile teşebbüsü düzenlemiş ve anlaşmanın varlığını da aramayarak, “kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur” demek suretiyle şike veya teşvik teklifini dahi suç kabul etmiş ve teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılmasına hükmetmiştir.
PEKİ MAHKEMENİN GEREKÇELİ KARARINDA KANITLANMIŞ SAYDIĞI “MAÇ SONUCUNU ETKİLEME” EYLEMİYLE KAMUOYUNCA ALGILANAN “ŞİKE EYLEMİ” AYNI MI?
GEREKÇELİ KARARDAN
"Bu suçun oluşması için iki tarafın birbirine para vermesi şart değil, müsabakanın bu şekilde oynanması da şart değil. Eğer taraflar şike konusunda anlaşmışlarsa, belirtilen menfaat, kazanç yerine getirilmiş olsun olmasın, müsabaka yapılmış olsun olmasın ve müsabaka istenilen anlaşmaya uygun olarak isterse yapılmasın, sadece şike anlaşmasının yapılması hâlinde dahi suç teşekkül ediyor ve tamamlanmış sayılıyor. Dolayısıyla tamamlanmış olarak cezaya hükmediliyor. İ Hakkı Köylü’nün TBMM konuşmasından alındı. (279)
Özetle; ceza yargılamasının konusu, şike veya teşvik suçunun sahaya yansıyıp yansımaması değil, şike ve teşvik “anlaşmasının” vaki olup olmadığıdır. Sanıkların, sübutu kabul edilen şike ve teşvik eylemleri, bu çerçevede değerlendirilmiştir"
VE NASIL OLUYOR DA KAMUOYUNU BİLGİLENDİRMEKLE VAZİFELİ MEDYA BU FARKI VE ÇELİŞKİYİ HİÇ YANSITMIYOR. NASIL BİR SÖZBİRLİĞİ BU?
BİR TANE MEDYA MENSUBU “SÖZLEŞME YAZILI OLUR. SÖZLÜYLE İKRAR VE TANIK GEREKİR. BÖYLE BİR SÖZLEŞMEDEN Mİ BAHSEDİYORSUNUZ?” DİYE SORDU MU?
TEBLİĞNAMEYİ HABER YAPIP “ŞİKE SÖZLEŞMESİ VAR” DİYE MANŞET ATANLAR, BUNU SORMAK BİR YANA YAYGARA YAPIP TARTIŞILMASINA DA ENGEL OLUYOR.
Kamuoyuna “şike davası” olarak yansıtılan “3 Temmuz” da başlayan süreçteki soruşturma ve kararlarda imzası olan herkese soruyoruz.
Hatta en az onlar kadar emek sarf eden medya leşkerleri. Sorumuz hepinize. Siz Fenerbahçe taraftarıyla dalga mı geçiyorsunuz?
Bütün dünya “maç sonuçlarını maddi menfaat karşılığı sabitleme” yani şike eyleminde bulunduğumuzu düşünürken “sahaya bakmadık” ne demek?
Dünya “futbolcu ayartıp şampiyon olduğumuzu” düşünürken “kazanç menfaat teklifinde bulunulması halinde suç tamamlanmış sayılır” ne demek?
Fenerbahçe taraftarına bir açıklama borçlusunuz. Artık “kanunu uyguladık” dönemi bitti. Siz gerçekten “şike” kararı mı verdiniz?
Medya “Şike sözleşmesi” manşetleri atıyor. Hiç mi rahatsız olmuyorsunuz. Sözleşme denince kamuoyu ne anlıyor? Kararınızda yazan ne?
Kamuoyunun tek kriteri şu cümle: “Bir şey var ki koca koca hakimler savcılar bu kararı aldı. Yoksa neden bu kadar ağır karar alsınlar”
Burada en son suçlanacak kişiler hakim ve savcılar aslında. Öyle bir kanun metni hazırlanmış ki aslında çok da yapacak bir şeyleri yok.
OKUDUKÇA ŞU HİSSE KAPILMAMAK ELDE DEĞİL. SANKİ ÖNCE GEREKÇELİ KARAR ŞABLONU OLUŞTURULMUŞ. SONRA KANUN METNİ YAZILMIŞ!
YOKSA NEDEN TAMAMLANMA ANI (ANLAŞMA) SON BULMA ANINA ÇEKİLSİN. TCK GENEL TEŞEBBÜS HÜKÜMLERİ UYGULANACAKKEN NEDEN BUNUN ÖNÜNE GEÇİLSİN?
MİSAL. KANUN TASLAĞINDA DİNLEME İLE İLGİLİ HÜKÜM YOKKEN BİR ANDA VAHİY Mİ İNDİ DE EKLENİVERDİ. TARİHİ DE İLGİNÇ TABİ.
ETKİN PİŞMANLIK, KOMİSYON RAPORUNA NASIL EKLENDİ? UYGULANAMAYACAĞI BİLİNEMİYOR MUYDU? YOKSA DÜZELTİLENE KADAR KULLANILMA FİKRİ Mİ VARDI?
Bunlar yasa koyucunun tasarrufu diyelim. Yargı makamları daha özenli davranamaz mıydı? Milyonlarca insanı ilgilendiren bir durum söz konusu!
Şu söylenemez miydi? “Verilen şike kararı kamuoyunun algıladığı manada ve şiddette bir eylem değildir” ki o kadarı dahi kabul edilemez.
Binbir hukuki yorum ve tüm sınırlar zorlanarak alınmaya çalışılan asla BENİMSENMEYECEK “şike” kararından nasıl bir yarar umuluyor?
Gerekçeli kararın temel hareket noktalarını oluşturan kavramların, öncesindeki bir yıl boyunca TV’lerde bilerce kez tekrarlanması tesadüf müdür?
Kim kimi etkiledi? Medya yargının kararına zemin mi hazırladı? Yoksa tam tersi mi? Öyleyse bu eşgüdüm nasıl sağlandı?
Sorular soruları kovalayacak ve yargıdan ne karar çıkarsa çıksın Fenerbahçe taraftarı yönetimiyle omuz omuza mücadeleyi sürdürecektir.
Neden büyük camia dendiği mücadele dönemlerinde anlaşılır.
Camia, karşılık gözetmeksizin armasına leke sürülmesine karşı direnecektir.
Asla pes etmeyeceğiz.
12 Numara
![]()


Teşekkur:
Beğeni: 





Alıntı






Yer imleri