Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
9 sonuçtan 1 ile 9 arası

Konu: Hiç acil kana ihtiyacınız oldu mu?

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Hiç acil kana ihtiyacınız oldu mu?

    Hiç acil kana ihtiyacınız oldu mu?

    Siz ya da bir yakınınız.. Veya bir başkası... örneğin dünyaya gözlerini yeni açmış, henüz hiç birşeyden habersiz bir bebek... Daha okula bile başlamamış, minik bir yavrucak.. Nişanı yeni yapılmış ve düğün hazırlıkları içinde olan genç bir kız... Askerden yeni dönmüş, ailesine kavuşacak bir adam düşünün. Bir kaza oldu, ya da bir hastalığa yakalandı.

    Hasta yatağında bir damla kana acil ihtiyacı olan ve kısa bir sure içerisinde bulunamaz ise tüm umutları, yarınları bitecek olan birini, hayata, dostlarına hoşçakalın diyebilecek bir fırsatı bile olmayan birini düşünebiliyor musunuz?

    Kan Bankası, tam 3 yıl önce açıldığından bu yana binlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Sorumluluk sahibi, insana ve insanlığa karşı duyarlı olan yüzlerce kişi kan vermek isteyen gönüllüler arasında yer aldı. Kan verdi. Gün geldi kana ihtiyacı oldu "Acil Kan Duyurusu"nda bulundu. Bir yaşama umut oldu!

    Sizi duyarlı olmaya davet ediyoruz! Toplumumuzda bir damla acil kana ihtiyacı olan, yarına umutla bakmak ve gülmek belki de tekrar eskisi gibi mutlu olmak isteyen bir çok insan var.

    Acil kan ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için lütfen bu mesajı önemseyin! Kan vermeye sıhhi bir engeliniz yoksa kan verin. Acil kan duyurularında bulunan kimselere yardımcı olun, Yarınlara umut olun. Can verin. Hayat verin! Bir yaşamın umudu olun!.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kimler kan verebilir?

    Donör: Kan bağışı yapan kişi.
    Yaş: 18 - 65 yaşları arasında olan her sağlıklı kişi kan verebilir.
    Sıklık: Erkekler,en sık 2 ayda bir; kadınlar ise, en sık 3 ayda bir olmak üzere ve yılda toplam 4 üniteyi geçmemek koşuluyla kan verebilirler.
    Vücut Ağırlığı: 50 kg'ın üzerinde olan herkes kan bağışı yapabilir.
    Miktar: Bağışlanan kan standart olarak 450 mL'dir. İnsan vücudunda toplam 5000-6000 mL kan olduğu düşünülürse, bu miktar, toplam kan hacminin sadece % 7,5-9' u kadardır.Kan bağışını takiben, eksilen sıvı hacmi, damar dışındaki sıvının, damar içine geçmesiyle saatler içerisinde karşılanır. Hücrelerin yenilenmesi süreci ise, 2 ay kadardır. Düzenli aralıklarla yapılan kan bağışının sağlık açısından herhangi bir sakıncası olmadığı gibi, aksine bir çok yararı mevcuttur.
    Anemi: Kansızlık, elbetteki kan bağışı için engeldir. Günlük yaşamın olağan sayılabilecek ve çoğunlukla psikolojik kaynaklı olan halsizlik, bitkinlik gibi durumlar, anemi olarak algılanmamalıdır. Anemi tanısı, kan testleriyle yapılmaktadır. Kan bağışı için kriter hemoglobin değeridir..
    Saklama: Kanın saklanma süresi, torba içindeki antikoagülan solüsyonun niteliğine bağlıdır. Bugün kullanılmakta olan torbalarda bu süre 35-42 gündür.Bu süre, kanın tüketimi için fazlasıyla yeterli bir depolama süresidir.
    Sterilite: Kan torbaları, tek kullanımlık ve steril olarak imal edilmektedir. Bu sebeple, kan bağışı sırasında donöre herhangi bir hastalık bulaştırılması söz konusu değildir.
    Yan Etki: Kan bağışının, kilo aldırma, zayıflatma, halsiz bırakma, kaşıntı ve bağımlılık gibi yan etkileri yoktur.
    İlaç Kullanımı: Almış olduğunuz ilaçlar, kanınıza geçmektedir. Bu ilaçlardan bazıları kan bağışı yapmaya engel teşkil eder.Kan bağışından önce, eğer sağlığınız açısından mecbur değilseniz, ilaç almayınız. Almak durumundaysanız, kan verip veremeyeceğinizi kan merkezi doktorlarımıza danışabilirsiniz.
    1. Aspirin kullanımı: Kan bağışına engel değildir. Sadece, trombosit amaçlı kal alımında veya tromboferezde dikkat edilmelidir.
    2. Tegison (Sedef hastalığında kullanılan bir ilaç) kullananlar, ilacı kestikten 3 yıl sonra kan verebilir.
    3. Accutan veya benzeri retinoik asit türevi ilaçları kullananlar, ilacı bıraktıktan 4 hafta sonra gönüllü donör olabilir.
    4. Faktör konsantresi kullananlar, donör olamazlar.
    Tansiyon: Sistolik kan basıncı 180 mmHg'yı, diastolik kan basıncı ise, 100 mmHg'yı aşmamalıdır.

    Hastalıklar: Yine bazı hastalıklar da ilaçlar gibi kan bağışına sürekli veya belli bir dönem için engel oluşturmaktadır. Bu hastalıklara ilişkin bazı bilgiler aşağıda belirtilmiştir.( Aşağıda olmayan hastalıklar için, kan merkezlerinden bilgi alabilirsiniz.)

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kimler kan veremez?

    1. Hepatit B (Hiçbir zaman kan veremezler)
    2. Hepatit C (Hiçbir zaman kan veremezler)
    3. AIDS (Hiçbir zaman kan veremezler)
    4. Sıtma (Tedavinin sağlanmasından 3 yıl sonradan itibaren kan verebilirler)
    5. Frengi geçiren hastalar, iyileşmeden 1 yıl sonra kan verebilirler.
    6. Creutzfeldt-Jacob hastalığı olanlar, hiçbir zaman kan veremez.
    7. Chagas Hastalığı ( Alınan kan sadece fraksinasyon amaçlı kullanılabilir)
    8. Tüberküloz (Tedavinin sağlanmasından 5 yıl sonra kan verebilirler)
    9. Diabet (İlaç kullanmayan veya ilaç kullandığı halde, kan şekeri regüle edilmiş olanlar kan verebilir)
    10. Anemi (Anemi teşhisi konmuş kişiler kan bağışçısı olamazlar)
    11. Gebeler kan veremez. Doğum veya gebeliğin sonlan(dırıl)masından 6 hafta sonra kan verebilirler.
    12. Koroner kalp hastalığı, angina pektoris, ciddi kardiyak aritmi, serebrovasküler hastalıklar, arteriyal tromboz veya rekküren venöz trombozu olan kişiler kan veremezler.
    13. Allerji ( Astım hastaları kan veremez. Polen allerjisi olanlar ise, sadece allerjileri oldukları dönemde kan veremezler.)
    14. Otoimmün hastalığı olanlar kan veremezler.
    15. Kanama diatezi (Kanama eğilimi) olanlar ömür boyu kan veremezler.
    16. Bronşit (Kronik bronşit hastaları kan veremez)
    17. Kronik nefrit ve pyelonefritli hastalar kan veremez. Akut glomerulonefrit geçirmiş olanlar ise, iyileşmeden 5 yıl sonra bağış yapabilir.
    18. Malign (Habis) hastalığı olanlar, gönüllü donör olarak kabul edilmezler.
    19. Brusella almış olanlar, tam iyileşmeyi takiben iki sene sonra kan bağışı gönüllüsü olabilirler.
    20. Epilepsi hastaları, kan veremezler.
    21. Osteomyelit geçirmiş hastalar, tam düzelmeden 5 yıl sonra kan verebilirler.
    22. Cerrahi: Büyük ameliyatlardan sonra 6 ay boyunca kan bağışı alınmaz.Mide rezeksiyonu geçirenler ise, hiçbir zaman donör olamazlar.
    23. Transfüzyon: Kan veya kan ürünü alan donörler, 1 yıl boyunca kan veremezler.
    24. Attenüe virus aşısı yapılmış olanlar 3 hafta kan veremez.( Su çiçeği, sarı humma, kızamık, kızamıkçık, oral polio, kabakulak)
    25. Ölü bakteri aşısı olanlar, 5 gün donör olamazlar.( Kolera, tifo, antrax)
    26. İnaktif virus aşısı ve toxoid alanlar ise 3 gün kan veremezler ( Polio-injeksiyon , influenza, rabies, difteri, tetanoz)

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kan Vermenin Faydaları

    Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımı canlı tutulur.
    Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur.
    Kandaki yüksek yağ oranı düşer.
    Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.
    Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.
    Kan bağışçısı her kan verdiğinde:
    AIDS , Hepatit B , Hepatit C , Sifiliz
    Kan grubu taramasından ücretsiz olarak yararlanmış olur.
    Trafik kazasında yaralanan bir kimsenin, kan uyuşmazlığı olan bir bebeğin, kan bulunmazsa ölecek bir hastanın sizin verdiğiniz kanla kurtulmasının, size verdiği manevi duygu ölçüsüzdür. Bağışınız çok insancıl ve onurlu bir davranıştır.

    Sürekli ve düzenli kan bağışlayanlara:
    10 bağışta Bronz Madalya
    25 bağışta Gümüş Madalya
    35 bağışta Altın Madalya
    40 bağışta Plaket verilerek taltif edilir.


    Kan bağışında bulunanlara KAN SİGORTA KARTI tahsis edilir. Bu kart gerçekleşmesini arzu etmediğimiz acil kan ihtiyaçlarında size ve soyadınızı taşıyan tüm yakınlarınıza tüm Kızılay Kan Merkezlerinden azami öncelikli kan alma ve sosyal güvencesi olmayanlar için ücretsiz kan temin edilmede kullanılır.

    Kan bağışı tecrübeli hekimlerimiz tarafından muayene edilerek gerçekleştirilir.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kan Grupları

    Ülkemizde ve dünyada yaygın olarak kullanılmakta olan kan grup sistemleri, ABO ve Rh sistemleridir. ABO grup sistemine göre kan grupları, A, B, AB ve O grubu diye dörde ayrılırken, Rh sistemine göre ise, RhD Pozitif ve RhD Negatif diye ikiye ayrılır. Her iki sistem birlikte kullanıldığından, ortaya sekiz farklı kan grubu çıkar. Ancak kan grupları, sadece bununla sınırlı değildir. Bazı kişilerde hem ABO grup sistemine ait alt gruplar (A1,A2,gibi) ve hem de Rh sistemine ait alt gruplar (D,d,C,c,E,e,gibi) bulunmaktadır. Bir kanın "Rh Negatif" diye nitelenebilmesi için bu alt grup antijenlerinden hiçbirinin bulunmaması gerekir. Ülkemizde CD pozitifliğine oldukça sık rastlanırken, DE pozitifliği daha nadirdir.Genel olarak bakıldığında Rh D pozitifliği %85-90 arasında değişmektedir.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kanın Yapısı

    Kan vücutta;
    · Oksijen alışverişi
    · Enerji sağlayan karbonhidratların dokulara dağılması
    · Proteinlerin dokular arasında dağılımı
    · Hormonların ilgili dokulara giderek burada fonksiyonlarını yerine getirmesi
    · Atık ve toksik maddelerin vücuttan atılması için ilgili organlara taşınması
    · Mikroplarla savaşta bağışıklık sisteminin yaptığı antikorların hastalık bölgelerine taşınması için hayati öneme sahip bir dokudur. Fonksiyonlarını içinde taşıdığı çeşitli hücreler ve plazma adı verilen sıvı sayesinde yapar. Görevlerini yerine getirirken akışkan, fakat bir yaralanma anında korunması için pıhtılaşabilir özellikte olması gerekir. Pıhtılaşma işlemi kanın plazma adı verilen sıvı kısmındaki çeşitli proteinler tarafından sağlanır.
    Kanın hücresel elemanları kemik iliğinde yapılır. Başlıca 3 grupta incelenebilir.

    Eritrositler (Alyuvarlar)
    Lökositler (Akyuvarlar)
    Trombositler

    Eritrositler: Kana kırmızı rengini veren alyuvarlardır. İçinde taşıdıkları hemoglobin molekülü ile hücrelere oksijen ve hücrede enerji sağlama sırasında yakılan oksijenin metaboliti karbondioksiti dışarı atmak üzere akciğere taşır. Eritrositlerin ortalama yaşam süresi 120 gündür.
    Lökositler: Vücuda giren canlı cansız her çeşit yabancı maddeyi tanımak ve onlarla savaşmak için görev yaparlar. Bir kısmı doğrudan mikroplarla savaşırken, başka bir kısmı yabancı molekülleri ve mikropları tanıyarak sistemi uyarır, diğerleride mikropla savaşmak üzere antikor denen spesifik proteinleri üretir. Akyuvarların yaşam süresi değişiktir. 48 - 72 saat ile yaşam boyu canlı kalabilirler.
    Trombositler: Bir yaralanma halinde yaralanan bölgeyi ilk tamir etme ve bu bölgede pıhtı oluşması için bir dizi olayı başlatma görevi olan hücrelerdir. Bu hücrelerin yaşam süresi 7 - 9 gündür.

    Görüldüğü gibi kan hücreleri kemik iliğinde sürekli olarak yapılan, yaşayan ve ölen hücrelerdir. Bir bakıma kan hücreleri sürekli olarak yenilenen hücrelerdir. Kemik iliği ise sürekli olarak çalışan ve gereksinime uygun miktarda hücre üreten bir fabrikadır. İnsan vücudunda 70 ml / kg kadar kan vardır. ( 70 kg ağırlıkta biri için yaklaşık 5 litre ) Bu kanın % 35 - 40 kadarı hücresel elemanlardan oluşmuştur.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bağışladığınız kanlara hangi işlemler uygulanır?

    Kan bağışından sonra kanınızın hangi grup (A,B,O,AB ve Rh tipi) olduğu tespit edilir.

    4 ana kan grubu olmasına rağmen 400 den fazla grup ve faktör bilinmektedir.Gerekli durumlarda bazı alt gruplar da araştırılmaktadır.

    Kan grubu tespitinden sonra kanınızda AIDS, Hepatit B , Hepatit C, Sifiliz hastalıkları araştırılmaktadır. Yapılan testlerde bu hastalıklardan herhangi birine karşı iki kez üst üste şüpheli bulunan kanlar imha edilmektedir.

    Günümüzde hastaların artık nadiren tam kan ihtiyacı olmaktadır. Bu nedenle kan grubu bakılmış ve tarama testleri yapılmış kanlar kan bankalarında son derece yararlı bölümlere ayrılarak kullanılana dek uygun ısı ve ortamlarda saklanır. Kanlardan elde edilen ürünlerin her biri farklı hasta ve hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.

    Genellikle tek bir bağış kanı birden çok hastanın ihtiyacını kartılamaktadır.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kanda Yapılan Testler

    Bağışlamış olduğunuz kanlarda, yapılması zorunlu olan testler,özellikle kan teması ile bulaşan hastalıklara yöneliktir. Hepatit B, Hepatit C, AIDS ve Frengi hastalığı ile ilgili tarama testleri, alınan tüm kanlarda yapılmaktadır. Özellikle Hepatitlerin toplumdaki rastlanma sıklığının oldukça yüksek olduğu düşünülürse, bu tarama testleriyle gerek Kan bağışı yapan gönüllü ile kanı alacak olan hastanın bir çok riske karşı korunması sağlanmaktadır. 1997-1999 yıllarını içeren test sonuçları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

    Tarama Testi Yapılan Test Sayısı Pozitif Sayısı Rastlanma Oranı
    HBsAg (Hepatit B) 50.428 2402 % 4,76
    Anti-HCV Ab (Hepatit C) 49.331 585 % 1,19
    Anti-HIV 1/2 Abs (AIDS) 49.815 0 % 0,0
    RPR (Sifiliz) 48.615 31 % 0,06

    Hepatit B (HbsAg) , Hepatit C (Anti-HCV Abs) ve HIV (Anti-HIV Ab)' ın taraması için ELISA yöntemi kullanılırken; Frengi taramasında RPR testi kullanılmaktadır.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    süper bir çalışma üstatım emeğine sağlık :45: umarım herkes bu konuda daha duyarlı olur.

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •