Esenler Tarihi

Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.



Osmanlý döneminde Mahmutbey nahiyesi içerisinde birer Rum yerleþim yeri olan Litros ve Avas köylerinin etnik yapýsý, Lozan Antlaþmasý’yla deðiþmiþtir.


Cumhuriyet döneminde Rum kökenli halkýn Yunanistan’a göç etmesiyle boþalan köylere, Doðu Mekodanya’dan gelen Türkler iskan ettirilmiþtir. Uzun yýllar mübadele köyü konumunda kalan Litros ve Avas isimlerini 1930’lu yýllara kadar korumuþtur. 1937 - 1940 yýllarýnda gerçekleþtirilen deðiþiklikle Litros-Esenler, Avas-Atýþalaný olarak Türkçeleþtirilmiþtir.


Ýlçemiz tarihi eser bakýmýndan zengin sayýlmaz. Bizans ve Osmanlý dönemine ait çeþme, su kemeri, su terazisi ve sebil günümüze ulaþan tarihi yapýlarýmýzdýr.


Bu eserlerin de kitabeleri tahrip edildiði için yapým tarihleri hakkýnda bilgi vermek mümkün deðildir. Bunlar: Avas Kemeri, Atýþalaný Çeþmesi, Atýþalaný Sebili, Menderes Çeþmesi (Litros Ayazmasý), Yavuz Selim Çeþmesi ve Nene Hatun Çeþmesi.


ATIÞALAN SU KEMERÝ
(Avasköy Kemeri, Yýlanlý Kemer)





Tarihi kaynaklarda, bu yapýtlardan sadece Avas Kemeri hakkýnda, bazý bilgilere ulaþmak mümkündür.


Eski haritalarda Avasköy Kemeri veya Yýlanlýkemer diye anýlan bu kemerin üzerinden Süleymaniye ile Beylik sularýnýn künkleri geçer. Kemer, Mimar Sinan yapýsýdýr. Sinan’ýn yaptýðý su kemerleri arsýnda gerek Tezkiret’ül-Bünyan ve gerekse Tezkiret’ül-Enbiye’de, Avasköy Kemeri’nden bahsedilmektedir.


Bu kemerin yapýsýndaki zerafet ve uygulanan teknik, Mimar Sinan yapýsý olduðunu açýkça göstermektedir. Yatay kuvvetlerin karþýlanmasý için Sinan’ýn, Uzunkemer, Paþa Kemeri ve diðer kemerlerde uyguladýðý 3 m. eninde ve tabandaki 0,60-0,75 m’lik çýkýntýlar tepede sýfýr olacak þekilde yapýlan payandalar bu kemerde de aynen uygulanmýþtýr. Gözlerin açýklýklarý 4,50 m.’dir. Yalnýz ortadaki göz 6 m. olarak yapýlmýþtýr. Talveg’den tepesinin yüksekliði 10,30 m’dir. Sert kalker taþlarý ile yapýlmýþ olan bu kemerde künklerin iç çapý 21 cm’dir.


Süleymaniye Suyollarýna ait haritada bu kemer 11 gözlü, Topkapý Sarayý Müzesi III. Ahmet kitaplýðýndaki 1607 tarihli haritada 12 gözlü, 1748 tarihli haritada ise yine 12 gözlü olarak çizilmiþtir.



DAVUTPAÞA KIÞLASI






Kýþla kompleksi, Ýstanbul'u Edirne'ye baðlayan eski yol üzerinde yer alýr. Buradaki yerleþme kentin Bizans dönemine kadar baðlanmakta ve bölge Aretai adýyla tanýmlanmaktadýr.


1999 yýlý sonlarýna kadar Ýstanbul'un eski askeri alanlarýnýn baþýnda gelen Davutpaþa kýþla yapýlarý, artýk Yýldýz Teknik Üniversitesi' ne devredilmiþtir. Kýþla 1986'da bile, konut sahalarýnýn dýþýnda sayýlacak durumdayken, þehrin büyümesi hýzlanýnca, on milyonluk Ýstanbul için Davutpaþa yapýlarý, þehir dýþý askeri site binalarý olma özelliðini kaybetmiþtir. Kýþla binalarýnýn sivil hizmetine sunulmasýnýn ana nedeni de zaten budur.

Askeri yapýlar, Osmanlý imar sistemi içinde baþlangýçtan itibaren devlet tarafýndan inþa edilen tek yapý grubudur. Ancak, Osmanlý ordusunun yalnýzca Kapýkulu askerleri için kýþla binasýna gerek duyulmasý nedeniyle, 18. yüzyýl sonuna kadar fazla sayýda kýþla inþa edilmemiþtir.


Fatih Sultan Mehmed ordusu ile Ýstanbul'u kuþattýðý sýralarda 12 000 kiþiden oluþan yeniçerisi, 4 000 sipahisi ile þimdiki Davutpaþa ve Maltepe kýþlalarýnýn bulunduðu alanda ordugaha geçmiþti. Ýstanbul surlarý dýþýndaki yüksek noktalardan biri olan Davutpaþa kýþlasýnýn bulunduðu yer, Fatih Sultan Mehmet döneminden beri askeri alan þeklinde deðerlendirilmiþtir. Su yolu, sarnýç kalýntýlarý ve bir kagir binadan arta kalmýþ tonoz parçalarý, buranýn Bizans döneminde de askeri alan þeklinde kullanýlmýþ olabileceðini hatýra getirmektedir. Batýya açýlýþ ve reformlar dönemindeki askeri yapý topluluklarý arasýnda, Ýstanbul'un Anadolu yakasýnda Selimiye, Rumeli yakasýnda da Davutpaþa gerçek birer askeri site durumu arz ederler.


Osmanlý ordularý Avrupa tarafýna sefer yaparken, ordu Davutpaþa sahrasýndan uðurlanýrdý. Bu yolculukta, padiþah ordunun baþýnda sefere katýlmaktaysa burada gecelenir, ertesi gün yola çýkýlýrdý. Þayet ordu sadrazamýn yönetiminde ise, padiþah orduyu buradan uðurlardý. Padiþah için geceleme ve uðurlama yeri olarak kullanýlan Davutpaþa sahrasý, seferden dönen ordunun da son konaklama yeri idi. Ordu için önemli görülen ve padiþahlarýn uðrak yeri olan Davutpaþa'da iki köþk yapýlmýþtý. Padiþah köþkünün yaný sýra baþka binalara da yer verilmiþti, burada padiþah için ilk köþkü, Fatih Sultan Mehmet'e Beylerbeyilik, sultan II. Bayezid'e sadrazamlýk etmiþ olan Davut Paþa yaptýrmýþtý. Buranýn Davutpaþa diye adlandýrýlmasý da bu vezirden kaynaklanýr.

Ýstanbul'un Trakya'ya açýlan sur dýþýndaki bu önemli bölümünde (Davutpaþa sahrasýnda), tepe þekli arz eden üç yerde kýþlalar yapýlmýþtýr. Bunlar; Davutpaþa, Rami ve Maltepe kýþlalarýdýr. Bu üç kýþladan ikisi kýþlalýktan çýkmýþtýr. Rami kýþlasý tamamen yok olmak üzeredir. Maltepe binasý ise Polis teþkilatýna devredilmiþtir.


Yeniçeri ocaðýnýn kaldýrýlmasýndan sonra, yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye birliklerinin iskaný için Davutpaþa, Rami ve Selimiye kýþlalarýnýn inþaatýna baþlanmýþtýr. Lütfü tarihindeki ( Lütf-i Tarih ) olaylarýn anlatýlýþ sýrasýna bakýlýrsa, Yeniçeriliðin kaldýrýlmasýný müteakip, Asakir-i Mansure-i Muhammediye için 1826'da giriþilen büyük çaplý inþaat olarak Selimiye kýþla inþaatýnýn arkasýndan Davutpaþa kýþlasý inþaatý geliyordu. Sultan II. Mahmud 1828 yýlýnda Davutpaþa sahrasýnda mevcut yapýlar arasýnda tamire muhtaç olanlarýn tamirleri ile burada inþa edilecek yeni kýþlalarýn inþa giderleri için Ebniye-i Hassa müdürüne bir keþif hazýrlatmýþtý. Ancak, padiþah keþfi yetersiz görmüþ ve yeni bir keþif hazýrlamasýný emretmiþti. Padiþahýn keþfi yetersiz görmesi, kýþlanýn küçük tutulmuþ olmasýndandý. Ebniye-i Hassa müdürünün yeni hazýrlayacaðý keþifte elbette kýþla daha büyük tutulacaktý.


Yapýmýna 1826-1827 yýllarýnda baþlanan ve yapýmý 1831-1832 yýllarýnda tamamlanan Davutpaþa kýþlasýna bina emini atanmasý uygun olan kiþilerin adlarý Padiþaha bildirilmiþ ve Mirahur-i Sani Mehmet Aða, bina emini olarak atanmýþtýr. Kýþlanýn yapým kitabesi Ýzzet Molla tarafýndan yazýlmýþtýr. Kitabenin kopyasý hala giriþ kapýsýnýn yanýnda bulunmaktadýr. Dizelerin hepsi mücevher ( noktalý harfler ebced hesabýna göre toplandýðýnda, iþaret ettiði olayýn tarihini belirleyen söz) tarihlidir.


Reformlar döneminin kýþlalarýnda çeþitli medeni ihtiyaçlar da beraberce hesaba katýlýyor, bunlarýn da karþýlanmasýna çalýþýlýyordu. Örneðin yeni kýþlalarda ibadet yerleri ihtiyacý cami ya da mescit inþasý suretiyle karþýlanýyordu. Çok önemli ve hayati bir konu olan saðlýk sorunlarý da, kýþlalarda hastane bölümleri inþa edilerek çözüme götürülüyordu. Nitekim Týbbiye'nin 1827'deki açýlýþýný takip eden yýllarda, hastane iþi, ciddi bir þekilde üzerinde durulan konular arasýndaydý. Kýþlalarda hastane binalarý yapýldýðý gibi, buralara Týbbiye'den yetiþen doktorlar atanmaktaydý.



Davutpaþa kýþlasý Ýmparatorluk döneminde zaman zaman tamirler geçirmiþtir. 5 Ramazan 1260 ( 18 eylül 1844) tarihinde çýkan fýrtýnada yýkýlan kýþlanýn çatýsý, padiþah kasrýnýn ( Kasr-ý Hümayun) çatýsý ile diðer bazý onarýma muhtaç bölümleri ordu mirlivalarýndan Ali Rýza Paþa'nýn önerisiyle Ebniye-i Hassa Kalfalarýndan Abdülhalim Efendinin keþfi sonucu tamirat memuru Hacý Ali Efendi tarafýndan onarýlmýþtýr. Davutpaþa ve Rami kýþlalarý ile Maltepe'deki binada Osmanlý döneminin son büyük çaplý tamiri 1892'de yapýlmýþtýr. XX. yüzyýlýn baþlarýnda kýþla harap olmaya yüz tutmuþ bir durumdaydý. Balkan savaþý sýrasýnda göçmenler buraya yerleþtirildi. Davutpaþa kýþlasý Cumhuriyet döneminde onarýlarak (1926-1930) yine kýþla olarak kullanýldý.


1937'ye kadar piyade, topçu, tanksavar ve uçaksavar birlikleri, 1937 - 1944 yýllarýnda II. Süvari Tümeni birlikleri, 1945-1961 yýllarýnda C. Zýrhlý Muharebe Grubu birlikleri bu binada iskan edilmiþtir. 1968-1999 yýllarýnda bina 66. Mekanize Tümen Karargahý tarafýndan kullanýlmýþtýr. 1999'da binanýn kýþlalýktan çýkarýlmasý kararý alýnmýþtýr.



HÜNKAR KASRI
(Otað-ý Hümayun)






Hadikatü 'l-Cevami'ye göre Davud Paþa 1483'de ilk kasrý yaptýrmýþ olmalýdýr. Kanuni Sultan Süleyman'ýn da (1520-1566) mevcut kasrý yýktýrýp yeniden yaptýrdýðý sanýlmaktadýr. Bir baþka kaynaða göre ise, 1596 yýlýnda III. Mehmed Eðri-Haçova zaferinden sonra bu kasra inmiþ ve kutlama töreni burada yapýlmýþtýr

Eyice'ye göre kasýr bu devirde Hassa Baþ mimarý Dalgýç Ahmed Aða'ya yaptýrýlmýþtýr. Ancak III. Mehmed ölünce yapý I. Ahmed tarafýndan tamamlatýlmýþtýr.


Eldem ise I. Ahmed'in (1603-1617) bu kasrý yeniden yaptýrmýþ, ayrýca bir merasim köþkü ile üzerine bir cihannüma ilave ettirmiþ olduðunu yazmaktadýr. 1704 tarihli mefruþat listesinde yapýnýn iç dekorasyonuna iliþkin bilgiler bulunmaktadýr. Bu belgeden anlaþýldýðýna göre yapýmýndan 108 yýl sonra kasýrda halen kýymetli eþyanýn bir bölümünün saklanmakta olduðu görülmektedir.

1810'da Krikor, Foti ve Todori kalfalara onarým yaptýrmak üzere bir keþif hazýrlatýlmýþtýr. Davudpaþa'da kýþla inþaatýna geçildiði zaman oradaki eski binalar da unutulmadý. Davud Paþa Sarayý diye nitelenen binanýn kargir ve su yollarý gözden geçirildi.
Tasarým Ve Yapýsal Özellikler

Yapý giriþ sofasý, divanhane, odalar, hizmet ve merdiven mekanlarýna ayrýlmýþtýr. Divanhane olarak da tanýmlanan zemin kattaki ana mekan (büyük salon) 10.48 x 10.51 m.lik ölçülere sahiptir ve üzeri kaburgalý manastýr tonozuyla geçilmiþ böylece ayaksýz olarak mekanýn üzeri örtülebilmiþtir . Halen saðlam ve bakýmlý durumdadýr. Ýçteki çiniler ile camlardaki vitraylar tahribe uðramýþtýr. Çini sadece iki kat arasýndaki tonoz örtünün kaburgalarýnda kalmýþtýr. Bazý pencerelerin çerçeve ve kenarlarýnda kalmýþ vitray parçalarý buradaki vitraylarýn nefaseti hakkýnda ip uçlarý vermektedir. 1. katta yer alan büyük mekan ise, zemin kat ile 1. kat duvar kalýnlýklarýn arasýndaki farklýlýktan dolayý, 10.95 x 10.97 ölçülerindedir ve üzeri kubbe ile örtülmüþtür . Giriþ holünün ve bunun üzerinde yer alan 1. kat holünün diðer yanýnda kalan odalardan II. Sultan Mahmud dönemine ait bir keþifte "tarafeynde iki yatak odasý" olarak söz edilmektedir . Söz konusu bu odalardan zemin kat, güney giriþinde yer alanýna dýþarýdan bir kapý ile ulaþýlmaktadýr. Ýç mekanlarla baðlantýsý olmayan bu oda nöbet odasý olmalýdýr. Yapý üzerindeki günümüze ulaþabilmiþ olan izlerden yapýnýn geçirmiþ olduðu yapým ve onarým evrelerini izlemek mümkündür.



DAVUTPAÞA KIÞLASI FIRINI







Yapýnýn, ön cephesinde yer alan kitabeden Sultan II. Abdülhamid tarafýndan yaptýrýldýðý anlaþýlýr. 1240. H. tarihli ve 31016 no.lu bir Hatt-ý Hümayun'da fýrýnýn açýlmasý için izin istenmekte ve erzak talebinde bulunulmaktadýr.


Yola cephesi olan yapý, Davutpaþa kompleksinin güneydoðu ucunda, arazinin en düþük kotunda yer alýr. Bu konumuyla yapýnýn kýþla dýþýnda da hizmet vermesi düþünülerek tasarlandýðý söylenebilir. Kullanýmda olduðu dönemde yakýnda bulunan Rami Kýþlasý'na da hizmet verdiði bilinmektedir.
Tasarým ve Yapýsal özellikler

40.65 x 32.50 m. boyutlarýnda olan yapý "U" plan þemasý özelliðini gösterir. Ýki yönden tek katlý iki kol ile sarýlan ana bina iki kat ve hamurhane olarak kullanýlmýþ olan bir galeri katýndan oluþur.


Ýki ana, iki de servis giriþiyle ulaþýlan yapýnýn zemin katýnda, büyük bir ana mekan, piþirme bölümü, ana yapý ile yanlardaki kollarý baðlayan iki geniþ koridor ve koridora açýlan yan mekanlar yer alýr. Giriþ cephesinde servisi her türlü hava þartýnda kolayca saðlamak amacýyla bir sundurma yapýlmýþtýr.


Yapýnýn giriþ cephesinde Sultan II. Abdülhamid dönemi Osmanlý Devlet armasý ve hemen altýnda mermer kitabe yer alýr. Sýva ile kaplanan duvarlarýn, yer yer sývasý dökülen bölümlerinden, 4 sýra taþ iki sýra tuðla tekniðinde yapýldýðý anlaþýlmaktadýr. Katlar, cephelerde yer alan kat silmeleri ile birbirinden ayrýlarak vurgulanmýþtýr. Zemin katýndaki pencereler kemerli, birinci kattaki pencereler ise basýk kemerli olarak tasarlanmýþtýr. Galeri katýnda yer alan pencereler ise dikdörtgen biçimlidir.


Yapýnýn uzun yýllar gerek Davutpaþa Kýþlasý gerekse çevrede yer alan diðer kýþla ve askeri birimlere ekmek saðlamada hizmet verdiði bilinmektedir.


Günümüzde artýk kullaným dýþý kalmýþ olan yapý, içinde çeþitli dönemlerde yapýlan müdahalelere raðmen plan þemasýný ve birçok yapýsal öðesini korumaktadýr.








<div>
___________________________________________________________________________
Çek git bakalým sana da bu yakýþýr.Elbet bu yürek buna da alýþýr.Kendini yerden yere vurmalýsýn.Kalbini yakýp ateþe atmalýsýn.Sevgi nedir sen bunu anlamazsýn.Çünkü sen vicdansýzsýn.Geceler boyu yolunu gözleyen ben.Senin için her gece aðlayan ben. Kalpsizsin kalpsiz