Doğum Kontrol Haplarının Anne Adaylarına Etkileri

Doğum kontrol hapını bırakır bırakmaz hamile kalan kadınları düşük tehlikesi bekliyor.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Kavak kendisi de düşük yaşamış bir doktor. Kavak, hamile kalan her üç kadından birinin başına gelen düşükle ilgili tıp dünyasında yapılan son çalışmalarla ilgili bilgi verdi:


20 HAFTA!

* Düşük tam olarak nedir?


Düşük, gebeliğin, yirminci gebelik haftasından önce sonuçlanması, yani bitmesidir. İlk 20 haftadaki kayıpları biz düşük diye tanımlıyoruz. Gebelik n0 haftalık bir süreçtir, yirminci haftadan sonra olursa olay erken doğuma girer. Diğer bir tanımı da 500 gramın altındaki bebeğin doğumu ya da kaybıdır. İlk haftalar daha tehlikelidir, düşüklerin yüzde 62'si gebeliğin ilk 12 haftasında, yani ilk üç ayında ortaya çıkar.

* Düşüğe neler neden olur?


En sık düşük nedeni yüzde 60 ihtimalle kromozom anomalileridir. Bebeğin yapısında genetik bir problem vardır. Yaradılışında bir problem varsa, doğa bunları kendiliğinden eler ve bebek düşer. İkinci sıradaki düşük nedeni ise bilinmeyen nedenlerdir. Her yüz düşükten otuzunun nedeni bulunamaz. Çok küçük bir oran da, annenin enfeksiyonları nedeniyle görülür ama bunlar tekrarlayan düşük nedeni kabul edilemez. Yine travmalar düşüklerin nedenlerinden biridir. Annenin karnının üzerine düşmesi, çarpması da düşük nedenleri arasındadır. Annenin yumurtalığında tümör çıkması da düşüğe neden olabilir. Anne adayının tiroit ya da nedenlerinden biridir. Günümüzde şehirli kadınların geç yaşta doğumu tercih etmesi, düşükleri artırıyor. Otuzundan sonra anne olmaya başlayan kadınlarda kromozomal sorunlar artıyor. Dolayısıyla düşüklerin görülme sıklığı da artıyor. Doğum kontrol haplarını kullanıp bıraktıktan sonra hemen hamile kalan kadınların bebeklerinde kromozom anomalisi görülme riski çok fazla. Bu da düşüğü artıran bir neden. O yüzden biz doğum kontrol hapını bırakan hastalara muhakkak iki ay korunmalarını öneriyoruz. İki aydan sonra hamile kalmalarını teşvik ediyoruz ki, bebekte bir poblem olmasın.


KÜRTAJ ŞART DEĞİL

* Düşükten sonra mutlaka kürtaj yapılmalı mı?

Düşüğün tedavisi anne adayının durumuna göre değişir. Eğer aniden çok kanama başlar ve şiddetli kanama olursa bütün materyal kendiliğinden dışarı atılmış olabilir. O zaman kürtaja gerek kalmaz ama yine de bunun ultrasonla izlenmesi gerekir. Rahmin içi temizse sorun yoktur. Ama çok kanaması olduğu halde rahmin içinde atılmamış parçalar varsa, o zaman temizlik için kürtaj gerekir.


* İlk gebeliğinde kürtaj yaptıranların sonradan düşük yapma riski artıyor mu?


Öyle bir olay yok ama kürtajın iyi bir elde yapılması çok önemli. Özellikle küçük dönem gebeliklerde ilk 8-10 haftaya kadar sadece vakum kürtajı öneriyoruz. Çünkü bundan sonra rahim içinde yapışıklık olma ihtimali çok az. Rahimler kazınırsa bu işlemden sonra rahim içinde yapışıklık olma ihtimali fazla. O zaman düşük ihtimali artıyor. Kürtaj basit değildir. Çünkü insanın bütün kaderi ile oynayabilir.


Benim de başıma geldi, ilk gebeliğim düşükle sonuçlandı. O zaman Londra'da ihtisas yapıyordum, çok kanamalı bir şekilde düşük yaptım ve sonra çok zor bir dönem geçirdim. İnsanı hem fiziksel hem de ruhsal olarak etkiliyor. Bebek çok isteniyorsa anne adayını gerçekten çok üzüyor. Ben de o dönemde kendimi suçlamıştım, 'çok çalıştım, çok yoruldum düşük oldu' diye düşünmüştüm ama aslında değildi.

* Düşük olduktan sonra tekrar gebelik ne zaman olabilir?


Düşük olduktan sonra ilk adeti beklemek lazım. İlk adet yirmibirinci, otuzbirinci ve kırkbirinci gün de olabilir. 1. gün de olabilir. Adeti bekledikten sonra eğer hasta kendisini iyi hissediyorsa denemeye başlamasında hiçbir neden yok. Ama zor bir düşük olayı oldu, kanaması olduysa vücudun toparlanmasını bekliyoruz. Ondan sonra vücut tekrar eski sağlık dönemine girdikten sonra gebeliğin olmasını öneriyoruz.


* Düşükten altı ay sonra bir çift yeniden denemeye karar verdiyse, bu süre içinde en ideal korunma yöntemi hangisidir?


Altı aylık dönemde ben kesinlikle erkeklere korunma görevinin verilmesi taraftarıyım. Rahimiçi araç takmak ve ilaç kullanmak altı ay için gereksizdir. En ideali, kadın kendini toparlayana kadar erkek partnerin korunmasıdır. Bu dönemde ertesi gün haplarını da önermem; adet düzensizliği ve anormal kanama yapabiliyorlar. Ertesi gün hapı kullanan kadınların da gebelik için en az iki ay beklemesini öneririm.


Sigara


Sigara ile düşük arasında direkt bir ilişki bulunamamıştır. Sadece, sigara içen annelerin bebeklerinin doğumdan sonraki gelişimlerinde dikkat ve konsantrasyon bozukluğu keşfedilmiştir.


Alkol


Alkol kullanımını hamilelere önermiyoruz ama alkol kullanımı ile düşük arasında da net bir ilişki yok. Yine aşırı derecede çay ve kahve kullanımı ile düşük arasında bir bağlantı yok.


Spor


Ağır egzersiz düşük yapar mı, diye baktığımız zaman soru işareti var; net bir cevap veremiyoruz. Bu yüzden ben anne adaylarına ilk 12 haftada fiziksel aktivitelerini kısıtlamalarını öneriyorum.
****

Gebeliğin ilk 12 haftasında cinsellikte çok dikkatli olmak lazım. Hastanın özellikle de risk faktörü varsa, ufak bir kanaması varsa cinselliğe yasak getiriyoruz.

Sıfır Beden


Sadece eğer anne beslenme olarak çok kötü koşullardaysa, sıfır bedenlerde düşük oranı daha fazla görülüyor. Uzun süredir kötü beslenen, kötü diyetler yapanlarda da düşük oranı daha fazla oluyor.


Vitamin


Folik asit ve B12 eksikliği ile düşük arasında direkt bir ilişki yok. Biz onları farklı nedenlerle kullanıyoruz.


Stres


Stres, düşüğü değil ama erken doğumu tetikleyen bir olay. Kortizon hormonu, ağır stres altında yaşayan kadınlarda erken doğumu tetikliyor. Ama stersle düşük arasında çok net bir ilişki yok.

Ağrı ve kan ilk belirti sayılır


En önemli iki belirtisi alt kasıkta ağrı ve kanamadır. Gebeliğin ilk aylarında ağrı görülmesi normal bir bulgudur. Rahim genişledikçe etraftaki dokulara baskı yapar. Eğer ağrı dinlenme ile geçiyorsa üzerinde durmamak lazım. Ama düşükteki ağrı farklı bir ağrıdır ve çoğu zaman buna vajinal kanama da eşlik eder. Ancak bizim kanamadan kastettiğimiz gebeliğin ilk aylarındaki kahverengi akıntı değil, bildiğimiz kırmızı kandır.


* Sizce kaç kere düşük yaşanırsa tehlike var demektir?

Düşüklerin görülme sıklığı yüzde 15 ile 40 arasındadır. Yani aşağı yukarı üç gebelikten biri düşükle sonuçlanıyor. Çok sık görülen bir olay. Özellikle ilk gebelik düşükle sonuçlandığı zaman çok büyük moral bozukluğu yaşıyorlar, "Neden benim başıma geldi, neden bebeğimi kaybettim" diyorlar. Halbuki her üç kadından biri yaşıyor. Ama arka arkaya üç kez düşük olursa o zaman bir problem var demektir. Araştırmaya başlamak gerekir. Onun haricinde bir kere düşük oldu diye hemen neden araştırmaya başlamıyoruz. Çünkü bunların yüzde 60 nedeni kromozom problemidir. İstatistik olarak yaşanma olasılığı fazladır.












<div>
___________________________________________________________________________
Ne Cenneti Merak Ediyorum Ne De Cehennemi;

Çünkü Ben Annemi Gülerken De Gördüm, Ağlarken De...

[/b]