Diyarbakýr Genel Tanýtým ve Bilgileri


Diyarbakýr ili, Türkiye Cumhuriyeti'nin Güneydoðu Anadolu Bölgesi'nde yer alan bir il. Türkiye'nin doðusundaki en büyük ildir, 1.492.828 kiþi nüfus bakýmýndan ülkenin 6. kalabalýk ili. Yüzyýldan beri Dünyanýn en önemli ticaret merkezlerinden biridir. Avrupa parlementler birliðininin mutlak geçtiði yol. Tarih boyunca 3 Türk devletine, Akkoyunlar (1401-1507), Ýnaloðullarý (1098-1183]), Artuklular (1101-1409), Bit zamani krallýðý (M.Ö 750), Büyük Tigran devleti (M.Ö.85-69 ), Mervanilere (984-1085), baþkentlik yapmýþtýr.



Türkiye :

Bölge : Güneydoðu Anadolu Bölgesi

Yüz Ölçümü : 15.355 km²

Plaka kodu : 21

Telefon Alan Kodu : 0412

DÝYARBAKIR ÝLÇELER:


Diyarbakýr ilinin ilçeleri; Bismil, Çermik, Çýnar, Çüngüþ , Dicle, Eðil, Ergani, Hani, Hazro , Kocaköy , Kulp, Lice ve Silvan'dýr.


Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.
Diyarbakýr Ýlimizin Harita üzerindeki ilçeleri


Eðil: Zengin bir geçmiþe sahip olan Eðil ilçesi tarih içinde de önemli bir yer iþgal etmiþtir. Asur Kalesi'nin adýndan da anlaþýlabileceði gibi Asurlularýn da ötesine ulaþan bir geçmiþi vardýr.


Çermik: Diyarbakýr'ýn kuzeybatýsýnda olan Çermik, kaplýcalarýyla tanýnmýþ ünü tüm yurda yayýlmýþ güzel ve yemyeþil bir ilçemizdir. Dünyanýn her yanýndan insanlar þifa bulmak amacýyla bu kaplýcalara gelirler. Ýlçenin eski kalesi, Alaaddin Camii, Abdullah Paþa Medresesi Haburman Köprüsü efsanevi Gelin Daðý, Seyfullah Bey Hamamý ve Ali Dede Çeþmesi ilk anda görülmesi gereken ünlü yerlerindendir.


Hani: Diyarbakýr'ýn 90 km. kuzeydoðusunda Bingöl-Diyarbakýr karayolu üzerinde daðlýk bir yerleþim yeridir. Hani Ýlçesinde 13. yy.da yapýldýðý sanýlan Hatuniye Medresesi ve 15. yy.da yapýlan Ulu Cami bir Selçuklu eseridir.


Kulp: Kulp, Diyarbakýr'ýn en uzak ilçesidir. Ürettiði nefis ballarýyla tanýnan Kulp, Kâfurum Kalesi, Kanikan Maðaralarý, Kale-i Ulya , Ciksi Kalesi, Büyük Kaya, Ýmamý Gazali Türbesi ve çok eski olduðu sanýlan Bahemdan köyü gibi eski eserleriyle de geniþ bir tarihi zenginliðe sahiptir.


Kocaköy : Kocaköy'ün ne zaman kurulduðu bilinmemektedir. Ýlçede birçok höyük ve maðara bulunmaktadýr.


Lice: Diyarbakýr'ýn 95 km. kuzeyinde tarihi bir yerleþim merkezidir. Efsanesi dünyaca bilinen, çeþitli ülke ve þehirlerin sahip çýktýðý Eshab - ül Kehf maðarasýnýn asýl efsanede geçen Dakyonus þehri tüm özellikleriyle Diyarbakýr'ýn Lice ilçesi yakýnýndadýr.


Silvan: Kuruluþ tarihinin Diyarbakýr kadar eski olan Meyyafarikin uygarlýðýnýn beþiði olan bir ilçedir. Dünyanýn önemli eserlerinden Malabadi Köprüsü, Silvan Kalesi, Kulfa Kapýsý ve çeþitli tarihi camilerin yer aldýðý tepeden týrnaða tarihle doludur


Diyarbakýr Ýlimizin Tarihi:


Diyarbakýr ilinin tarihi M.Ö 7000 yýllarýna Cilalý Taþ Devri’ne kadar uzanýr. Tevrat'ta Adem'in Dicle ve Fýrat nehri arasýndaki bölgede yaþadýðý rivayetler vardýr. Zira Adem'in yaþamýnýn bir kýsmýný Diyarbakýr'da geçirmiþtir. Araþtýrmalarda güçlü deliler bulunmaktadýr. Diyarbakýr Çayönü'nde yapýlan kazýlarda dünyanýn en eski köylerinden biri bulunmuþtur. Kent merkezinde M.Ö. 3000 yýllarýnda baþlayarak Hurriler, Mittaniler, Medler, Persler,Büyük Ýskender, Selevkoslar, Roma Ýmparatorluðu, Bizanslýlar, Araplar, ve Osmanlý devletinin eline geçmiþtir. Surlarýn projesini Yunus çizmiþtir ve onun tarafýndan uygulanmýþtýr. 27 Mayýs 638 tarihinde sahabiler Diyarbakýr'ý Bizans Ýmparatoru Heraklius'un elinden alarak Gaziantep, Urfa, Baðdat, Erbil, Mardin, Musul havalisini Diyarbakýr'a baðladýlar.


Böylece Diyarbakýr eyalet olarak Ýslam devletine baðlandý. Ýlde 7 peygamber 541 sahabe vardýr. Elyesa, Zülkif, Yunus, Ýlyas, Enuþ, Enes ve Harun'un mezarlarý bulunmaktadýr. Mekke ve Medine'den sonra 3. peygamberler ve sahabiler þehri olarak kabul ediliyor. Ardýndan Irak, Suriye ve Mýsýr takip ediyor. Ayrýca Yedi Uyurlar maðarasý, bulunmaktadýr. Kâbe'nin ilk ipek örtüsüde Diyarbakýr'da iþlenmiþtir



Cami ve Kiliseler


Tarihi ve mimari özellikleri ile muhteþem olan Ulu Cami, Nebi Cami ve Safa Cami Diyarbakýr'ýn en ünlü camilerdir. Selçuklu Sultaný Melik Þah tarafýndan yaptýrýlan Ulu Cami, orijinal dizayný ve hem Bizans hem de daha eski mimari malzemeleri kullanmasý ile ilginç olup Türkiye'nin en eski camilerindendir.


Diyarbakýr'ýn 77 km doðusunda, Silvan'da 1185 yýlýnda yapýlmýþ, zarif görünümlü Ulu Cami, kemer kapýlarý ifade eden ince taþ kabartmalarý ile görülmeye deðerdir.


Diyarbakýr Cami ve Kiliseleri


Diyarbakýr'ýn önemli kiliseleri arasýnda Mart Thoma , Meryem Ana, Kýrklar Kilisesi ve Mart Pityon Kilisesi sayýlabilir. Meryem Ana Kilisesi, þehirde kalan az sayýdaki Süryani cemaati tarafýndan halen kullanýlmaktadýr.


Ulu Cami (Merkez): Ýslam dünyasýnda beþinci Harem-i Þerif olarak bilinmektedir. Diyarbakýr Ýslam ordularýnca fethedildikten sonra, ildeki en büyük Hýristiyan tapýnaðý Mar-Tama kilisesi, M.S. 639 yýlýnda camiye çevrilmiþtir. 1091'de Büyük Selçuklu Sultaný Melikþah zamanýnda tamir ettirilmiþtir. 1115 tarihinde meydana gelen deprem ve yangýnda büyük hasar gören cami, 1240 yýlýnda halkýn yardýmýyla onarýlmýþtýr. Avlusundaki þadýrvanlarý, çeþitli devirlere ait kitabeleri yönünden büyük deðer taþýyan bu ilk Ýslam yapýsý, kara taþlarla inþa edilmiþtir.


Anadolu'nun en eski camisi olan Ulu Cami, çevresindeki iki medrese ve diðer yapýlarla anýtsal yapýlar topluluðu olarak günümüzde de dikkat çekmektedir. Plan olarak 705-715 yýllarýnda inþa edilen Þam'daki Ümmiye ve Emevi camilerine benzemektedir.


Behram Paþa Cami (Merkez): 13. Osmanlý Valisi Behram Paþa tarafýndan yaptýrýlan cami, Osmanlý mimarisinin en güzel örneklerindendir. Caminin çok süslü minberi bir sanat harikasýdýr.


Þeyh Matar Cami (Merkez): Dört ayaklý minare ve cami, Akkoyunlu eseri olup 1500 yýlýnda Sultan Kasým tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Minare yekpare taþ sütun üzerinde dört köþeli olarak inþa edilmiþtir. Sütunlarýn üzerinde fýrýnlanmýþ aðaç kullanýlmasý da minarenin özelliklerinden biridir. Bir inanýþa göre yedi defa sütunlarýn arasýndan geçenin dileði kabul edilirmiþ.


Safa Cami (Merkez): 1532 yýlýnda yapýlan cami, Akkoyunlu eseridir. Eskiden bir kýlýf içinde muhafaza edildiði söylenen minaresi oldukça zariftir.


Meryem Ana Kilisesi (Merkez): VI. yy.dan kalma olup, zamanla birçok onarým görmüþtür. Bizans devrinden kalma mihrabý, Roma biçimi kapýsý ilgi çekicidir. Kilisede bazý azizlerin türbesi bulunmaktadýr. Süryani Kadim Yakubi mezhebine ait olan kilisede bazý azizlerin tasvirleri bulunmaktadýr.


Diyarbakýr Hanlar, Kervansaraylar


Diyarbakýr, Tarihi Ýpek Yolu'nun merkezlerinden olmasý sebebi ile önemli hanlara sahiptir. Deliller Haný, Hasan Paþa, Çiftehan ve Yeni Han'da geçmiþte olduðu gibi günümüzde de halý, kilim ve gümüþ iþleme satan dükkanlar bulunmaktadýr.


Diyarbakýr Kervansaray


Mimarisi ve iç yapýsý ile görülmesi gereken yerlerden biri olan Kervansaray, bugün restore edilerek otel haline getirilmiþtir.



Diyarbakýr Kaplýcalar


Türkiye : Çermik Termal Turizm Merkezi

Yeri : Diyarbakýr-Çermik ilçe merkezinin doðusunda yer alýr.

Suyun Isýsý : 48°C

PH Deðeri : 6,3

Özellikleri : Bikarbonatlý, Klorürlü, Karbondioksitli, Hidrojen Sülfürlü ve kýsmen radyoaktif bir bileþime sahiptir.

Yararlanma Þekilleri : Ýçme ve banyo kürleri

Tedavi Ettiði Hastalýklar : Romatizma, deri, solunum yolu, kadýn, eklem ve kireçlenme gibi hastalýklara olumlu etki yapar.

Tarihi Diyarbakýr Surlarý


DÜÞLERÝN BEKÇÝSÝ SURLAR:


Diyarbakýr denilince surlar gelir akla...Surlar denilince Diyarbakýr...

Ve, Diyarbakýr’da Sur demek; “taþ”la, “düþ”ün; “geçmiþ”le “gelecek”in iç içe geçmesi demektir.


Derler ki dünyanýn gelmiþ geçmiþ en uzun surlarý Çin Seddi’dir. Ýkincisi Antakya’da, üçüncüsü Ýstanbul’da, dördüncüsü Diyarbakýr’dadýr. Oysa onlarýn çoðu Diyarbakýr Surlarýnýn gölgesinde kalýr. Diyarbakýr surlarýn diðerlerinde olmayan bir çok üstünlüðü vardýr. Çünkü o surlarýn hiçbiri bu denli yüksek ve heybetli deðildir; hiç biri yazýtlarý ve burçlarýyla bu denli zengin ve görkemli deðildir.


Surlar yüzyýllar boyunca Diyarbakýr’a kanat germiþ, onu çepeçevre sarmýþ-sarmalamýþ, korumasý altýna almýþtýr. Geçmiþin geleceðe aktarýlmasýný saðlamýþtýr. Tarihi geleceðe baðlayan “açýk hava müzesi” dir adeta.


Üzerinde yükseldiði bazalt platonun þekline kurulmuþ olan ve tepeden bakýldýðýnda bir kalkan balýðýna benzeyen Dýþkale, çaðlar boyunca yönetim merkezi olarak iþlev üstlenen Ýçkale ile ahenkli bir biçimde oluþturur. Günümüze ulaþan Diyarbakýr surlarýnýn uzunluðu yaklaþýk olarak 5.5 km’dir ve 1700’e ve 1300 metrelik bir alaný kuþatýr. Surlar üzerindeki 82 burç bedenleri birbirine; dört ana kapý ise eski Diyarbakýr’ý dünyanýn dört bir yanýna baðlar.


Ýçkale’ye eklenerek geniþleyen Dýþkale surlarýna ilk taþlarýn 346-349 yýllarýnda Roma Ýmparatoru II.Constantinus döneminde konulduðu tahmin ediliyor. Daha sonra bölgeye egemen olan Bizanslý, Abbasili, Mervanlý, Selçuklu, Artuklu, Ýnallý, Nisanlý, Eyyübi, Akkoyunlu ve Osmanlýlar; Romalýlarýn koyduðu taþlarýn üzerine yeni “taþlar” koymuþlarsa da, kültürlerin birbirinin üzerinde yükselmesi Diyarbakýr surlarýnýn temel mimari karekterini bozmamýþtýr. Ancak her kültür, surlara kendi kimliðini nakþetmeyi ihmal etmemiþtir. Özellikle burçlar üzerinde yer alan deðiþik dillerdeki yapým ve onarým belgeleri olan yazýtlar ve güneþ, yýldýz, çift baþlý kartal, aslan, kaplan, boða, at, akrep gibi evrenden ve doðadan öykünülen kabartma motifler ve kültürlerin “düþ”lerinin “taþ”lara nakþedilmesidir.


Surlarý savunmanýn bir nesnesi olarak yükselirken; yazýtlar ve motifler ise, bu kültürlerin kimliklerini ve sanatsal düzeylerini bir mesaj olarak çaðlar ötesine taþýyan ve “kimlik kartý” sayabileceðimiz birer simgedir. Adeta silahýn yada savunma gücünün önüne geçerler.


“Surlar üzerindeki kabartmalar, burçlarýn mimari biçimi baþlý baþýna ayrý bir konudur. Savunma kadar belki de savunmadan önce, güzel görünüm birinci planda gelmektedir.” Prof.Dr. Metin SÖZEN.


Sur duvarlarý yaklaþýk 10-12 metre yükseklikte, 3-5 metre geniþliktedir. Bugün ayakta kalan sur duvarlarýnýn ön kýsmýnda bazalttan yapýlmýþ bir duvarýn ve bu iki duvarýn arasýnda bir hendeðin olduðu kayýtlardan bilinmektedir. Ve de bu yapýlarýn izleri günümüzde Fiskaya ve Mardinkapý’da görülmektedir. 1930’lu yýllarda sur içindeki kentin “hava almasý” için surlarýn yýkýlmasý yönünde bir görüþ oluþur. Kent valisi surlarý birkaç noktadan yýkmaya çalýþýr. 1932 yýlýnýn Nisan ve Mayýs aylarýnda Diyarbakýr’ý ziyaret eden arkeolog Prof.Dr. Albert Louis Gabriel’in ve kent aydýnlarýnýn ýsrarlý çabalarý sonucu surlarýn yýkýmý engellenir. En az surlarýn yapýmý ve onarýmýný üstlenenler kadar adý þükranla anýlmasý gereken Prof.Dr. Albert Louis Gabriel, bu yýkýmýn önüne geçebilmek amacýyla Milli Eðitim Bakanlýðý’na bir raporla baþvurmuþtur.


Diyarbekir’in müstahkem suru , tarihi ve arkeologya noktasýndan olaðanüstü bir öneme haizdir. Sadece inþaatýndaki teknik ve teþkilatýnýn tespitinde gösterilmiþ ustalýk deðil, fakat kitabelerinin olaðan üstü zenginliði itibariyle de Türkiye tarihinin canlý bir sahifesi gibidir. Halbuki herkesçe bilindiði üzere, yerel makamlar bunun dinamitle yýkýlmasýna karar vermiþ ve bu kararýn uygulamasýna baþlamýþlardýr...” Prof.Dr. Albert Louis Gabriel

20. yüzyýlýn son çeyreðinde ise, köyden kente göçün ve kentlerde kurulmaya baþlayan plansýz yeni yaþam biçiminin bir sonucu olarak ortaya çýkan çarpýk kentleþme , pek çok kültürel varlýðý gibi Diyarbakýr surlarýnda da büyük bir tahribata yol açmýþtýr.


“Diyarbakýr Surlarý tarihin bize mirasý ve emanetidir. Bu kültürel deðeri, insanlýðýn ortak kültür mirasýný korumak hepimizin görevi olmalýdýr.” Prof.dr.Halil Deðertekin


Zaman içinde insan ve doðanýn yol açtýðý her türlü tahribata karþý direnmeye çalýþan Diyarbakýr surlarý için; Diyarbakýr Valiliði, Büyükþehir Belediyesi ve ÇEKÜL Vakfý’nýn imzaladýðý bir protokol ile “koruma projesi” hazýrlanýr.


BURÇLAR: Bedenler arasýnda yer alan 82 Burcun çoðu silindir biçimindedir; bazýlarý ise dört yada altý köþelidir. Ben u Sen ile Dicle Vadisi’ne bakan ve savunmasý kolay olan cephelerdeki burçlar daha çok dört köþeli ve seyrektir. Dað Kapý ve Urfa Kapý arasýnda kalan ve düþman saldýrýlarýna daha açýk olan bölgedeki burçlar ise yuvarlak ve daha sýktýr. Bu bölgedeki burçlar, takviye duvarlarýyla daha da saðlamlaþtýrýlmýþtýr. Artuklu döneminde yapýlan burçlar büyüklükleri ve iþlemeleriyle diðerlerinden ayrýlýr.


Burçlar genellikle iki katlý, bazýlarý ise üç-dört katlýdýr. Ve alt katlarý depo ve ambar olarak , üst katlarý ise askeri amaçlarla kullanýlmýþtýr. 82 burç arasýnda büyüklükleri ve iþlemeleri nedeniyle Ulu Beden (Evli Beden/ Ben u Sen)Yedi Kardeþ, Keçi Nur, Fýndýk, Mervani, Kral Kýzý, Akrep Burçlarý daha çok bilinirler.


Ulu Beden Burcu (Evli Beden/ Ben u Sen Burcu) ve Yedi Kardeþ Burcu:


Surlarýn güney bölümünde yer alýr. 1208 yýlýnda, Artuklu hükümdarý Melik Salih adýna Mimar Caferoðlu Ýbrahim tarafýndan yapýlmýþtýr. Silindirik yapýsý, onu sarmalayan kitabesi ve çift baþlý kartal, kanatlý aslan kabartmalarýyla oldukça heybetli bir burç olan Ulu Beden ve Yedi Kardeþ Burçlarý plan ve bezemeleriyle birbirine benzer... Nasýl benzemesin ki?


Efsaneye göre zamanýn hükümdarý bir yarýþma düzenler; bu iki burcun yükseldiði yerde, planlarýný da kendisinin çizdiði, çok saðlam ve çok yüksek iki ayrý burç yapýlmasýný buyurur. Kentte bu iþin üstesinden gelecek iki kiþi vardýr. Bunlardan biri usta diðeri de onun kalfasýdýr. Ustanýn düþü ustalýðýný bir kez daha göstermek; kalfanýn düþü ise ustasýný geçmektir. Usta Yedi Kardeþ’ler Burcu’nu, kalfa ise Ulu Beden Burcu’nu yapar. Ýþ bitiminde hükümdar kalfanýn burcunu daha çok beðenir. Buna çok üzülen usta kendini aþaðýya atar...

Baþka bir deðiþle, bu iki burç bir “düþ”ün bittiði yerdir.


Bir baþka efsaneye göre ise, düþmanlar Diyarbakýr’ý kuþatmýþ, günler süren çatýþmalardan sonra yedi kardeþin savunduðu burç dýþýnda tüm kent düþmüþtür. Düþman Kral, uzlaþmak üzere kardeþlere bir elçi yollar. Yedi kardeþler elçiye teslim olma koþullarýný bildirirler. Burcu teslim almaya bizzat kral ve komutanlar gelecek ve teslim olduklarýnda yedi kardeþin canlarý baðýþlanacaktýr. Kral koþullarý kabul eder ve komutanlarýyla birlikte burca girer. Ancak girer girmez bir patlama olur. Yedi kardeþler barut deposunu havaya uçurmuþlardýr. Patlamayla birlikte kral, komutanlar ve yedi kardeþ ölüd. Kert kurtulmuþtur. ..



KEÇÝ BURCU: Mardin Kapýsý’nýn doðusunda, yontulmuþ kaya kütlesinin üzerinde yer alýr. Surlardaki burçlarýn en eski ve en büyüyüdür. Yapým tarihi tam olarak bulunmayan burcun üzerinde, 1223 yýlýnda Mervanoðlu tarafýndan onarýldýðýný belirten bir yazýt yer almaktadýr. 11 kemerli bu burcun bir dönem tapýnak olarak kullanýldýðý sanýlmaktadýr.


NUR BURCU: Yedi Kardeþ Burcu’nun bitiþindedir. Selçuklu döneminin en güzel eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 1268 yýlýnda Selçuklu Hükümdarý Melikþah tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Duvarlarýnda kabartma halinde koþan at, aslan, geyik ve kadýn figürleri iþlenmiþtir. Burada islam ikonografisinde ender görülen “çýplak kadýn” kabartmasý ayrýca dikat çekicidir.

Diyarbakýr Bitki Örtüsü


Doðal bitki örtüsünü, genellikle otsu bitkilerin aðýr bastýðý bozkýr bitkileri oluþturur. Bunlar Ýlkbahar'da kýsa bir süre içinde yeþerip çiçeklenir, ama yaðýþlarýn kesilmesiyle yaz baþýnda kururlar. Çevredeki daðlar, yer yer meþe ormanlarýyla kaplýdýr. Orman bakýmýndan çok yoksul olan Karacadað'ýn Diyarbakýr ili içindeki kesimlerinde yer yer meþe topluluklarýna rastlanýr. Ama ormanlar, ilin toplam yüzeyinin onda birini bile bulmaz.


Gastronomi


Karpuzu ile ünlüleþen Diyarbakýr, cartlak kebabý, içli köfte, çið köfte, bulgur pilavý, kaburga, keþkek, lebeni ; tatlýlardan ise burma, kadayýf ve nuriye'yle yemek kültürü açýsýndan da zengindir.




Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.




















<div>
___________________________________________________________________________
Sürekli Eþ deðiþtirenlerin Seri Katillerden Hiç Bi Farký Yok!!