Amphora Parkı, Amphora Parkı Hakkında
Amphora Parkı

Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü


BODRUM MÜZESİ

AMPHORA PARKI
Eski Tunç Devri Salonu'ndan çıktıktan sonra, şapelin solu takip edilerek dar bir yoldan kalenin üst bölümlerine ulaşılır. Dar yolun sol tarafında, duvar üzerinde ostotek adı verilen kül kapları bulunmaktadır. Bunlar halk arasında çocuk mezarı olarak bilinmektedir. Gerçekte ölü külü ve kemiklerin muhafaza edildiği kaplardır. Ostoteklerin üzerlerinde girland adı verilen süslemeler, boğa başları, kanatlı çocuklar (Eros), Medusa başları, satirler, kısa kenarlarında da öbür dünyayı simgeleyen kapı motifleri görülmektedir. Bazen üstlerinde ölü isimleri yer almaktadır. Burada sergilenen ostotekler M.Ö. I. yüzyıl ile M.S. II. yüzyıl arasına tarihlendirilmektedir. Şapelin duvarlarına dikkatle bakıldığında, XIII. yüzyıla ait iki Selçuklu yazıtı görülmektedir.
Dar yolun tabanı Mausoleion'dan getirilen yeşil taşlarla döşenmiştir. Sola dönüldüğünde, sağda ağaçlar altında amphora parkı bulunmaktadır. Amphora parkını sınırlayan duvar, burada bulunan bir Roma tapınağına aittir. Amphoralar sergilenirken eskiçağda olduğu gibi, ya ağaca, toprak oyuğuna konmuş ya da duvara dayanmış (boş ise) ters çevrilip yere yatırılmıştır. Köşede küme halinde bulunanlar, M.Ö. III. yüzyıl Knidos amphoralarıdır. Bunların belirgin özelliği dipteki kozalak tutamaklarıdır.
Amphoralarda şarap, zeytinyağı, tahıl, kurutulmuş balık gibi şeyler taşınıyordu. Bu Amphoralar formlarına ve yapıldıkları yörelere göre tarihlendirilmektedir.
Antik çağın şarap imal eden önemli merkezlerinin amphoraları, Akdeniz'in tabanında ve çevresinde bolca bulunmaktadır. Antik çağın en pahalı şarabı Sakız şarabıdır. Bu şarap M.Ö. VI. yüzyıldan Miladî yıllara kadar antik dünyanın zengin sofralarının baş köşesini işgal etmiştir. Rodos ve Knidos şarapları da ucuzluğu nedeniyle tüm ülkelerde bol miktarda tüketilmiştir. Özellikle askeri garnizonların bulunduğu yerlerde Rodos ve Knidos amphoralarına çok rastlanmaktadır. Amphoraların kulpları üzerinde imalathanenin mührü ve şehir devletinin garantisi bulunmaktadır. Rodos amphoralarının mührü gül, İstanköy amphoralarınınki yengeç, Knidos'unki ise boğa başıdır. Bütün bu amphoraların örnekleri toplu halde yılanlı kulenin altında amphora teşhir deposunda sergilenmektedir. Amphoralar sanki tiyatroda oturur gibi yerleştirilmişler. Deponun duvarlarında antik geleneğe uygun olarak resimler çizilmiştir. Deponun ön bölümünde ise M.Ö.II. yüzyıla ait bir şarapçı dükkanının nasıl olabileceği anlatılmak istenmiştir.