ALACAHÖYÜK


Alacahöyük, Çorum'un 45 km. güneyinde, Alaca Ýlçesi'nin 17 km. kuzeybatýsýnda yer almakta olup, Boðazköy'e 34, Ankara'ya ise 210 km. uzaklýktaki Alacahöyük Köyü yerleþim alaný içerisindedir.

Höyük, bilim alemine ilk kez 1835 yýlýnda W.C. Hamilton tarafýndan tanýtýlmýþ olup, bu yýllardan itibaren höyük Orta Anadolu'yu ziyaret eden bilginlerin uðrak yeri olmuþtur. 1861 yýlýnda ise G. Perrot Anadolu gezisi sýrasýnda höyüðe gelmiþ ve kapýnýn sað ve solundaki dört köþe kulenin planý ile orthostatlardan birini açýða çýkarmýþýr. Perrot bu çalýþmadan sonra bu kabartmalarýn hitit dönemine ait olduðunu da ilk olarak ileri süren kiþi olmuþtur.


Törensel Sembol

Tunç, Eski Tunç Çaðý, M.Ö. 3. Binin ikinci yarýsý,

Yüksekliði 34 cm. Anadolu Medeniyetleri Müzesi


Anadolu'nun tarihi coðrafyasýnda emeði büyük olan W. Ramsey de Wilson ile birlikte 1881 yýlýnda höyüðü inceleyerek birkaç yeni kabartmayý daha önce bilinenlere eklemiþlerdir. 1893 yýlýnda ise E. Chantre Anadolu'ya geldiðinde ilk olarak höyüðe gelmiþ ve o da sfenkslerin arasýndaki dört köþe dehlizi ve onun gerisindeki ikinci kapýyý ve kapýnýn sövelerini ortaya çýkarmýþtýr. Kabartmalarýn mülajýný alan Chantre, kabartmalarýn konularýna bakarak, Perrot gibi burasýnýn bir saraydan ziyade mabet kapýsý olabileceðini ileri sürmüþtür. Sfenksli kapýnýn güneyindeki aslanlarý da inceleyen Chantre bu kapýlardan biri üzerinde yer alan yazýnýn Frig yazýsý olduðu görüþünü Ramsey'in yazýsýndan sonra daha da kuvvetlendirmiþtir.


Daha sonra 1906 yýlýndan beri Boðazköy'de çalýþan H. Winckler, Makridi Bey ve Ýstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Halil Ethem Bey'in teklifi üzerine Höyük'te araþtýrma yapmaya karar vermiþlerdir. 1907 yýlýnda Makridi Bey sfenksli kapýda yaklaþýk 15 gün süren bir çalýþma yapmýþ, bu çalýþma sonucunda kapý önünde birkaç yeni orthostat daha bulmuþtur. Höyüðün birkaç yerinde sondaj çalýþmasý yaptýktan sonra, höyüðün kuzey eteðindeki poterni (giriþi) görerek bunu Boðazköy'deki poternle karþýlaþtýrmýþtýr.


Höyük'te gerçek anlamda ilk sistemli kazýlar, Cumhuriyet Döneminde Atatürk tarafýndan baþlatýlmýþtýr. 1935 yýlýnda Türk Tarih Kurumu adýna Hamit Zübeyr Koþay, Remzi Oðuz Arýk ve Mahmut Akok gerçekleþtirdiði ilk kazý çalýþmalarý 1983 yýlýna kadar sürdürülmüþtür. Bu tarihten itibaren ara verilen kazýlara 1997 yýlýnda Prof. Dr. Aykut Çýnaroðlu tarafýndan tekrar baþlanmýþtýr.



Törensel Sembol

Tunç, Eski Tunç Çaðý, M.Ö. 3. Binyýlýn ikinci yarýsý,

Yüksekliði 24 cm. Dövme ve dökme tekniðiyle yapýlmýþtýr.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi


Yapýlan araþtýrma ve kazýlar sonucunda Alacahöyük'ün Kalkolitik Çaðdan günümüze kadar kesintisiz olarak iskâna sahne olan höyükte 4 kültür katý tespit edilmiþtir. Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit ve Frig dönemlerini kapsayan bu katlar kendi aralarýnda 15 ayrý mimari tabakaya ayrýlmaktadýr. Buna göre;


Kalkolitik Çað : M.Ö. 4000-3000 ana toprak üzerine 15-9 tabakada,

Eski Tunç Çaðý : M.Ö. 3000-2000 8-5 tabakada,

Hitit Çaðý : M.Ö. 1800-1200 4-2 tabakada,

Frig Çaðý : M.Ö. 750'den itibaren 1. tabakada yer almaktadýr.


Höyük'te Kalkolitik Dönemde gerçekleþtirilen ilk iskân kuzey kýsýmlarý tepeciklerle korunan ve su seviyesinden yüksek bir konumda güneye bakan bir alan seçilerek gerçekleþtirilmiþ olup, bu yerleþme küçük bir köy durumundan ileriye gidememiþtir. Bu dönemde mimari, taþ temel ve kerpiçle örülen duvara dayanýyordu; çatý saz ve kamýþla örtülerek, üzeri düz dam toprakla sýkýþtýrýlýyordu.



Geyik Heykeli

Tunç, Eski Tunç Çaðý, M.Ö. 3. Binyýlýn ikinci yarýsý,

Yüksekliði 52.5 cm, Anadolu Medeniyetleri Müzesi


Kalkolitik Dönemi takip eden ve 4 yapý katý ile temsil edilen Eski Tunç Çaðý Alacahöyük'te 13 kral mezarý ile önem kazanmýþtýr. 5. ve 7. kata ait olduðu ileri sürülen mezarlar þehrin özel bir alanýnda yer almaktadýr. Bunlar biçimleri bakýmýndan Anadolu'nun ve hatta Önasya'nýn eþsiz mezar örnekleri olarak nitelenebilir. Mezarlar yetiþkin erkek ve kadýnlara aittir. Bu mezarlara çocuk ve bebek gömülmemiþtir. Ayrýca bu mezarlarda birden fazla gömüye de rastlanmamýþtýr. Orta Anadolu'daki diðer mezar tiplerinin aksine Alacahöyük'te hem mezarlarýn hem de ölülerin istikametinde bir birlik vardýr. Ölü hediyeleri Eski Tunç Çaðýnda Ege ve Önasya'da bilinenlerin en zengini ve çeþitlisidir. Bunlarýn arasýnda bugüne kadar benzerlerine diðer kültür bölgelerinde rastlanmayan güneþ kurslarý, geyik ve boða heykelleri, süs eþyalarý, kama, kýlýç, balta gibi savaþ aletleri ile piþmiþ toprak, taþ, altýn, gümüþ, tunç, bakýr ve elektrondan yapýlmýþ eserler de vardýr. Eski Tunç Çaðýnda Alacahöyük'ün mimari sistemi, Anadolu'nun özgün yapý tekniðine dayanmaktadýr; bu tekniðe göre yapýlan taþ temelli, kerpiç duvarlý, düz tavanlý, sývalý taban ve toprak çatýlýdýr.


Alacahöyük'ün þu an görülebilir kýsmýný oluþturan Hitit tabakalarý üç yapý katýndan oluþmaktadýr. Bu dönemde, 250 m. çapýnda daireye yakýn þekildeki höyüðün kenarýnda bir savunma sistemi oluþturulmuþ olup, savunma sistemi üzerinde þehre giriþi saðlayan iki ana kapýnýn varlýðý tespit edilmiþtir. Bunlardan biri güneydoðudaki sfenksli kapý, diðeri höyüðün batýsýndaki kapýdýr.



Kadeh

Altýn, Eski Tunç Çaðý, M.Ö. 3. Binyýlýn ikinci yarýsý,

Yüksekliði 13.9 cm, Anadolu Medeniyetleri Müzesi


Höyük'te olasý þehrin dinsel kapýsýný oluþturan güneydoðudaki sfenksli kapýda, iki sfenks yer almaktadýr. Ýki metreden yüksek olan ve monolit taþ lentolarý üzerine yontulmuþ olan sfenks protomlarýnda baþlar dikkati çekmektedir. Dýþarý taþkýn þiþkin gövdeli sfenksler ayrýk ve kýsa bacaklar üzerinde durmaktadýr. Doðu tarafýndaki sfenksin iç yüzünde pençelerinde tavþan taþýyan çift baþlý kartal bulunmaktadýr.


Sfenksli kapýnýn doðu ve batýsýnda yer alan kulelerin altýnda bulunan kabartmalar alçak kabartma tekniðiyle iþlenmiþ, ayrýntýlar plastik olarak verilmiþtir. Batý kulesi orthostatlarýnýn hemen hemen hepsi tüm bir friz olarak izlenir. Bu kýsýmda altta kült-libasyon konularýnýn ve üst sýrada ise av sahnelerinin betimlendiði görülmektedir. Fýrtýna tanrýsý onuruna kutlanan ve Hitit dini metinlerinden de bilinen bayram törenlerinde baþrahip ve rahibesi olan kral ve kraliçe burada boða karþýsýnda dua pozisyonunda gösterilmiþ, bunu izleyen kabartmalarda ise törenin diðer bölümleri betimlenmiþtir. Doðu kulesindeki kabartmalarda oturan tanrýça önünde dua eden þahýslar yer almaktadýr; bunlar kült törenlerinin devam ettiðini göstermektedirler.



Gaga Aðýzlý Kap

Altýn, Eski Tunç Çaðý, M.Ö. 3. Binyýlýn ikinci yarýsý,

Yüksekliði 14.3 cm, Anadolu Medeniyetleri Müzesi


Sfenksli kapýdan içeri girip, giriþ kompleksini geçtikten sonra sað tarafta "Mabet-Saray" olarak adlandýrýlan büyük bir Hitit yapýsýnýn temelleri görülmektedir. Bu yapý, çeþitli depo odalarý ve diðer komplekslerden oluþmaktadýr.