Zincirli (Sam'al) Örenyeri

Ýslahiye ilçesinin 10 Km. kuzeyinde, Fevzipaþa Bucaðýna baðlý Zincirli Köyündeki Kalýntýlar, eski adý Sam’al olan bir krallýk kentini ve kalesini kapsamaktadýr. Hitit Ýmparatorluðu’nun M.Ö. 12. yüzyýl baþlarýnda yýkýlmasýndan sonra, kurulan Geç Hitit Krallarýndan birinin merkezi olan kent, M.Ö. 920’de Aramiler’in egemenliði altýna girdi. Daha sonra Sam’al, M.Ö. 743’te Asur’a baðlý bir devlet haline geldi. M.Ö. 725’te de bu imparatorluðun topraklarýna katýldý.


Zincirli’de 1888-1890-1891, 1892, 1894 ve 1902 yýllarýnda, özellikle, Kral Humann, Felix Von Luschan ve Robert Koldewey yönetiminde gerçekleþtirilen kazýlar sonucu, Zincirli (Sam’al) kentinin saraylarý, önemli yapýlarýn yer aldýðý akropolisi ve dýþ surlarý ortaya çýkartýlmýþ, kentin ilk kez, M.Ö. 1300 yýllarýnda surlarla çevrildiði anlaþýlmýþtýr. Kent alanýnýn merkezinde yer alan yükseltinin üzerinde, bir kale kurulmuþ, kalenin içinde ise bir saray inþaa edilmiþtir. Daha sonra, M.Ö. 10-9. yüzyýllar arasýnda, iki yeni saray daha yapýlmýþ ve kentin etrafýnda yer alan çember biçimindeki sur, M.Ö. 7. yüzyýlda, ilkine koþut ikinci bir duvarla takviye edilmiþtir.


M.Ö. 900-700 yýllarý arasýnda Zincirliyi yöneten krallar arasýnda Kilamuva ve Barrakab zamanýnda kente, geniþ çapta bayýndýrlýk faaliyetlerinde bulunduklarý, ele geçen bu eserlerden anlaþýlmaktadýr. Zincirli-Sam’al da, M.Ö. 9. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan itibaren, saray yapýlarýnda Arami Sanatý’nýn egemen olduðu izlenmektedir. Bu eserlerin en eski örnekleri; Kral Kilamuva’ya (M.Ö. 832-810) ait, hükümdarýn rölyefi ve Arami Yazýtlarý, bazalt ortostat ve ayný kralý oðlu veya bir saraylý ile betimleyen küçük boyda bazalt steldir. Sanat tarihi açýsýndan son derece önemli bu iki özgün eser, Berlin’dedir. Kral Barrakab’ýn egemen olduðu yýllarda, sitadel/iç kale’nin saray yapýlarýnda; heykel, kabartma ve kaideler ile baþlýklarý daha çok stilize bitkisel motiflerle bezemeli sütunlarýn yer aldýðý görülmektedir. Barrakab çaðýna tanýk olan ortostatlar, kuzey direkli yapý’nýn doðu kanadýnda ortaya çýkartýlmýþ ve bunlardan bazýlarý yerinde sabit olarak bulunmuþtur. Bunlarýn içinde birbirini tamamlayan iki ortostat Ýstanbul Eski Þark Eserleri Müzesi’nde, geri kalanlar ise Berlin Müzesi’nde bulunmaktadýr.


Kazý çalýþmalarý sýrasýnda birçok heykelin yaný sýra, özellikle, kabartmalarla süslü çok sayýda stel ve ortostat ortaya çýkartýldý. Bu eserler, M.Ö. 9-7. yüzyýllar arasýndaki Geç Hitit sanatýnýn en güzel örneklerini oluþturmaktadýr. Yapýldýklarý döneme göre üslupsal deðiþiklikler gösteren bu kabartmalarda, saray ve din çevreleri üzerine, zengin bilgiler veren çeþitli sahneler canlandýrýlmýþtýr. Masa baþýnda oturan bir kadýn, tahtýnda oturan Kral Barrakab ile bir yazýcý, bir savaþ arabasýna binmiþ savaþçýlar, elinde mýzrakla bir kalkan tutan Savaþ Tanrýsý, savaþçýlarýn ve çalgýcýlarýn yer aldýðý bir geçit töreni, bir ziyafet sahnesi, bir atlý, bir boða, düþsel hayvanlar,(aslan gövdeli ve iki baþlý, biri aslan, öbürü insan baþlý) karma yaratýklar.