Zaman makinasında atlayıp gidiyoruz geçmişe

1400 yılına ortaçag denen o devire

Krallar şatolar oklar ve balolar

Sabaha kadar süren müzik ve danslar

şatoda devam ederken halk dışarda aç sefil

Rezil bir hayat çekilir gibi değil

Eğil kralın önünde çünkü kanun o

Ona karşı çıkarsan kelle uçuyor

Kuru ekmek çorba sabah akşam çabala

Halk isyanda ama değil kralın umrunda

Köylüler ve asiller birbirinden nefret eder

İşte böyle parça parça günler gelir geçer

Büyük balık küçük balığı yutar bu felsefe bu!

İnsanlıgın tarihindeki acı kanunu

İnsanlar her zaman kahramanını bekler durur

Hayal kurmak bize tek kurtuluş yoludur

Korkudur bize asırlardır yerilen

Çekilen biziz ve menfaat için sömürülen

Çekilen yıllar karşısında ne değişti?Ne?

Güçlüler karşısında hep zayıflar ezildi


Na nana Na Nana Na nana Na nana Na nana!


Kaplamış o eski şatonun duvarını yosun

Sen bu eglencenin içinde ne yazık ki yoksun

Kralın senin bedenin benligin ruhun

Kaç kaçabilirsen dünyanın sonuna

Mutlaka bir kral vardır dur der sana

Fırtına kopuyor kara şovalye geliyor

Dört nala baksana her tarafta o var ya

Cehennem sana o kadar yakın ki

Hemde tam dibinde al götür sen kendinide

Karala yarala sen kendini parçala

Şahşahalı pahalı hayatında sen al yanına

Yaptıkların hiçbir zaman yanına kalmaz

Zaman geçer ama yaptıkların hiç unutulmaz

Kusmaz sana kin ve nefret kusmayan olmaz

İnanmaz şeytanlar bile sana inanmaz

Düşünsene beyninin bir ömür çırpınışını


Kapat kulaklarını çığlıklara sımsıkı

Benim sonumda ne yazık ki seninle aynı

Görsemde herşeyi ben senden farklı

Ruhunu bedenden ayır gör o leş yıgını!


Na nana Na Nana Na nana Na nana Na nana!