sagopa kajmer-vesselam(2008)


Şu baş belası dilimi kesin zilimi çalsın serzeniş içime dolsun üzüntü

Süreklilik ne zor bir iş perişanlık pişmanlık çekilmesi en güç dertmiş

Sabır tüm sıkıntıların anahtarıdır doğrudur düş kırıklıklarım sonucu ruhum yorgundur

Ağaçlarımdan pişmanlık meyveleri sarkıyor haydi topla

Gözlerimden uyku çalına ara ve bul patakla

Gönlümün dipte kalan kısmında arşivlenmiş onca yara

Yılan ve akreplerle dolu içinde bulunduğum yuva

Birileri haddini bildirmeli ölüm okuna kafa tutan kalkanlara

Yaptıklarımdan sebep yapacaklarına hazırlıklı

Sago yüzüm sadık köpek yüzün kedice pazarlıklı

Lan bir sen mi kaldın akıllı bu tarla mayınlı

Ummadığın yer tuzaklı vesselam





Bil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür

Tırnaklarını aşındıran çözemediğin bu kör düğümdür

Üzgünümdür hayli vesselam

Vuslatım gelmez mihman

Bekleyim gurbetteyim ne deyim

Sen gözümde dikensin bana hoş bir gül gerek

Düşüncelerin yüzüne vurmalı buna adam gerek

Lakayıtın hedefi uğruna sadece yanan bir yığın emek

İçinde şeytan himayede o sen değilsin o an demek

Kum saati döner akan zaman saçlarımı söker

Nursuz bir yüz meyvesiz bir ağaca benzer gülüver

Taş yerinde ağır -ağır ağır gazla diyarımdan

ey iştahı maymun nefis çekil gıyabımdan

el emeği mahsulünden geçin yunus

dalaletin delaleti olmak neyime desturum

sorularınızın cevaplarını bakışlarımdan bulun

silahlarımın acılarını kurşunlarımdan sorun

elbiselerin kibir kokulu kalbin içi fesat dolu

fikir zikir aynı anda bitir okulu fark edilmez sandığın komik iblis oyunu

ezelden beridir ona elini veren kaptırmıştır kolunu

Bil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür

Tırnaklarını aşındıran çözemediğin bu kör düğümdür

Üzgünümdür hayli vesselam

Vuslatım gelmez mihman

Bekleyim gurbetteyim ne deyim