Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/2 İlkİlk 12
20 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: Türkiye nostaljisinden kısa kısa notlar bu albümde

  1. #11

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart




    CİN ALİ ÇOCUK KİTAPLARI:
    1970’lerde revaçta olan ilkokul çocuklarına yönelik “Cin Ali” adlı kare şeklinde 16 sayfadan oluşan, siyah-beyaz çok enteresan kitaplar vardı. Ali adlı çocuğun, belli bir seriyi takiben; okuldaki, piknikteki, denizdeki, müzedeki, törendeki, dişçideki ve hayvanat bahçesindeki müthiş heyecanlı (!) maceralarına yer veren kitaplardaki çizimler çöp çizgilerden oluşmaktaydı. Herşey ama herşey birkaç çizgiden ibaretti; evler, arabalar, insanlar, hayvanlar, eşyalar... Kollar ve bacaklar ve vücutlar çöpten ibaret olup herhangi bir organ ihtiva etmemekteydi. Kafalarsa bir yuvarlaktan müteşekkildi. Okuyan çocuğun resimleri kolayca taklit ederek çizebilmesine imkân vermek amacıyla düşünüldüğü muhtemeldi. Her çocuğun çantasında bu serinin en az 1-2 kitabı mevcuttu. 80’lerden itibaren çocuk kitapları sektöründeki hızlı gelişim, Cin Ali kitaplarının da sonu oldu.

  2. #12

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    CİVCİV BESLEMEK:
    80’li yıllarda moda olan trendlerden biri de evlerde civciv beslemekti. Pazarlarda ve hatta sokak aralarında satılan civcivlerden 3-5 adet satın alınır, bunlar yazın evlerin balkonlarında, kışınsa odanın içinde kuytu bir köşede, yanlarında birkaç havalandırma deliği açılıp zemini samanla döşenen bir ambalaj kutusunun içine konulur, kutunun üzerinden de içeriye ısıtma ve aydınlatma amaçlı, sürekli yanan bir ampul sarkıtılırdı. Hevesle başlanan bu bakım işi giderek tavsar, civcivler birer ikişer telef olmaya başlar, sonunda da yaşamayı başaran kalanları piliç mertebesine ulaşıp da, sürekli kutudan çıkmaya, eşyaların üzerinde uçmaya, etrafa tüy dökerek yerleri pisletmeye başladıklarında kesilip ailecek yenilirlerdi. Apartman dairelerinde kümes hayvanı beslemek gibi ekstrem girişimleri olan aileler için, bir gecelik ziyafet uğruna o zahmeti ve kokuyu aylarca çekebilmek ne derece çekiciydi, bilinmez...

  3. #13

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    YASSI DİKDÖRGEN PİLLER:
    Yaklaşık 5X5 santim ebatlarında kırmızı-beyaz renkli yassı piller vardı. “Berec”, “Ki-wi” gibi markalardaydılar. Bunlar daha çok el radyolarının arkalarına kayışla sabitlenirlerdi. 6 volttular (Şimdiki 4 adet 1,5 voltluk kalem pillerin toplam kapasitesinde). Artı kutuplarının olduğu yerlerde teneke iki adet kulakçıkları olurdu. Çok pratik ve kullanışlı olan yassı piller 80’lerin sonunda piyasadan silindiler.

  4. #14

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    YÜNDEN ASTRONOT BAŞLIKLARI:
    Aya ilk insanın ayak bastığı 1969 yılından sonra, astronot başlıklarından esinlenerek moda olan çocuk başlıkları vardı. Hemen her çocuğun en az bir adet yünden astronot başlığı olup, bunlar çeşitli renklerde ve genelde -astronotlarda olsa oldukça komik kaçacağı kesin- tepelerinde birer ponpon ihtiva ederlerdi. Tek parçadan müteşekkil bu teknolojik(!) koruyucuların ön kısmındaki açık bölümünden, giyen çocuğun gözleri ve burnu gözükürdü. Ağız kısmını tamamıyla örttüğünden dolayı, ayrıca kaşkol sarılmasına gerek kalmazdı. Başlık kafaya sıkıca yapıştığından, çıkarıldıklarında saçlar ıpıslak ve şekilsiz görünümlerini bir süre korurlardı.

  5. #15

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    ÇOCUK ZAPTETME KAYIŞLARI:
    Küçük çocukların yolda yürürken sağa-sola ani hareketlerle koşarak herhangi bir kazaya uğramalarını önlemek, bir nevî dizginlemek için kayışlar icat edilmişti. Bebek mağazalarında satılan bu deri kayışlar, yumurcağın omuzları ve koltukaltlarından dolanarak bağlanırlardı. Yaklaşık 1 metre uzunluğundaki kayışın ucu da ebeveynin elinde olurdu. Çocuk, kayış yardımıyla sık sık frenlenirdi. Anne-babalar da hem çocuğu kucakta taşımak zahmetinden kurtulurlar, hem de güvenli bir şekilde çocuğu bir ölçüde serbest bırakırlardı. Görüntü olarak gerçekten de itici olan bu uygulama, 80’lerde tamamen yok oldu.

  6. #16

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart




    ÇORAPTAN ÖRGÜ PASPASLAR:
    Özellikle 70’lerde moda olan bu paspaslar, hamarat evkadınları tarafından, kaçtıkları için giyilemeyecek durumdaki kadın çoraplarının malzeme olarak kullanıldığı, kalın şişlerle örülen ev eşyalarıydılar. Kapı önlerine ve evin muhtelif yerlerine serilirler ve kışın da yerin soğuğunu oldukça önlerlerdi. Hem eski çoraplar değerlendirilir, hem de bedavaya paspas sahibi olunurdu. Bu parlak fikir, 80’lerden sonra tüketim toplumu tarafından avam kabul edilerek, kaçmış çoraplar direkt çöp kutusuna atıldılar.

  7. #17

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart




    CUMARTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM:
    İlk ve ortaokullar, 1974 yılına kadar Cumartesi günleri de öğrenime devam ettiler. Cumartesileri diğer günler gibi tam değil yarım gün kabul edilirdi. Bu yüzden öğretim iki saatti. İlk ders 1 saat sürer, sonra on dakika teneffüs olur, ardından da 40 dakikalık ikinci ders yapılır ve bahçede hep bir ağızdan İstiklal Marşı okunduktan sonra birbuçuk günlük hafta sonu tatiline girilirdi. Bu uygulama 1974-75 öğretim yılından itibaren kaldırılarak, Cumartesi günü tam gün tatil kabul edildi.

  8. #18

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    DEVAM SA:3 SÜ:5’DE:
    80’lerin sonlarına dek gazetelerin ilk sayfalarında yer alan haberler, şimdiki gibi özet olarak sunulmaz, direkt konuya girilerek makale tarzında anlatılmaya başlanırdı. Kendine ayrılan yerin sonuna gelindiğinde de, haber nerede kaldıysa (çoğu zaman cümlenin ve hatta kelimenin ortasında) kesilir, altındaki satıra da koyu harflerle; “devamı sa:3 sü:5’de” gibi ilginç bir ibare konulurdu. Yani bu açıklama, haberin orada bitmediğini ve devamının, gazetenin üçüncü sayfasının beşinci sütununda olduğunu belirtmeye yarardı. Artık günümüzde ilk sayfada kısa bir özetin altına; “devamı 3’de” gibi ibareler konulmakta ve adı geçen iç sayfada haber bir bütün olarak en başından sunulmaktadır.

  9. #19

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    KOYUN POSTUNDAN YAYGILAR:
    70’li yıllar denenmemişlerin denendiği yıllar olduğundan dolayı, o yıllarda evlerde enteresan bir yenilik daha yerini aldı; “koyun postundan yaygılar”... Çoğunlukla kurban bayramını müteakip, kesilen hayvanın postu biraz alacalı ya da bol tüylüyse, herhangi bir hayır kurumuna verilmek yerine özel birtakım işlemlerden geçirilerek yıkatılıp temizletildikten sonra, kokuları olabildiğince giderilir, alt kısımları tabaklatılır, tüyleri parlatılarak yumuşatılır ve de daire kapısının girişi ya da misafir odasının ortası gibi evin en görünen bir yerine yayılırdı. Postlar bunca işlemden geçtikten sonra deforme olup pelte gibi iyice kendilerini saldıkları için, görenlerde, üzerinden tır ya da silindir geçtikten sonra dümdüz bir vaziyette odanın ortasına yapışmış ölü bir kuzu intibaı uyandıran bu yaygılar, üzerlerine basıldığında muşambanın veya taşın üzerinde kolaylıkla kayarak, basanları sık sık düşürme özelliğine de sahiptiler. 80’lerden sonra insanlar bu yanlıştan döndüler ve evlerine normal kilimler ve halılar sermeye başladılar.

  10. #20

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    EGZOST BORUSU ÇIKARTILMIŞ OTOMOBİLLER:
    1970’lerde ve 80’lerin sonlarına kadar, özellikle gençler arasında Murat-124 marka otomobillerin egzost boruları çıkartılarak sokak aralarında hızla dolaşma modası vardı. Egzost borusu olmayan otomobil çok kuvvetli bir mide-bağırsak gurultusu ile aşırı zorlanarak yellenme sesi arası bir gürültü çıkarırdı. Bu otomobillerin koltukları çoğunlukla koyun postuyla kaplanmış olur ve tavanıyla arka camların iç kısımlarına ağırlıklı olarak mor ya da kırmızı ince lambalar monte edilmiş olurdu. Pioneer marka kasetli teyplerinde sürekli Orhan Gencebay ya da Ferdi Tayfur çalardı. Ön ve arka çamurluklar ise özel kaplama olurdu. Ön camın içine olabilen herşey süs eşyası olarak asılı dururdu. Camın arkasında da o yıllarda moda olan ve çoğu arabada birer tane bulunan, arabanın hareketiyle birlikte kafası sağa-sola titreşen oyuncak bir de köpek bulunurdu. Arabanın turlama esnasında çıkardığı bu enteresan sesin nereden geldiğini görmek için çoğu insanın evlerin pencerelerinden dışarı uzanmalarına yol açan Murat-124 marka otomobillerin 90’larda yollardan çekilmesiyle bu moda da rafa kalktı.

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •